biz peygamberler,insanlarla akılları kadar konuşmakla emrolunduk. eğri oluursan yay gibi elde tutarlar seni,doğru olursan ok gibi yabana atarlar seni.düşmanlarını tanı uzak dur sitem etme.doğru ok hedefe varır.
ilmin mahiyeti bir olsada,okutulma şekli başkadır. beğendiğn şeyde ifrat etme. allah c.c. kulunu tecrübe ve imtihan eder,fakat kul,allah c.c.ı tecrübe ve imtihana tabi tutamaz.
allah c.c. ınrahmet veya gadabından güya fazla rahmet veya gadap taşıma ve gösterme,hatadır. islamiyet,islama hak ve hakikate taraftar ve teslim olma ve ona uymaktır,iman ise,hakkı aklen ve kalben kabul ve tasdik etmektir.
iman tevhidi,tevhid teslimi,teslim tevekkülü,tevekkül saadet i dareyni iktiza eder. iman, insanı insan eder.belki insanı sultan eder.öyle ise,insanın vazife i asliyesi,iman ve duadır.küfür,insanı gayet aciz bir canavar hayvan eder.
küfrün bir sebebi de,nefsin hazır bir dirhem lezzeti ileride verilecek bir ton lezzete tercih etmesidir. her bir günah içinde küfre gidecek bir yol vardır.
cehenneme girmek,amelin cezası ve tam adalettir,cennet e girmek ise, bütünüyle cenab ı allah ın fazl ve rahmetindendir. kafirlerin müslümanlara ve ehl i kuran a düşmanlıkları,küfrün gereğidir.çünkü küfür,imana zıttır.
korkmakla din rüşvet verilmez.korku ve zaaf,harici tesirleri yüreklendirir. eskiden delalet cehaletten gelirdi ve izalesi kolaydı.fakat dalalet şimdi fenden ve ilimden geliyor,dolyısıyla izalesi müşküldür.
filözofların çoğunun batıda,buna karşılık peygamberlerin çoğunun doğu da ortaya çıkması kader i ezelinin işaretidir ki,doğunun hislerine hakim ve doğu yu ayağa kaldıracak olan din dir.
allah c.c.ın hesabına kainata bakan, her ne müşahede ederse ilimdir.eğer gaflet ile sebepler hesabına bakarsa,ilim zannettiği şeyde cehil olur. hayat,cenab ı allah ın varlığına ve birliğine,ölüm ise,o nun bekasına delildir.
cenab ı allah a inanıp dayanan,bir cüz parça iken küll bütün hükmüne geçer ve ona göre güç kazanır. varlıkların en küçükleri gibi en büyük ve küllilerininde kendilerine göre tesbihatı vardır,yani bütün varlıklar,cenab ı allah ı tesbih eder.
insan,ancak nur u tevhid içinde sırr ı ehadiyet inkişaf ettiği anda kendi aczini ve cenab ı allah ın varlğını, birliği ni ve kudreti ni çok daha iyi idrak eder. vicdan,cezbesi ile allah c.c. ı tanır.
fıtratın şehadeti,sadıkadır. varlıklar,yoktan var edilir.ihtira delili denilen bu gerçek de var eden i,yani allah c.c.ı gösterir. mümkünatın varlğı ve farklı farklı kimliğe sahip olmaları,cenab ı allah ın mutlak iradesi ne delildir.
aynada veya şeffaf bir cisimde temessül görünme veya aksetme,farklı şekillerde olur. ilahi kudret in birbirinden daha ince ve daha şeffaf aynaları vardır.
göze görme kapasitesi ve mideye açlık veren ile,sema gözüne ışık sürmesini çeken ve yeryüzünü gıda sofrası olarak seren,aynı zat tır. bir köy,muhtarsız olmaz.bir iğne,ustasız olmaz,sahipsiz olamaz. bir harf,katipsiz olamaz,biliyorsun.nasıl oluyorki,nihayet derecede muntazam şu memleket hakim siz olur.
bir bütün neye muhtaçsa,onun parçaları da aynı şeye muhtaçtır. o halde parça nın yaratıcı sı, bütününde yaratıcısı dır. yeryüzünü,bütün yıldızları ve güneşleri tesbih taneleri gibi kaldırıp çevirecek kuvvette bir ele sahip olmayan,kainatta yaratma ve icat iddiasında bulunamaz.
kudret in tasarrufundaki kapsam ve sınırsızlık,bütün vasıta ve yardımcıları reddeder. ilk insandan bu yana bütün insanların simalarının birbirinden farklı olması,cenab ı allah ın varlık ve birliği nin en net delillerinden biridir.
cismen büyük olma,keyfiyet nitelik açsındanda büyük olmayı gerektirmez. kudret masdardır,kader mistardır.kudret,o manalar kitabını o mistar üstünde yazar.
bakteri ve virüslere varıncaya kadar küçücük canlılardaki çok keskin duyular ve bazı kabiliyetler, manevi melekelerin gücünün maddeye bağlı olmadığını gösterir. her şeyi kuşatan bir ilm in ve mutlak,sonsuz bir varlığın olduğu yerde adem i mutlak,mutlak bir irade nin ve kader in olduğu yerde tesadüf olmaz.
kainatı idare eden zat,her şeyi nizam ve mizan içinde muhafaza etmektedir.nizam ve mizan ise,ilim hikmet irade ile kudretin tezahürüdür. hiç bir kanun yokturki,istisnaları ve o kanun haricine çıkmış fertleri bulunmasın.ve hiç bir külli kaide yokturki,harika ferler ile kısmi olarak sınırlandırımasın.
her bir kemalin,her bir ilmin,her bir terakkinin,her bir fennin yüce bir hakikatı vardır ki,o hakikat, ilahi bir ism e dayanır. yokluktan eşyayı çıkaran kudret,o eşyayı ihmal edip,kendi haline başıboş bırakmaz.ancak hikmet in murakebesi ve nezareti altında terbiye eder ve ettirir.
eşya vücuda geldikten sonra da yaratıcı dan alakası kesilmez.vücudun sürekli tekrarlamasından ibaret olan bekası için daima yaratıcı ya muhtaçtır. bütün maddi güzellikler,kendi hakikatlerinin ve manalarının manevi güzelliklerinden kaynaklanır.ve hakikatleri ise,esma i ilahiye den feyz alırlar ve onların bir nevi gölgeleridir.
kelime i şahadetin bürhanı içindedir ,ondaki iki kelam,birbirine şahiddir. kainattaki intizam ve nizam,ayrıca her bir varlığın mukadderat ı hayatı, kader i ispat eder.
cenab ı hakkın ata,kaza ve kader namında üç kanunu vardır.ata,kaza kanununu,kaza da kaderi bozar. malumun zatı ve hariçteki,yani fiziki alemdeki varlığı,iradeye bakar ve kudrete istinat eder.
insanın ihtiyari,yani iradediyle meydana getirdiği esrlerinin mükemmel olamaması,cebri nefy,ihtiyarı ispat eder. açlık,nimete şükürsüzlüğün ve nimetin kıymetini taktir etmemenin neticesidir.
helal rızık,irade veiktidardan çok,ihtiyaca bakar. halk ı şer şerri yaratmak şer değil, kesb i şer şerri işlemek şerdir.allah c.c.ın her yarattığı, hayır ve güzeldir.
hz.ali,ebu bekir in yerine ilk halife olsaydı,islam ümmeti daha ilk yıllarında parçalanmaktan kurtulamaz,islam da bütün sahihliğiyle bugünlere gelemezdi.
ulema buyurmuştur ki ,öç şey,üç şeysiz kabul edilmez.1.namaz kılıp zekat vermeyenin namazı kabul edilmez.2.ana babasına teşkkür etmeyenin,allahü teala ya da şükrü kabul edilmez.3.allah u teala ya itaat edip resulüne itaat etmeyenin allah u teala ya itaatı da kabul edilmez.ruhu l furkan c.5 s.386,387.
onlar ki,dünya hayatını severek ahirete tercih ederler.insanları allah yolundan çevirirler ve ona o yola bir eğrilik bulmak isterler. işte onlar,haktan uzak bir sapıklık içindedirler.ibrahim as suresi 3.ayet.
onlar ki,dünya hayatını severek ahirete tercih ederler.insanları allah yolundan çevirirler ve ona o yola bir eğrilik bulmak isterler. işte onlar,haktan uzak bir sapıklık içindedirler.ibrahim as suresi 3.ayet.
onlar ki o alçak hayatı severler,dünyayı ahiret üzerine tercih ederler.bu gün yaşayalım da yarın ne olursa olsun derler,dünya için ahireti satarlar ve allah yolundan menederler ve ona ı vicac isterler istikameti hoşlanmaz,allah yoluna eğri der,aykırı gidilmesini isterler,doğruya eğri diye tezvirat yapar.hiylekarlıkla nası sapıtmağa,hak dinini eğmeğe,tahrif ve tebdil etmeğe çalışır,nuru zulmet,zulmeti nur görmek ve göstermek isterler.hak dini kuran dili.ibrahim suresi ayet 3.s. 3010.3011.c.5.
dünya,hikmet yurdu olmakla sebepler üzerinde bina edildiğinden,burada teşekküller tedricidir.ahiret ise kudret yurdu olup,orada sebeplere,zamana ve beklemeye ihtiyaç yoktur.her şey bir anda olabilir.
kuran,sonsuza değin geçmişin,geçmişlerin,ilk muhataplarının ve sonsuza kadar geleceğin bilgisini tam doğru ve çelişkisiz ihtiva etmesi itibariyle de mucizedir.
bir şeyin meyvesi,yani gayesi en evvel düşünülür,demek ki,varolşta enson olan,manen ve düşüncede en evveldir.zat ı ahmediyye s.a.s., kainat ağacının en mükemmel meyveleri olan peygamberleri olan peygamberlerinde en büyüğü,dolayısıyla kainat ağacının en önemli meyvesi olmakla,ilk yaratılan,o nun nuru olmak gerekir. meyve,son ama,çekirdeği barındırmakla aynı zamanda ilktir.
mucize, peygamberlik davasını ispat ve inkarcıları ikna etmek içindir, yoksa imana zorlamak için değildir. çünkü sırr ı teklif,yani insanın sorumluluğu,akla kapı açıp,iradeyi elinden almamayı gerektirir.
sünnet i seniyye içinde bulunan ve islamiyet alametleri olup şiar tabir edilen sünnetler,en mühim sünnetler olup,nafile türünden de olsalar,şahsi farzlardan daha önemlidirler.
rasül ü ekrem e s.a.s.salat u selam getirmek,tek başına bir hak tarikattır.rasül ü ekrem s.a.s.için salat ü selam getirmek,ilahi bir sofra olan makam ı mahmud a yapılan davete icabet etmek demektir.
insan fıtratının gerektirdiği üzere, kulluk yolunda giderse,bütün nimet, lezzet ve kemalata mazhar,enaniyet yolunu takip ederse,çeşit çeşit elem ızdıraplara mahal olmaya namzettir.
Hak adamların yaptığğıyla bilinmez.hak hakikatı neyse öğren ona göre amel et.filanca adam rütbeli söyledi diye hak o olup olmadığı bilinmez.duruma göre yapılan bir amel o yaptı diye hak hakikat olmaz.
bu arada şunu da beyan edelim ki namazsızlık,imansızlıktan sonra en büyük günah olduğuna göre,onlara selam vermenin fetvası da gayet müşkildir.nitekim bir seferinde dört mezhep müftüsü olan Üstadımız Hacı Ali Haydar Efendi (k.s.)hazretlerine bu fetva sorulduğunda "selam Allah'ın rahmetidir kolay kolay herkese verilmez" buyurarak,namazsızlara selam verme fetvasının zorluğunu açıklamıştır. ruh-u Furkan cilt 5 sayfa 471
din,yalnız imandan ibaret değildir. salih amel de,din in ikinci cüz üdür.din, imanın tesiriyle salih amel noktasında herkesin başında herkesin başında her zaman bir yasakçıyı bulundurur.
mahiyeti itibariyle cenab ı allah a en kapsamlı bir ayna olan insanın arş ı rahman veya beytullah olan kalbine yerleştirilen kainat dolusu muhabbet,ona allah ı sevmesi için verilmiştir.
zevale mahkum,hakiki güzel olamaz, dolayısıyla,aşk ı ebedi için yaratılan ve samed aynası olan kalb ile sevilmez ve sevilmemeli.samed aynası olan kalb,ancak allah aşkıyla tatmin olur.
fıtrat,fıtri ve layık olmayan şeyleri reddeder,atar.dolayısıyla,hz. allah tan başkasından korkmak insan için elemli bir bela olduğu gibi,halka allah c.c.için olmayan muhabbet de belalı bir musibettir.
her bir şey cenab ı allah ı tesbih ve o na ibadet eder,fakat her bir şeyin kendi tesbihat ve ibadetini bütün yönleriyle bilip onun şuurunda olması gerekli değildir.
göklerde ve yerde bulunan her şey, cenab ı allah ı hamd ile tesbih eder.fakat vicdanı körelmiş insan, onların tesbih ve hamdini kavramaz da allah a şirk koşar.
zarara rızasıyla girene merhamet edlmez ve o,merhamete layık değildir.hakiki zevk,elemsiz lezzet, kedersiz sevinç ve hayattaki saadet, yalnız imandadır ve iman hakikatları dairesinde bulunur.
kulluk veya ibadet,şükürdür.şükür,nimet verene yapılır.kulluk veya ibadetler de,verilecek bir mükafatın sebebi değil,geçmişte verilmiş olan nimetlere şükür borcudur.
dallar,nimeti rahmet hesabına takdim eder.zahiri sebepler eliyle gelen nimetleri,o sebepler hesabına almamak gerektir.bütün nimetlerin kaynağı ilahi rahmettir.bismillah ile almak bismillah ile vermek.
ibadet,bir diğer açıdan insanın estağfirullah ve sübhanellah ile kusurlarını cenab ı allah ın dergah ı izzetine arz ve ilan etmektir. insana verilen ihtiyaçlar, onların giderilme vasıtalarının yaratıldığını gösterir.
Evet her nefis ölümü tadacak; dünyanın ne üzüntüsü, ne sevinci hiç biri kalmayacak ve sevaplarınızın size tam olarak ödenmesi de ancak kıyamette olacaktır. Dünyada iyi veya kötü bütün çalışmaların sevap veya cezasına yine dünyada elde etmek mümkün değildir. Mesela şehidlerin kanlarıyla kazanılan savaşların başarı meyvelerinden o şehidlerin dünyada istifade etmelerini düşünmek tenakuz (çelişki) olur ki, bütün faziletler de böyledir. Gerçi dünyada hiçbir ücret verilmez de değildir.Burada da bazı çalışmaların karşılığının alındığı da vardır. Fakat bu dünyada sonuç, ölüm ve yok olmak muhakkak bulunduğu için; gelen herhangi bir menfaat ve tad, Kesilme ve sona erme korkusuyla karışık ve muhakkak gam ve kaderle sarılıdır.gamsız sevinç, korkusuz eminlik, iztırapsız lezzet, kesintisiz ebedi saadet kıyamet günüde hasıl olur.mizan ve hesabın temizlenmesi oradadır. Bunun için cehennem ateşinden uzaklaştırılıp cennete sokulan her ki ise, işte o kendini kurtarmış ve her muradına ermiştir. Yoksa dünya denilen o fani hayat, müşterisini aldatan gurur sermayesinden başka hiç bir şey değildir. Serep gibi parıldar, bulut gibi geçer gider."meta"satılık kumaş ve kullanacak aletler ve avadanlıklar, gerek mallar ve diğer genel faydalanmaya yarayan az çok lüzumlu sey manalarına gelir ki, dilimizde "matah"dediğimiz zaman bu manayınkastederiz. "Gurur"aldanmak demek olduğu gibi çoğulu olarak aldatıcılar demek de olabilir . Meta-ı gurur müşteriyi kandirmak için allanip pullanarak hoş gosterilen ve alındıktan sonra aşağılık olduğu anlaşılan meta (sermaye, mal) demektir.işte dünya hayatı budur.bunun alıcısı olanlar, bütün nazar (bakış) ve umidini buna dikenler,ne saadet görülecekse bunda görülecek sananlar adanmış olurlar. HAK DİNİ KUR'AN DİLİ ZAMAN
Herkesin kazanacağı gunah ancak kendisine aittir.bir yük sayibi başkasının yükünü yülenmez bir kimse başkasının mesuliyetine ortak olmaz enam suresinden buyrulmuştur.
Siz bu gün Rabbınızdan gelen açık beyyine (delil) üzerindesiniz. Marufu emir ve Münkerden nehy ve Allah yolunda cihad ediyorsunuz. Sonraları sizin aranızda iki sarhoşluk zuhru edecek. Cehalet sarhoşluğu ve yaşama sevgisi. Bu sebeble haliniz değişecek ve marufu emretmiyecek ve münkerden nehyetmiyecek ve Allah yolunda cihadda bulunmıyacaksınız. İşte o günde Kitap ve Sünnete tutunanlar için elli sıddık ecri vardır. Dediler ki: "Ey Allah'ın Resulü! Bizden mi yoksa onlardan mı?" Buyurdu ki, hayır, bilakis sizden. Ravi: Hz. Muaz ve Enes (r.a.) Ramuz EL-Ehadis 153
Namaz için vaktin evveli Allah'ın rızası , vaktin ortası Allah'ın rahmeti ve vaktin sonu ise Allah'ın affıdır. Kaynak: Ramuz-El Ehadis cilt:1 sayfa:158/7
Esir den yapılmıŞ, elektrik, ziya, hararet, cazibe gibi seyyalat ı latifenin medarı olmuş ve hadiste....gök dondurulmuş bir dalgadır.tirmizi....işaretiyle seyyarat ve nücumun harekatına müsait olmuş ve samanyolu denilen mücerretü s sema dan en yakın seyyareye kadar..risale i nur sözler s.524 .31. Söz.
Ta en yakın seyyareye kadar, muhtelif vaziyet ve teşekkülde yedi tabaka, herbir tabaka alem-i arzdan, ta alem-i berzaha, alem-i misale ahirete kadar birer alemin damı hükmünde birer semanın bulunması Hikmeten, aklen iktiza eder.
İttihad-ı islam partisi % 60-%70 dindar olmak şartıyla şimdiki siyasetin başına geçebilir. Risale-i Nur Külliyatı Fihrist Ve İndeksi ismail Mutlu sayfa 527
her bir namazın vakti,mühim bir inkılabın başı olduğu gibi,azim bir tasarruf u ilahi nin aynası ve bu tasarruf içinndeki en kapsamlı ilahi ihsanların birikme ve yansıma zamanıdır.
insanın mutlak hürriyet ve rububiyet iddiası ve oruç. insan..kendisinin maliki olmayan mecburiyetlerle çevrili bir varlık. insan varlığı, yeme içme ve zevciyet münsebeti ve oruç. risale i nur da külli kaideler cilt 2.s.298.
oruç,insana gerçek mahiyetini öğretir,nefsin serkeşliğini ve firavunluğunu kırar,onu ilahi dergah a sığınmaya sevkeder ve insandaki tevhid inancını pekiştirir.
oruç,nefsin rububiyet ve allah karşısında istiklaliyet idddiasını kırdığı gibi,aczini gösterek onu kulluğa sevkeder ve ona sadece bir kul olduğunu öğretir.
hz.peygamber a.s.allahummağfir li ver hamni va rzukni,duasını oku, çünkü bu dualar senin dünyanı da ahiretini de bir araya getirir buyurdu.islam fıkhı ansiklopedisi cilt 2.s.36.
bu duada allah teala dan istenen gufran örtmek demektir.afiyet, insandan belanın gitmesi demektir. rızıklar iki türlüdür.bedenler için gerekli olan zahiri rızıklar..yiyecek,içecek ve benzeri azıklar..diğeri batıni olan rızıklar olup kalpler ve ruhlar için gerekli olan marifet ve bilgi gibi rızıklardır.
6.148 yorum:
«En Eski ‹Eski 201 – 400 / 6148 Yeni› En yeni»sen nefsinle mücadele et öteki düşmanlarını allah c.c. a bırak.
allah c.c.tan başka ibadete layık hiçbir şey yoktur.
teyze anne makamındadır.
şüphe kesin bilgiye değiştirilmez.
yalanın zehiri yilanın zehirinden keskindir.
hak dini onlara açıklasın diye her peygamberi biz kendi kavminin lisanıyla gönderdik
sebep olan yapan gibidir.
bütün kötülükler bir yerde olsa onun kapısı yalandır.
bütün iyilikler bir yerde olsa onun kapısı doğruluktur,sıdktır.
bir müddet tefekkür,bir senelik nafile ibadetten daha hayırlıdır.
manevi kanun
namazı camide kılarsan elini rızık ile doldururum.
namazı camide kılmazsan gününü meşguliyetle doldururum.
alim ya da ilim talep edenden başkası benden değildir.
ahirete oranla dünyanın büyüklüğü şu kadardır.biriniz denize gider,parmağını içine sokar,oradan çıkardığı şey işte dünyadır.
kula çok konuşmaktan daha şerli bir şey verilmemiştir.
güçlü kimse insanları güreşte yenen değil,belki hiddet anında kendisini
zapteden,iradesine sahip olan adamdır.
farzları yapan en abid kulu olursun,
yasaklarından kaçınan en takvalı kulu olursun,
kanaat sahibi olursan en zengin kulu olursun.
cehennem nefsin arzu ettiği şeylerle,cennetse nefsin sevmediği
şeylerle kuşatılmıştır buyurmuştur.
insan dostunun dinindedir.binaenaneyh
dost edineceği kimiseye dikkat etsin.
taktiri ezel gayrete aşıktır.
sükut eden kimse her beladan kurtulur.
gıybet sözlerin en kötüsü olup,islamda zinadan daha şiddetlidir.
insanın selamete ermesi dilini tutmasındadır.
ya hayır söyle yahut sukut et.
mümini yüzüne karşı övmen onu kılıçla kesmendir.
biz peygamberler,insanlarla akılları kadar konuşmakla emrolunduk.
eğri oluursan yay gibi elde tutarlar
seni,doğru olursan ok gibi yabana
atarlar seni.düşmanlarını tanı uzak dur sitem etme.doğru ok hedefe varır.
tebei nazar, muhali mümkün görür.
bir delilden ksynaklanmayan ihtimalin hiç bir önemi yoktur.
helal dairesi geniştir,keyfe kafi gelir.harama girmeye hiç lüzum yoktur.
dinleyen söyleyenden daha iyi anlayabilir.
ilmin mahiyeti bir olsada,okutulma
şekli başkadır.
beğendiğn şeyde ifrat etme.
allah c.c. kulunu tecrübe ve imtihan eder,fakat kul,allah c.c.ı tecrübe ve imtihana tabi tutamaz.
allah c.c. ınrahmet veya gadabından güya fazla rahmet veya gadap taşıma ve gösterme,hatadır.
islamiyet,islama hak ve hakikate
taraftar ve teslim olma ve ona
uymaktır,iman ise,hakkı aklen ve kalben kabul ve tasdik etmektir.
imanın yeri,kalb ve vicdandır,dimağ
ve zihin ise,iman nurunun yansıdığı yerdir.
imani meselelerin münakaşa suretinde
bahsi caiz değildir.
iman tevhidi,tevhid teslimi,teslim tevekkülü,tevekkül saadet i dareyni
iktiza eder.
iman, insanı insan eder.belki insanı sultan eder.öyle ise,insanın vazife i asliyesi,iman ve duadır.küfür,insanı gayet aciz bir canavar hayvan eder.
küfrün bir sebebi de,nefsin hazır bir dirhem lezzeti ileride verilecek
bir ton lezzete tercih etmesidir.
her bir günah içinde küfre gidecek bir yol vardır.
cehenneme girmek,amelin cezası ve tam adalettir,cennet e girmek ise,
bütünüyle cenab ı allah ın fazl ve
rahmetindendir.
kafirlerin müslümanlara ve ehl i kuran a düşmanlıkları,küfrün gereğidir.çünkü küfür,imana zıttır.
korkmakla din rüşvet verilmez.korku ve zaaf,harici tesirleri yüreklendirir.
eskiden delalet cehaletten gelirdi ve izalesi kolaydı.fakat dalalet şimdi fenden ve ilimden geliyor,dolyısıyla izalesi müşküldür.
filözofların çoğunun batıda,buna
karşılık peygamberlerin çoğunun
doğu da ortaya çıkması kader i ezelinin işaretidir ki,doğunun hislerine hakim ve doğu yu ayağa kaldıracak olan din dir.
allah c.c.ın hesabına kainata bakan,
her ne müşahede ederse ilimdir.eğer
gaflet ile sebepler hesabına bakarsa,ilim zannettiği şeyde cehil olur.
hayat,cenab ı allah ın varlığına ve birliğine,ölüm ise,o nun bekasına delildir.
cenab ı allah a inanıp dayanan,bir cüz parça iken küll bütün hükmüne geçer ve ona göre güç kazanır.
varlıkların en küçükleri gibi en büyük ve küllilerininde kendilerine göre tesbihatı vardır,yani bütün varlıklar,cenab ı allah ı tesbih eder.
insan,ancak nur u tevhid içinde sırr ı ehadiyet inkişaf ettiği anda kendi aczini ve cenab ı allah ın varlğını,
birliği ni ve kudreti ni çok daha iyi idrak eder.
vicdan,cezbesi ile allah c.c. ı tanır.
fıtratın şehadeti,sadıkadır.
varlıklar,yoktan var edilir.ihtira delili denilen bu gerçek de var eden i,yani allah c.c.ı gösterir.
mümkünatın varlğı ve farklı farklı kimliğe sahip olmaları,cenab ı allah ın mutlak iradesi ne delildir.
aynada veya şeffaf bir cisimde temessül görünme veya aksetme,farklı şekillerde olur.
ilahi kudret in birbirinden daha ince ve daha şeffaf aynaları vardır.
göze görme kapasitesi ve mideye açlık veren ile,sema gözüne ışık
sürmesini çeken ve yeryüzünü gıda sofrası olarak seren,aynı zat tır.
bir köy,muhtarsız olmaz.bir iğne,ustasız olmaz,sahipsiz olamaz.
bir harf,katipsiz olamaz,biliyorsun.nasıl oluyorki,nihayet derecede muntazam şu memleket hakim siz olur.
bir bütün neye muhtaçsa,onun parçaları da aynı şeye muhtaçtır.
o halde parça nın yaratıcı sı,
bütününde yaratıcısı dır.
yeryüzünü,bütün yıldızları ve güneşleri tesbih taneleri gibi kaldırıp çevirecek kuvvette bir ele sahip olmayan,kainatta yaratma ve icat iddiasında bulunamaz.
kudret in tasarrufundaki kapsam ve sınırsızlık,bütün vasıta ve yardımcıları reddeder.
ilk insandan bu yana bütün insanların
simalarının birbirinden farklı olması,cenab ı allah ın varlık ve birliği nin en net delillerinden biridir.
benim sünnetimi zayi edene şefaatim haram kılınmıştır.
benim sünnetimi muhafaza edene allah u teala dört haslet ikram eder.
iyilerin kalbinde muhabbet,
kötülerin kalbinde heybet, rızıkta bolluk,
dinde güvenilirlik.
ruhul furkan c.5. s.310.
cismen büyük olma,keyfiyet nitelik açsındanda büyük olmayı gerektirmez.
kudret masdardır,kader mistardır.kudret,o manalar kitabını
o mistar üstünde yazar.
bakteri ve virüslere varıncaya kadar küçücük canlılardaki çok keskin duyular ve bazı kabiliyetler,
manevi melekelerin gücünün maddeye bağlı olmadığını gösterir.
her şeyi kuşatan bir ilm in ve mutlak,sonsuz bir varlığın olduğu yerde adem i mutlak,mutlak bir irade nin ve kader in olduğu yerde
tesadüf olmaz.
kainatı idare eden zat,her şeyi nizam ve mizan içinde muhafaza etmektedir.nizam ve mizan ise,ilim hikmet irade ile kudretin tezahürüdür.
hiç bir kanun yokturki,istisnaları ve o kanun haricine çıkmış fertleri bulunmasın.ve hiç bir külli kaide yokturki,harika ferler ile kısmi olarak sınırlandırımasın.
her bir kemalin,her bir ilmin,her bir terakkinin,her bir fennin yüce bir hakikatı vardır ki,o hakikat,
ilahi bir ism e dayanır.
yokluktan eşyayı çıkaran kudret,o eşyayı ihmal edip,kendi haline başıboş bırakmaz.ancak hikmet in murakebesi ve nezareti altında terbiye eder ve ettirir.
eşya vücuda geldikten sonra da yaratıcı dan alakası kesilmez.vücudun sürekli tekrarlamasından ibaret olan bekası için daima yaratıcı ya muhtaçtır.
bütün maddi güzellikler,kendi hakikatlerinin ve manalarının manevi
güzelliklerinden kaynaklanır.ve hakikatleri ise,esma i ilahiye den
feyz alırlar ve onların bir nevi gölgeleridir.
kelime i şahadetin bürhanı içindedir
,ondaki iki kelam,birbirine şahiddir.
kainattaki intizam ve nizam,ayrıca her bir varlığın mukadderat ı hayatı,
kader i ispat eder.
cenab ı hakkın ata,kaza ve kader namında üç kanunu vardır.ata,kaza kanununu,kaza da kaderi bozar.
malumun zatı ve hariçteki,yani fiziki alemdeki varlığı,iradeye bakar ve kudrete istinat eder.
insanın ihtiyari,yani iradediyle meydana getirdiği esrlerinin mükemmel olamaması,cebri nefy,ihtiyarı ispat eder.
açlık,nimete şükürsüzlüğün ve nimetin kıymetini taktir etmemenin neticesidir.
helal rızık,irade veiktidardan çok,ihtiyaca bakar.
halk ı şer şerri yaratmak şer değil,
kesb i şer şerri işlemek şerdir.allah c.c.ın her yarattığı,
hayır ve güzeldir.
cenab ı hak bir şeyi emreder,o hasen
güzel olur,nehyeder,kabih çirkin olur.
musibet,cinayetin neticesi,hemen ve sonra verilecek iki mükafatın mukaddimesidir.umuma gelen musibet,
çoğunluğun hatasından kaynaklanır.
çoğunluğun hatasından dolayı gelen umumi musibet,yalnızca günahkar zalimlere dokunmaz ve iyi kötü,
masum suçlu ayrımı yapmaz.
müslümanların hata ve günahları,başka dinlerin mensuplarının hata ve günahlarından daha çok gayretullaha dokunur.
mükafat veya ücret,bazen peşin ve avans olarak gelir.
allah rasülü nün ehli beytine sevgisi,biyolojik yakınlıktan ziyade,ehl i beyt in islam içindeki konumu ve vazifesi sebebiyledir.
cüz i fazilette ve hususi bir kemalde mercuh,racihe tereccuh edebilir.
hz. ali ve hüseyin in zahiri başarısızlığı,özünde tam bir başarıdır.
hz.ali,ebu bekir in yerine ilk halife olsaydı,islam ümmeti daha ilk yıllarında parçalanmaktan kurtulamaz,islam da bütün sahihliğiyle bugünlere gelemezdi.
hilafet'in Ehl-iBeyt'te kalmaması ve onlara siyaset sahasında zahiren tam muvaffakiyet verilmemesi,asli vazifeleri itibariyledir.
muhabbetin mana yı harfiyle olanı makbuldür,mana yı ismiyle olanı değil.
her şeyi maddiyatta arayanların akılları gözlerindedir.göz ise maneviyata kördür.
bizim bir şeyi göremememiz,o şeyin olmadığına delil teşkil etmez.
görünmemek,olmamaya hüccet olamaz.
şeytanın varlığı, insanlık adına şer değil,hayırdır.
şeytanın varlığına kat i bir delil,
insan şeytanlarının varlığıdır.
şeytan ın en mühim bir desidesi,kendini kendine tabi olanlara inkar ettirmektir.
şeytanın diğer çok önemli desisesi,
insana kusurunu itiraf ettirmemektir.ta ki,istiğfar ve kendisinden allah a sığınma yolunu kapasın.
şeytanlar tahribat cihetinde gittileri ve az bir amelle çok şer işledikleri için ehl i iman,cenab ı allah ın yardımına şiddetle muhtaçtır.
ruh,ezeli değildir,mahluktur,fakat bakidir.
ulema buyurmuştur ki ,öç şey,üç şeysiz kabul edilmez.1.namaz kılıp zekat vermeyenin namazı kabul edilmez.2.ana babasına teşkkür etmeyenin,allahü teala ya da şükrü kabul edilmez.3.allah u teala ya itaat edip resulüne itaat etmeyenin
allah u teala ya itaatı da kabul edilmez.ruhu l furkan c.5 s.386,387.
dönmemek üzere yokluğa gitme,her şeyi abes eder,herşey israf olur.
insanın birtek ferdi,başta varlıkların bir türü hükmündedir.
insanın ve tabiatın hayatındaki devr i daimler,sürekli ahiret i hatırlatır ve ahiret ten haber verir.
onlar ki,dünya hayatını severek ahirete tercih ederler.insanları
allah yolundan çevirirler ve ona o yola bir eğrilik bulmak isterler.
işte onlar,haktan uzak bir sapıklık içindedirler.ibrahim as suresi 3.ayet.
onlar ki,dünya hayatını severek ahirete tercih ederler.insanları
allah yolundan çevirirler ve ona o yola bir eğrilik bulmak isterler.
işte onlar,haktan uzak bir sapıklık içindedirler.ibrahim as suresi 3.ayet.
onlar ki o alçak hayatı severler,dünyayı ahiret üzerine tercih ederler.bu gün yaşayalım da
yarın ne olursa olsun derler,dünya için ahireti satarlar ve allah yolundan menederler ve ona ı vicac
isterler istikameti hoşlanmaz,allah yoluna eğri der,aykırı gidilmesini
isterler,doğruya eğri diye tezvirat yapar.hiylekarlıkla nası sapıtmağa,hak dinini eğmeğe,tahrif ve tebdil etmeğe çalışır,nuru zulmet,zulmeti nur görmek ve göstermek isterler.hak dini kuran dili.ibrahim suresi ayet 3.s. 3010.3011.c.5.
Ümmetim üzerine korktuklarımın en korkuncu alimin hatası, munafığın kuranla mücadelesi, kendisine fetholunacak dünya.ramuz el ehadis s.113.
dünya,hikmet yurdu olmakla sebepler üzerinde bina edildiğinden,burada teşekküller tedricidir.ahiret ise kudret yurdu olup,orada sebeplere,zamana ve beklemeye ihtiyaç yoktur.her şey bir anda olabilir.
bir şey tekamül kanununa dahil ise o,her halükarda büyüyüp gelişecektir.her halükarda büyüyüp gelişecekse,yine her halükarda ölecektir.
cehennem lüzumsuz değil,çok işler var ki,bütün kuvvetiyle yaşasın cehennem der.cennet dahi,ucuz değildir,mühim fiyat ister.
kuran,ayna ister,vekil istemez.kitaplar,kuran a dürbün olmalı,o nun yerine geçmemeli
kuran ın kapsamı,dernliği ve kuran daki denge,başka hiç bir sözde bulunmaz.
kuran,tevhid in bütün gereklerini ve neticelerini mertebeleriyle muhafaza etmiştir.
kuran ın ayetleri birbirini tefsir ettiği gibi,kainat kitabı da ,satırlarının altında gizlenen ilahi sanat ve hikmeti öyle tefsir eder.
kuran,sonsuza değin geçmişin,geçmişlerin,ilk muhataplarının ve sonsuza kadar geleceğin bilgisini tam doğru ve çelişkisiz ihtiva etmesi itibariyle de mucizedir.
kişinin nerede olursa olsun,allah c.c.unutmaması imanının efdal olmasıdır.
cennetten bir kamçılık yer dünya ve içindekilerinden hayırlıdır.
la ilahe illallah söyliyenden doksan
dokuz belayı def eder ki,en aşağısı
kaygı hem dir.
zekat islamın köprüsüdür.
namaz dinin direğidir.
alim ya da ilim talep edenden başkası benden değildir.
bir işe karar verdiğinde allah c.c. a tevekkül et.
sizin üzerinize fakirlikten korkmam.
servet içinde yüzmenizden korkarım.
hata etmenizden korkmam.lakin kasten yapmanızdan korkarım.
bir şeyin meyvesi,yani gayesi en evvel düşünülür,demek ki,varolşta enson olan,manen ve düşüncede en evveldir.zat ı ahmediyye s.a.s.,
kainat ağacının en mükemmel meyveleri olan peygamberleri olan
peygamberlerinde en büyüğü,dolayısıyla kainat ağacının
en önemli meyvesi olmakla,ilk yaratılan,o nun nuru olmak gerekir.
meyve,son ama,çekirdeği barındırmakla aynı zamanda ilktir.
peygamber efendimiz s.a.s.hangi davada bulunmuşsa,bütün peygamberler,mücizelerine ve bütün veliler,kerametlerine dayanarak ona
şahadet etmişlerdir.
peygamber efendimiz s.a.s.,risaletiyle kainatın yaratılıp bu imtihan yurdunun açılmasına,getirdiği hidayetiyle ebedi saadetin kazanılmasına,kulluğu ve duasıyla cennet in ve ebedi saadetin icadına vesiledir.
mucize, peygamberlik davasını ispat ve inkarcıları ikna etmek içindir,
yoksa imana zorlamak için değildir.
çünkü sırr ı teklif,yani insanın sorumluluğu,akla kapı açıp,iradeyi elinden almamayı gerektirir.
allah c.c.ın izni olmadan peygamberler mucize gösteremeyeceği
gibi,velilerden de keşif ve keramet sadır olmaz.
her bid at.delalettir,sapmadır ve her dalelet ateş tedir.
sünnet i seniyye içinde bulunan ve islamiyet alametleri olup şiar tabir edilen sünnetler,en mühim sünnetler olup,nafile türünden de olsalar,şahsi farzlardan daha önemlidirler.
sünnet i seniyye,baştan sona edeptir.onun hiç bir meselesi yoktur ki,altında bir nur,bir edep bulunmasın.
her şeyi,bütün gizlilikleri gören ve
bilen cenab ı allah a karşı edep,
özellikle edebin bir nev i olan
tesettür de sünnet e uymakla mümkün olur.
rasül ü ekrem e s.a.s.salat u selam getirmek,tek başına bir hak tarikattır.rasül ü ekrem s.a.s.için
salat ü selam getirmek,ilahi bir sofra olan makam ı mahmud a yapılan
davete icabet etmek demektir.
hadis hayatı madenidir ve hakikatı ilham eder.
insan, kainatın her tarafından toplanmış cevherlerden yapılma bir saraydır.dolayısıyla,insan sarayını
yapan,kainatı da yapan ve ona hükmedendir.
insan fıtratının gerektirdiği üzere,
kulluk yolunda giderse,bütün nimet,
lezzet ve kemalata mazhar,enaniyet yolunu takip ederse,çeşit çeşit elem ızdıraplara mahal olmaya namzettir.
Hak adamların yaptığğıyla bilinmez.hak hakikatı neyse öğren ona göre amel et.filanca adam rütbeli söyledi diye hak o olup olmadığı bilinmez.duruma göre yapılan bir amel o yaptı diye hak hakikat olmaz.
düstur u mübüvvet,kuvvet haktadır,hak kuvvette değildir der,
zulmü keser,adaleti temin eder.
bu arada şunu da beyan edelim ki namazsızlık,imansızlıktan sonra en büyük günah olduğuna göre,onlara selam vermenin fetvası da gayet müşkildir.nitekim bir seferinde dört mezhep müftüsü olan Üstadımız Hacı Ali Haydar Efendi (k.s.)hazretlerine bu fetva sorulduğunda "selam Allah'ın rahmetidir kolay kolay herkese verilmez" buyurarak,namazsızlara selam verme fetvasının zorluğunu açıklamıştır.
ruh-u Furkan cilt 5 sayfa 471
din,yalnız imandan ibaret değildir.
salih amel de,din in ikinci cüz üdür.din, imanın tesiriyle salih amel noktasında herkesin başında
herkesin başında her zaman bir
yasakçıyı bulundurur.
mahiyeti itibariyle cenab ı allah a
en kapsamlı bir ayna olan insanın arş ı rahman veya beytullah olan kalbine yerleştirilen kainat dolusu
muhabbet,ona allah ı sevmesi için verilmiştir.
zevale mahkum,hakiki güzel olamaz,
dolayısıyla,aşk ı ebedi için yaratılan ve samed aynası olan kalb
ile sevilmez ve sevilmemeli.samed aynası olan kalb,ancak allah aşkıyla tatmin olur.
fıtrat,fıtri ve layık olmayan şeyleri reddeder,atar.dolayısıyla,hz. allah tan başkasından korkmak insan için elemli bir bela olduğu gibi,halka allah c.c.için olmayan muhabbet de
belalı bir musibettir.
hayvaniyetten çık,cismaniyeti bırak,
kalp ve ruhun derece i hayatına gir.
bir hadis i kudside cenab ı hakk buyurmuş.kulum ben i nasıl tanırsa, onunla öyle muamele ederim.
kainatın ve dolayısıla insanın yaratılmasından gaye,allah a ibadet etmektir.hamd,allah a ibadetin özü,
özeti ve küçük bir nüshasıdır.
her bir şey cenab ı allah ı tesbih ve o na ibadet eder,fakat her bir şeyin kendi tesbihat ve ibadetini bütün yönleriyle bilip onun şuurunda
olması gerekli değildir.
göklerde ve yerde bulunan her şey,
cenab ı allah ı hamd ile tesbih eder.fakat vicdanı körelmiş insan,
onların tesbih ve hamdini kavramaz
da allah a şirk koşar.
helal dairesi geniştir,keyfe kafi gelir.harama girmeye hiç lüzum yoktur.
zarara rızasıyla girene merhamet edlmez ve o,merhamete layık değildir.hakiki zevk,elemsiz lezzet,
kedersiz sevinç ve hayattaki saadet,
yalnız imandadır ve iman hakikatları dairesinde bulunur.
kulluk veya ibadet,şükürdür.şükür,nimet verene yapılır.kulluk veya ibadetler de,verilecek bir mükafatın sebebi değil,geçmişte verilmiş olan nimetlere şükür borcudur.
geçmişte alınıp da şükrü yerine getirilmeyen nimetlerin şükrünü
kaza etmek gerekir.
allah ın rahmet gazabından fazla tahassüs,hatadır.allah ın merhametinden öte merhamet,
gazabın dan öte gazap olmaz.
beşerin zulmü içinde rabbani inayetin cilveleri saklıdır.
nimetin umumi olarak verilmesi,tek tek her varlığın nazara alınmış olmasına mani değildir.umumi gelen
nimette hudusi durumlar da nazara alınır.
nimeti veren i ve neticeyi yaratan ı
görmeyip,sebeplere ve vasıtalara
yapışmak,zillet ve hakaret getirir.
minnet ve şükür,temel de allah adır.
dallar,nimeti rahmet hesabına takdim eder.zahiri sebepler eliyle gelen
nimetleri,o sebepler hesabına almamak gerektir.bütün nimetlerin kaynağı ilahi rahmettir.bismillah ile almak
bismillah ile vermek.
ibadet,bir diğer açıdan insanın estağfirullah ve sübhanellah ile kusurlarını cenab ı allah ın dergah ı izzetine arz ve ilan etmektir.
insana verilen ihtiyaçlar, onların giderilme vasıtalarının yaratıldığını gösterir.
Evet her nefis ölümü tadacak; dünyanın ne üzüntüsü, ne sevinci hiç biri kalmayacak ve sevaplarınızın size tam olarak ödenmesi de ancak kıyamette olacaktır. Dünyada iyi veya kötü bütün çalışmaların sevap veya cezasına yine dünyada elde etmek mümkün değildir. Mesela şehidlerin kanlarıyla kazanılan savaşların başarı meyvelerinden o şehidlerin dünyada istifade etmelerini düşünmek tenakuz (çelişki) olur ki, bütün faziletler de böyledir. Gerçi dünyada hiçbir ücret verilmez de değildir.Burada da bazı çalışmaların karşılığının alındığı da vardır. Fakat bu dünyada sonuç, ölüm ve yok olmak muhakkak bulunduğu için; gelen herhangi bir menfaat ve tad,
Kesilme ve sona erme korkusuyla karışık ve muhakkak gam ve kaderle sarılıdır.gamsız sevinç, korkusuz eminlik, iztırapsız lezzet, kesintisiz ebedi saadet kıyamet günüde hasıl olur.mizan ve hesabın temizlenmesi oradadır. Bunun için cehennem ateşinden uzaklaştırılıp cennete sokulan her ki ise, işte o kendini kurtarmış ve her muradına ermiştir. Yoksa dünya denilen o fani hayat, müşterisini aldatan gurur sermayesinden başka hiç bir şey değildir. Serep gibi parıldar, bulut gibi geçer gider."meta"satılık kumaş ve kullanacak aletler ve avadanlıklar, gerek mallar ve diğer genel faydalanmaya yarayan az çok lüzumlu sey manalarına gelir ki, dilimizde "matah"dediğimiz zaman bu manayınkastederiz. "Gurur"aldanmak demek olduğu gibi çoğulu olarak aldatıcılar demek de olabilir . Meta-ı gurur müşteriyi kandirmak için allanip pullanarak hoş gosterilen ve alındıktan sonra aşağılık olduğu anlaşılan meta (sermaye, mal) demektir.işte dünya hayatı budur.bunun alıcısı olanlar, bütün nazar (bakış) ve umidini buna dikenler,ne saadet görülecekse bunda görülecek sananlar adanmış olurlar.
HAK DİNİ KUR'AN DİLİ ZAMAN
Herkesin kazanacağı gunah ancak kendisine aittir.bir yük sayibi başkasının yükünü yülenmez bir kimse başkasının mesuliyetine ortak olmaz enam suresinden buyrulmuştur.
Siz bu gün Rabbınızdan gelen açık beyyine (delil) üzerindesiniz. Marufu emir ve Münkerden nehy ve Allah yolunda cihad ediyorsunuz. Sonraları sizin aranızda iki sarhoşluk zuhru edecek. Cehalet sarhoşluğu ve yaşama sevgisi. Bu sebeble haliniz değişecek ve marufu emretmiyecek ve münkerden nehyetmiyecek ve Allah yolunda cihadda bulunmıyacaksınız. İşte o günde Kitap ve Sünnete tutunanlar için elli sıddık ecri vardır. Dediler ki: "Ey Allah'ın Resulü! Bizden mi yoksa onlardan mı?" Buyurdu ki, hayır, bilakis sizden.
Ravi: Hz. Muaz ve Enes (r.a.)
Ramuz EL-Ehadis 153
Namaz için vaktin evveli Allah'ın rızası , vaktin ortası Allah'ın rahmeti ve vaktin sonu ise Allah'ın affıdır.
Kaynak:
Ramuz-El Ehadis cilt:1 sayfa:158/7
Batılın süresi bir anlıktır.hakkın süresi ise kıyamete kadardır.
Esir den yapılmıŞ, elektrik, ziya, hararet, cazibe gibi seyyalat ı latifenin medarı olmuş ve hadiste....gök dondurulmuş bir dalgadır.tirmizi....işaretiyle seyyarat ve nücumun harekatına müsait olmuş ve samanyolu denilen mücerretü s sema dan en yakın seyyareye kadar..risale i nur sözler s.524 .31. Söz.
Ta en yakın seyyareye kadar, muhtelif vaziyet ve teşekkülde yedi tabaka, herbir tabaka alem-i arzdan, ta
alem-i berzaha, alem-i misale ahirete kadar birer alemin damı hükmünde birer semanın bulunması
Hikmeten, aklen iktiza eder.
Akıllının zannı, cahilin yakininden daha doğrudur.
Allah'a kul olana herşey hizmetkâr olur.
İttihad-ı islam partisi % 60-%70 dindar olmak şartıyla şimdiki siyasetin başına geçebilir.
Risale-i Nur Külliyatı Fihrist Ve İndeksi ismail Mutlu sayfa 527
Besmele Fatiha'nın fihristesi ve Kur'an'ın mücmel bir hülasasıdır.
Risale-i Nur Külliyatı
Fihrist ve İndeksi sayfa 391
Ahirete iman saadetin esasıdır.
ahiret inancı sosyal ve şahsi hayatın üssü l esasıdır.
ahireti inkar,dünyayı inkar etmek gibidir.
ahirette hak ve adaleti mahza tecelli edecektir.
ahiret kudret yeridir.
ahirette itikat dairesi sebepler dairesine galip gelir.i.i.26.
alemdeki nizam ebedi saadete işaret
ediyor.
bediüzzaman ahiret meyvelerini dünyada yemek istemiyor.
beka alemi fani alemden yapılacaktır.
boynuzsuz olan hayvanın kısası kıyamette boynuzludan alınır.
bu dünyadan cezalandırılmayan günah mutlaka ahirette cezalandırılacaktır.
İyilikle gönüller kazanılır.
akıl gibi mal,
iyi huy gibi dost,
edep gibi miras,
ilim gibi şeref olmaz.
ölümü unutmak kalbin pasıdır.
allah ı tanıyan ve o na itaat eden,
zindanda olsa dahi bahtiyardır.o nu unutan, saraylarda da olsa zindandadır,bedbahttır.
dua ve tevekkül,insandaki hayır işleme meyline kuvvet verir,istiğfar ve tevbe,insanın şerre meylini keser ve tecavüzlerini kırar.
dua,kulluğun esasıdır ve bir kulluk sırrıdır.
eğer vermek istemeseydi,istemek vermezdi.
müftehirane gizli bereketi izhar etmek,kesilmesine sebep olur.
kendisini..nefsini..beğenen ve nefsine itaat eden,bedbahttır.nefsinin ayıbını gören,bahtiyardır.
günahın mahiyetinde,bilhassa devam ederse küfür tohumu,her bir günah içinde küfre gidecek bir yol vardır.
namazın manası,cenab ı hakk ı tesbih ve takdis,tekbir ve ta zim ve o na hamd ve şükürdür.
her bir namazın vakti,mühim bir inkılabın başı olduğu gibi,azim bir tasarruf u ilahi nin aynası ve bu tasarruf içinndeki en kapsamlı ilahi ihsanların birikme ve yansıma zamanıdır.
namaz da oruç da,ferdi ve içtimai disiplini sağlar.
insanın mutlak hürriyet ve rububiyet iddiası ve oruç.
insan..kendisinin maliki olmayan mecburiyetlerle çevrili bir varlık.
insan varlığı, yeme içme ve zevciyet münsebeti ve oruç.
risale i nur da külli kaideler cilt 2.s.298.
nimetleri elde etmede insanın katkısı,azın da azıdır..
vücudun,hayatın,zamanın ve nimetlerin gerçek sahibi..allah c.c.
oruç,açlığı ve açların halini ve nimetin kadrini öğretir,şefkat ve isar gibi duygularla insanı gerçek insanlık semasına yükseltir.
nefis,hür serbest olmak ister ve kendini öyle telakki eder.fakat oruç,ona hür ve kendisine malik değil,bir kul olduğunu hatılatır.
oruç,insana gerçek mahiyetini öğretir,nefsin serkeşliğini ve firavunluğunu kırar,onu ilahi dergah a sığınmaya sevkeder ve insandaki tevhid inancını pekiştirir.
oruç ve kuran ayı ramazan,islami birliği pekiştirir.
oruç,ahiret hesabına insanın birini bin yapar.
oruç,nefsin boynunu eğer ve onu sahibine binek eder.
oruç,nefsi manevi tekamülün dinamiklerinden biri yapar.
oruç,nefsin rububiyet ve allah karşısında istiklaliyet idddiasını kırdığı gibi,aczini gösterek onu kulluğa sevkeder ve ona sadece bir kul olduğunu öğretir.
Buyruk sahibi değişti mi zamanda değişir.
Hz Ali a.s.
hz.peygamber a.s.allahummağfir li
ver hamni va rzukni,duasını oku,
çünkü bu dualar senin dünyanı da
ahiretini de bir araya getirir buyurdu.islam fıkhı ansiklopedisi
cilt 2.s.36.
bu duada allah teala dan istenen
gufran örtmek demektir.afiyet,
insandan belanın gitmesi demektir.
rızıklar iki türlüdür.bedenler için gerekli olan zahiri rızıklar..yiyecek,içecek ve benzeri azıklar..diğeri batıni olan rızıklar olup kalpler ve
ruhlar için gerekli olan marifet ve bilgi gibi rızıklardır.
allah bir kulu rezil etmek isterse,
onu ilimden yoksun bırakır.
her kişinin değeri,işini iyi yapması
ölçüsündedir.
yazık,yazık ki,
saatler günlere,
günler aylara,
aylar yıllara,
yıllar da hayatımızın tükenişine
doğru hızla koşuyorlar.
kişinin her nefesi,eceline doğru
attığı bir adımdır.
seni ıslah etmeyen bilgi sapıklıktır.
zafer tedbir iledir.tedbir,aklı
kullanmaktır.aklı kullanmak da
sırrı saklamak iledir.
akıllı düşman,cahil dosttan daha iyidir.
Gerçek dost, ayıbını görüp öğüt veren, gıyabında seni koruyan ve seni kendisine tercih edendir.
Gönül kuvvetinin temeli Allah'a tevekküldedir.
Bedenin sağlığı haset azlığındandır.
KURTULMAK,YALNIZ İHLASLA MÜMKÜNDÜR,
BİR ZERRE İHLASLI AMEL,TONLARLA HALİS OLMAYANA TERCİH EDİLİR.
KURTULUŞ,YALNIZ İHLASTADIR.
İNSANLARIN TEVECCÜHÜ İSTENİLMEZ,BELKİ VERİLİR.VERİLSE DE,ONDAN HOŞLANILMAZ.
HOŞLANSA İHLASI KAYBEDER,RİYAYA GİRER.
İNSANLARDAN TEVECCÜH BEKLENMEZ,ALLAH KABUL ETSE YETER.
KURTULMAK,YALNIZ İHLASLA MÜMKÜNDÜR,
BİR ZERRE İHLASLI AMEL,TONLARLA HALİS OLMAYANA TERCİH EDİLİR.
KURTULUŞ,YALNIZ İHLASTADIR.
ittihad ı islamın zamanı geldi.risale i nur külliyatı fihrist ve indeksi.h.ş.63.5.kelime
komünizm çıktığı için amerika da,avrupa da ittihad ı islama
mecburdur.
damla damla su ayrı ayrı kalsa,kurur,heba olur.
hakkın şe ni ittifaktır.
ittifak hüdadadır.
kuvvetli ile ittifak eden kuvvetleşir.
maksatta ittifak.
faiz islama mutlak zarardır.s.671.
lemaat.
siyaseti dinsizliğe alet yapanlar,
kabahatlerini örtmek için başkasını irtica ile ve dinini siyasete alet yapmakla itham ederler.d.h.ö.20.t.h.59.
besmeledeki ehadiyyet ve samediyyet civeleri.98.105.14.lem a 2. makam.
medreselerde fen ilimleri,mekteplerde de din ilimleri okutulmalıdır.
meşihat şuraya istinat etmelidir.sn. 50.
meşihat .şeyhlik.
istinat.dayanma,yaslanma.
dava fani şahıslara bina edilmez.
e.l.1.70.
en büyük dava ahireti kazanmaktır.
e.l.1.14.
bir zalime kalben meyleden kimseyi
fitne ateşi sarar.böyle kimse,ancak allah u teala nın yardımı ile kurtulur.ibn i vefa.k.s.
bir hatır için çok hatır kırılmaz.
mn.136.
esasız birşey alemde çabuk yayılmaz.t.h.38.
eşyaların asıl menşeleri oksijen,hidrojen,karbon ve azottur.
göz yummakla gündüz gece olmaz.
şek yakinin hükmünü izale etmez.sn.30.
unutmamak bir nimettir.s.665. lemaat.
Yorum Gönder