15 Eylül 2007 Cumartesi

Hadis-i Şerif

1- Beş vakit namazı camide kılan Bismillahirrahmanirrahim demiş gibidir.

2-Ümmetim yıldızlara gidesiye kadar kıyamet kopmayacaktır.

6.314 yorum:

«En Eski   ‹Eski   5201 – 5400 / 6314   Yeni›   En yeni»
yuksel dedi ki...

Meclisler emanettir. Sırrı ifşa edilmez. Üç meclis müstesna: Haram kan akıtılması konuşulan meclis, Haram fercin helal sayıldığı meclis ve helal olmıyan malın helal sayıldığı meclis.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
Sayfa: 232 / No: 14
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

Üstünlüğü zenginlikte aramak müşriklerin işidir. 2.344.
sy.347.
Genel Fihrist.
Toprak, cumartesi günü yaratılmıştır. 7.660.
Genel Fihrist.
sy. 340.
Riyazu's Salihin
İmam Nevevi.
cilt.. 8.
Kampanya Kitapları.

yuksel dedi ki...

(Her müslümana) ölüm ganimettir. Masiyet musibettir. Yoksulluk da rahatlıktır. (Ahiretçe hesabı yoktur, dünyada ise gailesi yok) Zenginlik ukubettir. Akıl Allah'ın hediyesi, cehalet dalalet, zulm nedamet, taat gözbebeğidir. Allah korkusundan ağlamak ateşten kurtuluştur. Gülmek bedenin helakidir, günahtan tövbe eden hiç günahsız gibidir.
Ravi: Hz. Âişe (r. anha)
Sayfa: 237 / No: 8
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

Allah Teala'ya cihadın en sevimli olanı, zalim hükümdara söylenen hak sözdür.
Ravi: Hz. Ebû Ümâme (r.a.)
Sayfa: 16 / No: 17
Ramuz El-Ehadis

YANITLASİL

yuksel27 Şubat 2023 21:12
5128-Kim iki Hadis öğrenir, onunla kendi faydalanır, başkasına da faydalanması için öğretirse, bu onun için altmış yıllık ibadetten daha hayırlıdır.
Ramuz ül Ehadis
Ahmed Ziyâüddin Gümüşhanevi
Hadis Ansiklopedisi
cilt. 2. sy. 1183.

yuksel dedi ki...

صُدُورُ الْأَحْرَارِ قُبُورُ الأَسْرَارِ،

وَلِكُلِّ مَقَامٍ مَقَالٌ وَلِكُلِّ مَيْدَانٍ رِجَالٌ.

“Âhrârın sudûru, esrârın kubûrudur. Her ma- kam için makāl, her makal için de rical vardır.”

Yani Allâh-u Te'âlâ'dan gayri her şeyin kö- leliğinden hür olanların kalpleri sırların gömülü bulunduğu kabirlerdir. Her yere uygun bir söz, her söze uygun da adamlar vardır.

yuksel dedi ki...

Yaratılışın en yüksek gayesi Allah c.c. imandır.(M.) 218:20.mektup.muk.
Bir Hazinenin Anahtarı
Risale-i Nur Kulliyati Fihrist Ve İndeksi
İsmail Mutlu
sy. 309.

yuksel dedi ki...

Bilir misin, nimetin tamamı nedir? Nimetin tamamı Cennete girmek ve Cehennemden kurtulmaktır.
Ravi: Hz. Muaz (r.a.)
Sayfa: 12 / No: 11
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

Allah, Hz. İbrahim (a.s.)'ı "Halil". Hz. Musa (a.s.)'ı "Neciy" ve Beni de "Habib" ittihaz etti. Sonra buyurdu ki: "İzzetim ve Celalim hakkı için Habibimi, Halilim ve Neciyyim üzerine tercih ederim."
(Halil dost, neciy sırdaş, Habîb sevgili demektir.)
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
Sayfa: 11 / No: 11
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

Allah (z.c.hz)'leri Beni hidayet ve alemlere Rahmet olarak gönderdi. Ve Beni; çalgıları, eğlenceleri, cahiliyet işlerini ve putları mahvetmek için gönderdi. Rabbim, izzeti üzerine yemin etti ki, kullarından bir kul dünyada içki içerse, ona kıyamet gününde muhakkak (Cennet) şarabını haram kılacak, kullarından bir kul da içkiyi terkederse Allah da ona muhakkak (Hazire-i Kudsünde) kendi yüce makamı yanında, Cennet şarabından içirecektir.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
Sayfa: 245 / No: 8
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

İnsanın en büyük düşmanı şeytandır.(L.) 74:13.Lem'a.
İnsanın en zararlı düşmanı nefsidir. (L.) 74:28..Lem'a.
Bir Hazinenin Anahtarı
Risale-i Nur Kulliyati Fihrist Ve İndeksi
İsmail Mutlu
sy. 323.

yuksel dedi ki...

babaları Adem (A.S.), onları köşküne çağırır. Onlara ziyafetler, şölenler verir.

Pazar günü olunca ikinci babaları Nûh (A.S.), mü'minleri ken- di makamına çağırır. O da ziyafette bulunur.

Pazartesi günü olunca İbrâhim Halilullah (A.S.) onları yine ma- kamına davet eder. Ziyafet çeker.

Salı günü olunca Musâ (A.S.) makamına çağırır. Ziyafetler verir.

Çarşamba günü de olunca İsâ (A.S.) makamına dâvetle ziyafet etse gerektir.

Perşembe günü olunca Enbiyâ Sultanı, Esfiyânın Gözleri Nuru, Hüda'nın Habibi, Ceza Günü'nün şefaatçısı Hazret-i Muhammed Mustafa (S.A.V.) Hazretleri bütün makamların en alâsı olan Vesile makamına mü'minleri çağırarak türlü ikramlar ve ni'metlerle ziya- fet buyursa gerektir. Vaktâ ki o ziyafetten dönülüp herkes kendi ye- rine dönünce Vâhidi ferdi Samed ve lem yelid ve lem yûled ve lem yekün lehu küfüven ehad vasfı ile vasıflanan Allahü Zülcelâli vel İk- rim Celle Şanühu'dan herbirine melekler gelir, hususî bir dâvette bulunurlar ve Cuma günü olunca Hatiretül Kudüs'te toplanırlar.

YANITLASİL

yuksel10 Mart 2023 22:40
Bitin büyük resuller, nec minberler üzerinde otururlar, ashab-i kirim ve zürriyetleri da (Allah onlardan razı olsun) kürsüler üzerinde Allah velileri, şehitler ve salih kullar (Allah cümlesine rahmet ee sin) sandalyeler üzerinde otururlar. Başka Cennet ehli sedite rindedirler. Hazret-i Fahr-i Alem ve Seyyid-i Beni Adem (SAT) dimiz Hazretleri Kur'ân-1 Azim okur. Mübarek seslerinin ge den, yumuşak tathlığından ve tazeliğinden, güzelliğinden Ceme ağaçlarının yaprakları hareket eder, köşk ve saraylarının pencete s natları harekete gelerek herbirinden bir türlü lätif sesler gitata tır. Kuşların ötüşlerinden dolayı türlü türlü seslerle büyük bir zek doğacaktır. Bu ne anlatılır, ne tabir edilir, ne de beyan mümk

Sonra, nebilerin güzel söz söyleyeni, hatibi Dâvud (AS) uz okur. Böyle türlü safalar doğar. Daha sonra da ateş yüzü gömments ancak Allah'ın kudretiyle pişmiş, meydana gelmiş olan nefis ve 22- dina doyulmaz yemeklerle ziyafetler olur. Türlü türlü kap ve kise sunucu hûrilerle göze görünmeyecek şerbetler verilir. Böylece in dilinin anlatmakta aciz kaldığı, aklın idrak edemeyeceği tiria nimetler ve ikramla, çeşit çeşit izâzdan sonra mekândan minewat şekil ve azà, cisim ve cismaniyetten uzak olan Hak Celle ve Alta cemâli ile onları müşerref eder ve:
Kara Davud
Delail i Hayrat Şerhi
M. bin Süleyman Cezuli.
sy. 653,654.

yuksel dedi ki...

Valizler şimdiki zamanı geçmiş zamana kıyas etmemeli.(D. H. O.) 88.
Bir Hazinenin Anahtarı
Risale-i Nur Kulliyati Fihrist Ve İndeksi
İsmail Mutlu
sy. 666.

YANITLASİL

yuksel14 Mart 2023 22:52
Ben ve duası kabul olunmak şanından olan her Peygamber, şu yedi sınıf insana lanet etmiştir: Allah'ın kitabına ilavede bulunan. Allah'ın kaderini tezkib eden. Allah'ın haram kıldığını helal sayan. Ehli beytim hakkında Allah'ın haram kıldığını helal sayan. Sünnetimi küçümseyerek terk eden. Ganimette hak gözetmeyen. Mevkiini suistimal ederek, Allah'ın aziz ettiğini zelil ve zelil ettiğini aziz eden.
Ravi: Hz. Amr İbni Şeğavi (r.a.)
Sayfa: 296 / No: 1
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

2011 yılından itibaren iktidar partisinin, gösteri ifade, basın ve internet kullanımıyla ilgili özgürlükleri kısıtladigini vurgulayarak Erdoğan ın bir 'gizli gizli gündemi' olduğunu iddia ediyordu.
sy. 433.
Recep Tayyip Erdoğan isminin Ortadogu da 'yükselen değer' haline gelmesinden çekinen.
sy. 440. Üst Akıl
Derin İktidarın Küresel Efendileri

yuksel dedi ki...

İllim taleb etmeye koşun. Sâdık bir kimseden işitilecek bir Hadisi şerif, dünya ve onun üzerindeki altın ve gümüşten daha hayırlıdır.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
Sayfa: 295 / No: 2
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

Dil söyler kulak dinler, kalp söyler kâinat dinler.
Yunus Emre

yuksel dedi ki...

Namazdan kaçmak Allah Teala nın huzurundan kaçmaktır.
Mahmud Efendi Hazretleri

yuksel dedi ki...

hadisesi) Hz. Avf İbni Malik (r.a.)
258 4 Dört fitne olacak: Kan mübah kılınacak, Kan ve mal mübah olacak, Kan, mal ve ırz mübah kılınacak ve dördüncüsü ise deccal fitnesi olacaktır. Hz. İmran İbni Husayn (r.a.)
258 5 Deccalin önü sıra hud'alı seneler olur ki; yağmur çok yağar, fakat nebat az our. Sadıkler tekzib olunur, yalancılar ise tasdik olunur. Haine itimad edilir, emin ise hain addedilir. Ve "Rüveybiza" söz sahibi olur. Denildi ki: "Ya Resulallah, Rüveybiza nedir?" Buyurdu ki, Kendisine itimad olunmayan ve kıymet verilmeyen kimselerdir. Hz. Avf İbni Malik (r.a.)

YANITLASİL

yuksel17 Mart 2023 23:46
258 7 Altı hal vardır ki onlar vaki olduğunda ölümü temenni edebilirsiniz: Sefihlerin beyliği, Hükmün para ile satılması, Kanın istihlaf edilmesi, Zaptiyenin çoğalması, Akrabalığın kesilmesi, Kur'an-ı Kerim'i eğlence yapanların çoğalması ve Onun musiki yerine dinlenilmesi. Öyle ki, adamı mihraba, nağme dinlemek için geçirirler. Halbuki o adamın fıkıhtan haberi bile yoktur. İşte bu durumlarda ölümü istemekte haklı olursunuz. Hz . Abis el Gıfari (r.a.)
258 8 İlimde, birbirinize nâsih olun ve birbirinizden bir şey gizlemeyin. Zira, ilimde hiyanet, malda hiyanetten eşeddir. Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
258 9 Lohusa kadın kırk gece bekler. Bundan önce temizlik görürse, temiz hükmü giyer. Kırk gün geçerse özürlü addedilir. Yıkanır ve namaza devam eder. Kan fazla gelirse, her namaza bir abdest alır. Hz. İbni Amr (r.anhüma)
258 10 Gökten yardım, zahmete göre, ve sabır da musibete göre iner. Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
258 11 Kadın, şu dört şeyi için nikahlanır: Malı, Asaleti, Güzelliği ve Dini. Elin toprak olası, sen din sahibine bak. Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
258 12 Olanca kuvvetinizle temizlenin. Zira Allah (z.c.hz)'leri islamiyeti nezafet üzere tesis etmiştir. Ve Cennete ancak nazif girer. Hz Ebu Hureyre (r.a.)

YANITLASİL

yuksel17 Mart 2023 23:49
Sayfa Sıra Hadis-i Şerif Ravi
293 1 Oğullarınızı ve kızlarınızı evlendirin. Kızları altın ve gümüşle süsleyin, ve elbiseleri güzel olsun. Ve kendilerine rağbet edilmesi içinde onlara güzel hediyelerle ihsanda bulunun. Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
293 2 Zengini ziyaret eden, sâim ve kâim gibi sevab alır. Fakiri ziyaret eden kimes ise fisebilillah cihad sevabı alır. Ve bunun için atılan adımlar, Aziz ve Celil olan Allah yolundaki adımlara denk olur. Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
293 3 Kur'an-ı Kerim'i seslerinizle ziynetlendiriniz. Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
293 4 Bayram namazlarınızı tehlil, tekbir, tahmid ve takdislerle ziynetlendiriniz. Hz. Enes (r.a.)
293 5 Meclislerinizi Bana selat ve selam getirmekle ziynetlendiriniz. Zira Bana selavat getirmeniz kıyamette size nur olur. Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
293 6 Rabbimden "Lahinlere" (Aptal, çoluk çocuk gibi aklı az olan) azab etmemesini diledim, kabul buyurdu. Hz. Enes (r.a.)
293 7 Rabbimden, müşrik çocuklarından ölenleri Benim için bağışlamasını diledim, kabul buyurdu ve Cennete soktu. Hz. Enes (r.a.)
293 8 Rabbimden, Benden sonra, ashabımın ihtilaf edecekleri meseleler hakkında sual ettim. Bana vahyetti ki: "Ya Muhammed (s.a.s.) Senin eshabın Benim yanımda gökteki yıldızlar gibidir. Bazısı diğerinden daha parlaktır. Kim ki, onlardan birisini (içtihadlarında )takip etse, o kimse Benim nazarımda hidayet üzerindedir." Hz. Ömer (r.a.)
293 9 Ya Ali, senin hakkında Allah'dan beş şey istedim. Birini kabul etmedi, dördünü verdi: Ümmetimin senin başında toplanmasını Allah'dan

YANITLASİL

yuksel17 Mart 2023 23:50
293 9 Ya Ali, senin hakkında Allah'dan beş şey istedim. Birini kabul etmedi, dördünü verdi: Ümmetimin senin başında toplanmasını Allah'dan istedim, kabul etmedi. Senin hakkında Bana verdikleri ise şunlardır: Kıyamet gününde ilk olarak Ben ve yanımda sen kalkacağız. Önümde "Hamd" sancağını sen taşıyacaksın. Evvelkileri ve sonrakileri geçeceksin. Benden sonra mü'minlerin veliside sen olacaksın. Hz. Ali (r.a.)
293 10 Aziz ve Celil olan Allah'dan seni takdim etmesini (önce hilafete geçmeni) üç kere istedim, kabul etmedi. Ancak Ebu Bekir'i kabul etti. (Bu sözü Hz. Ali (r.a)'a buyurdu.) Hz Ali (r.a.)

yuksel dedi ki...

1516- Hadislerimin bazısı bazısını nesh eder, tıpkı Kur'an da olduğu gibi.
Ramuz ül Ehadis
Hadis Ansiklopedisi
Ahmed Ziyâüddin Gümüşhanevi
cilt. 1.sy.371.

YANITLASİL

yuksel20 Mart 2023 00:23
Allah Benim hulefama rahmet eylesin. Denildi ki: "Senin halifelerin kimlerdir Ya Resulallah?" Buyurdu ki: "Benim sünnetimi ihya edenler ve onu insanlara öğretenlerdir."
Ravi: Hz. Hasan (r.a.)
Sayfa: 291 / No: 1
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

Zelzele tesadüfi bir tabiat hadisesi değildir. (S.) 160:14.söz, zeyl.
Bir Hazinenin Anahtarı
Risale-i Nur Kulliyati Fihrist Ve İndeksi
İsmail Mutlu
sy. 649.


YANITLASİL

yuksel20 Mart 2023 01:00
722:Konferans

Cumhuriyet devri başlarındaki İslâm düşmanlığı. (T.H.) 137, 141, 144:Barla hayatı; (E.L.) 1:262.

Çabuk kıyamet kopmazsa, İslâmiyet hakikati insanlığı esfel-i sâfilîne düşmekten kurtaracak. (H.Ş.) 48.

Dârülfünun küfre karşı İslâmın kalesiydi. (S.) 672:Lemaat Dinsiz bir Müslüman. (M.) 38:9. Mektup, râbian.

Doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu gösterirsek, baş- ka dinden olanlar gruplar halinde Müslüman olacaklar. (Mn.) 86; (E.L.) 1:117.

Düşmanların rağmına İslâmiyet inkişaf edecek. (Mh.) 33:1. ma- kale 8. mukaddime

Efkår-1 İslâmiyedeki teşettüt. (Sn.) 50. Faiz İslâma mutlak zarardır. (S.) 671:Lemaat Gayr-i müslim bir mü'min. (M.) 38:9. Mektup, râbian.

yuksel dedi ki...

Komite :Gizli dernekler ve örgütler.
komplo :bir kimse aleyhine alınan gizli karar.
Komprime: hap.
Yeni Cep Lügat. sy. 124.
Envar Neşriyat

yuksel dedi ki...

KOMITAL: (Slavca) Maksadına ulaşmak için ekseri silah kullanan, siyasî, gizli ihtilaki cemiyet. Eşkiya. KOMITACI: Siyasi bir gayeye ulaşmak

için, silahlı mücadele yapan gizli bir topluluk ler

veya teşkilatın mensubu olan kimse. KOMITE: Fr. Bir komisyon arasından seçilmiş âzası bulunan, bir iş için toplanan hey'et. Meclis şubesi. Hey'et.

KOMPARTIMAN Lab: Fr. Yolcu trenlerin- de vagonların bölümlerle ayrılmış kısımların- dan her biri.

KOMPETAN: Fr. Bir işi iyi bilen. Bir şey

hakkında yerinde kararlar alabilen kimse.

KOMPLEKS: Fr. Bir anda kavranamıya- cak şekilde çeşitli sebeblerden, unsurlardan meydana gelmiş. Basit olmayan. Mürekkep. Insanların davranışlarına, ruh hâllerine yön veren birbirine bağlı şuuraltı hayallerinin bü- tünü.

KOMPLO: Fr. Bir kişiye karşı toplu olarak alınan karar. Tuzak. Suikast.

KOMPRIME: Fr. Toz halinde iken sıkış- tarlip ufak hap haline getirilmiş ilaç.

yuksel dedi ki...

181. Artık kim, onu (ölünün vasiyetini) işittikten (veya yazılmasından) sonra değiştirirse, bunun günahı ancak onu değiştirenlerin üzerinedir. Şüphesiz Allah, (her şeyi) işitendir, bilendir.

182. Kim de, vasiyet edenin bir hata etmesi (haksızlığa meyletmesi)nden veya bir günah işlemesinden korkar da (tarafların) arasını düzeltirse ona hiçbir günah yoktur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcı ve çok merhametlidir.
Bakara Suresi

yuksel dedi ki...

Kur'an i indirildiği asra göre düşünmek. (S.) 112:7.Sua.
(As.M.)112 :1.huccet-i imaniye.
Kur'an herbir kelamı üç kaziyeyi içine alır.(İ. i.) 68.
Bir Hazinenin Anahtarı
Risale-i Nur Kulliyati Fihrist Ve İndeksi
İsmail Mutlu
sy. 398,399.

yuksel dedi ki...

Kur'an öyle bir zatın kelamıdır ki, o bütün zamanları ve bütün eşyayı bir anda görüyor.(S.) 242:20.Söz, 2.mak., 2.sual.
Bir Hazinenin Anahtarı
Risale-i Nur Kulliyati Fihrist Ve İndeksi
İsmail Mutlu
sy. 403.

yuksel dedi ki...

Muhakkik İMAM SÜYÛTÎ " Cem'ul-Cevami" adlı kitabında :
-"Benim ümmetim için de SILA namında bir kimse gelecektir.
Onun irşad ve şefaati ile nice nice insanlar Cennete gireceklerdir," meâlindeki sahih hadis i Şerifi nakleder.
Sofiyye ulemasi SILA namıni Ahmed Faruk i Hz. lerine atfederler.
SILA : Şeriat ile Tarikatı vasleden, birleştiren demektir.
Mektubat - i Rabbani
İmam-ı Rabbani
Abdülkadir Akcicek.
Çile Yayınları
cilt. 1.
sy. 8.

yuksel dedi ki...

Kimle gezdiğinize, kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. çünkü : bülbül güle, karga çöplüğe götürür.
Mevlana.

yuksel dedi ki...

Evli ve ekonomik olarak zor durumda olan gazeteci apar topar askere alınacaktı. Ancak darbecilerin unuttukları bir şey vardı. Ga zeteci, kendi yerel askerlik şubesi yerine İstanbul'daki bir başka as kerlik şubesine "bakaya olduğu gerekçesi ile" baş vuracak cuntacı- ların planını suya düşürecekti. İstanbul'daki askerlik şubesinden aldığı "Birliğe Katılım Belgesi'nde Türkiye'nin en güzel illerinden birinde askerlik hizmeti yapacağı" belirtilmişti. Genelkurmay, Ge- nelkurmay II. Başkanı Çevik Bir ve Cumhurbaşkanlığı tarafından açılan ve toplam 30 yıl civarında ceza talebi ile yargılanan bu gaze teci, birliğine teslim olacaktı. Birliğinde hizmetini kusursuz yerine getiren bu gazeteciye "Usta birlik hizmetini bu şehirde yapacağı" komutanları tarafından kendisine söylenmesine rağmen, bir anda Güneydoğu'ya sürgüne gönderilecekti. Güneydoğu'daki askerlik süreci, bu gazetecinin hayatı tamamen değiştirecekti. Askerlik gö- revi öncesinde sahip olduğu başta bedensel sağlık olmak üzere, aile- sini, mesleki kariyerini ve her şeyini kaybedecekti. Ve askerlik göre vi bittikten sonra çalıştığı gazete tarafından da yalnız

yuksel dedi ki...

Bir cemaat gelir, sünneti öldürürler ve dine "telbis"i, halisliğini bozacak şeyleri sokarlar. Allah'ın, lanet edicilerin, meleklerin ve bütün halkın laneti onların üzerine olsun.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
Sayfa: 507 / No: 5
Ramuz El-Ehadis

YANITLASİL

yuksel26 Mart 2023 23:49
Kuvvet ve zorbalık hangi devletin kan damarına girmişse o Devleti yıkmıştir.(D. H. O.) 85.
Bir Hazinenin Anahtarı
Risale-i Nur Kulliyati Fihrist Ve İndeksi
İsmail Mutlu
sy. 410.

YANITLASİL

yuksel26 Mart 2023 23:57
telbis:1.kusuru, yanlışı örtme, gizleme :hile ile kötüyü iyi, yanlışı doğru gösterip aldatma, kandırma. 2.aldaticilik,hile, kandırmaca dolandırıcılık, oyun, düzen.
Tabiratli, Terkibli, Ansiklopedik.
Risale-i Nur'un Büyük Lügati
Envar Neşriyat.
sy. 1197.

yuksel dedi ki...

Ali Şükrü Bey’in Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde muhalif tavrıyla öne çıktığı diğer bir tartışma konusu da Lozan’dı. Lozan Konferansı’nın 3 Şubat 1923’te kesintiye uğraması üzerine Ankara’ya dönen Türk heyeti başkanı İsmet Paşa’nın gelişmeler hakkında 26 Şubat 1923 tarihinde düzenlenen gizli celsede Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bilgi vermesi üzerine bu hususta da günlerce süren tartışmalar yapıldı. Bu tartışmaların temelini, özellikle ikinci grup temsilcilerince öngörülen Lozan’da Mîsâk-ı Millî’den tâviz verildiği iddiaları oluşturmaktaydı. Şubat ayı boyunca devam eden görüşmeler mart ayına da sarktı, en sert tartışmalar 5 Mart tarihli celsede meydana geldi. Bu görüşmede Ali Şükrü Bey, Musul meselesinin bir yıl sonraya ertelenmesinin Mısır ve Girit gibi kaybedilmesi anlamına geleceğini, Ege adalarının Yunanistan’a bırakılması halinde Anadolu’nun denizden savunulamaz duruma geleceğini vurguladıktan sonra ülkenin kaderinin İsmet Paşa liderliğindeki Lozan Heyeti’ne emanet edilemeyeceğini belirtti ve konuşmasını, “Mehmetçiğin süngüsüyle kazanılan bu muazzam zafer Lozan’da heba edilmiştir. Bu murahhasa heyetinin barış meseleleri üzerinde sözleri olamaz efendiler! Artık bunların vazifeleri bitmiştir” sözleriyle tamamladı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Lozan görüşmeleri hakkında yaptığı konuşmalarla diğer muhalif görüşleri, 19 Ocak 1923 tarihinde İstanbul’dan Ankara’ya taşıyıp başyazarı olarak yayımlamaya başladığı Tan gazetesi aracılığıyla kamuoyuna aktaran Ali Şükrü Bey 27 Mart 1923 Salı akşamı ortadan kayboldu. Bütün aramalara rağmen nerede olduğu hakkında herhangi bir sonuç alınamadı. 29 Mart günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde söz alan ikinci grup başkanı Erzurum milletvekili Hüseyin Avni Bey, Ali Şükrü Bey’in kayboluşundan duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve yetkilileri göreve çağırdı.

yuksel dedi ki...

166-167. Ey Mü’minler! İki topluluğun (Uhud gazvesinde) karşılaştığı gün başınıza gelen (musibet) Allah’ın izniyle olmuştur. (Bu da Allah’ın gerçek) inananları ayırt etmesi ve münâfıklık yapanları meydana çıkarması içindi. (Münâfıklara): “Gelin, Allah yolunda savaşın veya (düşmana karşı) savunmada bulunun.” denildi de: “Eğer biz savaş etmeyi bilseydik, elbette arkanızdan gelirdik.” dediler. Onlar o gün, küfre, imandan daha yakındılar. Onlar, ağızlarıyla (inanıyoruz diye), kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Allah, (onların kalplerinde) gizlediklerini pek iyi bilendir. [krş. 3/152]

168. (Uhud’a savaşa gitmeyip evde) oturanlar da (savaşta ölen) kardeş (ve yakın)ları hakkında: “Eğer bize itaat ed(ip Medine’de kal)salardı ölmezlerdi.” demişlerdi. Onlara de ki: “Eğer doğru sözlü iseniz, ölümü kendinizden geri çevirin.”

169-170. Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü zannetme! Bilakis onlar Rableri katında diridirler ve rızıklanırlar. (Hem de) Allah’ın kendilerine lütfettiği (şehitlik rütbesi)ne kavuşmaları sebebiyle sevinç içerisindedirler. Arkalarından henüz kendilerine (şehit olarak) katılmamış olanlara da, hiçbir korku ve üzüntü olmayacağını müjdelemek isterler. [krş. 2/154]

yuksel dedi ki...

Resulullahın İslâmı tebliğe başladığı sırada sadece Mekke ve Arabistan değil, dünyanın hemen her yeri fesat içinde kaynıyordu. Bir yanda bütün bir dünya, diğer yanda ise tek başlarına cihana meydan okuyan Resulullah ile etrafındaki birkaç Sahâbî vardı. Cenâb-ı Hak, bu âyet-i kerime ile, onlara, görünür- deki bu fevkalâde zayıf durumlarından do- layı ümitsizliğe düşmemelerini, çünkü zâhirî kuvveti elinde bulunduranların da bu kuv- vete ancak Allah'ın izniyle kavuştuklarını, yoksa bu durumun "Biz bir yöne giderken bütün dünya başka tarafa gidiyor; demek ki onların gidişinde bir hakikat var" mânâsına gelmeyeceğini ders vermektedir. Zâhirî kuvveti elinde bulunduranlara halkı aldat- maları için bir fırsat vermek de llâhî hikmetin bir gereğidir. Çünkü ileri gelenlerin hakka sahip çıktığı bir yerde îmân etmek kolaydır. Allah'a sarsılmaz bir îmân ile bağlananlar ise, bütün kuvvetin hakka karşı kullanıldığı, in- sanları aldatmak için her yolun denendiği yerlerde ortaya çıkar. Nitekim Âl-i Imrân Sûresinin 179'uncu âyetinde, "Habisi temiz- den ve münâfığı mü'minden ayırıncaya ka- dar Allah sizi imtihana uğratacaktır" buyurul- muştur. Âyette kuvvet, mal, mevki ve ma- kam sahipleri için de büyük bir ders vardır.

yuksel dedi ki...

Müslümanları yönetenier, onların işlerinin bag çenler müslümanlardan olmalıdır. Çünkü milime nn kendilerini yönetenlere itaat etmeleri bir farize, a vecibe, bir zorunluluktur. Müslüman olmayanlara e at edilebilir? Allah Teâlâ şöyle emreder: "Ey iman denie Allah'a itaat edin, Resûle itaat edin ve sizden olan buy sahibi yöneticilere itaat edin" [Nisa süresi (4), 59). Bizlerin y neticilere nasihatimiz, onlara karşı vazifemiz, kendilerinin ve dürüst olmalarını, doğru yolu bulmalarını, adaletli davan malarını istemektir. Onlara karşı saygımız ve sevgimiz, şahısle rini tanımamıza veya birtakım özel işlerimizi onlar vasıtasıyla gerçekleştirmemize bağlı olamaz. Böyle bir saygı ve sevgi di- nimiz nazarında makbul de sayılmaz. Yöneticilerin adil idare leri altında bütün İslâm ümmetinin birliğini ister, bunun için gayret ederiz. İslâm ümmetinin parçalanmışlığı vüreğimizi

yuksel dedi ki...

Din alimleri, toplumu yöneten idarecilere, Allah'ın Kitabı ve Resulü'nün sünneti yönünde nasihat etmeyi ve kendilerini hakka davet etmeyi büyük ve şerefli bir görev saymalı, bu hu- susta görevlerini yerine getirmezlerse, Allah katında en büyük sorumluluktan kaçmış olmanın cezâsını çekeceklerini bilmeli- dirler. Çünkü "En büyük cihad, zâlim idareciye karşı hakkı hay- kurmaktır" (Ebû Dâvûd, Melâhim 17; Tirmizî, Bey'at 37).

YANITLASİL

yuksel2 Nisan 2023 07:32
Sayfa Sıra Hadis-i Şerif Ravi
406 1 Bir kimse bir gazinin başını gölgelendirirse, onu da Allah (z.c.hz.) kıyamet günü gölgelendirir. Kim tek başına Allah yolunda bir gaziyi techiz etse, gazinin sevabı ona da aynen verilir ölene veya dönene kadar. Bir kimse, içinde Allah'ın ismi anılacak bir mescid bina ederse, Allah ona Cennette bir köşk verir. Hz. Ömer (r.a.)
406 2 Bir kimse Allah yolunda cihad edene veya sıkıntıdaki borçlu bir kimseye veya kölenin azatlığına yardım ederse, Allah onu, kendi gölgesinden başka gölge olmayan günde, gölgelendirir. Hz. Sehl İbni Cübeyr (r.a.)
406 3 Bir kimse bir müslümanın kanının akmasına bir kelimenin ucuyla bile yardım etse, kıyamette alnına, "Allah'ın rahmetinden payı yoktur" diye yazılır. Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
406 4 Bir kimse bi-gayri hak bir husumete veya bir zulme yardım etse, bundan vaz geçinceye kadar Allah'ın gadabındadır. Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
406 5 Bir kimse batılla hakkı yenmek istiyen bir zalime yardım ederse, o kimse Allah'ın ve Resulünün zimmetinden düşer. Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
406 6 Bir kimse bir müslümana bir sözle yardım etse, veya onun için bir adım yürüse, Allah onu kıyamette Peygamberler ve Resullerle emin olarak haşr eder ve buna karşılık kendisine, Allah yolunda öldürülmüş yetmiş şehid sevabı verilir. Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
406 7 Bir kimse, bir ihtiyacı üzerine bir mü'mine yardım etse, Allah ona yetmiş üç rahmet verir. Bunun biri dünyasının ıslahına kafi gelir. Geri kalan yetmiş ikisi ona Cennetteki dereceleri için saklanır. Hz. İbni Said (r.a.)
406 8 Bir kimse

YANITLASİL

yuksel2 Nisan 2023 07:33
406 8 Bir kimse müslüman bir köleyi azad etse, Allah kölenin her bir azasına mukabil onun bir azasını Cehennemden azad eder. Hatta ferci fercine karşılık azad olununcaya kadar. Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
406 9 Bir adam bir köledeki hissesini azad etse, ve malı da diğer hisseleri ödeyecek kadar varsa o köleye adil bir değer biçilir ve diğer ortaklara hisseleri verilerek köle tamamiyle azad olunur. Yoksa azad olunan kadar azad olur. Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
406 10 Bir kimse dalalet bayrağı kaldırsa veya ilmi gizlese (Bir hakkı ketmetse) veya zalime bilerek yardım etse, bu kimse islamdan beridir. Hz. Amr İbni Abese (r.a.)
406 11 Bir kimse bi'dat sahibinden buğz ederek yüz çevirirse, Allah onun kalbini korkudan emin kılar ve imanla doldurur. Kim bid'at sahibine sert muamele ederse, Allah Teala onu en büyük korku gününde emin kılar. Kim bid'at sahibini hakir ve zelil görürse, Allah onu Cennette yüz derece yükseltir. Kim de bid'at sahibine selam verir veya ona beşaretle mülaki olursa ve onu sevindirici şeyle karşılarsa, Muhammed (s.a.s.)'e indirileni istihfaf etmiş olur. Hz. İbni Ömer (r.anhüma

YANITLASİL

yuksel2 Nisan 2023 07:36
409 10 Bir kimse halk kızdığı halde Allah rızasını isterse Allah ondan razı olur. Sonra halkı da ondan razı eder. Kim de Allah'ı gadab ettirerek insanların rızasını isterse, Allah ona gadab eder ve halkı da ona hasım kılar. Hz. Âişe (r.anha)
409 11 Bir kimse halk kızdığı halde Allah'ın rızasını isterse, Allah halktan gelen şer ve fitneye karşı onu korur ve ona yeter. Kim de Allahı gazablandırarak insanların rızasını isterse, onu halka bırakır ve bir şeyine karşımaz. Hz. Âişe (r.anha)
409 12 Bir kimse halk sena etsin diye, Allah'a isyan teşkil eden işler yaparsa, insanlardan evvelce kendisini öven, sonra da zem eden bir kimse olur. Hz. Âişe (r.anha)

yuksel dedi ki...

işlerin en hayırlısı zorlu olanıdır.
sy. 537.
Hadis i Şerif İndeksi
Bediuzzaman Said Nursi
Terimli, Lügatli, kaynaklı, İndeksli.
Tarihçe i Hayatı
Söz Basım Yayın.
sy. 1275.

yuksel dedi ki...

الرحيم الله

Rahman ve Rahim Allah'ın Adıyla.

Bismillah Allah'ın kendisiyle hitabını açtığı ayet-i kerimedir. Onu kim bile Allah ona sevabını bolca verir; onu kim bilirse Allah ona çok icabet ader onun kıymetini kim yüceltirse Allah ona iyi bir varış yeri ihsan eder.

وَالْقُرْآنِ الْحَكِيمُ (۲)

1-2. "Yasin. Hâkim olan Kur'an'a yemin olsun ki."

Bir yoruma göre, "Ey Efendi" demektir. Bir yoruma göre Ya misak ginine işaret ederken, Sin sevenler karşısındaki sırrına işaret eder. Bir yuruma göre misak gününün hakkı ve sevenler karşısındaki sırrın üzerine ve hakim Kur'an'a yemin olsun ki demektir.

إِنَّكَ

yuksel dedi ki...

SONUÇLAR
Miladi Hicri Rumi
Gün 10 17 YOK
Ay Kasım Ramazan YOK
Yıl 1938 1357 YOK
Gün Adı Perşembe

yuksel dedi ki...

SONUÇLAR
Miladi Hicri Rumi
Gün 23 25 YOK
Ay Mart Ramazan YOK
Yıl 1960 1379 YOK
Gün Adı Çarşamba

yuksel dedi ki...

SONUÇLAR
Miladi Hicri Rumi
Gün 10 17 YOK
Ay Kasım Ramazan YOK
Yıl 1938 1357 YOK
Gün Adı Perşembe

YANITLASİL

yuksel12 Nisan 2023 21:31
SONUÇLAR
Miladi Hicri Rumi
Gün 23 25 YOK
Ay Mart Ramazan YOK
Yıl 1960 1379 YOK
Gün Adı Çarşamba

YANITLASİL

yuksel12 Nisan 2023 21:36
Bediuzzaman Said Nursi
23 mart 1960
25 Ramazan 1379
Mustafa Kemal Ataturk
10 Kasim 1938
17 Ramazan 1357

yuksel dedi ki...

) rem (S.A.S.) şöyle buyurmuşlardır: Rü'yada beni gören bizzat beni görmüştür.

(3) Ebû Hureyre (R.A.) diyor ki, Resûli Ekrem (S.A.S.) şöyle bu- yurdular: Rü'yada beni gören gerçekten beni görmüştür. Çünkü Şey- tân kendini bana benzetemez.

Bu Hadisi Şerifi Ebû Hureyre (R.A.) dan rivayet eden A'sım b. Kureyb'in babası Kureyb, oğlu A'sım'a şöyle nakletmiştir. Rü'yâda Re- suli Ekrem (S.A.S.)i gördüğümü, Hasan b. Alî (R.A.)ı hatırladığımı, Hz. Hasan'ı ona benzettiğimi Abdullah İbni Abbâs (R.A.) Hz.lerine anlat- tim. Abdullâh ibni Abbâs (R.A.) evet Hasan Resûli Ekrem (S.A.S.) e çok benzemektedir. (Hz. Hasan Resûli Ekrem (S.A.S.) benzediğine da- ir bir çok rivayet vardır. Hatta Hz. Ali (R.A.) dan şöyle rivayet edilmiş- tir; Hasan belden yukarı kısımlarıyla, Hüseyinde belden aşağı kısımla- rıyla Resûli Ekre m (S.A.S.) e çok benzemektedirler.)

YANITLASİL

yuksel18 Nisan 2023 04:04
أحب الجِهَادِ إلى الله تعالى كلمة حتى تقال لا مام جائر

Hazreti vacibü 1-vücuda göre, cihâdın en sevimlisi, cevr ve zulüm le mellif bulunan- eimme yâni hükkâm nezdinde, hak olan sözü giz- kmeyip, aşikar eylemektir. 629 uncu hadîsi şerife de bakınız.

أحث الطعام الى الله ما كثرت عليه الانبي PA

Ceilu mübdi käinât, üzerinde çok eller bulunan yemeklerden, pek ajale bogut olur. İşbu kelâmı hikmetiyle cenâbi peygamber efendimiz rederi, inmeti merhumelerini, bahil olmaktan ve tamakârlıktan tah- le se ve Alicecab ve müsafirperver olmalarını tergib ve teşvik
Binbir Hadis
Mehmed Arif
sy. 31.
Sema ili Şerife
Tirmizi. sy. 407.

yuksel dedi ki...

Sözlük yazımında en önemli husus sözlüğü yazılacak dilin söz varlığının tesbit edilmesi işidir. Ele alınan döneme göre dilde kullanılan veya eski metinlerde geçen bütün kelime ve deyimler sözlüğe alınırken kullanılmayan ya da kullanılıp kullanılmadığı belirlenemeyen kelime ve deyimlerle bazı yazarların eserlerinde rastlanan, ancak dilde yaygınlık kazanmamış kelime ve deyimlere yer verilmez. Daha önce yazılan sözlüklerden hareketle, çeşitli metinlerin taranması, ayrıca yazarın bilgi ve kültürünün katkısıyla ve titiz bir ayıklama ile madde başları belirlenir. Bu alanda yapılan en önemli yanlış eski sözlüklerdeki bütün kelimelerin, hatta Arapça ve Farsça sözlüklerdeki -Türkçe’ye geçmemiş- bir kısım kelimelerin madde başı olarak alınmasıdır. Bazı sözlük yazarları kullanım sıklığı çok az olan kelimelere eserlerinde yer vermezken bazıları bunların yanında kullanılmış olması muhtemel kelimeleri de sözlüklerine almışlardır. Bunun örnekleri Kāmûs-ı Türkî ile Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat’tır. Osmanlıca-Türkçe sözlükler de birer Türkçe sözlük sayılır. Bu bakımdan sözlük yazarı Türkçe’yi daima ön planda tutmalı, onu yabancı kelimelerin egemenliği altına girmiş öz varlığı olmayan ikinci derecede bir dil şeklinde göstermeye gayret etmemelidir. Öte yandan sözlük kelimesi niteliği taşımayan, yani özel bir anlam kazanmayan kelime ve tamlamalar da sözlükte gösterilmez. Türkçe’de -ma/-me ve -ış/-iş ekleriyle yapılan fiil isimlerinin bir kısmına bilhassa yeni kelime türetimi sırasında belli anlamlar yüklenmiştir. Bunların dışında kalan binlerce fiil isminin özel bir anlamı bulunmadığı için bunların sözlüğe alınması doğru değildir. Diğer bir husus bazı kök ve gövdelerden dilde kullanılmayan yapay kelimelerin türetilmesidir. Sayıları binleri bulan bu sözcüklerin asıl kelimelerin arasına serpiştirilmesi sözlükten yararlanmayı güçleştirmektedir. Çok karmaşık bir yapıya sahip olan dil, sözlük sayesinde bazı kalıplar içinde düzene konulduğundan kullanılmayan bir kelimeye yer verilmesi kullanılan bir kelimenin sözlüğe alınmamasından daha büyük bir yanlıştır. Kısacası sözlük, eskilerin “tarif” kelimesi için söyledikleri “efrâdını câmi ağyârını mâni” (gerekenleri içerip gerekmeyenleri dışarıda bırakma) ilkesine uygun olmalıdır. Bu açıdan sözlükçülük bir seçme ve ayıklama işi olup bir harmanlama değildir. Sözlük yazarı ayrıca madde başlarının düzenlenmesinde ve anlatımda “güzel Türkçe”yi göz önünde bulundurmak zorundadır.

yuksel dedi ki...

Sunlar Bidattir.mesela;
açık saçık giyinişler ve kadın erkek beraber bulunmak gibi
yeni cep lügat sf 29
Allah c.c. bidat sahibinin ne amalini ne de duasini kabul etmez.5

yuksel dedi ki...

)

6000- Amelsiz sözün, niyetsiz amelin kıymeti yoktur. Sözün de, amelin de, niyetin de eğer sünnete uygun değilse değeri yoktur.

٦٠٠١ - لا نذر فِى مَعْصِيَةٍ ولا غَضَبِ وَكَفَّارَتُهُ كَفَّارَةُ يَمِينِ رن عن

(عمران) 6001- Masiyet ve gazab içinde adak olmaz. Onun keffare yemin keffareti gibidir

YANITLASİL

yuksel22 Nisan 2023 20:34
Allah (z.c.hz.)'leri Adem oğlundan çıkanı dünyaya misal olarak gösterdi. Bu, gaita ve idrardan kinayedir. Yani insandan çıkan şeyler, bundan evvel, çeşitli, temiz yumuşak yemeklerdi ve temiz ve içilmesi hoş içeceklerdi de, bunun akibeti gördüğünüz gibi oldu. İşte dünya da nefis ve hoş manzaralıdır. Nefislerde bu süsünden dolayı bu dünyaya heves eder. Cahil, akibetini düşünmeyip onun dışını ziynetine, ebedi kalıcı zannederek aldanır. Akıllının kalbi ise ona yatmaz. Bilgisi ile ona aldanmaz. Bilir ki o, muvakkat bir fanidir. Bir müddet faydası olsa da, ölüm, dünyada yaşayana çaresiz gelecek ve dünyadan onun alakasını kesecektir.
Ravi: Hz. İbni Ubey İbni Kaab (r.a.)
Sayfa: 271 / No: 15
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

DÜRERÜ’l-HÜKKÂM
درر الحكام
Son devir Osmanlı hukukçusu Ali Haydar Efendi (ö. 1935) tarafından kaleme alınan Mecelle şerhi.
İlişkili Maddeler
Yazarı
ALİ HAYDAR EFENDİ, Küçük
Son devir Osmanlı hukukçusu ve Mecelle şârihi.
MECELLE-i AHKÂM-ı ADLİYYE
Osmanlı Devleti’nde 1868-1876 yılları arasında hazırlanan ve daha çok borçlar, eşya ve yargılama hukuku esaslarını içeren kanun.

yuksel dedi ki...

Müellif:
AHMET AKGÜNDÜZ
Tam adı Dürerü’l-hükkâm şerhu Mecelleti’l-ahkâm olan eser, Mecelle’nin mevcut şerhleri arasında en meşhuru ve en hacimli olanıdır. Mecelle’nin düzenlediği hukuk dalları hakkında ayrıntılı bilgiler ihtiva etmesi sebebiyle yerli ve yabancı hukukçular tarafından takdirle karşılanmış ve daha sonra yazılan bütün şerhlere kaynak teşkil etmiştir.

Ali Haydar Efendi, başta Mekteb-i Hukuk ve Medresetü’l-kudât olmak üzere çeşitli yüksek okullarda Mecelle’yi okuttuğu için eserin bir şerhinin yapılmasının zaruri olduğunu anlamıştı. Önce Mecelle’yi Dürerü’l-hükkâm şerhu Mecelleti’l-a‘lâm adıyla şerhetmeye başladı. İlk olarak eserin, hukukun genel prensipleriyle (kavâid-i külliyye) ilgili 100 maddesini şerhetti, bu şerh Medrese-i Hukuk mecmuasında tefrika edildi. Hukuk öğrencilerinin sonradan müstakil bir kitap haline getirdikleri bu kısmı Ali Haydar Efendi, İslâm ve Osmanlı borçlar hukukunun en önemli bölümünü teşkil eden ve satım akdini konu alan “Kitâbü’l-Büyû‘” gözden geçirilmeden telif edildiğinden, bazı eksiklerini tamamlayarak yeni baştan yazmaya karar verdi. “Kitâbü’l-Büyû‘” ile beraber eserin ilk cildi yine önce Medrese-i Hukuk mecmuasında tefrika edildi.

1298 (1881) yılında kitap halinde basılan Dürerü’l-hükkâm’ın bu ilk şeklinin şu özellikleri taşıdığı görülmektedir: a) Mecelle’nin ilk 100 maddesinin şerhi yeniden gözden geçirilmiş ve bazı kayıtlamalarla birlikte küllî kaidelere ait alt hukuk kuralları da zikredilmiştir. b) Alt hukuk kurallarının dışında son kısma on dokuz küllî kaide daha ilâve edilmiştir. c) Özellikle “Kitâbü’l-Büyû‘” kısmına, Mecelle’ye alınmayan önemli hukukî meseleler maddeler halinde eklenmiştir. Bunlar arasında, şerhin daha sonraki baskılarında çıkarılan karz akdi, muâmele-i şer‘iyye, ribâ, kısmet-i guremâ, muvâzaalı akidler, küçüğün malında tasarruf ve benzeri konular bulunmaktadır (Dürerü’l-hükkâm, s. 517-536). Ancak bir ders takriri şeklinde olan bu ilk kitabın Mecelle’ye lâyık bir şerh olmadığı kanaatine varan müellife göre tam bir Mecelle şerhi, dayanılan fıkhî görüşler ve kaynaklar gösterilerek yapılmalıdır. Nitekim bu eksiği Fevâid-i Emîniyye adlı bir eserle gidermeye çalışmış ve Mecelle’nin fıkhî nakillerini bu kitapta toplamıştır (a.g.e., s. 2).

yuksel dedi ki...

۱۷۷۱ - إِنَّمَا خَرَجْتُ مِنْ نِكَاحِ وَلَمْ اَخْرُجْ مِنْ سِفَاحٍ مِنْ لَدُنْ آدَمَ لَمْ يُصْنِي مِنْ سِفَاحِ أَهْلِ الْجَاهِلِيَّةِ شَيْيٌّ لَمْ أَخْرُجْ إِلَّا مِنْ طُهْرَةٍ (ابن سعد

محمد بن علی بن حسین مرسلا)

1771- Ben bir nikâh mahsulüyüm. Sifah (zina) mahsulü değil. Adem Aleyhisselam'dan beri neslimde cahiliyyet ehlinin sifahından (zinasından) hiçbir şey görülmemiştir. Onun için ben tertemiz bir soydan gelmeyim.

YANITLASİL

yuksel24 Nisan 2023 06:18
2854- Mü'min öylesine yumuşaktır ki, sen onu yumuşaklığ sebebi ile ahmak zannedersin.

٢٨٥٥ - الْمُؤْمِنُ يَطْبَعُ عَلَى كُلِّ خُلُقٍ إِلا الْكَذِبُ وَالْخِيَانَةَ" رهب عن عبد الله

بن ابي (وفا) 2855- Mü'minde her türlü huy bulunabilir, fakat yalan ve

hiyanet asla.

الْمُؤْمِنُ لَيْنُ الْمِنْكَبِ يُوَسَعُ لأخِيهِ وَالْمُنَافِقُ يَتَجَافَى يُضَيّـ -٢٨٥٦ عَلَى أَخِيهِ وَالْمُؤْمِنُ يَبْدَءُ بِالسَّلاَمِ وَالْمُنَافِقُ يَقُولُ حَتَّى يَبْدَأَنِي (قط في الافراد

عن انس) 2856- Mü'min, herkesle iyi geçinir. Kardeşine geniş davranır. Münafık ise uzak durur, kardeşine sıkıntı verir. Mü'min, kardeşini gördüğü yerde hemen selam verir. Münafık ise karşı tarafın selamını bekler, ilk o versin der.

yuksel dedi ki...

. ALLAH'IN ÇAĞRISINA KOŞALIM... (Enfal, 24)

18. HAYATA BEDEL BIR SURE (Asr, 1-3)..........

20. HER KÖTÜLÜGÜN BAŞI: SABIR YOKLUĞU... (Aar, 3)

31. EMANET VR ADALET (Nisa, 58)

23. FIKIRLE VE GÜZELLİKLE (Nahl, 125)....

23. GEÇMİŞİ KURCALAMA (Fussilet, 34)

24. INAN VE UY! (Manin, 21). 25. TAKLID, TAKLID... INSAN TAKLIDI (Bakara, 170)

26. BAKI.. BAKTIĞINI GÖR (Yunus, 105).......

27. TEMİZ, GÜZEL, "ORTA KARAR", ISRAFSIZ (Araf, 31)

28. HASM-I CAN, YAR-I CAN OLUR (Al-1 Imran, 103)

29. HERKESE ÇARPAN FITNE (Enfal, 25).

30. EGER, EGER, EGER... (Mücadele, 20-21)

31. DİN MÜTEDİL, BİZ AŞIRI (Maide, 105)

32. SABIR: MALDAN CANDAN FEDAKARLIK (AI-1 Imran, 200) 33, CAN KULAĞI, KALB GÖZÜ (Hacc, 45-46)

34. DİNİMİZLE YAŞAYACAĞIZ (Hier, 9)

35. AZM ET, TEVEKKÜL ET (AL-1 Imran, 159).......

36. ISLAM GALİP GELECEKTİR (Fetih, 28)

İKİNCİ KISIM

MANZUM TEFSİRLER

1. ALAN SENSİN, VEREN SENSİN... (Al-1 Imran, 26)..

2. GİTME EY YOLCU, BERABER AĞLAŞALIM... (Neml, 52).......

3. HANİ MİLLİYETİN İSLAM İDİ?.. (Hadis-i Şerif)...

4. ALÇAK BİR ÖLÜM VARSA, BUDUR... (Yusuf, 87)..... 5. BU KARANLIK GÜNLERİMİZİN SABAHI YOK MU?.. (Araf, 155)..

6. ALLAH'TAN UTANMAK DA İLİMLE OLUR! (Zümer, 9) 7. ALLAH ETMESİN, AİLE BİR BOZULURSA... (Bakara, 11-12)....

8. AHLÂKIMIZ, IRFANIMIZ, ADLİMİZ, İHSANIMIZ... (Al-i Imran, 110)...... 9. DÜŞMÜŞ VATAN YAD ELLERE... (Ram, 50)......

10. ZEVK DEĞİL, MATEME BİLE VAKİT YOK! (Hadis-i Şerif)... 11. BİR MİLLET, KENDİ AHLAKIYLA ÖLÜR VEYA YAŞAR... (Hadis-i Şerif)

12. HER ŞEYİN BAŞI "ALLAH KORKUSU"... (Ali Imran, 102)........

1. KURAN'IN GÖĞSÜNDEKİ KAHRAMANLIK (Ali Imran, 173).

14. DÜNYADA ÇALIŞ; ÂHIRETE, INSAN OL DA GIT... (Isra, 72).. IN ALLAH'A BAKAN GÖZLERİ, DÜNYAYI UNUTMUŞ... (Bakara, 286).......

yuksel dedi ki...

MEHMED AKIF ERSOY - TEFSIR YAZILARI VE VAAZLAR

HALA MI BOĞUŞMAK? (Enfal, 46).....

YEIS YOK! (Hick, 56).

AZİMDEN SONRA TEVEKKÜL (Al-i Imran, 159)

ÜÇÜNCÜ KISIM

VAAZLAR

ITTIHAD YAŞATIR YÜKSELTİR, TEFRİKA YAKAR ÖLDÜRÜR Şehzadebaşı Kulübünde - (1910).

IRKÇILIĞI, PARTİCİLİĞİ BIRAK: SAVAŞ VAR! DÜŞMAN BEŞ SAATLİK

MESAFEDE Beyazıt Camii kürsüsünden - (Balkan Harbi, 1913).....

&TEVEKKÜL, AMA ARSLAN GİBİ... SAVAŞTAYIZ, DURMAYALIM! Fatih Camii kürsüsünden - (Balkan Harbi, 1913)

4 BU DEVLET YIKILIRSA, İSLAM ALEMİ BİTER... BİZİ ANCAK EĞİTİM

KURTARIR Süleymaniye Camii kürsüsünden - (Balkan Harbi, 1913). 5. ESİR OLANA, DEĞİL HAYAT; ÖLÜM HAKKI BİLE TANIMAZLAR!..

SAVAŞALIM! Zağnos Paşa Camii kürsüsünden - (Milli Mücadele, 1920)..

BİRLEŞELİM, ÇALIŞALIM, YABANCILARA KANMAYALIM; SAVAŞALIM,

SEVRI PARÇALAYALIM! Nasrullah Camii kürsüsünden - (Milli Mücadele, 1920) 2 7. MÜSLÜMAN, DİNİNE SARILIRSA, YÜKSELİR... GERİ KALMAMIZ

DİNDEN DEĞİL, BİZDEN! Kastamonu kazalarında - (Milli Mücadele, 1920)... & TAM MÜSLÜMAN OLMADAN KURTULUŞ YOK... CEPHELERDE

SAVAŞA DEVAM! Kastamonu kazalarında - (Milli Mücadele, 1920)...... ZAFERDEN ÜMID KESENLER, MÜSLÜMAN DEĞİLDİR! Kastamonu havilininde-(Mill Michele, 1920)....

SÖZLÜK

SÖZLÜK

yuksel dedi ki...

Asr-1 Saâdelten Günümüze HİDAYET REHBERLERİ

Hazret-i Ali ne güzel söyler:

"Öyle kamil bir hayat yaşa ki, insanlar hayattayken seni öz- lesinler, vefatından sonra da sana hasret kalsınlar!.."

Şeyh Sadi de şöyle der:

"Öyle faziletli bir hayat yaşa ki, vefat ettiğin zaman insanlar; «Bir güneş battı, bir yıldız kaydı!» diye sent rahmet ve hasret ile yad etsinler."

Rasulullah Efendimiz'in varisleri olan salih kullar şu fani gök kubbede hoş birer seda bırakarak ebediyete irtihal ettiler. Yaşadıkları kâmil ve faziletli hayat bereketiyle, Cenâb-ı Hak; kalplerde onlara karşı bir sevgi halk eyledi. Onlara vefatlarından sonra da devam eden bir irşad ömrü nasib eyledi.

Yunus Emre Hazretleri'nin; "Aşıklar ölmez!" sözünün mânâ-

sinca;

Onların o hoş sedaları, mâna, hikmet ve ibret dolu sözleri, gamlarla kilitlenmiş, çareye hasret gönülleri; hayra, hasenâta, selâmete ve saadete kavuşturan rahmet ve hidayet rehberleri oldu.

Bu kıymetli sözler ve kıssalar; karanlık ve tehlikelerle dolu ebediyet yollarında, mü'minleri irşad eden, cehennem çukur- larından koruyup cennet istikametine götüren nur kandilleri, hidayet rehberleri oldu.

Ne mutlu o hidayet rehberlerine gönül verenlere, sözü dinleyip en güzeline ittiba edenlerel..

yuksel dedi ki...

٢٧٢٩ - العِلْمُ خَيْرٌ مِنَ الْعَمَلِ وَمُلَاكُ الدِّينِ الْوَرَعُ وَالْعَالِمُ مَنْ يَعْمَلُ

بِالْعِلْمِ وَإِنْ كَانَ قَلِيلا (ابو الشيخ عن عبادة)

2729- Şeriat ilimleri amelden daha hayırlıdır. Dinin ana temeli haramlardan sakınmaktır. Alim, ilmi az olsa da ilmiyle amel edendir.

۲۷۳۰ - اَلْعِلْمُ اَفْضَلُ مِنَ الْعِبَادَة وَمَلَاكُ الدِّينِ الْوَرَعُ (الخطيب عـــن ابـــن

عباس)

2730- İlim tahsil etmek, ibadetten daha hayırlıdır. Dinin özü, ana temeli haramlardan ve şüpheli şeylerden kaçınmaktır.

yuksel dedi ki...

TEMEL İSTİHBARAT L J

TOPLAMA-ANALIZ VE OPERASYONLAR

PROF. DR. SAİT YILMAZ

Modern dünyanın çelişkisi, algılarımızı yöneten arka plan içinden gerçekleri nasıl yorumladığımızdır. Uluslararası ilişkiler, TV'de ya da diğer medya unsurla- rinda resimlerini gördüğünüz gülümseyen lider yüzlerinin el sıkışmasıyla değil, geri planda devam eden istihbarat savaşları ile şekillenmektedir. Ülkeler arasında uzun bir süredir devam edegelen örtülü operasyonlar, propaganda ve psikolojik savaş yöntemlerinin vardıkları safha, bu liderlerin yaptıkları pazarlıklar, zorlayıcı ve gizli diplomasi tekniklerine temel teşkil eder. Örneğin siz bu satırları okurken,

* Irak'ın kuzeyinde uzun süredir Barzani ve YPG/PKK'nın CIA, DGSE, MI6 ve BND tarafından silahlandırılması,

YANITLASİL

yuksel11 Mayıs 2023 01:32
*CIA ve DIA'nın Suriye ve Irak'ta kendileri için Savaşacak ver *İngiliz GCHQ ve İsrail istihbaratının Mısır istihbaratını desteklemek için Sina Çölü'nde devam eden faaliyetleri,

*Fransız DGSE ajanlarının Libya'da devam eden operasyonları, *Pakistan istihbaratının (ISI) Afganistan'da Taliban ile müşterek çalışması,

* İran ve Taliban arasında gelişen ilişkiler,

*Kazakistan'da artan ajan, danışman, istihbarat şirketi trafiği, * İngiliz istihbaratında son yıllarda artan Rusya üzerine analizci eleman patla-

masi,

* ABD'nin Ukrayna'da Rus tipi gizli operasyonlara başlaması, önümüzdeki günlerin yeni savaşlarının, barış planlarının, güvenlik politikalarının, silah satışla- rının habercileridir. Bunlar hakkında durum farkındalığı olmadan sadece medya haberlerini yorumlayarak, resmi görmek mümkün değildir. Bu yüzden, komplo teorileri ve dezenformasyonun yoğun olduğu bu güvenlik ortamında "algı yöneti- mi" ile halklar yönlendiriliyor dersek yanlış olmaz.

Bu kitap ile istihbarat dünyasının yaşamakta olduğu tüm değişimleri gelenek- selden bugüne ve geleceğe doğru açıklama gayretinde bulunurken, eserin özel- likle başvuru kaynağı olmasına çalışılmıştır.

YANITLASİL

yuksel11 Mayıs 2023 01:36
Temel duşunceye göre bil is bigbee dial uzaktan algilana ce cisimler bulundukları herhangi bir yerde denetlenebilir. Özel EMF chazya sal Güvenlik Teşkilatı, kripto-şifre çözücüleri ile (EEG'lerden) üretilen pot ri uzaktan okumaya çalışmaktadır. Bunlar bir kişinin beyin durumlarına ve d celerine kodlanacak ve bu durumda kişi, uzak bir mesafeden denetlenebilec NSA personeli, elektromanyetik tarama ağı ile seçtiği ülkedeki herhangi bir sp günde 24 saat takip etmeyi hedeflemektedir. Bu yöntemle ulusal güvenlik a olarak, binlerce insanın kişisel beyin haritalarını kaydedilip, şifrelenecektir. B ronik gözetim amacıyla, beynin konuşma merkezindeki elektrik faaliyetleri, he kişinin sözlü düşüncelerine çevrilecek, kulak devre dışı bırakılarak ve ses habe leşmesinin doğrudan beyne gitmesi sağlanarak, uzaktan nöral denetim yolu ile relenmiş işaretler, beynin işitme korteksine gönderilecektir. Bu yöntemin, paranoid şizofreninin karakteristiği olan işitsel halusinasyonları taklit ederek, hedef şahısla rın gizli olarak gücünü yok etmek için kullanabileceği değerlendirilmektedir. Uzak tan Nöral Denetim gözleri ve optik sinirleri devre dışı bırakarak, doğrudan görse kortekse görüntü gönderebilir. NSA'ya göre, beynin programlama gayesi için, göze tim altındaki kişi REM uykusunda iken, onun beynine gizlice görüntü yerleştirmek için ajanlar kullanılmalıdır. İki yönlü elektronik Beyin bağlantısı CIA ve NSA perso neli için esas haberleşme sistemi haline gelecektir

yuksel dedi ki...

SÜNNETTEN ÖLÇÜLER

PUTA MÜSAMAHA OLMAZ

Hicri 9. yılda Tebuk Seferi dönüşünde Medine'ye gelen Sakif kabilesi elçileri, Medi- ne'de kaldıkları süre içinde mescidde Hz. Peygamberin yakın alakasına mazhar ol- muşlardı. Sonunda müslü- man oldular. İslâm'ı öğrendi- ler. Ancak arkalarında bi- raktiklan kabilelerinin, ken- dilerini anlayışla karşılaya- caklarından kuşkuluydular. Hz. Peygamber'den ilginç is- teklerde bulundular. Bunlar arasında bir-iki tanesi vardı ki gerçekten pek dikkat çeki- ciydi. Dediler ki:

- Bizi namaz kılmaktan muaf tut?.. Hz. Peygamberin cevabı çok kesindi:

-"Namazsız dinde hayır yoktur."

Pek tabii, namazsız din- darlıkta da hayr olmazdı.

- Kabilemiz dışından biri- ni bize âmir tayin etme! dedi- ler. Hz. Peygamber, kabul buyurdu. İçlerinde bulunan ve yaşça en küçükleri olan ve fakat Islam'ı öğrenmekte pek gayretli davranan Osman Bin Ebi'l-As't onlara imam ve vall yaptı.

- Lat putumuza üç yıl do

kunmal dediler. Hz. Peygam

Der kabul etmedi.

Yine kabul etmedi.

- Bir yıl dokunmal dediler, Hz. Peygamber bunu da ka bul etmedi.

- Biz döndükten sonra bir ay olsun bizimle kalsın, dedi ler. Resûl-i Ekrem Efendimiz onu da kabul etmedi. Lata süre tanımadı. Putlara mü samaha olunamayacağını ortaya koydu. Tevhid yur- dunda putun ne işi vardı?... Yeniden şekillenen İslâm yurdunda puta yer yoktu. Efendimizin kararlılığını gö rünce;

- Bäri onu bize, kendi elle- rimizle kırdırtma. Onun yı kım işini sen üstlen dediler

Hz. Peygamber:

- "Olur, ben onu ortadan kaldırtırım" buyurdu.

Elçilerin Medine'den ayrı- hışından iki-üç gün sonra Hz. Peygamber, Ebu Sufyan ile yine bir Sakifli olan Mugire bin Şu'be'yi Lat'ı ortadan kaldırmakla görevlendirdi. Onlar da bunu büyük bir gösteri halinde, bütün Sakif halkının gözü önünde parça- layıp yok ettiler.

Latların. Uzza'ların sonu

hep aynıydı. Belki sadece gü

no ve saatı farklıydı... (Bk. Ibn

yuksel dedi ki...

Eğitimde, kültürde “Son Dönem” imzalarını atması ...

Evlenmelerin hızla azalmasının ve boşanmaların hızla artmasının sebeplerini sağlıklı bir şekilde tespit edip ona göre politikalar geliştirmesi…

“Süresiz Nafaka” gibi “en iyisi evlenmeyeyim” dedirten uygulamalara son vermesi…

Kadını korumak görüntüsü altında hem kadına hem de aileye zarar veren mevzuat maddelerinin ve uygulamaları gözden geçirmesi…

Çocuklarımıza son yıllardaki muhteşem savunma sanayi hamlelerinden bile bahsetmeyen gayri yerli ve gayri milli eğitim sistemini ters yüz etmesi…

“Dadanmışlar” ile “Adanmışlar” ayrımını sağlıklı bir şekilde yapabilmesi…

Kendisine “ihya” edilenlerin değil, “ihmal” edilenlerin sahip çıktığını görmesi…

Önüne getirilen bilgilerin ne kadar sağlıklı olduğunu çok çeşitli kaynaklardan istifadeyle kontrol etmesi…

AK Parti’de olan bitenlere özellikle dikkat etmesi…

Evet…

Önümüzdeki süreçte Sayın Erdoğan’ın sırtında yine büyük yükler olacak…

Ve bu “son dönem”de…

İnşaAllah, “esas ustalık eserleri” ortaya konulacak.

Onlar mı?

Eğitim, kültür ve aile alanında yapılacak olanlar…

“Önce Ahlâk ve Maneviyat Hamleleri…”

Maddiyata bakan işler mutlaka yoluna girer.

Lâkin, maneviyat çökerse, Allah muhafaza!..

Bu konularda neler neler yazacak ve söyleyeceğiz Allah’ın izniyle.

Bugüne kadar “Aman seçim sürecidir, şimdi vakti değildir” diye söylemediğimiz, yazmadığımız…

Ya da “teğet geçerek” söylediğimiz ve yazdığımız çok şey var.

Seçimler geride kaldı.

“Bay Bay Kemal” meselesi de, artık CHP’yi ilgilendiren bir mesele…

Kendileri düşünsün başlarına örülmüş olan çoraptan nasıl kurtulacaklarını…

Ben…

Küçük şeylerle uğraşacak değilim.

İşim çok!..

yuksel dedi ki...

Allah c.c. Bediuzzaman i istikbalde yapacağı hizmete hazırladı. (T. H.) 49.
Bir Hazinenin Anahtarı
Risale-i Nur Kulliyati Fihrist Ve İndeksi
İsmail Mutlu
sy. 73.

YANITLASİL

yuksel30 Mayıs 2023 23:38
13. Denilmiştir ki:

"Arifin tasası (Allah'ı) övmek, Zâhidin tasası (Allah'a) dua etmektir. Çünkü ârifin işi gücü Rabbi(ne kulluk), zâ- hidin işi gücü kendi nefsi(ni ıslah etme)dir."

14. Hikmet sahiplerinden biri şöyle demiştir:

"Allah'tan (cc) daha iyi bir dostu olduğunu zanneden kişi, Allah'ı (cc) hakkıyla tanımıyor demektir. Kendi nef- sinden daha kötü bir düşmanı olduğunu zanneden kişi de, nefsini hakkıyla tanımıyor demektir."

15. Hz. Ebû Bekir (ra); "Karada ve denizde fesat orta- ya çıktı" (Rûm Sûresi, 30/41) âyeti hakkında demiştir ki:

"Karadan maksat lisandır. Denizden maksat ise kalp- tir. Lisan bozulunca nefisler ona ağlar, kalpler bozulunca melekler ona ağlar."

*

YANITLASİL

yuksel30 Mayıs 2023 23:41
Munebbihat
Uyarılar
Tasavvuf Klasikleri
İbn.Hâcer el-Askalani
Bahar Yayınları
sy. 7.

yuksel dedi ki...

Faiz İslam a mutlak zarardır.(S.) 671: Lemaat.
Bir Hazinenin Anahtari
Risale-i Nur Kulliyati Fihrist Ve İndeksi
İsmail Mutlu
sy. 341.

yuksel dedi ki...

About usFAQLicense our CountersContact us

Türkçe





Dünya Nüfusu
8.037.963.675
Şu anki Dünya Nüfusu

58.956.609
Bu yıl doğanların sayısı info
221.198
Bugün doğanların sayısı info
29.522.708
Bu yılki ölüm sayısı
110.766
Bugün ölenlerin sayısı
29.433.901
Bu yılki nüfus artışı

Kamu ve Ekonomiler
$ 9.982.020.147
Bugün dünyada yapılan kamusal sağlık harcamaları
$ 6.681.488.141
Bugün dünya yapılan kamusal eğitim harcamaları
$ 2.860.716.715
Bugün dünyada yapılan kamusal askeri harcamalar
29.805.780
Bu yıl üretilen araba sayısı
61.444.587
Bu yıl üretilen bisiklet sayısı
155.144.080
Bu yıl satılan bilgisayar sayısı

Toplum ve Medya
1.223.560
Bu yıl basılan yeni kitap sayısı
279.278.352
Bugün dağıtılan gazete sayısı
405.937
Bugün dünyada satılan televizyon sayısı
4.433.130
Bugün satılan cep telefonu sayısı
$ 191.740.952
Bugün video oyunlarına harcanan para
5.751.217.695
Dünyada internet kuyllanıcı sayısı
177.551.378.868
Bugün gönderilen eposta sayısı
5.842.260
Bugün yazılan blog sayısı
552.218.405
Bugün gönderilen Tweet sayısı
5.958.246.324
Bugün Google'daki arama sayısı

Çevre
2.288.163
Bu yıl yok olan orman alanı (hektar)
3.080.486
Erozyonunun yok ettiği toprak (hektar)
16.072.011.808
Bu yılki karbon dioksit CO2 emisyonu (ton)
5.279.841
Bu yıl çölleşen toprak (hektar)
4.308.517
Bu yıl salınan endüstriel zararlı atık (ton)

Gıda
870.326.946
Dünyada aç insan sayısı
1.745.403.008
Dünyada aşırı kilolu insan sayısı
837.018.865
Dünyadaki obez insan sayısı
18.461
Bugün açlıktan ölen insan sayısı
$ 389.188.981
ABD'de bugün obezitenin sağlığa maliyeti
$ 114.118.591
ABD'de bugün kilo kaybetmek için harcanan

Su
7.545.828
Bu yılki su tüketimi (milyar litre)
370.491
Bu yıl suya bağlı hastalıklardan ölenler
772.351.121
İçecek suya erişimi olmayan insan sayısı

Enerji
281.756.302
Bugün tüketilen enerji (MWh), kaynakları:
239.846.874
- yenilenmeyen kaynaklardan (MWh)
42.430.042
- yenilenebilir kaynaklardan (MWh)
1.765.498.994.177
Bugün yerküreye çarpan güneş enerjisi (MWh)
57.788.155
Bugün çıkartılan petrol miktarı (varil) )
1.401.287.125.179
Kalan petrol (varil) info
14.613
Petrolün tükenmesine kalan gün sayısı
1.074.618.569.963
Geri kalan doğalgaz (boe) info
56.559
Doğalgazın bitimine kalan gün sayısı
4.284.071.997.762
Geri kalan kömür miktarı (boe)
147.727
Kömürün bitmesine kalan gün sayısı

Sağlık
5.711.387
Bu yıl bulaşıcı hastalıklardan ölen sayısı
3.344.131
Bu yıl 5 yaş altında ölen çocuk sayısı
19.611.777
Bu yılki düşük sayısı
135.985
Bu yıl doğum sırasında ölen anne sayısı
44.618.766
HIV/AIDS bulaşmış kişi sayısı
739.594
Bu yıl HIV/AIDS'in sbep olduğu ölüm sayısı
3.613.326
Bu yıl kanserin sebep olduğu ölüm sayısı
173.492
Bu yıl sıtmanın sebep olduğu ölüm sayısı
9.137.504.735
Bugün içilen sigara sayısı
2.199.356
Bu yıl sigaranın sebep olduğu ölüm sayısı
1.100.372
Bu yıl alkolün sebep olduğu ölüm sayısı
471.786
Bu yıl intihar sayısı
$ 176.003.962.810
Bu yıl dünyada kaçak uyuşturucuya harcanan
593.895
Bu yıl trafik kazalarında ölen sayısı
İngilizceden artel@superonline.com

yuksel dedi ki...

Allah c.c.in emrini her şeyin üstünde tutan O nun dostu olur.
Mahmud Esad Coşan
Akra Fm
Hadisler Deryası

yuksel dedi ki...

Fitne

Fırsatı kaçırmadan ve şüphe etmeksizin bir velinin e sarıl ki, âhir zamanın sonundaki fitnelerden kurtulasın. etegine

(I, 424)

Bilgi, mal, mevki ve hüküm, kötü tabiatlı kişilerin elinde fitnedir.

(IV, 1438)

YANITLASİL

yuksel13 Haziran 2023 09:17
SABAN KARAKÖSE

MEVLANA'DAN DÜŞÜNDÜREN SÖZLER
sy. 172.

yuksel dedi ki...

Üçüncüsü yalan sözdür. Yalan konuşmanın veya yalan şahitliğin en büyük ablardan sayılması dikkate değerdir. Bu konu, daha çok dünya hayatı, sosyal a ve insan hakları ile ilgilidir. Bilindiği üzere yalan, hak hukuk mefhumunu ortadan kaldırmakta, haramı helal, helâli haram yapmaktadır. Ama aynı zamanda al ve can kaybına da sebep olmakta, sosyal düzeni bozmakta, insanlar arasındaki given ve itimadı kaldırmaktadır. Binäenaleyh dünya düzeni ve sosyal hayat a ndan en büyük felaketlere sebep olan suç, yalandır.

yuksel dedi ki...

6113- iki yüzlünün, Allah katında emin olması mümkün değildir.

٦١١٤ - لا يَنْبَغِي لِلْعَالِمِ أَنْ يَسْكُتَ عَلَى عِلْمِهِ وَلَا يَنْبَغِي لِلْجَاهِلِ اَنْ يَسْكُتَ عَلَى جَهْلِهِ قَالَ اللَّهُ تَعَالَى فَاسْتَلُوا أَهْلَ الذِكْرِ إِنْ كُنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ

طس عن جابر) 6114- Alimin ilmi üzerinde susması, cahilin de cehli ile yetinip sormaması yakışık almaz. Allah "Bilmiyorsanız zikir ehline soru buyurdu.

yuksel dedi ki...

esîri: atomların içini ve bütün uzay boşlu- ğunu doldurduğu var sayılan, uzaktan çekme ve itme kuvvetlerinin, ışık ve diğer işınların (radyosyonların) manyetik (mıknatıs alanı oluşturan) kuvvetlerin iletimini sağlayan, atom parçacıklarının yaratılmasında ham- madde ve kaynak görevini yapan çok ince ya-

pılı bir çeşit madde
Risale-i Nur un Büyük Lugati
Tabiratli, Terkibli, Ansiklopedik
Envar Nesriyat. sy. 239

yuksel dedi ki...

asry hakikatbin

hakikati insanların yaşadığı devir, Hz.Peygamber gore (a.s.m.) ve sahabelerin yaşadığı devir

asri hazır: şimdiki devir, şimdi

yüzyıl

asr-i hürriyet: hürriyet asri, insanl rın hür yaşadıkları yüzyıl

عصر میلادی asr miladi : milâdî yüzy Hz.İsa'nın doğumunu başlangıç olarak alan takvime göre hesap edilen yüzyıl

asr-1 Muhammedi : Hz. Muham

med'in (a.s.m.) hicretini (mi.622) başlangı olarak alan hicrî yüzyıl

asr-i nur: nur asrı, aydınlık devir (mec.) Hz. Muhammed'in (a.s.m.) getirdiğ Kur'an ve İslâm'ın dünyayı aydınlatmaya baş ladığı devir

: عصر نزول فرقان asr- nûzul-i Furkan

yanlışı ayırıcı (Furkan) olan Kur'an'ın gönde rildiği yüzyıl doğru ile

Asr-1 Saadet : mutluluk çağı, Muhammed'in (a.s.m.) ve sahabenin yaşadığı yüzyıl (bkz.sahabe) Hz.

: عصر سعادت و تابعین Asri Saadet ve tabiin ve sahabenin yaşadıkları devir olan Asr-1 Sa Saadet ve asr-1 tabiîn) Hz. I adet (Muth peygamber (a.s.m.) : (Asr-1 الملا

yuksel dedi ki...

esîri: atomların içini ve bütün uzay boşlu- ğunu doldurduğu var sayılan, uzaktan çekme ve itme kuvvetlerinin, ışık ve diğer işınların (radyosyonların) manyetik (mıknatıs alanı oluşturan) kuvvetlerin iletimini sağlayan, atom parçacıklarının yaratılmasında ham- madde ve kaynak görevini yapan çok ince ya-

pılı bir çeşit madde

YANITLASİL

yuksel20 Haziran 2023 08:45
asry hakikatbin

hakikati insanların yaşadığı devir, Hz.Peygamber gore (a.s.m.) ve sahabelerin yaşadığı devir

asri hazır: şimdiki devir, şimdi

yüzyıl

asr-i hürriyet: hürriyet asri, insanl rın hür yaşadıkları yüzyıl

عصر میلادی asr miladi : milâdî yüzy Hz.İsa'nın doğumunu başlangıç olarak alan takvime göre hesap edilen yüzyıl

asr-1 Muhammedi : Hz. Muham

med'in (a.s.m.) hicretini (mi.622) başlangı olarak alan hicrî yüzyıl

asr-i nur: nur asrı, aydınlık devir (mec.) Hz. Muhammed'in (a.s.m.) getirdiğ Kur'an ve İslâm'ın dünyayı aydınlatmaya baş ladığı devir

: عصر نزول فرقان asr- nûzul-i Furkan

yanlışı ayırıcı (Furkan) olan Kur'an'ın gönde rildiği yüzyıl doğru ile

Asr-1 Saadet : mutluluk çağı, Muhammed'in (a.s.m.) ve sahabenin yaşadığı yüzyıl (bkz.sahabe) Hz.

: عصر سعادت و تابعین Asri Saadet ve tabiin ve sahabenin yaşadıkları devir olan Asr-1 Sa Saadet ve asr-1 tabiîn) Hz. I adet (Muth peygamber (a.s.m.) : (Asr-1 الملا

YANITLASİL

yuksel20 Haziran 2023 08:50
asr süresi
esir süresi olarak yazılmaktadır
Kur'an'ın 103.Suresinin adıdır.

YANITLASİL

yuksel20 Haziran 2023 08:52
Asra yemin olsun ki yani esir maddesine yemin olsun ki anlaşılabilir.

yuksel dedi ki...

BÂTIL

Bâtılın bir hakimiyet zamanı vardır, sonra yok olup gidecektir.

(Nt. İç. R.) 2:264.

Bâtıl şeyleri güzel tasvir safi zihinleri bozar. (S.) 647:Lemaat Ehakkı araştırma zamanında bâtılın vücuduna bir nevi müsa- maha var. (TI. İç. R.) 1:199.

Hak geldi, bâtıl zâil oldu. (Mh.) 33, 44:1. maka. 8 ve 12. muk. Hakkı bâtıldan ayırabilmek ilim ile olur. (İ.İ.) 102.

Meslekler, mezhepler ne kadar bâtıl da olsalar içinde bir haki- kat bulunur. (M.) 354:28. Mektup 6. mese. 3. nükte

FİHRİST/72

yuksel dedi ki...

TAIZ

Beşer hayatını isterse, fâizin bütün çeşitlerini öldürmelidir. (S.)

Faiz ihtilallere sebeptir. (I.I.) 49; (M.) 264:22. Mektup 2. meb- has; (S.) 373:25. Söz 3. şua 2. cilve; (S.) 649:Lemeat Fâiz kuruluşları olan bankaların zararları insanlığın en fenâ

649:Lemaat

kısmınadır. (S.) 671:Lemaat

Fâiz tenbellik verir, çalışma şevkini söndürür. (S.) 671:Lemaat Faiz İslâma mutlak zarardır. (S.) 671:Lemaat Kur'ân, "Kavga kapısını kapamak için ribâ kapısını kapayınız" Islâmiyet, asrın hastalıklarını fâizi haram kılmak ve zekatı em- retmekle tedavi etmiştir (S.) 685:Lemaat

der. (S.) 373:25. Söz 3. şua 2. cilve

FİHRİST/203

yuksel dedi ki...

Küçük Sözler

Ey nefsim! Deme: "Zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder, derd-i maîşetle sarhoştur." Çünkü ölüm değişmiyor, firak bekâya kalbolup başkalaşmıyor. Acz-i beşerî, fakr-1 insanî değişmiyor, ziyâdeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sürat peydâ ediyor.

Hem deme: "Ben de herkes gibiyim." Çünkü; herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder. Herkesle musibette beraber olmak demek olan teselli ise, kabrin öbür tarafında pek esassızdır.

yuksel dedi ki...

Benim sözüm Allah'ın kelamını nesh etmez. Allah'ın kelamı Benim sözümü nesh edebilir. Allah'ın kelamının bir kısmı diğerini nesh edebilir. (Nesh= Hükmünü gidermek)
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
Sayfa: 340 / No: 11
Ramuz El-Ehadis

YANITLASİL

yuksel22 Haziran 2023 23:22
Cömertlik, cennet ağaçlarından bir ağaçtır. Dalları dünyaya sarkmıştır. Kim bu dallardan birine tutunuyorsa, bu dal onu Cennete götürür. Hasislik te Cehennem ağaçlarından bir ağaçtır. Dalları dünyaya sarkmıştır. Kim de bu dallardan birine yapışırsa, o dal da onu Cehenneme çeker.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
Sayfa: 213 / No: 3
Ramuz El-Ehadis

YANITLASİL

yuksel22 Haziran 2023 23:24
Cömertlik, Ulu Mevlanın huyudur.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
Sayfa: 213 / No: 2
Ramuz El-Ehadis

YANITLASİL

yuksel22 Haziran 2023 23:26
Cömert Allah'a, insanlara ve Cennete yakındır. Cehennemden de uzaktır. Cimri ise Allah'dan, insanlardan ve Cennetten uzaktır ve Cehenneme yakındır. Cahil cömert, Allah (z.c.hz)'lerine hasis abidden daha sevimlidir.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
Sayfa: 213 / No: 5
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

٦١٩٥ - يَا عَلِيُّ إِن الإِسْلامَ عُرْيَانَ لِبَاسُهُ التَّقْوَى وَرِيَاشُهُ الْهُدَى وَزِينـا الْحَيَاء وَعِمَادُهُ الْوَرَعُ وَمِلاَكُهُ الْعَمَلُ الصَّالِحُ وَاَسَاسُ الإسـ

* وَحُبُّ اهْلِ بَيْتِي (كر عن على)

6195- Ey Ali! İslam üryandır. Giysisi takvadır, tüyleri hidayettir, süsü ise hayadır, direği veradır, ayakta tutucusu da salih ameldir. İslam'ın esası beni sevmektir, ehl-i beytimi sevmektir.

YANITLASİL

yuksel22 Haziran 2023 23:50
٢٢١٦ - الإِسْلامُ عُرْيَانٌ فَلِبَاسُهُ الْحَيَاء وَزِينَتَهُ الْوَفَاء وَمُرُوتُهُ الْعَمَلُ الصَّالِحُ وَعِمَادُهُ الْوَرَعُ وَلِكُلِّ شَيْءٍ أَسَاسَ وَأَسَاسَ الإِسْلَامِ حُبُّ أَصْحَاب

رَسُولِ اللَّهِ وَحُبِ اَهْلِ بَيْتِهِ" (ابن النجار عن الحسين بن على)

2216- İslam uryandır, elbisesi hayadır, süsü ahde vefadır, mürüvveti salih ameldir, değeri takvadır. Her şeyin bir temeli vardır. İslam'ın temeli ise Rasulüllah'ın ashabı ile ehl-i beytini sevmektir.

yuksel dedi ki...

Bediüzzaman Said Nursî ve Hayru'l-Halefi Ahmed Hüsrev Altınbaşak

2. Şuâ: Tevhid ve iman hakikatinin üç büyük meyvesi, üç büyük muktezisi ve üç büyük alametini ders veren gayet kıymetdâr bir risaledir. Bu risalenin kıymeti hakkında Üstad şöyle der: "Bu risale benim nazarımda çok mühimdir. Çün kü içinde çok mühim ve ince olan esrar-i imaniye inkişaf ediyor. Bu risaleyi anlayarak okuyan adam imanını kurtarır inşaallah."80

YANITLASİL

yuksel25 Haziran 2023 06:03
804. Osmanlıca Şuâlar-1, s. 3
Eskişehir Hapsinde Telif Edilen Eserler
27.Lem'a
28.Lem'a
29.Lem'a.
30.Lem'a
1.sua
2.sua.
Bediüzzaman Said Nursî ve Hayru'l-Halefi Ahmed Hüsrev Altınbaşak
ilk defa yayınlanan orijinal mektuplar ışığında
Hayrat Vakfı ilmi araştırma heyeti
cilt. 2. sy. 584,585,586.

yuksel dedi ki...

7 - Allah'a itaat olmayan bir yerde kula itaat olmaz. Bir başka ifade ile Allah'a isyanda kula itaat yoktur. Bu, kıyamete kadar bakî kalacak bir düsturdur.

Allah'ı ve hükümlerini, helallerini, haramlarını hiçe sayanın kendisi de hiçe sayılmaya mahkumdur. Asinin isyanında kendisine itaat bekleme

YANITLASİL

yuksel27 Haziran 2023 01:38
409

Ebu Zerr el-Gifârî

hakkı yoktur. İsyan ne kadar süslü, yaldızlı kelimelere, modern çerçeveye bürünürse bürünsün, hakikat budur.

8 - Namaza yöneliş, söze konulan ne güzel bir noktadır.

YANITLASİL

yuksel27 Haziran 2023 01:42
Peygamber Dostları
Örnek Nesil 2
İslâmı Nasıl Anladılar, Nasıl Yaşadılar
Dr. M. Serafeddin Kalay
Altınoluk
sy. 408,409.

yuksel dedi ki...

O zaman dedim ki bu ülke de dörtlü çete var... Kirli siyasetçi, kirli bürokrat, kirli işadami ve kirli medya.
Son Darbe 28 Şubat
Mehmet Ali Birand
Reyhan Yıldız
DK.
sy. 349.

yuksel dedi ki...

Bir kimse geçmiş ve gelecek insanların ilmine malik olmak isterse, Kur'an-ı Kerim'i tahlil etsin.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
Sayfa: 401 / No: 3
Ramuz El-Ehadis

YANITLASİL

yuksel2 Temmuz 2023 20:49
Bir kimse halkı nazarı itibare almadan Allah'ı hoşnud ederse, Allah ona kafi gelir. Allah'ı gücendirerek mahlukatı hoşnud ederse, Allah o mahlukatı kendisine musallat eder.
Ravi: Hz. Amr İbni Şuayb (r.a.)
Sayfa: 401 / No: 15
Ramuz El-Ehadis

YANITLASİL

yuksel2 Temmuz 2023 20:51
Bir kimse bid'at sahibini korkutursa, Allah onun kalbine iman ve emniyet doldurur ve onu büyük korkudan emin kılar. Kim bid'at sahibini horlarsa, Allah onun Cennette derecesini yükseltir. Bir kimse de bid'at sahibine mülaki olduğunda ona hoş yüz gösterirse, Peygambere ineni istihfaf etmiş olur. (Türkçesi sahibi bid'ata yüz verilmeyecek)
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
Sayfa: 401 / No: 16
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

Bununla beraber, istihbarat örgütlerinin sayısı ve çeşitliliği arttırılmalı, devleti yönetenlerin bilgi kaynakları çoğaltılmalı ve hükümetler tek bir bilgi akışına mahkum edilmemelidir. Strate- jik İletişim Yönetiminin ana kaynağı, doğru toplanmış bilgidir

YANITLASİL

yuksel4 Temmuz 2023 09:31
Küresel Siyasette Psikolojik Savaş
Sevda Güner
İşaret.
sy. 224.

yuksel dedi ki...

Başlangıcı olan ama sonu olmayan iki şey nedir?
Cehennem, Cennet.
Cehennem in sonu yoktur.
Cennetinde Sonu yoktur.
Cehennem kafirler ve münafıklar sonsuza kadar kalacaklardır.
Cennette muminler sonsuza kadar kalacaklardır.

yuksel dedi ki...

Başlangıcı olan ama sonu olmayan iki şey nedir?
Cehennem, Cennet.
Cehennem in sonu yoktur.
Cennetinde Sonu yoktur.
Cehennem kafirler ve münafıklar sonsuza kadar kalacaklardır.
Cennette muminler sonsuza kadar kalacaklardır.

YANITLASİL

yuksel5 Temmuz 2023 00:54
عن

عبد الرحمن بن عوف) 2324- Tesvif (daha vakti var, ileride yaparım demek), şeytanın mü'minlerin kalplerine bıraktığı bir şuadır.

التَفَكَّرُ فِي عَظَمَةِ اللَّهِ وَجَنَّتَهُ وَنَارَهُ سَاعَةٌ خَيْرٌ مِنْ قِيَامِ لَيْلَةٍ وَخَيْرُ ٢٣٢٥ - الْمُتَفكَرُونَ فِى ذَات الله وَشَرُّهُمْ مَنْ لاَ يَتَفَكَّرُ فِى ذَات الله

فشل عن الضحاك عن ابن عباس

2325- Allah'ın mahlukatını, cennetini, cehennemini bir saat düşünmek, bir geceyi ihya etmekten daha hayırlıdır. İnsanların en hayırlıları, Allah'ın vahdaniyetini düşünenlerdir, onların en kötüleri de Allah'ın vahdaniyetini düşünmeyenlerdir.

YANITLASİL

yuksel5 Temmuz 2023 00:55
Ramuz ul Ehadis
Hadis Ansiklopedisi
Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi
1.cilt. sy. 573.

yuksel dedi ki...

15 TEMMUZ 1099 milâdî - 492 Hicrî senesi birinci haçlı seferinde idi. Müslümanlar, haçlıların şerrinden «Bey tülmakdis» (Kudüs-i Şerifte Mescid-i Aksa denilen mukad- des mescid) e sığındılar.

Haçlılar onları takip ederek mescide girdiler. Bütün müslümanları kılıçtan geçirdiler. Harem-i şe- rif (mescidin içi) bir kan deryası haline geldi. Irz'a teca- vüz edildi, çocuk ve ihtiyarlara en vahşi tecavüzler reva görüldü. Bütün bunlardan sonra harp haçlıların aleyhine dönünce müslümanların onlara karşı muamelesi din ve in- saniyet hudutları içinde her türlü intikam şehvetinden uzak, islâm ruhunun icap ettirdiği ölçü içinde oldu. *

**
İslam da Sosyal Adalet
Prof. S. Kutup
Cagaloglu Yayinevi sy. 251.
1968.Istanbul

yuksel dedi ki...

Tarihler şahittir ki:

Bir harpte eğer ruhsuz kalıplar -tábir caizse-moloz- lar ölüyorsa, ardından yıkımlar ve hezimetler ge- liyor, vatan toprakları virânelere dönüyor. Fakat eğer hakiki şehidler veriliyorsa, ardından fetihler ve zaferler geliyor.

Dolayısıyla;

Bir milletin istikbálini görmek kerâmet değildir.

Eğer gençlik;

Gücünü ve kuvvetini nefsi arzuları peşinde ziyan ediyorsa, istikbalde hüsran vardır.

Fakat gençler, gücünü ve kuvvetini hayra ve hasenâta sarf ediyorlarsa, istikbalde zafer ve rahmet var de- mektir.

Bu bakımdan;

En bereketli hizmet, gençliğimizi Kur'ân ve Sünnet ruûhâniyetiyle istikbâle hazırlamaktır.

YANITLASİL

yuksel6 Temmuz 2023 13:40
Mülakatlar
Yuzaki

yuksel dedi ki...

1

42 Hakkı batilla karıştırıp onu bile bile gizleme-

yin.

42 Hakkın batilla karıştırılması, gerçeğin tah- rif edilerek anlaşılmaz bir hâle getirilmesi veya anlaşılır olsa bile, gerçekten uzak bir manaya so- kulmasından ibarettir. Daha açık bir ifadeyle, de- lil üzerinde sahtekârlık yaparak yanlış hüküm çı- karılmasını sağlamaktır.

YANITLASİL

yuksel7 Temmuz 2023 08:31
Kur'an-ı Kerim
Meal ve Tefsiri
Talat Kocyigit
cilt 1.sy.122.

YANITLASİL

yuksel7 Temmuz 2023 08:33
Bakara Suresi 42.ayet.

yuksel dedi ki...

٤٣١١ - لعَنَ الله النَّاظِرَ والمَنْظور اليه (ق عن الحسن مرسلا الديلمي عن ابن عمر) 4311-Allah harama bakana da, baktırana da lanet etsin.

٤٣١٢ - لَعَنَ اللَّهُ مَنْ مَثْلَ بِالْحَيَوَانِ (حم خ م ن عن ابن عمر) 4312-Allah, canlı hayvanın uzuvlarını kesene lanet etmiştir.

٤٣١٣ - لَعَنَ اللَّهُ مَنْ لَعَنَ وَالِدَيْهِ لَعَنَ اللَّهُ مَنْ ذَبَحَ لِغَيْرِ اللَّهِ وَلَعَنَ اللَّهُ مَنْ

آوَى مُحْدِثًا وَلَعَنَ اللَّهُ مَنْ غَيَّرَ مَنَارِ الأَرضِ (حم م ن عن على

4313- Allah ana-babasına lanet edene lanet etmiştir. Allah, Allah'tan başkasının adına kurban kesene lanet etmiştir. Allah bidatçı ile ilişki kurana lanet etmiştir. Allah yerin alametini (hududunu) değiştirene lanet etmiştir.

yuksel dedi ki...

"Tesvif" (Yapacağı şeyi geriye atmak) şeytanın şuaıdır. Ve onu mü'minlerin kalblerine bırakır. (Bu da mü'mini oyalar.)
Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Avf (r.a.)
Sayfa: 198 / No: 4
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

٤٣٤١ - لكل شيئ صفوة وصفوة الإِيمَانِ الصَّلوةَ وصَفْوَةُ الصَّلَوةِ التَّكْبِيرُ

الأولى هب عن ابى هريرة)

4341- Her şeyin özü vardır. İmanın özü namazdır. Namazın da özü iftitah tekbiridir.

٤٣٤٢ - لِكُلِّ قَلْبٍ وَسْوَاسٌ فَإِذَا فَتَقَ الْوَسْوَاسُ حِجَابَ الْقَلْب نَطَقَ : - مَانُ وَاخِذَ اللسان بِهِ الْعَبْدُ وَإِذَا لَمْ يُفْتَقِ الْقَلْبُ وَلَمْ يَنْطق بهِ اللّسَانُ فَـ

الديلمى كر عن عائشة وفيه محمد بن سليمان قال عق حدث ببواطيل)

4342- Her kalbin bir vesvesesi vardır. Eğer vesvese kalp perdesini yırtarsa dil de onu konuşur ve onunla sorumlu tutulur. Eğer kalp perdesini yırtamazsa tabii ki dil de onu söylemez ve günaha girmez.

٤٣٤٣ - للك

yuksel dedi ki...

Peygamber (s.a.) Efendimiz de "rükü ve secdesi olmayan din de hayır yoktur" buyurmuştur.

yuksel dedi ki...

Nezihi Ensari, babasının Said Nursî ile Mustafa. Kemal'i buluşturmasını ise şöyle anlattı: “Atatürk, babamdan kendisini Said Nursî ile buluşturmasını ister. Atatürk'ün bu isteğini Said Nursi'ye iletiyor babam. Said Nursî 8 saat görüşmek şartıyla kabul ediyor. Ve Atatürk, Said Nursî ve babam bir araya geliyorlar. Ülke meselelerinin konuşulduğu bu görüşmelerde Said Nursî, Atatürk'e şöyle nasihat

YANITLASİL

yuksel13 Temmuz 2023 05:43
eder: 'Namaz kıl, inançlarına sahip çık. Avrupa'nın yaşam tarzını, giyimini ve ahlâksızlığını getirme. Teknolojisini getir. İlmini getir. Sanatını getir.' Görüşmeler gayet samimi bir şekilde geçermiş. Atatürk'ün elinden bir çok hediye almış olan babam, 1974 yılında vefat etti. Babam vasiyetinde kesinlikle tören istemediğini, sadece tekbirlerle ve salâlarla uğurlanmak istediğini belirtmiştir."

YANITLASİL

yuksel13 Temmuz 2023 05:45
M. KEMAL'İN TALEBİNİ SAİD NURSî'YE BABAM İLETTİ

kabul ediyor" dedi.

O GÖRÜŞMEDE BABAM DA HAZIR

BULUNMUŞTU

04 Ocak 2011, Sali

Birinci Mecliste Mardin meb'usu olan Abdülgani Ensari'nin oğlu Nezih Ensari, Said Nursî ile M. Kemal arasındaki görüşmenin, babasının aracılığı ile gerçekleştiğini söyledi. Ensari, “Atatürk, buluşturmasını istiyor. Atatürk'ün bu isteğini Said Nursî'ye iletiyor babam. Said Nursî sekiz saat görüşmek şartıyla

babamdan kendisini Said Nursî ile

yuksel dedi ki...

Sirr- "inna a'tayna":" sûresi'nin sırrı, gizli işareti (Kur'an'in Atayd inci suresi olan Kevser sûresinin sirri); Bediüzzaman'ın (r.a.), cifir hesabiyle cifir), yakın bir gelecekte din düşmanlan büyük bir tokat yiyeceklerine önünün açılacağına dair müjdeli haber kardığı İnna A'tayna sûresinin ayetlerinde gizli işareti bulunan mânâ. Bu kapalı işaretle belirtilen mânâ, Ikinci Dünya Savaşı'nın nuçları ile ve yakın tarihlerde din aleyhtan liderlerin ölümleriyle doğrulanmıştır. ve Islam

sirr-i insanî : (tas.) insan varlığın

özünde ve yapısında bulunan ve "sırr" denen insanın mânevî varlıklar dünyasıyla bağlant kurmasını sağlayabilen, şuur ve nur sahibi ruhsal bir güç, duygu veya yetenek. İnsanda ki çeşitli mânevî ve rûhî güç, duygu ve yete neklerinin sayısı, tasavvufçuların bazılarına göre beş, bazılarına göre on tanedir. Üsta Bediüzzaman Said Nursî (r. a), insandaki b mânevî ve rûhî güç, duygu ve yetenekleri kesin olarak bir sayı ile sınırlı olmadığını lirtir. (bkz. Barla Lâhikası sh. 347-348, Env Neşriyat, 1993-İstanbul). İmam-1 Rabban

YANITLASİL

yuksel13 Temmuz 2023 10:11
Tasavvufta "kalb" ile bildi gimiz bedendeki organ kastedilmez. Insanın mânevî varlığından bir basamak söz konusu dur. Buna "mânevi kalb" demek mümkündür. Bu kalbdeki duygular ve yetenekler, dünya ile ilgili olabildiği gibi, månevi âlemlerle de ilgili olabilir. O halde kalb âlemi, maddi ve manevi iki âlemin kesişme alanındadır. Tasavvufta bazı yorumcular bunu, Kur'an'daki Rahman sûresinde geçen iki âyeti mecazi olarak alıp açıklar. (bkz. Kur'an, 55/19, 20). İnsanın má nevî varlığının diğer bir derecesi olan "ruh" ise, madde dünyasının şartlarına, zaman ve mekâna bağlı değildir. Beden olmadan da varlığını devam ettirir. Ruh, bu vasfıyla (nite- liğiyle) diğer ruhlarla ve meleklerle bağlantı kurabilir. Bu bağlantı, tasavvufta, derecesine göre keşif" veya "müşahade" denilen, fakat günlük mânâlarından farklı mânâlarda kul lanılan terimlerle ifade edilir. Allah (c.c.) ile kurulabilecek bağlantı, bilgi bağlantısı ola rak "ilham" (bkz. sifat-ı kelâm) ve insanın Rabbine karşı kulluk ve sevgi bağlantısıdır İnsanın mânevî varlığının diğer bir dereces olan"sırr" ile Rab arasındaki bağlantı anlatı lamaz. Bu, "sır'lı bir bağlantıdır. İnsandak "sırr" denilen mânevî varlığa "latife-i Rabba niye" de denir. (bkz. latife-i Rabbaniye; seyr- enfûsî; seyr-i sülük; nüfus-u seb'a)
Tabiratli, Terkibli, Ansiklopedik
Risale-i Nur un Büyük Lugati
Envar Nesriyat
sy. 1012,1013.

yuksel dedi ki...

Hz. Musâ (A.S.) Hakka kavuşunca Cenâb-ı Hak ona da ölümün

acısını sormuş, o da: Yarabbi, ölüm acısını sordunuz; Ölüm acısı bir değneğe geçi- rilmiş serçe kuşunun çektiği izdiraba benzer, ölmez ki, dinlensin, kur- tulamaz ki uçsun! -

Diğer bir kayda göre de: «Canlı bir koyunun derisini yüzerken du- yacağı acı gibi acıyor» demiştir. Bir hadis-i şerifte: «Ölüm: testere ile biçmekten, makasla doğ- ramaktan, kılıçla vurmaktan daha acıdır» buyurulmuştur. Resulü Ekremimiz (S.A.V.) bir gün bu konudan bahsederek yemin

etmiş ki: Ölüm Meleğini (Yani Azräili) görmek, kılıçla bin defa vurul maktan daha ağırdır.»> Yâni Azrâil'i görmekten hasıl olacak korkunun şiddeti kastolunmuş oluyor. Hz. İsa (A.S.): Havariyyûne:

- Cenab-ı Hakka duâ ediniz de sekerât-i mevtinizi kolay etsin. Diye tavsiye ederdi. Yani ölüm güçlüğü bildirilmiş oluyor. Hazreti Peygamberimiz demiş ki:

Cenab-1 Hak Azrâil'i canları almaya memur etti, onu en sonraya bırakacak, kendi canının alınmasını emredecek, Azrâil bu işin zorluğu-

nu görünce:

«Can acısının böyle zor olduğunu bilseydim kimsenin canımı ala- mazdım» diyecek.

Bazı kimseler Hazreti Peygamberden (S.A.V.) ölümün acisini sor-

«Derinin tüylerini eliyle çekerek yolmak gibidir» Diye cevap vermiş.

YANITLASİL

yuksel14 Temmuz 2023 09:04
Ganimet elden ele dolaşıp haksız yere zimmete tiği, emânet ganimet sayıdlığı, zekât fuzili bir borç say geç- lp verilmediği, erkek karısına itaat edip annesine isyan ettiği, dostana iyilik edip babasına eziyet ettiği, mescidlerde seslerin yükseldiği, ayak takımlarının başa geçtiği, şerrinden korkulduğu için kişiye ikram edildiği, içki içilip ipekli elbiseler giyildiğ, şarkı- a ve çalkıcı kadınların bulundurulduğu, sonra gelen nesil önce gelenleri kötülediği hallerdir. İşte bunlar yapıldığı zaman, insan- lar kızıl bir rüzgâr, zelzele, açlık, yemekte tatsızlık ve benzeri musibetleri beklesinler.» buyurmuştur. Yine rivayete göre Peygam ber aleyhi'-selâm Cebrail aleyhi's-selâm'a: «Ya Cebrail, benden son- ra yere inecek misin?» diye sordu. Cebrail aleyhi's-selâm: «Evet, âhir zamanda dört kerre ineceğim.» deyince, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, niçin ineceğini sordu. Cebrail: «Birincide kadın- lardan hayâyi, ikincide kazançlardan bereketi, üçüncüde hâkim- lerden adâleti, dördüncüde hâfızların göğüslerinden Kur'ânı kal- dırmak için geleceğim ve sonra bir daha gelmiyeceğim.» dedi.

Yine Tirmizi'nin Enes b. Mâlik (r.a.) den rivâyetinde Resûl-i Ekrem (S.A.V.): «Kiyâmete yakın karanlık gece kıtaları gibi fit- neler meydana gelecektir. Sabahtan mü'min olan akşama kâfir, akşamdan mü'min olan sabaha kafir çıkar. Bir çokları dinlerini feda ederler.» buyurmuştur

YANITLASİL

yuksel14 Temmuz 2023 09:09
وَالسَّاعَةُ كَهَاتَيْنِ وَأَشَارَ بِإِصْبَعَيْهِ السَّبَابَة وَالَي تليها

* Sehadet parmag ile orta parmagini igaret ederek: Benimle kıyamet arasında bu kadar zaman vardır.» buyurmuştur. Kıyame tin alametlerinden baʼzıları da büyük inşaatlar, mescidleri tezyin, emanete huyanet, igki ve bid'atlerin cogalması, kadınlarda hayann azalması, hakimlerden adaletin kalkması, bereketin azalması, şar kıcı kadınların çoğalması, hilekar adamların emin, emin adamla rin hâin tanınması, idare işlerinin ehil olmayan kimselere veril mesi, fitnenin zuhuru, kadınların çoğalması, erkeklerin azalması gibi hususlardır ki, bütün bunlar zamanımızda mevcud ve hepsi için sahih hadisler vârid olmuştur. Bunlardan ba'zıları: Müslim' in Enes b. Malik (r.a.) den rivayetinde, Resûl-i Ekrem (S.A.V.): في

YANITLASİL

yuksel14 Temmuz 2023 09:22
Ahiret Günü
Abdülkadir el-Hac Mutlaku'r-Rahbavi
Güven Matbaası 1970.
sy. 36,39,
Ahirete Giden Yol
(KESF-US SUTUR)
SÖNMEZ
sy. 31.

yuksel dedi ki...

O nu (Hz.Muhammed s.a.v.) anlamak,Hakka kullukta en mühim basamaktır.
Hidayet Güneşi
Yüzakı
sy.10.

yuksel dedi ki...

HELAL ANAHTAR!

• Az bir dünyalığa râzı ol ve helâl ye ki; >Bütün hayırların anahtarı budur.

•Haramdan uzak ol,

>Yoksa Hak Teâlâ'dan uzaklaşırsın!
Asr-i Saadetten Günümüze
Hidayet Rehberleri
Yuzaki
sy. sy. 230
Abdulhalik Gucduvani Hazretlerinden Hikmetli Sözler

yuksel dedi ki...

Hiçliğini ve acziyetini idrâk edemeyip de kibir dâvâsına tutuşan niceleri, ilâhî gazaba uğramışlardır. Bel'âm gibiler ilimle, Kärun gibiler servetle, Firavun ve Hâmân gibiler makam ve mevki ile enâniyetin avucuna düştüler ve helâk oldular.
Kur'an ve Sünnet
İki Cihanda Rahmet
Yuzaki
sy. 267.

yuksel dedi ki...

Acaba faizi ki moduyor? Faizi, faizle kredi alan tüccar, sanayici ve her hangi bir iş adamı mı ödüyor, yoksa tüketici olanlar mı ödüyor? Mu- hakkakki faiz çoğunlukla halktan alınıp ödeniyor. Eğer kredi; yeme, iç me, giyinme, barınma ve gerekli eşyalar satın almak için alınmışsa fâiz, krediyi alandan çıkar ki bugün bu durumda olanlara teminatı olmadığı için zaten faizle para verilmez. Geriye ziraî, sınaî veya hizmet üreten züm- re kalıyor ki fâizcinin esas müşterisi bunlardır. Bunlar ürettikleri şey- lerin maloluş fiatlarına, hem ödedikleri ve hem de ilerde ödiyecekleri fâizi ilâve etmek zorunda kalırlar. Bu da elbetteki fiatları artıracaktır.

Üreticileri ikiye ayırabiliriz: a) Kredi almadan kendi imkânları ile iş çevirenler. Bunlar küçük üretici ve müstahsillerdir. b) İşlerini kredi ile yürütenler. Büyük kuruluşlar daha çok bu kısım içinde yer alırlar. Bu kısımda küçük üreticiler ve küçük kuruluşlar da vardır. Her kurulu- şun amacı hem varlığını sürdürmek ve hem de büyümektir. Bazan talep fazlalığı ve bazan da rekabet yüzünden kısa devrede gelişme istenilir. Bu sebeple de paraya ihtiyaç olur. Muntazaman kredi temin eden iş yerleri şartlar elverişli olduğunda kısa sürede büyürler. Piyasa aynı alanda en fazla üretim sağlıyan, kuruluş veya kuruluşların daha fazla etkisi al- tındadır.

dilen
7-Fâizin fiyatlara etkisi
İslam İktisadinin Esasları
Celal Yeniçeri
sy. 263.
Şamil Yayinevi

YANITLASİL

yuksel16 Temmuz 2023 08:21
C - BAZI MALLARA İHRAÇ YASAĞININ KONULMASI

Devlet bazı malların ihracını yasaklıyabilir. Buna harp yıllarında daha çok ihtiyaç duyulur. Bilhassa silâh ve silâh sanayiinde kullanılabi- lecek her türlü maddenin satışı yasaklanır. İbni Kudâme (541-620 H/1146- 1223 M); düşman tarafa, yol kesicilere, veya fitnecilere silâh satışı yasak- tir, diyor¹". Yasağa uyulmasından hisbe 134 teşkilâtı sorumlu olduğundan konu hisbe kitaplarında da yer almıştır. Meselâ İbni 'İvaz (ö. 696 H) ko- nuya değinirken şöyle der: «Harpte düşmanın işine yarıyacak olan her şeyin; harp malzemelerinin, malzeme yapımında kullanılması sebebiyle demirin, harpte yük ve binek vasıtası olarak kullanılan hayvanların ve muhariplerin işine yarıyacak elbiselerin satışına müsaade edilmez»> 135.

ihraç yasağı muhakkakki daha başka malları da kapsıyabilir.
İslam Iktisadinin Esasları
Celal Yeniçeri
Şamil Yayinevi
sy. 265.

yuksel dedi ki...

ribâ : faiz, borç olarak verilen para mala karşılık alınan kår, fazlalık; veya is hut ticaret için verilen sermayenin zara katılmadan yalnız kârına ortak olup edilen kazanç. (Faizin her çeşidi İslâmda ramdır) (muzaaf ribâ: bileşik faiz, ana be d- katılan faizin faizini de alma veya süre u mında faiz oranını da arttırm yolu ile al faiz)

YANITLASİL

yuksel16 Temmuz 2023 08:53
ribâ : faiz, borç olarak verilen para veya mala karşılık alınan kâr, fazlalık; veya iş ya- hut ticaret için verilen sermayenin zararına katılmadan yalnız kârına ortak olup elde edilen kazanç. (Faizin her çeşidi İslâmda ha- ramdır) (muzaaf ribâ: bileşik faiz, ana borca mad- katılan faizin faizini de alma veya süre uzatı- cları mında faiz oranını da arttırm yolu ile alınan faiz)

YANITLASİL

yuksel16 Temmuz 2023 08:54
Tabiratli, Terkibli, Ansiklopedik
Risale-i Nur un Büyük Lugati
Envar Nesriyat
sy. 912.

YANITLASİL

yuksel16 Temmuz 2023 08:57
فائض FAIZ : ödünç verilen pa

ra için alınan ve şer'an haram olan kår. Fa Izin iş hayatındaki mânası, "sen çalış, ben yl yeylm'dir. Küçük tasarruf sahiplerinin paraları daha büyük bankalarda toplanıp, büyük yekünlere ulaşır. Banka bu parayı aldığından falzle iş sahiplerine kredi olarak verir. İstihsâl edilen (üretilen) malların flatina masraf olarak bu falz eklenir. Böylece malların flati falz yüzünden %50 civarında, veya daha fazla artar. Bu malı satın alanlar, ödedikleri flatla birlikte vaktiyle yatırımcının ödediği faizi kendi leri ödemiş olurlar. Böylece tasarruf sahipleri bankadan aldıkları falzden çok daha fazlasını bu malı satın almakla geri ödemiş olurlar. Ayrıca fi atların yükselmesiyle dar gelirlilerin haklarına te cavüz etmiş olurlar. Çalışmadan para alıp vermek- le zenginleşen bir zümrenin türemesine de sebep olurlar. İslâm, faizi haram kılmakla bu haksızlık- ları önler. (Bak: Riba) *Taşan, dolan.

فائز FAIZ: (Fevz. den) Dilediğine eren. Başaran. Korktuğundan kurtulan. Üstün gelen. Necat bulan. *Kapının üstündeki eşik.
Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Büyük Lugat
sy. 260.

YANITLASİL

yuksel16 Temmuz 2023 09:01
RIBA: Tartısı ve ölçüsü bel- olan bir malı aynı cinsten daha fazla olan bir mal le, bir karşılığı olmaksızın, peşin olarak veya vere- slye değiştirmektir. * Fâiz. * Muâmelede meşru miktardan tecavüz. * Bir şeyin artması, çoğalması. Verilen borç para veya mal karşılığında kâr iste- yip zarara ortak olmamak suretiyle hâsıl olan ha- ram kazanç. (Bak: Fâiz)

Ja, Ribâ-i fazl Tartılan veya öl- çülen bir cins eşyanın kendi cinsi karşılığında fazla- sıyla satılması. Meselâ : Bir kilo buğdayı aynı cins bir kilo yüz gramla değiştirmek gibi. -

(Beşerin hayat-ı içtimaiyesinde bütün ahlâk

YANITLASİL

yuksel16 Temmuz 2023 09:03
sızlığın ve bütün ihtilälâtın menşei iki kelimedir. Birisi: "Ben tok olduktan sonra başkası açlıktan ölse bana ne..." "İkincisi: "Sen çalış, ben yiyeyim.." Bu iki kelimeyi de idâme eden; cereyan-1 ribâ ve terk-i zekâttır. Birinci kelimenin ırkını kesecek tek bir devâsı var ki; o da vucüb-u zekâttır. İkinci keli- menin devası hürmet-i ribadır. Adâlet-i Kur'âniye âlem kapısında durup ribâya: "Yasaktır, girmeğe hakkın yoktur" der. Beşer bu emri dinlemedi, bü- yük bir sille yedi. Daha müdhişini yemeden dinle- meli. M.)

(Ribânın kab ve kapıları olan bankaların nef'i, beşerin fenâsı olan gâvurlara ve onların en zâlimlerine ve bunların en sefihlerinedir. Alem-i İs- lâm'a zarar- mutlaktır. Mutlak beşerin refahi naza- ra alınmaz, zirâ gâvur harbi ve mütecâviz ise, hür- motriz

YANITLASİL

yuksel16 Temmuz 2023 09:04
Osmanlıca Türkçe
Ansiklopedik
Büyük Lugat
sy. 831.

YANITLASİL

Yorum Gönder
Bu blogdaki popüler yayınlar
İman
Mayıs 04, 2023
DEVAMI
ruhu l furkan tefsiri
Şubat 13, 2021
DEVAMI
hülasatü l beyan tefsiri
Şubat 13, 2021
DEVAMI
Blogger tarafından desteklenmektedir
Tema resimleri Michael Elkan tarafından tasarlanmıştır

YUKSEL
Vasiyet ve mustafa
PROFİLİ ZİYARET EDİN
Arşivleme
Kötüye Kullanım Bildir

yuksel dedi ki...

FAİZ TETKİKİMİZİN SONUCU

1) Ben tamamen Allâme Muhammed 'ül-Fahrî'nin fikir- leriyle müttefikim. Ona göre: «Islâmî yapının temel taşını teş- kil eden liberal sisteme faiz, tam manasiyle zıt bir istikamet- tedir.»

2) İslâmın basit faizi değil sadece mürekkeb faizi yasak- ladığı şeklinde bir telâkki tamamen yanlıştır. Aksine İslâmda, nisbeti ne kadar düşük olursa olsun her nevi faiz menedilmiştir.

3) Bugün umumiyetle câri kapitalist cereyanların tesiri al- tında birçok kimse, günümüz bankacılığının ticarî ve sınaî ha- yatı desteklediği esbabi mucibesiyle, faizin meşru olduğunu id- dia etmektedir. Bu, tamamen yanlış ve çürük bir iddiadır. Ha- kikatı söylemek icab ederse, mezkûr banka faizleriyle, Sahukar

YANITLASİL

yuksel16 Temmuz 2023 09:26
FAIZ NAZARIYESI VE ISLAM

tefeci) faizleri arasında hemen hemen hiç bir fark yok, derecede ki, ödünç para vermeyi eskiden sanat edinmiş Ya lilerin varmak istedikleri gaye ve maksatlarla bugünkü arın gaye ve maksatları birbirinin aynıdır.

4) Bir takım sebebler göstererek, Banka faizlerinin mey ruiyetini iddiaya kalkışmak, Islamın vazettiği temel prensible den sapmak ve Kur'ân'da yer alan gayet açık ve müphemiye ten uzak hükümlerden vaz geçmek demek olacaktır. Buna g bizim vazifemiz, faiz hakkında İslamın getirdiği temel kade hükümleri mümkün olduğu kadar açık olarak göstermek ve ik tisadi zafiyetimizi bu nevi hiylei şer'iye kabilinden yollarla tet cihetine sapmamak olmalıdır. Ben ne bir Islám tetkikleri m tchassisi ve ne de İslâmın dolaşık ve düğümlü bir meselesi rinde bir hal şekli vazedecek kapasiteye sahip bir müctehidim Ancak şunu şahsen ifade etmeliyim ki, Bankalara yatırdığımız paralar yoluyla elde ettiğimiz her nevi gelirler, faizle aynı s viyededir ve birdir. Yine şurası iyice anlaşılmalıdır ki, bizler Müslüman olarak faize asla girmemeliyiz. Şayet müsaade edip ona el uzatacak olursak, Bankalarda toplanacak olan paralar, İslâmî fayda, menfaat ve gayeler dışında da kullanılabilecekler- dir. Binaenaleyh bu suretle bugünkü bankalara yatırılmayacak olan meblağları şahsi ihtiyaçlarımızda değil, hayır ve umuma fayda getiren milli menfaatlara uygun faaliyet ve işlerde kul- lanmamız gerekecektir. Fakat böyle yapılması sonuna kadar sa- vunulamasa bile içinde bulunduğumuz cemiyet şartlarının akıp içinde Islami esaslara uygun surette tesis edilip teşkilatlandırı lacak olan bankalarda bu meblağları toplamak zaruret olacak- tır. Bu gaye göz önünde tutularak kurulacak olan İslâmî ban- kaları ve İslâmî bankacılığın esaslarını daha ilerde izah edece ğiz.

YANITLASİL

yuksel16 Temmuz 2023 09:29
Faiz Nazariyesi ve İslam
Çeviren
Dr
Salih Tuğ
İrfan Yayinevi
sy. 115,116.

yuksel dedi ki...

Ve bitâatil ecsâdil mülteimeti biurûkıhâ. Yâni:

Öyle cesetler ki, bütün damarlariyle toprak olmuşlardır.

(Öldükten sonra cesetlerin bütün parçaları çürüyüp toprak olur. Cenab-ı Hak tarafından o toprakların eskisi gibi cesedin uzvu hâline gelmesi için ferman gelir, o toprak hemen her ne uzuvdan toprak ol- du ise o uzvun hâlini alır. Toprak olan kemik yine kemiğe, toprak olan sinir yine sinire, toprak olan damar yine damara döner. Toprak olan deriler yine deri haline gelir. Toprak olan kıllar da kıllaşır. Diş- ler, diş olur. Böylece vücuddan meydana gelmiş bütün topraklar va- kit geçirmeden eski uzuvları hâline döner, bir araya gelir. Ceset, ilk ceset gibi olur.)

(Ey Allah'ım, Sen'in «Ol!..» diyen fermanınla toplanan ceset- lerin itâatleri hürmetine ben de Sen'den niyaz eder, dilerim.)
Kara Davud
Delail-i Hayrat Şerhi
M. Faruk Gurtunca
sy. 896.

yuksel dedi ki...

Çalış dedikçe şeriat, çalışmadın, durdun; Onun hesabına birçok hurafe uydurdun. Sonunda bir de "tevekkül" sokuşturup araya, Zavallı dini çevirdin onunla maskaraya.

Hayır, hayal ile yoktur benim alış verişim; İnan ki her ne söylemişsem görüp de söylemişim, Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek; Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek."

Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile... Âdem aldatmaksa maksat, aldanan yok, nafile! Kaç hakiki Müslüman gördümse, hep makberdedir; Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir; Irzımızdır çiğnenen, evladımızdır doğranan... Hey sıkılmaz, ağlamazsan, bari gülmekten utan!

Nebiye atf ile binlerce herze uydurdun. Yıktın da dini mübini (apaçık din yerine) yeni bir din kurdu Doğrudan doğruya Kuran'dan alarak ilhamı. Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam'ı.

ibret olmaz bize her gün okuruz ezberde yoksa bir maksat aranmaz mı ayetlerde? lafz-1 muhkem yalnız anlaşılan Kuran'ın çünkü hiç kimse farkında değil mananın

ya açar bakarız nazm-ı celilin yaprağına yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına indirilmemiştir Kur'an hakkıyla bilin ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için!

YANITLASİL

yuksel17 Temmuz 2023 08:26
Mehmed Akif Ersoy
Boyasını Kaziyinca
Küresel Güç Odaklarının
Egemenlik Felsefesi
İbrahim Okur
okursoy kitaplari21
sy. 744.

yuksel dedi ki...

İçki ve Sigara ya, eğitimin iki katı para harcadığımız açıklandı.
14 Kasım 2005.
Açıklamalı Yorumlu
Kronolojik
Kültür Sanat
Tarih Ansiklopedisi
(7007 Yıllık Dünya Tarihi) Cilt. 4.Oğuz Cetinoglu
Ekim Kasım Aralık
sy. 3131.

yuksel dedi ki...

Üç ana renk kırmızı, mavi, yeşil

YANITLASİL

yuksel18 Temmuz 2023 05:33
(Adneks) :ilave, ek, parça parça bir organa bağlı yardımcı oluşum ve kısım.

YANITLASİL

yuksel19 Temmuz 2023 01:28
ESIR MADDESI

Dünya esirden olan ve mevc-i mekfûf tâbir olunan sema deni- zinde seyahat ediyor ve yüzüyor. (Mh.) 70:2. mak. 8. mesele; (L.) 70:12. Lema, 2. mes. mühimme; (L.) 344:30. Lem'a, 6.

nükte, 5. şua

Esîr, Allah'ın varlık ve birliğine şehadet eder. (M.N.) 48:Katre, 1. bab Esîr maddesi fâil olamaz. (L.) 336:30. Lem'a 6. nük. 1. şua Esir maddesinin yedi tabaka olması. (L.) 71:12. Lema 2. mes. müh. Esîr maddesi nedir? (İ.İ.) 237. Fezâ esîr maddesiyle dolu. (L.) 71:12. Lema 2. mes. müh.; (1.1.) 239. Kâinat esîr maddesinden yaratılmıştır. (İ.İ.) 238.

Tabiatçılar esîş maddesini fâil zannetmişler. (L.) 336:30. lem'a, 6. nükte, 1. şua
Bir Hazinenin Anahtarı
Risale-i Nur Kulliyati Fihrist ve İndeksi
İsmail Mutlu
sy. 194.

YANITLASİL

yuksel19 Temmuz 2023 01:33
Asr süresi
esir maddesine yemin etmekle
buluşların icatlarin bu maddede
yogunlasarak meydana getirebileceğini
Kur'an i Kerim de Yazmaktadır
Asr
kürt cede esir olarak yazılmaktadır

yuksel dedi ki...

Sonuçsuz uğraşmak çalışma sayılmaz.

339

Yüzyılların adam sende yönetimlerinin deviet yapısında oluşturduğu yaraları iyileştirmek için, harcanacak çabaların en büyüğünü kuşkusuz bilim yolunda göstermemiz gerekir. (1921)

340

Gerçek ortaya çıkınca, yalan ortadan kalkar. (1924)

97

YANITLASİL

yuksel19 Temmuz 2023 09:47
Mustafa Kemal Atatürk ten
Seçme Sözler
İbrahim Şimşek
sy. 97.

yuksel dedi ki...

Rabbimizden bizlere tam bir müslüman uyanıklığı vermesini, bizleri ve gelecek nesillerimizi şeytanın ve şeytanlaşmış insanla- rin şerrinden korumasını dileriz.
Riyazu's Salihin
Imam Nevevi
Kampanya Kitaplari
cilt. 7.sy.143.

YANITLASİL

yuksel20 Temmuz 2023 02:40
Rabbimizden bizlere tam bir müslüman uyanıklığı vermesini, bizleri ve gelecek nesillerimizi şeytanın ve şeytanlaşmış insanla- rin şerrinden korumasını dileriz.
Riyazu's Salihin
Imam Nevevi
Kampanya Kitaplari
cilt. 7.sy.143.

YANITLASİL

yuksel20 Temmuz 2023 02:41
Puta tapmak şeytana tapmaktir.
Riyazu's Salihin
Imam Nevevi
Kampanya Kitaplari
cilt.. 8.sy.300.

yuksel dedi ki...

Peygamberlere karşı çıkan ulkelerde kıtlık olmuştur.
Riyazu's Salihin
Imam Nevevi
kampanya kitapları
sy..299.

yuksel dedi ki...



EBCED (Bak:cifir) EBÛ BEKİR (R.A.)

Ebû Leheb'in karısı Hz. Ebû Bekir'den Peygamberimizi sordu. (M.) 161:19. Mektup, 15. işâret

Fetih Sûresinin son âyeti Hz. Ebû Bekir'in en meşhur vasfina işâret ediyor. (L.) 36:7. Lem'a, 5. si. Hz. Ebû Bekir dinden dönen Necid halkını zîr ü zeber etti. (M.)

352:28. Mektup 6. mes. 1. nükte

Hz. Ebû Bekir halifeliğe daha layıktı. (L.) 28, 30:4. Lem'a 4. nük.

Hz. Ebû Bekir hicrette Peygamberimizin arkadaşıydı. (M.) 150,

152, 159:19. Mektup, 14. ve 15. işâretler Hz. Ebû Bekir'in hilâfete geçeceğine işaretler. (L.) 36:7. Lem'a, 5. si; (L.) 43:7. Lem'a, tetimme, 2. nükte

Hz. Ebû Bekir niçin az hadis rivâyet etti? (M.) 132:19. Mektup,

10. işâret Hz. Ebû Bekir şahsî kemâlat ve verâset-i nübüvvet vazifesiyle

Hz. Ali'den daha fazîletliydi. (L.) 30:4. Lem'a, 4. nükte

Hz. Ebû Bekir Tebük Gazâsında Peygamberimizden duâ etme sini istedi. (M.) 124:19. Mektup, 8. işâret Hz. Ebû

Bekir, "Ya Rab! Vücudumu öyle büyüt ki, Cehennem de başkasına yer kalmasın" dedi. (E.L.) 2:121; (S.) 711:konf. Rıza'nın Hz. Ebû Bekir ile ilgili rüyâsı. (S.T.) 19:Parlak fıkralar FIHRIST/182

YANITLASİL

yuksel21 Temmuz 2023 22:49
Risale-i Nur Hz. Ebû Bekir'in meşrebini takip etmiş. (B.L.) 103 Şifler Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer'den uzaklaştıklarından ziyâna düşmüşler. (M.) 107:19. Mektup, 6. işâret

Şiflerin Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer'e düşmanlıklarının sebebi. (M.) 353:28. Mektup 6. mes. 1. nükte

Şiîlerin Hz.Ebû Bekir'e haksızlık isnat etmeleri, en büyük hak-

sızlıktır. (L.) 31:4. Lem'a, 4. nükte Taşların Hz. Ebû Bekir'in elinde tesbih etmesi. (M.) 133:19.

Mektup

ECEL (Bak:ömür) Dünyanın ecel-i fitrîsi. (S.) 489:29. Söz 4. esas, 1. mesele

Ecel genç ihtiyar ayırmıyor. (K.L.) 114.

Ecel gizlidir. (B.L.) 175.

Ecelin gizli olmasının hikmeti. (S.) 309, 317:24. Söz 3. dal 7. 8. asil; (L.) 213:25. Lem'a 13. devâ; (Ş.) 488:5. Şua; (Ş.) 546:

15. Şua; (Sn.) 29.

Ecel mukadderdir, tagayyür etmez. (L.) 211:25. Lem'a 9. deva Ecel-i kazâ. (B.L.) 191. Ecel-i muallak. (L.) 106:16. Lem'a 1. si; (B.L.) 191.

Ecel-i mübrem. (B.L.) 191. Ecel-i müsemma. (B.L.) 191.

Herkesin dünyasının direği kendi hayatıdır. (E.L.) 2:68. Öldürülen kimsenin eceli. (S.) 139:13. Söz 2. makam Ömr-ü tabisi olanın ecel-i fitrisi vardır. (1.1.) 193; (S.) 488:29.

Söz 4. esa 1. mes

EDEB

Allah'a karşı edep nasıl olur? (L.) 59:11. Lem'a 7. nükte Çok edipler kâfiyenin hatını için edepte edepsizlik etmeye baş- ladılar.(Mh.) 79:2. maka, 1. mesele

FIHRIST/183

YANITLASİL

yuksel21 Temmuz 2023 22:50
Bir Hazinenin Anahtarı
Risale-i Nur Kulliyati Fihrist ve İndeksi
İsmail Mutlu
sy. 182,183.

YANITLASİL

yuksel21 Temmuz 2023 22:53
Benden sonra hulefa, hulefadan sonra umera, umeradan sonra melikler, meliklerden sonra Cebabire, Cebabireden sonra ise Ehli Beytimden bir kimse gelir de, O yeryüzünü adaletle doldurur. Ondan sonra da "Kahtani" gelir. Beni gönderen Zata kasem ederim ki, O, diğerlerinden aşağı değildir.
Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Kays (r.a.)
Sayfa: 518 / No: 4
Ramuz El-Ehadis

YANITLASİL

yuksel21 Temmuz 2023 22:56
۷۲۸ - إِذَا ظَهَرَتِ الْفَاحِشَةُ كَانَتِ الرَّجْفَةُ وَاذَا جَارَ الْحُكَّامُ قَلَّ الْمَطَرُ

وَإِذَا غُدِرَ بِاَهْلِ الذِمَّةِ ظَهَرَ الْعَدُو (عدو الديلمي عن ابن عمر)

728- Fuhuş yaygınlaşınca deprem olur, hakimler zulmedince yağmur azalır, zimmet ehline zulüm reva görülünce düşman zahir olur.

YANITLASİL

yuksel21 Temmuz 2023 22:57
Ramuz ul Ehadis
Hadis Ansiklopedisi
Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi
cilt. 1.sy.180.

YANITLASİL

Yorum Gönder
Bu blogdaki popüler yayınlar
İman
Mayıs 04, 2023
DEVAMI
ruhu l furkan tefsiri
Şubat 13, 2021
DEVAMI
hülasatü l beyan tefsiri
Şubat 13, 2021
DEVAMI
Blogger tarafından desteklenmektedir
Tema resimleri Michael Elkan tarafından tasarlanmıştır

YUKSEL
Vasiyet ve mustafa
PROFİLİ ZİYARET EDİN
Arşivleme
Kötüye Kullanım Bildir

yuksel dedi ki...

Belaları Önleme Duası

بسم اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيم أصْبَحْتُ في جِوَارِ اللهِ الَّذِى لأيرَامُ وَلا يُسْتَبَاحُ وَفِي ذِمَّتِهِ وَ ضَمَانِهِ الَّذِي لَا يُحْفَرُ ضَمَانٌ عِنْدَهُ " فَاسْتَمْسَكُتُ بِعُرْوَةِ اللَّهِ الْوُثْقَى رَبِّي وَ رَبُّ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ لا إِلهَ إِلَّا هُوَ فَاتَّخِذْهُ وَكِيلاً * تَوَكَّلْتُ عَلَى اللَّهِ وَاعْتَصَمْتُ بِاللَّهِ وَفَوَّضْتُ أَمْرِى إِلَى اللَّهِ نِعْمَ الْقَادِرُ اللَّهُ فَاللَّهُ خَيْرٌ حَفِظًا وَ هُوَ أَرْحَمُ الرَّاحِمينَ وَ صَلَّى اللهُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى الِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلَّمَ عَدَدَ خَلْقِهِ وَ رِضَا نَفْسِهِ وَ زِينَةَ عَرْشِهِ وَمِدَادَ كَلِمَاتِهِ * لَقَدْ جَاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ أَنفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُم بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُوفٌ رَحِيمٌ فَإِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِيَ اللهُ لا إلهَ إِلا هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ

حَصَّنْتُ نَفْسِي وَ أَهْلِي وَ مَنْ حَضَرَنِي أَوْ غَابَ عَنِّي بِالْحَيَ الَّذِي لا يَمُوتُ وَ الْجَأْتُ ظَهْرِى فِي حِفْظِ ذَالِكَ لِلْحَيِّ الْقَيُّومِ

YANITLASİL

yuksel22 Temmuz 2023 00:04
ÇEŞİTLİ KONULARA AIT DUALAR

401

(Bismillahir RaḥmânirRahim.)

(Haššantü nefsî ve ehli ve men hadaraní ev gåbe annî bil hayyil- la yemûtü, vel-ce'tü zahrî fi hifzi zâlike lil Hayyil Kayyúmi. Ve bahtü fi civârillâhillezî lâ yurâmü velâ yüstebâhu ve fi zimmetihi ve manihillezî lâ yuḥferu damânun indehu. Festemsektü biurvetillähil ská, Rabbi ve Rabbis-semâvâti vel-ardi lâ ilâhe illâ hüve, fettehizhu kilen.

Tevekkeltü alellâhi ve'tašamtü billâhi ve fevvedtü emri ilellâhi, mel kâdiru Allâhu. Fellâhu hayrun hâfizan ve hüve Erhamur- himin. Ve šallallâhu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve bihi ve sellim adede halkihi ve ridâe nefsihi ve zînete arşihi ve dâde kelimâtihi.

Lekad câeküm Resûlün min enfüsiküm azîzün aleyhi mâ anittüm aršun aleyküm bil mü'minîne raûfun rahîm. Fe in tevellev fekul has- yellahu lâ ilâhe illâ hüve aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbil arşil im.) Bu büyük vird, zararları def için ve menfaati çekmek için okunur.

Her sıkıntı ve her bela karşısında bu dua okunur. Ağrı sızı anında da

kunur.

Büyük bir duadır. Gece gündüz okunmalıdır. İnsan kendisini ko- rumak ve belalardan sakınmak için bu duayı devamlı okumalıdır. Çünkü mazarrat (zararlar, kötülükler) anında buna devam eylemek çok faydalıdır. Her insan sıkıntıya kalabilir, ancak sıkıntıdan kurtulma- yegane çaresi bu duayı ihlasla okumaktadır. Her Akşam ve Yatsı arası, her Sabah Namazı'ndan sonra bu duaya devam eylemek lazım-

duaya gece gündüz devam etmelidir. Bu vesile ile Allah'ın rızasına Müslüman evvela Allah'a tam manasıyla sarılmalı, hem de bu kavuşmalıdır.

***

YANITLASİL

yuksel22 Temmuz 2023 00:06
Mecmuatu'l Ahzab
Büyük Dua Kitabı
Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi
Bahar Yayınları
sy. 400,401.

yuksel dedi ki...

Peygamberlerin bazı vasıfları. (Mh.) 126:3. makale Peygamberler devirlerine göre mucize göstermişlerdir. (M.)

184:19. Mektup, 18. işaret, 2. nükte Peygamberler fiil ve tavırlarında beşeriyette kalmıştır. (M.)

300:26. Mektup, 1. mebhas Peygamberler gönderilmeden teklif yapılmaz. (İ.İ.) 69; (M.)

374:28. Mektup, 8. mesele, 5. nükte Peygamberler herkesten daha fazla ibâdet ve teslime mükellef- tirler. (Mh.) 45:1, makale 12. mukaddime

Peygamberlerin ibadetlerinin farklı olmasının sebebi. (İ.İ.) 32. Peygamberlere olan ihtiyaç. (S.) 200:11. Şua; (As. M.) 509.

mesele 1. nokta; (M.N.) 34:Lasiyyemâlar, (M.N.) 119:Zey- lü'l-Habbe; (1.1.) 141; (L.) 329:30. Lem'a, 5. nükte, 4. remiz Peygamberlere sevginin faydasız kalması. (S.) 587:32:Söz 3.

mevkif 2. mebhas 4. nükte

Peygamberlerin şarkta gelmesinin hikmeti. (M.) 312:26. Mek- tup, 3. mebhas, 5. mesele; (T.H.) 128; (Sn.) 49; (Mk. İç. R.) Peygamberler ümmetlerini feyizlendirmek için zahmetlere ma-

2:278, 97.

ruz kalmışlar. (1.1.) 31. Peygamberliğin her asırda verâset noktasında nâibleri vardır.

(S.T.) 90.

Saat insanlığa Hz. Yusuf'un hediyesidir. (S.) 231:20. Söz, 2. mak. Son peygamber olarak niçin Peygamberimiz seçildi? (M.) 296, 297:24. Mektup, 2. zeyl, hâtime

Terziler Hz. İdris'i pîr edindiler. (S.) 231:20. Söz, 2. mak.

Ulu'l-azm peygamberler. (E.L.) 2:93.

Yüz yirmi dört bin peygamber. (Ş.) 180:11. Şua, 7. mesele

PROPAGANDA

Bediüzzaman, Kur'ân'ın elmas gibi hakikatlarını siyaset pro- FIHRIST/540

YANITLASİL

yuksel23 Temmuz 2023 04:23
pağandasıyla cam parçaları kıymetine indirmemişti. (M.) 53: 13. Mektup, 3. suâl

Gaddar siyaset ve zâlim propaganda, aralarında hadsiz bir me- safe olan yalan ve sıdkı birbirine karıştırmış. (H.Ş.) 51, 52:3.

kelime Kişi propağandada söylenilen her sözü doğru kabül etmemelidir.

(E.L.) 2:58; (Mn.) 49.

Propagandada gerçekler olduğu gibi anlatılmalıdır. (Sn.) 17. Propaganda hissiyatı değil, fikri esas almalıdır. (Mh.) 77:2. ma- kale, 1. mesele

Propaganday-1 siyaset yalana fazla revaç vermiş. (S.) 452:27. Söz Pnopağandada söz kalabalığına gidilmemelidir. (Sn.) 17. Propaganda zâlim cerbezenin gayr-i meşrû çocuğudur. (TI. İç.

Siyaset propagandası vasıtasıyla yalancılık doğruluğa tercih edi-

liyor. (S.) 446, 452:27. Söz

Şeytanın işlettiği fiilî propaganda. (H.St.) 97.

yuksel dedi ki...

Şeytan rüyada Peygamberimizin sûretine giremez. (E.L.) 2:125. Tevhid delilleri Peygamberimize de delildir. (L.) 320:30. Lem'a

4. nükte, 7. işâret

Tevrat, Zebur ve İncil'in Peygamberimizi haber vermesi. (M.) 162:19. Mektup, 16. işâret Yahudi ve Hıristiyanların Peygamberimiz hakkındaki itiraflan.

(M.) 162:19. Mektup, 16. işâret

Yüzlerce filozof yüz sene çalışsa, Peygamberimizin o zaman yaptığının yüzde birisini yapamaz. (Mh.) 136:3. maka. 3. meslek; (M.) 196:19. Mektup, 1. zeyl, 8. reşha.

PEYGAMBERLER (Bak:nübüvvet)

Allah peygamberleri maddi ve mânevî terakkî için rehber ola- rak göndermiştir. (S.) 230:20. Söz, 2. mak.

Aynı zamanda farklı yerlerde peygamberler vardı. (S.) 447:27.

Söz, hâtime

Bütün medeniyet, terakkî ve kemâlat umdeleri, semavî dinler

ve peygamberler eliyle gelmiştir. (T.H.) 140:Bar, hayat Bütün peygamberlerin peygamberliklerine delil olan şeyler Pey- gamberimizin doğruluğuna delildir. (Mh.) 133:3. maka, 2. mesl.

Diğer peygamberlerin fazla izahatta bulunmamasının sebebi. (Ş.) 186:11. Şua, 7. mes

En büyük velî hiçbir peygamberin derecesine yetişemez. (S.) 125:12. Söz, 4. esas

Gemi Hz. Nuh'un hediyesidir. (S.) 231:20. Söz, 2. makam Halife ve hükümdar peygamberler. (S.) 233:20. Söz, 2. makam Hayat, peygamberlere iman rüknünü ispat eder. (S.) 102:10.

Söz, zeylin 2. parçası Hayat peygamberleri ispat ediyor. (L.) 328:30. Lem'a 5. nükte Hıristiyanların Hz. İsa'ya duyduklan sevgi ifrattır. (L.) 30:4. Lem'a 4. nükte; (S.) 587:32. Söz 3. mevkıf 3. mebhas 4. nükte

FİHRİST/538

YANITLASİL

yuksel23 Temmuz 2023 04:26
Hindistan'da pekçok peygamber gelmiş. (M.) 375:28.Mektup, 8. mesele, 3. 6. nükte

Hz. Dâvud'un sesi çok güzeldi. (S.) 235:20. Söz, 2. makam Hz. İsa'nın Peygamberimizi müjdesi. (K.L.) 160. Hz. Lût ve Dâvud (a.s.) kıssalarına Tevrat ve Incil'den bâzı ilâ- veler yapılmıştır. (Mh.) 59:1. makale 4. mesele

Hz. Süleyman gibi muhteşem kemâl ile meşhur bir zâtı görmeye meraklı bir iştiyak. (S.) 593:32. Söz, 3. mevkıf 2. meb. 9. işå Hz. Yakub'un Hz. Yusuf'a sevgisi aşk şefkatidir. (M.) 34, 35:8.

Mektup

Hz. Yusuf gibi güzellikte mümtaz bir zâtı görmeye meraklı bir iştiyak. (S.) 593:32. Söz, 3. mev. 2. meb. 9. işâret Hz. Yusuf hayatının en güzel ânında niçin ölümünü istedi? (M.) 273, 274:23. Mektup, 8. suâl

Hz. Yusuf mahpusların pîridir. (Ş.) 162:11. Şua

Hz. Yusuf ve ecdadına yapılan nimetler. (S.) 382:2. şu'le, 2. nur,

3. meziyet-i cezâlet.

Kur'ân'da anlatılan peygamber kıssalarının hikmeti. (S.) 231:20. Söz, 2. makam; (S.) 359:25. Söz, 2. şua, 4. lem'a Kur'ân'da peygamber kıssalarının çok tekrar edilmesindeki hik-

met. (S.) 423:25. Söz, Emr. Çiç.

Nübüvveti ispat ispat Kur'ân'ın maksatlarındandır. (Mh.) 104:3. makale mukaddime

Nübüvvette gölge yoktur. (S.) 51631 Söz. Peygamberler Allah hesabına sevilmeli. (S.) 584, 588:32:Söz 3. mev. 2. meb. 2., 4. nükteler uhrevî neticesi. (S.)

Peygamberleri Allah hesabına sevmenin 592:32:Söz 3. mev. 2. meb. 6. işâret

Peygamberlerin asılda ittifak ettikleri halde füruatta ayrı ayrı ol- gönderilmesi Allah'ın farklı

malarının sebebi. (İ.İ.) 32. Peygamberlerin ayrı ayrı şeriatlarla isimlerinin tecellîsinden kaynaklanır. (S.) 302:24. Söz, 1, dal

FİHRIST/539

YANITLASİL

yuksel23 Temmuz 2023 04:27
Bir Hazinenin Anahtarı
Risale-i Nur Kulliyati Fihrist ve İndeksi
İsmail Mutlu
sy. 538,539,540,541.

yuksel dedi ki...

Hazret-i Ali anlatıyor:

Rasûlullah bir gün:

"Ümmetim on beş şeyi yapmaya başlayınca ona büyük belanın gelmesi vâcip olur!" buyurmuşlardı.

Yanındakiler:

"-Ey Allah'ın Rasûlü! Bunlar nelerdir?" diye sordular.

Rasûlullah Efendimiz şöyle sıraladı:

"1. Ganimet (yani milli servet, fakir fukaraya uğramadan sade ce zengin ve mevki sahibi kimseler arasında) tedávül eden bir metá

haline geldiği,

2. Emanet, ganimet gibi görülüp hiyanet edildiği,

203

YANITLASİL

yuksel24 Temmuz 2023 09:36
EBEDİYET YOLCULU

3. Zekât, ibadet olarak görülmeyip büyük bir yük ve kayıp de rak telâkki edildiği,

4. Kişi, (gayr-i meşru işlerde) kadınına itaat ettiği,

5. Kişi, annesine karşı itaatsizlikte bulunduğu,

6-7. Kişi, arkadaşına iyilikte bulunduğu hâlde babasına kab davrandığı,

8. Mescitlerde sesler yükseldiği (huşû kaybolduğu),

9. Bir milletin idarecisi en alçakları olduğu, (Nitekim bu zama zaman dünyanın muhtelif devletlerinde görülebilen bir hâdisedir

10. Bir kişiye şerrinden korkularak hürmet edildiği.

11. Çeşitli isimlerle îmâl edilen içkilerin serbestçe içildiği.

12. İpek elbiselerin erkekler tarafından giyildiği,

13-14. Şarkıcı kadınlar ve çalgı aletlerine aláka arttığı, (Gre müzde sanat, bale, konser vb. adlar altında; bar, gazino ve benzer se lonlarda ve hatta radyo, televizyon gibi çeşitli mecralarda -maalesef- yaygın hâldedir.)

15. Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri, önceden gelip ge çenlere lånet ettiği zaman, (Günümüzde bazı gâfillerin ecdading Osmanlı'ya ve geçmiş İslâm âlimlerine buğz etmesi gibi.)

İşte o zaman, (mü'minlerin ruhlarını kabzeden) kızıl rüzgân, re batışı veya domuz ve maymunlara çevrilmeyi, 110 zelzeleyi ve go ten taş yağmasını bekleyin.

Ondan sonra birbiri ardınca pek çok alâmet zuhûr eder ve bur lar, ipi kopan eski bir gerdanlığın ardı ardına düşen taneleri gibi br birini takip ederler. "111

204

110. Bkz. Tirmizi, Fiten, 38/2210. 111. Tirmizi, Fiten, 38/2211.

YANITLASİL

yuksel24 Temmuz 2023 09:38
KIYAMET

Gaybı ancak Allah bilir. Herhalde bunlar, kıyameta plastika iyice artması neticesinde vukū bulacak alametlerdir.

YANITLASİL

yuksel24 Temmuz 2023 09:42
KIYAMET

Gaybı ancak Allah bilir. Herhalde bunlar, kıyamet yaklaştıkça şerrin iyice artması neticesinde vukū bulacak alametlerdir.
Ebediyet Yolculuğu
Ölüm /Kabir /Kıyamet ve Ötesi
sy. 203,204.

yuksel dedi ki...

Osmanlı Tahtının Varisleri: Kırım Hanları

Ankara Savaşı'ndan sonra yıkılacak olan Altinorda'nın devami Kırım Hanlığı olur. Geleneksel devletlerde kültürün etkisi baskındır. Osmanlı'da "Hanedan-ı Ali Osman" Osman Gazinin soyu "kut" yani Allah'tan dünyayı yönetme gücü

YANITLASİL

yuksel26 Temmuz 2023 04:26
almış, baht sahibi olarak kabul edilirdi. Bununla birlik- te Cengiz soyu da kut sahibi kabul edilir ve bu yüzden büyük önem taşırdı. Osmanlı'da erkek çocuk doğmasa, soy kesilse, taht Kırım Hanı'nın hakkıdır. Çünkü onların soyları da kutludur. Osmanlı kaynaklarında Cengiz soyu bu açıdan muteberdir. O kadar ki; tüm paşalar, krallar huzura çıktığı vakit Sultanın eteğini öperken; Kırım hanları el öpme hakkına sahiptiler. Fatih ile beraber Osmanlı'ya bağlanan Kırım Hanlığı; II. Viyana Kuşatması'nda vazi- felerini yerine getirmez ve duygusal bir sebepten ötürü düşmanın önünü kesmeyerek Osmanlı ordusunun iki ateş arasında kalmasına sebep olurlar.

Vazifeyi Terk Kendine ve İslam'a İhanettir

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın emrine rağmen Kırım Hanı; Leh ordularını durdurmaz ve geçişine izin verir. Vi- yana'yı fethetmeye yakın olan ordu arkadan beklenmedik bir baskın ile sarsılır ve iki ateş arasında kalır. Bu hadisenin etkisi bugün de devam etmektedir. Bozgundan sonrası Osmanlı, Kırım ve âlem-i İslam için duraklama, gerileme ve hayatta kalma mücadelesi olacaktır. Dün Osmanlı'ya şu ya da bu sebepten karşı duran, altını oyan hangi teşekkül varsa bugün Türkiye'den daha vahim halde; yok olma teh- likesiyle karşı karşıyadır. Gün; tekerrürü önleme, tarihten ilhamla aleme yeni bir nefes olma günüdür.

YANITLASİL

yuksel26 Temmuz 2023 04:29
Genç
Ebedi Gençlik Dergisi
Ocak 2018
sayı. 136.
sy.43.

yuksel dedi ki...

Sajahat (Orijinali)

Yadında değil doğduğu, ter döktüğü toprak; Yadında kalan hâtıra bir şey, o da ancak: Gökten ona "yüksel!" diyen ecdâd-ı şehîdi! Artık o da yükseldi, fakat yerde umidi: Bir böyle şehîdin ki mükâfatı zaferdir, Vermezsen Ilahi dökülen hûnu hederdir!

1 Kânûnisânî 1330

YANITLASİL

yuksel26 Temmuz 2023 11:26
Sujahat (Günümüz Türkçesi)

Aklında değil doğduğu, ter döktüğü toprak; Onun aklında kalan tek hatıra var, o da ancak: Gökten ona "yüksel!" diyen şehit ataları! Artık o da yükseldi, fakat ümidi yerde kaldı: Böyle bir şehidin ki mükafatı zaferdir, Vermezsen, Ilahi, dökülen kanı boşa gidecektir!

14 Ocak 1915

YANITLASİL

yuksel26 Temmuz 2023 11:28
Safahat
Orijinali ve Günümüz Türkçesi
Mehmed Akif Ersoy
sy. 574,575.

yuksel dedi ki...

KARA DAVUD EFENDI ŞERHI

919

Ya bunlar kimlerdir. O da: Bunlar Sol Ashabıdır, Ashab-ı Şimaldir. Bunlar da cehennem

ehlidir! dedi. Sağında olan kişilerin en önünde bulunan Fahr-1 Ålem

ve Veled-1 Beni Adem Hazret-i Muhammed Sallallahü Aleyhi ve Sel- lem idi. Yine gökten bir hitab geldi: Ey Muhammed, seni kim yarattı? Hazret-i Muhammed (8.A. V.) de:

Yarabbi, Sen yarattın! dedi. Ilahi hitap yine:

Öyleyse secde eyle, sidkina delil olsun! diye buyurdu. Hazret-i Muhammed (S.A.V.) de secde kıldı. Sonra ilâhi hitap yeniden şöyle dedi:

Senden misak aldım. Elini Hacerül Esved'e koy. Fahr-i Ålem (S.A.V.) mübarek elini o kutsal taşa koydu. Sonra Nuh (A.S.)'dan başlanılarak bütün enbiyânım hepsinden misak ahdi

alındı. Sonra onlara da şu ilâhî hitap geldi: - Bu Abdullah oğlu Muhammed benim peygamberimdir. .Âhır zamanda onu göndereceğim resûl kılacağım. Adını kitaplarda anaca- am. Ona iman getirip yardım eder misiniz.

Bunu bütün peygamberler kabul ettiler. Sonra o taş Kâbe'ye ko-

nuldu. Kâfir olanlar elleriyle ona yapışınca o taş kapkara oldu. Bunun için adına Hacerel Esved Kara Taş denildi. Sonra bütün zürriyet- lerden misak andı istendi ve ilâhî hitâb şöyle buyurdu: Bana secde kılın.

Ademoğullarının bir bölüğü secde etti. Bir bölüğü ise secde et- mediler. Secde edenler secdeden başlarını kaldırdıkları zaman Ådem oğullarının bir kısmının secde etmediğini görünce onlar da iki bölüğe ayrıldılar. Bir bölüğü yine secdeye kapandılar.

Allah'ımız, Sana şükürler olsun! dediler. Bir kısmı ise ilk sec- de ile kaldılar. Secde etmeyen bu bölük de ikiye ayrıldı. Birinci bölük- tekilerin yeniden secdeye yatanlarını görünce onlar da ikinci secdeye vardılar. Bir kısmı ise inat ederek secdeye varmadılar. Durdular. İki secdeye varanlar İslâm üzere doğup büyüyenler ve İslâm üzere ölen- lerdir. İlk önce secdeye varıp sonra secde etmeyenler ise İslâm üzere doğup ve İslâm yolunda büyüyüp -Allah esirgesin- küfür ile ölen lerdir. O ilk secdeyi de etmeyenler ise kâfir doğup kâfirlikle ölenler dir.

Hazret-i Adem (A.S.)'ın ömrü beş yüz yıla varınca evlatları ço aldı. Rivayet edilmiştir ki Hazret-i Havva (R. Anhá) yüz elli kere ev tlarına gebe kaldı. Her doğumda bir erkek ve bir kız doğurdu. An

YANITLASİL

yuksel27 Temmuz 2023 21:40
Kara Davud
M. Bin Süleyman Cezuli
Delail-i Hayrat Şerhi
M. Faruk Gurtunca.
sy. 918,919.

yuksel dedi ki...

Hangi kul ki, "La ilahe illallahül kerimül halim, sübhanellahi Rabbil arşil azim, Velhamdülillahi Rabbil alemin." dedi. O kimseye Cehennemi haram etmek Allahü Teala'nın üzerine haktır.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
Sayfa: 183 / No: 2
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

Kars, Ardahan ve Hatay'ı tek kurşun atmadan anavatana katan, Boğazlar sorunun halleden Atatürk, Musul'un alınmasını İnönü'ye vasiyet etti. İkinci Dünya Savaşı buna fırsat vermedi.

yuksel dedi ki...

Namazı ve Orucu terk edenlerin cezası **

**

Namazı kasten, tenbelliği yüzünden terkeden, şiddetle, hattâ (vücu- dundan) kan çıkıncaya kadar döğülür ve namaz kılıncaya kadara hapsolu nur (1). Ramazan orucunu terkeden için de hüküm aynıdır. Namaz kılmayan ve oruç tutmayanlar öldürülmez; Ancak namazın veya orucun farz olduğu- nu inkâr eden veya bunlarla alay eden (kâfir olacağı için) öldürülür.

(1) Imam-ı Şafiî'ye göre, kasden namaz kılmayan kişi ceza olarak öldürülür. Imam-1 Maliki'ye göre ise kâfir olduğu için öldürülür. Bu cezalar namaz kılmayanın dünyaya ait cezasıdır. Ahirete gelince, eğer bu kişi Müslüman olarak ölürse namaz gibi önemli bir farzı terkettiğinden dolayı uzun ve ağır azablara müstehak olur. Peygamber Efendimiz, Kişi ile kâfir olmak arasında namazı terketmek vardır. (Kisi namazı terkedince kâfirliğe yaklaşmış olur) buyurmuştur.
Nurul İzah ve Tercümesi
Abdullah Aydın
sy. 69.

yuksel dedi ki...

Caryenin efendim doğurman,

Yalın ayak ve çıplak kişilerin insanların başına

geçmesi, . Insanların yüksek binalar inşa etmede yarışması Ilmin azalması ve cehaletin yaygınlaşması

.

⚫ Fitnelerin ortaya çıkması, öldürme hadiselerinin art

ması, servetin çoğalması,"1 . Zinanın açıkça işlenmesi, içki tüketiminin artması,

kadınların çoğalıp erkeklerin azalması,42 İkisi de hak iddiasında bulunan iki büyük Müslüman or

dusunun birbiriyle savaşması," 43

. Emanetin ehline tevdi edilmemesi ve işlerin ehil ol-

mayanlara verilmesi."4

Sayılarını daha da çoğaltabileceğimiz bu rivayetlerin amacı, kıyametin vaktini belirlemek değildir. Bunlar, aile ve toplumlarda meydana gelen bozulma ve dejenerasyo- düzen kanunlarını ifade etmektedir.

na işaret etmekte, Allah'ın toplumlar için koyduğu sosyal

Bu tür olaylar büyük kıyametin yaklaştığı zamanda da bulunabilir, ancak hadislerde ifade ediliş maksatları bu t eden

değil, toplumların ölümüne (kıyamet-i vusta) işaret ilahi kanunların hatırlatılmasıdır.

37 Ibn Mâce, "Fiten", 25; Müslim, "Fitne", 1. 38 Ibn Mâce, "Fiten", 25.

39 Buhari, "Fiten", 25; Ibn Mâce, "Fiten", 25.

40 Buhari, "Fiten", 4, 25; Ibn Mâce, "Fiten", 26. 41 Buhari, "Fiten", 4; Müslim, "Fiten", 18; Ibn Mâce, "Fiten", 10

42 Tirmizi, "Fiten", 34; Ibn Mâce, "Fiten", 25. 43 Buhari, "Fiten", 25; Müslim, "Fiten", 17.

44 Buhari, "llim", 2; "Rikák", 35; Ahmed b. Hanbel, II, 361

414-

YANITLASİL

yuksel29 Temmuz 2023 01:26
A babaya itaatin olmadığı, para pul görmemiş insanla birden bire zengin olarak ekonomiye hükmetmesi ve gisizlikleri sebebiyle de toplumun ahlâkını ve ekono- misini bozmaları, zina, içki, emanete hiyanet gibi toplu- mu içten çökerten ahlâksızlığın yaygınlaşması gibi sosyal kanunlara işaret vardır.

Nitekim Kurtubî, İbn Hacer ve Aynî gibi tefsir ve hadis alimleri de söz konusu rivayetleri bu çizgide yorumla- maktadır.45 Bu yorumu destekleyen önemli bir kanıt da şarihlerin, hadiste kıyamet alâmetlerinden sayılan iki büyük Müslüman ordusunun savaşmasından maksadın Hz. Ali ile Muâviye ordularının Sıffîn Savaşı'nda karşı

karşıya gelmesi şeklinde anlamalarıdır.46

YANITLASİL

yuksel29 Temmuz 2023 01:28
Ibn Hacer, Fethu'l-bari, I, 122-123, 11, 350, Ayel, Umde, 1,

In Hacer, Fethu7-bári, XII, 72. Muslim, "Îmân", 249.

415-

YANITLASİL

yuksel29 Temmuz 2023 01:31
İslam'da İman Esasları
Prof. Dr. Bekir Topaloglu
Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz
Prof. Dr. İlyas Celebi.
D. I. B. Yayınları
sy. 414,415.

yuksel dedi ki...

ABD askeri müdahaleleri hegemonyacı vizyonunun görünen yüzüdür. Amerikan dış politikasında ve siyasasında, iş dünyasının ihtiyaçlarını, istila ve sömürgeleş- tirme yerine diplomasi yoluyla gerçekleştirilen hegemonik ilişkiler ağı içinde sağ lamak esas olmuştur. Dış ve uluslararası kurumsal düzenlemeler hegemon devlet gücünün de yardımıyla, mübadele ilişkilerindeki eşitsizlikleri hegemon gücün yara- rına sürdürmek üzere kullanılmaktadır. Serbest ticaret ve dışa açık sermaye piyasa- ları, liberal dünya içindeki ticaret, üretim, hizmet ve finans sektörlerine hakim olan gelişmiş ülkelerde üslenen sermaye güçlerinin çıkarına hizmet eden başlıca araçlar haline gelmişlerdir. Dolayısıyla, ABD'nin (ve daha az ölçüde Avrupa'nın) gücünü ar- kasına alan IMF ve DTÖ gibi örgütlerin kurumsal baskılarıyla tüm dünya piyasala- rını dışa açılmaya zorlamak, korumacı duvarlarını yıkmak istemeyen ülkelere de kendi devasa pazarını kapamak hegemonyanın başlıca aracı haline dönüşmüştür. Geleceğe umutla bakan ülkelerin "demokratik" programlar çerçevesinde umutları sönmekte ve ülkeler gizli ya da açık işgale uğramaktadır. Yeni işgal süreci günü- müzde tankla, topla, tüfekle değil içi para dolu bond çantalar, siyah takım elbiseler- le ile gerçekleştirilmektedir. Yumuşak güç diye tanımlanan bu sürece dünya geneli- ne yayılmış binlerce sivil toplum kurumunun katkısı çok önemli yer tutmaktadır.

Serge Guilbaut, How New York Stole the Idea of Modern Art, Çev. A. Goldhammer, University of Chicago Press, (Chicago, 1985), 53.

-47-

YANITLASİL

yuksel29 Temmuz 2023 05:16
Bellfsizlik talllamen yok edilemez, sadece ortam nakkinda degerehe yapı- labilir ve sonra belki yönetilebilir. İstihbarat analizcilerinin işi ile ilgili gittikçe açıl hale gelinen aşama analitik görevler artık ikazdan (özellikle taktik ikaz) daha stra tejik ve sırlarla ilgilenmeye kaymaktadır. Analiz işine bilginin bittiği ve belirsizliğin kaçınılmaz olduğu yerden başlanır. Konunun anlaşılması için Carl Von Clausewit ile daha az bilinen çağdaş stratejist Antonie Hneri Baron de Jomini'nin istihbara anlayışları Tablo 3'de karşılaştırılmıştır. Jomini'ye göre, strateji belirli çözümler olan problemler serisidir ve matematiksel mantık stratejinin temel prensiplerinde çıkarılabilir55. Clausewitz'e göre tahmin edilemez olaylar savaşta kaçınılmazdır v muharebeler bu belirsizliği azaltır. Savaş, olasılıkların, iyi ve kötü şansın bir arac oynandığı bir kumardır56. Clausewitz'e göre belirsizlik ancak yönetilebilir ama ye edilemez. Savaş ve istihbarat üzerinde büyük bir sis vardır. Jomini'ye göre çoğu d ğerlendirmeler mümkün olan en iyi öngörüyü veya temel kanaatleri yansıtır. Or ya konan alternatif sonuçlar içinde en olası olanıdır. Yani mesela birkaç olası değ lendirme içinde analitik olarak en olası olanı bulmaktır. Clausewitz ise üç pren ortaya koyar. İlki emin olmak ve olasılık farklıdır, düşük olasılıkla olsa bile bazı doğru olabilir. Güven kadar bilginin içeriği de önemlidir

yuksel dedi ki...

Stratejik Surpriz

20. yüzyıl istihbarat çalışmalarının önemli bir alanı da stratejik sürpriz oldu. 19. yüzyılın sonunda demiryollarının ve buharlı gemilerinin kullanılmaya başlanması kitlesel orduların seferberliğini ve taşınmasını kolaylaştırdı ve dünya savaşları or- taya çıktı. 20. yüzyılda ise teknolojik sürpriz savaş alanlarının en önemli sürpriz şekli oldu. Teknolojik sürprizler iki kategoriye ayrılabilir. Bunlardan ilki atom bombası gibi büyük bir sistemin gizlice geliştirilmesidir. Bunu tespit etmek oldukça zordur. İkinci kategoride ise yeni bir silah sisteminin savaş alanına getirilmesidir. Çok üstünlüğü olan yeni bir tankın durdurulamaması buna bir örnek olabilir. Gele- ceğin savaşlarında da teknolojik sürpriz ve aldatma önemli rol oynayacaktır. 21 yüzyıla kadar stratejik sürpriz için en büyük endişe konusu bir hasım bir devleti- ordularını gizlice mobilize etmesi idi. Bugün teknoloji sayesinde hem birlikleri konsantre hale gelmesi hem de silah sistemlerin konuşlanması çok daha kısa sür de yapılabilir bir hale geldi.

yuksel dedi ki...

٢٥٣٣ - الرَّسْتَافُ حَظِيرَةٌ مِنْ حَظَائِرِ جَهَنَّمَ لَيْسَ فِيهَا حَدٌ وَلَا جُمُعَةٌ وَلَا جَمَاعَةٌ صبيهُمْ عَارِم وشَبَابَهُمْ شَيَاطِينٌ وشُيُوحُهُمْ جُهَّالُ الْمُؤْمِنُ فِيهِمْ أَنْتَنُ

* : الجيفة الديلمي عن على)

2533- Bir kaza veya kasaba ki, içinde had (şer'î ceza), cuma ve cemaat yoktur. İşte orası, cehennem ağıllarından bir ağıldır. Çocukları kötürüm, gençleri şeytan, yaşlıları cahil olurlar. İçlerindeki mü'min leşten daha fena kokar.

الرفْقُ رَأْسُ الْحِكْمَةِ (القضاعي والخرائطي في مكارم الاخــــلاق عــــن

2534- Rifk vur

YANITLASİL

yuksel30 Temmuz 2023 01:40
-- الرِفْقُ رَأْسُ الْحِكْمَةِ (القضاعي والخرائطي في مكارم الاخــــلاق عـــن

2534- Rıfk (yumuşaklık, tatlılık) hikmetin başıdır.

الرِفْقُ بِهِ الزِيَادَةُ وَالْبَرَكَةُ وَمَنْ يَحْرُمُ الرِّفْقَ يَحْرُمُ الْخَيْرَ (طب)

عن جرير 2535- Rıfkta ziyadelik ve bereket vardır. Rıfktan yoksun olar kişi hayırdan yoksun olur.

YANITLASİL

yuksel30 Temmuz 2023 01:42
٧٥ إِذَا كَانَ يَوْمُ الْقِيَمَةِ حِيِئَ بِاَهْلِ الْبَلَاءِ فَلاَ يُنْشَرُ لَهُمْ دِيوَانٌ وَلاَ - سَبُ لَهُمْ مِيزَانٌ وَلاَ يُوضَعُ لَهُمْ صِرَاطٌ وَيُصَبُّ عَلَيْهِمُ الاَجْرُ صَبَّا*

حار عن عمر 799- Kıyamet olunca, dünyada üzüntü, sıkıntı ve hastc çekmiş insanlar getirilecek, onlara amel defteri dağıtılmayacak,om için mizan kurulmayacak ve kendilerine sırat köprüsü de konmayac bilakis üzerlerine ecir ve mükafat döküldükçe dökülecek (sorgusuz sualsiz cennete girecekler).

YANITLASİL

yuksel30 Temmuz 2023 01:44
۲۰۱۳ - اَلَا أَعْلَمُكَ حَصَلَاتٍ يَنْفَعُكَ اللهُ بِهِنَّ عَلَيْكَ بِالْعِلْمِ فَإِنَّ الْعِلْمَ خَلِيلُ الْمُؤْمِنِ وَالْحِلْمَ وَزِيرُهُ وَالْعَقْلَ دَلِيلُهُ وَالْعَمَلَ قَيْمُهُ وَالوِفْقَ اَبُوهُ

واللين أخوه والصَّبْرَ امِيرُ جُنُوده (الحكيم عن ابن عباس) *

2013- Sana bir kaç haslet öğretiyorum, dikkat et. Çünkü Allah seni onlarla faydalandırır: İlim. Çünkü ilim mü'minin dostudur, hilim veziridir, akıl delili, mürşididir. Amel bakıcısıdır, rifk babasıdır, yumuşaklık kardeşidir, sabır ordusunun emiridir.

YANITLASİL

yuksel30 Temmuz 2023 01:45
Ramuz ul Ehadis
Hadis Ansiklopedisi
Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi

yuksel dedi ki...

وَأَنْتُمْ تَعْلَمُونَ ) Âyet-i Kerîmenin Kelime Mânâsı - 42

hakki, yani Allâh-u Tea اَلْحَقَّ ?Ve karıştırmayan, neyi (وَلَا تَلْبِسُوا) tarafından hak üzere indirilmiş olan âyetleri karıştırmayın, ne ile? ( bâtıl ile, yâni kendi uydurduğunuz asılsız şeylerle, daha ne yapmayın? ( ve gizlemeyin, burada (Ý) harf-i nâfiyesi hazfedilmiş (zikredilmemiş) tir. Binâenaleyh: (1,²Ý;) "Gizlemeyin" demektir. Neyi? (~~) hakkı, (*) .onun doğru olduğunu) bilmektesiniz) (تَعْلَمُونَ) ,halbuki siz

38

YANITLASİL

yuksel30 Temmuz 2023 09:00
Cüz: 1

Sûre: 2

KUR'ÂN-I 'AZÎM

ve Soru Edatlı Kelime Mânâsı - 1

Meâl-i Şerîf - 42

el-Bakara Sûre-i Celîlesi

42- Siz (işinize gelmeyen ağır teklifleri ve son peygamberin sıfatlarıy- la ilgili indirmiş olduğum o) hakkı (kendi uydurduğunuz) bâtıl (ve asılsız şeyler) ile de karıştırmayın ve siz (hakîkatleri örtbas ettiğinizi) bilmekte olduğunuz hâlde o gerçeği gizlemeyin.

وَأَقِيمُوا الصَّلوةَ وَأتُوا الزَّكَوةَ وَارْكَعُوا مَعَ الرَّاكِعِينَ

Âyet-i Kerîmenin Kelime Mânâsı - 43

() Ve ikāme edin (hakkıyla kılın), neyi? (í,í) o (farz olan beş vakit) namazı, daha ne yapın? (15) verin, neyi? (SJ) zekâtı, (;;) ve rükû edin,

kimlerle berâber? (5) rükû edicilerle berâber.

Meal-i Serîf - 43

yuksel dedi ki...

Akademisyen ve araştırmacı yazar Salt Yılmaz, Küresel Sermaye ve Türkiye adh kitabında hiçbir detayı atlamadan Küresel Sermaye'nin dünyadaki, ama özellikle ülkemizdeki oyunlarını leşifre ediyor. Şimdiye kadar gerçeklerle masallanın birbirine karıştığı e bu yüzden inandırıcılığımı kaybetmiş bir konu olan Küresel Sermaye, Bu sayede kendini çok iyi gizlemiştir. Sait Yılmaz, Küresel Sermaye'nin hem dünyada hem de Türkiye'de yıllarca izini sürdükten sonra üzerindeki sır perdesini kaldırıyor.

Bu kitapta, kendilerini dünyanın efendileri olarak gören ve dünya üzerinde olan biten her şeyi kendi çıkarları doğrultusunda önlendiren işadamı, siyasetçi, bürokrat tayfasının asırlardır oynadıklanı kanlı oyunlar açığa çıkıyor.

Rothschildlerden Rockefellerlardan Soroslara, Koçlardan Sabancılardan Karamehmetlere, Mendereslerden Özallardan Tayyip Erdoğanlara bu efendilerin ve uşaklarının isim isim bağlantıları, örgütleri ve karanlık planlarını okuyacak, yaşamakta olduğumuz olayların anlamlarını keşfedeceksiniz.

Finanse ettikleri savaşlar yüzünden her din ve milliyetten milyonlarca insanın kanı üzerinden kazanılan servetlerin nasıl Küresel Sermaye'ye aktığını bu kitaptan öğreneceksiniz. Bu savaş devam etmektedir. Kazananı siz tayin edeceksiniz.

GUNCEL SIYASET

ISBN 978-975-343-943-5

YANITLASİL

yuksel30 Temmuz 2023 09:16
Küresel Sermaye ve Türkiye
Sait Yılmaz
Kaynak Yayınları

yuksel dedi ki...

Sayfa Sıra Hadis-i Şerif Ravi
85 1 Çoğu sekir veren şeyin azından da nehyediyorum. Hz. Amr ibni Sa'd (r.a.)
85 2 Allah (z.c.hz.) bir şeyi bir kula takdir ettiğinde, onu çevirecek hiçbir şey yoktur. Hz. Muhallet ibni Ukbe (r.a.)
85 3 Allah (z.c.hz.) kullara nikmet (musibet) murad ettiğinde, çocuklar ölür, kadınlar doğurmaz ve içlerinde rahmete şayan bir kimse yoksa başlarına belâ gelir. Hz. Huzeyfe ibni Yemani (r.a.)
85 4 Allah (z.c.hz.) bir kulu helâk etmek murad ettiğinde, önce ondan "haya" alınır. O zaman o kimse buğza lâyık olarak Allah'ın huzuruna mülâki olduğunda kendisinden "emanet" alınır. Ve hain tanınır. Böyle olunca "Rahmetten tard" olunur. O zaman lânete lâyık hale gelmiş olur. Ve o zamanda "İslâm hırkası" üzerinden alınır. Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
85 5 Allah (z.c.hz.) bir ev halkını sevdiğinde, aralarında mülâyemet kaim olur. Hz Cabir (r.a.)
85 6 Allah (z.c.hz.) bir kavmi sevdiğinde, onlara belâ musallat eder. Sabreden mükâfata nail olur, sızlanan da cezaya. Hz. Muhammed bin Lebid (r.a.)
85 7 Allah kulunu sevdiğinde, rızkını yetecek kadar verir. Hz. Ali (r.a.)
85 8 Allah bir kulu sevdiğinde, mescide kayyum eder. Sevmezse hamama hizmetçi eder. Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
85 9 Allah, bir kula hayır murad ettiğinde, onu müptelâ eder. Ve ona meşgul olacak mal ve evlâd bırakmaz. (Kendisi ile meşgul eder.) Hz. Utbe (r.a.)
85 10 Allah (z.c.hz.) bir Peygambere bir geçimlik verdiğinde ve onu da ahirete aldığında, bu geçimlik, onun yerine geçenindir (halifenin). Hz. Ebû Bekir (r.a.)
85 11 Allah (z.c.hz.) kuluna bir nimet verdiğinde, o nimetin eserinin

yuksel dedi ki...

TÜRKİYE GELECEĞİNİ BELİRLEYECEK BİR YOL ATRIMINDA BULUNUYOR. Bir yanda özgürlük ve refahı ipotek altına alınmış bir ülke, öte yanda yolsuzluk ve israf ekonomisinden kurtulmuş, ülke kalkınmasını demokratik temeller üzerinde inga eden, geleceğine güvenle bakan bir Türkiye... Türkiye acilen bilim ve teknoloj alanındaki ulusal politikalarını gözden geçirmek, güçlü bir billigim seferberlig başlatmak, insani ve ekonomik kalkınmasını demokratik bir temelde hayata geçirmek zorundadır. Çünkü her geçen gün, hem dünya ile arasında hem de ulusal sta içinde giderek kapatılması güçleşen bir uçurum belirmektedir. Bu uçaram, yalimca "dijital" değil aynı zamanda "insani"dir.

Elinizde tuttuğunuz bu çalışmada, ekonomik olarak verimsiz ve etkisiz hale gelmiş. yurttaş katılımına ve denetimine kapalı, kötü kullarum ve yolsuzluk mekanizmala açık, dolayısıyla sosyal adalet ve fayda sunmayan kannu yönetiminin yeniden cad önerilmektedir. Yani, önceliği yurttaş katılımına veren; "demokratik yönetişim anlayışı üzerinde temellenen; bilişim ve iletişim teknolojilerinin etkin ve akuka kullanımı yoluyla katılım imkanını, şeffaflığı ve verimbing arturmaya amaçlayan tabandan tavana ve yatay koordinasyon içinde bütünsel olarak geliştilock, merket olmayan; sosyal ve ekonomik kalkınma modelinin demokratik bir süre içinde hayata geçirildiği bir kamu yönetimi... "E-devlet" ve "e-demokrasi” kavramlar bidkachyle anılan bu model, ülkenin ihtiyaç duyduğu dönüşüme sağlam bir zemin oluşturabilir. Adına ister "e-Türkiye" ister "bilgi toplumuna dönüşmek" diyelim, micedir toplum tüm kesimlerinin adını koymadan özlediği dönüşümün ruhsal, düşünsel ve maddi kaynakları bu ülkede mevcuttur. Bu ülkenin insan, ruzkina razı bir kul olmaktan çok daha fazlasını hak etmektedir.
Literatür
E-Devlet
E-Demokrasi
ve Türkiye
Özgür uçkan
Kamu yönetiminin Yeniden Yapılanması için Strateji ve Politikalar - 1.
1111.

yuksel dedi ki...

llah'in Kudreti Ne Kadar Büyük!

Birgün birisi Hz. Ömer'in yanında şöyle dedi:

-Su satranca taaccüb ederim. Satranç tahtasının uzunluk ve genişliği birer arşından ibaret iken insan onun üzerinde binlerce oyun oynasa bir oynadığı oyun mutlaka öbüründen farklı olur, hiçbiri diğerine benzemez" dedi.

Hz. Fárúk (r.a) şu cevabı verdi:

-Bundan daha hayrete şayan olanı vardır. O da şudur ki, insanın uzunluk ve genişlik itibariyle birer karıştan ibaret bulunan yüzünde kaşlar, gözler, burun, ağız gibi âzânım yerleri kat'iyyen değişmediği halde yine şark ve garpta yüzleri biribirine tamamen benzeyen iki kişi bulamazsın. Şu ufacık bir deri parçasında bu haddi hududu olmayan sonsuz farklılıkları gösteren Allah'ın kudret ve hikmeti ne kadar büyüktür."

(Razi, IV, 179-180, el-Bakara, 164 tefsinndel

YANITLASİL

yuksel6 Ağustos 2023 01:06
Hazreti Ömer den
111 Hatıra
Murat Kaya
Erkam Yayınları

yuksel dedi ki...

Namazı Terkedenin İslam'dan Nasibi Yoktur! / 109

Misver b. Mahreme (r.a), Hz. Ömer'in yaralandığı günlere ait bir hâtırayı şöyle anlatır:

"Ömer (r.a) hançerlendiğinde zaman zaman baygınlık geçi-

riyordu. Bir keresinde yanına girdim, üstüne bir örtü örtmüşler

kendinden geçmiş vaziyette yatıyordu. Yanındakilere:

<-Durumu nasıl?» diye sordum.

«-Gördüğün gibi baygın» dediler.

<-Namaza çağırdınız mı? Eğer hayattaysa onu namazda başka hiçbir şey korkutup uyandıramaz» dedim. Bunun üzerine

<-Ey Mü'minlerin Emîri, namaz! Namaz kılındı!» dediler.

Hz. Ömer (r.a) hemen ayıldı ve:

<-Öyle mi? Vallahi namazı terk edenin, İslâm'dan nasîbi yoktur» dedi. Kalktı ve yarasından kanlar akarak namaz kıldı." (Heysemi

295; Ibn Sa'd, III, 35; Muvatta', Tahâret 51)

yuksel dedi ki...

74

Hazret-i Omer-radıyallahu anh-'den

Farok/23

ir yahudi ile Bişr ismindeki bir münafık arasında an- laşmazlık vukû bulmuştu. Yahudi:

"-Muhammed'e gidelim." dedi. Münafık ise:

"-Hayır, Kâ'b b. Eşref'e gidelim." dedi. Allah Teâlâ kitabında, yahudî ileri gelenlerinden olan bu Kâ'b'dan "Tâğût" diye bahsetmiştir.

Yahudi, illâ Muhammed'e gideceğiz diye ayak direyince mü- nafik istemeye istemeye razı oldu ve Hz. Peygamber'e gelerek davalarını anlattılar. Rasûlullah (s.a.v) yahudi lehine hükmetti. O'nun yanından çıkınca münafık yahudiyi yakaladı ve:

"-Bunun hükmüne râzı değilim, Ebû Bekir'e gidelim" dedi. Ona gittiler, o da yahudi lehine hüküm verdi. Münafik Ebû Be- kir'in hükmüne de razı olmayıp:

"-Gel, bir de Ömer b. Hattâb'a gidelim" dedi. İkisi birlikte Hz. Ömer'e geldiler. Yahudi:

"-Ey Ömer, ben ve bu adam Muhammed'e davamızı götür- dük, Muhammed benim lehime, bunun aleyhine hükmetti, bu adam O'nun hükmüne râzı olmadı, davamızı sana getirmek iste- di ve yakamı bırakmadı. İşte ben de onunla birlikte sana gelmis bulunmaktayım" dedi.

yuksel dedi ki...

111 Hanra

75

Hz. Ömer (r.a) münafığa:

"-öyle mi oldu?" diye sordu. Onun, evet, cevabı üzerine:

"-Biraz bekleyin" deyip evine girdi, kılıcını kuşanıp çıktı ve

kılıcıyla vurup münafığın kellesini uçurdu. Sonra da: "-Allah'ın ve Rasûlü'nün hükmüne râzı olmayan kimse hakkında işte ben böyle hüküm veririm" dedi.

Yahudi büyük bir korkuyla kaçıp gitti. Bu hâdise üzerine:

"Sana indirilene ve Sen'den önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Tâğut'a inanmamaları kendilerine emrolunduğu hâlde, Tâğut'un önünde muhakeme olmak istiyor- lar. Hâlbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor... Hayır Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda Sen'i hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbi sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikç iman etmiş olmazlar." (en-Nisâ, 60-65) âyet-i kerimeleri nâzil oldu

Cebrâîl (a.s) gelerek:

"-Ömer, hak ile bâtılı birbirinden ayırdı" buyurdu.

Bundan sonra Hz. Ömer (r.a), Fârûk diye isimlendirildi. (V

hidi, s. 166; Kurtubî, V, 170-171)■

yuksel dedi ki...

Hz. Ömer'in Hikmetli sözlerinden Bazıları

"En çok sevdigim kimse, bana ayıp ve kusurlarımı haber verendir." (Suyati, rarihuel-hule, s. 130)

• "Bir kimsenin kıldığı namaza, tuttuğu oruca bakmayınız. Konuştuğunda doğru söylüyor mu, kendisine bir şey emanet edildiğinde emanete riayet ediyor mu, dünyaya meylettiği zaman helal, haram gözetiyor mu, ona bakınız." (Beyhaki, Sünenü'l-kübra, 288; Sab, IV, 230, 326)

büyük arz (Allah Teâlâ'nın huzuruna çıkarılıp O'na arzedileceği- • "Hesaba çekilmeden evvel kendinizi hesaba çekiniz. En niz gün) için (salih ve güzel amellerle) hazırlanınız. Şüphesiz dünyadayken nefsini hesaba çeken kimse için kıyamet günün- deki hesap hafif olacaktır." (Tirmizi, Kıyamet, 25/2459)

yuksel dedi ki...

240.

Hazret-i Ömer -radıyallahu anh 'den

"-Hayır."

"-Peki sabah-akşam ona komşu oldun mu?"

"-Hayır."

Bu cevaplar üzerine Hz. Ömer (r.a):

"-Kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a yemin ederim ki sen onu tanımıyorsun" dedi. (Gazâlî, ihya, III, 312)

⚫ Hz. Ömer birgün:

"-Biliyor musunuz, mizâh neden dolayı «mizah» diye isim- lendirildi?" diye sordu. Çevresindekiler:

"-Hayır, bilmiyoruz" deyince:

"-Çünkü mizâh sahibini haktan (doğrudan ve gerçekten) uzaklaştırır da ondan" şeklinde bir açıklama yaptı. (Arapça'da "mizâh" kelimesi ile burada kullanılan "uzaklaştırmak" kelime- leri aynı kökten türemiştir.) (Gazâlî, İhya, III, 273-274)

• Hz. Ömer bir çocuk görüp de hoşlandığında hemen bir meslek ve sanatının olup olmadığını sorardı. "Hayır" cevabını alırsa "Gözümden düştü" derdi. (Ibnü'l-Cevzî, Telbisü iblis, s. 283; Me- nakib, s. 227)

• "İdareci olmadan önce dînî ilimleri öğreniniz." (Süfyan b. Uyeyne -rahmetullahi aleyh- bu sözü şöyle açıklar: Çünkü bir kimse dînî ilimlerde ince anlayış sahibi olduğunda riyaset sevda- sını bırakır.) (İbnü'l-Cevzî, Sifatü's-safve, II, 236)

yuksel dedi ki...

Eskişehir Emniyeti'ni basın!'

Şamil Tayyar, Hanefi Avcı'nın kitaptaki iddialarıyla ilgili ‘delili olup olmadığı' şeklindeki Radikal Gazetesi muhabirinin sorduğu so- ruya verdiği cevapla dalga geçti. Avcı'nın muhabire verdiği, ‘deli- lim yok ben delillerin olduğu yeri işaret ediyorum' cevabını okuyan Şamil Tayyar, Avcı'nın Emniyet İstihbarat Dairesi'nin aranması ha- linde delil bulunacağını söylediğini, bunun saçma olduğunu söyledi. Tayyar, "O zaman ben de diyorum ki Avcı'nın Müdür olduğu Eski- şehir Emniyet Müdürlüğü'nde yasa dışı dinleme cihazları var, gidin basın" dedi. Tayyar, böyle bir mantığın saçma olduğunu, Avcı'nın kafasında önce bir suçlu oluşturduğunu sonra onun altını doldur- maya çalıştığını ve İstihbarat Dairesi'nin basılmasıyla delil bulmayı unduğunu söyledi.
Operasyon Cemaat
2010.
sy.349.

yuksel dedi ki...

H₂ z. Osman (r.a), Halîfe olduktan sonraki ilk hutbe- sinde şöyle demiştir:

"Siz, her an değişmekte olan bir yurttasınız ve hayatınızın bundan sonraki kısmını yaşamaktasınız. Öyleyse henüz başınıza gelmeden, gücünüz yettiğince ve en güzel şekilde ölüme hazırlanın! Ömrünüzü en hayırlı amellerle değerlendirin! Şunu bilin ki bu imkân sizlere lûtfedilmiştir. Unutmayın, eceliniz sabah ya da akşam hiç beklemediğiniz bir anda size gelebilir. Bu dünya aldatıcıdır. Nitekim Allah Teâlâ:

<> (Lokman, 33) buyurmaktadır..." (Taberî, Tarih, IV, 243)
Hz. Osman dan 111 Hatıra
Murat Kaya
Erkam Yayınları

yuksel dedi ki...

SELAM OLSUN

BİZ DÜNYADAN GİDER OLDUK Kalanlara selâm olsun. Bizim için hayır duâ, Kılanlara selâm olsun. Ecel büke belimizi, Söyletmeye dilimizi. Hasta iken halimizi, Soranlara selâm olsun. Tenim ortaya açıla, Yakasız gömlek biçile. Bizi bir âsân vechile Yuyanlara selâm olsun. Salâ verile kastımıza, Gider olduk dostumuza. Namaz için üstümüze, Duranlara selâm olsun. Derviş Yunus söyler sözü, Yaş dolmuştur iki gözü. Bilmiyen ne bilsin bizi, Bilenlere selâm olsun,

Yunus Emre
1099Fetva
Nevzat Akaltun
ay. 140.

yuksel dedi ki...

Kafir dahi olsa, mazlumun duasından sakınınız. Zira mazlumun duası ile Aziz ve Celil olan Allah arasında perde yoktur.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
Sayfa: 173 / No: 8
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

Hiyanetten sakınınız. Zira o, çok kötü bir haslettir. Zulümden de sakınınız. Zira o, kıyamet gününde zulümattır (karanlıklardır) Cimrilikten de sakınınız. Zira, sizden evvelkileri helak eden ancak cimrilik olmuştur. Bu sebeble onlar kanlarını döktüler ve akrabalık bağlarını kestiler.
Ravi: Hz. Hirmas İbni Ziyad (r.a.)
Sayfa: 173 / No: 4
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

En kuvvetliniz, gadab halinde öfkesini yenen, en haliminiz de intikam alacak vaziyette iken almayanınızdır.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
Sayfa: 71 / No: 15
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

11 Eylül saldırısını kimin hangi niyetle ve nasıl yaptığı sorusu, tüm resmi hedef ve açıklamalara rağmen hâlâ cevabını arıyor. Bu saldırı, ABD'nin küreselliğine karşı bir atak mıdır, yoksa tersine ABD'yi gerçek bir küresel güç kılmaya zorlayacak asıl sahaya, Asya ve Ortadoğu'ya yönelmesini sağlayacak tetikleyici bir eylem midir? Akla gelen soru ve şüpheler çok fazla. Dünya siyasi tarihinde yeniden yeni bir dünya düzeninin miladı olabilecek bu olayın perde gerisi daha çok konuşulacağa benzer. Kim yaptı, neden yaptı, nasıl yaptı ve niçin yaptı? Bu soruların cevaplarını bulmak zaman alacak. Gazeteci-yazar Mutlu Çölgeçen bu süreci dikkate alarak bir serinin ilk kitabı olacak bu eserde olayın öncesi ve sonrasındaki şüpheleri gözler önüne sermeye çalışıyor. Amerikalı Senatör Hiram Johnson'ın ünlü deyişi ile: "Savaşın ilk kurbanı gerçeklerdir..."

ABD 2004 yılı Başkan adayı LaRouche, 24 Temmuz 2001 günü, yani 11 Eylül'den tam 48 gün önce, BM'de ve Washington'da 250 kişi önünde verdiği video- konferansta, söylediği sözlerle sanki 11 Eylül'ün habercisiydi. ABD'nin malî kriz içinde bulunduğunu ve ülkenin Başkan Jim Carter'dan bu yana kötü yönetildiğini ileri süren LaRouche, konuşmasını şöyle sürdürüyordu: "Sistemimiz iflas etmiş durumda. Ulaşım, enerji, eğitim, sağlık sistemlerimizin tamamı, altyapı ve sanayimiz çöküş halinde. Halkın % 80'ini dar gelirliler oluşturuyor ve bunların durumu 1977'dekinden çok daha kötü. IMF ve balihazır politikalar devam ettiği, Wall Street ve Federal Rezerv sistemi mevcut hakimiyetini sürdürdüğü sürece, ABD'de kimse kendisi için bir tırmanma beklemesin. Bö giderse, belki Bush bile, başkanlık süresini tamam- layamadan çekilmek zorunda kalabilir. Çöküş, kendini birden bissettirmez; kötü politikalar devam eder ve kriz aniden gelir.
Şüphe
Sorular ve Senaryolar
Mutlu Golgecen
Kim
Savaş'ın ilk kurban i gerçekler dır.

yuksel dedi ki...

küçüklü büyüklü binlerce operasyon, on binlerce aktör... Kökleri Nizamülmülk'e dayanan, yüzyıllar içinde sızmalar sonucu kabuk değiştiren, sonunda dalları Ergenekon'u sarmalayan yapının tarihi: Çelik Çekirdek.

*Selimiye Kışlası asırlarca hangi ekibin merkezi olarak kullanıldı? *Mason Locaları ile Ergenekon Operasyonu arasındaki ilişki ne? *Enver Paşa hükümetini darbe ile indirme teklifini Atatürk'e kimler götürdü? *Türkiye'yi Osmanlı'dan koparan, Cumhuriyet'in ilanı mı Lozan'ın imzalanması mı? *Cumhuriyet'i Osmanlı Derin Devleti mi kurdu?

*İsmet İnönü, Mustafa Kemal'i nasil tasfiye etti? *Adnan Menderes'in kendisini idama sürükleyen ilk iki hamlesi neydi? *Erkan Mumcu ve Mehmet Ağar'ı hangi general ikna etti?

*İstihbarat Dairesi, AK Parti hakkındaki kapatma davasına nasıl delil üretti? *Hanefi Avcı'nın 13 yıl önceki olay açıklamaları aldatmaca mıydı? Susurluk'u perdelemeye mi çalıştı? Aslında 0, bilinenin aksine Mehmet Ağar'ın adamı mı? *Captagon Operasyonu Kilim'de tutuklanan Abdülkadir Ekicioğlu, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Aslan'ı yakan Habib Kanat'la Hanefi Avcı arasında nasıl bir ilişki olduğunu öne sürdü?

*Hanefi Avcı, AK Parti Operasyonu'nda nasıl bir rol üstlendi? Eski İstihbarat Daire Başkanı Hüseyin Namal'la Eskişehir'de neden buluştu? İstanbul'da hangi MİT görevlisido neler görüştü? Adlarına telefon aldığı öğrenciler kim?

yuksel dedi ki...

4.1. KİTAPLAR

4.1.1. Huseyin Mûcib el-Misrî': Mu'cemu'd-devleti'l-usmaniyye (A) (Kahire: ed-Dâru's-sekâfiyye li'n-neşr) Mısır'ın ünlü Türkologlarından karşılaştırmalı edebiyatın ustası Huseyin Mûcib el-Misrî'nin hazırladığı Mu'cemu'd-devlet Osmaniyye bu alanda ilk olarak yazılmış sözlüklerdendir. Sözlük

mukaddime (giriş) ve sözlük bölümünden oluşur. Sözlük bölümü ise

genel sözlük ve Osmanlı hanedan üyelerine ayrılan bölüm olmak

üzere iki kısımdan oluşur.

Müellifmukaddimede Osmanlı Türklerinin İslam tarihi üzerindeki açıkça etkisini ortaya koyar. Onların topraklarını genişleterek farklı ırk, din ve dillerdeki toplulukları hakimiyetleri altına aldıklarına ve gerçek manadaOsmanlı Devleti'nin bir İslam Devleti olduğuna dikkat çeker (el-Misri, 1425/2004, 5).

Burada Osmanlı hanedanından sultanların İslam'a bağlılıklan örneklerle detaylı bir şekilde anlatılır. Örneğin Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'in, şemaili itibariyle Raşit Halifelerden Hz. Ömer'e benzediği; cömertliği misafirperverliği ile Hz. ve Peygamber'in anlattığı Müslüman profiline uygun olduğu belirtilir (el- Misri, 1425/2004, 5-6). Yine Osmanlı padişahlarından Yavuz Sultan Selim kendisine hakimul-haremeyn (iki haremin yöneticisi) denmesine itiraz ederek hadimu'l-haremeyn (iki haremin hizmetçisi) olduğunu ifade etmiştir. Yine Yavuz Şeyhülislam Kemal Paşazâde'nin atının çamur sıçrattığı kaftanın çamuru ile kalmasına şu sözleriyle din adamına saygısını ortaya koymuştur: Durun, dedi. Temizlemeyin! Bana yeni bir kaftan getirin, üzerimi değişeyim. Bu çamurlu kaftanımı da öldüğümde sandukamın üzerine örtsünler. Çünkü, ülemanın atının ayağından sıçrayan bu çamurlar mübarek olup hürmet ve tazime layıktır (el-Misri, 1425/2004, 6). Yine Yavuz'unMısır'ın fethi ile birlikte Misir dönüşü diğer kutsal emanetlerle

birlikte

Türk Edebiyatı alanında doktora yapan ilk Arap müellifi olarak tanınan Hüseyin Mucib el-Misri, Türkçe, Farsça ve Urducada eserler veren, bu dillerdeki edebi eserleri karşılaştırmalı olarak ele alıp inceleyen önemli bir edebiyat araştırmacısıdır Doktora öğrenimi için geldiği İstanbul'dan, sağlık sorunları nedeniyle çalışmasın tamamlayamadan ayrılmak zorunda kalan Hüseyin Mucib'e, 1996'da Marmara Üniversitesi tarafından Fahri Doktora unvanı verilmiş, daha sonra da Türkive Cumhuriyeti Devlet Ödülü'ne lâyık görülmüştür. Yetmişe yakın eser telif etmiştir (İslamoğlu, Abdulmecit, 2010, 2 (9), 146-147. Ayrıca bk. Ishakoğlu, 2008, 5-22
3.Uluslararası
Sozlukbilimi
Sempozyomu
Bildiri Kitabı
sy. 902.

yuksel dedi ki...

4974- Kim Allah'in gazabını mucip olan hususlarla insanları hoşnut ederse, Allah daima onu onlara muhtaç kılar. Bir kimse de nası gücendirmek pahasına Allah'ı hoşnut ederse insanların kötülüklerine karşı, Allah ona kâfi gelir.

٤٩٧٥ - مَنْ أَرْضَى اللَّهُ بِسَخَطِ الْمَخْلُوقِينَ كَفَاهُ اللَّهُ مُوْنَةَ الْمَخْلُوقِينَ وَمَنْ أَرْضَى الْمَخْلُوقِينَ بِسَخَطِ اللَّه سَلَّطَ اللَّهُ عَلَيْهِ الْمَخْلُوقِينَ" (الخليلي عن عمر وبــــن

شعيب عن أبيه عن جده

4975- Bir kimse halkı nazar-ı itibara almadan Allah'ı hoşnut ederse, Allah ona kâfi gelir. Allah'ı gücendirerek mahlukatı hoşnut ederse, Allah o mahlukatı kendisine musallat eder.

٤٩٧٦ - مَنْ أَرْعَبَ صَاحِبَ بِدْعَةٍ مَلَأَ اللهُ قَلْبَهُ أَمْنًا وَايْمَانَا وَمَنْ انْتَهَرَ صَاحِبَ بِدْعَةٍ آمَنَهُ اللَّهُ مِنَ الْفَزَعِ الأَكْبَرِ وَمَنْ اَهَانَ صَاحِبَ بِدْعَةٍ رَفَعَهُ اللَّهُ فِي الْجَنَّةِ دَرَجَةً وَمَنْ لَآنَ لَهُ اذَا لَقِيَهُ تَبْشِيشًا فَقَدْ اسْتَخَفَّ بِمَا أُنْزِلَ عَلَى

مُحَمَّدٍ (كر عن ابن عمر)

4976- Kim bidat sahibini korkutursa, Allah onun kalbini emniyet ve iman ile doldurur. Kim bidat sahibini men ederse, Allah onu kıyametin çirkin manzarasından emin kılar. Kim bidat sahibini terslerse, Allah onun cennette bir derecesini yükseltir. Kim de onunla karşılaştığı zaman güler yüz gösterip yumuşak davranırsa, Muhammed'e indirileni istihfaf etmiş (hafife almış) olur. (Bidat sahibine Allah için buğzetmek vaciptir.)

٤٩٧٧ - مَنْ أُريدَ مَالَهُ بِغَيْر حَقَّ فَقَاتَلَ فَقُتِلَ فَهُوَ شَهِيدٌ رعب د ن ق ت صحيح عن ابن عمرو حم ٥ عن ابي هريرة

4977- Kimin malı elinden alınmak istenip de bu uğurda karşı tarafla çarpışırken öldürülürse o şehittir. ٤٩٧٨ - مَنْ اِزْدَادَ عِلْمًا وَلَمْ يَرْدَدْ فِى الدُّنْيَا زُهْدًا لَمْ يَرْدَدْ مِنَ اللَّهِ إِلَّا

بُعْدًا الديلمي عن على)

4978- Kim dünyada ilmini artırıp da zühdünü artırmazsa

Allah'tan daha da uzaklaşır.

-1151-
Ramuz ul Ehadis
Hadis Ansiklopedisi
Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi
2.cilt.sy.1151.

yuksel dedi ki...

sir, émail transparent recouvrant la faïnence, les poteries; couverte, f § enduit vitrifiable appliqué sur certaines poteries pour les imperméabiliser; glaçure, f § amalgame d'étain, qui sert à l'étamage des glaces; tain, m/-li cam: vitre dépoli / -lı sürahi: carafe en verre dépoli/⚫, boya süs çatlağı: craquelure, f/ (süs olsun diye) ya da cilâ çatlağı yapmak: v. tr. craqueler.

sir, (rri): secret, m; confidence, f; arcane, m; relig. mystère m / meslek -ri: secret professionnel; arcane, m/ politikanın sırları: les arcanes de la politique / • kâtibi: secrétaire intime / bşi. (bk. den) etmek: faire un secret de qch.; faire (un) mystère de qch.; mettre du mystère à qch. / bk. nin -rını bilmek: avoir le secret de qn / sanat sırrı: secret de l'art / devlet sırrı: secret d'Etat / banka -ları: secrets des banques / imalat -ri: secret de fabrication / ⚫ verme: confidence, f /bk. ye⚫ vermek: faire une confidence à qn; confier un secret à qn; confier quelque chose à qn; dire qch. à qn sous le secret, à grand secret/ sana son bir ⚫ vereceğim: je vais te faire une dernière confidence / bşi. ⚫ olarak söylemek: dire qch. en confidence / bir sırrı saklamak: garder, entretenir un secret / bir

yuksel dedi ki...

922

sırrı açığa vermek: trahir, divulguer un secret / sırra kadem basmak: fam. disparaître comme par enchantement / sıra kadem basmıştı: il s'était volatilisé / bukadar edecek ne var?: pourquoi faire tant de mystère? / bunda edecek bir şey yok: on n'en fait pas mystère /⚫ küpü olmak; ser verip ⚫ vermemek: être tout cousu de mystères / (o bir) küpüdür: ce qu'on lui dit, tombe dans un puits / bir -ra vakıf olmak; bir -rı çözmek: percer un mystère, un secret / bir -rı biliyor olmak; bir -ra vakıf olmak: être dans le secret; être dans du secret / yılanlarla birlikte yaşamakla yetinemiyor, onların -rina vakıf olmak (-larını çözmek) istiyor: elle ne peut se contenter de vivre avec des serpents, elle veut percer leur mystère / kızı ile Sedat arasında tehlikeli bir ilişkinin mevcut olduğuna inandığımı kendisine verdim: je lui fis confidence que je me croyais sûre qu'il existait entre sa fille et Sedat une liaison dangereuse personelin tümü sırdan haberdar edildi: l'ensemble du personnel a été mis dans la confidence.

yuksel dedi ki...

2322- Tesbih (namazdayken görülen bir hatayı bertaraf etmek sureti ile ikaz etmek) ise kadınlara mahsustur. için sübhânellâh demek) erkeklere, tasfik (ellerini birbirine vurmak

۲۳۲۳ - التَسْبِيحُ مِنَ الْغَازِي سَبْعُونَ اَلْفَ حَسَنَةٍ وَالْحَسَنَةُ بِعَشْرِ أَمْثَالِهَا

الديلمي عن معاذ) 2323- Gazinin gazadaki tesbihi yetmiş bin sevap kazandırır, bir hasenin karşılığı ise ondur.

٢٣٢٤ - اَلتَسْوِيفُ شُعَاعُ الشَّيْطَانِ يُلْقِيهِ فِي قُلُوبِ الْمُؤْمِنِينَ (الديلمي عن

عبد الرحمن بن عوف) 2324- Tesvif (daha vakti var, ileride yaparım demek), şeytanın mü'minlerin kalplerine bıraktığı bir şuadır.

yuksel dedi ki...

الرَّاكِيَاتُ الْمُبَارَكَاتُ الطَّاهِرَاتُ ِللَّهِ (طب عن السيد الحسين)

2317- "Ettehiyyötü lillahi ves salevátü vet toyyibótű (sooder ve rohmet sahibi) tahiyyat, zekiyyat (ziyade ve temizlik sahibi) mubare táhirát," bunların hepsi Allah'a layıktır.

٢٣١٨ - اَلتَّدْبِيرُ نِصْفُ الْعَيْشِ وَالتَّوَدِّدُ نِصْفُ الْعَقْلِ وَالْهَمَّ نِصْفُ الْهَرَمِ وَقِلَّةُ الْعِيَالِ اَحَدُ الْيَسَارَيْنِ (القضاعي عن على الديلمي عن انس)

2318- Tedbir maişetin yarısıdır. İnsanlarla dostluk aklın yarısıdır, üzüntü ihtiyarlığın (vücud çöküşünün) yarısıdır. Az çocuklu olmak iki kolaydan biridir

yuksel dedi ki...

۲۳۱۰ - التَّاجِرُ الصَّدُوقُ الاَمِينُ مَعَ النَّبِيِّينَ وَالصَّدِيقِينَ وَالشُّهَدَاءِ عبد بن حميد والدار میت حسن قط ك عن ابي سعيد)

2310- Emin ve doğru tacir, peygamberler, siddikler ve şehitlerle beraberdir.

التَّوَدَّةَ فِى كُلِّ شَيْءٍ خَيْرٌ إِلا فِى عَمَلِ الآخِرَةِ (دك هب عن

بن سعد عب ابيه سعد بن وقاص

2311- Ahiret işi dışında, her konuda işi ağırdan almak

570

hayırlıdır.

yuksel dedi ki...

HARF: Dildeki seslerin karşılığı yazı ve çiz- gi türü sembollere denir. Kelimenin aslı Arapça olup "taraf, uç, yan; zirve, tepe; keli- me, kelâm" anlamlarına gelir. Çokluğu hu- rif ve ahruf tur. Alfabeyi meydana getiren

yuksel dedi ki...

seslerin her birine ait yazı türü işarete, belir- leyici olması itibariyle harf adı verilmiştir.

Dillerde çokluk harflerle sesler arasında bir karşılık olmayabilir. Birkaç harf bir sesi karşılayabilir. Fransızcadaki Rousseau'da Ruso okunduğu gibi; "ou", u"; "eau" da "o" olmuştur. Arapçada da çokluk vavından son- ra yazılan elif okunmaz.

Tek şeklin tek sesi göstermesi aşamalı ol- muştur. Önceleri, ağaca çentik atma gibi bir yol bulunmuş, sonra eşyanın resmi çizilmiş, bu resimler hem sesi, hem kavramı karşıla- mış; ancak, karışıklık meydana gelince, Çin- liler ve Japonlarda olduğu gibi, her hece için bir resim kullanılmış, zaman içinde de tek harfe ulaşılmıştır.

Alfabe harflerini Batı Samîlerinden Ken- 'anîlerin milâttan önce 1700'de icat ettiği kabul edilir. Bu sistem göç yoluyla güneyde Main-Sebe, Himyer ve Habeş; kuzeyde Ku- zey Samî alfabe yazılarının temellerini teşkil etmiştir. Şimdiki alfabe sisteminin esası olan Fenike alfabesi de Kuzey Sami Alfabesinden doğmuştur. Fenike alfabesi, Aramî ve Yu- nan alfabelerinin kaynağıdır. Kullanmakta olduğumuz Latin alfabesi de Yunan alfabe- sinden alınmadır.

yuksel dedi ki...

edebiyatimizda isimler ve terimler
Dr. Arslan Tekin
Bilgeoguz
sy. 495.

yuksel dedi ki...

ETÖ kumpasıyla akıl hastanesine yatırılan gazeteci Yüce Katircioğlu, Ankara Bilgi Locası'nda 14, dereceye kadar yükselmiş bir masondu. Örgüte ilişkin birçok gizli bilgiye vakıf olduğu locanın İsrail devleti namına çalıştığımı anladıktan sonra masonlarla mücadele etmeye karar verdi. 21 Kasım 1997'de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. Suç duyurusu sümenaltı edilen Katırcıoğlu, sonraki yıllarda, özellikle yargıdaki mason biraderlerin kimler olduğunu yazdığı yazılarla ifşa etti. Yazıda hedef gösterilen kişilerin açtığı dava sonrası FETÖ'cü hakim ve doktorlar, Katırcıoğlu hakkında 'akıl sağlığı yerinde değildir' belgesi düzenledi. Ancak rapor hemen tatbik edilmedi. Katırcıoğlu, sonraki yıllarda bilhassa TSK içerisindeki masonlara dikkat çekip Mart 2015'te Ankara Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'ne suç duyurusunda bulundu. Hakkındaki deli raporu 2018'de raftan indirilen Katırcıoğlu, Eskişehir Şehir Hastanesi'ndeki Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Birimi'ne (YGAP) kapatıldı. Önemli bilgilere sahip Katırcıoğlu'nun hayatından endişe ediliyor.

yuksel dedi ki...

Kıyamet alâmetlerinden biri de; köle ve câriyelerin artmasıdır ki bu, küfrün kemâle vardığında geri dönüşe ve düşüşe geçeceğine delâlet eden ve dinin hâkimi- yetini ve Müslümanların gâlibiyetini gösteren bir delildir. Duyurur.

ilah yoktu ug

Kıyâmet alâmetlerinden diğer bâzısı da; ganîmetin devlet olması, zekâtın borç olması, emânetin de ganîmet olmasıdır, yâni zenginlerin ve rütbe sahiplerinin ganîmet mallarını elden ele dolaştırıp onları hak edenlerine vermemeleri, zekat vermenin borç ödemek gibi zor gelmesi ve insanların bıraktığı emânetlerin ganimet gibi yerli-yersiz kullanılmasıdır ki, fetvâ, kaza, imâret, vizâret (müftülük, kadılık, vâlilik, bakanlık) ve diğer vazîfeler hep emânet sayılır. İşte zamânımızda gördüğün gibi bu vazîfeler ehli olmayanlara verildiği zaman kıyâmeti bekle!
Ruhu'l Furkan Tefsiri
Hazret-u Mevlana eş - şeyh Mahmud en-Nakksibendi el - Müceddidi el - Halidi el-Ufi
Kuddise Sirruhu
Ahisla Yayinevi
cilt. 15.sy.228.

yuksel dedi ki...

Nifak hareketlerinin ortaya çıkışı, müslü- manların organize bir topluluk ve siyasî bir güç olarak belirmeye başladığı Medine devrine tesa- düf eder. Bu devirde, İslâm'ın yayılışına engel olmak isteyen hizipler arasında müşrikler, yahu- diler ve hıristiyanlar yanında belki de en mühimlerinden biri münafıklardır. Çünkü diğer hizipler düşmanlıkta açık davrandıkları ve İslâm toplumunun dışında oldukları halde münafıklar, müslümanlr'ın arasında görünüşte mü'min tavrı sergilemişler ama, gizlice grup oluşturarak İslâm'ın gelişmesini engellemeye çalışmışlardır. Dolayısıyla bunlarla mücadelenin daha zor olduğu açıktır. Nitekim, Kur'ân âyetleri ile hadislerin konuya bakışı ve asr-1 saadette münafıkların meydana getirdiği nifak hare- ketleri bu tesbiti doğrular mahiyettedir..

Hz. Peygamber, münâfıklara karşı uyguladığı eşsiz siyasetle, önce dış desteklerini kurutarak münafıkları yalnızlığa itmiş, ashâb arasında sağladığı İslâm kardeşliği, tevhid ve birlik şuuru ile iç huzur ve güvenliği sağlamıştır. Böylece Hz. Peygamber'in vefâtına doğru nifak hare- ketleri, müessiriyetini tamamen kaybetmiştir.
Hz. Peygamber Devrinde
Nifak Hareketleri

Yrd. Doc. Dr. Ahmed Sezikli

yuksel dedi ki...

NASIL Kİ KUR'ÂN-I KERİM'E DOKUNABİLMEK İÇİN ZAHİREN ABDESTLİ OLMAK GEREKLİYSE, ONUN LÂHÛTÎ İKLİMİNE GİREBİLMEK İÇİN DE, BÂTINEN KALP TEMİZLİĞİNE DİKKAT EDİLMELİDİR. AKSİ HÅLDE GÜNAH KİRLERİYLE KARARMIŞ BİR KALP İLE KUR'ÂN-I KERİM'İN DERÛNÎ MANZARALARI SEYREDİLEMEZ.

BU SEBEPLEDİR Kİ HAZRET-İ OSMAN ŞÖYLE BUYURMUŞTUR:

"EĞER KALPLERİMİZ TERTEMİZ OLSAYDI, RABBİMİZ'İN KELÂMINA DOYAMAZDIK."

yuksel dedi ki...

MAALESEF GÜNÜMÜZDE EVLATLARIN SIRF DÜNYEVİ İSTİKBÂLİNİ DÜŞÜNEREK ONLARI CİDDÎ BİR KUR'ÂN TAHSİLİNDEN MAHRUM YETİŞTİRME GAFLETİ, KENDİNİ DİNDAR GÖREN ÂİLELERE BİLE SİRÂYET ETMİŞ DURUMDADIR. HALBUKİ KUR'ÂN TAHSİLİNİ İKİNCİ PLÂNDA GÖRMEK, DÜNYA VE ÂHIRET SAADETİNİ TEHLİKEYE ATAN, HAZİN BİR ALDANIŞTIR.

yuksel dedi ki...

ECDÂDIMIZ OSMANLI, KUR'ÂN'A CÂN U GÖNÜLDEN RAM OLUP ONU BAŞ TÁCI ETTİĞİ MÜDDETÇE, İZZET VE ŞEREFLE ÂLEME NIZAM VERDİ. BUNA MUKABIL, LÂLE DEVRİ VE TANZİMATTA OLDUĞU GİBİ O RUHANİYETTEN UZAKLAŞARAK TEN PLANINA, YANİ NEFSÂNİYETE DÖNÜLDÜKÇE, İLAHİ RAHMET VE NUSRET DE ÜZERLERİNDEN KALKMAYA BAŞLADI.

CENÂB-I HAKK'IN ŞU ÎKAZI NE KADAR İBRETLİDİR:

"ANDOLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ, BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFİNİZ ONDADIR. HALA AKILLANMAYACAK MISINIZ?!" (EL-ENBIYA, 10)

yuksel dedi ki...

VEYSEL KARANÎ
أويس القرني
Ebû Amr Üveys b. Âmir b. Cez’ b. Mâlik el-Karanî (ö. 37/657)
Tâbiîn neslinden Yemenli zâhid.
İlişkili Maddeler
ÜVEYSÎLİK
Bir kimsenin zâhiren görmediği kişi ya da kişilerden mânevî eğitim alması ve bu yolla meydana gelen tarikat anlamında tasavvuf terimi.
HIRKA-i SAÂDET
Hz. Peygamber’in Topkapı Sarayı’nda Mukaddes Emanetler Dairesi’nde korunan hırkası.

yuksel dedi ki...

Müellif:
NECDET TOSUN
Anadolu halk kültüründe Veysel Karanî diye anılan Üveys el-Karanî, Yemen’deki Murâd kabilesinin Karan aşiretine mensuptur. Cevherî eṣ-Ṣıḥâḥ’ta (“ḳrn” md.) onu Necidliler’in mîkāt yeri Karan’a nisbet ederse de bu hem anılan yerin doğru adının Karn olması hem de Karanî nisbesinin yerle değil kabileyle ilişkisi bakımından hatalı bulunmuştur (M. Abdürraûf el-Münâvî, VII, 3586; M. Münîr Âlim, sy. 48-49 [1376], s. 41-42). Hayatına dair en eski kaynaklar Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’i ile İbn Sa‘d’ın eṭ-Ṭabaḳātü’l-kübrâ’sıdır. Bazı hadis kitaplarındaki rivayetlere göre Hz. Ömer, halifeliği döneminde Yemen’den gelen bir grup insana aralarında Üveys el-Karanî’nin bulunup bulunmadığını sormuş, bunun üzerine Üveys ortaya çıkıp kendini tanıtmış, Ömer de Resûl-i Ekrem’in kendisine ileride Üveys’in Medine’ye geleceğini haber verdiğini ve onu gördüğü takdirde dua istemesini tavsiye ettiğini söylemiş, Üveys de ona dua etmiştir. Bu sırada Hz. Ömer, Üveys’in Kûfe’ye gitmekte olduğunu öğrenince Kûfe valisine onun hakkında bir mektup yazmayı teklif etmiş, ancak Üveys kalabalıktan uzak sade bir hayat yaşamayı tercih ettiğini belirtmiştir. Ertesi yıl Kûfe’den hacca gelen bir kişiye Üveys’in durumunu soran Hz. Ömer onun yoksulluk içinde yaşadığını öğrenince ona Üveys hakkında Hz. Peygamber’den duyduklarını anlatmış, hacdan dönen Kûfeli de Üveys’in yanına gidip ondan dua istemiştir. Bu olay üzerine halkın dua istemek için yanına gelip kendisine iltifat etmesinden endişe duyan Veysel Karanî’nin o bölgeyi terkettiği kaydedilir.

Veysel’in Yemen’de iken nasıl müslüman olduğu, Kûfe’deki hayatı, vefatı ve şahsiyetine dair hadis kitaplarında ve erken dönem kaynaklarında yeterli bilgi yoktur. Daha sonraki eserlerde, özellikle Ferîdüddin Attâr’ın VII. (XIII.) yüzyılın başlarında kaleme aldığı Teẕkiretü’l-evliyâʾda ve hakkında yazılan müstakil menâkıbnâmelerde geniş bilgi bulunmaktadır. Doğruluğu tartışmalı olmakla birlikte bu bilgiler, Veysel Karanî’nin hayatına dair eksiklikleri tamamlayıp halk tarafından nasıl algılandığını ortaya koyması bakımından önemlidir. Bu rivayetlere göre Veysel Karanî Yemen’de deve çobanlığı yaparak, hurma çekirdekleri toplayıp satarak geçimini sağlayan bir zâhiddi. Muhtemelen İslâm’ı anlatmak üzere Yemen’e giden müslümanlar vasıtasıyla İslâmiyet’i kabul etmiştir. Medine’ye gidip Hz. Peygamber’i ziyaret etme arzusuna rağmen yaşlı annesini bırakamamış, fakat daha sonra annesinden kısa süreliğine izin alıp Medine’ye gelmiş, ancak Resûl-i Ekrem’i o gün evde bulamadığından görüşememiş ve aynı gün Yemen’e dönmek zorunda kalmıştır. Uhud Gazvesi’nde Resûlullah’ın bir dişinin kırıldığını haber alınca onun da bir dişini veya bütün dişlerini kırdığı rivayet edilir.

yuksel dedi ki...

Muhtemelen annesinin vefatının ardından Kûfe’ye giden Veysel, Hz. Ömer’le görüşüp oradan Kûfe’ye geçmiştir. Bazı kaynaklara göre Hz. Peygamber vefatından kısa bir süre önce hırkasını çıkarıp Hz. Ömer’e ve Hz. Ali’ye vermiş, bunu Üveys el-Karanî’ye vermelerini söylemiş, onlar da Veysel’in Kûfe’ye yerleşmesinden sonra hırkayı ona götürmüştür. Kûfe’de münzevi bir hayat yaşayan Veysel’in 37 (657) yılında vuku bulan Sıffîn Savaşı’na Hz. Ali’nin saflarında katıldığı ve bu savaşta şehid olduğu kabul edilir. Bundan dolayı İmâmiyye Şîası’nda özel bir yere sahiptir. Öte yandan bazı kaynaklarda Azerbaycan’a yapılan bir sefer esnasında veya Deylem savaşında öldüğü belirtilir. Veysel’in gömüldüğü yer de belli değildir. Yemen’in Zebîd, İran’ın Kazvin ve Kirmanşah, Özbekistan’ın Hîve, Suriye’nin Şam ve Rakka şehirleriyle Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde ona nisbet edilen makam-mezarlar vardır. Anadolu’daki en meşhur makamları Manisa, Mardin, Kurtalan, Bursa Gemlik yolundaki Atıcılar, Diyarbakır’ın Lice ilçesi ve Siirt’in Baykan ilçesi yakınındadır. Veysel’in Sıffîn Savaşı’nda öldüğü yolundaki rivayetlerin genel kabul gördüğü, bu savaşın da Suriye’nin Rakka şehri yakınlarında vuku bulduğu dikkate alınırsa asıl kabrinin bu şehirde olması ihtimali güç kazanır.

Zâhidâne hayatı dolayısıyla Veysel Karanî tasavvuf ehli tarafından örnek bir şahsiyet kabul edilmiş, Hz. Peygamber’i zâhiren görmemekle birlikte mânen kendisinden feyiz aldığı ileri sürülmüştür. Bu sebeple ileriki asırlarda Resûl-i Ekrem’i, Veysel Karanî’yi veya herhangi bir şeyhi görmeden rüya gibi mânevî bir yolla onlardan eğitim alan kişilere Üveysî denmiş, bu şekilde eğitim almaya Üveysîlik adı verilmiştir (bk. ÜVEYSÎLİK). Ayrıca Resûlullah’a nisbet edilen, “Rahmânın nefesini Yemen’den alıyorum” sözüyle (Buhârî, IV, 71; Taberânî, II, 150; krş. Ali el-Kārî, s. 137; Aclûnî, I, 260) Veysel Karanî’nin kastedildiği söylenmiştir. Hz. Peygamber’in ona bıraktığı rivayet edilen hırkanın sonraki nesillere intikal ederek günümüze ulaştığı kabul edilir. Bu hırka, İstanbul’un Fatih ilçesindeki Hırka-i Şerif Camii’nde ramazan aylarında ziyaret edilmektedir. Veysel Karanî’nin Uhud Gazvesi’nde Resûl-i Ekrem’in dişinin kırılması üzerine kendi dişini kırdığı şeklindeki rivayete istinaden, Pakistan’ın Lahor şehrindeki Bâdşâhî Camii’nin avlusunda bulunan Teberrükât-ı Mukaddese Bölümü’nde ona izâfe edilen kırık iki diş sergilenmektedir. Hayatına dair müstakil menâkıbnâmeler ve şiirler kaleme alınan Veysel Karanî’nin gerçek hayatı ile efsanevî kişiliği birbirine karışmıştır. Onun hayatı ve menkıbeleriyle ilgili eserlerden birkaçı şunlardır: Lâmiî Çelebi, Menâkıb-ı Hazret-i Üveys el-Karanî (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1659/2); Ali el-Kārî, el-Maʿdinü’l-ʿadenî fî fażli Üveysi’l-Ḳaranî (nşr. Abdülbârî Dâvûd, Kahire 2002); Cemâleddin Muhammed, Menâkıb-ı Üveys el-Karanî (trc. Ohrili Hüseyin Mazhar, İstanbul 1333); Şeyh Cemalullah [Cemalettin Server Revnakoğlu], Yemen İllerinde Veysel Karanî (İstanbul 1959).

yuksel dedi ki...

ÜVEYSÎLİK
Bir kimsenin zâhiren görmediği kişi ya da kişilerden mânevî eğitim alması ve bu yolla meydana gelen tarikat anlamında tasavvuf terimi.
İlişkili Maddeler
VEYSEL KARANÎ
Tâbiîn neslinden Yemenli zâhid.
HIZIR
Hz. Mûsâ döneminde yaşayan, kendisine ilâhî bilgi ve hikmet öğretilen kişi.

yuksel dedi ki...

NECDET TOSUN
Tasavvufta, Hz. Peygamber zamanında Yemen’de yaşayıp müslüman olan, ancak kendisiyle bizzat görüşemeyen Üveys el-Karanî’nin (Veysel Karanî) rüya veya diğer mânevî yollarla Hz. Peygamber tarafından irşad edildiği kabul edilir. Bu tür kişilere Üveysî, bu metoda da Üveysîlik denir. Bazı kaynaklarda Üveysîliğin İslâm’dan önce de bulunduğu belirtilmektedir. Hz. Mûsâ zamanında Burh (Burh-i Esved) isminde mütevazi bir kişinin yaşadığı, bu kişinin Allah katında çok değerli olduğu, onun meşrebindeki insanların birbiriyle kalben anlaştığı, bunlara Burhiyân adı verildiği, İslâm’dan sonra da böyle insanlara Üveysiyân denildiği kaydedilir.

Üveysî sıfatı dört grup sûfî için kullanılır. Bunlar Hz. Peygamber’den, Veysel Karanî’den, Hızır’dan veya bir mürşidden ruhanî yolla eğitim gören kişilerdir. Tasavvuf kaynaklarında Üveysîlik’le nitelenen ilk sûfî İbrâhim b. Edhem’dir (ö. 161/778 [?]). Onun Hızır’dan yahut Veysel Karanî’nin ruhaniyetinden feyiz aldığı nakledilir. Yine ilk dönem sûfîlerinden Bâyezîd-i Bistâmî’nin Ca‘fer es-Sâdık’tan, Ebü’l-Hasan el-Harakānî’nin Bâyezîd-i Bistâmî’den Üveysî yolla mânevî eğitim gördüğü kabul edilir. Bazı kaynaklarda da Ebü’l-Hasan el-Harakānî’nin müridi olduğu belirtilen Ebü’l-Kāsım Kürregânî’nin Veysel Karanî’den ruhanî yolla feyiz aldığı ve gençliğinde “Üveys Üveys!” diyerek zikrettiği anlatılır. Üveysî diye kaydedilen çok sayıda mutasavvıf vardır. Meselâ Bahâeddin Nakşibend’i Abdülhâliḳ-ī Gucdüvânî ve Hakîm et-Tirmizî’nin, Ebû Bekir Zeynüddin Tâyebâdî’yi Ahmed-i Nâmekī-yi Câmî’nin, Ahmed Fakih’i Veysel Karanî’nin bu yolla irşad ettiği belirtilir.

yuksel dedi ki...

Üveysîlik konusuna ilk defa Ferîdüddin Attâr’ın 618 (1221) yılında tamamladığı Teẕkiretü’l-evliyâʾda temas edilmiştir. Daha önce yazılan eserlerde bir tasavvuf ekolü veya bir meşrep ve metot olarak Üveysîlik’ten bahsedilmemiştir. Bu konu sonraki yüzyıllarda birçok eserde ele alınmış, Üveysî kabul edilen bazı sûfîler hakkında müstakil kitaplar telif edilmiştir. Bunların daha ziyade Orta Asya ve Doğu Türkistan’da kaleme alındığı görülmektedir. Bu bölgede Üveysî sûfîlere dair üç eser yazılmıştır. Nâsır b. Kāsım Türkistânî Fergānî tarafından XV. yüzyılın ikinci yarısında kaleme alındığı tahmin edilen Ḥadâʾiḳu’l-cinân (Heşt Ḥadîḳa) adlı Farsça eser, aynı yüzyılda Mâverâünnehir’de yaşayan Seyyid Ahmed Beşîrî adlı Üveysîmeşrep şeyhin menkıbelerini ihtiva eder. Eserde Seyyid Ahmed’in Hoca Ahmed Yesevî’nin takipçileri olan Yesevî şeyhlerinden ve özellikle Seyyid Atâ’dan Üveysî yolla feyiz ve icâzet aldığı anlatılır. Kitabın Taşkent ve İslâmâbâd’da yazma nüshaları bulunmaktadır. Konuyla ilgili ikinci eser, Muhammed Şerîf adlı bir Üveysî şeyhinin menkıbelerini anlatan Tezkire-i Hoca Muhammed Şerîf Büzürgvâr’dır. Muhammed Şerîf, Ahmed Yesevî ile Satuk Buğra Han’ın ruhaniyetinden istifade eden Üveysî bir şeyh olup 963 (1556) veya 973’te (1566) Yarkend’de vefat etmiştir. Doğu Türkistan’da Türkçe yazılan eserin manzum ve mensur iki versiyonu vardır. Manzum olanını Muhammed Sıddîk Zelîlî 1742-1744 yılları arasında kaleme almıştır. Müellifi bilinmeyen mensur versiyonun Saint Petersburg ve Lund’da yazma nüshaları mevcuttur. Eser Masami Hamada tarafından Kyoto’da yayımlanmıştır. Üçüncü eser, Ahmed b. Sa‘deddin el-Özgenî en-Nemengânî’nin muhtemelen XVII. yüzyılda Farsça kaleme aldığı, XVIII. yüzyılda Muhammed Gedâ b. Muhammed İbrâhim tarafından Doğu Türkistan’da Türkçe’ye çevrilen ve Teẕkire-i Buġrâ Hânî (Teẕkire-i Üveysiyye) adıyla bilinen eserdir (İslâmâbâd 1376 hş./1998). Kadın ve erkek birçok Üveysî’den söz eden eser Julian Baldick tarafından geniş bir şekilde incelenmiş, Devin DeWeese, Baldick’in çalışmasında tesbit ettiği teknik eksiklikler üzerine bir makale yazmıştır (bk. bibl.). Nakşibendiyye’yi Anadolu’ya getiren ilk Nakşibendî şeyhlerinden Abdullah-ı İlâhî, Üveysîliğin çok seçkin insanların yolu olduğunu ve herkese nasip kılınmadığını söyler. Ona göre Veysel Karanî’nin ruhaniyetine yönelerek feyiz alan kişilerde uzlet, riyâzet ve gönlü dünya bağlarından kurtarma hali görülür. Hakîm et-Tirmizî ve İbnü’l-Arabî’nin ruhaniyetine yönelen kimselere gaybî sırlar açılır; Harakānî ve Bâyezîd-i Bistâmî’ye yönelenlerde fenâ, gaybet ve kendinden geçme, Sadreddin Konevî’ye yönelenlerde ise hakikat ilimleriyle samediyyet (ihtiyaçsızlık) hali zuhur eder.

yuksel dedi ki...

Kaynaklarda Veysel Karanî’den gelen silsilelere de rastlanır. Rivayete göre Veysel Karanî, Hz. Ömer ve Hz. Ali’den hırka giymiş, kendisi de Ebû Ömer Mûsâ b. Yezîd er-Râî’ye, o da İbrâhim b. Edhem’e hırka giydirip icâzet vermiştir. Ni‘metullāhiyye tarikatı şeyhi Ma‘sûm Ali Şah ise Veysel Karanî’nin sülûk görmemiş bir meczup olduğunu, başkalarını irşad edip icâzet vermesinin mümkün görülmediğini söyler. Kaynaklarda Üveysî yolla evrâd veya icâzet almaya dair örneklere de rastlanmaktadır. Meselâ Ahmed b. Abdurrahman’ın İmam Gazzâlî’yi mânen gördüğü ve ondan eserlerini okutma hususunda icâzet aldığı, Ebû Bekir b. Sâlim Bâ Alevî’nin de İbn Atâullah el-İskenderî’nin ruhaniyetinden “Hizbü’l-berr” isimli evrâdı aldığı nakledilir. Çiştiyye tarikatında Üveysîliğe büyük önem verilmiş, şeyhten uzakta bulunan sâlikin Üveysî guslü niyetiyle yıkanıp Veysel Karanî’nin ruhuna Fâtiha okuyarak seyrüsülûke başlayabileceği kaydedilmiştir. Ayrıca receb ayında Veysel Karanî namazı adıyla bir tür nâfile namazın kılınması bu tarikatın gelenekleri arasındadır. Son dönem Osmanlı mutasavvıflarından Osman Şems Efendi ve halifeleri hem Kādirî hem Üveysî olarak tanınmıştır. Üveysî yönü ön plana çıkan bazı tarikatlar günümüzde de varlığını sürdürmektedir. Pakistan’daki Nakşibendî-Üveysî tarikatı ile daha ziyade Avrupa ve Amerika’da faaliyet gösteren İran kökenli Üveysî Şah Maksûdî tarikatı bunlardandır.

Vefat etmiş velîlerin ruhaniyetinden Üveysî metotla feyiz alan sûfîlerden birçoğunun ayrıca yaşayan bir mürşide intisap ettiği görülmektedir. Bazı sûfîlere göre bu daha güvenilir bir yoldur. Zira rüyasında bir velîyi görüp ondan bazı bilgiler alan kişi bunun sadık bir rüya mı yoksa bir aldatmaca mı olduğunu anlamakta zorlanabilir. Bu kişinin yaşayan rehberine danışarak bu bilgilerin dinin kurallarına uyup uymadığını öğrenmesi daha doğru bir davranıştır. Danışacak bir rehberi bulunmayan kişiler ise yanlış fikirlere sapabilir. Bu sebeple bazı sûfîler, “Diri bir kedi ölü bir aslandan daha iyidir” sözüyle yaşayan bir şeyhten eğitim almanın önemini vurgulamıştır.

yuksel dedi ki...

BİBLİYOGRAFYA
Ferîdüddin Attâr, Teẕkiretü’l-evliyâʾ (nşr. M. İsti‘lâmî), Tahran 1374 hş., s. 27-29, 103, 106.

Hasan Dihlevî, Fevâʾidü’l-fuʾâd (nşr. M. Latîf Melik), Tahran 1377 hş./1957, s. 28.

Eflâkî, Menâḳıbü’l-ʿârifîn, I, 39.

Muhammed Pârsâ, Risâle-i Ḳudsiyye (nşr. Ahmed Tâhirî Irâkī), Tahran 1354 hş./1975, s. 12.

a.mlf., Faṣlü’l-ḫiṭâb (nşr. Celîl-i Misgernejâd), Tahran 1381 hş., s. 60-61.

Salâh b. Mübârek el-Buhârî, Enîsü’ṭ-ṭâlibîn (nşr. Halil İbrahim Sarıoğlu – Tevfîk Sübhânî), Tahran 1371, s. 95-96.

Abdullah-ı İlâhî, Zâdü’l-müştâkīn, Süleymaniye Ktp., İbrâhim Efendi, nr. 420, vr. 86a-b.

Abdurrahman-ı Câmî, Nefeḥâtü’l-üns (nşr. Mahmûd Âbidî), Tahran 1375 hş./1996, s. 16, 303, 499, 597.

Fahreddin Safî, Reşeḥât-ı ʿAynü’l-ḥayât (nşr. Ali Asgar Muîniyân), Tahran 2536 şş./1977, I, 126; II, 631.

M. Sıddîk Zelîlî, Dîvân (nşr. İmin Tursun), Beijing/Pekin 1985, s. 478-555.

Muhammed Bâkır b. Muhammed Ali, Maḳāmât-ı Şâh-ı Naḳşibend, Buhara 1328/1910, s. 15-16.

Şeyh Hudâydâd b. Taş Muhammed Buhârî, Bustânü’l-muhibbîn (nşr. B. M. Babacanov – M. T. Kadırova), Türkistan 2006, s. 317.

Harîrîzâde, Tibyân, I, vr. 106a-b.

Ma‘sûm Ali Şah, Ṭarâʾiḳ, II, 48-52.

Hüseyin Vassâf, Sefîne-i Evliyâ (haz. Mehmet Akkuş – Ali Yılmaz), İstanbul 2006, I, 171-200.

Ahmet Yaşar Ocak, Veysel Karanî ve Üveysîlik, İstanbul 1982, s. 91-104.

Gulâm Ali Âryâ, Ṭarîḳa-i Çiştiyye der Hind ve Pâkistân, Tahran 1365 hş., s. 195.

J. Baldick, Imaginary Muslims: The Uwaysi Sufis of Central Asia, London 1993.

Devin DeWeese, An “Uvaysī” Sufi in Timurid Mawarannahr: Notes on Hagiography and the Taxonomy of Sanctity in the Religious History of Central Asia, Bloomington 1993, s. 1-21.

a.mlf., “The Tadhkira-i Bughrâkhân and the Uvaysî Sufis of Central Asia: Notes in Review of Imaginary Muslims”, CAJ, XL/1 (1996), s. 87-127.

Masami Hamada, Hagiographies du Turkestan Oriental, Kyoto 2007, s. 279-302.

A. S. Hussaini, “Uways al-Qaranî and the Uwaysî Sûfîs”, MW, LVII (1967), s. 103-113.

K. Spellman, “A National Sufi Order with Transnational Dimensions: The Maktab Tarighat Oveyssi Shahmaghsoudi Sufi Order in London”, Journal of Ethnic and Migration Studies, XXX/5, Abingdon 2004, s. 945-960.

Julian Baldick, “Uwaysiyya”, EI2 (İng.), X, 957.

Necîb Mâyil-i Herevî, “Üveysiyye”, DMBİ, X, 458-460.

yuksel dedi ki...

<< Yarını görmenin bir yolunu bula mazsak bugünün meselelerini çöze

meyiz.>>

Dean Rusk

yuksel dedi ki...

«Tecrübe haşin bir öğretmendir. Ön- ce imtihan eder, sonra ders verir.»

Vernon Law

yuksel dedi ki...

En büyük şahsiyetler iztıraplardan doğmuştur. En yüce karakterler, ya-

E. E. Chapin

ralarla dağlıdır.»>

yuksel dedi ki...

«Bu topraklar, cesur adamların ülke- si olmaya devam ettiği müddetçe

hür kalacaktır.»>

Elmer Davis

yuksel dedi ki...

Mazisinin şuuruna sahip olmayan bir millet, tıpkı böyle bir fert gibi, zeval rüzgârları karşısında başıboş ve himayesizdir.>>

Lyndon B. Johnson

yuksel dedi ki...

«Dünyanın bütün ordularından güç lü bir tek şey vardır: Zamanı gel- miş bir fikir.>>

Victor Hugo

yuksel dedi ki...

Büyüklük kuvvette değil, kuvveti yerinde kullanabilmektedir.>>

Henry Ward Beecher

yuksel dedi ki...

«Koyunu kurdun ağzından kurtaran çoban, koyunun gözünde hürriyet kahramanı, kurdun gözünde ise hür- riyet düşmanıdır.>>

Abraham Lincoln

yuksel dedi ki...

Ya hep birlikte kardeşçe yaşaya. cak, ya da hep birlikte ahmakça yok olacağız.>>

yuksel dedi ki...

Bir insanı ırkından dolayı sevmek ırkından dolayı ondan nefret etmek derecesinde bir tahkirdir.»

E. E. Cummings

yuksel dedi ki...

Bütün refah imkânlarını bir sınıfa bütün iş yükünü diğerine veren bir cemiyet, her iki sınıfı da manevi b sırlığa mahkûm eder.»>

Lewis Mumford

yuksel dedi ki...

Ailenin çöküşü, fertler için, maddi zevklerin de aydınlatamayacağı bed baht, meyusane ve kasvetli bir ha yat demektir. Milletler için ise bu yavaş bir ölümdür; hatta bütün in- sanlık için de...>>

Jacques Leclerq

yuksel dedi ki...

< Kanunlar perdesi ardında ve ada- let namı altında devam eden bir istibdaddan daha zalimi yoktur.>> Baron de Montesquieu

yuksel dedi ki...

«Söz hakkı hürriyetin başlangıcıdır. Ama bu hakka önem kazandıran şey, dinlemek lüzumudur.>>

Walter Lippman

yuksel dedi ki...

"Ağzınızı her açışımızda, başkaları oradan zihninizi seyreder.»

Bruce Barton

yuksel dedi ki...

Kafinn Cohenende ebod kalması adalettir. (S) 429:26. Söz, 1. mobbas (1) 87:13. Lema 12, ist: (11) 80: ($) 194:11. Şua, & mes (As. M.) 44: 8 mese, hall: (M) 47:12. Mektup, 1. sual

Kafinn Cehennem ite ülfet peyda etmesi. (1.1) 81. Kafir Cehenneme layak bir mahiyet kesb eder. (S.) 32:6. Söz,

Kafiriere Cehennem yok olmaktan hayırlıdır. (1.1.) 81. Kafirlerin cerasi Shirete havale edilir. (EL) 1:75.

Kafirlerin çocuklan ehl-i necattur. (EL) 1:59; (K.L.) 75.

Kafir dünyada connet hayatı yaşar. (M.N.) 60:Katre. Kafirin dünyada cezalandırılmamasının sebebi. (M.N.) 180: Semme, 10. risale: (S) 667 Lemaat: (S) 158:14. Söz, zeyl Kâfirler dünyanın iman için yaratılmıştır. (L) 124:17. Lem'a 6.

nota: (M.N) 134:Zühre, 6. nota

Kafir emanete hiyanet etmiştir. (S) 33:6. Sör. Kafirler hakkında Kuranin rahmet ciheti. (L.) 83:13. Lem'a 8. işa Kafirlerin hayat seyirleri ve akibetleri. (S) 116:11. Söz Kafirin herbir sanat ve sıfatının kafir olması lazım gelmez. (Mn.)

71: (11) 214; (8) 667:Lemaat Kâfirler de Islamiyetin rahmetinden istifade eder. (M.N.) 70: Katre'nin seyli.

Kâfirler iyiliklerinin mükafatını dünyada görür. (M.N.) 60: Katre, hât. Kâfirlerin kılıncıyla fetih, sürür ve ferah istemeyiz. (L.) 108:16. Lem'a 3. sual

Kâfirlerin küfürdeki ittifaklan ehemmiyetsizdir. (M.N.) 135:

Zühre, 6. nota Kafir küfür ve inkanyla ahmakça bir cinayet işler. (S.) 77:10.

Söz, 8. hak.

Kâfirin iki manası vardır. (Mn) 72. Kâfirin istikbali bir günü ellibin senedir. (M.) 306:26. Mektup,

1. mebhasın sonu. Kâfire kafir dememek. (Mn.) 71, 72.

FIHRIST/412

yuksel dedi ki...

afür büyük bir cinayettir. (S.) 290:23. Söz, 2. mebhas; (S.) 429:26. Söz, 1. mebhas; (M.) 47:12. Mektup, 1. suâl üfür Cehennemin yaratılmasına sebeptir. (S.) 464:28 Söz, z

üfür cereyanının yediği semavf tokat. (K.L.) 161.

z, zeyl

üfür cinayetini ancak Cehennem temizler. (Ş.) 10:2. Şua, 1. mak. üfür dünyada da cehennemi netice verir. (E.L.) 2:216; (S.) 578:32. Söz, 3. mev. 2. mebhas; (S.) 23:2. Söz. üfür herşeyi birbirine düşman eder. (M.N.) 77:Hubâb

üfür iki kısımdır. (L.) 82:13. Lem'a 8. işâ; (Ş.) 86:7. Şua, muk. Küfür inkardır, reddir, adem-i kabüldür. (S.) 154:14. Söz, 5. si. Küfür insanı aciz bir canavar hayvan eder. (S.) 285:23. Söz, 1.

mebhas, 4. nokta Küfür insanı elmastan kömüre dönüştürür. (S.) 282:23. Söz, 1. meb. 1. nok.; (M.N.) 60:Kat. hât.

Küfürle itham etmekten sakınmak gerekir. (Ş.) 358:14. Şua.

hatâ sevap cetveli.

Küfür kâinatı müthiş düşman taifeleri olarak gösteriyor. (H.Ş.)

75:Zeyl.

Küfür korkaklık verir. (H.Ş.) 77.

Küfür makamına ancak terhib ve tahvif münasiptir. (İ.İ.) 70. Küfür mânevî bir cehennemin çekirdeğini taşıyor. (S.) 23:2

Söz; (B L.) 152; (M.N.) 88:Hubâb

.

Küfür mâzi ve istikbali karartır. (Ş.) 168:11. Şua; (As. M.) 17:3. mes. Küfür mutlak cinâyettir. Affa kâbil değil. (S.) 80:10. Söz, 9. hak.

Küfür ölümü idâm-1 ebedf mâhiyetine getirir. (H.Ş.) 75. Küfür tecessüm etse Cehennem olur. (Ş.) 194:11. Şua, 8. mes.; (As. M.) 44:8. mesele, bir hülasa

Küfür ve isyan tahriptir. (S.) 429:26. Söz, 1. meb.

Küfür yolu zordur. (M.N.) 68:Katrenin zeyli. Müslümanlara ülfeti mümkün olmayan kâfire sevgi duyulmaz. (M.N.) 76:Hubâb

FIHRIST/414

yuksel dedi ki...

Resûlullah hakkında hatıra gelen çirkin düşünceler imana sarar vermez. (L.) 79:13. Lem'a 6. işaret Tevhid şirki reddeder. (30. Lem'a 4. Nük. 5. Ig) 308.

Zulme maruz kalan kâfirin âhiretteki durumu (K.L.) 45.

KÜRT-KÜRTÇE

Bediüzzaman bir dindar Türkü lakayd çok Kürde tercih etti.

(E.L.) 1:276.

Bediüzzaman'ın eski eserleri Arap abasını, Türk pantolonunu

giymiş külahlı bir Kürtür. (Mn.) 13. Bediüzzaman kendine vekaleten Kürtlerin sonraki nestine M nazarat isimli eseriyle hitap ediyor. (Mn) 20

Bediüzzaman Kürtlere, "Hükümetin işine karışmayacage. Chr

kü hikmet-i hükümeti bilmiyoruz" dedi. (D.H.O)23 (TH)60

Bediüzzaman "Biz ki Kürdüz, aldanınız fakat aldatmayız"

diyor. (D.H.Ö. İç,Reç.) 1:54

Bediüzzaman'ın Kürtlere nasihati. (D.H.Ö.) 57, 59, 60; (Mk. İ Reç.) 2:295.

Bediüzzaman'ın Kürtlerin eğitimine verdiği önem. (Mk. I. RJ 2:294.

Bediüzzaman Kürt aşiretlerine Meşrutiyeti anlatan telgraflar çekti. (D.H.Ö.) 21; (T.H.) 59.

Bediüzzaman Kürtçe için "lisân-1 millimiz" diyor. (D.H.Ok

Reç.) 1:95.

Bediüzzaman Meşrutiyetin 2. yılında Kürt aşiretlerine Meşruti yeti anlattı. (Mn.) 19.

Bediüzzaman Meşrutiyeti Kürtlere müjdeledi. (Mn) 20, 21, 42. Bediüzzaman, "Türkler bizim aklımız, biz de onların kuvve tiyiz." diyor. (Nk. İç. R.) 2:256.

Ermeniler Kürtleri aldatmak istiyor. (Mk. Iç. Reg.) 2:303 Her millette olduğu gibi Kürtler arasında da bizi hamiyetsizler

türemiştir. (Mk. İç. R.) 303.

yuksel dedi ki...

sadece Allah c. c. in bildiği sirlar,
Sadece Allah ile peygamberlerin bildiği sırlar,
Sadece devletin bildiği sırlar.
Asr Suresi
sırlara yemin olsun ki.
Anlaşılabilir mi?!

yuksel dedi ki...

Bulmadım dünyada gönüle mekân Nerde bir gül bitse etrafi diken
Edebiyatimizda İsimler ve terimler
Dr. Arslan Tekin
Bilgeoguz
sy. 647.

yuksel dedi ki...

HZ. EBU BEKİR'İN ÖLÜMÜ

Hz. Ebu Bekir ölüm yatağına yatınca kızı Hz. Aişe onun yanına geldi ve:

"Ölüm gelip çattığı ve kalpte sıkıştığı zaman, artık servetinin sana faydası olmaz."

Beytini okudu. Hz. Ebu Bekir gözlerini açtı ve şöyle dedi:

Öyle konuşma. Yalnız;

وَجَاءَتْ سَكَرَةُ الْمَوْتِ بِالْحَوذَلِكَ مَا كُنتَ مِنْهُ تَجِيدُ

"Bir gün ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir. Ey insan, işte bu senin öteden beri kaçtığın şeydir."

(Kaaf sûresi, âyet:19)

Bu sözlerinden sonra da şunları söyledi: "Elbiselerim olan şu iki elbisemi yıkayın ve beni onlarla birlikte defnedin. Çünkü yaşayanlar yeni el- biselere muhtaç değildir."

yuksel dedi ki...

RİSALE-İ NUR'DAN Ehl-i dalâletin çoğu ceza almadan, ehl-i hidayetin de çoğu mükâfat görmeden buradan göçüp gidiyorlar. Demek, bir mahkeme-i kübraya, bir saadet-i uzmaya bırakılıyor.

SÖZLÜK

ehl-i dalâlet: dinden ayrılanlar, sapkınlar. ehl-i hidâyet: iman ve İslâm yolunda olanlar. mükâfat: ödül. saadet-i uzma: büyük

mutluluk.

yuksel dedi ki...

İmanı kurtarmak ve kuvvetlendirmek ve tahkikî yapmanın en kısa ve en kolay yolu Risale-i Nur'dadır. Kastamonu Lahikası

yuksel dedi ki...

Devletim Yıkılır mı?”

Yavuz Sultan Selim, Piri Mehmed Paşa ile sohbet ederken, soh- betle ilgisiz bir sual sordu:

"Allah'ın izni ile büyük fetihler yaptık. Hâdimü'l-Haremeyni'ş- Şerifeyn a unvanına kavuştuk. Allah bize her zaman ve her mekânda zafer lütfetti. Hazinelerimiz tepeleme altın ile doldu. Buna rağmen bu devlet yıkılır mı?"

Piri Paşa şöyle cevap verdi:

"Hünkârım! Bu sendeki hal, sendeki ruh, sendeki kararlılık, sebat ve faziler sürdükçe bir şey olma ihtimali yoktur. Velâkin to- runlarınızın zamanında Rabbin ihsân ettiği mükâfatların, nimetle- rin şükrü eda edilmez, emanetlere sahip olunmaz ve hak tevzi edilmez

ise, yıkılır!"

"Nasıl?" diye tekrar sordu Yavuz Padişah.

"En çok şu üç şeyden endişe ederim" diye cevap verdi Piri

Paşa...

yuksel dedi ki...

Ve devletleri yıkan sırrı tek tek saymaya başladı: "Bir: Sadrazamlık makamı, liyakate göre değil de, menfaat ka şılığı olarak cahil ve ahmakların eline geçerse...

“İki: Dünya malı, kalpleri işgal eder, rüşvet kapısı açılır, altı her kapıyı açar ve bu yüzden makamlar ehliyetsizlere verilirse...

"Üç: Devlet adamları, hanımlarının tesirine girer ve onların arzularına göre devleti yönetmeye başlarlarsa, bu devlet yavaş yavaş inkıraza (yıkılmaya) yüz tutar.'

Piri Paşa'nın bu sözleri karşısında Yavuz bir süre suskun kaldı. Derin derin düşündü. Sonra tasalı tasalı vezirinin yü-

züne baktı:

"Rabbim bizleri böyle bir akıbete dûçâr olmaktan korusun!

Haram vemeven ordu

diye duâ etti.
Yavuz Sultan selim
ve Kutsal Emanetler
Yavuz Bahadiroglu
sy. 217,218.

yuksel dedi ki...

Yavuz Sultan Selim ve Kutsal Emanetler

sağlamak için, milli hislerin geliştirilmesine, milliyetçiliğin ya- yılmasına çalışıldı. Mustafa Kemal'in kişiliğine yönelen bağlı- lik, sultan ve halifeye duyulanın yerini aldı. Milleti yüceltmek emel ise hiç olmazsa aydınlara erişilmesi güç, kendilerini ver- melerini gerektiren bir ideal verdi. İhdas edilen milli bayram- lar, düzenlenen törenler, dinî tören ve bayramlarda duyulan hislerin milli günlerde de duyulmasını sağlamaya çalıştı ve bunda başarıya ulaştı. (Cumhuriyet Tarihimiz, s. 82-83).

Şimdi hepimizi uzun uzun düşündüreceğine inandığım konuya geçelim. Aynı ders kitabından aktarıyorum:

"Arap harflerini kullanmanın doğurduğu güçlükler milliyetçi- lerce düşünülürken, Sovyetler Birliği'ndeki Türk Cumhuriyetle- ri'nde Arap yazısı yerine Lâtin harfleri kabul edildi. Değişikliğin amacı Sovyet Türklerini kültürel bakımdan Türkiye'den ve dinî bağ- ları olan Araplardan ayırmak olmasına rağmen, milliyetçi kadroya Latin harflerinin Türkçe için çok daha uygun olacağını gösterdi.

H. Ritter şöyle diyor: "Lâtin yazısından beş defa kısa ve hari- kulâde müsait olan Arap yazısı okuma yazmayı kolaylaştırdığı için İslâm âlimleri sayısız eser vermiştir (Classicisme et Declin cultu- rel dans l'histoire de Islâm, Paris 1957, s. 178-179).

Prof. Osman Turan da aynı konuda şu görüşleri dillendi- riyor:

"Gerçekten İslâm harfleri şakulî, ufkî ve inkinaî olduğundan onunla bir metnin yazılması ve okunması, zaman ve emek tasarrufu sağlar; Latin harfleri gibi sadece ufkî ve uzun olmadığı için muha- keme mana üzerinde toplanır. Lâtin harfleriyle yazılı bir kelime in- celenirken, eski yazı ile bir bakışta bir cümle okunur, hatta bir Yavuz Sultan selim
ve Kutsal Emanetler
Yavuz Bahadiroglu
sy. 9,10,11.

yuksel dedi ki...

Vatan hainlerini putlastirdilar
kahramanlastirdilar
Mustafa Kemal ve İnönü
İslam dini oldurulecek
Yahudiler ve masonlar
Biz Turkleri savaşarak yenemiyecegiz, ancak İslam dininden çıkartarak yenebiliriz.
Haim Naum
Mustafa Kemal ve inonuyu dost bulmuş (İslam dinine dusman) ve böylece Turkiye Cumhuriyetin temelleri dinsizlikle....... (Lozan in gizli madde leriyle)
istisna olarak Mustafa Kemal Atatürk ün gizli vasiyeti aciklanabilseydi Turkiye de her şey degisebilirdi (İsmet Bozdag
17 Ocak 1988
Nokta Dergisi....
atılmıştır.

yuksel dedi ki...

1) Lozanin gizli protokolleri vardır.

(2) Emperyalist ve sömürgeci devletlere Hilafetin kaldırılacağı sözü verilmiştir.

(3) Hilafetle birlikte İslam hukuku, Şeriat kanunları da kaldınlacak,

(4) Onların yerine Avrupa kanunlan konulacaktır.

(5) Müslüman kadınlar açılacaktır.

(6) Arap-İslam yazısı bırakılacak, Latin-Frenk yazısı alınacaktır.

(7) Türkiye İslam ve Türk dünyası ile ilgilerini kesecek, Avrupa medeniyetine yönelecektir.

17 Temmuz 2017 09:48

yuksel dedi ki...

1923'ten bu yana 87 yıl geçti, Lozan'ın gizli protokolleri ile ilgili yeterli bilgi bulanamadı. Bu konudaki araştırmalan Müslümanların yapmaları gerekirdi, yapmadılar, yapamadılar.

yuksel dedi ki...

SORU: Samimiyet ve gösteriş (ihlas ve riya) ne demek- tir, bunların hükmü nedir? İşlenen amellere ne gibi tesirleri olur? Cevaplandırır mısınız?

CEVAP: Yetkili din bilginlerimize göre samimiyet (İhlas) iki kısma ayrılır:

1 Amelde samimiyet, 2- Sevap beklemede samimiyet.

AMELDE SAMİMİYET: Amelde samimiyet, Allah'a bir

adım daha çok yaklaşmayı dilemek, O'nun buyruklarına derin saygı duymak ve çağrısına koşmak demektir. Sağlam ve sar- sılmaz bir inanca sahip olmak sahibini amelde samimiyet ve Allah'a bağlılığa götürür.

Samimiyetin zıddı, nifaktır. Nifak, Allah'tan başkasına ya- kınlaşmayı dilemek ve başkaları duysun diye ibadet etmek ve

amel işlemek demektir.

YANITLASİL

yuksel3 Eylül 2023 03:43
SEVAP BEKLEMEDE SAMİMİYET: Sevap beklemede samimiyet, hayırlı işler işleyerek karşılığında öbür dünyada menfaat ummak demektir.

Havarîler İsâ Peygamber'e sorarlar: «Samimi (hâlis) a- mel nedir? Allah bağlısı kişi kimdir?» Isâ Peygamber buna şu ibret dolu cevabı verir:

«Samimi amel, katıksız ameldir. Yani yalnız Allah'ın hoş- nutluğunu kazanmayı gaye güden ameldir. Allah bağlısı kişi ise yaptığını sadece Allah için yapan, O'ndan başka kimse- nin işlediği ameli bilmesini istemeyen kişidir.>>

YANITLASİL

yuksel3 Eylül 2023 03:46
Camiu-ssagir
ve Tercümesi
İmam Suyuti
Abdullah Aydın
cilt. 1.sy.12.

yuksel dedi ki...

Dün gece rüyamda acaib şeyler gördüm. Ümmetimden bir kimse gördüm ki, azab melekleri onu kuşatmışlardı da abdesti gelib, onu içinde bulunduğu bu istenmiyen halden kurtardı. Gene bir kimse gördüm ki kabir onu sıkıyordu. Namazı ona geldi ve onu kabir azabından kurtardı. Gene bir kimseye şeytanların musallat olduğunu gördüm. Zikrullahı ona geldi ve şeytanın tasallutundan onu kurtardı. (Şeytanın tasallutu yürek sıkıntısından anlaşılır) Gene ümmetimden bir kimse gördüm ki susuzluktan dili çıkmıştı. Ramazan orucu geldi onu suvardı. Yine bir recul gördüm, kendisini zulmet sarmıştı. Haccı ve umresi geldi ve onu o karanlıklardan çıkardı. Birini de gördüm. Melekül Mevt ruhunu kabz etmek için ona gelmişti. Anasına, babasına yaptığı iyilikler gelip o meleğe karşı çıktı ve geri çevirdi. Bir recul de görüm. "müslamanlarla konuşayım" diyor amma konuşturmuyorlardı. Buna da sılai rahmi gelip "Bu adam akrabasına giderdi" diyerek şefaat etti. Onlarla konuştu ve beraber oldu. Birini de gördüm, Peygamberlerin yanına gitmek istiyor, halka halka kovuyorlar onu. Onu da cünüplükten korkar olması (gusül abdesti) geldi de aldı, onu da yanıma oruttu. Bir recul de gördüm, ateşin şiddetinden eliyle korunmak istiyordu. Sadakası geldi de başı üzerinde gölge yaptı ve yüzüne perde oldu. Birini de gördüm, zebaniler kendisini almaya gelmişti. Yaptığı emri bil maruf, nehyi anil münkeri geldi de kendisini kurtardı. Bir recul de gördüm, ateşe atılmış (Allah korkusundan döktüğü) göz yaşları geldi de onu Cehennemden kurtardı. Birini de gördüm, defterini solundan veriliyor. Allah korkusu geldi, onu kurtardı ve defterini sağa aldı. Terazisi hafif gelen bir kimse gördüm. Kendinden evvel ölen çocukları gelip mizanını ağırlaştırdı. Cehennemin kenarında bir adam gördüm, onu da oradan Allah korkusu kurtardı. Birini de gördüm, hurma sazı gibi titriyordu. Allah'a hüsnü zannı geldi ve titremesi durdu. Sırat köprüsünde düşe kalka giden birini gördüm. Onu da selatı selamı gelip kurtardı ve sıratı geçene kadar doğrulttu. Biriside Cennetin kapısına kadar geldi fakat kapılar kapanıyordu. Onu da Kelimei Şehadeti gelip Cennete koydu.
Ravi: Hz. Abdurrahman (r.a.)
Sayfa: 147 / No: 8
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

222/Riyazu's San

Konu

Kul eüzü birabbi'n-nâs.

Kur'an bize yeter diyenler

1,46

1,474

.1,501

VI, 663 V, 432

.1,27

1,539

VII, 731,732

VI, 553, 592

VII, 96

VII, 98, 99

VI, 638

III, 679 VI, 466

III, 174

V, 159 1,557

II, 190

VI, 73 11, 209

11, 156, 164

1,176

11, 207

III, 134, IV, 121, 122

Kunut meselesi...

alçalmasına vesiledir.

Kul eüzü birabbil-felak..

Kul hakkı şehidi bile cehenneme götürür. Kul hakkına ashabın verdiği ehemmiyet.

Kul hakkından kurtulmanın yolları Kul hakkını Allah bağışlamaz.

Kul hakkını şehidlik de ortadan kaldırmaz.. Kul hakkıyla kıyamete varmamak gerekir.

Kul hüvallahü ehad..

Kul öldüğü hal üzere diriltilir.. Kul, Allah'tan ne umarsa onu bulur.

Kula yakışan tevazudur.

Kulağın şerrinden Allah'a sığınmalıdır. Kulak hırsızlığı yapanın cezası

Kulak sorumludur...

Kulak, göz ve gönül yaptıklarından sorumludur. Kulakların zinası dinlemektir.

Kullar günah işlemeseler, Allah günah işleyip

tövbe eden kullar yaratır.

Kullara verilemeyecek isimler.

Kulların acizliği, Allah'ın azameti..

Kulların Allah üzerindeki hakları. Kulluğu organların yapış şekli..

Kulluğu ölene kadar sürdürmeliyiz..

Kumasına gösteriş yapan neye benzer?.

Kur'an âyetlerini te'kid sünnetin görevidir. Kur'an bazılarının yükselmesine bazılarının

V, 125

VII, 341, 322

Cild ve Sayfa

.V, 166

V, 166

YANITLASİL

yuksel4 Eylül 2023 23:31
Riyazu's Salihin
Imam Nevevi
Kampanya Kitaplari
sy. 222.

YANITLASİL

Yorum Gönder
Bu blogdaki popüler yayınlar
İman
Mayıs 04, 2023
DEVAMI
ruhu l furkan tefsiri
Şubat 13, 2021
DEVAMI
hülasatü l beyan tefsiri
Şubat 13, 2021
DEVAMI
Blogger tarafından desteklenmektedir
Tema resimleri Michael Elkan tarafından tasarlanmıştır

YUKSEL
Vasiyet ve mustafa
PROFİLİ ZİYARET EDİN
Arşivleme
Kötüye Kullanım Bildir

yuksel dedi ki...

İslâm dini, fâizi kesinlikle yasaklamış ve fâiz- le iştigal etmenin hem dünyada hem de âhirette za- rarlı olduğu açık bir şekilde anlatılmıştır. Bu gün bazı kimseler bu mevzuda tereddüde düşüyorlar, bir türlü akılları almıyor veya ermiyor. İslâm'da fâizin haram edilmesi, evvel emirde diğer haram- arda olduğu gibi bir imtihandır. Gerçek ma'nada müslüman olabilmemiz için kendi aleyhimize de ol- sa onu kabul edip uygulamak zorundayız. Diğer bir husus, dünya çapında büyük iktisatçıların çoğu da âizi toplum için zararlı görmektedir. Bir müslüman nkâr etmeksizin fâiz alır veya verirse günahkâr lur, ama İslâm'dan çıkmaz. İnkâr eden ise İslâm'- dan uzaklaşır. kaçınalım.)
Kur'an i Kerim ve Türkçe Açıklamalı Tercümesi
sy. 46.

yuksel dedi ki...

En Büyük Şifre!

Rabbin ismiyle, yani «besme- le» ile okumak, idrâkin ve is- tifâdenin en büyük şifresidir.

Cenâb-ı Hak, izzetine yemin ederek vaadde bulundu ki,

Mü'min bir kul bir işe başlarken besmele çekerse o iş kendi- sine bereketli kılınacaktır.

Şairin dediği gibi:

Öyle bir söz ki, sözün tâcı, özün şifresidir, En çözülmez düğümün, besmele. tek çâresidir. (Seyri)

yuksel dedi ki...

Deccalın önü sıra hilekâr seneler vardır. O senelerde sadıklar yalanlanır, yalancılar tasdik olunur. Eminlere hain, hainler emin nazarı ile bakılır. Ve halıkın umuru hususunda "Rüveybida" söz sahibi olur, "Rüveybida nedir?" diye soruldu. Buyurdu ki: "Umumun işlerinde söz sahibi olan fasık bir kimsedir.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
Sayfa: 117 / No: 2
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

Namaz Kılmayan Bir Kadınla Evlilige Devam Etmek

Hulasa'da; Namaz kılmayan bir hanımı olan bir kişi, hanımın boşar der. Onun zahiri vücubdur, çünkü masiyet üzerine israr eden kim- se ile yaşamak haramdır denilmiştir. İmam Ebu Hafs el-Kebir (Rahmetul- lahi Aleyh) dedi ki: Allahu Teâlâ ile, mehri boynunda olarak karşılaşmak, kendisiyle beraber namaz kılmayan bir kadın ile karşılaşmaktan daha iyidir. Çünkü kasten namazı terketmek büyük günahların da en büyüğündendir. Bazılarının katında ise küfürdür. O halde mü'mine layık olmaz ki, Allahın düşmanını dost tutsun, onunla muâşeret etsin ve gece, gündüz ona baksın.

Bezzâziye'de der ki: Ev halkını namaza sevketmek ve teşvik et- mek, rızık kapısının açılması için bir sebeptir.

Bir haberde şöyle buyrulur: "Namazı küçük gören kimse yer ve gök ehlinden bütün yaratıklara eziyet vermiş demektir." Çünkü melek- ler, muti kişilerden sâlih amellerin nurlarının yükselmesiyle sevinirler ve onlardan bunların kesilmesinden de eziyet duyarlar. Masiyetin uğursuzluğu ile yağmur azalır, bitkiler de o sebeble azalır. Böylece yırtıcılar, vahşi hayvanlar, kuşlar ve benzeri yer halkının geçimi daralır. Nitekim Şeyh Zâde Haşiyesi'nde böyle anlatır
Tarikat - i Muhammediyye Şerhi
BERIKA
Konyali
Muhammed Mevlana
Ebu Said Hadimi
Kahraman Yayınları
cilt. 5.sy.382.

yuksel dedi ki...

GİZ (Os. Sır, Fr. Secret, Al. Geheimnis, Ing. Secret, Lâ. Secretum) Bir kimsenin bildiği ve gizli tutmak zorunda bulunduğu bilgi... Meslek sırrı, banka sırrı, hekimlik sırrı, devlet sırrı, askerlik sırrı gibi çeşitli biçimleri vardır. Ki- mi sırların açıklanması suçtur ve yasalarca ce- zalandırılır.

yuksel dedi ki...

4799- Hiçbir peygamber yoktur ki, ümmeti arasında bir veya iki öğretici bulunmasın. Eğer benim ümmetim içinde bir tane bulunursa o da Hattab'ın oğludur. Çünkü hak Ömer'in kalbinde de dilinde tahakkuk etmektedir.

٤٨٠٠ - مَا مِنْ نَبِي إِلا لَهُ نَظِيرٌ فِى أُمَّتِي وَأَبُو بَكْرٍ نَظِيرُ إِبْرَاهِيمَ وَعُمَـــ نَظِيرُ مُوسَى وَعُثْمَانُ نَظِيرُ هَرُونَ وَعَلِيُّ بْنُ أَبِي طَالِب نَظِيرى وَمَنْ سَرَّهُ اَنْ يَنْظُرَ الى عِيسَى عِيسَى بْنِ مَرْيَمَ فَلْيَنْظُرْ إِلَى أَبِي ذَرِ الْغِفَارِي * (كر عن انس)

4800- Hiçbir peygamber yoktur ki, onun ümmetimde bir benzeri bulunmasın. Ebu Bekr İbrahim'in, Ömer Musa'nın, Osman Harun'un benzeridir. Ali b. Ebi Talib de benim benzerimdir. Meryemoğlu İsa'yı görmekten hoşlanan kimse varsa, Ebu Zerri'l-Gifari ye baksın.
Ramuz ul Ehadis
Hadis Ansiklopedisi
Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi
cilt. 2.
sy.1115.

yuksel dedi ki...

Kıyametin önü sıra karanlık geceler gibi fitneler vardır. O fitne devrinde adam sabah mü'min, akşam kâfir olur. Ve akşam mü'min sabah ise kâfir olur. O zaman oturan, ayakta durandan hayırlıdır. Ayakta duran yürüyenden hayırlıdır, yürüyen ise koşandan hayırlıdır. O devirde okların yayını kırın, kirişlerini koparın, kılıcınızı da taşa vurun, evinize çekilin. Birinizin evine girilse ve üzerinize varılsa o zaman Adem (a.s.)'ın iki oğlundan hayırlısı gibi olun. (Yani öldürülen gibi.)
Ravi: Hz. Ebû Mûsa (r.a.)
Sayfa: 121 / No: 5
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

Kıyametin önü sıra yalancılar vardır. Onlardan sakının.
Ravi: Hz. Câbir İbni Semure (r.a.)
Sayfa: 121 / No: 1
Ramuz El-Ehadis

yuksel dedi ki...

Ben Onu Cehennemde Gördüm / 25

mer b. Hattâb (r.a) şöyle anlatır:

Hayber Gazvesi günü idi. Hz. Peygamber'in ashâbından bir grup geldi ve:

"-Falanca şehit, falanca da şehit❞ dediler.

Sonra bir adamın yanından geçerken:

"-Falanca kimse de şehit olmuş" dediler.

Bu defâ Efendimiz (s.a.v):

"-Hayır, ben onu, ganîmet mallarından haksız yere aldığı bir hırka içinde cehennemde gördüm" buyurdu. Sonra da:

"-Ey İbn Hattab, git ve insanlara «Cennete ancak mü'min-

ler girebilecektir» diye nidâ et!" buyurdu. Ben de çıktım ve: "Cennete ancak mü'minler girebilecektir" diye nidâ ettim. (Müslim, Îmân, 182)

Kul hakkı o kadar mühimdir ki en yüksek makamlardan bi- ri olan şehidlik bile onu affettiremez. Bu sebeple haksız kazanç ve haramdan şiddetle kaçınmak gerekir.

Peygamber Efendimiz'in cennete sadece mü'minlerin girebi- leceğini îlan ettirmesi, haksız kazancın îman ile bağdaşmadığını göstermektedir.■
Hz. Ömer den 111 Hatıra
sy. 77.

yuksel dedi ki...

► Zulüm ile abat olanın akıbeti berbat olur. (atasözü). Zorbalıkla varlık sa-

hibi olanın sonu kötü olur.

Zurnanın zirt dediği yer. (deyim).

Sürdürülen işin en önemli yeri.

yuksel dedi ki...

ZULFU YARE DORUNMAK İş başında olanları ya da hatırlı, nüfuzlu kişileri gücendirecek söz söylemek, darılmalarına yol açmak.

"Şöyle güzel bir üslupla, zülfü yare dokundurmadan her şeyi bir bir anlatmaya çalış.

yuksel dedi ki...

Bakalım devletin derin devlete karşı mücadelesi nerelere gelecek. Adalete gerçekten güvenecek miyiz yok- sa seçilmişlerle atanmışlar arasındaki bu mücadele, yine gözlerimizi bağlayacak mı?

Susurluk'u unutturmayacağını söyleyenler susalı çok oldu. Bakalım Ergenekon ne olacak?
Ergenekon un Derinlerinde
Hazırlayan :Cem Aydın
sy. 7.

yuksel dedi ki...

Levh-i Mahfûz'daki ilimlere melek- ler de vâkıf olabilir, bâzı evliyâ hattâ kümmel-i evliyâdan bir kısmı da muttalî olabilir. Onun için Levh'in ve Kalem'in ilimleri Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve sel- lem)in ilimlerinin cüzü sayılırlar.

Allah-u Te'âlâ Mi'râc Gecesi Rasû- lü'nü Levh-i Mahfuz'un tamâmina vâkif kıldı, sonra ona Zâtı hususunda fazladar ilimler ilâve etti, nitekim Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve sellem):

ثُمَّ عُرِجَ بِي حَتَّى ظَهَرْتُ لِمُسْتَوَى أَسْمَعُ فِيهِ صَرِيفَ الْأَقْلَامِ.»

"Sonra (öyle bir düzgün yere) yükse tildim de, orada (kaderleri yazan) ka lemlerin çıkardığı sesi duydum." (e Buhârî, es-Sahîh, rakam:342, 1/135) buyuruyo

yuksel dedi ki...

3) Ibnu Abbas (Radıyallahu Anhümâ)dan rivayet edildiğine göre; Levh-i Mahfûz beyaz bir inciden yaratılmış olup, uzun- luğu gökle yer arası kadar, eni de doğu ile batı arası kadardır, iki kenarı kırmızı yakuttandır, incilerle bezenmiştir.

Allah-u Teâlâ her gün üç yüz altmış kere ona nazar etmektedir. Her bir naza- rında da yaratır, rızıklandırır, azîz eder, zelîl eder, yok eder, bâkî bırakır, diriltir, öldürür, esir eder, esaretten kurtarır, dile- diğini yapar.

İşte Allâh-u Teâlâ'nın:

كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ

"O (Rahmân Te‘âlâ) her an önemli bir iştedir (ki, bu cümleden olarak; duâ- ları kabul etmekte, sıkıntıları gidermek- te, kimilerini yaratmakta, kimilerini yok etmekte ve üstün hikmetlerine mebnî irâdesi gereği, her an birtakım hâller or- taya çıkarmakta, diğerlerini ise ortadan kaldırmaktadır)." (er-Rahmân Sûresi:29) âyet-i kerîmesinin tefsîri budur."

yuksel dedi ki...

Sidkin ziddi)

KIZB: Yalan. Yalan söyleme.

(Kizb, küfrün esasıdır. Kizb, nifakın birinci alâmetidir. Kizb, Kudret-i İlâhiyyeye bir iftiradır. Kizb, Hikmet-i Rabbaniyyeye ziddir. Ahlâk-i âli- yeyi tahrib eden kizbtir. Álem-i İslâmı zehirlendi- ren, ancak kizbtir. Alem-i beşerin ahvalini fesada veren, kizbtir. Nev-i beşeri kemalâttan geri bi- rakan, kizbtir. Müseylime-i kezzab ile emsalini â- lemde rezil ve rüsva eden, kizbdir. İşte bu sebebler- den dolayıdır ki; bütün cinayetler içinde tel'ine, tehdide tahsis edilen, kizbdir...

Sual: Bir maslahata binaen kizbin câiz oldu-

YANITLASİL

yuksel14 Eylül 2023 07:05
Evet, kat'i ve zaruri bir maslahat 1- çin bir mesağ-i şer'i vardır. Fakat hakikate bakılır- sa, maslahat dedikleri şey bâtıl bir özürdür. Zira u- sul-ü şeriatta tekarrur ettiği vechile, mazbut ve miktarı muayyen olmıyan bir şey hükümlere illet ve medar olamaz; çünki, mikdarı bir had altına alın- madığından su-i istimale uğrar. Maahâza, bir şeyin zararı menfaatina galebe ederse, o şey mensuh ve gayr-i muteber olur. Maslahat, o şeyi terk etmekte olur. Evet, âlemde görünen bu kadar inkılâblar ve karışıklıklar, zararın özür telâkki edilen maslahata galebe etmesine bir şâhiddir. Fakat kinaye veya ta'riz suretiyle yani gayr-i sarih bir kelime ile söyle- nilen yalan, kizbden sayılmaz.i.i.) کربره KİZBERE Baldırıkara ad

KİZBERE

ğu söylenilmektedir... öyle midir

YANITLASİL

yuksel14 Eylül 2023 07:07
Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik
Büyük Lugat
sy. 533,534.

«En Eski ‹Eski   5201 – 5400 / 6314   Yeni› En yeni»