1. Kadın kocasını izni olmadan eve kimseyi alamaz ve izni olmadan döşeğinden kalkıp nafile kılamaz. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
2. Gelip de selam vermiyeni içeri almıyabilirsiniz. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
3. Sabah şafağı böylece-ellerini yayarak uzattı- gözüne gözükmedikçe ezan okuma. Ravi: Hz. Bilal (r.a.)
4. Allah'ın kullarına eza etmeyin. Onları ayıblamayın ve gizli ayıblarını aramayın. Zira kim müslüman kardeşinin ayıbını ararsa Allah da onun ayıbını arar. Hatta öyleki, evinden çıkmasa da onu rezil eder. Ravi: Hz. Sevban (r.a.)
5. Bir kadın kocasına dünyada eza ederse, o adamın hurilerden olan zevcesi şöyle der: "Allah kahretsin eza etme ona. Üç günlük koltuğa sığınmış senin yanında muvakkattır o. Kısa zaman sonra seni terkedecek." der. Ravi: Hz. Muaz (r.a.)
6. Dayanarak yemek yeme, kalbur üstünde de yeme. Camide de ayni yerde namaz kılmayı adet etme. Cuna günü de herkesi çiğneyip geçme. Yoksa kıyamette Allah seni onlara köprü yapar. Ravi: Hz. Ebud Derda (r.a.)
7. Boğulmuş hayvanı yeme. Zira o şeytanın kestiğidir. Ravi: Hz Ebu Hureyre ra
8. -Baş parmakla şehadet parmağını göstererek- Bunlarla yemeyin. Şu üçle yeyin, zira bu sünnettir. Beşle de yemeyin, zira o bedevi arabinin yemesidir. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
9. Sol elinizle yemeyin, sol el ile içmeyin, zira şeytan sol eli ile yer, solu ile içer. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
10. İki kişiye amir olma ve onların önüne geçme. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
11. İyice öğrenmeden ve emir olunanı bilmeden "Emri bil maruf ve nehyi anil münker" yapmaya kalma. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
12. İmamdan evvel hareket etmeyin. Tekbir alınca alın. "Veleddâllîn" deyince "amin" deyin. Rüku edince rüku edin, "Semiallahu limen hamideh" deyince "Allahümme Rabbena ve lekel hamd" deyin ve imamdan evvel başınızı kaldırmayın. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
13. Kadın kadına mübaşerette bulunursa ikisi de zaniye olur. Erkek erkeğe de mübaşeret ederse onlar da zanidir. Ravi: Hz. Ebû Mûsa (r.a.)
14. Bir yığın götürü zahireye mukabil götürü zahire satılmaz. Muayyen bir kileye de yine götürü zahire satılmaz. Ravi: Hz. Hovat İni Cubeyr (r.a.) eğiniz² [ ğ
1. Ümmü veled satılmaz.(Ümmü velet: Çocuk annesi olan cariye) Ravi: Hz. Havvat İbni Cubeyr r.a
2. Salahı zahir oluncaya kadar meyva (ağacında iken) satılmaz. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
3. Salahı zahir olmadıkça ve afet ondan gitmedikçe meyvayı satın almayın. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
4. Taş atmaca alış veriş yapmayın. Birinin fiatı üzerine de fiat vermeyin. El koymaca da (görmeden, bakmadan) alış veriş yapmayın. Kim, sütü sağılmadan bırakılmış bir hayvanı alır da hoşlanmayıp geri verecek olursa bir ölçek de zahire versin. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Birbirinize karşı buğz etmeyin, münasebetlerinizi kesmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, çekememezlik yapmayın. Ey Allah'ın kulları Allah (z.c.hz.)nin emrettiği gibi kardeş olun. Bir müslümanın, kardeşini üç günden fazla terk etmesi helal olmaz. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
6. Selamdan evvel söze başlamayın. Kim selamdan önce söze başlarsa ona cevap vermeyin. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
7. Şarkıcı cariye satmayın, onları satın da almayın. Onlara öğretmeyin. Bunların alış verişinde hayır yoktur. Parası da haramdır. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
8. Secdede ellerini avucunun üstüne dayayıp koltuklarını da böğürlerinden açarsan, her azan seninle secde etmiş olur. Ravi: Hz. İbni Ömer ra.
9. Ağlama ya Ebu Hureyre, dünyada açlık çekip, Allah'ın mağfiretini ümid eden kimse, kıyamette şiddetli azaba maruz kalmaz. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
10. Ağlama (Ey Osman r.a) Nefsim yed-i kudretinde Olana yemin ederim ki, yüz kızım olsa ve vefat etseler bir tane kalmayıncya kadar sana verirdim. Ve işte Cibril (a.s), Allah (z.c.hz.)nin ölen kızım yerine kardeşini sana vermemi emrettiğini, mehrini de aynen yapmamı haber verdi. (BunuHz. Osman (r.a.)'ya söylemişti) Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
11. Ağlama, zira Cebrail (a.s) Bana haber verdi ki, humma ümmetimin Cehennemden payıdır. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
12. Ağlama ya Ömer (r.a) dağların altın olarak hareket etmesini dilesiydim, hareket ederlerdi. Eğer dünyanın Allah'ın indinde sinek kanadı kadar kıymeti olsaydı kafirlere ondan bir şey vermezdi. Ravi: Hz. Ataa (r.a.)
13. Umuru diniyyeyi ehli ele aldığı zaman dine ağlamayın ve lakin onu ehli olmıyan üzerine alırsa ona ağlayın. Ravi: Hz. Ebû Eyyub (r.a.)
14. Bir dinarı iki dinara, bir dirheme, bir Saa'yı iki Saa'ya satmayın. Zira Ben sizin üzerinize ribadan korkarım. Denildi ki; "Ya Resulallah adam bir atı bir çok at karşılığında satıyor. Cins deveyi de alalade deve karşılığında satıyor." Buyurdu ki, peşi olursa zararı yok. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma) eyè
1. Kendisinde can olan mahluku hedef edinmeyin. (Nişan için) Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
2. Camileri yol edinmeyin, meğer zikir veya namaz için ola. Ravi: Hz. İbni Ömer ra
3. Evlerinizi kabir edinmeyin, evde de namaz kılın. Zira şeytan Bakara suresinin okunduğu evden kaçar. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
4. Evinizde uyuyacağınız zaman ateşi kapatın ve söndürün. Ravi: Hz. Salim (r.a.)
5. Namazı kasden terketmeyin, ey kadın. Kim namazı kasden terkederse, Allah ve Peygamberin zimmetinden çıkar. Ravi: Hz. Ümmü Eymen (r.a.)
6. Düşmanla karşılaşmayı istemeyin. Allah'dan afiyet isteyin. Onlarla karşılaşınca da Allah'ı çok zikredin. Eğer onlar direnir, gürültü ve şamata yaparlarsa siz sükut edin. Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
7. Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin. Allah'dan afiyet isteyin. Zira siz onlarla beraber neyin imtihan edildiğini bilmezsiniz. Onlarla karşılaşınca "Allahümme ente Rabbına ve Rübbühüm ve mevasına vemevasihim bi yedike ve inneme taktülühüm etne." deyin ve yere çökün. Ne vakit üzerinize yürürlerse kalkın ve tekbir alın. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
8. Bevlettiğiniz helada abdest almayın. Zira Mü'minin abdest suyu hasenatı ile beraber mizana girer. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Kur'anla mücadele etmeyin. Allahın kitabının bazı kısımlarını bazısına yalanlatmayın (tezat aramayın) Vallahi; mü'min onunla mücadele ederse yenilir. Münafık onunla mücadele ederse, galip geldiğiniz zannetse bile mahkum olur. (Galebesi necat sebebi olmaz) Ravi: Hz. Abdurrahman ibni Cubeyr (r.a.)
10. Evlerinizi kabir etmeyin. Hiç şüphe yok ki şeytan, sure-i Bakara okunan evden çıkar gider. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
11. Benim kabrimi bayramlık etmeyin (sık gidin) Evinizi de kabir yapmayın. Nedere olursanız olun olduğunuz yerde selatü selam getirin. Sizin selatü selamınız Bana ulaşır. Ravi: Hz. Hüseyin (r.a.)
12. Şu namazı, öğle namazının ilk ve son sünneti gibi yapmayın. Sünneti ile farzı arasını aralayın. (Sabah namazını sünneti ile farzını biraz aralayın) Ravi: Hz. Abdullah İbni Büceyne r.a
13. Beni yolcunun (su kabı) gibi yapmayın. Yolcu kabını su ile doldurur. İhtiyacı olursa onu içer, icap etmezse içmez döker. Beni sözünüzün başında, ortasında ve sonunda anın. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma) 14¼ e æ
1. Şehidin kanı yerde kurumadan onun Cennetteki zevceleri, ayrıldıkları yerde yavrularını bırakmış iki kuş gibi koşuşurlar. Her birinin elinde Cennet elbiseleri ile, Öyle ki yanlız onlar bütün dünya ve içindekilerden hayırlıdır. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
2. Yol uğraklarında oturmayın. Oturmanız lazımsa selam alın. Kadınlara ve haramlara bakmayın. Yol soranlara gösterin ve yüklerine yardım edin. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
3. Her alimin meclisinde oturmayın, ancak şu beş şeyden diğer beş şeye davet eden alimin yanında oturun: Şekden yakine, kibirden tevazua, münaferet ve husumetten hayırhahlığa, riyakarlıktan ihlasa ve dünyaya yönelmiş olmaktan zühde . Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
4. Kabirler üzerine oturmayın ve onlara karşı namaz da kılmayın. Ravi: Hz. Vasile İbni Eska (r.a.)
5. Taze hurma ile kuru hurmayı, hurma ile üzümü karışık olarak şıra yapmayın. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
6. Varise vasiyet olmaz. Verese isterse o başka. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
7. Hain erkek ve kadının, zani erkek ve zaniye kadının, İslamda kardeşine kin sahibi olanın şahidliği caiz olmaz. Ravi: Hz. Amr İbni Şuayb (r.a.)
8. Hain erkek ve kadının, had vurulmuş erkek ve kadının, kardeşine kini olanın, yalancı şahidliği tecrübe edilenin, ev halkına tabi olanların (hizmetçiler gibi) akrabalık olması ve velilik ihtimali olanın şehadetleri caiz olmaz. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
9. Kocasının izni olmadan, kadının kendi malını hibe etmesi caiz olmaz, kocası ismetine sahib olduğu müddetçe. Ravi: Hz. Amr İbnni Şuayb (r.a.)
10. Yabancı milletten insanların birbirine şehadeti caiz değildir. Yanlız müslüman milleti hariç. Zira müslümanların diğer bütün milletlere şehadeti caizdir. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
11. Her hadisi herkese söylemeyin, aklı alacak adama söyleyin. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
12. Bir veya iki defa emmek süt mahremliğini tesis etmez. (Hanefi mezhebinde ediyor. Bir defa da olsa) Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
13. Perşembe günü hacamat olmayın. Zira kim o gün hacamat olur da başına hoşa gitmiyecek bir şey gelirse, kabahatı kendinde bulsun. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma) dök¬ U ö
1. Ey kadınlar ancak mahreminiz olan erkeklerle konuşun. Olmıyanlarla konuşmayın. Ravi: Hz. Hasan (r.a.)
2. Cüzzamlıya sürekli nazarla bakmayın. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
3. Kılacağınız namaz için gün doğuşunu ve gün batışını gözlemeyin. Zira güneş, şeytanın iki boynuzu arasından çıkar. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
4. İyilikten hiç bir şeyi küçük görme ,yap. Velev ki su istiyenin kabına kovandan su dökmen de olsa, arkadaşını güzel çehre ve latif muamele ile karşılamak da olsa ve senden ayrıldığı zaman onu gıybetten korumak da olsa. (Marufu ihmal etme yap) Ravi:
5. Babalarınızın ismi ile yemin etmeyin. Kim Allah'a yemin ederse sadık olsun. Ve kime de Allah'ın ismi ile yemin edilirse razı olsun. Razı olmıyanın Allah'la alakası kalmaz. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
6. Sadaka (zekat) zengine de, sıhhati, kudreti yerinde olana da verilmez. Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
7. Zengine sadaka helal olmaz, ancak şu beş kişi hariç: Allah yolunda gaziye, hükümet hesabına zekat toplıyana, borçluya, fakire verilen zekatı ondan malı ile satın alan adama veya fakirin kendisine verileni zengin komşusuna yollamış veya onu davet etmiş durumda olana. Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
8. İki müslümanın birbirini üç günden fazla terketmesi olmaz. İkisi rast gelir de biri selam verir diğeri de alırsa sevabta müşterek olurlar. Eğer selamı almazsa veren günahtan beridir. Diğeri günahı yüklenir. Eğer birbirini terketmiş vaziyette ölürlerse Cennete bir araya gelemezler. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
9. Üç defa talak gören kadın, yeni kocası ile münasebette bulunmayınca ayrılsa da eskisi ile evlenemez. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
10. (üç talak halinde) ikinci kocası kadının balcağızından, kadın da erkeğin balcağızından tatmadıkça kadın birinci kocasına helal olmaz. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
11. Kur'andan bir şeyi düşman memleketine götürmeyin. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
12. Dininizi ehli kitaba sormayın. Onlar kendileri de dalalete düştüler ve sizden öncekileri de açık bir sapıklıkla saptırdılar. Ravi: Hz. Ebû Esim ra
13. Cuma gecesini diğer geceler arasından kıyama tahsis etmeyin ve Cuma gününü de diğer günlerden ayırıb oruca tahsis etmeyin. Adet etmişseniz başka Ravi: Hz. Ebû Hureyre ra º b ù
1. Umeranıza fesatla dua etmeyin. Zira onları iyiliğini sizin iyiliğiniz, onların fenalığ sizin fenalığınız demektir. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
2. Cüzzamlıya sürekli nazar etmeyin. Ve onlarla konuştuğunuzda sizinle aralarında bir mızrak kadar mesafe olsun. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
3. Benim ashabımın kusurlarını zikretmeyin. Yoksa kalbleriniz onların aleyhine ihtilaf eder. Ashabımın iyiliklerini zikredin ki kalbleriniz ülfet etsin. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
4. Üç yerde Beni zikretmeyin; Yemek besmelesinde, hayvan keserken ve aksırma sırasında. Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Zeyd (r.a.)
5. Muaviye (r.a) mülk sahibi oluncaya kadar günler ve geceler geçmez. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
6. Dünya gitmez, kadınlar kadınlarla, erkekler erkeklerle iktifa etmeyince. Bu "sihah" kadınlar için de zina mahiyetindedir. Ravi: Hz. Vesile (r.a.)
7. Develeri içiripte salmayın. Memelerini bağlayın. Yoksa şeytana yarar. Ravi: Hz. Seleme ibni Akva ra.
8. Hayvan ve çocuklarınızı güneş battıktan sonra salmayın, yatsının koyu karanlığı geçinceye kadar. Zira güneş battıktan yatsının karanlığı gidinceye kadar ki zaman şeytanların boşandığı zamandır. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
9. Beni hakkımın fevkine yükseltmeyin. Zira Allah Teala Beni Kendine Resul etmeden kul edinmiştir. Ravi: Hz. Ali İbni Hüseyin (r.a.)
10. Deniz vasıtalarına, ancak Allah yolunda gaza veya umre veya hac edenler olarak binin. Muhakkak ki denizin altında ateş vardır, ve ateşin altında da yine deniz vardır. Sultandan dolayı başı sıkılmış adamdan da bir şey almayın. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
11. Cehenneme (cehennemlikler) atılmaya devam ettikçe o şöyle der; "Daha var mı?" İzzet sahibi Rab ayağını ona koyuncaya (tecelli edinceye) kadar. O zaman bir kısmı küçülür de, "İzzet ve keremin hakkı için pes pes" der. Cennette ise fazla yer bulunmaya devam eder. Hatta öyleki, Allah başka mahlukat yaratır da Cennetin fazla yerlerine onları iskan eder. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
12. Ümmetimden bir taife Hak üzerine mücadele etmekte, kıyamete kadar galib olarak devam edecektir. Ravi: Hz. Câbir (r.a.) r>¥ M Î
1. Ümmetimden bir taife, Allahın emrile hareket etmekte devam eder. Onlar hak üzerinde oldukları halde, kıyamet kopana kadar kendilerini terk eden ve muhalefet eden kimsenin onlara bir zararı dokunmaz. Taki Allahın emri gelinceye kadar onlar insanlara galibtirler. Ravi: Hz. Muaviye (r.a.)
2. Ümmetimden bir taife, kendilerine düşmanlık edenlere galip oldukları halde, Hak üzerine mücadelede devam ederler. Hatta onların sonuncusu mesihüd deccal ile harp eder. Ravi: Hz. İmran (r.a.)
3. Ümmetimden bir taife, kıyamet kopuncaya kadar yardım görmekte devam eder. Kendilerini terkedenlerin ayrılmaları da onlara bir zarar vermez. Ravi: Hz. Muaviye İbni Kırra (r.a.)
4. Ümmetim dininde basiretli olmakta devam eder. Taki yahudiler gibi, akşam namazı için yıldız çıkmasını beklemedikçe, nasraniler gibi de sabahda yıldızların kaybolmasını beklemedikçe ve cenazeyi de sahiplerine bırakmadıkça. (Cenazeyi teşyi etmeyi bırakmadıkça) Ravi: Hz. Hars İbni Vehb r.a
5. Hilafet beni Ümeyyede deva eder, bir defa ellerinden (Abbasilerce) süratle çakilip alınıncya kadar. Onlardan çıkınca da hayattan hayır yoktur. Ravi: Hz. Sevban (r.a.)
6. "La ilahe illallah" kelimesi halktan gadabı men etmekte devam eder, dünyaları düzelip de dinden gideni ehemmiyetsiz görmedikçe. O zaman bu kelimeyi söylediklerinde kendilerine "Yalan söylüyorsunuz. Siz onun ehli değilsiniz" denilir. Ravi: Hz. Zeyd İbni Erkam (r.a.)
7. Ümmet şeriatı hasene üzerine devam eder, aralarında şu üç hal zahir olmadıkça; İlim kendilerniden alınmadıkça, aralarında habis veled çoğalmadıkça, "Sakkarun" aralarında zahir olmadıkça, Dediler ki: "Sakkarun nedir?" Buyurdu ki, bunlar içmeden sarhoş olanlardır. Ahir zamanda gelirler, birbirlerile karşılaştıklarında aralarındaki selamları lanetleşmektir. Ravi: Hz. Muaz İbni Enes (r.a.)
8. Kıyamet gününde şu beş şeyden hesap vermedikçe Adem oğlunun ayakları Rabbının huzurundan ayrılmaz: Ömrünü nerede ifna etti. Gençliğini nasıl geçirdi. Malını nasıl kazandı. Malını nereye harcadı. İlmi ile nasıl amel etti. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
9. Kulun ayakları ayrılmaz, şu dört şeyden sual olmadıkça: Ömrünü nerede ifna etti. İlmi ile nasıl amel etti. Malını nerede kazandı, nasıl harcadı. Cismini nerede çürüttü. Ravi: Hz. Berze (r.a.)
10. Bir adama karısını niye dövüyor diye sorma. Kime itimad ediyor kime itimad etmiyor diye de sorma. Vitri kılmadan da uyuma Ravi: Hz. Ömer r.a Y>
1. Kimseden bir şey isteme, sana Cennet var. Kızıma, gene Cenneti hak edersin. Güneş batmdan günde yetmiş kere istiğfar et. Allah senin yetmiş senelik günahını affeder. Dedi ki: "Benim yetmiş senelik günahım yok." Buyurdu ki; Ev halkın için. Dedi ki: "Ev halkımın da yoksa?" Buyurdu ki, komşuların için. Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Dahim ra.
2. Ehli kitabdan bir şey sormayın. Zira Ben onların size doğruyu haber verip te, sizin onları yalanlamanızdan veya onların size yalan haber veripte sizin onları tasdik etmenizden korkarım. Size Kur'an kafidir ona yapışın. Zira onda sizden evvelkilerin ve sizden sonrakilerin haberi vardır ve aranızda O "ayırd" edicidir. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
3. Beyaz horoza sövmeyin. Zira o Benim, Ben de onun dostuyum. Onun düşmanı Benim düşmanımdır. Beni Hak olarak baas Edene yemin ederim ki, Adem oğlulları onun yanında olanı bilse, onun tüyünü ve etini altın, gümüşle alırlardı. O, sesinin gittiği yere kadar cinni kovar. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
4. Dünyaya sövmeyin. Zira mü'min için o ne güzel binektir. Hayra onun üzerine erişir. Şerden de onunla kurtulur. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
5. Dehre sövmeyin. Zira Allah (z.c.hz.) buyurdu ki: "Dehr Benim Geceyi eskiten, tazeleyen Benim. Dünyaya hükümdar olanların birini getirir, birini götürürüm." Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
6. Rüzgara sövmeyin. Hoşunuza gitmiyen bir şey görürseniz şöyle deyin: "Biz Senden bu rüzgarın hayrını, ondaki hayrı ve onunla emrolunanın hayrını dileriz ve bu rüzgarın şerrinden, onda olanın şerrinden ve onunla emrolunanın şerrinden Sana sığınırız." Ravi: Hz. Ubeyd İbni Kaab (r.a.)
7. Ehli Şama sövmeyin. Zira "Kırklar" onların içindedir. Ravi: Hz Ali (r.a.)
8. Eshabıma sövmeyin. Kim eshabıma söverse, Allah'ın, meleklerin, bütün insanların laneti onun üzerine olsun. Onun kıyamet gününde ne farzı ve nede nafilesi kabul olunur. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
9. Geceye, gündüze, güneşe, aya ve rüzgara sövmeyin. Çünkü onlar, bir kavme Rahmet, diğerine azabdır. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
10. "Rızkım gecikti" diye sabırsızlanmayın. Zira hiç bir kul son rızkına erişmeden ölmez. Allahd'an korkun, helal yeyin, haramdan kaçının. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
11. Duvarlara süslü halılar örtmeyin. Kim ki izinsiz din kardeşinin mektubuna bakarsa ateşe bakmış gibi olur. Allah'a dua ederken ellerinizi göğe doğru açın, aşağı doğru çevirmeyin,bitince yüzünüze sürün. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma) Î v
1. Yahudilerin selam verdiği gibi selam vermeyin. Zira onlar elle, başla işeretle selam verirler. Ravi: Hz. Câbire (r.a.)
2. Köleni Rabak, Eflak, Yesar, Neciha gibi isimlerle isimlendirme. "O orada mı" denilirse "Hayır" diye cevap verilir. Ravi: Hz. Semure (r.a.)
3. Sadakaları(zekat mallarını) miktarı tesbit olmadan ve akit yapılmadan satın almayın. Ravi: Hz. Mekbul (r.a.)
4. Üç mescidden başkasına sefer ittihaz edilmez. Mescidi Haram, Şu Benim mescidim ve Mescidi Aksa. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Nefsiniz üzerine şiddetli davranmayın ki, Allah tarafından üzerinize şiddet gelmesin. Sizden evvel Nasaradan bir kavim nefislerine böyle şiddetli davrandılar da Allah onlara şiddet verdi. İşte bu onların savmalarda ve kiliselerde icad ettikleri "Ruhbanlık kalıntılarıdır" ki Allah onu onlara yazmamıştı. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
6. Suyu, ağaçtan oyma kaseden, kabaktan, şarab kabından içmeyin, kırbadan için. Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
7. Melaike, aralarında köpek veya çan olan kervana yaklaşmaz. Ravi: Hz. Ebû Hureyre r.e
8. İnciyi, yani fıkhı köpeklerin ağzına bırakmayın. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. İnciyi (ilmi) hınzırların ağzına bırakmayın. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
10. Yolculuktan gece dönmeyi itiyad etmeyin. Gündüz gelin. (Bir rivayete göre de yatsıdan sonra gelmeyin, yahut haberli olsunlar..) Ravi: Hz. Ebû Seleme r.a
11. Bu günden sonra kıyamete kadar Mekke harp görmez, (Yani onun üzerine harp olmaz) Ravi: Hz Hars İbni Malik (r.a.)
12. Allahın Peygamberlerini birbirleri üzerine tafdil etmeyin. Muhakkak Sur'a üfrülür de semavat ve arzda olanlar -Allahın dilediği hariç- düşüp ölürler. Sonra ikinci Sura üfürülür. Ben dirilerin ilki olurum. Bir de bakarım ki Hz. Musa (a.s) Arşa tutunmuş. Bilmem ki Tur günündeki "Sayka" sebebile muhasebe mi edildi, yoksa Benden evvel mi diriltildi. Ve de Ben Muhammed (s.a.v)in Metta oğlu Yunus (a.s) dan daha faziletli olduğunu söyleyemem. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
13. Şu sakalları, tüylerinizi bozmayın, boyamayın. Şayet boyarsanız keten rengine ve kına rengine boyayın. Ravi: Hz. Enes (r.a.) /B> § P Ë
1. Secdede gözlerinizi kapamayın, zira bu yahudi adetidir. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
2. Cahiliyyette ölen babalarınızla iftihar etmeyin. Nefsim yed-i kudretinde Olana kasem ederim ki, gübre kurtları cahiliyette ölen babalarınızdan (Kafir olandan) efdaldir. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
3. Ağlama aç kaldım diye ey Ebu Cuheyfe. Kıyamette insanların en aç kalacak olanları, dünyada en çok tok olanları olacaktır. Ravi: Hz. Ebû Cuheyfe (r.a.)
4. Allahın kendisini değil, yarattıklarını tefekkür edin. Zira Allah bir melek yaratmıştır ki, ayakları yedi kat yerin altında başı da semayı ulyayı aşmıştır. İki ayağı ile topuğu arasındaki mesafe altıyüz yıllık yoldur. Halbuki Hâlik mahlukundan daha azamdır. Ravi: Hz. Abdullah İbni Selam (r.a.)
5. Çekirgeyi öldürmeyin. Zira onlar Allah'ın cünudunun (askerlerinin) büyüklerindendir. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
6. Ümmetim Taundan başka şeyle fena bulmaz. Bu deve guddesi gibi bir şiştir ve iltihaplanır. Bir yerde Taun olduğunda, orada kalan şehiddir, oradan kaçan da cepheden kaçmış gibidir. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
7. Namazlarınızda ve cenazelerinizde sefihlerinizi öne geçirmeyin. Ravi: Hz. Hakim İbni Salt (r.a.)
8. Sefihlerinizi ve çocuklarınızı namaz ve cenazelerinizde öne geçirmeyin. Zira imamlarınız, sizin Allah indinde murahhaslarınızdır. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
9. Atlarınızın alın kaküllerini kesmeyin, orada hayır yazılıdır. Yelelerini de kesmeyin, onlarla ısınırlar. Kuyruklarını da kesmeyin, onlarla sinekleri kovarlar. Ravi: Hz. Atabe ibni Abd r.a
10. Sakın bilmediğin şeyle hüküm verme. Bir şeyde tereddüd edersen, anlayıncaya kadar dur veya Bana sor. (Hz. Muazı bir yere gönderirken buyurulmuştur.) Ravi: Hz. Muaz (r.a.)
11. Dilinle maruftan başka birşey söyleme, elini de hayırdan başka bir yere uzatma. Ravi: Hz. Esved İbni Aslam (r.a.)
12. Eti bıçakla kesmeyin, bu acem usulüdür. Dişinizle koparın, bu daha lezzetli ve daha sıhhidir. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
13. Ekmeği acemler gibi (bıçakla) kesmeyin. Sizden biri et yemek istediğinde onu bıçakla kesmesin. Lakin onu elile alsın ağzı ile koparsın. Zira bu daha lezzetli ve daha sıhhidir. Ravi: Hz. Ümmü Seleme (r.a.) 2E² Z ñ
1. "Aleykesselam" deme. Zira aleykesselam ölülerin selamıdır. Lakin "Esselamü Aleyke" de. Ravi: Hz. Câbir İbni Süleym (r.a.)
2. Münafıka "efendimiz" demeyin. Eğer o sizin efendiniz olursa o zaman Allah'ın gadabına uğrarsınız. Ravi: Hz. Abdullah İbni Büreyde (r.a.)
3. "Allah diledi ve filan diledi" demeyin. Lakin "Allah diledi sonra filan diledi" deyin. Ravi: Hz. Huzeyfe (r.a.)
4. "Razaman" demeyin. Zira Ramazan Aziz ve Celil olan Allah'ın isimlerinden bir isimdir. Lakin Rmazan ayı deyin. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Kıyamet kopmaz. Taki insanlar mescidler hususunda tefahür etmedikçe. (Bizde şöyle cami var diye) Ravi: Hz. Enes (r.a.)
6. Kıyamet kopmaz, ancak yağmurlarda bereket kalmaz. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
7. Kıyamet kopmaz, yer yüzünde "Allah, Allah" diyen kaldıkça. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
8. Kıyamet kopmaz, ta ki zamanda yakınlık oluncaya kadar. Öyle ki, bir sene bir ay gibi olur. Bir ay Cuma, hafta gibi, bir Cuma bir gün, bir gün bir saat, bir saatte bir ateş yanıncaya kadar geçen zaman gibi sürer. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Kıyamet kopmaz, ümmetimden bir taife herkes üzerinde hakim olmadıkça. Onlar kendilerini terk edenlerin terk etmesine aldırmazlar ve kendilerine yardım edene de aldırmazlar. Ravi: Hz. Muaviye (r.a.)
10. Kıyamet kopmaz, Fırat altundan bir dağ açmadıkça. Burada halkın onda dokuzu kırılır.(mücadelede) Ravi: Hz. Ukey İbni Kaab (r.a.)
11. Kıyamet kopmaz, ilim kabzolunmadıkça, zelzeleler çoğalmadıkça, zamanda yakınlık olmadıkça, fitneler zahir olmadıkça, herç çoğalmadıkça ki, o öldürmedir ve aranızda mal çoğalır ve taşar. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
12. Sizde mal çoğalıp artmadıkça kıyamet kopmaz. Öyle ki mal sahibi zekatını kabul edecek birini arar da ona arz eder o da şöyle der; "Benim (şimdi) buna ihtiyacım yok." Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
13. İki büyük taife, davaları bir olduğu halde, çarpışmadan kıyamet kopmaz. Aralarına büyük bir mukatele olur ve otuza yakın deccal ve yalancılar baas olunur. Onların hepsi de kendini Allah'ın Resulü zanneder. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) bu d¥ N Í
1. Kıyamet kopmaz, siz yahudilerle harb etmedikçe. Hatta taşlar bile arkasındaki yahudiyi "Ya müslüman şu benim arkamdaki yahudidir onu öldür" diye haber verir. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
2. Kıyamet kopmaz, siz Türklerle mukatele etmedikçe, Onlar küçük gözlü, basık burunlu, kırmızı meşin suratlı, aynı zamanda keçe ayakkabılıdır. Öyle zaman gelir ki sizden biri ehli ve malı da dahil, her ne pahasına olursa olsun Beni görmek ister. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
3. Acemlerden Kirman ve Huz ile mukatele etmedikçe kıyamet kopmaz. Onların burunları yassı, küçük gözlü, kalkan gibi kırmızı meşin suratlıdırlar ve keçe ayakkabıları vardır. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
4. Güneş garbten doğmadıkça kıyamet kopmaz. O batıdan doğduğunda, insanlar onu görür ve hepsi de iman ederler. Lakin işte bu "imanın, daha önce iman etmediği için hiç bir nefse fayda vermediği zamandır." Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Bir adam bir kabrin yanından geçerken"keşki onun yerinde ben olsaydım" demedikçe kıyamet kopmaz. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
6. Kahtan'dan (yemende)bir adam çıkıp ta asası ile insanları sevk etmedikçe kıyamet kopmaz. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
7. Sığırların dilleri ile yemekleri gibi, dilleri ile yiyen bir kavim çıkmadıkça kıyamet kopmaz. Ravi: Hz. Saad (r.a.)
8. Benim Ehli Beytimden bir adam yer yüzüne hakim olmadıkça kıyamet kopmaz. Onun alnı açıktır, kemer burunludur. O yer yüzünün daha evvel zulümle doldurulduğu gibi, dünyayı adaletle doldurur. İdaresi yedi sene sürer. Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
9. Rükn ve Kur'anı kerim kaldırılmadan kıyamet kopmaz. Ravi: Hz. İbni Ömer ra
10. Yetmiş tane yalancı çıkmadan kıyamet kopmaz. Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
11. Bir adam "elli kadının tedbirini" deruhte etmedikçe kıyamet kopmaz. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
12. Zühd laftan, Verağ da yalandan ibaret olmadıkça kıyamet kopmaz. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
13. Kalbler birbirine yabancı olmadan, sözler birbirinden ayrılmadan ana-baba bir, kardeşler farklı dinlerden olmadıkça kıyamet kopmaz. Ravi: Hz. Huzeyfe (r.a.) L> bu d¥ N Í
1. Bir kadın üzerine gösterilen kıskançlık gibi, bir erkek çocuğu da yapılmadan kıyamet kopmaz Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
2. Lut kavminin amelini mübah saymaları sebebi ile, gökten (yıldızlarla) taş yağıp bir takım kavimlerin başları ezilmedikçe kıyamet kopmaz. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
3. Çocuk öfkeli, yağmur sıcak olmadıkça, adi kimseler iyi addedilmedikçe, iyilere kızılmadıkça, küçük büyüğe ve karaktersiz kimse, iyi insanlara cüretkarlık yapmadıkça kıyamet kopmaz. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
4. Kıyamet kopmaz, Ta ki ondan önce daha yüz sene evvelinden yeryüzünde Allah'a ibadet kalmaz. Ravi: Hz. Hureyde (r.a.)
5. Rumlara ait Konstantiniyye (Roma) tesbihle ve tekbirle müslümanlarca feth edilmedikçe kıyamet kopmaz (Yetmiş bin Şamlı bunu yapacak) Ravi: . Hz Abr İbni Avf r.a
6. Şeytan, yollarda yürüyerek, çarşıda gezerek ve "falan oğlu filan Resulallah'dan bunu şöyle şöyle rivayet etti." Demeden kıyamet kopmaz. Ravi: Hz. Vasile (r.a.)
7. Meryem oğlu İsa(a.s) hakem, adalet dağıtıcı ve imamı adil olarak nazil olmadıkça kıyamet kopmaz. Öyle ki o haçı kırar, domuzu öldürür, cizyeyi kaldırır. Mal da çok artar ve onu kabul ettirecek kimse bulunmaz. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
8. Bu geceye zorlanmayın. Zira siz ona takat getiremezsiniz. Sizden biri uyukladığı zaman yatağında uzansın. Zira bu daha salimdir. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Dini kendi ayarınızla ölçmeyin. Zira din kıyas kabul etmez. İlk kıyas yapan da iblistir. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
10. Oruçlu iken gündüz sürme çekme, gece ismit çek. Zira bu gözleri korur ve parlatır, kirpikleri de büyütür. Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Mabet (r.a.)
11. Allah'ın zikri olmadan çok söz söyleme. Zira Allah'ın zikri olmaksızın, sözün çokluğu, kalbin kasvetine sebebtir. Muhakkak ki insanların Allah'a en uzağı, kalpleri kasvetli olanlardır. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
12. Benden, Kur'an'dan başka şey yazmayın. Kim Benden Kur'an'dan başka bir şey yazmışsa onu imha etsin. Benden hadis rivayet edin. Buna mani yok. Kim Bana kasten yalan isnad ederse Cehennemden yerine hazırlansın. Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
13. Çok kaygı çekme, mukadder olan olur ve takdir olunan rızkın da sana gelir. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
14. Suya ağzınızı uzatıp içmeyin, önce elinizi için. Zira elden daha iyi kab olmaz. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma) Ê r é
1. Hastalarınızı yemek içmek için zorlamayın. Zira Allah onları yedirir ve içirir. Ravi: Hz. Ukbe (r.a.)
2. Çarşıya ilk giren de olma, son çıkan da olma. Zira şeytan orada yumurtladı ve civcivledi. Ravi: Hz. Selman (r.a.)
3. İnsanlar dilinden ve elinden salim olmadıkça (kamil) müslüman olamazsın. İlminle amil olmadıkça alim olamazsın. Vera sahibi olmadıkça abid olamazsın. Zahid olmadıkça da vera sahibi olamazsın. Sukütünü uzat, düşünmeyi çoğalt, gülmeyi azalt. Zira çok gülme kalbi ifsad eder. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
4. Ayıplayıcı, medih edici, taan edici ve ölüm mürgi taslayıcı (tembel ve gözü kör) olmayın. Ravi: Hz. Mekhul (r.a.)
5. Allah'ın laneti, gazabı ve ateşi ile birbirinize beddua etmeyin. Ravi: Hz. Semure İbni Cündeb (r.a.)
6. (İhramlı iken) gömlek, sarık, don, bornoz ve mest giymeyin. Ancak bir kimse nalın bulamazsa, topuklarından aşağısını kesip mest giyebilir. Zaferan veya vers ile kokulanmış şey giymeyin. İhramlı kadın yüzünü örtmesin, eldiven de giymesin. Hz. İbni Ömer r.a(Bir adam geldi "Ya Resulallah ihramlı kimse ne giyer? Diye sordu. Bu hadis varid oldu.) Ravi:
7. Şehre mal getiren kimseyi karşılamayın. Kim karşılayıp da ondan bir şey satın almışsa, o malın sahibi çarşıya geldi zaman muhayyerdir. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
8. Hasta gözükmeyin hasta olursunuz, kabrinizi kazmayın ölürsünüz. Ravi: Hz. Vehb İbni Kays (r.a.)
9. Benden bir şeyi saklamayın. Zira Ben Allah'ın kitabında helal kıldığından başkasını helal kılmam ve Allah'ın kitabında haram kıldığından başkasını da haram kılmam. Ravi: Hz. Âişe ra
10. Ölümü temenni etmeyin. Zira ölümün korkusu şiddetlidir. Kulun ömrünün uzun olması ve Allah'ın kendisini inabe ile merzuk kılması saadettendir. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
11. Sakın borcun varken ölme. Zira ahiret, hasenat ve seyyiat yeridir. Orada, karşılık ve ödeme olarak altın ve gümüş yoktur ve hiç kimseye zulüm olunmaz. (Haklar hasenattan alınarak veya günah yüklenerek karşılanır) Ravi: Hz. İbni Ömer r.a
12. Nezir yapmayın, zira bu nezir kaderden bir şeye fayda etmez. Sadece bu sayede cimriden bir şey sızdırılır. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma) ¬ T ÷
1. Mevtanıza necis muamelesi yapmayın. Zira mü'min ne hayatında ne de ölümünde necis olmaz. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
2. Beyaz tüyleri yolmayın. Zira o, müslümanın nurudur. Hiç bir müslüman yoktur ki, islamda saçını ağartsın da Allah ona bu sebeple bir hasene vermesin, bir derece yükseltmesin ve bir günahını da affetmesin olmaz. Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
3. Kadınları göze çarpar mevkilere oturtmayın, yazıyı da öğretmeyin. Dikiş öğretin ve sure-I Nuru da iyi öğretin. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
4. Kıyamet kopmaz, denizden şeytanlar çıkıp ta insanlara Kur'an öğretmedikçe. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Aralarında akrabası ile alakasını kesen şahıs bulunan kavme Rahmet gelmez. Ravi: Hz. İbni Ebu Evfa (r.a.)
6. Kadın halasının üzerine, halada kardeşinin kızı üzerine ve kadın teyzesinin üzerine, teyzede kız kardeşinin kızı üzerine, büyük kız küçük kız üzerine, küçükte büyük üzerine bir nikah altına getirilemez. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
7. Meclislerde yalnız üç kişiye yer açılır: "Yaşlıya, yaşından dolayı, İlim sahibine, ilminden dolayı. Adil sultana, sultanlığından dolayı. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
8. "Celeb" (tahsildarın ayağına adam çağırtmak), "Ceneb" (Uzak bir yere oturup zekat malını ayağına getirmek) ve "şigar" (mehirsiz birbirleri ile kız alıp vermek) yoktur. Yağma şeklinde birisinden bir şey alan bizden değildir. Ravi: Hz. İmran (r.a.)
9. İki şeyden başkasına imrenilmez: Allah kendisine mal vermiş. Onu Hak yolunda harcıyor. İlim vermiş. Hem onunla amel ediyor, hem de öğretiyor. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
10. Allah ve Resulünden başkası için koruluk (hudud) yoktur. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
11. Emzirme müddeti geçtikten sonra süt kardeşlik yok. İftarsız oruç ta yoktur. Aklı baliğ olduktan sonra yetimlik yok, geceye kadar laf orucu da yok. Nikahtan evvel de talak yoktur. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
12. Üç şeyden başka şeyde nefes etmek yoktur: Nazar için, Zehirli hayvanların sokmasına karşı veya durmayan kan için. Ravi: Hz. İmran (r.a.)
13. Küçüğün, gaibin ve satışı işittiği halde sükut eden ortağın ortağı üzerine şufa hakkı yoktur. Şuf'a düğümleri çözmek gibidir. Hz. İbni Ömer r.a(Küçüğe buluğa ermedikçe, gaib olan adam gelmedikçe, ortağın ortak üzerine alım satımı duyup ta sükut etmişse şufa hakkı yoktur.) Ravi:
14. Şumluk yoktur. Eğer şumluk olsa idi atta, kadında ve meskende olurdu. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma) Ô |
1. İkindiden sonra güneş batıncaya, sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar namaz yoktur. Yalnız Mekke'de, Mekke'de. Ravi: Hz. Ebû Zerr (r.a.)
2. Cami komşusu için camiden başka yerde namaz yoktur. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
3. Yemek hazırken namaz yok, büyük küçük abdest zorlarken de namaz yoktur. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
4. Abdesti olmayanın namazı, besmele ile olmayanın abdesti yoktur. (Hayrı yok) Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Abdesti olmayanın namazı yoktur. Besmele çekmeyenin abdesti yoktur. Bana iman etmeyen Allah'a iman etmiş olmaz. Ensarı sevemeyenin de Bana imanı yoktur. Ravi: Hz. Said İbni Zeyd (r.a.)
6. Zarar vermek ve zarara zararla mukabele etmek de yoktur. Kim zarar verirse Allah ona zarar verir. Kim güçlük çıkarırsa Allah da ona güçlük çıkarır. Ravi: Hz. Abr İbni Yahya (r.a.)
7. Zarar vermek ve zarara zararla mukabele etmek yoktur. Bir adam komşusunun duvarına kiriş atabilir. Sahipsiz ve imar edilmemiş yerde yol yedi arşındır. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
8. Allah'a masiyet olan yerde kimseye itaat yoktur. İtaat ancak meşru yerdedir. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
9. Allah (z.c.hz.)ne isyan mahiyetinde olan yerde, mahluka itaat yoktur. Ravi: Hz. İmran (r.a.)
10. Malik olmadığın yerde talak yoktur. Malik olmadığın şeyde azad etmek yoktur. Malik olmadığın şeyde satış yoktur. Malik olmadığın şeyde nezre vefa yoktur. Allah Teala'nın rızası aranmayan şeyde nezir yoktur. Bir kimse günah işlemeye yemin ederse onun için yemin yoktur. Bir kimse sıla-I rahimi kesmek için yemin ederse onun için de yemin yoktur. Ravi: Hz. Amr İbni Şuayb (r.a.)
11. Hastalık sirayeti yoktur (Allah izin vermedikçe). Muharremin Sefer ayına tebdili de yoktur. Kuşu uğursuz saymakta yoktur. İki ay otuzar gün olmaz. Kim ahdini bozarsa Cennet kokusu koklayamaz. Ravi: Hz. Ebû Ümâme (r.a.)
12. Kendiliğinden hastalık sirayeti ve şumluk yoktur. İyiye yorma hoşuma gider. İyiye yorma da güzel kelimedir. Ravi: Hz Enes (r.a.)
13. Kendiliğinden hastalık sirayeti ve şumluk yoktur. Kuş ötmesi üzerinde şumlarına da yoktur. Safer ayının şumluğu da yoktur. Cüzzamlıdan aslandan kaçar gibi kaç. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) medikç° Y ò
1. Allah (z.c.hz.)nin rızası dahilinde tedbir gibi akıl, haramdan sakınmak gibi vera ve iyi ahlak gibi asalet yoktur. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
2. Allah'ın tayin ettiği hadlerden başka, on sopadan fazla ceza yoktur. Ravi: Hz. Sahabeden biri.
3. Cehaletten şiddetli fakirlik, akıldan daha faydalı zenginlik, tefekkür gibi de ibadet yoktur. Ravi: Hz. Haris (r.a.)
4. Tetebbürsüz kıraat, fıkıhsız da ibaded olmaz. Bir fıkıh meclisi altmış senelik ibadetten hayırlıdır. Ravi: Hz. İbni Ömer ra.
5. Ağacındaki meyvadan dolayı ve "cumardan" (hurma göbeği) dolayı el kesilmez. (Çalıp yemekte ve on dirhemden az da el kesmek yok diye ilave var.) Ravi: Hz. Rafiğ ra.
6. Amelsiz söz, niyetsiz amel ve söz olmaz. Niyetin, amelin ve sözün kıymeti de ancak sünnete uymakladır. Hz. Ali r.a(Esas olan Peygamberlerimize tabiyettir.) Ravi:
7. Masiyet ve gadapta nezir yoktur. Kefareti de kefareti yemindir. Ravi: Hz. İmran (r.a.)
8. Allah'a masiyet olan yerde ve malik olmadığı şeyde de nezir olmaz. Ravi: Hz. İmran İbni Hüseyin (r.a.)
9. Velisiz nikah olmaz. Velisi olmayanın velisi hükümettir. Ravi: Hz. Âişe ra.
10. Allah (z.c.hz.)nin mü'minlerin ezanını kabul ettiği gibi kabul ettiği bir şey yoktur. Kur'an'da da güzel sesli birinin okumasını kabul ettiği kadar kabul ettiği hiç bir şey yoktur. Ravi: Hz. Mekal İbni Yesar (r.a.)
11. Sizden hiç biriniz layıkı ile iman etmiş olmaz; Beni çocuğundan, ana babasından ve bütün insanlardan fazla sevmedikçe. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
12. Erkek Ekkekle tek elbisede beraber yatamazlar. Kadın kadınla da öyle. (Bir yorgan altında da öyle hükmünü çıkarmışlar.) Ravi: Hz. Câbir r.a
13. Erkek Erkekle, kadın kadınla beraber bulunamaz.(Bir örtü altında) Ve bir erkeğin diğer bir erkeğin avretine ve bir kadının da diğer kadının avretine bakması helal olmaz. Ravi: Hz. Zeyd İbni Eslem
14. Üzüm kararmadıkça, tane katılaşmadıkça satılmaz. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
15. Adam din kardeşinin alış verişi üzerine alış verişe giremez ve kardeşinin talibi olduğu kadına da talib olamaz. Meğer ki izin vere. (Veya o adamın işi iyi bir neticeye varmamışsa o başka) Ravi: Hz. İbni Ömer.a ´ \ ÿ
1. Bazınız, bazınızın alış verişi üzerine alış veriş yapmasın. Malı pazara girmeden karşılamayın. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
2. Ensara ancak münafık buğz eder. Kim Bize, yani Ehli Beyte buğz ederse, o münafığın ta kendisidir. Kim Ebu Bekir (r.a) ve Ömer (r.a)a buğz ederse o da münafıktır. Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
3. Allah'a ve ahiret gününe iman eden adam Ensara buğz edemez. (Bir sebeb olsa da) Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
4. Kul müttekilerden olamaz, beis olmayanı, beis ihtimalinden sakınarak terk etmedikçe. Ravi: Hz. Aliye es Sadi (r.a.)
5. Kul imanın hakikatine erişemez; kendine istediğini halk için de istemedikçe. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
6. Kul sarih bir imana varamaz, (yalan olan) şakayı ve yalanı terk etmedikçe ve haklı da olsa cidali bırakmadıkça. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
7. Sizden biri yıkanacağı yerde bevl edipte gusul veya abdest almasın. Zira bütün vesveseler bundandır. Ravi: Hz. Abdullah İbni Mugaffel (r.a.)
8. Biriniz akmayan durgun suya bevl edip te onunla yıkanmasın. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
9. Ayrı din salikleri birbirine varis olamaz. Bir milletin diğer millete şehadeti de muteber olamaz. Ümmeti Muhammed (s.a.v)'in şehadeti müstesna. Zira onun diğerlerine şehadeti caizdir. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
10. Bir cemaat toplanıp ta, bir kısmı dua eder, ötekiler de "amin" derse o duayı Allah kabul eder. Ravi: Hz. Habib İbni Mesleme (r.a.)
11. Allah yolunda hasıl olup ta yutulan toz ile Cehennem dumanı bir kulun karnında ebeden toplanmaz. Hasislik ile iman da bir kulun kalbinde ebeden toplanmaz. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
12. Dört şey bir mü'minde toplanırsa, Allah ona bu sebeble Cenneti vacib kılar; Dilde doğruluk, malda cömertlik, kalbde muhabbet, gizli ve aşikarede hayırhahlık. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
13. Bir müslüman bir kafiri öldürüp de, dininde müstakim olur ve Allah'a kurbiyetle say ederse, o kafirle Cehennemde birleşmezler. Bir adamın içinde fisebilillah toz ile Cehennem dumanı ve bir kalbde iman ile hased de birleşmez. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) ki izin¤ M Î
1. Bu ölüm durumunda, bir kulun kalbinde şu iki şey birleşirse, Allah ona ancak ümid ettiğini verir ve korktuğundan emin kılar. (Peygamber (s.a.v.) efendimiz ölüm halinde bir zatı yoklamış, "kendini nasıl buluyorsun "diye sorunca, o kimse "Allah'dan ümid ediyorum ama günahlarımdan da korkuyorum" demiş. O zama yukarıdaki hadis varid olmuştur. Ravi: Hz. Enes r.a
2. Bir adama, Allah'ın hadlerinden bir haddin gayrisinde, on kamçıdan fazla vurulmaz. Ravi: Hz. Ebû Burde İbni Niyar (r.a.)
3. Allah (z.c.hz.) ümmetimi ebeden dalalette cem etmez. Büyük karaltıda olun. Allah'ın kudret eli cemaat üzerindedir. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
4. Şu dördün muhabbeti bir münafığın kalbinde toplanmaz; Ebu Bekir (r.a) Ömer (r.a) Osman (r.a) ve Ali (r.a) Ravi: Hz. Enes (r.a.)
5. Ensarı mü'minden başkası sevemez ve münafıktan başkası da onlara buğz edemez. Kim Ensarı severse Allah da onu sever. Kim Ersara buğz ederse Allah da ona buğz ede. Ravi: Hz. Bera (r.a.)
6. Şabanın yarı gecesinde (Berat gecesinde "La ilahe illallah" kavlini Allahdan hiç bir şey men etmez. Ancak içkici bir kimsenin veya gözünü dünyaya dikmiş olanın ağzından çıkan müstesna. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
7. Beyliğe haris olup ta adalet yapan yoktur. Ravi: Hz. Ebû Mûsa (r.a.)
8. Bir halife için beytülmalden iki kaptan fazlasına malik olması helal olmaz. Bir kap kendisinin ve ehlinin yediği kaptır. Bir kap ta misafirlerinin önüne koyduğudur. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
9. Müslümanlara müşriklerin ganimetlerinden hiçbiri helal olmaz. Az olsun çok olsun, iplik olsun iğne olsun, ne alana ne verene. Ancak hakkı ile olan hariç. Ravi: Hz. Sevban (r.a.)
10. "La ilahe illallah Muhammedür Resulallah" a şehaded eden bir müslümanın kanı, ancak şu üç halden biri sebebi ile helal olabilir: Zinakar dul (veya evli). Cana karşı can ve dinini terk etme, cemaatten ayrılma. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
11. Ehli kıbleden hiç bir kimsenin kanı helal olmaz, şunlar hariç; Öldürüp karşılığında öldürülen, zinakar dul ve cemaatten ayrılan kimse. Ravi: Hz. Âişe (r.anha) Hz. E G Ä
1. Köpek parası, kahin parası ve cariyenin gayri meşru münasebetinin parası helal olmaz. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
2. Alış verişle karz (ödünç) bir araya gelmez. Bir ahidde iki şart olmaz. Tazmin edilmeyen şeyin kazancı helal olmaz ve elde olmayan malın satışı helal olmaz. Ravi: Hz. Amr İbni Şuayb (r.a.)
3. İki adamın arasına izinsiz oturmak caiz olmaz. Ravi: Hz. Amr İbni Şuayb (r.a.)
4. Bir müslüman adama, kardeşini üç günden fazla terk etmesi helal olmaz. Görüşmek hususunda önden davranan Cennete önce girer. Ravi: Hz. Ebû Hureyre ra
5. Kul hakikat-I imanı hak etmez. Allah için gazab etmedikçe ve Allah için razı olmadıkça. Bunu yaptığı zaman ise imanın hakikatına muhakkak müstehak olur. "Benim dostlarım, evliyam onlardır ki, Benim zikrolunuşumla zikrolunur ve onların zikrolunuşu ile de Ben zikrolunurum." Ravi: Hz. Amr İbni Hamid (r.a.)
6. Allah'a ve kıyamet gününe iman eden bir kadın için bir gün, bir gecelik yolu yalnız gitmesi helal olmaz. Mahremi ile beraber olmak hariç. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
7. Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir kadın için, üç günlük ve daha fazla bir yolu sefere çıkması helal olmaz. Ancak yanında babası veya oğlu veya kocası veya erkek kardeşi veya bir mahremi olması hariç. Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
8. Bir kadın için kocası evde iken onun izni olmadan nafile oruç tutmak ve evine izinsiz adam almak helal olmaz. Kocasının emri olmadan infak ettiği şeyin yarı sevabı kocasına verilir. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
9. Bir müslümana, canının çıkmasından hoş bir şey olmadıkça (canından bezmedikçe) deccal çıkmaz. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
10. Bir adam Medine'den yüz çevirerek çıkarsa, Allah (z.c.hz.) Medine için ondan hayırlısını nasip eder. Halbuki bilselerdi Medine onlar için daha hayırlıydı. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
11. Deccal insanlarca kendinden bahsedilmekten zuhul edilmedikçe (unutulmadıkça) ve imamlar da minberlerde ondan bahsetmeyi terk etmedikçe çıkmaz. Ravi: Hz. Saab İbni Cessame (r.a.)
12. Bir adam sadakadan bir şeyi yetmiş şeytanın dişinden kurtarmadan veremez. Ravi: Hz. Büreyde (r.a.)
13. Cennete, hilebaz, hasis, adi adam, iyiliği başa kakan, hain ve kölesini fena kullanan kimse giremez. Cennetin kapısını çalacak olanların ilki erkek ve kadın kölelerdir. Öyle ise Allah'dan korkun, sizinle Allah arasında olan ve sizinle köleleriniz arasında olan umuru hususunuz-u güzel tutun. Ravi: Hz. Ebû Bekir (r.a.) lbinde Ó |
1. Cennete, başa kakıcı, anaya-babaya asi olan, içkiye idmanlı olan, söz taşıyan, büyüye inanan giremez (Yani Cehennemde tımar görmeden.) Ravi: Hz. Ebû Said r.a
2. Kalbinde zerre miktarı kibir olan kimse Cennete giremez. Denildi ki: "Bir adam elbisesinin ve ayakkabısının güzel olmasını severse?" Buyurdu ki, Allah güzeldir ve güzelliği sever. Kibir, Hakka razı olmamak ve halka hor bakmaktır. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
3. Cennete cevvaz (kendine yontan), katı yürekli olan, hasis, adi adam, çetin ahlaklı, pis boğaz, insanlara karşı gaddar, göbeği büyük kimse giremez. Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Ganamı (r.a.)
4. Medine'ye deccal korkusu girmez. O günü Medine'nin yedi kapısı vardır ve her birinde de ikişer melek duracaktır. Ravi: Hz. Ebû Bekir (r.a.)
5. Deccal Mekke ve Medine'ye giremez. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
6. Benimle evlenen veya kendisinden kız alıp verdiğim kimseler Cehenneme girmez. Ravi: Hz Hars (r.a.)
7. Beni gören müslüman ve Beni göreni gören ve Beni göreni göreni gören de Cehenneme girmez. (Ashaba tabiin ve tebal tabiin) Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Ukbe ra.
8. Sizlerden biri evlad yetiştirmek fikrinden vazgeçmesin. Zira bir kimse öldüğü zaman onun çocuğu yoksa ismi kesilir. Ravi: Hz. Hafsa (r.a.)
9. Kafir müslümana ve müslüman da kafire varis olamaz. Ravi: Hz. Umame İbni Zeyd (r.a.)
10. Müslüman hristiyana varis olamaz. Meğer ki köle veya cariyesi olsun. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
11. Kaderi, duadan başka şey geri çeviremez. Ömrü de ancak iyilik artırır. Bir adam, günahı sebebile kendine isabet edecek rızkından mahrum olabilir. Ravi: Hz. Sevban (r.a.)
12. Deniz yolculuğuna, hac ve umre yapacak kimseden ve Allah yolunda gazi olandan başkası çıkmasın. Zira denizin altında ateş ve ateşin altında da deniz vardır. Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
13. Ehli garb (Şamlı ve mücahidler) kıyamete kadar hak üzerinde galib olurlar. Ravi: Hz. Saad İbni ebu Vakkas (r.a.) ” < ß
1. Kul, din kardeşinin hacetinde bulundukça, Allah da onun hacetini gözetmeye devam eder. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
2. "La ilahe illallah" sözü, Allah'ın gadabını kullarından uzaklaştırmaya devam eder, dünyaları yolunda iken dinlerindeki eksikliği görmez oluncaya kadar. O zaman yine söylerler fakat Allah (z.c.hz.) onlara "Yalan söylüyorsunuz" buyurur. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
3. İnsanlar birbirini çekememezlik yapmadıkça, hayırda devam edeceklerdir. Ravi: Hz. Danıra İbni Saibe (r.a.)
4. Bela mü'min erkek ve kadının bedeninde malında ve evladında devam eder. Ta ki üzerinde hiç bir günah kalmadan Allah'a kavuşuncaya kadar. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Bu din kaim olarak devam eder, Kureyşten on iki halife oluncaya kadar. Sonra kıyamete yakın yalancılar peyda olur. Ravi: Hz. Câbir ibni Semure (r.a.)
6. Bu din Kureyşten on iki halife gelip gidinceye kadar kaim olarak devam eder. Her birinde ümmet birleşmiş vaziyettedir. Ondan sonra ise herc-ü-merc başlar. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
7. Mü'min din kardeşine hayırhahlık ettikçe, dininde genişlik bulmakta devam eder. Bundan vaz geçerse tevfikat selb olunur. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
8. Bu iş, ondan ayrılanlara rağmen muzaffer olarak devam edecektir. Muhaliflerin ve ayrılanların ona zararı olmaz, taki Kureyşten on iki halife gelene kadar. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
9. Malı çalınan adam, günahı olmıyan bir kimseye suizanna devam eder, o derecede k,I bu hırsızın günahını geçer. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
10. Ümmetimden bir kısmı ikindiden evvel dört rek'at namaz kılmaya devam eder, o derecede ki, Allah onlara mutlaka mağfiret eder. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
11. Sizlerden biri namazı beklediği müddetçe namazda olmakta devam eder. Ve melaike de sizden birine mescidde olduğu sürece şöyle: "Allah'ım onu affet, Allah'ın ona merhamet et." Diye dua etmekte devam eder, dünya kelamı söylemedikçe. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
12. İş günden güne şiddetini artırır ve dünya da ancak gerilemeyi artırır. İnsanlarında ancak hasisliği artar. Kıyamette ancak şerliler üzerine kopar. Benden sonra Meryem oğlu İsa (a.s) dan başka nübüvvet mertebesinde kimse gelmeyecektir. Ravi: Hz. Enes (r.a.) E° X ó
1. Zina yapan kimse, zina ederken mü'min değildir. Şarap için de içerken mü'min değildir. Hırsızlık yapan da hırsızlık yaparken mü'min değildir, yağmacılık yapan bir mevki sahibi kimse de yağmacılık yaparken mü'min değildir. Öyle bir yağmacılık ki; o adamın cür'etine hayretten dolayı insanların gözü ona dikilir. (Müslimin Ebu Hureyre (r.a)dan rivayetinde "sizden hiç biriniz ganimetten bir şey çaldığında mü'min değildir. Aman sakının sakının" ibaresi ilavesi vardır) Ravi: Hz. Abdullah İbni Evfa r.a
2. Bir kul abdesti layıkı ile alırsa, Allah onun gelmiş geçmiş günahlarının mağfiret eder. Ravi: Hz. Osman (r.a.)
3. Kulun imanı, kalbi doğrulmadan ve kalbi de dili doğrulmadan doğrulmaz ve komşusu zulmünden emin olmadan da Cennete giremez. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
4. On ve daha fazla kişiye amir olan kimse kıyamet gününde eli boynuna bağlı olarak gelir. İyi yaptığı tahakkuk ederse kelepçe çözülür. Kötü ise bağ üzerine bağ artırılır. Ravi: Hz. Abdullah İbni Büreyde (r.a.)
5. İnsan sırt üstü yatıp ta, dizini büküp yağını ayak üzere koymasın. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
6. Sizden biri sırt üstü yatıp ta ayağını ayak üzere atmasın. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
7. Benim bu mescidimde bir adam, ezanı işitip de sonra hacetsiz olarak çıkar namaza da dönmezse o münafıktır. Ravi: Hz: Ebu Hureyre (r.a.)
8. Kur'an en tatlı olarak, Allah azze ve celleden haşyet duyan adamdan dinlenir. Ravi: Hz. Tagus (r.a.)
9. Yatsı ve sabah namazına münafık devam edemez. Ravi: Hz. Abdullah İbni Enes (r.a.)
10. Ümmetimden bir adam Medine'nin sıkıntısına sabrederse, kıyamette ona şahit ve şefaatçi olaram. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
11. Biriniz omuzunda bir şey olmadan tek (izar) elbise ile namaz kılmasın. (Tek bir alt örtü, peştemal ile) Ravi: Hz. Ebû Hureyre r.a erham{ $ §
1. Bir kul Allah yolunda oruç tutarsa, o gün sebebile Allah onun yüzünü Cehennemden yetmiş yıllık yere uzaklaştırır. (azada oruç) Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
2. Bir mü'min kula, yorgunluk, ağrı, kaygı, hüzün, gam, eza isabet etse, hatta ayağına diken batsa, bunları Allah onun günahlarına kefaret kılar. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
3. Bir Adem oğluna isabet eden ağaç sıyrıntısı, ayak kayması veya damar sıyrıntısı ancak bir günahı sebebiledir. Allah'ın affettiği ise daha çoktur. (Yani musibetler günahsız olmaz) Ravi: Hz. Ebû Hureyre r.a
4. Hastayı üç günden evvel yoklamak lazım gelmez. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Adamın itikadını anlamadan müslümanlığı hoşunuza gidip kara vermeyin. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
6. Kulağı önden, arkadan kesilmiş uzunluğuna yarılmış, delinmiş veya gözü kör hayvan kurban olmaz. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
7. Hayız ve cünüb kadın, saç diplerini yıkayabiliyorsa, saçını sökmemesi zarar vermez. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
8. Allah (z.chz) bu ümmeti yarım günden öteye geri bırakmaz. Şam bir adamın ve Ehli Beytinin sofrasını görmedikçe. Şam o adamın sofrasını gördüğünde Kostantiniyye feth olunur. Ravi: Hz. Ebû Salebe (r.a.)
9. Erkek kadının, kadın da erkeğin artırdığı sudan yıkanmasın ve yıkandığı yerde bevl etmesin, her gün de saçını taramasın. Ravi: Hz. Sahabeden biri.
10. Bir müslüman ağaç diker, ekin eker de ondan bir insan, bir kuş veya bir mahluk yerse, bu sebeble kendisine sevap yazılır. Ravi: Hz. Amr İbni Asi (r.a.)
11. Allah (z.c.hz.) bid'ad (itikat) taşıyan kimsenin, namazını, orucunu, sadakasını, haccını, umresini, cihadını, farzını ve nafilesini (hiç bir ibadetini) kabul etmez. Ve o kimse hamurdan kıl çıkar gibi islamiyetten çıkar. Ravi: Hz. Huzeyfe (r.a.)
12. Bir kavim Allahı zikretmeye otururlarsa, melekler onları sarar, rahmet onları kaplar ve üzerlerine itminan gelir. Ve Allah (z.c.hz.) bu kimseleri Mele-i Alada zikreder. (Ve Zekere humullahu fi men indek) Ravi: Hz. Ebû Hureyre r.a
13. Sizlerden biri "benim nefsim habis oldu" demesin. "Nefsim puslaştı" desin. Ravi: Hz. Ebû Urvan İbni Sebil (r.a.) B><ª R É
1. Sizden biri sakın "Allah'ım dilersen beni affet, Allah'ım dilersen bana merhamet et, Allah'ım dilersen bana rızık ver". Demesin. İstediğinde azimli olsun. Zira Allah dilediğini yapar ve onu zorlayacak ta yoktur. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
2. Sizden biri sakın "Benim kulum, benim cariyem" demesin. Hepiniz Allah'ın kullarısınız. Sizin kadınlarınızın hepsi de Allah'ın cariyeleridir. Lakin "kölem, cariyem, gencim ve genç kızım" desin. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
3. Sizden biri "Benim kulum, benim cariyem" demesin, köle de "Rabbım hanım Rabbım" demesin, Malik "yiğidim, genç kızım", köle de "efendim, hanım efendim" desin. Zira siz memluklarsınız. Rab ise Allah azze ve Celledir. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
4. Sizlerden biri meclislerinde Kureyşe ayağa kalmasın. Ancak Hasan (r.a) Hüseyin (r.a) ve onların sülalesi müstesna. Ravi: Hz. Eban (r.a.)
5. Adam meclisinde ayağa kalkmasın. Lakin adam müslüman kardeşine yer açsın. Ravi: Hz. Ebû Umame(r.a.)
6. Adam adama yerinden ayağa kalkmasın. Lakin adam müslüman kardeşine yer açsın. Ravi: Hz. Ebû Bekre (r.a.)
7. Sizden birine, halktan korkması, işittiği veya gördüğü bir hakikatı söylemeye mani olmasın. Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
8. Bilal'in ezanı da, ince uzun devam eden fecri kazib de sahurunuza mani olmasın. Lakin ufuktaki fecri sadık hariç. Ravi: Hz. Cündeb (r.a.)
9. Sizlerden birini sail bir şey istediği zaman onun yerine Cehenneme ya bir yahudiyi veya bir nasraniyi atar. Ravi: Hz. Ebû Mûsa (r.a.)
10. Müslüman bir adam ölünce Allah (z.c.hz.) onun yerine Cehenneme ya bir yahudiyi veya bir nasraniyi atar. Ravi: Hz. Ebû Mûsa (r.a.)
11. Memleketlerden bir beldede ashabımdan biri ölürse, o onlar için nur olur ve Allah kıyamet gününde kendisini o belde ahalisine seyyid kılar. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
12. Bir mislümanın üç çocuğu ölsün de Cehenneme girsin bu olmaz. Ancak yemin yerini bulsun için başka. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
13. Sizlerden biri sakın Allah (z.c.hz.)a hüsnü zan ediyor olmaktan başka türlü ölmesin. Ravi: Hz. Câbir (r.a.) z£ K À
1. Sizlerden biri, Allah (z.c.hz.) ne zannını güzelleştirmeden ölmesin. Zira Cennetin bedeli Allah'a hüsnü zandır. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
2. Allah'a masiyette, sıla-I rahmi kesmekte ve malik olmadığın şeyde sana yemin ve nezir yoktur. Ravi: Hz. Ömer (r.a.)
3. Babasının yemini yanında çocuğun yemini yok, kocasını yeminine karşı kadının yemini yoktur. Sahibinin yemini yanında kölenin yemini yoktur. Sıla-I rahmin kesilmesinde yemin yoktur. Masiyette nezir yoktur. Nikahtan önce talak yoktur. Sahib olmadan evvel azad yoktur. Akşama kadar susmak şeklinde de oruç yoktur. İftar etmeden peşi sıra oruç yoktur. Büluğa erdikten sonra yetimlik yoktur. Süt kesmeden sonra süt kardeşliği yoktur. Hicretten sonra badiyede kalmak yoktur. Fetihten sonra hicret mükellefiyeti yoktur. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
4. Sizden biri Kur'an'ın üçte birini okumadıkça sakın uyumasın. Dediler ki: "Nasıl güç yeter?" Buyurdu ki, "Kulhuvallahu ehad, Kul euzu birabbil felak, Kul euzu birabbinnas'ı okumaya güç yetmez mi ? Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. İki yüzlü kimseye, Aziz ve Celil olan Allah'ın yanında emin olarak haşr olmak layık değildir. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
6. Alim için bilgisi üzerine sükut, cahil içinde cehli üzerine sükut caiz olmaz. Zira Allah teala şöyle buyurdu.: "Bilmiyorsan ehli zikre sorunuz." Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
7. Kendisinde şu üç haslet olmayanın "emri bil maruf ve nehyi anil münker" yapması doğru değildir: Emrettiği ve nehyetiği şeyi kendisinin tatbiki, Emrettiği ve nehyettiği şey hususunda alim olması. Nehyettiği hususta adaletli olması. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
8. Bir müslamana kendini zelil etmesi layık olmaz. Denildi ki: "Nefsi insanı nasıl zelil eder?" Buyurdu ki, gücü yetmeyecek belalara kendini atar. Ravi: Hz. Huzeyfe (r.a.)
9. Biriniz farzdan bir şey eksik yaparsa, Allah (z.c.hz.) onu nafile namazlardan tamamlar. Ravi: Ensardan biri
10. Bir kimse bir ses işitmedikçe veya bir koku duymadıkça namazdan ayrılmasın. (Birisi namazda insan bir şey kaçırdı gibi geliyor demişti de bu hadis varid oldu) Ravi: Hz. Abbad İbni Temim r.a
11. Evde kab içinde idrar bırakılmasın. Zira melaike böyle odaya girmez. Ve yıkandığı yerde de küçük abdest bozulmasın. Ravi: Hz. Abdullah İbni Yezid (r.a.) s - Aµ ^ ı
1. İhramdaki adam evlenmemsin, nikah yapmasın ve kadına da talib olmasın. Ravi: Hz. Osman (r.a.)
2. Ya Ebu Bekir (r.a) Allah sana Rıdvanı Ekberi verdi. Dedi ki; "Onun Rıdvanı Ekberi nedir?" Buyurdu ki, muhakkak ki Allah halka umumi olarak tecelli edecek, sana ise hususi olarak tecelli edecektir. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
3. Ya Ebu Bekir, muhakkak Allah Adem (a.s)ı yaratmasından Beni Peygamber olarak göndermesine kadar, Bana iman edenlerin sevabını Bana verdi. Ve Allah Teala sana da ya Ebu Bekir, Benim Peygamber gönderilmemden kıyamete kadar Bana iman edenlerin sevabını verdi. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
4. Ey Ebu Bekir Allah sana "Sıddık" ismi verdi. Ravi: Hz Umumi Hani (r.a.)
5. Ey Ebu Eyyüb, Allah ve Resulünün yapanından razı olacağı bir sadakayı sana söyleyeyim mi? İnsanların arası bozuldu mu ıslah edersin ve birbirinden uzaklaştıklarında aralarını yaklaştırırsın. Ravi: Hz. Ebû Eyyub (r.a.)
6. Ya Ebu Eyyub, kabirlerinde azab görmekte olan yahudilerin feryadlarından benim işittiğimi sen de işitiyor musun? Ravi: Hz. Ebû Eyyub (r.a.)
7. Ya Ebu Eyyub, sen onu İranlı diye ayıblama (Selman (r.a)ı), Eğer din Süreyya yıldızında asılı olsaydı, Faris evladından bazıları ona yetişirdi. Ravi: Hz. Sefine (r.a.)
8. Ya Ebu Cüheyfe, geyirmeni kısa tut. Kıyamette insanların açlıkları en uzun sürecek olanları dünyada toklukları fazla olanlarıdır. Ravi: Hz. Mikdam (r.a.)
9. Ya Ebud Derda, diğer geceleri bırakarak Cuma gecesini ihyaya ve diğer günleri bırakarak Cuma günüün oruca tahsis etme. Ravi: Hz. Ebud Derda (r.a.)
10. Ya Ebud Derda, bedeninin senin üzerinde hakkı vardır. Ehlinin senin üzerinde hakkı vardır. Rabbının da senin üzerinde hakkı vardır. Şu halde her hak sahibinin hakkını ver. Oruç tut ve ye. Kıyam et ve uyu ve de ehline git. Ravi: Hz. Ebû Cüheyfe (r.a.)
11. Ya Ebu Zer Ben seni zayıf görüyorum. Halbuki Ben kendim için sevdiğimi senin içinde severim. Sakın iki kişiye emir olma ve yetim malını üzerine alma. Ravi: Hz. Ebû Zerr (r.a.)
12. Ya Ebu Zer, mescidde senin gözünde en yüksek adama bak. Dedi ki: "Baktım bir de ne göreyim üzerinde kıymetli bir elbise olan bir adam, dedim ki,u." Buyurdu ki, bir de mescidde en aşağı olan adama bak, Dedi ki; "Baktım bir de ne göreyim, üzerinde yırtık elbiseler olan bir adam, dedim ki şu." Buyurdu ki, Nefsim yed-I kudretinde Olana yemin ederim ki; kıyamet gününde Allah indinde şu yamalı adam onun gibi (güzel elbiseli olan) yer dolusu adamdan hayırlıdır. Ravi: Hz. Ebû Zerr (r.a.) ws-12Õ ~
1. Ey Ebu Rezin, muhakkak ki bir müslüman bir din kardeşini ziyaret ettiğinde onun yetmiş bi melek teşyi eder ve istiğfarda bulunarak "Ya Rabbi, O senin rızan uğurunda yokladığı gibi, Sen de onu yokla" derler. Ravi: Hz. Ebû Resin (r.a.)
2. Ey Ebu Rezin Siz ayın on dördünde mehtabı izdihamsız görmüyor musunuz? Halbuki o Allah'ın yarattıklarından bir mahluktur. Allah ise mahlukatından çok yüksektir. (Kıyamet gününde Rabbımızı görebilecek miyiz ve bunu ne ile istidlal ederiz diye sorulduğunda yukarıki hadis varid oldu) Ravi: Hz. Ebû Rezin r.a
3. Ey Adem oğlu nimetin tamamı nedir bilir misin? Muhakkak ki, Cehennemden kurtulup Cennete girmek, tamamın nimettendir. Ravi: Hz. Muaz (r.a.)
4. Ey Adem oğlu sen Allah'ın azabına mukavemet edemezsin. Desen olmaz mı ki: "Rabbena atina fiddünya haseneten ve filahireti haseneten ve kına azabennar." Ravi: Hz. Hasen (r.a.)
5. Ey Adem oğlu dünyadan zaruret miktarına razı ol. Zira ölecek olana bu azık çoktur. Ravi: Hz. Semure (r.a.)
6. Ey Adem oğlu ne yapacaksın dünya ile Helali hesap, haramı ise azabtır. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
7. Ey İbni Havale, hilafetin arzı mukaddese nazil olduğunu görürsen o vakit sarsıntılar, inkilaplar büyük işler yaklaştı emektir. Ve kıyamet o zaman benim elimin senin başına yakınlığından daha yakındır. Ravi: Hz. İbni Havale (r.a.)
8. Ya Ektem, kavminden başkası ile gaza et. Ahlakın güzel olur, daha kerim olursun ve arkadaşlarına ikram edersin. Ya Ektem, arkadaşın hayırlısı dörtten aşağı olmayandır. Keşif kolunun hayırlısı kırk kişidir veya haddi münasibidir. Pişdarlar (öncü)dört yüz, ordunun hayırlısı dört bindir ve on iki bin kişi azlıktan dolayı yenilmez. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Ya Esma, kadın, kız baliğa oldu mu onun artık yüzü ile elinden başka yeri gözükmemek icap eder. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
10. Ya Eba Fatıma, secdeyi çok yap, Zira Allah teala secde eden müslüman yoktur ki, Allah onun derecesini yükseltmesin. Ey Ebu Fatıma, şayet Benimle buluşmak istiyorsan secdeyi çokça et. (Efendimize mülaki olmanın bir yolu da çok secde etmektir) Ravi: Hz. Ebû Fatıma El Ezdi r.a ¡ I Â
1. Ey Ümmü Harise, o Cennette yüksek derecelerdedir. Muhakkak ki oğlun Firdevsi Alayı buldu. Firdevs, Cennetin ortası en yüksek ve en kıymetli yeridir. Hz. Enes r.a(Bedir gazasında şehid olan oğlundan annesi haber sormuş, eğer Cennette değilse adam akıllı ağlıyayım demğş. O zaman yukariki hadis varid olmuştur.) Ravi:
2. Ey Ümmi Rafi, namaza kalktığında Allahı on kere tesbih, Onu on kere tehlil ve Ona on kere hamd ve Onu on kere tekbir et ve Ona on kere de istiğfar et. Muhakkak ki, sen on kere tesbih ettiğin zaman Allah buyurur; "Bu benim içindir." Tehlil ettiğin zaman; "Bu benim içindir", buyurur, Hamd ettiğin zaman; "Bu benim içindir", buyurur, istiğfar ettiğin zaman ise; "Seni mutlaka mağfiret ettim" buyurur. Ravi: Hz. Ummi Rafi (r.a.)
3. Ya Ümmi Seleme, hiç bir adam yoktur ki, kalbi Allahın parmaklarından iki parmağı (tasarrufu) arasında olmasın. O, dilediğini sabit kılar, dilediğini kaydırır. Ravi: Hz. Ummi Seleme (r.a.)
4. Ya Ummi Ula, müjde, Müslümanın hastalığı hatalarını giderir. Ateşin altın ve gümüşün kirini gidermesi gibi. Ravi: Hz. Ummi Ula (r.a.)
5. Ya Ummi Atiyye (kız sünnetçisi) sünnet yaptığında bu işi hafif al. Bu onların simalarına parlaklık ve kocalarının daha ziyade haz duymalarına sebeb olur. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
6. Ey Ümmi Kays, Bu Kabristan görüyor musun? Buradan Allah kıyamette, yüzleri ayın on dördü gibi yetmiş bin kişiyi diriltecek ve onlar hesapsız Cennete gireceklerdir. (Baki kabristan) Ravi: Hz. Ummi Kays (r.a.)
7. Ya Enes bir şey yapacağında yedi kere Rabbın Allah (z.c.hz.) den istihare (hayır) talep et, ondan sonra gönlüne dolana bak, ne doğarsa hayır ondadır. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
8. Ya Enes, bir kimse üç gece ateşlenirse günahlarından anadan doğduğu gün gibi çıkar. On gün hastalanırsa semadan nida olunur ki, "Geçmişin af olundu, defterini yenile." Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Ya Enes bilmez misin ki din kardeşinin kalbine sevinç sokmaklığın sebebi mağfirettendir. Onun sıkıntısını atar, gamını açarsın, borcuna mühlet verir veya ödersin. Çoluğuna çocuğuna yardım edersin. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
10. Ya Enes bu gece Allah (z.c.hz.) Bana Kevser ikram etti. O Cennete bir nehirdir ki; Uzunluğu altı yüz yıllık, genişliği ise şark ile garb arası gibidir. Ondan, Benden evvel hiç bir kimse içemez. Ondan ahdini ayak altına alan, itretimi yitiren ve ehli Beytimi katl eden tadamaz. Ravi: Hz Enes (r.a.)
11. Ey nas siz nefret ettiricilersiniz. Kim halka imam olursa hafif tutsun. Zira arkasında zaif, yaşlı ve iş sahibi olabilir. Ravi: Hz. Ebû Mes'ud (r.a.) Û ƒ
1. Ey insanlar kendinizi hoş tutun. Zira iş sağır ve gaibe dua etmiyorsunuz. Siz, sizi işiten ve her yerde yakın ve beraber olan Allah'a dua ediyorsunuz. Ravi: Hz. Ebû Mûsa (r.a.)
2. Ey insanlar, bazınız bazınızı öldürmesin, birbirinize çarpmayın ve şeytan taşlarken ufak taşlar atın. Ravi: Hz. Ümmü Cündeb (r.a.)
3. Ey insanlar, her aileye her sene bir kurban bayramı bir de Receb ayı kurbanı vardır. (Sonradan nesh olunmuş) Ravi: Hz. Miknet İbni Süleym (r.a.)
4. Ey insanlar selamı verin, yemek yedirin, akraba yoklayın ve gece herkes uykuda iken namaz kılın. Cennete selamla girersiniz. Ravi: Hz. Abd İbni Humeyd (r.a.)
5. Ey insanlar, ilim kabz olunmadan ve kaldırılmadan ilime sahip olun. Öğrenenle öğreten sevapta ortaktır. Böyle olmayan insanlarda hayır yoktur. Ravi: Hz. Ebû Ümâme (r.a.)
6. Ey insanlar haya etmiyor musunuz? Yemeyeceğiniz şeyleri topluyor, oturmayacağınız binalar yapıyor, idrak etmeyeceğiniz emeller güdüyorsunuz. Bundan utanmıyormusunuz.? Ravi: Hz. Ummmi Velid binti Ömer (r.a.)
7. Ey insanlar, Allah'tan korkusunu kendinize re'sul mal edinirseniz rızık size sermayesiz v e ticaretsiz gelir. Sonra şu mealdeki ayeti okudu; "Kim Allah'dan korkarsa Allah ona (helal ve taata) bir çıkış yaratır ve ummadığı yerden de onu rızıklandırır." Ravi: Hz. Muaz (r.a.)
8. Ey insanlar, Allah Teala kitabını Peygamberlerin lisanı üzere indirdi. Helalini helal, haramını haram kıldı. Peygamberlerinin lisanı üzerine indirdiği kitabında helal kıldıkları kıyamete kadar helaldir. Peygamberinin lisanı üzerine indirdiği kitabındaki haram kıldıkları da kıyamete kadar haramdır. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Ey insanlar tedavi olun. Zira Allah (z.c.hz.) hiç bir dert vermedi ki, onun şifasını da yaratmış olmasın. "Sam" hariç. Sam da ölümdür. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
10. Ey insanlar, kadınlarınızı süslenerek giyinmekten ve mescidde gururlanarak, yürümekten men ediniz. Zira beni İsrail, kadınlarının süslü elbiseler giymesi ve mescidlerde gururlanarak yürümelerine kadar lanetlenmediler. Ravi: Hz. Âişe (r.anha) /B> Yš C Ø
1. Ey Busre her hatanda Allah (z.chz)ni zirket ki, Allah seni hatanın yanında mağfiretle zikretsin. Kocana itaat et, bu sana dünya ve ahiret hayrı olarak kafidir. Ana-babana iyilik et ki evinin hayrı çok olsun. Ravi: Hz. Busre ra.
2. Ey Abdülmuttalib oğulları, size bir bela, hüzün, meşakkat veya bir sıkıntı gelirse "Allah, Allahu Rabbuna la şerikeleh" deyin. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
3. Ey Abdulmuttalib oğulları, kalkanınıza sahib olun. Yemek yedirin, hoş sözlü olun. Ey Abdulmuttalip oğulları yemek yedirin. Kelamı güzel edin. Ravi: Hz. Hasan (r.a.)
4. Ey Hubeyd her ne zaman günah işlersen hemen tevbe et. Dedi ki; "Ya Resullallah o zaman günahlarım çoğalır." Buyurdu ki, Allah'ın affı senin günahlarından daha çoktur ey Hubeyd ibni Haris. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
5. Ey Cabir, Kur'anda nazil olan surenin hayırlısını sana haber vereyim mi? Bu "Fatiha-tül kitab" dır. Onda he derde şifa vardır. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
6. Ey Harmele oğlu Hazım. "La havle vela kuvvete illa billih" sözünü çok söyle. Zira bu Cennet hazinelerinden bir hazinedir. Ravi: Hz. Hazım (r.a.)
7. Ya Hasan, müşrikleri hicvet, Cebrail (a.s) seninle beraberdir. Ashabım silahla harb ederken sende dilinle harb et. Ravi: Hz. Hasan İbni Sabit (r.a.)
8. Ya Halid, Eshabı Bedirden bir adama nasıl söz söylüyorsun? Eğer sen Uhud dağı kadar altını infak etsen, onun yaptığını yapamazsın, onun derecesini bulamazsın. Ravi: Hz. Abdullah İbni Evfe (r.a.)
9. Ya Habis sığınanların sığındıklarının en efdalini sana haber vereyim mi? "Kul euzu bi Rabbil felak ve kul euzu bi Rabbin nas" işte bu ikisi muavizeteyn'dir. Ravi: Hz. İbni Abbas el Cuheni (r.a.)
10. Ey Hasan, Allah'ın Resulü adına cevap ver. Allah'ım onu Ruhul Kudüsle teyid et. Ravi: Hz. Hasan (r.a.)
11. Ya Hafsa, çok sözden sakın, zira zikrullahsız çok söz kalbi öldürür. Ve Allah'ı çok zikreden sözde kalbi ihya eder. Ravi: Hz. Hafza (r.a.)
12. Ya Hakim, kesbin en helali o uğurda şu ikisinin yürümesi (yanu iki ayağın) şu ikisinin işlemesi (iki elin) ve şunun (alnının) terlemesi ile elde edilendir. Ravi: Hz. Hakim İbni Hisan (r.a.)
13. Ya Hamza, bu dünya tatlı bir yeşilliktir. Kim onu hakkı ile alırsa kendisine mübarek olur. Allah'ın malına ve Resulünün malına dalan niceleri vardır ki onun hakkı ateştir. Ravi: Hz. Hamzanın hanımı Havie (r.a.) " SIZE=Å n í
1. Ey Hümran, bir kimse birisine ateş verirse, bu ateşin pişirdiğinin hepsini sadaka etmiş gibidir. Kim bir tuz verirse sanki o tuzla yapılan yemeği sadaka etmiş gibidir. Kim de bir müslümana su olan yerde bir içimlik su verirse bir köle azad etmiş gibidir. Su olmayan yerde bir içimlik su verirse sanki bir insanı ihya etmiş gibi olur. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
2. Ya Halid, muhakkak ki Benden sonra, yakın hadiseler, fitneler, ayrılık ve ihtilaflar olur. bunlar olduğu zaman Allah'ın katil kulu olmaktansa, elinden gelirse maktul kulu olur. Ravi: Hz. Halid İbni Urfuta (r.a.)
3. Ya Zübeyr, Rızık kapısı Arş-Aladan yerin dibine kadar açıktır. Allah (z.c.hz.) her kulu himmetine ve hacetine göre rızıklandırır. Ravi: Hz. Zubeyr (r.a.)
4. Ey Selman, Her yenen ve içilen şeyin içine kanı olmıyan hayvan düşerse, böyle şey yenir, içilir. Onunla abdest te alınır. Ravi: Hz. Selman (r.a.)
5. Ya Selman, Bana secde etme. Ben ölürsem kabrime mi secde edeceksin ne dersin? Bana secde etme. Ölmeyen Allah (z.c.hz.) ne secde et. Ravi: Hz. Selman (r.a.)
6. Ya Selman, ibtilaya uğrıyan kimsenin duası makbuldür. Öyleyse dua et, duadan da istediğini dile sen dua et, Ben "amin" diyeyim. Ravi: Hz. Selman (r.a.)
7. Ya Selman, Bana buğz etme dininden ayrılırsın. Sordu ki: "Ya Resulallah Sana nasıl buğz edebilirim?" Buyurdu ki, araba buğz edersen Bana buğz etmiş olursun. Ravi: Hz. Selman (r.a.)
8. Ya Abbas, şu üç şeyi senin kavmin terketmez. Nesebi ta'n etmek, cenazede merasimle ağlamak, yağmuru yıldızlara isnad etmek. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
9. Ya Abbas sen Benim amcamsın, babamın yarısısın. Ehli Beytimin de hayırlısısın. Benden sonra geri kalanlar içinde sene yüz otuz beş olunca senin evlatların halife olurlar. Saffah onlardandır. Mansur onlardandır. Mehdi onlardandır. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
10. Ya Ubade, fakirken de, zenginken de, neş'eli iken de, üzüntülü iken de, emirler sana dünyayı verse de, malını yeseler de, sırtına vursalar da, dinle ve itaat et. Masiyet hariç. Ravi: Hz. Ubâde (r.a.) şun˜ A Ú
1. Ya Abbas, bu işi Allah Benimle başlattı. Senin sülalenden biri ile bitirecek. O delikanlı dünyayı, evvelce zulümle dolduğu gibi, tekrar adaletle dolduracak ve o İsa (a.s)la namaz kılacak. Ravi: Hz. Ammr İbni Yaser (r.a.)
2. Ya Abdullah, filanca gibi olma. O gece kalkardı. Sonra gece namazını terketti. Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
3. Ya Abdurrahman İbni Semure, beylik isteme. O sana istemen üzere verilirse onunla bırakılırsın. (Allah sana sahip olmaz) Eğer istemeden o sana verilirse o hususta yardım görürsün. Bir şeye yemin eder de ondan daha hayırlısını bulursan o hayırlı işi yap ve yeminine kefaret ver. Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Semure (r.a.)
4. Ya Osman, Allah Beni ruhbaniyetle baas etmedi. Allah indinde dinin hayırlısı kolay tevhid yoludur. Ravi: Hz. Ebû Klade (r.a.)
5. Ya Osman muhakkak ki Allah (z.c.hz.) bize ruhbaniyete edel kolay ve Hakka temayül dinini ve bu şerefli yerde (minadan Arafat'a kadar) tekbiri buyurdu. Eğer sen de Bizdensen Bizim yaptığımızı yap. (Şiddet gösterme) Ravi: Hz. Ebû Umeyye r.a
6. Ya Osman sana teşbir ederim. Şu Cibril (a.s)dır. Allah'dan Bana haber veriyor ki, hiç bir mü'min yoktur ki, arka arkaya üç kere aksırsın da onun kalbinde iman sahib olmasın. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
7. Ya Osman, Allah (z.c.hz.) sana bir gömlek giydirecek, münafıklar çıkartmak isterlerse Bana mülaki oluncaya kadar onu sakın çıkartma. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
8. Ya Osman (ra) Benden sonra sana hilafet verilecek. Münafıkların lafına bakıp ta onu çıkartma ve o gün oruçlu ol. Benim yanımda iftar edersin. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Ya Ali (r.a), Benimle sade Peygamberlikte rakip olamazsın. Benden sonraasla nübüvvet yoktur. Halka yedi cihetten rekabet edersin ki, bu hususta Kureyşten hiç bir kimse seninle boy ölçüşemez. Sen onların Allaha ilk iman edenisin. Allahın ahdine onların en vefalısısın. Allahın emri hususunda onların en kavisisin. Onların müsavaat üzere en iyi taksim edenisin. Onların. Raiye üzerinde en ziyade adelet edenisin. Onların emri kazayı en ziyade görüp seçenisin ve onların Allah indinde en ziyade meziyeti olanısın. Ravi: Hz. Muaz (r.a.)
10. Ya Ali (a.s) İslam çıplaktır. Elbisesi takva ve daha kıymetli elbisesi de hidayettir. Ziyneti haya, direği vera, kıvamı salih amel ve islamın esası da Bana ve Ehli muhabbettir. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
11. Ya Ali (r.a) sana bir dua öğreteyim ki, onunla dua ettiğinde, zerreler adedince günahın olsa mağfiret olursun: "Allahümme la ilahe entel halimül hakim, tebarek te Subhaneke Rabbül-Arşil azim." Ravi: Hz. Amr İbni Murre (r.a.) adaÜ „
1. Ya Ali (r.a) razı olmaz mısın Benim nezdimde Hz. Musa (a.s)ın yanındaki Harun (a.s)ın mevkiinde olasın? Yalnız Benden sonra Peygamberlik yoktur. Ravi: Hz. Saad (r.a.)
2. Ya Alı (r.a), istihare eden mahrum olmadı, istişare eden de pişman olmadı. Ya Ali (r.a) yolculuğa seherde çıkmaya bak. Zira geceleyin gündüze göre daha iyi yol kat'edilir. Ya Ali (r.a), Bismillah ile erken yolculuğa çıkmaya bak. Muhakkak ki, Allah erken vakitleri ümmetime bereketli kılmıştır. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
3. Ya Ali (a.s), tırnak kesmek, koltuk, kasık temizlemek perşembedendir. Cuma günü de kokulanır ve yeni elbise giyersin. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
4. Ya Ammar (r.a), Allah (z.c.hz.)nin bir meleği vardır ki, ona bütün mahlukatın söylediğini dinlemek kabiliyetini vermiştir. Ben ölünce kıyamete kadar o kabrimde durur ve ümmetimden bir kimse Bana ne zaman salat getirse onu ismi ve baba ismi ile Bana bildirir de, der ki: "Ya Muhammed (s.a.v) falan sana şöyle şöyle salat eyledi." Bunun üzerine Rab, bu adama her bir salatına karşılık on salat eder. Ravi: Hz. Ammar (r.a.)
5. Ya Amca (Hz. Abbas r.a) muhakkak ki Allah (z.c.hz) Beni ins ve cinden korudu. Ravi: Hz. Abbas (r.a.)
6. Ya Aişe (r.a) kavminin küfürden kurtulmaları yeni olmasaydı, Kabeyi yıkardım ve halkın bir taraftan girip diğer taraftan çıkacağı şekilde ona iki kapı yapardım. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
7. Ya Aişe( r.a) Hayberde yediğim yemeğin elemini halen duyuyorum. Bu sıra, bu zehirden dolayı şah damarımın koptuğu sıradır. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
8. Ya Aişe (r.a) ne zaman kötü söylediğimi gördün. Muhakkak ki kıyamet gününde, Allah yanında menzile, itibari ile insanların en şerlisi, şerrinden korktukları için, insanların kendisini terk ettikleri kimsedir. (Kapıya gelen bir adam için "ne kötü adam" buyurduktan sonra içeri girince ona iyi muamele ettiğini gören Hz. Aişe'nin "Ya Resulallah, şimdi de böyle muamele ettin" demesi üzerine yukarıdaki hadis varid olmuştur. Ravi: Hz. Âişe r.a
9. Ya (Aişe r.a) Allah refiktir (müsamaha edicidir) her işti rıfkı sever. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
10. Ya Aişe (r.a) kıyamet gününde insanların en şiddetli azab görecek olanı, Cenabı Hakkın yaradışını taklid edenlerdir. (Canlı resmi ve heykeli yapanlar) Ravi: Hz. Âişe r.a
11. Ya Aişe (r.a) Allah (z.c.hz.) güzeldir, güzelliği sever. Bir adam ihvanına çıktığı zaman vakar ve behçet ile çıksın. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
12. Ya Aişe (r.a) Allah (z.chz) Beni Cennette Meryem binti İmran ve Asiye binti Muzahim ile tezvic buyurdu. Ravi: Hz. Âişe (r.anha) adaÜ „
1. Ya Aişe (r.a) ateşten, velev bir hurma parçası ile olsun, siperlen. Zira o tok kimseye yaradığı kadar aça da yarar. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
2. Ya Aişe (r.a) dinlerini tefrikaya verip, bölük olanlar, bunlar bu ümmetin bid'at ehlidir. Ehli heva ve ehli delalettir. Ya Aişe, muhakkak ki her günah sahibi için tevbe vardır. Ancak heva ve bid'at ashabı hariç. Ben onlardan beriyim, onlar da Benden beridir. Ravi: Hz. Ömer (r.a.)
3. Ya Aişe (r.a) kul bir secde ederse, Allah (z.c.hz) o secde yerini yedi kat yere kadar tahir eder. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
4. Ya Aişe (r.a)bu iki elbiseyi yıka. Bilmez misin elbise tesbih eder ve kirlenince tesbihi kesilir. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
5. Ya Aişe (r.a) yazık yine yazık o kimseye ki, bu yüze bakmaktan mahrum oldu. Mü'min olsun, kafir olsun hiç kimse yoktur ki, Benim yüzüme bakmaktan memnun olacak olmasın. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
6. Ya Aişe (r.a) bilmez misin ki, Bizim cesedlerimiz ehli Cennet ruhları üzerinde biter ve o bedenlerden çıkan bir şeyi arz yutar. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
7. Ya Aişe (r.a) biliyor musun Allah (z.c.hz.) kendisi ile dua edildiği zaman kabul edeceği ismi Azamı Bana bildirdi. Dedi ki; "Onu bana da öğret" Buyurdu ki, o sana gerekmez ya Aişe (r.a) Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
8. Ya Aişe (r.a) Bana rıfk ile muamele yap, zira Allah bir ev halkına iyilik murat ettiğinde onlara rıfk kapısını gösterir. Ravi: Hz. Ata İbni Yesar (r.a.)
9. Ya Aişe (r.a) kim sana sen istemeksizin bir hediye verirse onu kabul et. Zira o Allah'ın sana sunduğu bir rızıktır. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
10. Ya Aişe (r.a) sana Allah'ın takvası ve rıfk gerekir. Zira herhangi bir şeyde rıfk olursa onu ancak, ziynetlendirmiş olur. Bir şeyde de rıfk olmazsa onu çirkinleştirir. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
11. Ya Fatma (r.a) kalk kurbanının yanında hazır bulun. Zira damlayan ilk damla ile işlemiş olduğun her günah af olunur. Ve şöyle söyle "İnne salatî ve nüsukî ve mahyâye ve memâtî Lillahi Rabbil alemîn. Lâ şerikeleh ve bi zâlike ümirtü ve ene evvelül-müslimîn" (Benim namazım vesair ibadetim, dinim, hayatım ve ölümüm Rabbil Alemin olan Allah içindir. Onun şeriki yoktur. Ben bu tevhid ile emrolundum ben müslümanlardanım) Denildi ki; "Ya Resulallah, bu Sana ve ehli Beytine mi mahsustur?" Buyurdu ki, hayır bilakis bütün müslümanlara aittir. Ravi: Hz. Umran İbni Hüseyin (r.a.)
1. Ya Fatıma (r.a.) senin hoşuna gider mi? Halkın "Hz. Muhammed (s.a.v) in kızı Fatıma (r.a.)'ın elinde ateşten zincirler var" demesi? Ravi: Hz. Sevban (r.a.)
2. Ya Fatıma (r.a.) Allah (z.c.hz.) senin gazabın için gazab eder, senin rızan için razı olur. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
3. Ya nahif, akrabanı yokla ki, ömrün uzun olur. Marufu yap ki, evinin hayrı çok olur. Her taş ve toprak yanında Allah'ı zikret ki, kıyamet günü Ben sana şahid olayım. (Her yer ve her adımda zikret) Ravi: Hz. Nahif İbni Yezid (r.a.)
4. Ya Muaz (r.a) Vallahi Ben seni seviyorum. Sana tavsiye ediyorum Ya Muaz, her namazdan sonra şöyle söylemeyi sakın bırakma: "Allahümme e'innî alâ zikrike ve şükrike ve hüsnü ibâdetike." (Ve her abdestte mazmaza esnasında söylemek) Ravi: Hz. Muaz ibni Cebel (r.a.)
5. Ya Muaz (r.a.) hiç şüphe yok ki mü'mini Kur'an, hevasının çoğundan men eder. Ravi: Hz. Muaz (r.a.)
6. Ya Muaz (r.a.), Allah'ın senin elinde ehli şirkten bir adamı hidayete sevk etmesi, senin bir çok kızıl develere malik olmandan hayırlıdır. Ravi: Hz. Muaz (r.a.)
7. Ya Muaz (r.a.) her gün ne kadar zikredersin? On bin kadar zikrediyor musun? Ben sana bir takım kelimeler göstereyim mi ki onlar sana hem kolay, hem de on bin ve on binden daha büyüktür. Bu: "Lâ ilâhe illallâhü adede kelimâtihi, Lâ ilâhe illallâhü adede halkıhi, Lâ ilâhe illallâhü zinete arşihi, Lâ ilâhe illallâhü melee semavâtihi, Lâ ilâhe illallâhü mislü zalike meahü, velhamdülillahi mislü zalike meahü, la yuhsîhi melekün velâ ğayruhu." Söylemendir ki, bunun ecrini ne melek, ne de başka bir mahluk sayamaz. Ravi: Hz. Ebû Şibl (r.a.)
8. Ey tüccar cemaati, muhakkak ki tacirler kıyamet günü füccar olarak baas olunurlar. Allah'tan ittika eden, iyilikte bulunan ve sadık olan hariç. Ravi: Hz. Bera (r.a.)
9. Ey kadınlar topluluğu, sadaka veriniz. Ziynetlerinizden de olsa. Zira siz kıyamette Cehennemliklerin ekseriyetini teşkil edeceksiniz. Ravi: Hz. Zeyneb (r.anha)
10. Ey Ensar topluluğu (tüylerinizi) kırmızı veya sarıya boyayın, ehli kitaba muhalefet edin. Don ve izar giyinin ve ehli kitaba muhalefet edin. Sakalları uzatın ehli kitaba muhalefet edin. Ravi: Hz. Ebû Ümâme (r.a.) e¨ P Ë
1. Ey tüccar cemaati, bu alış verişe manasız söz ve yemin karışır, muamelenize sadaka da girsin. Ravi: Hz. Kays İbni Ebu Gazve (r.a.)
2. Ey delikanlılar topluluğu, sizden kim evlenmek elinden geliyorsa evlensin. Zira bu, gözü haramdan korur ve ırz için de en iyi muhafazadır. Kimin de gücü yetmezse oruç tutsun. Zira bu onun için enemedir. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
3. Ey mü'minlerin kadınları, tehlil, tesbih ve takdis'e devam edin. Gaflet etmeyin ki rahmeti unutursunuz. Parmaklarınızla sayın. Bunlar sorguya çekileceklerdir ve tesbihe şehadet edeceklerdir. Ravi: Hz. Hani İbni Osman (r.a.)
4. Ey kara haberciler, ey kara haberciler, ey kara haberciler. Sizin üzerinize korktuğum şeylerin en korkuncu riya ve gizli şehvettir. Ravi: Hz. Abdullah İbni Zeyd (r.a.)
5. Ya Vabisa, geldin Bana iyilik ve günahtan soruyorsun. Neyi yapmandan için rahat oluyorsa o iyidir. Ne ki nefsinde tereddüt ve ihtilaç uyandırıyor o günahtır; sana insanlar fetva verse de. Ravi: Hz. Vabisa (r.a.)
6. Ya Vasiba (r.a.), kalbinden fetva al. İyilik, kalbin mutmain olduğu ve nefsin itminan bulduğu şeydir. Günah ise, nefsini tırmalayan ve kalbe tereddüd uyandıran şeydir. İnsanlar sana fetva verse de "o doğrudur" deseler de. Ravi: Hz. Vabisa (r.a.)
7. Ey yahudi, insan hepsinden, her ikisinin menisinden yaratılır. Erkek menisi kalındır. Ondan kemik ve sinir yaratılır. Kadının mutfesi ince nutfedir. Ondan et ve kan yaratılır. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.a.)
8. Adam keşke doğduğu yerin dışında, garib olarak ölseydi. Zira bir adam garib ölürse, o öldüğü yerle memleketi arasındaki mesafe Cennette ölçülür. (Kendine ona göre yer verilir.) Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
9. İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, adam malın kendisine nereden geldiğine, helaldan mı, haramdan mı geldiğine aldırmayacak. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
10. İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, ümmetim ihtilafı sırasında Benim sünnetime tutunan eliyle ateş tutan bir kimse gibi olacaktır. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
11. İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki, onların yüzleri insan yüzü, kalbleri şeytan kalbidir. Kan dökücülerdir. Çirkin hareketlerden kaçmazlar. Eğer sen onlara tabi olursan seni gözetirler. Eğer onlara güvenirsen sana ihanet ederler. Onların çocukları ahlaksız, gençleri arsız olur. Yaşlıları ise marufu emretmez, münkeri nehyetmez olur. Sünnet aralarında bid'at, bid'at ise aralarında sünnet gibidir. İdarecileri sapıktır. İşte bu zamanda Allah onlara şerlilerini musallat kılar. Hayırlıları dua eder, fakat duaları kabul olmaz. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma) iá ‰
1. İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki, yanında altın ve gümüşü olmayan rahat etmez. Ravi: Hz. Mikdam (r.a.)
2. İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, mü'min o zaman müminlere dua edecek te Allah (z.c.hz.) şöyle buyuracak: "Kendi nefsine dua et sana icabet edeyim, umuma gelince Ben onlara gazablıyım." Ravi: Hz. Enes (r.a.)
3. Sizin üzerinize bir zaman gelir ki, boğulmaya maruz adam gibi dua etmeyen yakayı kurtaramaz. Ravi: Hz. Huzeyfe (r.a.)
4. İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki, Camilerde halka halinde toplanırlar, gayeleri dünyevi olur. Allah'ın onlara ihtiyacı yoktur. Bunların arasına girmeyin. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
5. İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki o zamanki halkın efdali "hafifül haz" olanıdır. Denildi ki; "Ya Resulallah hafifül haz nedir?" Buyurdu ki, çoluk çocuğu az olanlardır. Ravi: Hz. Huzeyfe (r.a.)
6. İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki, bir saat düşünürlerde kendilerine namaz kıldıracak imam bulamazlar. Ravi: Hz. Selame binti Hür (r.a.)
7. İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki, o zaman da onlar riba yerler, yemeyene de tozu bulaşır. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
8. İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki, zenginler tenezzüh için, orta halliler ticaret için, onların kur'aları riya ve gösteriş için, fakirler ise dilenmek için hac ederler. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Ümmetim üzerine bir zaman gelir ki fukaha bir birini çekemez. Tekelerin birbirlerini kıskandığı gibi, birbirlerini kıskanırlar. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
10. Sizin üzerinize bir zaman gelir ki, adam acizlikle facirlik arasında muhayyer kalır. Kim bu zamana ulaşırsa aczi, fücura tercih etsin. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
11. İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki, adamın imanı soyulur da haberi olmaz. Halbuki o gömleğinin soyulduğu gibi soyulmuştur. Ravi: Hz. Ebud Derda (r.a.)
12. İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki onda ulema, köpekler öldürülür gibi öldürülür. Keşke o zaman ulema birlik olsaydı. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma) erin— @ Û
1. İnsanlar üzerine bir zaman gelecek ki, şimdi sizin aranızda münafığın gizlendiği gibi, mü'min gizlenecek. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
2. İnsanlar üzerine bir zaman gelecek, adam bir kavmin içinde oturacak ta kendisini dile alacaklar korkusu ile kalkamayacak. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
3. İnsanlar üzerine bir zaman gelecek ki, onların hepsi Kur'an okur, ibadete çalışırlar ve ehli bid'atle de meşgul olurlar. Lakin bilmedikleri cihetten müşrik olurlar ve okumalarına ve ilimlerine bedel rızık alırlar ve dünyayı din karşılığında yerler. İşte bunlar, kör deccalin avanesi olacaklardır. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
4. İnsanlar üzerine bir zaman gelecek, şeytanlar onların evlatlarına ortak olacaklar. Denildi ki; "Bu da olacak mı ya Resulallah?" Buyurdu ki, evet. Dediler ki: "Bizim evlatlarımızı onların evladından nasıl ayırdedeceğiz?" Buyurdu ki: "Haya ve merhamet azlığından anlaşılacak. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. İnsanlar üzerine bir zaman gelecek, uleması da hukeması da fitne olacak. Mescitler ve kurra çoğalacak ama hiç alim bulunmayacak, tek tük ulema kalacak. Ravi: Hz. Behz (r.a.)
6. İnsanlar üzerine bir zaman gelecek, günaha girmeksizin aralarında geçinmeye kuvvet bulunamayacak. Öyle ki, adam yalan söyleyecek ve yemin de edecek. Bu zaman gelince kaçın. Denildi ki: "Nereye kaçalım?" Buyurdu ki: "Allah'a, Kitabına ve Peygamberin sünnetine kaçın." Ravi: Hz. Enes (r.a.)
7. İnsanlar üzerine bir zaman gelecek, kaygıları kursakları, şerefleri malları, kıbleleri kadınları olacak. Dinleri de altın ve gümüşleri olacaktır. Bunlar halkın şerlileridir ve Allah yanında onların nasibi yoktur. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
8. Kıyamet günü, taleb-i ilmin mürekkebi ile şehidin kanı getirilir ve tartılır. Bu bunun üzerine öteki de ona üstün gelmez. Ravi: Hz. Ukbe İbni Amr (r.a.)
9. Vali getirilir, sıratın üzerinde durdurulup öyle bir sallanır ki, onun her uzvu yerinden ayrılır. Eğer adil ise uzuvlar birleşir ve geçip kurtulur. Eğer zalim ise yetmiş yıl ateşe aşağı gider. Ravi: Hz. Bişr İbni Asm (r.a.) O– > İ
1. Adalet sahibi kadı, kıyamet günü getirilir, şiddetli bir hesapla karşılaşır ve temenni eder ki: "Keşke iki kişi arasında bir hurma davası fasl etmeseydi." Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
2. Kıyamet günü bir adam mizana getirilir. Sonra doksan dokuz sicil defteri getirilir ki, onlardan her sicil göz alasıya günahla doludur. Mizanın bir gözüne bunlar konur, sonra onun için bunun gibi bir kağıt çıkarılır. Baş parmağı ile diğer parmağının yarısı üzerinde onu tutar. Onda "Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlühû" vardır. O diğer kefeye konulur da bu bütün hata ve günahlarını bastırır. Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
3. Kıyamet günü ümmetimden bir adam divana getirilir ki, kendisi için Cenneti hak edecek sevabı bulunmaz. Allah (z.c.hz.) buyurur ki; "Onu Cennete sokun. Zira o efradı ailesine karşı merhametli idi." Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
4. Kıyamet gününde, Adem evladından bir takım kavimler getirilir ki, yanlarında dağlar gibi hasenat vardır. Bunlar Cenneti görecek gibi yaklaştığında: "Sizin orada nasibiniz yok" denilir. (İtikadları dürüst ve riayetleri halis olmadıkları için) Ravi: Hz. Salim (r.a.)
5. Kötü ulema, kıyamet günü divana getirilirler ve Cehennem ateşine atılır ve onlardan biri Cehennemde merkebin değirmen taşı etrafında dönmesi gibi, bağırsakları ile döner. Kendisine denilir ki: "Eyvah sana, biz senin yüzünden hidayet bulduk. Nedir bu halin?" Der ki: "Ben, size men ettiğim şeyi kendim yapıyordum." Ravi: Hz. Ebû Ümâme (r.a.)
6. Kıyamet gününde, nimetler, hasene ve seyyie ile getirilir. Allah Teala nimetlerden bir nimete şöyle buyurur: "Kulumun hasenatından hakkını al." O zaman adamda bir tek hasene kalmaz, o nimetle gider. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
7. Kıyamet günü Hacer-i Esved huzura getirilir, onun fasih bir dili olduğu halde ve o iman ile kendisini istilam edenlere şehadet eder. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
8. Adem oğlu kıyamet günü getirilir ve mizanın kefeleri önünde durdurulur. Ona bir melek tayin edilir. Eğer mizanı ağır gelirse melek mahlukatın duyacağı bir sesle şöyle nida eder: "Filan kimse bundan sonra ebedi olarak şekavete düşmeyecek bir saadetle said oldu." Eğer mizanı hafif gelirse, melek gene mahlukatın işiteceği bir sesle, şöyle nida eder: "Falan kimse bundan sonra said olmayacak bir şekavette şaki oldu" Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Ehli Cennet orada yerler içerler, fakat sümkürmek, abdeste gitmek, bevletmek olmaz. Onların yedikleri geğirti ve misk gibi bir ter şeklinde çıkar. Kendilerine tesbih ve hamd nefes gibi tabii bir şey olur. Ravi: Hz. Câbir (r.a.) )
1. Toprak insanın her şeyini yer . Yalnız kuyruk sokumundan hardal tanesi kadar bir yeri çürütmez. İşte ondan meydana gelirsiniz. Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
2. Cemaate, onların Allah'ın kitabını en iyi okuyanı iman olur. Eğer kıraatte müsavi ise, onların sünneti en iyi bileni, sünnette müsavi ise onların hicrete önce gideni, hicrette de müsavi iseler, yaşça onların önde olanı imam olur. Misafir ev sahibine veya biri Sultana, izni olmadıkça imam olmasın ve misafir evin ihtiram mevkiine oturmasın. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
3. Ehli Cehenneme emir olunur. Saf olurlar. Onların içinden bir müslüman geçirilir. Birisi der: "Ya filan, bana şefaat etsene." O da: "Sen kimsin der. "Beni bilmiyor musun? Sen benden su istemiştin de ben sana su vermiştim." der. Bunun üzerine o adama şefaat eder. Bunun gibi birisi de: "Sen benden hediye istemiştin de bende vermiştim" der. Ravi: Hz Enes (r.a.)
4. Cebrail (a.s.)'a emrolunur, her sabah nur deryasına iyice girer. Sonra çıkar ve iyi silkinir. Ondan yetmiş bin damla düşer ve Allah her damladan bir melek yaratır. Bunlar Beyti Mamuru ziyaret ederler, orada namaz kılarlar, sonra dilediği yere kadar giderler de tesbihlerine kıyamete kadar devam ederler. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Allah (z.c.hz.) şu topraktan ve şu haremden yetmiş bin kişi baas eder ki, onlar Cennete hesapsız girerler. Ve her biri de yetmiş bin kişiye şefaat eder. Onların yüzleri bedir gecesindeki ay gibidir. (Böylece dört milyar dokuz yüz milyon kişi Cennete hesapsız girecek.) Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.a.)
6. Alim ile abid baas olur. Abide: "Gir Cennete" denir. Alime de: "Burada dur da insanlara şefaat edersin; onların ahlakını güzel ettiğinden dolayı" denir. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
7. Cennette, Allah'ın kalmasını dilediği kadar yer boş kalır. Sonra Allah orası için ayrıca dilediğinden bir halk yaratır. (Cennet ehli yerlerine yerleştikten ve en ufağına gözünün gördüğü yer senin dendikten sonra.) Ravi: Hz. Enes (r.a.)
8. Ölüyü üç şey takib eder: Ehli iyali, malı ve ameli. İlk ikisi gelir döner, biri onunla kalır. Ehli ve malı döner, ameli kalır. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Deccala, İsfahan yahudilerinden yetmiş bin yahudi tabi olur. Hepsinin üzerlerinde taylasan vardır. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
1. Zaman yakınlaşır ve ilim kalkar, hasislik ortaya bırakılır, fitneler zahir olur ve herc çoğalır. Denildi ki: "Herc nedir Ya Resulallah?" Buyurdu ki, katildir. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
2. Namazınızda şeytan sizinle oynar. Kim namaz kılar da tek mi çift mi kıldığını bilmezse iki secde ile secde yapsın. Zira bu ikisi namazın tamamlanmasıdır. Ravi: Hz. Osman (r.a.)
3. Cehennem getirilir. Yetmiş bin yular ile yedilerek. Her bir yularda yetmiş bin melek onu çeker. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.a.)
4. Kıyamet gününde müslamanlardan bir cemaat dağlar gibi günahlarla gelir. Allah (z.c.hz.) onları affeder ve günahları yahudilere yüklenir. Ravi: Hz. Ebû Mûsa (r.a.)
5. Bir cemaat gelir, sünneti öldürürler ve dine "telbis"i, halisliğini bozacak şeyleri sokarlar. Allah'ın, lanet edicilerin, meleklerin ve bütün halkın laneti onların üzerine olsun. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
6. İnsanlar, düşük çocuktan şeyhi faniye kadar, otuz üç yaşındaki oğullar olarak, Adem (a.s.) yaradılışında ve Yusuf (r.a.) güzelliğinde, Eyyüb (a.s.) ahlakında sürmeli ve süslü olarak haşrolur (Ve öyle Cennete girerler.) Ravi: Hz. Mikdat İbni el Esved (r.a.)
7. Bu ilim, aşırı giden bid'atçların tahrifi, ihdas edicilerin isnadları ve cahillerin tevilleri ondan uzaklaştırıldığı halde, her doğruluktan sapandan korunur. Ravi: Hz. İbrahim İbni Abdurrahman (r.a.)
8. Üç karyeyi (Allah (z.c.hz.) yeşil zebercete tebdil eder. Ve onları zifafa giren gelinler gibi tebaasına kavuşturur. Askalan, İskenderiye ve Kazvin.( Şehidler tebşir ediliyor) Ravi: Hz. Ömer (r.a.)
9. Bir kavim, Cehennemden kokmuş olarak ve ateş kendilerini yakıp dağlamış olarak dışarı çıkar da Allah'ın Rahmeti ve şefaat edicilerin şefaati ile Cennete girerler ki, onlar orada "Cehennemlikler" diye isimlendirilir. Ravi: Hz. Huzeyfe (r.a.)
10. Deccal çıkar ve beraberinde bir nehir ve bir de ateş hendeği bulunur. Kim onun nehrine girerse, günahı sabit olur, ecrini ise kaybeder. Kim ki ateş hendeğine girerse, ecri sabit olur, günahı ise sükut eder. Bundan sonra, işte o kıyamet saatidir. Ravi: Hz. Huzeyfe (r.a.)
11. Şarkta başı tıraşlı bir cemaat çıkar. Onlar Kur'an'ı okurlar, hançerlerini geçmez. Onları öldürenlere ve onlar tarafından öldürülenlere ne mutlu. Ravi: Hz. Ömer (r.a.)
12. Ahir zamanda cahil reisler topluluğu çıkar. İnsanları fitneye düşürürler, hem dalâlete düşerler, hem de dalâlete düşürürler. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) CHÏ w
1. İçki müptelası adam kabrinden çıkar, iki gözü arasında şöyle yazılmış olur: "Allah'ın mağfiretinden mahrumdur." Riba yiyen de kabrinden iki gözü arasında: "Allah yanında hücceti yoktur" diye yazılı olarak kalkar. Muhtekir de kabrinden iki gözü arasında: "Ya kafir ateşten yerine hazırlan" diye yazılmış olarak kalkar. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
2. Deccal, Horasan denilen yerden çıkar, ona bir kavim tabi olur ki yüzleri meşin gibidir. Ravi: Hz. Ebû Bekir (r.a.)
3. Şarkta başları tıraşlı bir kavim çıkar. Kur'an'ı dilleri ile okurlar lakin hançerelerini geçmez. Onlar dinden, okun yaydan çıktığı gibi çıkarlar. Ravi: Hz. Sehl İbni Hüneyf (r.a.)
4. Horasandan siyah bayraklılar çıkar ve İlyaya (Kudüsü şerife) kadar önlerine bir şey tutunamaz. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Şark tarafından bir cemaat meydana gelir. Kur'an okurlar hançerelerinden aşağı geçmez. Onlardan bir taife inkıraz bulsa, diğer taife zuhur eder. Son partileri deccal ile beraber olurlar Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
6. Şarktan bir cemaat çıkar, Mehdinin saltanatına yardım ederler. Ravi: Hz. Abdullah İbni Amr (r.a.)
7. Ümmetimin sonunda Mehdi (a.s.) çıkar, Allah (z.c.hz.) ona rahmetini indirir. Arz ona nebatını çıkarır. Mal sahih olarak verilir ve müsavaat üzere taksim edilir. Davar çok olur. Cariyeler bile saygı görür. Yedi veya sekiz yıl yaşar. (Yedi veya sekiz rakamında ravi tereddüd etmiş.) Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
8. Ümmetimin içinden Mehdi (a.s.) çıkar. Beş veya yedi veya dokuz (sene) kalır. (Ravi sayıda tereddüd etmiş) Sonra üzerlerine bol Rahmet gönderilir. Arz nebatatından bir şey saklamaz bitirir. Mal hakir olur. Bir adam ona gelir ve şöyle der: "Ya Mehdi bana ver, bana ver." Ona elbisesinin taşıyabileceği kadar verir. Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
9. Bu ümmetten bir kavim çıkar ki, yanlarında sığır kuyrukları gibi kamçılar vardır. Sabah Allah'ın gadabında gider, akşam Allah'ın gadabında dönerler. Ravi: Hz Ebu Ümame (r.a.)
10. Ehli Beytimden bir adam çıkar, ismi ismime, ahlakı ahlakıma mutabık olur. Dünyayı ahlak ve nesafetle doldurulur. Evvelce zulm ve cevr ile dolduğu gibi Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.a.)
11. Allah'ın eli müezzinin başı üstündedir, ezanını bitirinceye kadar, Sesinin uzadığı kadar da mağfiret olunur. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
12. Cennette hiç bir ev ve oda ehli kalmaz ki, bir adama şöyle demesinler: "Merhaba, merhaba, bize buyurun." İşte o adam sensin ya Ebu Bekir. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma) Ó {
1. Müslümanların fukarası, Cennete zenginlerinden beş yüz sene evvel girer. Hatta zenginlerden biri onlarla girmek ister de elinden tutulur, geri getirilir. Ravi: Hz. Said İbni Amir (r.a.)
2. Bu kabilenin ehlinden, Cehenneme Allah'dan başkasının sayamayacağı kadar insan girer. Allah'a isyanları, Ona masiyete cüretleri ve taatına muhalefetleri sebebiyle. Bunlar Cehenneme girer de Bana şefaat etmem izni verilir. Ve Ben Allah'a ayakta iken onu sena ettiğim gibi secde ederek de sena ederim. O zaman denilir ki: "Kaldır başını, iste verilsin o, şefaat dile, şefaatin kabul olunsun." Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
3. Ümmetimden yetmiş bin kişi Cennete hesapsız girer. Bunlar dağlanmazlar, muska yazmazlar ve şumlanmazlar, Rablerine tevekkül eden kimselerdir. Ravi: Hz. Habbab ibni Eret (r.a.)
4. Maruf (hayır) yüz kişinin elinde dolaşır. Bunda en sonuncusunun da birincisi kadar nasibi olur. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
5. Salihler önden öne gider (ölür), Geriye arpanın, hurmanın hışırı gibi hışırı kalır. Allah (z.c.hz.) bunlara kıymet vermez Ravi: Hz. Mirdas (r.a.)
6. Salihler birer birer ölürler. Geriye arpanın, hurmanın hışırı gibi olanlar kalır ki, Allah (z.c.hz.) bunlara kıymet vermez. Ravi: Hz. Mirdas (r.a.)
7. Allah rahmet eyleye. Ümmetimden don giyen kadınlara, Allah rahmet eyleye, ümmetimden don giyen kadınlara. Allah ümmetimden don giyen kadınlara rahmet eylesin. Ey insanlar kendinize donlar edininiz. Bu setir hususunda en elverişlidir ve kadınlarınızı dışarı çıktıklarında bununla siyanet edin. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
8. Kıyamet gününde, Cehennemden bir boyun uzanır. Bu der ki: "Benim hakkım şu üç sınıftır; İnatçı, zalim Allah'a şirk koşanlar, haksız yere adam öldürenler." Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
9. Allah (z.c.hz.) bu ilimle bir takım cemaati yükseltir ve onlara kılavuz ve rehber eder ve onlara hayırda uyulur. Onların asarı söylenir, ömürleri uzun olur, melaike dostluklarına heves eder ve kanatları ile onları siyanet ederler. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
10. Mü'min Cennette yetmiş iki zevce ile tezevvüc eder. Yetmişi Cennet, ikisi de dünya kadınlarındandır. Ravi: Hz. İbni Ebu Beltea (r.a.) .
1. Ehli Cennetten bir adam, dört bin bakire, sekiz bin dul ve yüz huri ile tezevvüc eder. Bunlar her yedi günde bir toplanır ve mislini mahlukatın duymadığı korunmuş bir sesle şöyle derler: "Biz ebediyiz, fena bulmayız. Biz nimetlendirilmişleriz, zelil olmayız. Biz razı kimseleriz kızmayız. Biz ikamet ehliyiz, göç görmeyiz. Müjdeler olsun bizim efendimiz olana, bizim kendisinin olduğumuz kimseye." Ravi: Hz. İbni Ebu Evfa (r.a.)
2. Müslümanlar onların silahlarının kılıflarını, yaylarını kalkanlarını, oklarını yedi sene yakacaklar. (Ye'cüc me'cüc kastediliyor.) Ravi: Hz. Nervas (r.a.)
3. Allah (z.c.hz.) şu dört geceye hayır bezl eder. Kurban bayramı, Ramazan bayramı, Şabanın yarı gecesi ki onda eceller, rızıklar yazılır ve hacda yazılır. Bir de arefe gecesi, Ezana kadar. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
4. Bir gecede Allah Tealanın kitabı silinir de, müslümanların içinde silinmedik hiçbir ayet ve harf kalmadığı halde insanlar sabahlar. Ravi: Hz. Ebû Huzeyfe (r.a.)
5. Siz ikiniz kolaylaştırın güçleştirmeyin. Müjdeleyin nefret ettirmeyin. Birbirinizle iyi geçinin ihtilafa düşmeyin. (Ebu Musa el Eş'ari ile raviye hitabetti.) Ravi: Hz. Said İbni Ebu Burde (r.a.)
6. Kolaylık gösterin güçlük göstermeyin. Müjdeleyin ürkütmeyin. Öfkelendiğin zaman da sus. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
8. Ehli Cehenneme uyuzluk musallat kılınır. Kemikleri görününceye kadar kaşınırlar. Ve derler ki: "Bu bize ne sebeble musallat kılındı?" Denilir ki: "Ehli imana, ezanız sebebiyle" Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Küçük büyüğe, bir ikiye, az çoğa, binitli yayaya, geçen oturana, ayakta olan oturana selam verir. Ravi: Hz. Câbir (r.a.) Hüreyr
1. Binitli yayaya, yaya oturana, az çoğa selam verir. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
2. Binitli yayaya selam verir. Yaya oturana selam verir, Daha az olan daha çok selam verir. Kim selama icabet ederse ona sahip olur. Kim de selama icabet etmezse bizden değildir. Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Şibl (r.a.)
3. Şehid, kıyamet gününde ehli beytinden yetmiş kişiye şefaat eder. Ravi: Hz. Ebud Derda (r.a.)
4. Hapşırma, üç defaya kadar teşmit edilir, "Yerhamükellah" denilir. (Şayet elhamdülillah derse) Eğer fazla hapşırırsa istersen teşmit et, istersen sus. Ravi: Hz. Ubeyd İbni Rifaa (r.a.)
5. Sizden birinin her mafsalı başına her gün bir sadaka icab eder. Her namaz ona sadakadır. Oruç sadakadır, hac sadakadır, tesbih sadakadır, tekbir sadakadır, tahmid sadakadır. Sizden birinin "duha"nın iki rek'atını kılması bunların yerine kafi gelir. Ravi: Hz. Ebû Zerr (r.a.)
6. Allah (z.c.hz.) şu üç kavme güler (razı olur): Namaz safına duran cemaate, arkadaşları ile beraber mukatele eden adama ve gecenin karanlığında (uykusundan kalkıp) kıyam eden adama. Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
7. Bineğin önünde olan, binmiş halde iken, (hayvanın) yaptığı zararın üçte ikisini, terkisinde olan ise üçte birini tazmin eder. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
8. Abdest yedi şeyden iade olur. İdrar damlasından, akar kandan, ağız dolusu istifradan, ağız dolusu gidip gelen istifradan, yaslanarak uyumadan, namazda kahkaha ile gülmeden, (karından) çıkmış kandan. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
9. Adam kölesinin dilediği kadarını azad edebilir. İster üçte birini, ister dörtte birini, ister beşte birini. Onunla Allah arasında güçlük yoktur. Ravi: Hz. Muhammed İbni Fudale (r.a.)
10. Dağ başında koyun güttüğü halde, namaz için ezan okuyup namaz kılan kimseden Allah (z.c.hz.) hoşlanır. Ve Allah Teala buyurur ki: "Şu kuluma bakın ezan okuyor, namaz kılıyor. Benden korkuyor. Kulumu affettim ve onu Cennete dahil ettim." Ravi: Hz. Ukbe İbni Amir (r.a.)
11. Allah (z.c.hz.) kulunun "Rabbiğfirlî" demesinden hoşlanır ve şöyle buyurur: "Kulum Benden başka günahları affedici bir kimse olmadığını bildi." Ravi: Hz. Ali (r.a.) Î
1. Cehennemde günahkarlar imanlarının noksanı kadar, azab olunur. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
2. Mü'mine Cennette temas hususunda yüz adam kuvveti verilir. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
3. İnsanlar kıyamet gününde terlerler. Öyle ki yerde yetmiş arşın ter gider ve onları kulaklarına ulaşıncaya kadar gemler ve gömer. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
4. Şehide altı haslet verilir. Kanını ilk damlasında bütün günahı affolunur. Cennette yeri gösterilir. Huril 'îyn ile evlendirilir. Büyük korku ve kabir azabından emin kılınır. Kendisine iman hullesi giydirilir. Ravi: Hz. Kays El Cüzami (r.a.)
5. Ehli nar Cehennemde büyür. Öyle ki, onlardan birini kulağının yumuşağı ile omuzu arası yedi yüz yıllık yol olur. Cildinin kalınlığı ise yetmiş arşındır. Azı dişi de Uhud gibidir. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
6. Erkek çocuktan iki, kız çocuktan bir koyun kesilir. (akika olarak) Bunu onun isminin üzerine kesiniz ve şöyle deyiniz: "Bismillahi Vallahu ekber, Allahümme leke ve ileyke hazihi akikatü fülan" Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
7. Sizden biri başının arkası üstüne uyuduğu zaman şeytan üç düğüm atar. Her düğümü yerine sağlamlaştırmak için de "uzun gece boyunca uyu diyerek" eliyle vurur. Eğer o kimse uyanır da Allah'ı zikrederse bir düğüm çözülür, abdest alırsa bir düğüm daha çözülür. Eğer namaz kılarsa bütün düğümleri çözülmüş olarak, o neşeli bir şekilde ve ferah bir gönülle sabahlar. Yoksa mahzun bir kalbe ve tembel olarak sabaha çıkar. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
8. Her Peygamber kendisinden öncekinin ömrünün yarısı kadar yaşar. Meryem oğlu İsa (a.s.) kavmi arasında kırk yıl durdu. Ravi: Hz. Ameş (r.a.)
9. Dört şeyden gusül edilir: Cenabetten, Cuma guslü, ölü yıkamadan ve hacamattan sonra. Ravi: Hz. Zübeyr (r.a.)
10. Müezzin sesinin ulaştığı her yaş ve kurunun onu işitip icabet ettiği yere kadar af olunur. Ona onunla beraber namaz kılanın sevabının misli de vardır. Ravi: Hz. Berâ (r.a.)
11. Muhafaza meleklerinin duymadığı "Zikri hafi", duyduğu zikir üzerine yetmiş bu kadar kat üstündür. Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
12. Sizin kalanlarınız, Ürdün nehri üzerinde Deccalla mukatele edeceksiniz. Siz nehrin şarkında, onlar ise garbında olduğu halde. Ravi: Hz Nuheyk İbni Sarim (r.a.) <´ ] ş
1. Kur'an'a sahip olana, Cennete girdiğinde, "Oku ve yüksel" denir. O da yanındaki son Kur'an ayetini okuyuncaya kadar okur ve her ayetle bir derece yükselir. Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
2. Ana babasına asi olana: "İstediğin ibadeti yap sana mağfiret etmem" denir ve sadık olana da: "Bildiğini yap seni mağfiret edeceğim" denir. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
3. Allah (z.c.hz.) ulemayı ve onunla da ilmi kabzeder. Ve bir takım gençler, merkebin merkebe sıçradığı gibi, birbirine sıçrar ve ihtiyarlar hakir görülür. Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
4. İhramdaki bir kimse yılanı, akrebi, zararlı haşeratı, saldırgan köpeği, çaylağı, yırtıcı hayvanı öldürebilir. Kargaya atar fakat öldürmez. Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
5. Hoş sözlük, oruç ve her sene hacca devam etmek, cihad derecesine yakın olur. Bunda başka da ona yaklaşan bir şey yoktur. Ravi: Sahabeden biri (r.a.)
6. Bir kimsenin önünde, semerlerin arkasındaki ağaç parçası kadar sütre olmazsa, kadın, merkeb ve siyah köpek geçmesi namazını bozar. Denildi ki: "Siyah köpeğin durumu, kırmızıya göre neden böyle?" Buyurdu ki: "Siyah köpek şeytandır." Ravi: Hz. Ebû Zerr (r.a.)
7. Namazı keser; köpek, merkeb, hayızlı kadın, yahudi, nasrani, mecusi ve hınzır. Yanlız sana bir taş atımı uzaksa o zaman hariç. Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
8. Nâ hak yere öldürülen adam, kıyamette yol üzerinde oturtulur ve katili geçerken onu yakalar ve der ki: "Yarabbi bu adam benim oruç ve namazımı kesti." Sonra katil de, ona emir veren de azab olunur. Ravi: Hz. Ebud Derda (r.a.)
9. Allah Teala şöyle buyurur: "Bir kimse azasını haramdan çekmezse, Benim onun yemesini içmesini terk etmesine ihtiyacım yok." Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
10. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Eğer Rahmetimden hoşlanıyorsanız halkıma iyi muamele yapın." Ravi: Hz. Ebû Bekir (r.a.)
11. Allah (z.c.hz.) şöyle buyurur: "Günah yapılıp da, onu affımın yanında büyük görene, gazablandığım gibi hiç kimseye gazablanmam. Eğer cezayı acele verici olsaydım veya acele etmek Benim şanımdan olsaydı, Rahmetimden ümit kesenlere cezayı acele verirdim. Eğer kullarıma merhamet etmeseydim bile, Benim huzurumda durmak kendilerini korkutanlara bundan dolayı Rahmet ederdim. Sevaplarını verirdim. Korktuklarından da emin ederdim." Ravi: Hz. Münteci (r.a.) ¹ a ú
1. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Kulum Benden isterse veririm. İstemezse gadab ederim." Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
2. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Kaderime inanan, yazıma razı olan, rızkıma kanaat eden, Benim için şehvetini terk eden genç, işte o Benim indimde meleklerimden bazısı gibidir Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
3. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Sabahleyin, akşamleyin, uyurken on defa: "Lâ havle velâ kuvvete illâ Billah" diyen ümmetine haber ver ki, uykuları sırasında dünya belaları, geceleyin şeytanın hileleri, sabahleyin gazabım onlardan kaldırılır." Ravi: Hz. Ebû Bekir (r.a.)
4. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ey Adem oğlu Beni kendi kendine zikredersen Ben de seni kendi yanımda zikrederim. Sen Beni topluluk arasında zikredersen, Ben de seni topluluk arasında onlardan daha efdal ve ekrem olarak zikrederim. Eğer Bana bir karış yaklaşırsan Ben de sana bir arşın yaklaşırım. Eğer Bana bir arşın yaklaşırsan Ben sana bir kulaç yaklaşırım, eğer Bana yürüyerek gelirsen Ben sana koşarak gelirim." Ravi: Hz. Mamer İbni Zaide (r.a.)
5. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ey Adem oğlu kızdığın zaman Beni zikret ki gazablandığım zaman seni affımla anayım da helak olunanlar arasında seni helak etmeyeyim." Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
6. Allah (z.c.hz) buyurur: "İhtiyarlık Benim nurumdan bir nurdur. Muhakkak ki, Ben nuruma narımla azab etmekten haya ederim. Öyleyse sen de Benden haya et." Ravi: Hz. Enes (r.a.)
7. Allah (z.c.hz.) buyuruyor: "Ey Adem oğlu, benim iznimle sen kendi nefsinin dilediğini isteyen kimsesin. Benim irademle nefsin için irade ettiğini irade ettiğim kimsesin. Sana olan nimetimin fazlı ile masiyet işlemeye kuvvet buldun. Benim ismetimle tevfikimle, yardımımla ve afiyetimle Benim farzlarımı eda etmiş oldun. Şu halde Ben senin ihsanına senden daha evlayım. Sen de günahına Benden daha layıksın. Hayır sana Benden izhar oldu. Benden sana ceza, cinayetine karşılık oldu. Sen nefsin için Benden neye razı oldunsa, Ben de sana onu layık gördüm. Ravi: Hz. İbni Amir (r.a.)
8. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Hiç bir kul yoktur ki, onun razı olduğu veya olmadığı bir hüküm vereyim de onun için hayırlı olmasın." Ravi: Hz. Suheyb (r.a.) a d£ K À
1. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Beni bir gün zikredeni veya bir makamda benden korkanı ateşten çıkarın." Ravi: Hz. Enes (r.a.)
2. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Benim yolumda mücahid olan kimse Benim uhdemdedir. Ruhunu Kabzedersem onu Cennete varis ederim. Memleketine döndürürsen sevab veya ganaimle döndürürüm." (Ganimette ecirsiz değil.) Ravi: Hz. Enes (r.a.)
3. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Muhakkak ki, Ben ehli arza azab etmeye kast ederim de, evlerine devam edenlere, Benim için birbirini sevenlere, seherlerde istiğfar edenlere baktığım zaman ondan sarfı nazar ederim." Ravi: Hz. Enes (r.a.)
4. Allah (z.c.hz.) kıyamet gününde kullarına hüküm vermek için kürsüsünün üzerinde ulemaya şöyle buyurur: "Ben ilmimi, hilmimi size ancak sizi affetmek için verdim. Sizden olana aldırmam." Ravi: Hz. Salebe İbni Hakem (r.a.)
5. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Kullarıma dört hasletle in'amda bulundum; Zahireye güve musallat ettim, yoksa zenginler bunu altın gümüş saklar gibi saklarlardı. Cesede kokmayı musallat ettim, böyle olmazsa dost dostu ebediyyen gömmezdi. Mahsun olmaya teselliyi musallat kıldım, yoksa nesil kesilirdi. Ecele hükmettim, emeli uzattım, yoksa dünya harap olurdu. Maişet sahibi maişeti işine önem vermezdi." Ravi: Hz. Bera (r.a.)
6. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Benim için böyle tevazu edeni ben de öyle yükseltirim." Ravi: Hz. Ömer (r.a.)
7. Allah (z.c.hz.) buyurur: "İzzetim, Celalim, cömertliğim ve halkımın Bana ihtiyacı makamının izzinde yükseltmem hakkı için, Ben muhakkak ki islamda ihtiyarlayan erkek ve kadın kuluma azab etmekten haya ederim." Sonra Resûlallah ağladı. Denildi ki: "Ya Resûlallah seni ağlatan nedir?" Buyurdu ki: Allah'ın kendisinden haya ettiği halde, Allah'tan haya etmeyen kimseye ağlıyorum. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
8. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ey Adem oğlu, Cenneti Cehennem üzerine tercih edin. Ve amellerinizi iptal etmeyin. Yoksa ebedi olarak tepesi aşağı Cehenneme atılırsınız." Ravi: Hz. Ali (r.a.)
9. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ey Adem oğlu, ne ile insafa geleceksin? Ben sana nimetlerimle sevgimi izhar ediyorum. Sen ise isyanlarınla Beni gazablandırıyorsun. Benim hayrım sana iniyor, senin şerrin ise Bana yükseliyor. Bir kerim melek her gün ve her gece Bana senden çirkin bir amel getiriyor. Ey Adem oğlu, biri senin vasfını, senin olduğunu bildirmeyerek saysa ilk kızan sen olursun. Ravi: Hz. Ali (r.a.) ¿ g ä
1. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ben kendimi haya ediyor buluyorum, kulum Bana elini kaldırsın da Ben onu boş çevireyim." Melekler dediler ki: "Ya Rabbi o istiyor amma ehli değil" Allah buyurur ki: "Ben takva ve mağfiret ehliyim. Sizi şahid tutarım ki onu affettim." Ravi: Hz. Enes (r.a.)
2. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ben izzetim ve Celalim hakkı için zulmedenden er veya geç intikamımı alacağım. Ve mazlumu görüp de yardıma gücü yettiği halde yardım etmeyenden de intikamımı alacağım." Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
3. Allah (z.c.hz.) buyurur: "İzzetim hakkı için kulumun üzerinde iki korkuyu ve iki eminliği toplamam. Dünyada Benden emin olursa kıyamet günü onu korkuturum. Dünyada Benden korkarsa kıyamet günü onu emin kılarım." Ravi: Hz. Hasan (r.a.)
4. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Bir kimsenin iki gözünü giderdiğimde o sabreder ve halis olursa onun için Cennetten başka bir sevab vermeye razı olmam." Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Rab tebareke ve teala buyurur: "Kimi Kur'an ve Benim zikrim, Benden istemekten meşgul ederse, ona, isteyenlere verdiğimin en efdalini veririm." Allah'ın kelamının sair kelamlara fazileti, Allah'ın bütün mahlukatına üstünlüğü gibidir. Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
6. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Bir kimse mahlukatımdan zaif bir kimseye bir iyilikte bulunur da, onun da kendisini mükafatlandırmaya gücü yetmezse, ona karşılık kendisini mükafatlandıracak olan bizzat Ben olurum." Ravi: Hz. Dinar (r.a.)
7. Allah Tebareke ve Teala kıyamet gününde şöyle buyurur: "Ey Adem kalk, ümmetinden binde dokuz yüz doksan dokuzunu Cehenneme, birini de Cennete ayır." O zaman ashab yere uzanarak ağlamaya başladı. Buyurdu ki: "Başlarınızı kaldırın. Nefsim yed-i kudretinde Olana yemin ederim ki, ümmetim, ümmetler içinde siyah öküzün cildindeki beyaz tüy gibidir." Ravi: Hz. Bera (r.a.)
8. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Benden ötürü birbirine sevgi gösterenlere Benim muhabbetim haktır. Benden ötürü birbirlerini ziyaret edenlere Benim muhabbetim haktır. Benden ötürü birbirlerine bezledenlere Benim muhabbetim haktır. Benden ötürü birbirlerine olan nezirlerine sadakat gösterenlere muhabbetim haktır. Benden ötürü birbirlerine yardım edenlere muhabbetim haktır." Bir mü'min erkek veya mü'mine kadın yoktur ki, sulbünden buluğa ermemiş üç evladı Allah'a takdim etsin de, o çocuklara rahmetinin fazlı sebebiyle, kendilerini Cennete sokmasın, bu olmaz. Ravi: Hz. Amr İbni Abase (r.a.) Â j á
1. Rabbimiz şöyle buyurur: "Ey Adem oğlu, Benim ibadetim için kalbini fariğ eyle ki, kalbini zenginlikle, elini rızıkla doldurayım. Ey Adem oğlu, Benden uzaklaşırsan kalbini ihtiyaçla, elini de işle doldururum. Ravi: Hz. Ma'kil İbni Yesar (r.a.)
2. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ben namazı, azametim için tevazu eden, halkıma kibir etmeyen, gününü zikir ile geçiren, günahına mu'sır olmayıp istiğfarla yatan, aç doyuran, garibi koruyan, küçüğe merhamet eden, büyüğe saygı gösteren kimseden kabul ederim. İşte o Benden isterse Ben ona veririm. Bana dua ederse kabul ederim. Bana tazarru ederse ona merhamet ederim. Benim nazarımda onun misali, Cennetlerde firdevs misalidir ki, meyvaları bozulmaz ve hali değişmez." Ravi: Hz. Ali (r.a.)
3. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Kulum üzerine Benimle meşgul olmak galib olursa, onun talebini ve lezzetini zikrimde kılarım. Böyle olduğunda o Bana, Ben ona aşık oluruz. Ve bu halde aradaki hicabı ref ederim ve bu hali ona galib kılarım. Halk sehiv ettiğinde o sehiv etmez. Bunların sözü Peygamberlerin sözüdür ve bunlar gerçek kahramanlardır. Ve ehli arza ukubet veya azab murad ettiğim zaman onları hatırlarım da onlar sebebiyle bu azabdan sarfı nazar ederim." Ravi: Hz. Hasan (r.a.)
4. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Kulumun defterine bakın. Kimi ki Cenneti Benden istemiş görürseniz onu kendisine veririm. Kim de Cehennemden Bana sığınmışsa onu ondan korurum. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
5. Her gün bela der ki: "Nereye gideyim?" Allah (z.c.hz.) buyurur: "Dost ve ehli taatıma git. Seninle iyilerini imtihan ederim, sabırlarını sınar, günahlarını siler ve derecelerini yükseltirim." Bolluk da her gün: " Nereye gideyim?" der. Allah (z.c.hz.) de şöyle buyurur: "Ehli masiyete git. Bununla tuğyanlarını murad ederim. Günahlarını katlarım. Seninle acele ederim, nimeti dünyada veririm ve onların gafletini artırırım. Ravi: Hz. Enes (r.a.)
6. Hastanın inlemesi yazılır. Eğer sabırlı ise inlemesi sevab yazılır. Eğer inlemesi sabırızlıktan ise "helû'an" (sabırsız-tamahkar) olarak yazılır ve ecir yoktur ona. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
1. Kahinlerin birinden bir adam gelecek de, Kur'an'ı Kerim'i bir okutma okutacak ki, ondan sonra onun kadar okutan olmayacak. Ravi: Hz. Ebû Bürde (r.a.)
2. Ümmetimde iki adam olacak. Birisi "Vehb"dir ki, Allah ona bahşedecektir. Diğeri ise "ğaylan"dır. Onun bu ümmet üzerine olan fitnesi şeytanın fitnesinden eşed olacaktır. Ravi: Hz. Ubâde İbni Samid (r.a.)
3. Deccalden evvel yetmiş küsur deccal olacaktır. (73-79kadar) Ravi: Hz. Enes (r.a.)
4. Benden sonra hulefa, hulefadan sonra umera, umeradan sonra melikler, meliklerden sonra Cebabire, Cebabireden sonra ise Ehli Beytimden bir kimse gelir de, O yeryüzünü adaletle doldurur. Ondan sonra da "Kahtani" gelir. Beni gönderen Zata kasem ederim ki, O, diğerlerinden aşağı değildir. Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Kays (r.a.)
5. Ramazanda bir seda olur. (manası anlaşılır) Şevvalde de bir seda olur. (manası anlaşılmaz) Zülkade de kabileler birbiri ile çarpışır. Zilhilcce'de hacılar talana uğrar. Muharrem'de gökten şöyle nida olur: "Dikkat ediniz. Filan kimse Allah'ın halkının hayırlarındandır. Onu dinleyiniz ve ona uyunuz." Ravi: Hz. Şehr İbni Havşeb (r.a.)
6. Ahir zamanda zalim umera, fasık vüzera, hain hakimler ve yalancı ulema gelir. Her kim onlara yetişirse sakın onların yardımcıları, vergi memuru, haznedarı ve onların emniyet memurları olmasın. Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
7. Ahir zamanda bir kavim sultanın huzuruna varır. Sultanlar Allah'ın emriyle hareket etmezler, onlar da nehyetmezler. Allah'ın laneti işte bunların üzerine olsun. Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.a.)
8. Medine'nin "Acve" hurmasından yedi gün, her gün yedi hurma yemek cüzzama fayda vardır. Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
9. Allah Teala hafaza melekleri olan kiramen katibine şöyle emreder: "Kuluma, ızdırab halinde bir şey yazmayın." Ravi: Hz. Ali (r.a.)
10. Mü'minler için (kıyamette) nurdan kürsüler kurulur. Bir bulut üzerlerine gölge yapar ve onlara mahşer günü, gündüzün bir saati gibi gelir. Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
11. Cuma günü on iki saattir. Ondan bir saat vardır ki, o saatte mü'min bir kul Allah Tealadan ne isterse Allah onu kendisine verir. Öyle ise bunu ikindinin son saatlerinde arayın. Ravi: Hz. Câbir (r.a.) catio V õ
Insanlar sizinle Kuran'ın (ayetlerinin zahiri manalarinda mücmel olanlarda anlamında sizlerle mücadele ediyorlar. Siz onları hadislerle ilzam ediniz. Zira hadisleri bilenler, Allah'ın kitabını en iyi bilenlerdir.
Şehl et- Tüsteri de şöyle diyor A- Zehiri amellerde ve batıni hallerde Rasûlullah'a(s.a.v.) uymak B- Helal yemek C- Bütün amellerdeki niyette ihlasli olmak
Nasıl dilerse öyle infak eder, isterse verir, isterse vermez.isterse az verir isterse çok, isterse hisab ile verir, isterse hisabsız isterse sebeb ile verir isterse sebebsiz.
Hem ganiyyi kerim, hem kadiri mutlak hem faili muhtar, hem rezzakı alel ıtlaktır. Ne vermeye mecburdur ne vermemeğe, ne vermekle gınası tükenir, ne vermemekle buhlü lâzım gelir.
Ne kudretini tahdid edecek bir kudret vardır, ne de iradesini Men edecek bir kanun.kudretleri takyid eden kayitler, iradeleri Tazyik eyliyen kanunlar allah c.c.üzerinde değil ancak ve ancak mahlukat üzerinde hakimdir.onların hududundan çıkmıya yol bulamıyacak olanlar halık değil, mahluk olanlardır. Hak dini kuran dili.
Ey kafirler. Semavat ve arzın dışına çıkmazsınız. Dahilde ise her nereye kaçacak olursanız orada allah c.c.ilim ve kudretiyle hazır ve nazırdır. Inşaatü l icaz . Fi mezanni l icaz.
Zira, her bir fen kavaid i Külliye desatirinden ibarettir. kavaid i külliye. Genel kaideler, herkesi ilgilendiren , herkesin uyacağı kaideler desatir. Düsturlar, kaideler. Mesnevi i Nuriye.
Ebû hureyre r.a.dan rivayet edilen bir hadis i şerifte resulullah s.a.v.şöyle buyurmuştur. Ümmetim üzerine ancak, yakin zaafiyeti ...görür gibi inanmanın güçsüzleşmesi...nden korkarım .
Yakin.kesin biliş. Yakin içinde şek şüphe, kuşku ve zan olmayan kesin bilgidir. Yakin Şekk in zıttıdır. Üç mertebesi vardır.ilmelyakin, aynelyakin, hakkalyakin. Hadis i Şerif kaynak ruhu l furkan cilt.11.s.256.
En gizli yollada günah işleyenler, bozuk cibiliyetsizleri sebebiyle zor uğraşarak yaptıkları günahların cezasını mutlaka göreceklerdir ki bu, hulfsüz bir va'id cayilmasi düşünülemeyen bir tetittir
Ubûdiyyet yolunda Allah-u Tealâ'dan başka bir varlığa bağlanmak,bir puta bağlanmaya yakın bir şeydir. Zira ehli tahkik , bu hali "Şirk-i hafî (gizli şirk )" olarak isimlendirmişlerdir. Ruhu-l Furkan
Ebû Cafer Muhammed ibni Ali (r.a) "Husûmât ehli ile oturmayın, çünkü Allah (-u Tealâ) nın ayetleri hakkında (yanlış yorumlara) dalan onlardır. Buyurmuştur.
Hazreti Ali şöyle anlatmıştır: Ben Resulullah in halifesi olan Ebu Bekr'e dedim ki: "Bu makama nasıl ulaştın." Cevap verdi, "Beş şeyle ulaştım." 1. İnsanlari iki sinif gördüm, bazıları dünyayı, bazıları ahireti istiyorlardı, ben ise sadece Mavlâ'yı istedim. 2. İslamiyete girdiğim günden beri doya doya dünya tammı (yemeği) yemedim. Rabbime olan marifet aşkı beni doyurdu. 3. İslamiyete girdiğim günden beri kana kana su içmedim. Rabbime olan muhabbet aşkı beni kandırdı. 4. Ne zaman ki bana iki şey teklif edildi. Dünya ve ahiret işi. Derhal ahiret işine öne aldım. 5. Resulullah in yanından bir an bile ayrı kalmadım, daima onunla dostluk yaptım hatta mağaraya bile onunla girdim.
Cenabı hak, beş hususu diğer beş hususun içinde gizlemiştir. 1.izzeti itaatte. Allah c.c.a itaat eden aziz olur. 2.zilleti masiyette. Allah c.c. a isyan eden zelil olur. 3.heybeti gece ibadetinde. 4.hikmeti açlıkta. 5.büyüklüğü istiğnada.
Onun için islam dini iki şeyden ibarettir demişler. birisi.hubbün fi llah.sevdiğini allah c.c. için sever. ikincisi.buğzun fi llah.buğz ettiğine allah c.c. için buğz eder. hadislerle nasihatlar .mehmet zahid kotku.
4474.kur an tilavetle, ilim de rivayetle tam okunmuş sayılmaz.asıl kur an hidayetle, ilim de anlayışla okunduğu zaman tam okunmuş sayılır.ramuzül ehadis.
Hz. Ebubekir (radıyallahu anh)’dan hikmetli sözler
“Allah ile mahlukatından hiçbiri arasında bir nesep bağı yoktur. Allah’a yakınlık ancak O’na itaat ve emirlerine tabi olmakla mümkündür.”
“Allah, kulunun amelsiz sözünden razı olmaz.”
“Çok söz, kişiyi unutkan yapar.”
“Ne söylediğini, ne zaman söylediğini ve kime söylediğini iyi düşün!”
“Hakk’ı tanıyan ariflerin kölesi ol!”
“Sana yol göstermek isteyenden hâlini gizleme! Aksi takdirde kendini aldatırsın.”
“Kendini ıslah et ki, insanlar da sana karşı iyi davransınlar.”
“Dört kimse Allah’ın salih kullarındandır:
1. Tövbe eden kişiyi gördüğü zaman sevinen.
2. Günahkârların affı için Rabb’ine yalvaran.
3. Din kardeşine gıyabında dua eden.
4. Kendinden muhtaç kişiye yardım ve hizmette bulunan.”
“Benim nezdimde sizin en kuvvetliniz, hakkını alıncaya kadar zayıf olan kimsedir. En zayıfınız da ondan başkasının hakkı alınıncaya kadar güçlü kimsedir.”
“İman sadece camilerde, mal cimrilerde, silah korkaklarda, yetki zayıflarda olursa işler bozulur.”
“Akıllı kimse takva sahibi olan, akılsız da zalim olandır.”
“Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de vereceğini vaat ettiği mükâfatı azap ile birlikte zikretti ki, bu vesileyle kul ibadete rağbet etsin ve azaptan korksun.”
“Bir hayrı kaçırırsan onu yakalamaya çalış. Elde edince de onu geçmeye bak. Daha güzelini yapmaya gayret et.”
“İnsanlara iyilik etmek, kişiyi afetlerden ve belalardan muhafaza eder.”
“Şöhretten kaç ki, şeref seni takip etsin. Ölüme karşı hazırlıklı ol ki, sana hayat verilsin.”
“Hiçbir bela yoktur ki, ondan daha kötüsü olmasın.”
“Sabırda zarar; hüzün ve telaşta fayda yoktur.”
“Sabır imanın yarısı, yakin ise tamamıdır.”
“Allah’tan afiyet isteyiniz. Hiç kimseye yakinden (kati bir imandan) sonra afiyetten daha faziletli bir şey verilmemiştir.”
“Bana göre afiyette olup şükretmem, imtihan edilip sabretmemden daha makbuldür.”
“Dünya müminlerin pazarı, gece ile gündüz sermayeleri, güzel ameller ticaret malları, cennet kazançları, cehennem de zararlarıdır.”
“Hazret-i Peygamber’e salâvat getirmek günahları, suyun ateşi söndürmesinden daha çabuk yok eder. Ona (muhabbet ve ihlasla) selam göndermek pek çok köle azat etmekten daha faziletlidir. Rasulullah sallâllâhu aleyhi ve sellemi sevmek ise riyazet ve mücahededen, Allah yolunda kılıç sallamaktan daha üstündür.” (Bağdadî, Târihu Bağdâd, VII, 161)
“Allah dostları (mizaçlarına göre) üç sınıftırlar. Her üç sınıf üçer alametle bilinir:
Birinci sınıf (Hak dostları), havf (korku) hâlinde olanlardır. Bunlar:
1. Daima mütevazıdırlar.
2. Hayır, hasenatları ne kadar çok olsa da onu az görürler.
3. En küçük hatalarını bile büyük görürler. (Zira kime karşı günah işlediklerinin farkındadırlar.)
İkinci sınıf (Hak dostları), recâ (ümit) sahibi kimselerdir. Bunlar da:
1. Her hâl ve hareketlerinde insanlara fazilet ve güzellikler sergileyerek örnek olurlar.
2. Mallarını Hak yolunda sarf ederek insanların en cömertlerinden olurlar.
3. Allah’ın kullarına karşı daima hüsn-ü zan içindedirler.
Üçüncü sınıf (Hak dostları) ise aşk ve muhabbet vecdiyle Rabbi’ne ibadet edenler (arifler)dir. Bunlar da:
1. Sevdikleri şeyleri (Allah için) infak ederler.
2. Her hâl ve hareketlerinde Allah rızasını hedeflerler. Bu yüzden cahillerin kınamalarına aldırmaz, onların kaba davranışlarından rahatsız olmazlar.
3. Nefislerine ağır gelen şeyleri nefislerinin muhalefetine rağmen ifaya çalışırlar. Bütün hâl ve hareketlerinde Allah’ın emir ve nehiylerine itaat ederler.” (İbn-i Haceri’l-Askalânî, Münebbihât, s. 94-95)
“Günah işlemekten vazgeçmek, tövbe ile uğraşmaktan daha kolaydır.”
“En çok sevdiğim kimse, bana ayıp ve kusurlarımı haber verendir.” (Süyûtî, Târîhu’l-Hulefâ, s. 130)
“Çok konuşan çok yanılır. Çok yanılanın hayâ duygusu azalır. Hayâ duygusu azalanın, günah ve harama düşme endişesiyle şüphelilerden sakınma titizliği kaybolur. Şüphelilerden sakınma titizliği kaybolanın kalbi ölür.”
“Gaybı bilme iddiası gibi olmasaydı, beş kimsenin cennet ehli olduklarına şahitlik ederdim:
1-) Çok çocuk sahibi (olup şükür ve sabır hâlinde) olan fakir.
2-) Kocası kendisinden razı olan (saliha) kadın.
3-) Mehr-i müsemmasını (yani nikâh esnasında iki tarafın da rızasıyla tayin edilen mehrini) kocasına tasadduk eden kadın.
4-) Baba ve anası kendisinden razı olan kişi.
5-) Günahından (nefret ederek samimiyetle) tövbe eden kimse.”
“Bütün dostları gezdim, gördüm. Dili muhafaza etmekten daha iyi dost göremedim. Bütün elbiseleri gördüm. İffet ve sakınmaktan daha iyi elbise görmedim. Bütün malları gördüm; kanaatten daha iyi mal görmedim. Bütün iyilikleri gördüm; nasihatten daha iyisini görmedim. Bütün yemekleri görüp tattım; sabırdan lezzetlisini görmedim.”
“İnsanlarla güzel dostluk kurmak, aklın yarısıdır. Yerinde sual sormak, ilmin yarısı; iyi tedbir almak da yaşamanın yarısıdır.”
“Ahiret yanında dünya nedir ki! Ancak tavşanın bir defa sıçraması misali bir şeydir.” (İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, VIII, 152)
“Fazla lakırdıyı terk eden kimseye hikmet bahşedilir. Fazla (tecessüsle) bakmayı terk edenin kalbine tevazu bahşedilir. Fazla yemeyi terk edene ibadet lezzeti bahşedilir. Fazla gülmeyi terk edene heybet bahşedilir. Mizahı terk edene izzet bahşedilir. Dünya sevgisini terk edene, ahiret muhabbeti bahşedilir. Başkasının ayıbı ile meşgul olmayı terk edene, nefsinin ayıplarını ıslah etme hâli bahşedilir. (Müteal, yani idrak ötesi olan) Allah’ın keyfiyetinde araştırma ve tecessüsü terk edene, nifaktan kurtuluş bahşedilir.”
“Merhamet etmeyene merhamet olunmaz, kusurları bağışlamayan bağışlanmaz, affetmeyen kişi affolunmaz, günahlardan korunmaya çalışmayan kimse de korunup takvaya erdirilmez.” (Buhârî, el-Edebü’l-Müfred, s. 415, no: 371)
“Dua, sema ile arz arasında durur. Rasulullah’a salâvat getirilmedikçe, Allah’a yükselmez.” (Tirmizî, Vitr, 21)
“Bizim çarşımızda dini(-n ticaret kaidelerini) bilen kimseler satıcılık yapsın.” (Tirmizî, Vitr, 21/487)
“Yüze karşı övmek, boğazlamak gibidir.” (İbn-i Kuteybe, el-Mesâil, s. 145)
Hazret-i Ömer, valilerine şöyle yazmıştır:
“Benim katımda en mühim işiniz namazdır. Kim onu koruyup vakitlerine dikkat ederse dinini korumuş olur; kim de onu yerine getirmeyip yitirirse dinini de kısa zamanda yitirir.” (Muvatta’, Vukûtu’s-Salât, 6)
Kadı Şurayh, Hazret-i Ömer’e mektup yazarak nasıl hükmedeceğini sordu. Hazret-i Ömer -radıyallahu anh-cevaben şöyle yazdı:
“Allah’ın kitabında olanlarla hükmet. Eğer onda bulamazsan Allah Rasulü’nün sünnetiyle hükmet. Allah’ın kitabı ve Rasulü’nün sünnetinde de bulamazsan salihlerin verdiği hükümlerle hüküm ver. Salihlerin verdiği hükümler arasında da yoksa istersen devam et hükmünü ver, istersen geri dur. Geri durup hüküm vermemenin senin için daha hayırlı olduğu kanaatindeyim. Ve’s-selâm.” (Nesâî, Kudât, 11/3)
“Zenginlik de fakirlik de aynı şekilde birer binektir. Hangisine bineceğime aldırmıyorum.”
“En akıllı kimse, insanların hareketlerini en iyi takdir edendir.”
“Bir kimsenin sorduğu sorudan onun akıl seviyesini anlarım.”
“Bugünün işini yarına bırakma!”
“İş bir kere geri kalırsa artık hiçbir zaman ilerleyemez.”
“Şerri bilmeyen, onun tuzağına düşer.”
“Dünyaya az meylet ki hür yaşayasın. (Nefsin esaretine düşmeyesin.)”
“İnandığınız gibi yaşamıyorsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız.”
“İnsanları düzeltebilmeniz için önce kendinizi ıslah etmeniz gerekir.”
“İnsanların en cahili (ve ahmağı), kendi ahiretini başkasının dünyası için satandır.”
“Bir iyiliğin şerefi, geciktirilmeden hemen yapılmasındadır.”
“Kötü bir işin en gizli şahidi vicdanımızdır.” [Nitekim Efendimiz -aleyhissalatü vesselam-, iyiliğin ne olduğunu sormaya gelen birine “Kalbine danış! İyilik, kalbinin müsterih olduğu ve yapılmasını tasdik ettiği şeydir. Günah ise içini tırmalayan ve başkaları sana «Yap!» diye fetvalar verse bile, içinde şüphe ve tereddüt uyandıran şeydir.” buyurmuştur.(İbn-i Hanbel, IV, 227-228)]
“En akıllı insan; nefsini hesaba çeken, onu iyi idare eden, ölümden sonrası için amel işleyen ve kabir karanlığı için Allah’ın nurundan istifade edendir.”
“Kul, gözleri gördüğü hâlde Allah’ın kendisini âmâ olarak diriltmesinden korksun! Hikmetten anlayana manalı bir söz kâfidir. Manen sağır olanlar, zaten hakkı duyamazlar…”
“Beş şey muttakilerin (salihlerin) alametidir:
1. Dinî gayret içinde olanlarla beraber olmak.
2. Nefsini ıslah edip diline hâkim olmak.
3. (Allah sevgisini unutturan) dünyalıklardan nefsine hoş gelen bir şeye eriştiğinde onun zarar-ziyanını ayırt edebilmek, dinden kendisine az bir şey bile nasip olduğunda onu da ganimet bilmek.
4. Haram karışır endişesiyle midesini helalden (de olsa) doldurmamak (ve riyazat içinde yaşayabilmek).
5. Bütün insanların kurtulduğunu, yalnız kendisinin mahvolduğunu düşünmek.”
“Gerçek mümin altı çeşit korku içindedir:
1. İmanını kaybetme korkusu.
Zira ayet-i kerimelerde buyrulur:
“Rabbimiz! Bizleri hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme!..” (Âl-i İmran, 8)
“Ey iman edenler! Allah’tan, O’na yaraşır şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin.” (Âl-i İmran, 102)
2. Kıyamet günü kendisini rüsva edecek şeylerin melekler tarafından yazılması korkusu.
Zira ayet-i kerime’de buyrulur:
“İşte o gün (yer) Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberlerini anlatır.” (ez-Zilzal, 4-5)
3. Amelinin şeytan (aleyhi’l-la’ne) tarafından boşa çıkartılması korkusu.
Zira ayet-i kerimelerde buyrulur:
“(İblis) dedi ki: Rabbim! Beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım! Ancak onlardan ihlaslı kulların müstesna.” (el-Hicr, 39-40)
4. Ölüm meleği Azrail’e gaflet içindeyken ve ansızın yakalanma korkusu.
Ayet-i kerimede buyrulur:
“Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!” (el-Hicr, 99)
Hadis-i şerifte buyrulur:
“Kişi yaşadığı hâl üzere ölür ve öldüğü hâl üzere haşrolunur.” (Müslim, Cennet, 83; Münâvî, V, 663)
Nitekim Hazret-i Osman -radıyallahu anh- Kur’an ile yaşadı, Kur’an’ı infak etti ve Kur’an okurken şehit edilerek rahmet-i Rahman’a kavuştu.
5. Dünya ile mağrur olup ahiretten gafil kalma korkusu.
Ayet-i kerimede buyrulur:
“…Bu dünya hayatı, aldatma metaından başka bir şey değildir.” (Âl-i İmran, 185)
“Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükâfat Allah katındadır.” (el-Enfal, 28)
“Muhakkak ki dünya fâni, ahiret ise bakidir. Fâni olan sizi şımartıp azdırmasın, baki olandan alıkoymasın. Siz, bakiyi fâni olana tercih ediniz. Dünya sonludur, dönüş Allah’adır. Allah’tan korkunuz.” (İbn-i Ebi’d-Dünyâ, Mevsû‘a, I, 77)
“Ecel gelip çatmadan yapabileceğiniz iyiliği hemen yapınız.”
Halka karşı daima içinizde sevgi ve nezaket besleyin. Onlara bir canavar gibi davranmayın ve onları azarlamayın.
Halkın güvenini kazanın ve onların iyiliğini istediğinize kendilerini inandırın.
Hakiki dost sıkıntılı zamanlarda, senin gurur ve izzet-i nefsini kırmadan, sana yardım edenlerdir.
Haksız kazanç ve ahlaksızlıklara düşmemeleri için memurlarınıza yeterince maaş ödeyiniz.
Haksızlık önünde eğilmeyiniz. Çünkü haksızlıkla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.
Haksızlıklara isyan etmeyenler, onlardan gelecek her musibete katlanmalıdır.
Halk için en büyük felaket, düşünce ve bilim adamlarının düşük ahlaklı kimseler oluşudur.
Halka hürmet edenler hürmete mazhar; halkı tahrik edenler hakarete layık olurlar. Halka saygınlık veren kişi, saygın tutulmuştur. Halkı küçümseyenlerse saygı görmemişlerdir.
Halkın önderi olmak isteyen biri önce kendisini ıslah etmeli, daha sonra başkalarını ıslah etmeye başlamalı ve söz ile diğerlerine edep öğretmeden önce güzel davranışı ile onlara edep öğretmelidir.
Hayat kötülüklerle insan arasında perdedir.
Hayatın karşına çıkardığı müşkül hadiselere sabır ve tahammül et. Onları hiç kimseden bilme ve hiç kimseye karşı kalbinde bir adavet besleme; hiç kimseye hiddet ve şiddet gösterme. Bu suretle hareket edersen en büyük müşkülleri bile yenersin ve sen de "insan-ı kamil" mertebesine erersin.
Hayrı yapan, hayırdan da hayırlıdır; şer isteyense şerden de kötüdür.
Her huyun en iyisini kendin için seç.
Her kim bana bir harf öğretse, ben ona kul köle olurum.
Her kişinin değeri, yaptığı güzel işiyle ölçülür.
Herhangi bir işte acele etme, hataya düşersin.
Herkes için tatlı ya da acı bir son vardır.
Herkesin değeri, onun himmeti kadardır.
Herşey akla muhtaçtır, akıl da eğitime.
Herşeye ibretle bakın ve gördüklerinizden ibret alın.
Herşeyin bir belası vardır ve iyiliğin belası da kötü arkadaştır.
Herşeyin en iyisi, en yeni olanıdır; ama dostların en iyisi, en eskileridir.
alka karşı daima içinizde sevgi ve nezaket besleyin. Onlara bir canavar gibi davranmayın ve onları azarlamayın.
Halkın güvenini kazanın ve onların iyiliğini istediğinize kendilerini inandırın.
Hakiki dost sıkıntılı zamanlarda, senin gurur ve izzet-i nefsini kırmadan, sana yardım edenlerdir.
Haksız kazanç ve ahlaksızlıklara düşmemeleri için memurlarınıza yeterince maaş ödeyiniz.
Haksızlık önünde eğilmeyiniz. Çünkü haksızlıkla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.
Haksızlıklara isyan etmeyenler, onlardan gelecek her musibete katlanmalıdır.
Halk için en büyük felaket, düşünce ve bilim adamlarının düşük ahlaklı kimseler oluşudur.
Halka hürmet edenler hürmete mazhar; halkı tahrik edenler hakarete layık olurlar. Halka saygınlık veren kişi, saygın tutulmuştur. Halkı küçümseyenlerse saygı görmemişlerdir.
Halkın önderi olmak isteyen biri önce kendisini ıslah etmeli, daha sonra başkalarını ıslah etmeye başlamalı ve söz ile diğerlerine edep öğretmeden önce güzel davranışı ile onlara edep öğretmelidir.
Hayat kötülüklerle insan arasında perdedir.
Hayatın karşına çıkardığı müşkül hadiselere sabır ve tahammül et. Onları hiç kimseden bilme ve hiç kimseye karşı kalbinde bir adavet besleme; hiç kimseye hiddet ve şiddet gösterme. Bu suretle hareket edersen en büyük müşkülleri bile yenersin ve sen de "insan-ı kamil" mertebesine erersin.
Hayrı yapan, hayırdan da hayırlıdır; şer isteyense şerden de kötüdür.
Her huyun en iyisini kendin için seç.
Her kim bana bir harf öğretse, ben ona kul köle olurum.
Her kişinin değeri, yaptığı güzel işiyle ölçülür.
Herhangi bir işte acele etme, hataya düşersin.
Herkes için tatlı ya da acı bir son vardır.
Herkesin değeri, onun himmeti kadardır.
Herşey akla muhtaçtır, akıl da eğitime.
Herşeye ibretle bakın ve gördüklerinizden ibret alın.
Herşeyin bir belası vardır ve iyiliğin belası da kötü arkadaştır.
Herşeyin en iyisi, en yeni olanıdır; ama dostların en iyisi, en eskileridir.
Herşeyin sonunu uzun uzun düşünen ve bir türlü karar veremeyenlerden, şecaat ve cesaret namına hiçbir şey beklenemez.
Hırs seni kul etmesin, Allah seni hür yarattı.
Hırs ve tamah, yorgunluk ve meşakkatin anahtarıdır.
Hızlı yükselenlere imreniliyor. Oysa en hızlı yükselenler toz, duman, saman ve tüydür.
Hiçbir süs edep kadar güzel değildir.
Hiçbir zaman vaadinizden ve sözünüzden dönmeyiniz.
Hiç kimsenin hatasını yüzüne vurmayınız. O hatayı işleyene hatasını, başka birini misal göstererek anlatınız.
Hiçbir işte lüzumundan fazla aceleci olma. Dikkatli davranış sahibi olanlar, kendilerini bir çıkmaza girmekten muhafaza etmiş olurlar.
Hikmet sahibi kişilerin sözleri doğruysa ilaçtır, yanlışsa hastalıktır.
Hoş geçinmek aklın yarısıdır.
Huzur ve barışçıllığı arkadaş edinmişe yakınlaş, arkadaşlığından mutlu olmadığın kişiden uzak ol.
İbret alınacak şeyler ne çok, ibret alanlarsa ne az.
İhtiras; feyiz ve kemalin en büyük düşmanıdır.
İhtiraslı kimse bütün dünyaya sahip olsa da yine fakirdir.
İhtiyarlığın, ölüm habercindir.
İki şey vardır ki sonu bulunmaz; ilim, akıl.
İki şey vardır ki yitirmeden kadri bilinmez; gençlik ve afiyet.
İki yüzlü insanlardan uzaklaşınız. Zira iyi vaktinizde etrafınızda dönüp dolaşırlar. Kötü vaktinizde derhal sizden kaçarlar.
İki yüzlünün dilinde tat, kalbinde fesat gizlidir.
İktisatlı olmayla ihtiyaçların yarısı giderilebilir.
İlim bayrağımdır, nereye gitsem benimledir; kalbim ilim ile doludur, sanma ki boş bir sandıktır.
İlim bütün iyiliklerin anahtarıdır.
İlim hiçbir servet ile satın alınmaz. Onun içindir ki, bir cahil ne derecede zengin olursa olsun, en fakir bir alim ile mukayese olunmaz.
İlim maldan hayırlıdır: İlim seni korur, malı sen korursun. Mal vermekle azalır, ilim öğrenmekle artar. İlim hakimdir, mal ise mahkum. İlim sahibi cömert olur, mal sahibi cimri olur. İlim ruhun hakimidir, ilim sahibi cömert olur, mal sahibi cimri olur. İlim ruhun gıdasıdır, mal ise cesedin gıdasıdır. Mal uzun zaman sürecinde tükenir, ilim ise tükenmez ve eksilmez. İlim kalbi aydınlatır, mal ise kalbi katılaştırır. İlim peygamberlerin, mal ise eşkiyaların mirasıdır.
İlim meclisi cennet bahçesidir.
İlim tükenmez bir hazine, akıl eskimek bilmez bir elbisedir.
İlimden başka herşey azaldıkça değeri yükselir, ilim ise çoğaldıkça değeri yükselir.
Kalp kör olduktan sonra gözlerin görmesinde hiçbir fayda yoktur.
Kalpler, kaplara benzer. Hayırlı olan, hayırla dolu olanıdır.
Kardeşi için kuyu kazan, o kuyuya akibet kendisi düşer.
Kendi ayıbına bakan kimse ve onu ıslaha çalışan kişi, halkın ayıbına bakmaz.
Kendi çocuğunu edeplendirdiğin şeyle yetimi de edeplendir ve çocuğunun eğitimi için yararlandığın yerden yetim için de yararlan.
Kendi görüşüyle yetinen, canını tehlikeye atmıştır.
Kendi kadrini bilen helak olmaz.
Kendin için istediğini başkaları için de iste.
Kendine reva görmediği şeyi başkasına reva gören insan kamil olamaz.
Kendisine edep yüklenen kimsenin kötülükleri azalır.
Kendini cömertliğe alıştır ve her ahlakın en iyisini seç; çünkü iyilik alışkanlık haline gelir.
Kendini güçlükler karşısında sabretmeye alıştır, çünkü haksızlıklar karşısında sabretmek en iyi ahlaktır.
Kendini tanımayan kimse kurtuluş yolundan uzaklaşarak cehalet ve sapıklık yoluna giriverir.
Kendisini beğenen ve kendisinden razı olan bir kimsenin kusur ve zaaf noktaları aşikar olur.
Kendisini beğenen ve kendisinden razı olan kimse birçok üzüntü ve acı çeker.
Kendini bilmeyen başkasını nasıl bilir?
Kınama ve azarlamada aşırı gitmek inada neden olur.
Kıskanç insan hiçbir zaman rahat ve huzur yüzü görmez.
Kıskanç kimse daima hasta olur.
Kıskançlık hasta eder.
Kıskançlık hastalıkların en kötüsüdür.
Kıskançlık ateşin odunu yediği gibi iyilikleri yer.
Kıskançlık insanın dünyasını karartır.
Kıskançlık insanın kalbi ve sinirleri üzerinde kötü etkiler bırakır ve insanı hasta eder.
Kıskançlık ruhun hapsidir.
Kıskançlık vücudu kemirir.
Kim bir işte halka öncü olursa, başkasını terbiyeye kalkmadan kendisini terbiye etmeli. Bu terbiye de diliyle öğüt vermeden önce, huyuyla öğüt vermek suretiyle olmalı. Nefsine muallim olup kendini terbiye eden kişi, insanlara muallimlik edip onları terbiye edenden daha fazla ululanmaya değer.
Kim halkın ayıplarını görür, onları kınar, fakat kendisi de o işleri yaparsa, ahmağın ta kendisidir.
Kimin söylediğine değil, ne söylediğine bak.
Kişi bilmediğinin düşmanıdır.
Kişi dili altında saklıdır. Konuşturunuz, kıymetinden neler kaybettiğini anlarsınız.
Kişinin karşılaşacağı bütün sorunların kolay olması beklenemez, bazılarının kolay olmasının yanında bazıları zor olacaktır.
Kişinin yapısını oluşturan öz iyi değilse, o kişinin ağzından iyi sözler çıkmaz.
Konuşun da tanışın, çünkü insan dilinin altında gizlidir.
Kötü alışkanlıkları terketmek, en büyük ibadetlerdendir.
Kötü evlat, insanın en büyük musibetlerindendir.
Kötü evlat, ailenin şerefini yıkar ve geçmişine leke sürer.
Kötü evlat anne ve babanın şerafetini yok eder ve geriye kalanları rezil eder.
Kötü huylarını terk et. Halkın hürmetlerine mazhar olursun.
Kötü insanlarla oturup kalkmak, iyi insanlar hakkında su-i zan doğurur.
Kötü zanlı olup, dostlarını elinden çıkarma.
Kötülükten çekinmek, iyi bir iş yapmaktan yeğdir.
Kutsal görevinizin yoksul, sakat ve yetimlere bakmak olduğunu hiç aklınızdan çıkarmayın. Memurlarınız onları incitmesin, onlara kötü davranmasın. Onlara yardım edin, koruyun ve yardıma ihtiyaç duydukları her zaman huzurunuza çıkmalarına engel olmayın.
Küçük bir insandan gelen büyük bir fikri küçümseme.
Küçüklükte soru soran kimse, büyüdüğünde cevap veren biri olur.
Mal-mülk insanın gözünü doyurmaz, kalp zenginliğine çalış.
Malından vermeyeni zenginlerden sayma.
Marifetlerin en üstünü insanın kendisini tanımasıdır ve en büyük cahillik ise insanın kendini tanımamasıdır.
Mazideki esefli ve üzüntülü olaylarla kalbini doldurma, gelecekle uğraşmaya zaman bulamazsın.
Mazluma yardımcı ol, zalime düşman kesil.
Mazlumun öç alma günü zalimin zulmettiği günden daha korkunçtur.
Memurlarınızı seçerken zalim yöneticilere hizmet etmemiş ve devletin suçlarından ve zulümlerinden sorumlu olmamış bulunmalarına dikkat ediniz.
Memurlarınızın hareketlerini kontrol ediniz ve bunun için güvendiğiniz samimi kişileri kullanınız. Mektuplar ve müracaatlara bizzat kendiniz cevap veriniz.
Midenizi fazla hayvan mezarlığı yapmayınız.
Milletlerin ölçü ve terazisi adalettir.
Mutlu ile arkadaş olan mutlu olur.
Mükemmel insan eksiklerini ve kusurlarını bilendir. En kötüsü ise insanların doyumsuz isteklerin ve hırsın peşine düşmesidir.
Ne kadar tenha bir yerde olursa olsun bir fenalık yaparken, seni hiç kimsenin görmediğine hükmetme. Seni mutlaka bir gören vardır. O da Allah'tır.
Ne yüksek mevki ile sevin, ne de düşkün olduğuna üzül.
Nefsine hakim olman en üstün güç, kudrettir. Ona buyruk yürütmen en hayırlı emarettir.
Nerede bir bilgin görürsen, hemen buyruğunu kabul edip hizmetine gir.
Nice kan vardır ki, onu dil döker.
Nice zengin vardır ki, yoksuldan da yoksuldur; nice büyük kişi vardır ki, her aşağılık kişiden de aşağıdır, nice yoksul vardır ki, bütün zenginlerden daha zengindir.
*********************************
Oyun hayranı biri saadete eremez.
*********************************
Ölüm cebimizde bize hep eşlik etmektedir, neden cahillerde feryadla karşılanır, ölüm neden böyle şaşkınlık yaratır?
Öfke delilikten bir bölümdür. Çünkü sahibi nadim olur, nadim olmuyorsa deliliği adamakıllı pekişmiş demektir.
Öfke gücünü izleyecek olursan seni helak eder.
Öfke korkunç bir ateştir. Onu bastıran ateşi söndürür, yapamayan içinde yanıp gider.
Öfke kötü bir arkadaştır. Kusur ve çirkinlikleri açığa çıkarır, insanı kötülüğe yakınlaştırıp iyilikten uzaklaştırır.
Öfke ve kızgınlıktan koru kendini. Çünkü başlangıcı delilik, sonu pişmanlıktır.
Öfkeden kaçın, sakın öfke sana galip olup alışkanlık haline gelmesin.
Öl de alçalma, azı yeter bul da yüzsuyu dökme. Çalışıp da bir şey elde edemeyen oturunca hiçbir şey elde edemez.
Öldükten sonra yaşamak isterseniz kalıcı bir eser bırakınız.
Ölümü unutmak, kalbi paslandırır.
Ölümü unutmayan, güzel şeylere tutkun olur.
Ölümün belirtisi doğmaktır.
Önder önce kendini eğitmeli, sonra diğerlerini. Önce kendi edebiyle örnek olmalı, sonra öğüt ve nasihatla.
Övünmeye değer şeyler güçlü akıl, utanma, nefsinden sakınma ve eğitimdir.
Öyle bir devir ki hiçbir arkadaşın senden hoşnut değil ve öyle bir devir ki hiçbir dostun sana dürüst ve gerçek dost değil.
Öyle bir kimseyi dost tut ki, aranızda kardeşlik husule gelsin ve senin bulunmadığın yerlerde, seni müdafaa etmek için düşmanlarınla pençeleşsin.
Sabır en güzel huy, ilim de en şerefli süs eşyasıdır.
Sabır iki türlüdür: istemediğin, hoşlanmadığın şeye sabretmek ve sevdiğin, istediğin şeye sabretmek.
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü Allah seni hür yaratmıştır.
Sakın aile ve akrabalarının bedbahtlardan olmasına sebep olan birisi olmayasın.
Sana cefa edeni utandırman için hoşça geçinmeye çalış.
Sana niçin yaptığını sorduklarında utanacağın ve yalanlamaya kalkacağın işleri yapmaktan çekin.
Sana karşı iyilik yapanlara ve teşekkür etmesini bilenlere iyilik et.
Sana öğüt veren, sana geniş kredi açmış tüccara benzer.
Sefih olanlar lisanla dostluk gösterirler. Fakat kalbleri fesatla doludur.
Seni yalnız iyi günlerinde arayan, düşkün günlerinde senden kaçacaktır.
Seni, sende bulunmayan özellikler ve değerler icat ederek koltuklayan, bir gün gelir yapmadığın suçları da üstüne yığarak seni çekiştirmeye, çeliştirmeye kalkar.
Senin hakkında iyi zanda bulunanın zannını gerçekleştir.
Seviyesiz insanların bana cahilce sözlerine karşılık vermekten tiksinti duyarım.
Sırlarını ona buna açıyorsan başına gelecek zilletlere razı ol.
Siyasetlerin (yönetimlerin) en zoru alışkanlıkları değiştirmektir.
Sizin en kötünüz insanları çekiştirerek dostlar arasında ayrılık düşüren ve temiz insanlara kusur bulan kimsedir.
Sizler mallarınızla halkı kuşatamazsınız (onların gönüllerini hoş edemezsiniz); öyleyse açık yüzlülük ve güzel davranışınızla onları kuşatınız.
Soruya verilen cevap çoğalınca doğru gizli kalır.
Soyluluk; babaların, anaların mensup oldukları soyla boyla değil, övülecek üstünlükle kazanılır.
Söylemediğin sözün hakimi, söylediğin sözün mahkumusun.
Söyleyene bakma, söylenene bak.
Söz ilaçtır; azı yaşatır, çoğu öldürür.
Söz, ok ve mızraktan daha tesirlidir.
Söz dilinin sustuğu ve amel dilinin söylediği nasihat hiçbir kulak tarafından kovulmaz ve onun faydası ile hiçbir fayda bir olmaz.
Söz sizin ağzınızda olduğu sürece, söz sizin esiriniz, söz ağzınızdan çıktıktan sonra siz sözünüzün esiri olursunuz.
Sözün gümüş olsa da, ey nefs sükut (suskunluk) altındır.
Sözün güzelliği, kısalığındadır.
Sözünde duramayacağın bir yerde söz verme ve kefaletine vefa edemeyeceğin yerde kefil olma.
Susmak ağırbaşlılığı artırır.
Susmak, sana ağırbaşlı bir elbise giydirir ve sonunda özür dileme zorundan korur.
Sükut yalan söylemekten ve başkalarını çekiştirmekten herhalde evladır.
*********************************
Şahsınıza fenalık eden bir düşmanı affediniz. Lakin vatanınıza ve milletinize fenalık eden bir kimseyi asla affetmeyiniz.
Şehvet bir kapıdan girer, akıl öbür kapıdan çıkar.
Şeref ve namus, en büyük hazinedir. Onlara malik olanlar, hayatlarını daima memnun ve mesut geçirirler.
Şeref ve soyluluk, yüksek özellik ve niteliklerden gelir, ataların çürümüş kemiklerinden değil.
Şerefine düşkün olan kötü cevap almaktan kendini sakınır. İnsanların davranışlarını düşünerek ve gözeterek onlarla uyum içinde yaşayan kendi kişiliğini de korur.
Şerefli ve önemli bir mevkiiniz olması için bilime sarılınız.
Şiddetli istek mutluluğun en büyük düşmanıdır.
Şükür nimetlerin süsüdür.
*********************************
Tamah mihneti davet eder.
Taraf tutmayın, bazı insanları kayırmayın. Bu tür davranışlar sizi zulme ve despotluğa çeker.
Tarımla uğraşanlar devletin servet kaynağıdır ve bir servet gibi korunmalıdır.
Tecrübe fayda ile beraber gelen ilimdir.
Terbiyesizlikle kendisini düşüreni, soydan gelme asalet yükseltemez.
T
*********************************
Uygunsuz yerlere giren, kendini töhmete kaptırır.
Utancın üstünü, insanın kendinden utanmasıdır.
*********************************
Üç şey hayatı tatsızlaştırır: kin, kıskançlık ve kötü huyluluk.
Üç şey insana hayatı zindan eder: Ağırlaşan aile yükü, borçların baskısı ve bir hastalığın sürüp gitmesi.
Üç şeyi kendinizde tutup saklayınız: cesaretiniz, bilginiz ve malınız. İnsanlar bu üç sahip olduğunuz şeye düşmandır ve o insanları ancak bu üç şeyi kaybetmeniz sevindirir.
Üstünlük taslamak ayıpların en kötüsüdür.
*********************************
Verilen söz zamanında yerine getirilmesi gereken bir borçtur.
*********************************
Ya siz bizi yok edersiniz ya da biz sizi yok ederiz. Ya da barışı daha uygun görürsünüz.
Yakınlarına yardımı bırakan, düşmanlarına yardım etmiş olur.
Yalancılardan daima uzak bulununuz. Çünkü onlarla içli dışlı olur ve onlarla dolaşıp kalkarsanız, siz de yalancı olursunuz.
Yalancıların başlıca sıfatları şunlardır: Önce sana diller döker, birçok şeyler vaad eder, sonra senden vazgeçer, daha sonra da arkandan senin aleyhine birçok şey söyler.
Yalandan daha kötü bir kabahat yoktur.
Yalanlanacağından korktuğun bir şeyi anlatma.
Yanlışını gününde görüp nefsine sitem edersen yanlışın faydaya dönüşür. Dünde kalan yaşam geçmişle yok olur gider.
Yapman gereken hayırlı, yararlı işleri yarına bırakma. Bakarsın yarın olur da, sen olmazsın.
Yaptığın iyilikleri ve sana anlatılanları gizle.
Yaşamın tecrübeleri doğru karar verebilmeyi öğretti, öyle ki artık beni bitirmeye, yok etmeye gelen şeyleri ben bitirip yok ettim.
Yeni ilmi şeyleri öğrenmekle, kalbinizin yorgunluğunu ve rahatsızlığını giderin, çünkü kalpleriniz de vücudunuz gibi yorulur.
Yeni mal mülk edinmeden önce yığdıklarınızı kullanınız.
Yoksullar bazen çok müşkül durumlarda kalırlar. Söyledikleri sözler ne kadar doğru olursa olsun, onları dinleyenler sözlerine kulak asmazlar.
Yoksula yardımı dilenmeden yap. Sen onu el açmak zorunda bırakırsan, verdiğin sadaka ile, onun sadakadan daha değerli olan haysiyetini satmaktan kurtarırsın.
Yoksullarla otur, şükrünü artırırsın.
Yoksulluğunu gizle, yoksa itibarın sıfıra iner.
Yola düşmeden arkadaşı, eve girmeden de komşuyu sor.
Yüzünüze karşı yapılan şişirme övgüleri dinlemekten kendinizi koruyunuz. Çünkü onlar kalpleri kirletip ortalığa pis bir koku yayarlar.
Yumuşak ahlak soyluluk ve büyüklüktendir. Yumuşak huyluluğun bitmez tükenmez kaynağı ol. Kimseye asla eziyet etme, yaptığın şeyin sonuçlarını görür ve duyarsın.
Yumuşak konuş, sevilirsin.
Yüce kişinin aç kalınca, aşağılık kişinin karnı doyunca saldırısından korkun.
Y
*********************************
Zalime gelip çatan adalet günü, mazlumun uğradığı cevir ve cefa mihnetinden çetindir. Şiddet son dereceyi buldu mu ferahlık gelir çatar. Bela halkaları tam daraldı mı genişlik yüz gösterir.
Zaman bana karşı maske takındı, beni tanımazlıktan geldi, bilmedi ki ben güne saygılıyım ve talihsizliklerin en korkulusunu bile kolay şeymiş gibi karşılarım.
Zaman ibret aynasıdır.
Zaman kendine uymazsa, kendini zamana uyduranlar en akıllı kimselerdir.
Zaman uzasa, sonu gecikse bile sabreden mutlaka zafere ulaşır.
Zamanının bir kısmı maziye karıştı. Geride kalan günlerinin sayısı da belli değil, fırsat varken çalış.
Zamanın icaplarına uymayanlar, sürüden ayrılmış koyunlar gibi geri kalırlar.
Zayıfları ziyaret etmek alçak gönüllülüktendir.
Zenginlik gurbette bir vatan, fakirlik vatanda bir gurbet gibidir.
Talep ettiğin seyde Allah sana yardım etediği zaman mahluk için ona bir yol yoktur Eger, O seni het bir gidiş yerinde irşad etmezse saparsın. Gök delil olsa bile.
Bu beyzavi gibi, bazılarının katında besmelenin ba..sında, istiane...yardım dileme olduğunda, ittifakla beraber, aynı zamanda bu mananın tarafını tercih etmek ihtiyar olunmuştur.berika cilt.1. S.29.
369.bir müslüman diğer müslümana silahı ile işaret ederse, her ikiside cehennem çukurunun kenarındadırlar.onu öldürdüğü taktirde...maktul de öldürmeğe teşebbüs ettiğinden...ikisi birden cehennem çukuruna yuvarlanırlar.ramuz ül ehadis cilt.1.sy.101.
Agah olunuz ki insana dünyada yakin ve afiyetten daha hayırlı bir şey verilmemiştir.öyle ise allah c.c.tan o ikisini isteyin.ramuzel ehadis cilt 1.sy169.p.2.
Ölen bir afganlı veya arap ise bu meşru, ama bir ingiliz veya yahudi olursa bu asla kabul edilemez gibi bir tablonun mevcudiyetiyle küreselleşme ancak totaliter bir anlamda olabilir..köprü ...2002...kış.s.55..
Zira zulüm, bir şeyi mahallinin gayrine koymaktır.bunun en büyüğü ise , yaratılanı yaratıcı yerine koyup, rablik ve ilahlıkta mahluku halık a şerik kılmaktır.ruhu l furkan cilt.10.s.228.
Kuran ı kerim de zalimleri tehdit eder mahiyette varid olan ayet i kerime lerin ekserisinden kafirler kastedimektedir. nitekim.resulüm...sakın, allah ı zalimlerin yaptıklarından gafil zannetme.ibrahim suresi 42.den.
Dehr..zaman..i gördüm ki.değişerek deveran ediyor, Hiçbir hüzün keder,hiç bir sevinç devam etmiyor, Krallar,o zamanlar boyunca saraylar yaptılar, Şimdi ne krallar ne de saraylar kaldı...berika...
Nefsim bana zarar veren şeye davet edicidir. O,benim hastalık ve ağrılarımı artırır. Düşmanım kaburgalarımın arasında olunca, Düşmanımdan nasıl hile edip kurtulacağım?.berika.
Peygamberimiz s.a.v.ümetimin uleması..alimleri..beni israil in Peygamberleri gibidir.ve o nun s.a.v.için şefaat ı uzma,makam ı Mahmud,liva i makud,havz,kevser gibi vesileler vardır..berika..
Kim bir birimiz koltuğuna yaslanmis bir halde beni yalanlayacaktir. Benim hadisim kendisine ulaşınca : "Bunu Allah'ın Rasulu dememistir. Birak bunu da bana Kur'andan delil getir" diyecektir
Bir rivayette ise Allah c.c.ı bilen bir alimden sadır olan bir rekat namaz, Allah c.c.ı bilmeyen bir kimseden sadr olan bin rekattan daha hayırlıdır.denilmektedir.Berika.cilt .1. Sy.157.
Beyzavi, Allahu tealanın.Pürüzsüz Arapça bir Kuran...indirdik...32...ayet i kerimesini, hiç bir yönden ihtilaf yoktur şeklinde yorumlanmıştır.32.zümer süresi ayet.28.Berika .cilt 1. Sy.160.
“Allâh ile mahlûkâtından hiçbiri arasında bir neseb bağı yoktur. Allâh’a yakınlık, ancak O’na itaat ve emirlerine tâbî olmakla mümkündür.”
“Allah, kulunun amelsiz sözünden râzı olmaz.”
“Çok söz, kişiyi unutkan yapar.”
“NE SÖYLEDİĞİNİ, NE ZAMAN SÖYLEDİĞİNİ VE KİME SÖYLEDİĞİNİ İYİ DÜŞÜN!”
“Hakk’ı tanıyan âriflerin kölesi ol!”
“Sana yol göstermek isteyenden hâlini gizleme! Aksi takdirde kendini aldatırsın.”
“Kendini ıslah et ki insanlar da sana karşı iyi davransınlar.”
“Dört kimse Allâh’ın sâlih kullarındandır:
1. Tevbe eden kişiyi gördüğü zaman sevinen.
2. Günahkârların affı için Rabbine yalvaran.
3. Din kardeşine gıyâbında duâ eden.
4. Kendinden muhtaç kişiye yardım ve hizmette bulunan.”
“Benim nezdimde sizin en kuvvetliniz, hakkını alıncaya kadar, zayıf olan kimsedir. En zayıfınız da ondan başkasının hakkı alınıncaya kadar, güçlü kimsedir.”
“Îman sadece câmilerde, mal cimrilerde, silah korkaklarda, yetki zayıflarda olursa işler bozulur.”
“Akıllı kimse takvâ sahibi olan, akılsız da zâlim olandır.”
“Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de vereceğini va’dettiği mükâfâtı azap ile birlikte zikretti ki bu vesîleyle kul ibâdete rağbet etsin ve azaptan korksun.”
“Bir hayrı kaçırırsan onu yakalamaya çalış, elde edince de onu geçmeye bak, daha güzelini yapmaya gayret et!”
“İnsanlara iyilik etmek, kişiyi âfetlerden ve belâlardan muhafaza eder.”
“Şöhretten kaç ki şeref seni takip etsin. Ölüme karşı hazırlıklı ol ki sana hayat verilsin.”
“Hiçbir belâ yoktur ki ondan daha kötüsü olmasın.”
“Sabırda zarar, hüzün ve telaşta fayda yoktur.”
“Sabır îmânın yarısı, yakîn ise tamamıdır.”
“Allah’tan âfiyet isteyiniz. Hiç kimseye yakînden (kat’î bir îmandan) sonra âfiyetten daha fazîletli bir şey verilmemiştir.”
“Bana göre âfiyette olup şükretmem, imtihan edilip sabretmemden daha makbûldür.”
“Dünya mü’minlerin pazarı; gece ile gündüz sermâyeleri; güzel ameller ticaret malları; cennet kazançları; cehennem de zararlarıdır.”
“Hazret-i Peygamber’e salevât getirmek günahları, suyun ateşi söndürmesinden daha çabuk yok eder. Ona (muhabbet ve ihlâsla) selâm göndermek pek çok köle âzâd etmekten daha fazîletlidir. Rasûlullah
-sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i sevmek ise riyâzet ve mücâhededen, Allah yolunda kılıç sallamaktan daha üstündür.” (Bağdadî, Târihu Bağdâd, VII, 161)
“Allah dostları (mizaçlarına göre) üç sınıftırlar. Her üç sınıf, üçer alâmetle bilinir:
Üçüncü sınıf (Hak dostları) ise, aşk ve muhabbet vecdiyle Rabbine ibâdet eden (ârifler)dir. Bunlar da;
1. Sevdikleri şeyleri (Allâh için) infak ederler.
2. Her hâl ve hareketlerinde Allah rızâsını hedeflerler, bu yüzden câhillerin kınamalarına aldırmaz, onların kaba davranışlarından rahatsız olmazlar.
3. Nefislerine ağır gelen şeyleri nefislerinin muhâlefetine rağmen îfâya çalışırlar; bütün hâl ve hareketlerinde Allâh’ın emir ve nehiylerine itaat ederler.” (İbn-i Haceri’l-Askalânî, Münebbihât, s. 94-95)
İşte Hazret-i Ebû Bekir, bu üç sınıf Hak dostlarının bütün hâl ve sıfatlarını kendisinde cem etmiş mübârek bir İslâm şahsiyetiydi. Rabbimiz, O’nun bu hikmetli öğütlerinden lâyıkıyla istifâde etmeyi ve güzel hâllerinden feyz almayı cümlemize nasîb eylesin. Bizleri, onun dostluk halkasına dâhil olanlardan kılsın! Zîrâ dostluğun kaynağına Allah ve Rasûlü’nde erişen Hulefâ-i Râşidîn, Ashâb-ı Kirâm, Hak dostları ve onlara güzelce tâbî olanlar, Rabbimizin lutfuyla ebedî saâdet kervanının bahtiyar yolcularıdır.
Sözlerimize, Ebû Bekir -radıyallâhu anh-’ın şu samîmî niyazlarına gönülden âmin diyerek son verelim:
“Allâh’ım! Ömrümün en hayırlı devresi sonu, amellerimin en hayırlı kısmı neticeleri, günlerimin en hayırlısı da Sana kavuştuğum gün olsun.” (Süyûtî, Târîhu’l-Hulefâ, s. 103)
“Allâh’ım! Bana hayırdan lutfettiğin en son şey, rızâ-yı şerîfin ve Naîm Cennetleri’ndeki yüksek dereceler olsun!” (Süyûtî, Târîhu’l-Hulefâ, s. 103)
“Günah işlemekten vazgeçmek, tevbe ile uğraşmaktan daha kolaydır.”
“En çok sevdiğim kimse, bana ayıp ve kusurlarımı haber verendir.” (Süyûtî, Târîhu’l-Hulefâ, s. 130)
“Çok konuşan, çok yanılır. Çok yanılanın, hayâ duygusu azalır. Hayâ duygusu azalanın, günah ve harama düşme endişesiyle şüphelilerden sakınma titizliği kaybolur. Şüphelilerden sakınma titizliği kaybolanın, kalbi ölür.”
“Gaybı bilme iddiâsı gibi olmasaydı, beş kimsenin cennet ehli olduklarına şâhitlik ederdim:
1) Çok çocuk sahibi (olup şükür ve sabır hâlinde) olan fakir.
2) Kocası kendisinden râzı olan (sâliha) kadın.
3) Mehr-i müsemmâsını (yâni nikâh esnâsında iki tarafın da rızâsıyla tâyin edilen mehrini) kocasına tasadduk eden kadın.
4) Baba ve anası kendisinden râzı olan kişi.
5) Günahından (nefret ederek samîmiyetle) tevbe eden kimse…”
“Bütün dostları gezdim, gördüm; dili muhafaza etmekten daha iyi dost göremedim. Bütün elbiseleri gördüm; iffet ve sakınmaktan daha iyi elbise görmedim. Bütün malları gördüm; kanaatten daha iyi mal görmedim. Bütün iyilikleri gördüm; nasihatten daha iyisini görmedim. Bütün yemekleri görüp tattım; sabırdan lezzetlisini görmedim.”
“İnsanlarla güzel dostluk kurmak, aklın yarısıdır. Yerinde sual sormak, ilmin yarısı; iyi tedbir almak da yaşamanın yarısıdır.”
“Âhiret yanında dünya nedir ki! Ancak tavşanın bir defa sıçraması misâli bir şeydir.” (İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, VIII, 152)
“Fazla lâkırdıyı terk eden kimseye hikmet bahşedilir. Fazla (tecessüsle) bakmayı terk edenin kalbine tevâzû bahşedilir. Fazla yemeyi terk edene ibâdet lezzeti bahşedilir. Fazla gülmeyi terk edene heybet bahşedilir. Mizahı terk edene izzet bahşedilir. Dünya sevgisini terk edene, âhiret muhabbeti bahşedilir. Başkasının ayıbı ile meşgul olmayı terk edene, nefsinin ayıplarını ıslah etme hâli bahşedilir. (Müteâl, yâni idrak ötesi olan) Allâh’ın keyfiyetinde araştırma ve tecessüsü terk edene, nifaktan kurtuluş bahşedilir.”
“Yüze karşı övmek, boğazlamak gibidir.” (İbn-i Kuteybe, el-Mesâil, s. 145)
Hazret-i Ömer, vâlilerine şöyle yazmıştır:
“Benim katımda en mühim işiniz namazdır. Kim onu koruyup vakitlerine dikkat ederse, dînini korumuş olur; kim de onu yerine getirmeyip yitirirse, dînini de kısa zamanda yitirir.” (Muvatta’, Vukûtu’s-Salât, 6)
Kadı Şurayh, Hazret-i Ömer’e mektup yazarak nasıl hükmedeceğini sordu. Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-cevâben şöyle yazdı:
“Allâh’ın kitabında olanlarla hükmet. Eğer onda bulamazsan Allah Rasûlü’nün sünnetiyle hükmet. Allâh’ın kitabı ve Rasûlü’nün sünnetinde de bulamazsan sâlihlerin verdiği hükümlerle hüküm ver. Sâlihlerin verdiği hükümler arasında da yoksa istersen devam et hükmünü ver, istersen geri dur. Geri durup hüküm vermemenin senin için daha hayırlı olduğu kanaatindeyim. Ve’s-selâm.” (Nesâî, Kudât, 11/3)
Zenginlik de fakirlik de aynı şekilde birer binektir. Hangisine bineceğime aldırmıyorum.”
“En akıllı kimse, insanların hareketlerini en iyi takdîr edendir.”
“Bir kimsenin sorduğu sorudan onun akıl seviyesini anlarım.”
“Bugünün işini yarına bırakma!”
“İş bir kere geri kalırsa artık hiçbir zaman ilerleyemez.”
“Şerri bilmeyen, onun tuzağına düşer.”
“Dünyaya az meylet ki hür yaşayasın. (Nefsin esâretine düşmeyesin.)”
“İnandığınız gibi yaşamıyorsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız.”
“İnsanları düzeltebilmeniz için önce kendinizi ıslah etmeniz gerekir.”
“İnsanların en câhili (ve ahmağı), kendi âhiretini başkasının dünyası için satandır.”
“Bir iyiliğin şerefi, geciktirilmeden hemen yapılmasındadır.”
“Kötü bir işin en gizli şâhidi vicdânımızdır.” [Nitekim Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-, iyiliğin ne olduğunu sormaya gelen birine; “Kalbine danış! İyilik, kalbinin müsterih olduğu ve yapılmasını tasdik ettiği şeydir. Günah ise içini tırmalayan ve başkaları sana «Yap!» diye fetvâlar verse bile, içinde şüphe ve tereddüt uyandıran şeydir.” buyurmuştur. (İbn-i Hanbel, IV, 227-228)]
İşte böyle yüce bir kalbî kıvâma ve takvâ hayâtına sâhip olan Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- dâimâ:
“Ey Allâh’ım! Beni ansızın yakalamandan, gaflet içerisinde bırakmandan ve gâfillerden kılmandan Sana sığınıyorum.” diye duâ ederdi.6 Akşamları da, elindeki kamçısıyla ayaklarına vurur ve; “Bugün ne yaptın ey Ömer?” diye kendisini hesâba çekerdi.7 Bu nefs muhâsebesini her akşam kendine vird edinmişti.
Şüphesiz ki bütün bu hassâsiyetler, ondan bize yâdigâr kalan en güzel irşad numûneleridir. Bizler de o mübârek sahâbînin bu güzel hâllerini ve hatıralarını gönlümüze nakşetmeli ve sık sık; “Bugün Allâh için ne yaptım?” diyerek kendimizi vicdan muhâsebesine çekmeliyiz. Maddî ve mânevî vazîfelerimizde gaflet, ihmâl, atâlet ve tembellik göstermekten titizlikle sakınmalıyız. Rabbimizin huzûrunda hesaba çekilmeden evvel kendimizle hesaplaşmalıyız.
Rabbimiz âhiretteki hesâbımızı kolay getirsin. Îman ve güzel ahlâk iklîminde amel-i sâlihlerle dolu bir dünya hayatı yaşayıp ebedî hayâtın saâdetiyle gönüllerimizi mes’ûd eylesin. Hazret-i Ömer
-radıyallâhu anh-’ın “Fâruk” sıfatından gönüllerimize bir nasip ihsân eylesin!
“En akıllı insan; nefsini hesaba çeken, onu iyi idâre eden, ölümden sonrası için amel işleyen ve kabir karanlığı için Allâh’ın nûrundan istifâde edendir.”
“Kul, gözleri gördüğü hâlde Allâh’ın kendisini âmâ olarak diriltmesinden korksun! Hikmetten anlayana mânâlı bir söz kâfîdir. Mânen sağır olanlar, zaten hakkı duyamazlar…”
“Beş şey müttakîlerin (sâlihlerin) alâmetidir:
1. Dînî gayret içinde olanlarla beraber olmak.
2. Nefsini ıslâh edip diline hâkim olmak.
3. (Allah sevgisini unutturan) dünyalıklardan nefsine hoş gelen bir şeye eriştiğinde onun zarar-ziyanını ayırd edebilmek, dinden kendisine az bir şey bile nasip olduğunda onu da ganîmet bilmek.
4. Haram karışır endişesiyle midesini helâlden (de olsa) doldurmamak (ve riyâzat içinde yaşayabilmek).
5. Bütün insanların kurtulduğunu, yalnız kendisinin mahvolduğunu düşünmek.”
“Gerçek mü’min altı çeşit korku içindedir:
1. Îmânını kaybetme korkusu.
Zîrâ âyet-i kerîmelerde buyrulur:
“Rabbimiz! Bizleri hidâyete erdirdikten sonra kalblerimizi eğriltme!..” (Âl-i İmrân, 8)
“Ey îmân edenler! Allah’tan, O’na yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin.” (Âl-i İmrân, 102)
2. Kıyâmet günü kendisini rüsvâ edecek şeylerin melekler tarafından yazılması korkusu.
Zîrâ âyet-i kerîmede buyrulur:
“İşte o gün (yer) Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberlerini anlatır.” (ez-Zilzâl, 4-5)
3. Amelinin şeytan (aleyhi’l-lâ’ne) tarafından boşa çıkartılması korkusu.
Zîrâ âyet-i kerîmelerde buyrulur:
“(İblis) dedi ki: Rabbim! Beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım! Ancak onlardan ihlâslı kulların müstesnâ.” (el-Hicr, 39-40)
“Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükâfat Allah katındadır.” (el-Enfâl, 28)
“Muhakkak ki dünya fânî, âhiret ise bâkîdir. Fânî olan sizi şımartıp azdırmasın, bâkî olandan alıkoymasın. Siz, bâkîyi fânî olana tercih ediniz. Dünya sonludur, dönüş Allâh’adır. Allah’tan korkunuz.” (İbn-i Ebi’d-Dünyâ, Mevsû‘a, I, 77)
“Ecel gelip çatmadan yapabileceğiniz iyiliği hemen yapınız.”
Cenâb-ı Hak bu hikmet dolu nasîhatlerin muktezâsıyla amel edebilmeyi ve o güzîde sahâbînin şefaatine erebilmeyi nasîb eylesin. Onun sevgisini gönüllerimize nakşederek âhirette dostluk ve komşuluğuna mazhar eylesin.
Hazret-i Ali’den Hikmetli Sözler • “Düşündürücü ve hikmetli sözlerle ruhlarınızı dinlendirin. Zîrâ bedenlerin yorulduğu ve zayıfladığı gibi ruhlar da yorulur.”
• “Huşûsuz kılınan namazda, dilin âfetlerinden ve boş şeylerden sakınmaksızın tutulan oruçta, Kur’ân’ı tefekkürsüz okumakta, kalbe nakşolmayan ilimde, infâk edilmeyen malda, zor günlerde gösterilmeyen kardeşlikte, şükredilmeyen nîmette, gönülden edilmeyen ihlâssız duâda hayır yoktur.”
• “Dinde edep ve mürüvvet, akl-ı selîmin meyvesidir.”
• “Aklı tam olanın, sözü az olur.”
• “Sözlerinin amellerinden sayıldığını bilen kimse, az konuşur ve ancak kendisini ilgilendiren şeyleri söyler.”
• “Soruluncaya kadar susmak, susturuluncaya kadar söylemekten hayırlıdır.”
• “Alçakça söylenen söze karşılık vereyim deme, çünkü o sözün sahibinde onun gibi daha nice düşük sözler vardır. Cevabına yine onlarla cevap verir.”
• “Câhil ile sakın latîfe etme. Dili zehirli olduğundan gönlünü yaralar.”
• “İnsanlara anlayacakları şekilde konuşunuz.”
• “Eğrinin gölgesi de eğri olur.”
• “Allâh’ın kullarına karşı hüsn-i zan sâhibi ol. Böyle olursan birçok yorgunluktan kurtulursun.”
• “Yanında Allâh’ın, Rasûlullâh’ın ve evliyânın sünneti olmayan kimsenin elinde hiçbir şey yok demektir. Allâh’ın sünneti, sırrı gizlemek; Rasûl’ün sünneti, insanlar arasında güzel ahlâk ile idâre yolunu bulmak; evliyânın sünneti de, insanlardan gelen eziyetlere katlanmaktır.”
Bir adamla dost olmak istersen (önce) onunla muayyen bir mesâfede kal; bu durumda iken sana normal davranırsa dostluğunu sürdür, yoksa vazgeç.”
• “Kalbi düşmanlıklarla meşgul olan kişi, faydalı işler yapamaz. Çünkü kalb, iki zıt meşgûliyeti bir arada bulunduracak kadar geniş değildir.”
• “Mü’minin tebessümü yüzünde, hüznü ise kalbindedir.”
• “Nîmetin tamamına erişmek, İslâm üzere ölmektir.” • “Övünmek Âdemoğlunun neyine ki?! Evveli nutfe, sonu ise cîfedir! Kendi rızkını dahî yaratamadığı gibi, kendini helâkten de kurtaramaz.”
• “Hayat iki günden ibarettir. Bir gün lehine (yâni sana tebessüm hâlinde), bir gün de aleyhine (yâni hüzün içinde)dir. Gün lehine olduğunda şımarma, aleyhine olduğunda da daralıp feryâd ü figân etme!”
• “Bugün amel işleme günüdür, hesap yoktur. Yarın ise hesap vardır, amel işleme imkânı yoktur.”
• “Nefesler, ecele doğru atılan adımlardır.”
• “Dört şey devam ettiği müddetçe din ve dünya, huzur ve selâmetle ayakta duracaktır:
1. Zenginler, kendilerine verilen mal ile cimrilik etmedikçe. 2. Âlimler, öğrendikleri ve bildikleri şeyle amel ettikçe. 3. Câhiller, bilmedikleri şeyle kibirlenmedikçe. 4. Fakirler de âhiretlerini dünyalarına satmadıkları müddetçe.” • “Zenginlerin, Allah katındaki mükâfâtı taleb ederek tevâzu göstermeleri ne güzeldir. Bundan daha güzeli ise, fakirlerin Allâh’a tevekkül ederek zenginlere karşı müstağnî davranmalarıdır.”
• “Mahrûmiyet, minnet altında kalmaktan daha hayırlıdır.”
• “İffet, fakirliğin; şükür de zenginliğin süsüdür.”
• “Cimrilik bütün kötü ahlâkı kendinde toplar.” (Bu hakîkatin mefhûm-ı muhâlifince; merhamet de cömertliği, cömertlik tevâzûyu, tevâzû da hizmeti beraberinde getirir.) • “Yoksul düştüğün zaman sadaka vererek Allâh ile ticâret yap. Eline nîmet geçtiği zaman çok şükret! Sakın az şükürle Allâh’ın nîmetlerini elinden kaçırma!”
• “Dünyanın; nîmetlerinden İslâm nîmeti sana kâfîdir. Meşgûliyetlerinden, tâat meşgûliyeti sana kâfîdir. İbretlerinden, ölüm ibreti sana kâfîdir.”
• “İlim, en hayırlı mirastır. Edep, en hayırlı sanattır. Takvâ, en hayırlı azıktır. İbâdet, en hayırlı sermayedir. Sâlih amel, en hayırlı rehberdir. Güzel ahlâk, en hayırlı yakın dosttur. Hilim, en hayırlı yardımcıdır. Kanaat, en hayırlı zenginliktir. Ölümü tefekkür, en hayırlı uslandırıcıdır.”
• “Amel-i sâlih gibi ticâret, sevap gibi kazanç, Allâh’ın tevfîki gibi fayda, tevâzû gibi asâlet, ilim gibi şeref, şüphelilerden uzak durmak gibi verâ, güzel ahlâk gibi Allâh’a yakınlık, farzları edâ gibi ibâdet, tedbir gibi akıl, birlik ve beraberlik gibi insanı kendini beğenmekten uzak tutan başka bir haslet yoktur.”
• “Amellerin en güç olanı dört haslettir:
1. Öfkeli anda affetmek. 2. Muhtaçken de cömert davranmak. 3. Kapalı ve tenha yerlerde nefsin şerrinden korunmak. 4. Korktuğu veya bir menfaat umduğu kimseye karşı da doğru söylemek.” • “Küçük musîbetleri büyük göreni, Allah büyük musîbetlere mübtelâ kılar.”
• “Mal, nefsânî arzuların hammaddesidir. (Nefsânî ve dünyevî) arzular, sıkıntıların anahtarıdır. Hased de boş yorgunluğun bineğidir.”
Dünyevî) arzu ve ümitler, basîretli kimseleri dahî âmâ eder.”
• “Kişinin kıymeti, istek ve arzularının kıymeti kadardır.”
• “Kim nefsin bitmek bilmeyen istek ve arzularının zebûnu olursa, amelleri de kötü olur.”
• “Nasîb, kendisine gelmeyene de gider.”
• “Canlarınız için cennetten başka bir karşılık ve değer yoktur. Öyleyse canlarınızı ancak cennet karşılığında satın!”
• “Allah dostları o kişilerdir ki, insanlar dünyanın zâhirî görünüşüne baktıkları zaman onlar, dünyanın içyüzünü görürler.”
• “Bir kul, Allâh’ın katındakine kendi elindekinden daha fazla güvenmezse îmânı kâmil olmaz!”
Rabbimiz, bu hikmetli sözleri lâyıkıyla idrâk edip muktezâsıyla amel edebilmeyi nasîb eylesin. Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-’ın en yakın dostları olan dört büyük halîfenin muhabbetini gönüllerimizden eksik eylemesin. Âhirette bizleri onlarla birlikte haşr u cem eylesin! Hiç şüphesiz ki o mübârek sahâbîler ile âhiretteki berâberlik, daha bu dünyâda başlar. Onlarla bugün dost olabilirsek ve bu dostluğun hukûkuna riâyet edebilirsek -inşâallah- yarın kıyâmette onların yakınlığına mazhar oluruz. Rabbimiz Hulefâ-i Râşidîn’in güzel ahlâkı ile ahlâklanmayı cümlemize nasîb eylesin. Şefaatlerine nâil buyursun! Âmîn!
Namus, güzelliğin sadakasıdır.” • “Dinde edep ve mürüvvet, akl-ı selimin meyvesidir.” • “Aklı tam olanın, sözü az olur.” • “Sözlerinin amellerinden sayıldığını bilen kimse, az konuşur ve ancak kendisini ilgilendiren şeyleri söyler.” • “Soruluncaya kadar susmak, susturuluncaya kadar söylemekten hayırlıdır.” • “Alçakça söylenen söze karşılık vereyim deme, çünkü o sözün sahibinde onun gibi daha nice düşük sözler vardır. Cevabına yine onlarla cevap verir.” • “Cahil ile sakın latife etme. Dili zehirli olduğundan gönlünü yaralar.” • “İnsanlara anlayacakları şekilde konuşunuz.” • “Eğrinin gölgesi de eğri olur.” • “Allah’ın kullarına karşı hüsnü zan sahibi ol! Böyle olursan birçok yorgunluktan kurtulursun.” • “Yanında Allah’ın, Resûlullah’ın ve evliyanın sünneti olmayan kimsenin elinde hiçbir şey yok demektir. Allah’ın sünneti sırrı gizlemek; Resûlullah’ın sünneti insanlar arasında güzel ahlak ile idare yolunu bulmak; evliyanın sünneti de insanlardan gelen eziyetlere katlanmaktır.”
“Bir adamla dost olmak istersen (önce) onunla muayyen bir mesafede kal. Bu durumda iken sana normal davranırsa dostluğunu sürdür yoksa vazgeç.” • “Kalbi düşmanlıklarla meşgul olan kişi, faydalı işler yapamaz. Çünkü kalp, iki zıt meşguliyeti bir arada bulunduracak kadar geniş değildir.” • “Müminin tebessümü yüzünde, hüznü ise kalbindedir.” • “Nimetin tamamına erişmek, İslâm üzere ölmektir.” • “Övünmek Ademoğlunun neyine ki?! Evveli nutfe, sonu ise cifedir. Kendi rızkını dahi yaratamadığı gibi, kendini helakten de kurtaramaz.” • “Hayat iki günden ibarettir. Bir gün lehine (yani sana tebessüm hâlinde), bir gün de aleyhine (yani hüzün içinde)dir. Gün lehine olduğunda şımarma, aleyhine olduğunda da daralıp feryad-ü figan etme!” • “Bugün amel işleme günüdür, hesap yoktur. Yarın ise hesap vardır, amel işleme imkânı yoktur.” • “Nefesler, ecele doğru atılan adımlardır.” • “Zenginlerin, Allah katındaki mükâfatı talep ederek tevazu göstermeleri ne güzeldir. Bundan daha güzeli ise fakirlerin Allah’a tevekkül ederek zenginlere karşı müstağni davranmalarıdır.” • “Mahrumiyet, minnet altında kalmaktan daha hayırlıdır.” • “İffet, fakirliğin; şükür de zenginliğin süsüdür.” • “Cimrilik bütün kötü ahlakı kendinde toplar.” (Bu hakikatin mefhum-u muhalifince; merhamet de cömertliği, cömertlik tevazuyu, tevazu da hizmeti beraberinde getirir.)
Yoksul düştüğün zaman sadaka vererek Allah ile ticaret yap! Eline nimet geçtiği zaman çok şükret! Sakın az şükürle Allah’ın nimetlerini elinden kaçırma!” • “Dünyanın nimetlerinden İslam nimeti sana kâfidir. Meşguliyetlerinden, taat meşguliyeti sana kâfidir. İbretlerinden, ölüm ibreti sana kâfidir.” • “İlim, en hayırlı mirastır. Edep, en hayırlı sanattır. Takva, en hayırlı azıktır. İbadet, en hayırlı sermayedir. Salih amel, en hayırlı rehberdir. Güzel ahlak, en hayırlı yakın dosttur. Hilim, en hayırlı yardımcıdır. Kanaat, en hayırlı zenginliktir. Ölümü tefekkür, en hayırlı uslandırıcıdır.” • “Amel-i salih gibi ticaret, sevap gibi kazanç, Allah’ın tevfiki gibi fayda, tevazu gibi asalet, ilim gibi şeref, şüphelilerden uzak durmak gibi vera, güzel ahlak gibi Allah’a yakınlık, farzları eda gibi ibadet, tedbir gibi akıl, birlik ve beraberlik gibi insanı kendini beğenmekten uzak tutan başka bir haslet yoktur.” • “Amellerin en güç olanı dört haslettir: 1. Öfkeli anda affetmek. 2. Muhtaçken de cömert davranmak. 3. Kapalı ve tenha yerlerde nefsin şerrinden korunmak. 4. Korktuğu veya bir menfaat umduğu kimseye karşı da doğru söylemek. • “Küçük musibetleri büyük göreni, Allah büyük musibetlere müptela kılar.” • “Mal, nefsanî arzuların hammaddesidir. (Nefsanî ve dünyevî) arzular, sıkıntıların anahtarıdır. Haset de boş yorgunluğun bineğidir.” • “(Dünyevî) arzu ve ümitler, basiretli kimseleri dahi âmâ eder.” • “Kişinin kıymeti, istek ve arzularının kıymeti kadardır.” • “Kim nefsin bitmek bilmeyen istek ve arzularının zebunu olursa, amelleri de kötü olur.” • “Nasip, kendisine gelmeyene de gider.” • “Canlarınız için cennetten başka bir karşılık ve değer yoktur. Öyleyse canlarınızı ancak cennet karşılığında satın!” • “Allah dostları o kişilerdir ki, insanlar dünyanın zahirî görünüşüne baktıkları zaman, onlar dünyanın içyüzünü görürler.” • “Bir kul, Allah’ın katındakine kendi elindekinden daha fazla güvenmezse imanı kâmil olmaz.”
Allahu teala isa a.s. a şöyle vahyetti.Ben şüphesiz ki, bir kulun kalbine bakıp onda dünya ve ahiret sevgisini bulmadığım zaman onu benim sevgim ile doldururum.Berika.
Vahidi'den şöyle nakl olundu: Her bir kimse ki, Allahu Teala'nın emrettiği şeylerin hepsini, içinde bir şüphe girmeyecek şekilde tasdik etti, doğruladı ve nebileri de doğruladı (tastikte bulundu), o kimse sıddikdir.
Zamana,zemine,insandan insana göre değişiktir.Her zaman ve her yerde aynı usule başvurulamayacağı gibi,her insana da aynı terbiye usulü uygulanamaz.miftah ül kulüb kalplerin anahtarı sy.7.
Birinci nükte: Mûsâ (a.s.) hastalandı ve karnının ağrısı iyice şiddetlendi de hâlini, Cenâb-ı Allah´a arzetti. Allah da ona, sahradaki bir otu gösterdi. O da, ondan yedi de, Allah´ın izniyle şifa buldu. Sonra, bir başka zaman bu hastalık ona tekrar musallat oldu. Bunun üzerine, aynı otu yedi. Fakat hastalığı arttı. Hastalığı, artınca şöyle dedi: "Ya Rabbî, ilk önce bu otu yedim ve ondan faydalandım. İkinci defa onu yediğimde ise, hastalığım arttı." Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk şöyle buyurdu: "Çünkü sen, birincide seni ota sevkeden Ben idim, böylece onda şifa meydana geldi. İkincisinde ise, sen kendin ota gittin de, bunu müteakip hastalığın arttı. Bilmiyor musun ki, bütün dünya öldürücü zehir, onun panzehiri de benim ismimdir."
İkinci nükte: Rabiatü´l-Adeviyye, bütün geceyi teheccüd ve namaz ile geçirdi. Tan yeri ağarınca, uyudu. Derken, evine hırsız girdi. Elbiselerini aldıktan sonra, kapıya doğru yöneldi. Fakat kapıyı bulamadı. Bunun üzerine elbiseleri bıraktı, kapıyı da buldu. Bu işi üç defa tekrarladı. Bunun üzerine, evin köşe-bucağından, "Kumaşı bırak ve çık. Şayet seven uyuduysa. onun Sultanı uyanıktır" diye nida edildi.
Üçüncü nükte: Ariflerden birisi koyun otlatıyordu. Sürüsünün içinde, koyunlara zarar vermeyen kurtlar da bulunuyordu. Derken kendisine birisi uğrayarak, ona şöyle seslendi: "Ne zaman koyunlarla kurtlar anlaşma yaptılar?" Çoban şöyle dedi: ´Bunları otlatan, Allah´la sulh yaptığından beri!".
Dördüncü nükte: "Bismillah" sözünün manası, "Allah´ın adıyla başlıyorurrTdur. Kolaylık meydana gelsin diye, voaşlıyorum) kelimesi düşürülmüştür. Bu nedenle, "Bismillah" dediğinde, sanki sen demiş olursun. Bundan maksat, işe başlamadan önce, işinin kolaylığa, hafifliğe ve müsamahaya dayanmakta olduğuna kulun dikkatini çekmektir. Böylece, sanki Cenâb-ı Hakk, senin için zikrettiği kelimenin daha başında, onu, seni affedeceğine, sana lütufta bulunacağına delil kılmıştır
Beşinci nükte: Anlatıldığına göre Firavun, Tanrılık iddiasında bulunmazdan önce, bir saray yaptırttı. Ve, sarayın dış kapısına da, besmelenin yazılmasını emretti. Ulûhıyyet iddiasına kalkışıp da, Hz. Mûsâ peygamber olarak ona gelip, O´nu hak dine davet edince, onda doğruya ulaşma istidadı görmedi. Bunun üzerine Hz. tylûsâ şöyle dedi: "Ya Rabbî, onu ne kadar dine davet ettimse de, onda her hangi bir hayır görmedim." Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk şöyle buyurdu: "Ey Mûsâ, belki de sen, onun küfrüne bakarak, onu helak etmemi istiyorsun. Halbuki Ben, onun sarayının dış kapısının üzerine yazmış olduğu besmeleye bakıyorum." Buradaki incelik şudur: Kâfir de olsa, kim bu kelimeyi dış kapısının üzerine yazarsa, helak olmaktan emin olur. Kim bu kelimeyi, ömrünün başından nihayetine kadar, kalbine yazarsa, onun durumu nasıl olur, var sen düşün!
Birinci nükte: Mûsâ (a.s.) hastalandı ve karnının ağrısı iyice şiddetlendi de hâlini, Cenâb-ı Allah´a arzetti. Allah da ona, sahradaki bir otu gösterdi. O da, ondan yedi de, Allah´ın izniyle şifa buldu. Sonra, bir başka zaman bu hastalık ona tekrar musallat oldu. Bunun üzerine, aynı otu yedi. Fakat hastalığı arttı. Hastalığı, artınca şöyle dedi: "Ya Rabbî, ilk önce bu otu yedim ve ondan faydalandım. İkinci defa onu yediğimde ise, hastalığım arttı." Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk şöyle buyurdu: "Çünkü sen, birincide seni ota sevkeden Ben idim, böylece onda şifa meydana geldi. İkincisinde ise, sen kendin ota gittin de, bunu müteakip hastalığın arttı. Bilmiyor musun ki, bütün dünya öldürücü zehir, onun panzehiri de benim ismimdir."
İkinci nükte: Rabiatü´l-Adeviyye, bütün geceyi teheccüd ve namaz ile geçirdi. Tan yeri ağarınca, uyudu. Derken, evine hırsız girdi. Elbiselerini aldıktan sonra, kapıya doğru yöneldi. Fakat kapıyı bulamadı. Bunun üzerine elbiseleri bıraktı, kapıyı da buldu. Bu işi üç defa tekrarladı. Bunun üzerine, evin köşe-bucağından, "Kumaşı bırak ve çık. Şayet seven uyuduysa. onun Sultanı uyanıktır" diye nida edildi.
Üçüncü nükte: Ariflerden birisi koyun otlatıyordu. Sürüsünün içinde, koyunlara zarar vermeyen kurtlar da bulunuyordu. Derken kendisine birisi uğrayarak, ona şöyle seslendi: "Ne zaman koyunlarla kurtlar anlaşma yaptılar?" Çoban şöyle dedi: ´Bunları otlatan, Allah´la sulh yaptığından beri!".
Dördüncü nükte: "Bismillah" sözünün manası, "Allah´ın adıyla başlıyorurrTdur. Kolaylık meydana gelsin diye, voaşlıyorum) kelimesi düşürülmüştür. Bu nedenle, "Bismillah" dediğinde, sanki sen demiş olursun. Bundan maksat, işe başlamadan önce, işinin kolaylığa, hafifliğe ve müsamahaya dayanmakta olduğuna kulun dikkatini çekmektir. Böylece, sanki Cenâb-ı Hakk, senin için zikrettiği kelimenin daha başında, onu, seni affedeceğine, sana lütufta bulunacağına delil kılmıştır
Beşinci nükte: Anlatıldığına göre Firavun, Tanrılık iddiasında bulunmazdan önce, bir saray yaptırttı. Ve, sarayın dış kapısına da, besmelenin yazılmasını emretti. Ulûhıyyet iddiasına kalkışıp da, Hz. Mûsâ peygamber olarak ona gelip, O´nu hak dine davet edince, onda doğruya ulaşma istidadı görmedi. Bunun üzerine Hz. tylûsâ şöyle dedi: "Ya Rabbî, onu ne kadar dine davet ettimse de, onda her hangi bir hayır görmedim." Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk şöyle buyurdu: "Ey Mûsâ, belki de sen, onun küfrüne bakarak, onu helak etmemi istiyorsun. Halbuki Ben, onun sarayının dış kapısının üzerine yazmış olduğu besmeleye bakıyorum." Buradaki incelik şudur: Kâfir de olsa, kim bu kelimeyi dış kapısının üzerine yazarsa, helak olmaktan emin olur. Kim bu kelimeyi, ömrünün başından nihayetine kadar, kalbine yazarsa, onun durumu nasıl olur, var sen düşün!
Altıncı nükte: Cenâb-ı Hakk kendisini Rahman ve Rahîm diye adlandırdı. O halde, nasıl merhamet etmesin? Anlatıldığına göre, bir dilenci zengin bir kimsenin kapısında durarak, bir şeyler istemişti. Bunun üzerine kendisine çok cüz´î bir şey verildi. İkinci gün, elinde bir baltayla geldi ve kapıyı kırmaya başladı. Ona, "Ne yapıyorsun?" denilince, şöyle cevap verdi: "Ya kapı, bahşedilene uygun veyahut da yapılan bağışın kapıya uygun olması gerekir." Ey Rabbımiz! Merhamet denizleri, senin rahmetine nisbetle, zerrenin senin Arşına olan nisbetinden daha küçüktür. Kitabının başında rahmetinin sıfatını, kullarına bildirdin. Binâenaleyh, bizi rahmetinden ve lütfundan mahrum bırakma.
Yedinci nükte: Allah lâfzı, hükümranlığa, kudrete ve yüceliğe işarettir. Cenâb-ı Hakk, Allah lâfzının peşinden lâfızlarını zikretmiştir ki, bu da O´nun rahmetinin, kahrından daha çok ve daha mükemmel olduğuna işarettir.
Sekizinci nükte: Çoğu kez, hükümdarın kölelerinin, at, katır ve eşek gibi hayvanları satın aldıklarında, hükümdarın düşmanlarının bu matlarda gözü olmasın diye, hükümdarın damgasını bunun üzerine vurdukları görülür Tıpkı bunun gibi, tan diye bir düşmanın vardır. Öyle ise bir işe başladığında, düşmanın onda gözü olmasın diye. "Bismiİlahirrahmanirrahîm" diyerek, ona damgamı vur.
Dokuzuncu nükte: Nefsini, Allah´ın zikrine arkadaş kıl ki, her iki dünyada O´n-dan uzak olmayasın. Hz. Peygamber (s.a.s.)´den, şu rivayet edilmiştir. O, Hz. Ebû Bekr´e yüzüğünü vermiş ve ona şöyle demişti: "Bu yüzüğe, "Lâ ilahe illallah" yazd/r." Bunun üzerıne.Hz. Ebû Bekr yüzüğü, nakışçıya vererek ona, "Lâ ilahe illallah Muhammedun Resulullah" yaz dedi. Nakkaş, yüzüğe bu cümleyi yazdı.
Daha sonra Hz. Ebû Bekr yüzüğü Hz. Peygamber (s.a.s.)´e getirdi de, Hz. Peygamber yüzükte, "Lâ ilahe illallah Muhammedun Resululiah Ebû Bekr es-Sıddîku" diye yazıldığını gördü. Bunun üzerine, "Ya Ebâ Bekr, bu ilâveler ne?" dedi. Ebû Bekr de, cevaben, "Ya Resûlellah, senin ismini, Allah´ın isminden ayrı düşürmeye gönlüm razı olmadı. "Ebû Bekr es-Siddîku" (Ebû Bekr de siddîk, yani çok sâdıktır.) cümlesine gelince, bunu ben söylemedim, dedi ve utandı. Bunun üzerine Cebrail çıkagelerek şöyle dedi: Yâ Resûlellah "Ebû Bekr es-Sıddîku" cümlesini ben yazdım. Çünkü Ebû Bekr, senin isminin Allah´ın isminden ayrı olmasına razı olmadı. Allah da, onun isminin senin isminden ayrılmasına razı o/madi." Buradaki incelik şudur: Hz. Ebû Bekr (r.a,), Hz. Muhammed´in isminin Allah´ın isminden ayrılmasına razı olmadığı için bu ikrama nail olmuştur. Kişi, Allah´ı yâdetmeyi hiç terketmediği zamansa durum nasıl olur? Var sen düşün.
Onuncu nükte: Hz. Nûh (a.s.) gemiye bindiği zaman "Geminin akıp gitmesi ve demir alması Allah´ın ismiyledir." (Hûd. 4i) deyince, Besmelenin yarısıyla umulan kurtuluşu elde etmiştir. Ömrü boyu bu kelimeye devam eden kimse, kurtuluştan nasıl mahrum kalır? Bunun gibi, Hz. Süleyman (a.s.) "Bu mektup Süleyman´dan gelmektedir. O, "Bismillahirrahmanirrahîm" diye başlamaktadır." (Nemi. 30) sözüyle dünya ve ahi-ret mülkünü elde etti. Kulun, bu kelimeyi söylediğinde, dünya ve ahiret mülküne ulaşacağı umulur
Onblrlnci nükte: Birisi, Hz. Süleyman´ın, diyerek, kendi ismini, Allah´ın ismine niye takdim etmiştir? diyebilir. Buna birçok bakımdan cevap verilebilir.
Birincisi: Belkıs, odasına hiç kimsenin girmesi mümkün olmadığı halde, mektubu yastığının üzerine konulmuş olarak buldu. Duvarın üzerinde, Hüdhüd´ü gördü. Onu görünce, bu mektubun Hz. Süleyman´dan olduğunu anladı. Mektubu eline aldı ve "Mektub, Süleyman´dandır" dedi. Mektubu açınca, "Bismillahirrahmanirrahîm" ifadesini gördü ve dedi. Buna göre, anlaşılıyor ki, ifadesi, Süleyman (a.s.)´ın sözü olmayıp, Bel-kıs´ın sözüdür.
İkincisi: Belki de Hz. Süleyman (a.s.) mektubun zarfına diye; mektuba da, bütün mektublarda olduğu gibi, diye başlamıştır. Beikıs mektubu alınca, zarfın üstünü okudu da, " "Bu, Süleymandan" dedi. Zarfı açınca da, " cümlesini okudu da bunun üzerine, "Bu mektub, " " ile başlıyor" dedi.
Üçüncüsü: Belkıs, kâfir idi. Süleyman (a.s.), Belkıs mektuba baktığı zaman, Allah´a dil uzatmasından korktuğu için, bu dil uzatma kendisine olsun, Allah´a olmasın diye, kendi ismini Allah´ın isminden önce zikretti.
"Berr" kelimesi de, dünya ve ahiretteki çok çeşitli ikramları ile, müminlere iyilik yapan manasınadır. Cenâb-ı Allah´ın iyilik ve ikramının en yücesi, kıyamet günü müminlere kendi Cemâlini göstermesidir.
Birisinin, Yahudî olan komşusu hastalandı. Bu zat şöyle anlatıyor: Ziyaret için, hastanın yanına girdim ve ona. Müslüman olsana, dedim. O da bana, niçin Müslüman olayım, dedi. Cehennem korkusundan emin olman için, dedim. O da, cehenneme aldırış etmiyorum, dedi. Ben de, öyleyse cennete kavuşman için, Müslüman ol. dedim. O, cenneti istemiyorum, dedi. Ben de. öyleyse ne istiyorsun, dedim. Yahudî, Cenâb-ı Allah´ın, kerim yüzünü bana göstermesini istiyorum, dedi. Ben de, bu arzuna nail olmak için Müslüman ol, dedim. O, bunu yazı ile yaz, dedi. Ben de. bunu onun için yazdım. Bunun üzerine o. Müslüman oldu ve hemen öldü. Cenazesini kıldık ve defnettik. Onu rüyamda, sanki gururlanır bir durumda gördüm ve ona: "Şemon! Rabbin sana nasıl muamele etti9" diye sordum. O da cevaben: "Allah beni bağışladı ve bana, Bana olan şevkinden dolayı Müslüman oldun, dedi." kelimesindeki "sîn" harfi, Cenâb-ı Allah´ın "Semî" (hakkıyla duyan, işiten) isminden gelmektedir. AHahu Teâlâ, Arş´tan toprağın altına kadar, bütün mahlûkatın duasını duyar.
Rivayet edildiğine göre, Zeyd b. Harise (r.a.), bir münafık ile beraber Mekke1 den Taife doğru yola çıktı. Bir harabeye vardıkları zaman, münafık şuraya girip istirahat edelim, dedi. Girdiler ve Zeyd {r.a.) uyudu. Münafık, Zeyd´in elini ayağını iyice bağlayarak, onu Öldürmek istedi. Bunun üzerine (uyanan Zeyd), beni niçin öldürmek istiyorsun? dedi, Münafık, çünkü Muhammed seni seviyor. Ben ise, O´na buğz ediyorum, dedi. Zeyd (ra.),"Ya Rahman! Bana yardım et!" diye yakardı. Münafık, "Yazıklar olsun sana, onu öldürme!" diyen bir ses duydu. Dışarı çıktı, sağa sola bakınca hiç kimseyi göremedi. Tekrar geri dönüp, Zeyd´ı öldürmek istedi. Bu sefer, "Onu öldürme!" diyen ve öncekinden daha yakından seslenen birisini işitti. Tekrar dışarıya bakınca, kimseyi göremedi. Üçüncü defa dönüp, Zeyd (r.a.)´ı öldürmek istedi. Onu öldürme! diyen ve çok yakından gelen bir ses işitti. Bunun üzerine dışarı çıkınca, mızraklı bir süvari gördü. Süvari mızrağı ile, bir vuruşta, münafığı öldürdü. Ve, harabeye girerek, Zeyd´in iplerini çözdü. Ona, "beni tanıyor musun, ben Cebrailim, sen Allaha dua ettiğinde, ben yedincı semada bulunuyordum.AllahTeala kuluma yetiş dedi. İkinci defa öldürmek istediğinde en yakın semadaydım. Üçüncüsünde münafığa yetiştim." dedi.
deki "mim" harii de, Arş´dan toprağın aHına kadar olan her şevtn, Allah´ın milki ve mülkü olduğunu ifade eder.
Süddî, şöyle demiştir: Süleyman (as.) zamanında insanlar, kıtlık belâsına uğradılar. Süleyman (a.s.)´a gelip. "Ey Allah´ın peygamberi, insanlarla yağmur duasına çıksana!" dediler. Bunun üzerine, hep beraber yağmur duasına çıktılar. Birden, ayakları üzerine kalkmış ve ellerini açmış bir karıncanın, "Ya Rabbî, ben senin yaratıklanndanım. Senin lütfundan müstağni olamam" diye dua ettiğini gördüler. Bunun üzerine, Cenâb-ı Allah onlara bol yağmur indirdi. Bu durumu görünce Hz. Süleyman, insanlara: "Haydi, geri dönün! Başkasının yakarmasıyla, sizin talebinize karşılık verildi." dedi.
"Allah" lâfzına gelince: Ey insanlar, biliniz ki, ben bütün hayatım boyunca, "Allah" dedim. Öldüğüm zaman, Allah diyeceğim. Kabirde sual sorulduğunda, Allah diyeceğim. Kıyamet gününe vardığım zaman, Allah diyeceğim. Amel defterimi aldığımda, Allah diyeceğim. Amellerim tartıldığında, Allah diyeceğim. Sıratı geçerken, Allah diyeceğim. Cennete girerken, Allah diyeceğim Ve Cenâb-ı Allah´ı gördüğümde, yine Allah diyeceğim.
Onüçüncü nükte: "Besmelede" bu üç ismin zikredilmesinin hikmeti, Kur´ân-ı Kerim´de, muhatap alınanların üç kısım olmasındandır.
Cenâb-ı Hakk şöyle buyurmaktadır: "Onlardan, nefsine zulmeden vardır. Onlardan orta yolu tutan vardır. Ve onlardan, hayırlarda, en önde olan vardır" (Fatır, 32) Bu ayette Cenâb-i Hakk, sanki şöyle: buyurmaktadır: "Ben, hayırlarda en önde olanların Allah´ıyım. Orta yolu tutanların Rahmânı´yını. Zulmedenlerin de Rahîm´iyim."
Aynı şekilde "Allah" lütuflarda bulunan; Rahman, seçkin kullarının (evliya) zel-lelerini (küçük hatalarını) bağışlayan; Rahîm de, kabalığı (cefa) bağışlayandır. Rahmetinin kemâlinden dolayı, Cenâb-ı Allah âdeta şöyle diyor: "Ey kulum! Ben senin öyle durumlarına muttaliyım ki, eğer anne ve baban onları bilmiş olsaydı, seni terkederlerdi. Eğer hanımın onları bilseydi, sana cefa ederdi. İnsanlar bilseydi, hemen senden kaçarlardı. Komşun bilseydi, evini yerle bir etmeye çalışırdı. Ben bütün bunları biliyorum ve fakat, benim Kerîm bir Rabb olduğumu bilesin diye, lütfumla onları örtüyorum."
"Allah, iman edenlerin dostu (yardımcısı)dur."(Bakara, 257). "Rahman" ismi, Allah1 m muhabbetini gerektirir "Hakikaten, iman edip de, salih ameller işleyenler yok mu? Rahman, onların gönüllerinde (kendi) sevgisini yaratacaktır." (Meryem, 96) "Rahîm" ismi ise, Allah´ın rahmetini iktiza aHar Allah, müminlere merhametlidir." (Ahzab,43)
Onbeşinci nükte: Hz. Peygamber (ş.a.s.) şöyle buyurmuştur
"Kim, üzerinde besmele yazılı bir kâğıdı Allah´a saygısından dolayı yerden kaldı-nrsa, Allah katında sıddîklerden yazılır, ana babasının, müşrik de olsalar azabla-n hafifletilir." Bu konuda Bişru´l-Hâfi´nin hikayesi meşhurdur. Ebu Hureyre (ra)´den, Peygamberimiz (s.a.s.)´in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Ya Ebâ Hureyre, abdest aldığında "Bismillah" de. Zira, abdestini tamamlayıncaya kadar senin Halaza Meleklerin sana sevab yazmayı bırakmazlar. Hanımınla münasebette bulunduğunda "Bismillah" de. Zira, sen gusledinceye kadar, Hafaza Meleklerin sana sevab yazarlar. Eğer bu münasebetten bir çocuk olur ve o çocuğun da nesli devam ederse, hiç bir istisna olmaksızın, soyundan gelenlerin nefesleri sayısınca sana sevap yazılır. Ey Ebû Hureyre, bir hayvana bindiğinde, "Bismillah, elhamdülillah" de. O zaman, hayvanın adımları sayısınca sevap yazılır. Bir gemiye bindiğinde de "Bismillah, elhamdülillah" de. O zaman, ondan ininceye kadar sana sevab yazılır. Enes b. Mâlik (r.a.)´dan rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (as.) şöyle buyurmuştur:
"İnsanların elbiselerini çıkardıkları zaman "Besmele" çekmeleri, insanların mahrem yerleri İle cinlerin gözleri arasında perde olur."[366] Bu hadiste şuna işaret edilmiştir: Besmele, bu dünyada senin ile cinlerden olan düşmanların a-rasında perde olursa, ahırette de senin ile zebaniler arasında perde olmaz mı?
Onaltıncı nükte: Bizans İmparatoru, Hz. Ömer (r.a.)´a, devamlı bir baş ağrısı olduğunu, bunun için kendisine bir ilaç göndermesini yazmıştı. Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.) bir fes gönderdi. İmparator bu fesi başına koyduğunda, başağrı-sı duruyor, çıkarınca başı yeniden ağrımaya başlıyordu. Bunun üzerine İmparator hayret ederek, fesi kontrol etmeye başladı. Fesin içinde "Besmele"nin yazılı olduğu bir kâğıt buldu.
Onyedinci nükte: Hz. Peygamber (s.a,s.) şöyle buyurmuştur:
"Kim abdest alır da besmele çekmezse, sadece yıkadığı azaları temizlenmiş olur. Kim de abdest alır ve besmele çekerse bütün vücûdunu temizlemiş olur."
Abdestte besmele çekmek, bütün bedeni temizlediğine göre, o besmeleyi samimî kalb ile çekmenin, kalbi küfür ve bidatlardan temizlemesi evlâ olur.
Onsekizinci nükte: Birisi. Halid b. Velîd.(r.a.)´dan bir delil istemiş ve "Sen müs-lüman olduğunu iddia ediyorsun. O halde m üslü m an olmamız için bizfe bir delil göster" demiştir. Bunun üzerine Hâlid b. Velid {r.a.): "Bana öldürücü bir zehir getirin" dedi. Ona bir tas zehir getirildi. Tası eline aldı ve "Bismillahirrahmânirrahîm" diyerek hepsini içti. Allah´ın izni ile sapasağlam kalktı. Bunun üzerine Mecusîler: "İşte bu gerçek dindir´ dediler.
Ondokuzuncu nükte: Hz İsâ (a.s.), bir kabrin yanından geçerken azap meleklerinin bir ölüye azab ettiklerini gördü. İşini görüp tekrar döndüğünde, aynı kabre uğradı. Bu sefer de, yanlarında nurdan tabaklar bulunan rahmet meleklerini gördü ve bu hale taaccüb etti. Bunun üzerine Hz. İsâ (a.s.) namaz kılıp Allah´a dua etti de, Cenâb-ı Allah ona şunu vahiy ile bildirdi: Ey İsâ, o, âsî ve günahkâr bir kul idi. Öldüğünden beri azabımda idi. Geride hanımını hâmile olarak bırakmıştı. Hanımı bir çocuk doğurdu ve büyüyünceye kadar onu terbiye etti. Daha sonra onu mektebe verdi. Hocası ona besmeleyi öğretti. İşte bu nedenle, oğlu yer yüzünde Benim adımı söylerken. Ben, yerin altında kuluma ateşimle azab etmekten haya duydum."
Yirminci nükte: Kadın sûfîlerın büyüklerinden olan ´Umretü´l-Ferğâniyye´den, "cünüp ve hayızlı kimsenin besmeleden değil de, Kur´an okumaktan menedil-mesindeki hikmet nedir?" diye soruldu da, O şu cevabı verdi: "Besmele çekmek, dostun ismini anmaktır Dost ise, dostunu anmaktan menedilmez."
Yirmlblrincl nükte: "Rahîm" ismi hakkında şöyle denmiştir: Allah Teâlâ, insanlara altı yerde rahmet eder: Kabir ve kabirden çıkıp toplanmada, kıyamet ve kıyametin karanlıklarında, mîzan (terazi) ve derecelerinde, amel defterlerinin okunması esnasında ve onun korkusunda, sırat ve korkusunda, cehennem ve tabakaları hususunda.
Yirmilkinci nükte: Ariflerden birisi besmeleyi yazdı ve bunun kefenine konulmasını vasiyet etti. Bunun üzerine ona, "Bundan ne umuyorsun?" denildi. O da: "Kıyamette şöyle derim: Allahım! Sen bir kitab gönderdin ve başına besmeleyi koydun. O halde bana. kitabının bu başlığına göre muamele et."
Yirmi üç üncü nükte: Besmelenin harflerinin ondokuz tane olduğu söylendi. Bunda iki fayda vardır.
Birincisi: Zebanîler de ondokuz tanedir. Böylece Cenâb-ı Allah, bu ondokuz harfe karşılık, zebanilerin azabını savuşturur.
İkincisi: Cenâb-ı Hakk, gece ve gündüzü yirmidört saat olarak yarattı. Sonra beş ayrı saatte beş vakit namazı farz kıldı. Binâenaleyh besmelenin bu ondokuz harfi, yirmi dört saatten geriye kalan ondokuz saatte meydana gelen günahlar için kefaret olmuş olur.
Yirmidördüncü nükte: Tevbe Sûresi, savaş emrini ihtiva ettiği için, başına besmele yazılmadı. Yine bir hayvanı keserken uyulması gereken sünnet de böyledir, denilirde, denilmez. Zira savaş ve öldürme zamanında, Rahman ve Rahîm kelimelerini söylemek uygun olmaz. Her gün besmeleyi, farz namazlarda onyedi defâ söylemeye muvaffak kıldığına göre, bu, Allah´ın seni, öldürmen ve azab etmen için değil, merhamet, iyilik ve lütufta bulunman için yaratmış olduğunu gösterir. Allah Teâlâ doğru olana götürendir. [367] Başa Dön
44840.Anlamadan ibadet yapan bir abid,gece ev yapıp da gündüzün yıkan kişi gibidir.Ramuzül ehadis. 4845.insanları idare etmek bir nevi sadakadır. 4846.Devamlı içki içen puta tapan gibidir.c.2.s.125.
O nu anlamanın bir sınırı var...Allah c.c....çünkü Ziya Paşa'nın mısraları ile 'İdrak-i meali bu küçük akla gelmez. Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez' demiştir.
Mevlana Hazretleri buyurur: "Ey ekmek uğruna iman cevherini zaafa uğratan, ey bir arpaya bir hazineyi satan zavallı! Nemrut, gönlünü İbrahim'e ram etmedi ama, canını bir sivrisineğe teslim etti."
Secde,şükür, tevbe, istiğfar, infak.. Hayatın kulluk şuuruyla yaşanması çabasıdır. Secde, adam olma yani Adem olma davasıdır. Secde etmemek adamlıktan çıkmak iblisleşmektir. Hakkı görmezden gelmektir. Bunun adı ise inkardır.
Öyle kuddus,tahir,öyle yüce,kahir Allahü c.c.ki o nu mekanlardan hiç bir mekan ihata edemez.O mekandan münezzehtir. O Allah c.c.ı zamanlardan hiç bir zaman O nu ihata edemez.Allah c.c.zamandan da münezzehtir.kara davud delail i hayrat şerhi.
Ölüm zamanında melekler ayette vasıfları belirtilen müminlere,zikredilen müjdeleri vereceklerdir.Dosdoğru yolda yürümek,iman ve onda sebattır.Bunu Hz.Ebu Bekir söz ve davranışla istikamette olmak,Hz.Ömer mümafıklık etmemek,Hz.Osman amelde ihlas,Hz.Ali farzları eda şeklinde yorumlamışlardır.kuran ı kerim açıklamalı meali.
Biz,kitap tan ve tabiattan bir ayet ve yaratığı gidersek veya unuttursak veya geciktirsek ,ondan daha yararlısını veya aynısını getiririz.sen Allah c.c.ın her şeye gücü yettiğini bilmedin mi ?.Bakara suresi 106.
6.150 yorum:
«En Eski ‹Eski 1401 – 1600 / 6150 Yeni› En yeni»Sayfa: 465
1. Kadın kocasını izni olmadan eve kimseyi alamaz ve izni olmadan döşeğinden kalkıp nafile kılamaz.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
2. Gelip de selam vermiyeni içeri almıyabilirsiniz.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
3. Sabah şafağı böylece-ellerini yayarak uzattı- gözüne gözükmedikçe ezan okuma.
Ravi: Hz. Bilal (r.a.)
4. Allah'ın kullarına eza etmeyin. Onları ayıblamayın ve gizli ayıblarını aramayın. Zira kim müslüman kardeşinin ayıbını ararsa Allah da onun ayıbını arar. Hatta öyleki, evinden çıkmasa da onu rezil eder.
Ravi: Hz. Sevban (r.a.)
5. Bir kadın kocasına dünyada eza ederse, o adamın hurilerden olan zevcesi şöyle der: "Allah kahretsin eza etme ona. Üç günlük koltuğa sığınmış senin yanında muvakkattır o. Kısa zaman sonra seni terkedecek." der.
Ravi: Hz. Muaz (r.a.)
6. Dayanarak yemek yeme, kalbur üstünde de yeme. Camide de ayni yerde namaz kılmayı adet etme. Cuna günü de herkesi çiğneyip geçme. Yoksa kıyamette Allah seni onlara köprü yapar.
Ravi: Hz. Ebud Derda (r.a.)
7. Boğulmuş hayvanı yeme. Zira o şeytanın kestiğidir.
Ravi: Hz Ebu Hureyre ra
8. -Baş parmakla şehadet parmağını göstererek- Bunlarla yemeyin. Şu üçle yeyin, zira bu sünnettir. Beşle de yemeyin, zira o bedevi arabinin yemesidir.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
9. Sol elinizle yemeyin, sol el ile içmeyin, zira şeytan sol eli ile yer, solu ile içer.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
10. İki kişiye amir olma ve onların önüne geçme.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
11. İyice öğrenmeden ve emir olunanı bilmeden "Emri bil maruf ve nehyi anil münker" yapmaya kalma.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
12. İmamdan evvel hareket etmeyin. Tekbir alınca alın. "Veleddâllîn" deyince "amin" deyin. Rüku edince rüku edin, "Semiallahu limen hamideh" deyince "Allahümme Rabbena ve lekel hamd" deyin ve imamdan evvel başınızı kaldırmayın.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
13. Kadın kadına mübaşerette bulunursa ikisi de zaniye olur. Erkek erkeğe de mübaşeret ederse onlar da zanidir.
Ravi: Hz. Ebû Mûsa (r.a.)
14. Bir yığın götürü zahireye mukabil götürü zahire satılmaz. Muayyen bir kileye de yine götürü zahire satılmaz.
Ravi: Hz. Hovat İni Cubeyr (r.a.)
eğiniz² [ ğ
Sayfa: 466
1. Ümmü veled satılmaz.(Ümmü velet: Çocuk annesi olan cariye)
Ravi: Hz. Havvat İbni Cubeyr r.a
2. Salahı zahir oluncaya kadar meyva (ağacında iken) satılmaz.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
3. Salahı zahir olmadıkça ve afet ondan gitmedikçe meyvayı satın almayın.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
4. Taş atmaca alış veriş yapmayın. Birinin fiatı üzerine de fiat vermeyin. El koymaca da (görmeden, bakmadan) alış veriş yapmayın. Kim, sütü sağılmadan bırakılmış bir hayvanı alır da hoşlanmayıp geri verecek olursa bir ölçek de zahire versin.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Birbirinize karşı buğz etmeyin, münasebetlerinizi kesmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, çekememezlik yapmayın. Ey Allah'ın kulları Allah (z.c.hz.)nin emrettiği gibi kardeş olun. Bir müslümanın, kardeşini üç günden fazla terk etmesi helal olmaz.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
6. Selamdan evvel söze başlamayın. Kim selamdan önce söze başlarsa ona cevap vermeyin.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
7. Şarkıcı cariye satmayın, onları satın da almayın. Onlara öğretmeyin. Bunların alış verişinde hayır yoktur. Parası da haramdır.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
8. Secdede ellerini avucunun üstüne dayayıp koltuklarını da böğürlerinden açarsan, her azan seninle secde etmiş olur.
Ravi: Hz. İbni Ömer ra.
9. Ağlama ya Ebu Hureyre, dünyada açlık çekip, Allah'ın mağfiretini ümid eden kimse, kıyamette şiddetli azaba maruz kalmaz.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
10. Ağlama (Ey Osman r.a) Nefsim yed-i kudretinde Olana yemin ederim ki, yüz kızım olsa ve vefat etseler bir tane kalmayıncya kadar sana verirdim. Ve işte Cibril (a.s), Allah (z.c.hz.)nin ölen kızım yerine kardeşini sana vermemi emrettiğini, mehrini de aynen yapmamı haber verdi. (BunuHz. Osman (r.a.)'ya söylemişti)
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
11. Ağlama, zira Cebrail (a.s) Bana haber verdi ki, humma ümmetimin Cehennemden payıdır.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
12. Ağlama ya Ömer (r.a) dağların altın olarak hareket etmesini dilesiydim, hareket ederlerdi. Eğer dünyanın Allah'ın indinde sinek kanadı kadar kıymeti olsaydı kafirlere ondan bir şey vermezdi.
Ravi: Hz. Ataa (r.a.)
13. Umuru diniyyeyi ehli ele aldığı zaman dine ağlamayın ve lakin onu ehli olmıyan üzerine alırsa ona ağlayın.
Ravi: Hz. Ebû Eyyub (r.a.)
14. Bir dinarı iki dinara, bir dirheme, bir Saa'yı iki Saa'ya satmayın. Zira Ben sizin üzerinize ribadan korkarım. Denildi ki; "Ya Resulallah adam bir atı bir çok at karşılığında satıyor. Cins deveyi de alalade deve karşılığında satıyor." Buyurdu ki, peşi olursa zararı yok.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
eyè
Sayfa: 467
1. Kendisinde can olan mahluku hedef edinmeyin. (Nişan için)
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
2. Camileri yol edinmeyin, meğer zikir veya namaz için ola.
Ravi: Hz. İbni Ömer ra
3. Evlerinizi kabir edinmeyin, evde de namaz kılın. Zira şeytan Bakara suresinin okunduğu evden kaçar.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
4. Evinizde uyuyacağınız zaman ateşi kapatın ve söndürün.
Ravi: Hz. Salim (r.a.)
5. Namazı kasden terketmeyin, ey kadın. Kim namazı kasden terkederse, Allah ve Peygamberin zimmetinden çıkar.
Ravi: Hz. Ümmü Eymen (r.a.)
6. Düşmanla karşılaşmayı istemeyin. Allah'dan afiyet isteyin. Onlarla karşılaşınca da Allah'ı çok zikredin. Eğer onlar direnir, gürültü ve şamata yaparlarsa siz sükut edin.
Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
7. Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin. Allah'dan afiyet isteyin. Zira siz onlarla beraber neyin imtihan edildiğini bilmezsiniz. Onlarla karşılaşınca "Allahümme ente Rabbına ve Rübbühüm ve mevasına vemevasihim bi yedike ve inneme taktülühüm etne." deyin ve yere çökün. Ne vakit üzerinize yürürlerse kalkın ve tekbir alın.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
8. Bevlettiğiniz helada abdest almayın. Zira Mü'minin abdest suyu hasenatı ile beraber mizana girer.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Kur'anla mücadele etmeyin. Allahın kitabının bazı kısımlarını bazısına yalanlatmayın (tezat aramayın) Vallahi; mü'min onunla mücadele ederse yenilir. Münafık onunla mücadele ederse, galip geldiğiniz zannetse bile mahkum olur. (Galebesi necat sebebi olmaz)
Ravi: Hz. Abdurrahman ibni Cubeyr (r.a.)
10. Evlerinizi kabir etmeyin. Hiç şüphe yok ki şeytan, sure-i Bakara okunan evden çıkar gider.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
11. Benim kabrimi bayramlık etmeyin (sık gidin) Evinizi de kabir yapmayın. Nedere olursanız olun olduğunuz yerde selatü selam getirin. Sizin selatü selamınız Bana ulaşır.
Ravi: Hz. Hüseyin (r.a.)
12. Şu namazı, öğle namazının ilk ve son sünneti gibi yapmayın. Sünneti ile farzı arasını aralayın. (Sabah namazını sünneti ile farzını biraz aralayın)
Ravi: Hz. Abdullah İbni Büceyne r.a
13. Beni yolcunun (su kabı) gibi yapmayın. Yolcu kabını su ile doldurur. İhtiyacı olursa onu içer, icap etmezse içmez döker. Beni sözünüzün başında, ortasında ve sonunda anın.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
14¼ e æ
Sayfa: 468
1. Şehidin kanı yerde kurumadan onun Cennetteki zevceleri, ayrıldıkları yerde yavrularını bırakmış iki kuş gibi koşuşurlar. Her birinin elinde Cennet elbiseleri ile, Öyle ki yanlız onlar bütün dünya ve içindekilerden hayırlıdır.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
2. Yol uğraklarında oturmayın. Oturmanız lazımsa selam alın. Kadınlara ve haramlara bakmayın. Yol soranlara gösterin ve yüklerine yardım edin.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
3. Her alimin meclisinde oturmayın, ancak şu beş şeyden diğer beş şeye davet eden alimin yanında oturun: Şekden yakine, kibirden tevazua, münaferet ve husumetten hayırhahlığa, riyakarlıktan ihlasa ve dünyaya yönelmiş olmaktan zühde .
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
4. Kabirler üzerine oturmayın ve onlara karşı namaz da kılmayın.
Ravi: Hz. Vasile İbni Eska (r.a.)
5. Taze hurma ile kuru hurmayı, hurma ile üzümü karışık olarak şıra yapmayın.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
6. Varise vasiyet olmaz. Verese isterse o başka.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
7. Hain erkek ve kadının, zani erkek ve zaniye kadının, İslamda kardeşine kin sahibi olanın şahidliği caiz olmaz.
Ravi: Hz. Amr İbni Şuayb (r.a.)
8. Hain erkek ve kadının, had vurulmuş erkek ve kadının, kardeşine kini olanın, yalancı şahidliği tecrübe edilenin, ev halkına tabi olanların (hizmetçiler gibi) akrabalık olması ve velilik ihtimali olanın şehadetleri caiz olmaz.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
9. Kocasının izni olmadan, kadının kendi malını hibe etmesi caiz olmaz, kocası ismetine sahib olduğu müddetçe.
Ravi: Hz. Amr İbnni Şuayb (r.a.)
10. Yabancı milletten insanların birbirine şehadeti caiz değildir. Yanlız müslüman milleti hariç. Zira müslümanların diğer bütün milletlere şehadeti caizdir.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
11. Her hadisi herkese söylemeyin, aklı alacak adama söyleyin.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
12. Bir veya iki defa emmek süt mahremliğini tesis etmez. (Hanefi mezhebinde ediyor. Bir defa da olsa)
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
13. Perşembe günü hacamat olmayın. Zira kim o gün hacamat olur da başına hoşa gitmiyecek bir şey gelirse, kabahatı kendinde bulsun.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
dök¬ U ö
Sayfa: 469
1. Ey kadınlar ancak mahreminiz olan erkeklerle konuşun. Olmıyanlarla konuşmayın.
Ravi: Hz. Hasan (r.a.)
2. Cüzzamlıya sürekli nazarla bakmayın.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
3. Kılacağınız namaz için gün doğuşunu ve gün batışını gözlemeyin. Zira güneş, şeytanın iki boynuzu arasından çıkar.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
4. İyilikten hiç bir şeyi küçük görme ,yap. Velev ki su istiyenin kabına kovandan su dökmen de olsa, arkadaşını güzel çehre ve latif muamele ile karşılamak da olsa ve senden ayrıldığı zaman onu gıybetten korumak da olsa. (Marufu ihmal etme yap)
Ravi:
5. Babalarınızın ismi ile yemin etmeyin. Kim Allah'a yemin ederse sadık olsun. Ve kime de Allah'ın ismi ile yemin edilirse razı olsun. Razı olmıyanın Allah'la alakası kalmaz.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
6. Sadaka (zekat) zengine de, sıhhati, kudreti yerinde olana da verilmez.
Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
7. Zengine sadaka helal olmaz, ancak şu beş kişi hariç: Allah yolunda gaziye, hükümet hesabına zekat toplıyana, borçluya, fakire verilen zekatı ondan malı ile satın alan adama veya fakirin kendisine verileni zengin komşusuna yollamış veya onu davet etmiş durumda olana.
Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
8. İki müslümanın birbirini üç günden fazla terketmesi olmaz. İkisi rast gelir de biri selam verir diğeri de alırsa sevabta müşterek olurlar. Eğer selamı almazsa veren günahtan beridir. Diğeri günahı yüklenir. Eğer birbirini terketmiş vaziyette ölürlerse Cennete bir araya gelemezler.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
9. Üç defa talak gören kadın, yeni kocası ile münasebette bulunmayınca ayrılsa da eskisi ile evlenemez.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
10. (üç talak halinde) ikinci kocası kadının balcağızından, kadın da erkeğin balcağızından tatmadıkça kadın birinci kocasına helal olmaz.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
11. Kur'andan bir şeyi düşman memleketine götürmeyin.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
12. Dininizi ehli kitaba sormayın. Onlar kendileri de dalalete düştüler ve sizden öncekileri de açık bir sapıklıkla saptırdılar.
Ravi: Hz. Ebû Esim ra
13. Cuma gecesini diğer geceler arasından kıyama tahsis etmeyin ve Cuma gününü de diğer günlerden ayırıb oruca tahsis etmeyin. Adet etmişseniz başka
Ravi: Hz. Ebû Hureyre ra
º b ù
Sayfa: 471
1. Umeranıza fesatla dua etmeyin. Zira onları iyiliğini sizin iyiliğiniz, onların fenalığ sizin fenalığınız demektir.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
2. Cüzzamlıya sürekli nazar etmeyin. Ve onlarla konuştuğunuzda sizinle aralarında bir mızrak kadar mesafe olsun.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
3. Benim ashabımın kusurlarını zikretmeyin. Yoksa kalbleriniz onların aleyhine ihtilaf eder. Ashabımın iyiliklerini zikredin ki kalbleriniz ülfet etsin.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
4. Üç yerde Beni zikretmeyin; Yemek besmelesinde, hayvan keserken ve aksırma sırasında.
Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Zeyd (r.a.)
5. Muaviye (r.a) mülk sahibi oluncaya kadar günler ve geceler geçmez.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
6. Dünya gitmez, kadınlar kadınlarla, erkekler erkeklerle iktifa etmeyince. Bu "sihah" kadınlar için de zina mahiyetindedir.
Ravi: Hz. Vesile (r.a.)
7. Develeri içiripte salmayın. Memelerini bağlayın. Yoksa şeytana yarar.
Ravi: Hz. Seleme ibni Akva ra.
8. Hayvan ve çocuklarınızı güneş battıktan sonra salmayın, yatsının koyu karanlığı geçinceye kadar. Zira güneş battıktan yatsının karanlığı gidinceye kadar ki zaman şeytanların boşandığı zamandır.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
9. Beni hakkımın fevkine yükseltmeyin. Zira Allah Teala Beni Kendine Resul etmeden kul edinmiştir.
Ravi: Hz. Ali İbni Hüseyin (r.a.)
10. Deniz vasıtalarına, ancak Allah yolunda gaza veya umre veya hac edenler olarak binin. Muhakkak ki denizin altında ateş vardır, ve ateşin altında da yine deniz vardır. Sultandan dolayı başı sıkılmış adamdan da bir şey almayın.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
11. Cehenneme (cehennemlikler) atılmaya devam ettikçe o şöyle der; "Daha var mı?" İzzet sahibi Rab ayağını ona koyuncaya (tecelli edinceye) kadar. O zaman bir kısmı küçülür de, "İzzet ve keremin hakkı için pes pes" der. Cennette ise fazla yer bulunmaya devam eder. Hatta öyleki, Allah başka mahlukat yaratır da Cennetin fazla yerlerine onları iskan eder.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
12. Ümmetimden bir taife Hak üzerine mücadele etmekte, kıyamete kadar galib olarak devam edecektir.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
r>¥ M Î
Sayfa: 472
1. Ümmetimden bir taife, Allahın emrile hareket etmekte devam eder. Onlar hak üzerinde oldukları halde, kıyamet kopana kadar kendilerini terk eden ve muhalefet eden kimsenin onlara bir zararı dokunmaz. Taki Allahın emri gelinceye kadar onlar insanlara galibtirler.
Ravi: Hz. Muaviye (r.a.)
2. Ümmetimden bir taife, kendilerine düşmanlık edenlere galip oldukları halde, Hak üzerine mücadelede devam ederler. Hatta onların sonuncusu mesihüd deccal ile harp eder.
Ravi: Hz. İmran (r.a.)
3. Ümmetimden bir taife, kıyamet kopuncaya kadar yardım görmekte devam eder. Kendilerini terkedenlerin ayrılmaları da onlara bir zarar vermez.
Ravi: Hz. Muaviye İbni Kırra (r.a.)
4. Ümmetim dininde basiretli olmakta devam eder. Taki yahudiler gibi, akşam namazı için yıldız çıkmasını beklemedikçe, nasraniler gibi de sabahda yıldızların kaybolmasını beklemedikçe ve cenazeyi de sahiplerine bırakmadıkça. (Cenazeyi teşyi etmeyi bırakmadıkça)
Ravi: Hz. Hars İbni Vehb r.a
5. Hilafet beni Ümeyyede deva eder, bir defa ellerinden (Abbasilerce) süratle çakilip alınıncya kadar. Onlardan çıkınca da hayattan hayır yoktur.
Ravi: Hz. Sevban (r.a.)
6. "La ilahe illallah" kelimesi halktan gadabı men etmekte devam eder, dünyaları düzelip de dinden gideni ehemmiyetsiz görmedikçe. O zaman bu kelimeyi söylediklerinde kendilerine "Yalan söylüyorsunuz. Siz onun ehli değilsiniz" denilir.
Ravi: Hz. Zeyd İbni Erkam (r.a.)
7. Ümmet şeriatı hasene üzerine devam eder, aralarında şu üç hal zahir olmadıkça; İlim kendilerniden alınmadıkça, aralarında habis veled çoğalmadıkça, "Sakkarun" aralarında zahir olmadıkça, Dediler ki: "Sakkarun nedir?" Buyurdu ki, bunlar içmeden sarhoş olanlardır. Ahir zamanda gelirler, birbirlerile karşılaştıklarında aralarındaki selamları lanetleşmektir.
Ravi: Hz. Muaz İbni Enes (r.a.)
8. Kıyamet gününde şu beş şeyden hesap vermedikçe Adem oğlunun ayakları Rabbının huzurundan ayrılmaz: Ömrünü nerede ifna etti. Gençliğini nasıl geçirdi. Malını nasıl kazandı. Malını nereye harcadı. İlmi ile nasıl amel etti.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
9. Kulun ayakları ayrılmaz, şu dört şeyden sual olmadıkça: Ömrünü nerede ifna etti. İlmi ile nasıl amel etti. Malını nerede kazandı, nasıl harcadı. Cismini nerede çürüttü.
Ravi: Hz. Berze (r.a.)
10. Bir adama karısını niye dövüyor diye sorma. Kime itimad ediyor kime itimad etmiyor diye de sorma. Vitri kılmadan da uyuma
Ravi: Hz. Ömer r.a
Y>
Sayfa: 473
1. Kimseden bir şey isteme, sana Cennet var. Kızıma, gene Cenneti hak edersin. Güneş batmdan günde yetmiş kere istiğfar et. Allah senin yetmiş senelik günahını affeder. Dedi ki: "Benim yetmiş senelik günahım yok." Buyurdu ki; Ev halkın için. Dedi ki: "Ev halkımın da yoksa?" Buyurdu ki, komşuların için.
Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Dahim ra.
2. Ehli kitabdan bir şey sormayın. Zira Ben onların size doğruyu haber verip te, sizin onları yalanlamanızdan veya onların size yalan haber veripte sizin onları tasdik etmenizden korkarım. Size Kur'an kafidir ona yapışın. Zira onda sizden evvelkilerin ve sizden sonrakilerin haberi vardır ve aranızda O "ayırd" edicidir.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
3. Beyaz horoza sövmeyin. Zira o Benim, Ben de onun dostuyum. Onun düşmanı Benim düşmanımdır. Beni Hak olarak baas Edene yemin ederim ki, Adem oğlulları onun yanında olanı bilse, onun tüyünü ve etini altın, gümüşle alırlardı. O, sesinin gittiği yere kadar cinni kovar.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
4. Dünyaya sövmeyin. Zira mü'min için o ne güzel binektir. Hayra onun üzerine erişir. Şerden de onunla kurtulur.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
5. Dehre sövmeyin. Zira Allah (z.c.hz.) buyurdu ki: "Dehr Benim Geceyi eskiten, tazeleyen Benim. Dünyaya hükümdar olanların birini getirir, birini götürürüm."
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
6. Rüzgara sövmeyin. Hoşunuza gitmiyen bir şey görürseniz şöyle deyin: "Biz Senden bu rüzgarın hayrını, ondaki hayrı ve onunla emrolunanın hayrını dileriz ve bu rüzgarın şerrinden, onda olanın şerrinden ve onunla emrolunanın şerrinden Sana sığınırız."
Ravi: Hz. Ubeyd İbni Kaab (r.a.)
7. Ehli Şama sövmeyin. Zira "Kırklar" onların içindedir.
Ravi: Hz Ali (r.a.)
8. Eshabıma sövmeyin. Kim eshabıma söverse, Allah'ın, meleklerin, bütün insanların laneti onun üzerine olsun. Onun kıyamet gününde ne farzı ve nede nafilesi kabul olunur.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
9. Geceye, gündüze, güneşe, aya ve rüzgara sövmeyin. Çünkü onlar, bir kavme Rahmet, diğerine azabdır.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
10. "Rızkım gecikti" diye sabırsızlanmayın. Zira hiç bir kul son rızkına erişmeden ölmez. Allahd'an korkun, helal yeyin, haramdan kaçının.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
11. Duvarlara süslü halılar örtmeyin. Kim ki izinsiz din kardeşinin mektubuna bakarsa ateşe bakmış gibi olur. Allah'a dua ederken ellerinizi göğe doğru açın, aşağı doğru çevirmeyin,bitince yüzünüze sürün.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
Î v
Sayfa: 474
1. Yahudilerin selam verdiği gibi selam vermeyin. Zira onlar elle, başla işeretle selam verirler.
Ravi: Hz. Câbire (r.a.)
2. Köleni Rabak, Eflak, Yesar, Neciha gibi isimlerle isimlendirme. "O orada mı" denilirse "Hayır" diye cevap verilir.
Ravi: Hz. Semure (r.a.)
3. Sadakaları(zekat mallarını) miktarı tesbit olmadan ve akit yapılmadan satın almayın.
Ravi: Hz. Mekbul (r.a.)
4. Üç mescidden başkasına sefer ittihaz edilmez. Mescidi Haram, Şu Benim mescidim ve Mescidi Aksa.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Nefsiniz üzerine şiddetli davranmayın ki, Allah tarafından üzerinize şiddet gelmesin. Sizden evvel Nasaradan bir kavim nefislerine böyle şiddetli davrandılar da Allah onlara şiddet verdi. İşte bu onların savmalarda ve kiliselerde icad ettikleri "Ruhbanlık kalıntılarıdır" ki Allah onu onlara yazmamıştı.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
6. Suyu, ağaçtan oyma kaseden, kabaktan, şarab kabından içmeyin, kırbadan için.
Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
7. Melaike, aralarında köpek veya çan olan kervana yaklaşmaz.
Ravi: Hz. Ebû Hureyre r.e
8. İnciyi, yani fıkhı köpeklerin ağzına bırakmayın.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. İnciyi (ilmi) hınzırların ağzına bırakmayın.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
10. Yolculuktan gece dönmeyi itiyad etmeyin. Gündüz gelin. (Bir rivayete göre de yatsıdan sonra gelmeyin, yahut haberli olsunlar..)
Ravi: Hz. Ebû Seleme r.a
11. Bu günden sonra kıyamete kadar Mekke harp görmez, (Yani onun üzerine harp olmaz)
Ravi: Hz Hars İbni Malik (r.a.)
12. Allahın Peygamberlerini birbirleri üzerine tafdil etmeyin. Muhakkak Sur'a üfrülür de semavat ve arzda olanlar -Allahın dilediği hariç- düşüp ölürler. Sonra ikinci Sura üfürülür. Ben dirilerin ilki olurum. Bir de bakarım ki Hz. Musa (a.s) Arşa tutunmuş. Bilmem ki Tur günündeki "Sayka" sebebile muhasebe mi edildi, yoksa Benden evvel mi diriltildi. Ve de Ben Muhammed (s.a.v)in Metta oğlu Yunus (a.s) dan daha faziletli olduğunu söyleyemem.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
13. Şu sakalları, tüylerinizi bozmayın, boyamayın. Şayet boyarsanız keten rengine ve kına rengine boyayın.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
/B> § P Ë
Sayfa: 475
1. Secdede gözlerinizi kapamayın, zira bu yahudi adetidir.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
2. Cahiliyyette ölen babalarınızla iftihar etmeyin. Nefsim yed-i kudretinde Olana kasem ederim ki, gübre kurtları cahiliyette ölen babalarınızdan (Kafir olandan) efdaldir.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
3. Ağlama aç kaldım diye ey Ebu Cuheyfe. Kıyamette insanların en aç kalacak olanları, dünyada en çok tok olanları olacaktır.
Ravi: Hz. Ebû Cuheyfe (r.a.)
4. Allahın kendisini değil, yarattıklarını tefekkür edin. Zira Allah bir melek yaratmıştır ki, ayakları yedi kat yerin altında başı da semayı ulyayı aşmıştır. İki ayağı ile topuğu arasındaki mesafe altıyüz yıllık yoldur. Halbuki Hâlik mahlukundan daha azamdır.
Ravi: Hz. Abdullah İbni Selam (r.a.)
5. Çekirgeyi öldürmeyin. Zira onlar Allah'ın cünudunun (askerlerinin) büyüklerindendir.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
6. Ümmetim Taundan başka şeyle fena bulmaz. Bu deve guddesi gibi bir şiştir ve iltihaplanır. Bir yerde Taun olduğunda, orada kalan şehiddir, oradan kaçan da cepheden kaçmış gibidir.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
7. Namazlarınızda ve cenazelerinizde sefihlerinizi öne geçirmeyin.
Ravi: Hz. Hakim İbni Salt (r.a.)
8. Sefihlerinizi ve çocuklarınızı namaz ve cenazelerinizde öne geçirmeyin. Zira imamlarınız, sizin Allah indinde murahhaslarınızdır.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
9. Atlarınızın alın kaküllerini kesmeyin, orada hayır yazılıdır. Yelelerini de kesmeyin, onlarla ısınırlar. Kuyruklarını da kesmeyin, onlarla sinekleri kovarlar.
Ravi: Hz. Atabe ibni Abd r.a
10. Sakın bilmediğin şeyle hüküm verme. Bir şeyde tereddüd edersen, anlayıncaya kadar dur veya Bana sor. (Hz. Muazı bir yere gönderirken buyurulmuştur.)
Ravi: Hz. Muaz (r.a.)
11. Dilinle maruftan başka birşey söyleme, elini de hayırdan başka bir yere uzatma.
Ravi: Hz. Esved İbni Aslam (r.a.)
12. Eti bıçakla kesmeyin, bu acem usulüdür. Dişinizle koparın, bu daha lezzetli ve daha sıhhidir.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
13. Ekmeği acemler gibi (bıçakla) kesmeyin. Sizden biri et yemek istediğinde onu bıçakla kesmesin. Lakin onu elile alsın ağzı ile koparsın. Zira bu daha lezzetli ve daha sıhhidir.
Ravi: Hz. Ümmü Seleme (r.a.)
2E² Z ñ
Sayfa: 476
1. "Aleykesselam" deme. Zira aleykesselam ölülerin selamıdır. Lakin "Esselamü Aleyke" de.
Ravi: Hz. Câbir İbni Süleym (r.a.)
2. Münafıka "efendimiz" demeyin. Eğer o sizin efendiniz olursa o zaman Allah'ın gadabına uğrarsınız.
Ravi: Hz. Abdullah İbni Büreyde (r.a.)
3. "Allah diledi ve filan diledi" demeyin. Lakin "Allah diledi sonra filan diledi" deyin.
Ravi: Hz. Huzeyfe (r.a.)
4. "Razaman" demeyin. Zira Ramazan Aziz ve Celil olan Allah'ın isimlerinden bir isimdir. Lakin Rmazan ayı deyin.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Kıyamet kopmaz. Taki insanlar mescidler hususunda tefahür etmedikçe. (Bizde şöyle cami var diye)
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
6. Kıyamet kopmaz, ancak yağmurlarda bereket kalmaz.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
7. Kıyamet kopmaz, yer yüzünde "Allah, Allah" diyen kaldıkça.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
8. Kıyamet kopmaz, ta ki zamanda yakınlık oluncaya kadar. Öyle ki, bir sene bir ay gibi olur. Bir ay Cuma, hafta gibi, bir Cuma bir gün, bir gün bir saat, bir saatte bir ateş yanıncaya kadar geçen zaman gibi sürer.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Kıyamet kopmaz, ümmetimden bir taife herkes üzerinde hakim olmadıkça. Onlar kendilerini terk edenlerin terk etmesine aldırmazlar ve kendilerine yardım edene de aldırmazlar.
Ravi: Hz. Muaviye (r.a.)
10. Kıyamet kopmaz, Fırat altundan bir dağ açmadıkça. Burada halkın onda dokuzu kırılır.(mücadelede)
Ravi: Hz. Ukey İbni Kaab (r.a.)
11. Kıyamet kopmaz, ilim kabzolunmadıkça, zelzeleler çoğalmadıkça, zamanda yakınlık olmadıkça, fitneler zahir olmadıkça, herç çoğalmadıkça ki, o öldürmedir ve aranızda mal çoğalır ve taşar.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
12. Sizde mal çoğalıp artmadıkça kıyamet kopmaz. Öyle ki mal sahibi zekatını kabul edecek birini arar da ona arz eder o da şöyle der; "Benim (şimdi) buna ihtiyacım yok."
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
13. İki büyük taife, davaları bir olduğu halde, çarpışmadan kıyamet kopmaz. Aralarına büyük bir mukatele olur ve otuza yakın deccal ve yalancılar baas olunur. Onların hepsi de kendini Allah'ın Resulü zanneder.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
bu d¥ N Í
Sayfa: 477
1. Kıyamet kopmaz, siz yahudilerle harb etmedikçe. Hatta taşlar bile arkasındaki yahudiyi "Ya müslüman şu benim arkamdaki yahudidir onu öldür" diye haber verir.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
2. Kıyamet kopmaz, siz Türklerle mukatele etmedikçe, Onlar küçük gözlü, basık burunlu, kırmızı meşin suratlı, aynı zamanda keçe ayakkabılıdır. Öyle zaman gelir ki sizden biri ehli ve malı da dahil, her ne pahasına olursa olsun Beni görmek ister.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
3. Acemlerden Kirman ve Huz ile mukatele etmedikçe kıyamet kopmaz. Onların burunları yassı, küçük gözlü, kalkan gibi kırmızı meşin suratlıdırlar ve keçe ayakkabıları vardır.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
4. Güneş garbten doğmadıkça kıyamet kopmaz. O batıdan doğduğunda, insanlar onu görür ve hepsi de iman ederler. Lakin işte bu "imanın, daha önce iman etmediği için hiç bir nefse fayda vermediği zamandır."
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Bir adam bir kabrin yanından geçerken"keşki onun yerinde ben olsaydım" demedikçe kıyamet kopmaz.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
6. Kahtan'dan (yemende)bir adam çıkıp ta asası ile insanları sevk etmedikçe kıyamet kopmaz.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
7. Sığırların dilleri ile yemekleri gibi, dilleri ile yiyen bir kavim çıkmadıkça kıyamet kopmaz.
Ravi: Hz. Saad (r.a.)
8. Benim Ehli Beytimden bir adam yer yüzüne hakim olmadıkça kıyamet kopmaz. Onun alnı açıktır, kemer burunludur. O yer yüzünün daha evvel zulümle doldurulduğu gibi, dünyayı adaletle doldurur. İdaresi yedi sene sürer.
Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
9. Rükn ve Kur'anı kerim kaldırılmadan kıyamet kopmaz.
Ravi: Hz. İbni Ömer ra
10. Yetmiş tane yalancı çıkmadan kıyamet kopmaz.
Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
11. Bir adam "elli kadının tedbirini" deruhte etmedikçe kıyamet kopmaz.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
12. Zühd laftan, Verağ da yalandan ibaret olmadıkça kıyamet kopmaz.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
13. Kalbler birbirine yabancı olmadan, sözler birbirinden ayrılmadan ana-baba bir, kardeşler farklı dinlerden olmadıkça kıyamet kopmaz.
Ravi: Hz. Huzeyfe (r.a.)
L> bu d¥ N Í
Sayfa: 478
1. Bir kadın üzerine gösterilen kıskançlık gibi, bir erkek çocuğu da yapılmadan kıyamet kopmaz
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
2. Lut kavminin amelini mübah saymaları sebebi ile, gökten (yıldızlarla) taş yağıp bir takım kavimlerin başları ezilmedikçe kıyamet kopmaz.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
3. Çocuk öfkeli, yağmur sıcak olmadıkça, adi kimseler iyi addedilmedikçe, iyilere kızılmadıkça, küçük büyüğe ve karaktersiz kimse, iyi insanlara cüretkarlık yapmadıkça kıyamet kopmaz.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
4. Kıyamet kopmaz, Ta ki ondan önce daha yüz sene evvelinden yeryüzünde Allah'a ibadet kalmaz.
Ravi: Hz. Hureyde (r.a.)
5. Rumlara ait Konstantiniyye (Roma) tesbihle ve tekbirle müslümanlarca feth edilmedikçe kıyamet kopmaz (Yetmiş bin Şamlı bunu yapacak)
Ravi: . Hz Abr İbni Avf r.a
6. Şeytan, yollarda yürüyerek, çarşıda gezerek ve "falan oğlu filan Resulallah'dan bunu şöyle şöyle rivayet etti." Demeden kıyamet kopmaz.
Ravi: Hz. Vasile (r.a.)
7. Meryem oğlu İsa(a.s) hakem, adalet dağıtıcı ve imamı adil olarak nazil olmadıkça kıyamet kopmaz. Öyle ki o haçı kırar, domuzu öldürür, cizyeyi kaldırır. Mal da çok artar ve onu kabul ettirecek kimse bulunmaz.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
8. Bu geceye zorlanmayın. Zira siz ona takat getiremezsiniz. Sizden biri uyukladığı zaman yatağında uzansın. Zira bu daha salimdir.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Dini kendi ayarınızla ölçmeyin. Zira din kıyas kabul etmez. İlk kıyas yapan da iblistir.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
10. Oruçlu iken gündüz sürme çekme, gece ismit çek. Zira bu gözleri korur ve parlatır, kirpikleri de büyütür.
Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Mabet (r.a.)
11. Allah'ın zikri olmadan çok söz söyleme. Zira Allah'ın zikri olmaksızın, sözün çokluğu, kalbin kasvetine sebebtir. Muhakkak ki insanların Allah'a en uzağı, kalpleri kasvetli olanlardır.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
12. Benden, Kur'an'dan başka şey yazmayın. Kim Benden Kur'an'dan başka bir şey yazmışsa onu imha etsin. Benden hadis rivayet edin. Buna mani yok. Kim Bana kasten yalan isnad ederse Cehennemden yerine hazırlansın.
Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
13. Çok kaygı çekme, mukadder olan olur ve takdir olunan rızkın da sana gelir.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
14. Suya ağzınızı uzatıp içmeyin, önce elinizi için. Zira elden daha iyi kab olmaz.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
Ê r é
Sayfa: 479
1. Hastalarınızı yemek içmek için zorlamayın. Zira Allah onları yedirir ve içirir.
Ravi: Hz. Ukbe (r.a.)
2. Çarşıya ilk giren de olma, son çıkan da olma. Zira şeytan orada yumurtladı ve civcivledi.
Ravi: Hz. Selman (r.a.)
3. İnsanlar dilinden ve elinden salim olmadıkça (kamil) müslüman olamazsın. İlminle amil olmadıkça alim olamazsın. Vera sahibi olmadıkça abid olamazsın. Zahid olmadıkça da vera sahibi olamazsın. Sukütünü uzat, düşünmeyi çoğalt, gülmeyi azalt. Zira çok gülme kalbi ifsad eder.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
4. Ayıplayıcı, medih edici, taan edici ve ölüm mürgi taslayıcı (tembel ve gözü kör) olmayın.
Ravi: Hz. Mekhul (r.a.)
5. Allah'ın laneti, gazabı ve ateşi ile birbirinize beddua etmeyin.
Ravi: Hz. Semure İbni Cündeb (r.a.)
6. (İhramlı iken) gömlek, sarık, don, bornoz ve mest giymeyin. Ancak bir kimse nalın bulamazsa, topuklarından aşağısını kesip mest giyebilir. Zaferan veya vers ile kokulanmış şey giymeyin. İhramlı kadın yüzünü örtmesin, eldiven de giymesin. Hz. İbni Ömer r.a(Bir adam geldi "Ya Resulallah ihramlı kimse ne giyer? Diye sordu. Bu hadis varid oldu.)
Ravi:
7. Şehre mal getiren kimseyi karşılamayın. Kim karşılayıp da ondan bir şey satın almışsa, o malın sahibi çarşıya geldi zaman muhayyerdir.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
8. Hasta gözükmeyin hasta olursunuz, kabrinizi kazmayın ölürsünüz.
Ravi: Hz. Vehb İbni Kays (r.a.)
9. Benden bir şeyi saklamayın. Zira Ben Allah'ın kitabında helal kıldığından başkasını helal kılmam ve Allah'ın kitabında haram kıldığından başkasını da haram kılmam.
Ravi: Hz. Âişe ra
10. Ölümü temenni etmeyin. Zira ölümün korkusu şiddetlidir. Kulun ömrünün uzun olması ve Allah'ın kendisini inabe ile merzuk kılması saadettendir.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
11. Sakın borcun varken ölme. Zira ahiret, hasenat ve seyyiat yeridir. Orada, karşılık ve ödeme olarak altın ve gümüş yoktur ve hiç kimseye zulüm olunmaz. (Haklar hasenattan alınarak veya günah yüklenerek karşılanır)
Ravi: Hz. İbni Ömer r.a
12. Nezir yapmayın, zira bu nezir kaderden bir şeye fayda etmez. Sadece bu sayede cimriden bir şey sızdırılır.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
¬ T ÷
Sayfa: 480
1. Mevtanıza necis muamelesi yapmayın. Zira mü'min ne hayatında ne de ölümünde necis olmaz.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
2. Beyaz tüyleri yolmayın. Zira o, müslümanın nurudur. Hiç bir müslüman yoktur ki, islamda saçını ağartsın da Allah ona bu sebeple bir hasene vermesin, bir derece yükseltmesin ve bir günahını da affetmesin olmaz.
Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
3. Kadınları göze çarpar mevkilere oturtmayın, yazıyı da öğretmeyin. Dikiş öğretin ve sure-I Nuru da iyi öğretin.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
4. Kıyamet kopmaz, denizden şeytanlar çıkıp ta insanlara Kur'an öğretmedikçe.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Aralarında akrabası ile alakasını kesen şahıs bulunan kavme Rahmet gelmez.
Ravi: Hz. İbni Ebu Evfa (r.a.)
6. Kadın halasının üzerine, halada kardeşinin kızı üzerine ve kadın teyzesinin üzerine, teyzede kız kardeşinin kızı üzerine, büyük kız küçük kız üzerine, küçükte büyük üzerine bir nikah altına getirilemez.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
7. Meclislerde yalnız üç kişiye yer açılır: "Yaşlıya, yaşından dolayı, İlim sahibine, ilminden dolayı. Adil sultana, sultanlığından dolayı.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
8. "Celeb" (tahsildarın ayağına adam çağırtmak), "Ceneb" (Uzak bir yere oturup zekat malını ayağına getirmek) ve "şigar" (mehirsiz birbirleri ile kız alıp vermek) yoktur. Yağma şeklinde birisinden bir şey alan bizden değildir.
Ravi: Hz. İmran (r.a.)
9. İki şeyden başkasına imrenilmez: Allah kendisine mal vermiş. Onu Hak yolunda harcıyor. İlim vermiş. Hem onunla amel ediyor, hem de öğretiyor.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
10. Allah ve Resulünden başkası için koruluk (hudud) yoktur.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
11. Emzirme müddeti geçtikten sonra süt kardeşlik yok. İftarsız oruç ta yoktur. Aklı baliğ olduktan sonra yetimlik yok, geceye kadar laf orucu da yok. Nikahtan evvel de talak yoktur.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
12. Üç şeyden başka şeyde nefes etmek yoktur: Nazar için, Zehirli hayvanların sokmasına karşı veya durmayan kan için.
Ravi: Hz. İmran (r.a.)
13. Küçüğün, gaibin ve satışı işittiği halde sükut eden ortağın ortağı üzerine şufa hakkı yoktur. Şuf'a düğümleri çözmek gibidir. Hz. İbni Ömer r.a(Küçüğe buluğa ermedikçe, gaib olan adam gelmedikçe, ortağın ortak üzerine alım satımı duyup ta sükut etmişse şufa hakkı yoktur.)
Ravi:
14. Şumluk yoktur. Eğer şumluk olsa idi atta, kadında ve meskende olurdu.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
Ô |
Sayfa: 481
1. İkindiden sonra güneş batıncaya, sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar namaz yoktur. Yalnız Mekke'de, Mekke'de.
Ravi: Hz. Ebû Zerr (r.a.)
2. Cami komşusu için camiden başka yerde namaz yoktur.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
3. Yemek hazırken namaz yok, büyük küçük abdest zorlarken de namaz yoktur.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
4. Abdesti olmayanın namazı, besmele ile olmayanın abdesti yoktur. (Hayrı yok)
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Abdesti olmayanın namazı yoktur. Besmele çekmeyenin abdesti yoktur. Bana iman etmeyen Allah'a iman etmiş olmaz. Ensarı sevemeyenin de Bana imanı yoktur.
Ravi: Hz. Said İbni Zeyd (r.a.)
6. Zarar vermek ve zarara zararla mukabele etmek de yoktur. Kim zarar verirse Allah ona zarar verir. Kim güçlük çıkarırsa Allah da ona güçlük çıkarır.
Ravi: Hz. Abr İbni Yahya (r.a.)
7. Zarar vermek ve zarara zararla mukabele etmek yoktur. Bir adam komşusunun duvarına kiriş atabilir. Sahipsiz ve imar edilmemiş yerde yol yedi arşındır.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
8. Allah'a masiyet olan yerde kimseye itaat yoktur. İtaat ancak meşru yerdedir.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
9. Allah (z.c.hz.)ne isyan mahiyetinde olan yerde, mahluka itaat yoktur.
Ravi: Hz. İmran (r.a.)
10. Malik olmadığın yerde talak yoktur. Malik olmadığın şeyde azad etmek yoktur. Malik olmadığın şeyde satış yoktur. Malik olmadığın şeyde nezre vefa yoktur. Allah Teala'nın rızası aranmayan şeyde nezir yoktur. Bir kimse günah işlemeye yemin ederse onun için yemin yoktur. Bir kimse sıla-I rahimi kesmek için yemin ederse onun için de yemin yoktur.
Ravi: Hz. Amr İbni Şuayb (r.a.)
11. Hastalık sirayeti yoktur (Allah izin vermedikçe). Muharremin Sefer ayına tebdili de yoktur. Kuşu uğursuz saymakta yoktur. İki ay otuzar gün olmaz. Kim ahdini bozarsa Cennet kokusu koklayamaz.
Ravi: Hz. Ebû Ümâme (r.a.)
12. Kendiliğinden hastalık sirayeti ve şumluk yoktur. İyiye yorma hoşuma gider. İyiye yorma da güzel kelimedir.
Ravi: Hz Enes (r.a.)
13. Kendiliğinden hastalık sirayeti ve şumluk yoktur. Kuş ötmesi üzerinde şumlarına da yoktur. Safer ayının şumluğu da yoktur. Cüzzamlıdan aslandan kaçar gibi kaç.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
medikç° Y ò
Sayfa: 482
1. Allah (z.c.hz.)nin rızası dahilinde tedbir gibi akıl, haramdan sakınmak gibi vera ve iyi ahlak gibi asalet yoktur.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
2. Allah'ın tayin ettiği hadlerden başka, on sopadan fazla ceza yoktur.
Ravi: Hz. Sahabeden biri.
3. Cehaletten şiddetli fakirlik, akıldan daha faydalı zenginlik, tefekkür gibi de ibadet yoktur.
Ravi: Hz. Haris (r.a.)
4. Tetebbürsüz kıraat, fıkıhsız da ibaded olmaz. Bir fıkıh meclisi altmış senelik ibadetten hayırlıdır.
Ravi: Hz. İbni Ömer ra.
5. Ağacındaki meyvadan dolayı ve "cumardan" (hurma göbeği) dolayı el kesilmez. (Çalıp yemekte ve on dirhemden az da el kesmek yok diye ilave var.)
Ravi: Hz. Rafiğ ra.
6. Amelsiz söz, niyetsiz amel ve söz olmaz. Niyetin, amelin ve sözün kıymeti de ancak sünnete uymakladır. Hz. Ali r.a(Esas olan Peygamberlerimize tabiyettir.)
Ravi:
7. Masiyet ve gadapta nezir yoktur. Kefareti de kefareti yemindir.
Ravi: Hz. İmran (r.a.)
8. Allah'a masiyet olan yerde ve malik olmadığı şeyde de nezir olmaz.
Ravi: Hz. İmran İbni Hüseyin (r.a.)
9. Velisiz nikah olmaz. Velisi olmayanın velisi hükümettir.
Ravi: Hz. Âişe ra.
10. Allah (z.c.hz.)nin mü'minlerin ezanını kabul ettiği gibi kabul ettiği bir şey yoktur. Kur'an'da da güzel sesli birinin okumasını kabul ettiği kadar kabul ettiği hiç bir şey yoktur.
Ravi: Hz. Mekal İbni Yesar (r.a.)
11. Sizden hiç biriniz layıkı ile iman etmiş olmaz; Beni çocuğundan, ana babasından ve bütün insanlardan fazla sevmedikçe.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
12. Erkek Ekkekle tek elbisede beraber yatamazlar. Kadın kadınla da öyle. (Bir yorgan altında da öyle hükmünü çıkarmışlar.)
Ravi: Hz. Câbir r.a
13. Erkek Erkekle, kadın kadınla beraber bulunamaz.(Bir örtü altında) Ve bir erkeğin diğer bir erkeğin avretine ve bir kadının da diğer kadının avretine bakması helal olmaz.
Ravi: Hz. Zeyd İbni Eslem
14. Üzüm kararmadıkça, tane katılaşmadıkça satılmaz.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
15. Adam din kardeşinin alış verişi üzerine alış verişe giremez ve kardeşinin talibi olduğu kadına da talib olamaz. Meğer ki izin vere. (Veya o adamın işi iyi bir neticeye varmamışsa o başka)
Ravi: Hz. İbni Ömer.a
´ \ ÿ
Sayfa: 483
1. Bazınız, bazınızın alış verişi üzerine alış veriş yapmasın. Malı pazara girmeden karşılamayın.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
2. Ensara ancak münafık buğz eder. Kim Bize, yani Ehli Beyte buğz ederse, o münafığın ta kendisidir. Kim Ebu Bekir (r.a) ve Ömer (r.a)a buğz ederse o da münafıktır.
Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
3. Allah'a ve ahiret gününe iman eden adam Ensara buğz edemez. (Bir sebeb olsa da)
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
4. Kul müttekilerden olamaz, beis olmayanı, beis ihtimalinden sakınarak terk etmedikçe.
Ravi: Hz. Aliye es Sadi (r.a.)
5. Kul imanın hakikatine erişemez; kendine istediğini halk için de istemedikçe.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
6. Kul sarih bir imana varamaz, (yalan olan) şakayı ve yalanı terk etmedikçe ve haklı da olsa cidali bırakmadıkça.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
7. Sizden biri yıkanacağı yerde bevl edipte gusul veya abdest almasın. Zira bütün vesveseler bundandır.
Ravi: Hz. Abdullah İbni Mugaffel (r.a.)
8. Biriniz akmayan durgun suya bevl edip te onunla yıkanmasın.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
9. Ayrı din salikleri birbirine varis olamaz. Bir milletin diğer millete şehadeti de muteber olamaz. Ümmeti Muhammed (s.a.v)'in şehadeti müstesna. Zira onun diğerlerine şehadeti caizdir.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
10. Bir cemaat toplanıp ta, bir kısmı dua eder, ötekiler de "amin" derse o duayı Allah kabul eder.
Ravi: Hz. Habib İbni Mesleme (r.a.)
11. Allah yolunda hasıl olup ta yutulan toz ile Cehennem dumanı bir kulun karnında ebeden toplanmaz. Hasislik ile iman da bir kulun kalbinde ebeden toplanmaz.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
12. Dört şey bir mü'minde toplanırsa, Allah ona bu sebeble Cenneti vacib kılar; Dilde doğruluk, malda cömertlik, kalbde muhabbet, gizli ve aşikarede hayırhahlık.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
13. Bir müslüman bir kafiri öldürüp de, dininde müstakim olur ve Allah'a kurbiyetle say ederse, o kafirle Cehennemde birleşmezler. Bir adamın içinde fisebilillah toz ile Cehennem dumanı ve bir kalbde iman ile hased de birleşmez.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
ki izin¤ M Î
Sayfa: 484
1. Bu ölüm durumunda, bir kulun kalbinde şu iki şey birleşirse, Allah ona ancak ümid ettiğini verir ve korktuğundan emin kılar. (Peygamber (s.a.v.) efendimiz ölüm halinde bir zatı yoklamış, "kendini nasıl buluyorsun "diye sorunca, o kimse "Allah'dan ümid ediyorum ama günahlarımdan da korkuyorum" demiş. O zama yukarıdaki hadis varid olmuştur.
Ravi: Hz. Enes r.a
2. Bir adama, Allah'ın hadlerinden bir haddin gayrisinde, on kamçıdan fazla vurulmaz.
Ravi: Hz. Ebû Burde İbni Niyar (r.a.)
3. Allah (z.c.hz.) ümmetimi ebeden dalalette cem etmez. Büyük karaltıda olun. Allah'ın kudret eli cemaat üzerindedir.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
4. Şu dördün muhabbeti bir münafığın kalbinde toplanmaz; Ebu Bekir (r.a) Ömer (r.a) Osman (r.a) ve Ali (r.a)
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
5. Ensarı mü'minden başkası sevemez ve münafıktan başkası da onlara buğz edemez. Kim Ensarı severse Allah da onu sever. Kim Ersara buğz ederse Allah da ona buğz ede.
Ravi: Hz. Bera (r.a.)
6. Şabanın yarı gecesinde (Berat gecesinde "La ilahe illallah" kavlini Allahdan hiç bir şey men etmez. Ancak içkici bir kimsenin veya gözünü dünyaya dikmiş olanın ağzından çıkan müstesna.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
7. Beyliğe haris olup ta adalet yapan yoktur.
Ravi: Hz. Ebû Mûsa (r.a.)
8. Bir halife için beytülmalden iki kaptan fazlasına malik olması helal olmaz. Bir kap kendisinin ve ehlinin yediği kaptır. Bir kap ta misafirlerinin önüne koyduğudur.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
9. Müslümanlara müşriklerin ganimetlerinden hiçbiri helal olmaz. Az olsun çok olsun, iplik olsun iğne olsun, ne alana ne verene. Ancak hakkı ile olan hariç.
Ravi: Hz. Sevban (r.a.)
10. "La ilahe illallah Muhammedür Resulallah" a şehaded eden bir müslümanın kanı, ancak şu üç halden biri sebebi ile helal olabilir: Zinakar dul (veya evli). Cana karşı can ve dinini terk etme, cemaatten ayrılma.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
11. Ehli kıbleden hiç bir kimsenin kanı helal olmaz, şunlar hariç; Öldürüp karşılığında öldürülen, zinakar dul ve cemaatten ayrılan kimse.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
Hz. E G Ä
Sayfa: 485
1. Köpek parası, kahin parası ve cariyenin gayri meşru münasebetinin parası helal olmaz.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
2. Alış verişle karz (ödünç) bir araya gelmez. Bir ahidde iki şart olmaz. Tazmin edilmeyen şeyin kazancı helal olmaz ve elde olmayan malın satışı helal olmaz.
Ravi: Hz. Amr İbni Şuayb (r.a.)
3. İki adamın arasına izinsiz oturmak caiz olmaz.
Ravi: Hz. Amr İbni Şuayb (r.a.)
4. Bir müslüman adama, kardeşini üç günden fazla terk etmesi helal olmaz. Görüşmek hususunda önden davranan Cennete önce girer.
Ravi: Hz. Ebû Hureyre ra
5. Kul hakikat-I imanı hak etmez. Allah için gazab etmedikçe ve Allah için razı olmadıkça. Bunu yaptığı zaman ise imanın hakikatına muhakkak müstehak olur. "Benim dostlarım, evliyam onlardır ki, Benim zikrolunuşumla zikrolunur ve onların zikrolunuşu ile de Ben zikrolunurum."
Ravi: Hz. Amr İbni Hamid (r.a.)
6. Allah'a ve kıyamet gününe iman eden bir kadın için bir gün, bir gecelik yolu yalnız gitmesi helal olmaz. Mahremi ile beraber olmak hariç.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
7. Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir kadın için, üç günlük ve daha fazla bir yolu sefere çıkması helal olmaz. Ancak yanında babası veya oğlu veya kocası veya erkek kardeşi veya bir mahremi olması hariç.
Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
8. Bir kadın için kocası evde iken onun izni olmadan nafile oruç tutmak ve evine izinsiz adam almak helal olmaz. Kocasının emri olmadan infak ettiği şeyin yarı sevabı kocasına verilir.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
9. Bir müslümana, canının çıkmasından hoş bir şey olmadıkça (canından bezmedikçe) deccal çıkmaz.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
10. Bir adam Medine'den yüz çevirerek çıkarsa, Allah (z.c.hz.) Medine için ondan hayırlısını nasip eder. Halbuki bilselerdi Medine onlar için daha hayırlıydı.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
11. Deccal insanlarca kendinden bahsedilmekten zuhul edilmedikçe (unutulmadıkça) ve imamlar da minberlerde ondan bahsetmeyi terk etmedikçe çıkmaz.
Ravi: Hz. Saab İbni Cessame (r.a.)
12. Bir adam sadakadan bir şeyi yetmiş şeytanın dişinden kurtarmadan veremez.
Ravi: Hz. Büreyde (r.a.)
13. Cennete, hilebaz, hasis, adi adam, iyiliği başa kakan, hain ve kölesini fena kullanan kimse giremez. Cennetin kapısını çalacak olanların ilki erkek ve kadın kölelerdir. Öyle ise Allah'dan korkun, sizinle Allah arasında olan ve sizinle köleleriniz arasında olan umuru hususunuz-u güzel tutun.
Ravi: Hz. Ebû Bekir (r.a.)
lbinde Ó |
Sayfa: 486
1. Cennete, başa kakıcı, anaya-babaya asi olan, içkiye idmanlı olan, söz taşıyan, büyüye inanan giremez (Yani Cehennemde tımar görmeden.)
Ravi: Hz. Ebû Said r.a
2. Kalbinde zerre miktarı kibir olan kimse Cennete giremez. Denildi ki: "Bir adam elbisesinin ve ayakkabısının güzel olmasını severse?" Buyurdu ki, Allah güzeldir ve güzelliği sever. Kibir, Hakka razı olmamak ve halka hor bakmaktır.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
3. Cennete cevvaz (kendine yontan), katı yürekli olan, hasis, adi adam, çetin ahlaklı, pis boğaz, insanlara karşı gaddar, göbeği büyük kimse giremez.
Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Ganamı (r.a.)
4. Medine'ye deccal korkusu girmez. O günü Medine'nin yedi kapısı vardır ve her birinde de ikişer melek duracaktır.
Ravi: Hz. Ebû Bekir (r.a.)
5. Deccal Mekke ve Medine'ye giremez.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
6. Benimle evlenen veya kendisinden kız alıp verdiğim kimseler Cehenneme girmez.
Ravi: Hz Hars (r.a.)
7. Beni gören müslüman ve Beni göreni gören ve Beni göreni göreni gören de Cehenneme girmez. (Ashaba tabiin ve tebal tabiin)
Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Ukbe ra.
8. Sizlerden biri evlad yetiştirmek fikrinden vazgeçmesin. Zira bir kimse öldüğü zaman onun çocuğu yoksa ismi kesilir.
Ravi: Hz. Hafsa (r.a.)
9. Kafir müslümana ve müslüman da kafire varis olamaz.
Ravi: Hz. Umame İbni Zeyd (r.a.)
10. Müslüman hristiyana varis olamaz. Meğer ki köle veya cariyesi olsun.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
11. Kaderi, duadan başka şey geri çeviremez. Ömrü de ancak iyilik artırır. Bir adam, günahı sebebile kendine isabet edecek rızkından mahrum olabilir.
Ravi: Hz. Sevban (r.a.)
12. Deniz yolculuğuna, hac ve umre yapacak kimseden ve Allah yolunda gazi olandan başkası çıkmasın. Zira denizin altında ateş ve ateşin altında da deniz vardır.
Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
13. Ehli garb (Şamlı ve mücahidler) kıyamete kadar hak üzerinde galib olurlar.
Ravi: Hz. Saad İbni ebu Vakkas (r.a.)
” < ß
Sayfa: 487
1. Kul, din kardeşinin hacetinde bulundukça, Allah da onun hacetini gözetmeye devam eder.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
2. "La ilahe illallah" sözü, Allah'ın gadabını kullarından uzaklaştırmaya devam eder, dünyaları yolunda iken dinlerindeki eksikliği görmez oluncaya kadar. O zaman yine söylerler fakat Allah (z.c.hz.) onlara "Yalan söylüyorsunuz" buyurur.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
3. İnsanlar birbirini çekememezlik yapmadıkça, hayırda devam edeceklerdir.
Ravi: Hz. Danıra İbni Saibe (r.a.)
4. Bela mü'min erkek ve kadının bedeninde malında ve evladında devam eder. Ta ki üzerinde hiç bir günah kalmadan Allah'a kavuşuncaya kadar.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Bu din kaim olarak devam eder, Kureyşten on iki halife oluncaya kadar. Sonra kıyamete yakın yalancılar peyda olur.
Ravi: Hz. Câbir ibni Semure (r.a.)
6. Bu din Kureyşten on iki halife gelip gidinceye kadar kaim olarak devam eder. Her birinde ümmet birleşmiş vaziyettedir. Ondan sonra ise herc-ü-merc başlar.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
7. Mü'min din kardeşine hayırhahlık ettikçe, dininde genişlik bulmakta devam eder. Bundan vaz geçerse tevfikat selb olunur.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
8. Bu iş, ondan ayrılanlara rağmen muzaffer olarak devam edecektir. Muhaliflerin ve ayrılanların ona zararı olmaz, taki Kureyşten on iki halife gelene kadar.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
9. Malı çalınan adam, günahı olmıyan bir kimseye suizanna devam eder, o derecede k,I bu hırsızın günahını geçer.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
10. Ümmetimden bir kısmı ikindiden evvel dört rek'at namaz kılmaya devam eder, o derecede ki, Allah onlara mutlaka mağfiret eder.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
11. Sizlerden biri namazı beklediği müddetçe namazda olmakta devam eder. Ve melaike de sizden birine mescidde olduğu sürece şöyle: "Allah'ım onu affet, Allah'ın ona merhamet et." Diye dua etmekte devam eder, dünya kelamı söylemedikçe.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
12. İş günden güne şiddetini artırır ve dünya da ancak gerilemeyi artırır. İnsanlarında ancak hasisliği artar. Kıyamette ancak şerliler üzerine kopar. Benden sonra Meryem oğlu İsa (a.s) dan başka nübüvvet mertebesinde kimse gelmeyecektir.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
E° X ó
Sayfa: 488
1. Zina yapan kimse, zina ederken mü'min değildir. Şarap için de içerken mü'min değildir. Hırsızlık yapan da hırsızlık yaparken mü'min değildir, yağmacılık yapan bir mevki sahibi kimse de yağmacılık yaparken mü'min değildir. Öyle bir yağmacılık ki; o adamın cür'etine hayretten dolayı insanların gözü ona dikilir. (Müslimin Ebu Hureyre (r.a)dan rivayetinde "sizden hiç biriniz ganimetten bir şey çaldığında mü'min değildir. Aman sakının sakının" ibaresi ilavesi vardır)
Ravi: Hz. Abdullah İbni Evfa r.a
2. Bir kul abdesti layıkı ile alırsa, Allah onun gelmiş geçmiş günahlarının mağfiret eder.
Ravi: Hz. Osman (r.a.)
3. Kulun imanı, kalbi doğrulmadan ve kalbi de dili doğrulmadan doğrulmaz ve komşusu zulmünden emin olmadan da Cennete giremez.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
4. On ve daha fazla kişiye amir olan kimse kıyamet gününde eli boynuna bağlı olarak gelir. İyi yaptığı tahakkuk ederse kelepçe çözülür. Kötü ise bağ üzerine bağ artırılır.
Ravi: Hz. Abdullah İbni Büreyde (r.a.)
5. İnsan sırt üstü yatıp ta, dizini büküp yağını ayak üzere koymasın.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
6. Sizden biri sırt üstü yatıp ta ayağını ayak üzere atmasın.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
7. Benim bu mescidimde bir adam, ezanı işitip de sonra hacetsiz olarak çıkar namaza da dönmezse o münafıktır.
Ravi: Hz: Ebu Hureyre (r.a.)
8. Kur'an en tatlı olarak, Allah azze ve celleden haşyet duyan adamdan dinlenir.
Ravi: Hz. Tagus (r.a.)
9. Yatsı ve sabah namazına münafık devam edemez.
Ravi: Hz. Abdullah İbni Enes (r.a.)
10. Ümmetimden bir adam Medine'nin sıkıntısına sabrederse, kıyamette ona şahit ve şefaatçi olaram.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
11. Biriniz omuzunda bir şey olmadan tek (izar) elbise ile namaz kılmasın. (Tek bir alt örtü, peştemal ile)
Ravi: Hz. Ebû Hureyre r.a
erham{ $ §
Sayfa: 489
1. Bir kul Allah yolunda oruç tutarsa, o gün sebebile Allah onun yüzünü Cehennemden yetmiş yıllık yere uzaklaştırır. (azada oruç)
Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
2. Bir mü'min kula, yorgunluk, ağrı, kaygı, hüzün, gam, eza isabet etse, hatta ayağına diken batsa, bunları Allah onun günahlarına kefaret kılar.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
3. Bir Adem oğluna isabet eden ağaç sıyrıntısı, ayak kayması veya damar sıyrıntısı ancak bir günahı sebebiledir. Allah'ın affettiği ise daha çoktur. (Yani musibetler günahsız olmaz)
Ravi: Hz. Ebû Hureyre r.a
4. Hastayı üç günden evvel yoklamak lazım gelmez.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Adamın itikadını anlamadan müslümanlığı hoşunuza gidip kara vermeyin.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
6. Kulağı önden, arkadan kesilmiş uzunluğuna yarılmış, delinmiş veya gözü kör hayvan kurban olmaz.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
7. Hayız ve cünüb kadın, saç diplerini yıkayabiliyorsa, saçını sökmemesi zarar vermez.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
8. Allah (z.chz) bu ümmeti yarım günden öteye geri bırakmaz. Şam bir adamın ve Ehli Beytinin sofrasını görmedikçe. Şam o adamın sofrasını gördüğünde Kostantiniyye feth olunur.
Ravi: Hz. Ebû Salebe (r.a.)
9. Erkek kadının, kadın da erkeğin artırdığı sudan yıkanmasın ve yıkandığı yerde bevl etmesin, her gün de saçını taramasın.
Ravi: Hz. Sahabeden biri.
10. Bir müslüman ağaç diker, ekin eker de ondan bir insan, bir kuş veya bir mahluk yerse, bu sebeble kendisine sevap yazılır.
Ravi: Hz. Amr İbni Asi (r.a.)
11. Allah (z.c.hz.) bid'ad (itikat) taşıyan kimsenin, namazını, orucunu, sadakasını, haccını, umresini, cihadını, farzını ve nafilesini (hiç bir ibadetini) kabul etmez. Ve o kimse hamurdan kıl çıkar gibi islamiyetten çıkar.
Ravi: Hz. Huzeyfe (r.a.)
12. Bir kavim Allahı zikretmeye otururlarsa, melekler onları sarar, rahmet onları kaplar ve üzerlerine itminan gelir. Ve Allah (z.c.hz.) bu kimseleri Mele-i Alada zikreder. (Ve Zekere humullahu fi men indek)
Ravi: Hz. Ebû Hureyre r.a
13. Sizlerden biri "benim nefsim habis oldu" demesin. "Nefsim puslaştı" desin.
Ravi: Hz. Ebû Urvan İbni Sebil (r.a.)
B><ª R É
Sayfa: 490
1. Sizden biri sakın "Allah'ım dilersen beni affet, Allah'ım dilersen bana merhamet et, Allah'ım dilersen bana rızık ver". Demesin. İstediğinde azimli olsun. Zira Allah dilediğini yapar ve onu zorlayacak ta yoktur.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
2. Sizden biri sakın "Benim kulum, benim cariyem" demesin. Hepiniz Allah'ın kullarısınız. Sizin kadınlarınızın hepsi de Allah'ın cariyeleridir. Lakin "kölem, cariyem, gencim ve genç kızım" desin.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
3. Sizden biri "Benim kulum, benim cariyem" demesin, köle de "Rabbım hanım Rabbım" demesin, Malik "yiğidim, genç kızım", köle de "efendim, hanım efendim" desin. Zira siz memluklarsınız. Rab ise Allah azze ve Celledir.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
4. Sizlerden biri meclislerinde Kureyşe ayağa kalmasın. Ancak Hasan (r.a) Hüseyin (r.a) ve onların sülalesi müstesna.
Ravi: Hz. Eban (r.a.)
5. Adam meclisinde ayağa kalkmasın. Lakin adam müslüman kardeşine yer açsın.
Ravi: Hz. Ebû Umame(r.a.)
6. Adam adama yerinden ayağa kalkmasın. Lakin adam müslüman kardeşine yer açsın.
Ravi: Hz. Ebû Bekre (r.a.)
7. Sizden birine, halktan korkması, işittiği veya gördüğü bir hakikatı söylemeye mani olmasın.
Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
8. Bilal'in ezanı da, ince uzun devam eden fecri kazib de sahurunuza mani olmasın. Lakin ufuktaki fecri sadık hariç.
Ravi: Hz. Cündeb (r.a.)
9. Sizlerden birini sail bir şey istediği zaman onun yerine Cehenneme ya bir yahudiyi veya bir nasraniyi atar.
Ravi: Hz. Ebû Mûsa (r.a.)
10. Müslüman bir adam ölünce Allah (z.c.hz.) onun yerine Cehenneme ya bir yahudiyi veya bir nasraniyi atar.
Ravi: Hz. Ebû Mûsa (r.a.)
11. Memleketlerden bir beldede ashabımdan biri ölürse, o onlar için nur olur ve Allah kıyamet gününde kendisini o belde ahalisine seyyid kılar.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
12. Bir mislümanın üç çocuğu ölsün de Cehenneme girsin bu olmaz. Ancak yemin yerini bulsun için başka.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
13. Sizlerden biri sakın Allah (z.c.hz.)a hüsnü zan ediyor olmaktan başka türlü ölmesin.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
z£ K À
Sayfa: 491
1. Sizlerden biri, Allah (z.c.hz.) ne zannını güzelleştirmeden ölmesin. Zira Cennetin bedeli Allah'a hüsnü zandır.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
2. Allah'a masiyette, sıla-I rahmi kesmekte ve malik olmadığın şeyde sana yemin ve nezir yoktur.
Ravi: Hz. Ömer (r.a.)
3. Babasının yemini yanında çocuğun yemini yok, kocasını yeminine karşı kadının yemini yoktur. Sahibinin yemini yanında kölenin yemini yoktur. Sıla-I rahmin kesilmesinde yemin yoktur. Masiyette nezir yoktur. Nikahtan önce talak yoktur. Sahib olmadan evvel azad yoktur. Akşama kadar susmak şeklinde de oruç yoktur. İftar etmeden peşi sıra oruç yoktur. Büluğa erdikten sonra yetimlik yoktur. Süt kesmeden sonra süt kardeşliği yoktur. Hicretten sonra badiyede kalmak yoktur. Fetihten sonra hicret mükellefiyeti yoktur.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
4. Sizden biri Kur'an'ın üçte birini okumadıkça sakın uyumasın. Dediler ki: "Nasıl güç yeter?" Buyurdu ki, "Kulhuvallahu ehad, Kul euzu birabbil felak, Kul euzu birabbinnas'ı okumaya güç yetmez mi ?
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. İki yüzlü kimseye, Aziz ve Celil olan Allah'ın yanında emin olarak haşr olmak layık değildir.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
6. Alim için bilgisi üzerine sükut, cahil içinde cehli üzerine sükut caiz olmaz. Zira Allah teala şöyle buyurdu.: "Bilmiyorsan ehli zikre sorunuz."
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
7. Kendisinde şu üç haslet olmayanın "emri bil maruf ve nehyi anil münker" yapması doğru değildir: Emrettiği ve nehyetiği şeyi kendisinin tatbiki, Emrettiği ve nehyettiği şey hususunda alim olması. Nehyettiği hususta adaletli olması.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
8. Bir müslamana kendini zelil etmesi layık olmaz. Denildi ki: "Nefsi insanı nasıl zelil eder?" Buyurdu ki, gücü yetmeyecek belalara kendini atar.
Ravi: Hz. Huzeyfe (r.a.)
9. Biriniz farzdan bir şey eksik yaparsa, Allah (z.c.hz.) onu nafile namazlardan tamamlar.
Ravi: Ensardan biri
10. Bir kimse bir ses işitmedikçe veya bir koku duymadıkça namazdan ayrılmasın. (Birisi namazda insan bir şey kaçırdı gibi geliyor demişti de bu hadis varid oldu)
Ravi: Hz. Abbad İbni Temim r.a
11. Evde kab içinde idrar bırakılmasın. Zira melaike böyle odaya girmez. Ve yıkandığı yerde de küçük abdest bozulmasın.
Ravi: Hz. Abdullah İbni Yezid (r.a.)
s - Aµ ^ ı
Sayfa: 492
1. İhramdaki adam evlenmemsin, nikah yapmasın ve kadına da talib olmasın.
Ravi: Hz. Osman (r.a.)
2. Ya Ebu Bekir (r.a) Allah sana Rıdvanı Ekberi verdi. Dedi ki; "Onun Rıdvanı Ekberi nedir?" Buyurdu ki, muhakkak ki Allah halka umumi olarak tecelli edecek, sana ise hususi olarak tecelli edecektir.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
3. Ya Ebu Bekir, muhakkak Allah Adem (a.s)ı yaratmasından Beni Peygamber olarak göndermesine kadar, Bana iman edenlerin sevabını Bana verdi. Ve Allah Teala sana da ya Ebu Bekir, Benim Peygamber gönderilmemden kıyamete kadar Bana iman edenlerin sevabını verdi.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
4. Ey Ebu Bekir Allah sana "Sıddık" ismi verdi.
Ravi: Hz Umumi Hani (r.a.)
5. Ey Ebu Eyyüb, Allah ve Resulünün yapanından razı olacağı bir sadakayı sana söyleyeyim mi? İnsanların arası bozuldu mu ıslah edersin ve birbirinden uzaklaştıklarında aralarını yaklaştırırsın.
Ravi: Hz. Ebû Eyyub (r.a.)
6. Ya Ebu Eyyub, kabirlerinde azab görmekte olan yahudilerin feryadlarından benim işittiğimi sen de işitiyor musun?
Ravi: Hz. Ebû Eyyub (r.a.)
7. Ya Ebu Eyyub, sen onu İranlı diye ayıblama (Selman (r.a)ı), Eğer din Süreyya yıldızında asılı olsaydı, Faris evladından bazıları ona yetişirdi.
Ravi: Hz. Sefine (r.a.)
8. Ya Ebu Cüheyfe, geyirmeni kısa tut. Kıyamette insanların açlıkları en uzun sürecek olanları dünyada toklukları fazla olanlarıdır.
Ravi: Hz. Mikdam (r.a.)
9. Ya Ebud Derda, diğer geceleri bırakarak Cuma gecesini ihyaya ve diğer günleri bırakarak Cuma günüün oruca tahsis etme.
Ravi: Hz. Ebud Derda (r.a.)
10. Ya Ebud Derda, bedeninin senin üzerinde hakkı vardır. Ehlinin senin üzerinde hakkı vardır. Rabbının da senin üzerinde hakkı vardır. Şu halde her hak sahibinin hakkını ver. Oruç tut ve ye. Kıyam et ve uyu ve de ehline git.
Ravi: Hz. Ebû Cüheyfe (r.a.)
11. Ya Ebu Zer Ben seni zayıf görüyorum. Halbuki Ben kendim için sevdiğimi senin içinde severim. Sakın iki kişiye emir olma ve yetim malını üzerine alma.
Ravi: Hz. Ebû Zerr (r.a.)
12. Ya Ebu Zer, mescidde senin gözünde en yüksek adama bak. Dedi ki: "Baktım bir de ne göreyim üzerinde kıymetli bir elbise olan bir adam, dedim ki,u." Buyurdu ki, bir de mescidde en aşağı olan adama bak, Dedi ki; "Baktım bir de ne göreyim, üzerinde yırtık elbiseler olan bir adam, dedim ki şu." Buyurdu ki, Nefsim yed-I kudretinde Olana yemin ederim ki; kıyamet gününde Allah indinde şu yamalı adam onun gibi (güzel elbiseli olan) yer dolusu adamdan hayırlıdır.
Ravi: Hz. Ebû Zerr (r.a.)
ws-12Õ ~
Sayfa: 493
1. Ey Ebu Rezin, muhakkak ki bir müslüman bir din kardeşini ziyaret ettiğinde onun yetmiş bi melek teşyi eder ve istiğfarda bulunarak "Ya Rabbi, O senin rızan uğurunda yokladığı gibi, Sen de onu yokla" derler.
Ravi: Hz. Ebû Resin (r.a.)
2. Ey Ebu Rezin Siz ayın on dördünde mehtabı izdihamsız görmüyor musunuz? Halbuki o Allah'ın yarattıklarından bir mahluktur. Allah ise mahlukatından çok yüksektir. (Kıyamet gününde Rabbımızı görebilecek miyiz ve bunu ne ile istidlal ederiz diye sorulduğunda yukarıki hadis varid oldu)
Ravi: Hz. Ebû Rezin r.a
3. Ey Adem oğlu nimetin tamamı nedir bilir misin? Muhakkak ki, Cehennemden kurtulup Cennete girmek, tamamın nimettendir.
Ravi: Hz. Muaz (r.a.)
4. Ey Adem oğlu sen Allah'ın azabına mukavemet edemezsin. Desen olmaz mı ki: "Rabbena atina fiddünya haseneten ve filahireti haseneten ve kına azabennar."
Ravi: Hz. Hasen (r.a.)
5. Ey Adem oğlu dünyadan zaruret miktarına razı ol. Zira ölecek olana bu azık çoktur.
Ravi: Hz. Semure (r.a.)
6. Ey Adem oğlu ne yapacaksın dünya ile Helali hesap, haramı ise azabtır.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
7. Ey İbni Havale, hilafetin arzı mukaddese nazil olduğunu görürsen o vakit sarsıntılar, inkilaplar büyük işler yaklaştı emektir. Ve kıyamet o zaman benim elimin senin başına yakınlığından daha yakındır.
Ravi: Hz. İbni Havale (r.a.)
8. Ya Ektem, kavminden başkası ile gaza et. Ahlakın güzel olur, daha kerim olursun ve arkadaşlarına ikram edersin. Ya Ektem, arkadaşın hayırlısı dörtten aşağı olmayandır. Keşif kolunun hayırlısı kırk kişidir veya haddi münasibidir. Pişdarlar (öncü)dört yüz, ordunun hayırlısı dört bindir ve on iki bin kişi azlıktan dolayı yenilmez.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Ya Esma, kadın, kız baliğa oldu mu onun artık yüzü ile elinden başka yeri gözükmemek icap eder.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
10. Ya Eba Fatıma, secdeyi çok yap, Zira Allah teala secde eden müslüman yoktur ki, Allah onun derecesini yükseltmesin. Ey Ebu Fatıma, şayet Benimle buluşmak istiyorsan secdeyi çokça et. (Efendimize mülaki olmanın bir yolu da çok secde etmektir)
Ravi: Hz. Ebû Fatıma El Ezdi r.a
¡ I Â
Sayfa: 494
1. Ey Ümmü Harise, o Cennette yüksek derecelerdedir. Muhakkak ki oğlun Firdevsi Alayı buldu. Firdevs, Cennetin ortası en yüksek ve en kıymetli yeridir. Hz. Enes r.a(Bedir gazasında şehid olan oğlundan annesi haber sormuş, eğer Cennette değilse adam akıllı ağlıyayım demğş. O zaman yukariki hadis varid olmuştur.)
Ravi:
2. Ey Ümmi Rafi, namaza kalktığında Allahı on kere tesbih, Onu on kere tehlil ve Ona on kere hamd ve Onu on kere tekbir et ve Ona on kere de istiğfar et. Muhakkak ki, sen on kere tesbih ettiğin zaman Allah buyurur; "Bu benim içindir." Tehlil ettiğin zaman; "Bu benim içindir", buyurur, Hamd ettiğin zaman; "Bu benim içindir", buyurur, istiğfar ettiğin zaman ise; "Seni mutlaka mağfiret ettim" buyurur.
Ravi: Hz. Ummi Rafi (r.a.)
3. Ya Ümmi Seleme, hiç bir adam yoktur ki, kalbi Allahın parmaklarından iki parmağı (tasarrufu) arasında olmasın. O, dilediğini sabit kılar, dilediğini kaydırır.
Ravi: Hz. Ummi Seleme (r.a.)
4. Ya Ummi Ula, müjde, Müslümanın hastalığı hatalarını giderir. Ateşin altın ve gümüşün kirini gidermesi gibi.
Ravi: Hz. Ummi Ula (r.a.)
5. Ya Ummi Atiyye (kız sünnetçisi) sünnet yaptığında bu işi hafif al. Bu onların simalarına parlaklık ve kocalarının daha ziyade haz duymalarına sebeb olur.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
6. Ey Ümmi Kays, Bu Kabristan görüyor musun? Buradan Allah kıyamette, yüzleri ayın on dördü gibi yetmiş bin kişiyi diriltecek ve onlar hesapsız Cennete gireceklerdir. (Baki kabristan)
Ravi: Hz. Ummi Kays (r.a.)
7. Ya Enes bir şey yapacağında yedi kere Rabbın Allah (z.c.hz.) den istihare (hayır) talep et, ondan sonra gönlüne dolana bak, ne doğarsa hayır ondadır.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
8. Ya Enes, bir kimse üç gece ateşlenirse günahlarından anadan doğduğu gün gibi çıkar. On gün hastalanırsa semadan nida olunur ki, "Geçmişin af olundu, defterini yenile."
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Ya Enes bilmez misin ki din kardeşinin kalbine sevinç sokmaklığın sebebi mağfirettendir. Onun sıkıntısını atar, gamını açarsın, borcuna mühlet verir veya ödersin. Çoluğuna çocuğuna yardım edersin.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
10. Ya Enes bu gece Allah (z.c.hz.) Bana Kevser ikram etti. O Cennete bir nehirdir ki; Uzunluğu altı yüz yıllık, genişliği ise şark ile garb arası gibidir. Ondan, Benden evvel hiç bir kimse içemez. Ondan ahdini ayak altına alan, itretimi yitiren ve ehli Beytimi katl eden tadamaz.
Ravi: Hz Enes (r.a.)
11. Ey nas siz nefret ettiricilersiniz. Kim halka imam olursa hafif tutsun. Zira arkasında zaif, yaşlı ve iş sahibi olabilir.
Ravi: Hz. Ebû Mes'ud (r.a.)
Û ƒ
Sayfa: 495
1. Ey insanlar kendinizi hoş tutun. Zira iş sağır ve gaibe dua etmiyorsunuz. Siz, sizi işiten ve her yerde yakın ve beraber olan Allah'a dua ediyorsunuz.
Ravi: Hz. Ebû Mûsa (r.a.)
2. Ey insanlar, bazınız bazınızı öldürmesin, birbirinize çarpmayın ve şeytan taşlarken ufak taşlar atın.
Ravi: Hz. Ümmü Cündeb (r.a.)
3. Ey insanlar, her aileye her sene bir kurban bayramı bir de Receb ayı kurbanı vardır. (Sonradan nesh olunmuş)
Ravi: Hz. Miknet İbni Süleym (r.a.)
4. Ey insanlar selamı verin, yemek yedirin, akraba yoklayın ve gece herkes uykuda iken namaz kılın. Cennete selamla girersiniz.
Ravi: Hz. Abd İbni Humeyd (r.a.)
5. Ey insanlar, ilim kabz olunmadan ve kaldırılmadan ilime sahip olun. Öğrenenle öğreten sevapta ortaktır. Böyle olmayan insanlarda hayır yoktur.
Ravi: Hz. Ebû Ümâme (r.a.)
6. Ey insanlar haya etmiyor musunuz? Yemeyeceğiniz şeyleri topluyor, oturmayacağınız binalar yapıyor, idrak etmeyeceğiniz emeller güdüyorsunuz. Bundan utanmıyormusunuz.?
Ravi: Hz. Ummmi Velid binti Ömer (r.a.)
7. Ey insanlar, Allah'tan korkusunu kendinize re'sul mal edinirseniz rızık size sermayesiz v e ticaretsiz gelir. Sonra şu mealdeki ayeti okudu; "Kim Allah'dan korkarsa Allah ona (helal ve taata) bir çıkış yaratır ve ummadığı yerden de onu rızıklandırır."
Ravi: Hz. Muaz (r.a.)
8. Ey insanlar, Allah Teala kitabını Peygamberlerin lisanı üzere indirdi. Helalini helal, haramını haram kıldı. Peygamberlerinin lisanı üzerine indirdiği kitabında helal kıldıkları kıyamete kadar helaldir. Peygamberinin lisanı üzerine indirdiği kitabındaki haram kıldıkları da kıyamete kadar haramdır.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Ey insanlar tedavi olun. Zira Allah (z.c.hz.) hiç bir dert vermedi ki, onun şifasını da yaratmış olmasın. "Sam" hariç. Sam da ölümdür.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
10. Ey insanlar, kadınlarınızı süslenerek giyinmekten ve mescidde gururlanarak, yürümekten men ediniz. Zira beni İsrail, kadınlarının süslü elbiseler giymesi ve mescidlerde gururlanarak yürümelerine kadar lanetlenmediler.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
/B> Yš C Ø
Sayfa: 496
1. Ey Busre her hatanda Allah (z.chz)ni zirket ki, Allah seni hatanın yanında mağfiretle zikretsin. Kocana itaat et, bu sana dünya ve ahiret hayrı olarak kafidir. Ana-babana iyilik et ki evinin hayrı çok olsun.
Ravi: Hz. Busre ra.
2. Ey Abdülmuttalib oğulları, size bir bela, hüzün, meşakkat veya bir sıkıntı gelirse "Allah, Allahu Rabbuna la şerikeleh" deyin.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
3. Ey Abdulmuttalib oğulları, kalkanınıza sahib olun. Yemek yedirin, hoş sözlü olun. Ey Abdulmuttalip oğulları yemek yedirin. Kelamı güzel edin.
Ravi: Hz. Hasan (r.a.)
4. Ey Hubeyd her ne zaman günah işlersen hemen tevbe et. Dedi ki; "Ya Resullallah o zaman günahlarım çoğalır." Buyurdu ki, Allah'ın affı senin günahlarından daha çoktur ey Hubeyd ibni Haris.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
5. Ey Cabir, Kur'anda nazil olan surenin hayırlısını sana haber vereyim mi? Bu "Fatiha-tül kitab" dır. Onda he derde şifa vardır.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
6. Ey Harmele oğlu Hazım. "La havle vela kuvvete illa billih" sözünü çok söyle. Zira bu Cennet hazinelerinden bir hazinedir.
Ravi: Hz. Hazım (r.a.)
7. Ya Hasan, müşrikleri hicvet, Cebrail (a.s) seninle beraberdir. Ashabım silahla harb ederken sende dilinle harb et.
Ravi: Hz. Hasan İbni Sabit (r.a.)
8. Ya Halid, Eshabı Bedirden bir adama nasıl söz söylüyorsun? Eğer sen Uhud dağı kadar altını infak etsen, onun yaptığını yapamazsın, onun derecesini bulamazsın.
Ravi: Hz. Abdullah İbni Evfe (r.a.)
9. Ya Habis sığınanların sığındıklarının en efdalini sana haber vereyim mi? "Kul euzu bi Rabbil felak ve kul euzu bi Rabbin nas" işte bu ikisi muavizeteyn'dir.
Ravi: Hz. İbni Abbas el Cuheni (r.a.)
10. Ey Hasan, Allah'ın Resulü adına cevap ver. Allah'ım onu Ruhul Kudüsle teyid et.
Ravi: Hz. Hasan (r.a.)
11. Ya Hafsa, çok sözden sakın, zira zikrullahsız çok söz kalbi öldürür. Ve Allah'ı çok zikreden sözde kalbi ihya eder.
Ravi: Hz. Hafza (r.a.)
12. Ya Hakim, kesbin en helali o uğurda şu ikisinin yürümesi (yanu iki ayağın) şu ikisinin işlemesi (iki elin) ve şunun (alnının) terlemesi ile elde edilendir.
Ravi: Hz. Hakim İbni Hisan (r.a.)
13. Ya Hamza, bu dünya tatlı bir yeşilliktir. Kim onu hakkı ile alırsa kendisine mübarek olur. Allah'ın malına ve Resulünün malına dalan niceleri vardır ki onun hakkı ateştir.
Ravi: Hz. Hamzanın hanımı Havie (r.a.)
" SIZE=Å n í
Sayfa: 497
1. Ey Hümran, bir kimse birisine ateş verirse, bu ateşin pişirdiğinin hepsini sadaka etmiş gibidir. Kim bir tuz verirse sanki o tuzla yapılan yemeği sadaka etmiş gibidir. Kim de bir müslümana su olan yerde bir içimlik su verirse bir köle azad etmiş gibidir. Su olmayan yerde bir içimlik su verirse sanki bir insanı ihya etmiş gibi olur.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
2. Ya Halid, muhakkak ki Benden sonra, yakın hadiseler, fitneler, ayrılık ve ihtilaflar olur. bunlar olduğu zaman Allah'ın katil kulu olmaktansa, elinden gelirse maktul kulu olur.
Ravi: Hz. Halid İbni Urfuta (r.a.)
3. Ya Zübeyr, Rızık kapısı Arş-Aladan yerin dibine kadar açıktır. Allah (z.c.hz.) her kulu himmetine ve hacetine göre rızıklandırır.
Ravi: Hz. Zubeyr (r.a.)
4. Ey Selman, Her yenen ve içilen şeyin içine kanı olmıyan hayvan düşerse, böyle şey yenir, içilir. Onunla abdest te alınır.
Ravi: Hz. Selman (r.a.)
5. Ya Selman, Bana secde etme. Ben ölürsem kabrime mi secde edeceksin ne dersin? Bana secde etme. Ölmeyen Allah (z.c.hz.) ne secde et.
Ravi: Hz. Selman (r.a.)
6. Ya Selman, ibtilaya uğrıyan kimsenin duası makbuldür. Öyleyse dua et, duadan da istediğini dile sen dua et, Ben "amin" diyeyim.
Ravi: Hz. Selman (r.a.)
7. Ya Selman, Bana buğz etme dininden ayrılırsın. Sordu ki: "Ya Resulallah Sana nasıl buğz edebilirim?" Buyurdu ki, araba buğz edersen Bana buğz etmiş olursun.
Ravi: Hz. Selman (r.a.)
8. Ya Abbas, şu üç şeyi senin kavmin terketmez. Nesebi ta'n etmek, cenazede merasimle ağlamak, yağmuru yıldızlara isnad etmek.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
9. Ya Abbas sen Benim amcamsın, babamın yarısısın. Ehli Beytimin de hayırlısısın. Benden sonra geri kalanlar içinde sene yüz otuz beş olunca senin evlatların halife olurlar. Saffah onlardandır. Mansur onlardandır. Mehdi onlardandır.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
10. Ya Ubade, fakirken de, zenginken de, neş'eli iken de, üzüntülü iken de, emirler sana dünyayı verse de, malını yeseler de, sırtına vursalar da, dinle ve itaat et. Masiyet hariç.
Ravi: Hz. Ubâde (r.a.)
şun˜ A Ú
Sayfa: 498
1. Ya Abbas, bu işi Allah Benimle başlattı. Senin sülalenden biri ile bitirecek. O delikanlı dünyayı, evvelce zulümle dolduğu gibi, tekrar adaletle dolduracak ve o İsa (a.s)la namaz kılacak.
Ravi: Hz. Ammr İbni Yaser (r.a.)
2. Ya Abdullah, filanca gibi olma. O gece kalkardı. Sonra gece namazını terketti.
Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
3. Ya Abdurrahman İbni Semure, beylik isteme. O sana istemen üzere verilirse onunla bırakılırsın. (Allah sana sahip olmaz) Eğer istemeden o sana verilirse o hususta yardım görürsün. Bir şeye yemin eder de ondan daha hayırlısını bulursan o hayırlı işi yap ve yeminine kefaret ver.
Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Semure (r.a.)
4. Ya Osman, Allah Beni ruhbaniyetle baas etmedi. Allah indinde dinin hayırlısı kolay tevhid yoludur.
Ravi: Hz. Ebû Klade (r.a.)
5. Ya Osman muhakkak ki Allah (z.c.hz.) bize ruhbaniyete edel kolay ve Hakka temayül dinini ve bu şerefli yerde (minadan Arafat'a kadar) tekbiri buyurdu. Eğer sen de Bizdensen Bizim yaptığımızı yap. (Şiddet gösterme)
Ravi: Hz. Ebû Umeyye r.a
6. Ya Osman sana teşbir ederim. Şu Cibril (a.s)dır. Allah'dan Bana haber veriyor ki, hiç bir mü'min yoktur ki, arka arkaya üç kere aksırsın da onun kalbinde iman sahib olmasın.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
7. Ya Osman, Allah (z.c.hz.) sana bir gömlek giydirecek, münafıklar çıkartmak isterlerse Bana mülaki oluncaya kadar onu sakın çıkartma.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
8. Ya Osman (ra) Benden sonra sana hilafet verilecek. Münafıkların lafına bakıp ta onu çıkartma ve o gün oruçlu ol. Benim yanımda iftar edersin.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Ya Ali (r.a), Benimle sade Peygamberlikte rakip olamazsın. Benden sonraasla nübüvvet yoktur. Halka yedi cihetten rekabet edersin ki, bu hususta Kureyşten hiç bir kimse seninle boy ölçüşemez. Sen onların Allaha ilk iman edenisin. Allahın ahdine onların en vefalısısın. Allahın emri hususunda onların en kavisisin. Onların müsavaat üzere en iyi taksim edenisin. Onların. Raiye üzerinde en ziyade adelet edenisin. Onların emri kazayı en ziyade görüp seçenisin ve onların Allah indinde en ziyade meziyeti olanısın.
Ravi: Hz. Muaz (r.a.)
10. Ya Ali (a.s) İslam çıplaktır. Elbisesi takva ve daha kıymetli elbisesi de hidayettir. Ziyneti haya, direği vera, kıvamı salih amel ve islamın esası da Bana ve Ehli muhabbettir.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
11. Ya Ali (r.a) sana bir dua öğreteyim ki, onunla dua ettiğinde, zerreler adedince günahın olsa mağfiret olursun: "Allahümme la ilahe entel halimül hakim, tebarek te Subhaneke Rabbül-Arşil azim."
Ravi: Hz. Amr İbni Murre (r.a.)
adaÜ „
Sayfa: 499
1. Ya Ali (r.a) razı olmaz mısın Benim nezdimde Hz. Musa (a.s)ın yanındaki Harun (a.s)ın mevkiinde olasın? Yalnız Benden sonra Peygamberlik yoktur.
Ravi: Hz. Saad (r.a.)
2. Ya Alı (r.a), istihare eden mahrum olmadı, istişare eden de pişman olmadı. Ya Ali (r.a) yolculuğa seherde çıkmaya bak. Zira geceleyin gündüze göre daha iyi yol kat'edilir. Ya Ali (r.a), Bismillah ile erken yolculuğa çıkmaya bak. Muhakkak ki, Allah erken vakitleri ümmetime bereketli kılmıştır.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
3. Ya Ali (a.s), tırnak kesmek, koltuk, kasık temizlemek perşembedendir. Cuma günü de kokulanır ve yeni elbise giyersin.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
4. Ya Ammar (r.a), Allah (z.c.hz.)nin bir meleği vardır ki, ona bütün mahlukatın söylediğini dinlemek kabiliyetini vermiştir. Ben ölünce kıyamete kadar o kabrimde durur ve ümmetimden bir kimse Bana ne zaman salat getirse onu ismi ve baba ismi ile Bana bildirir de, der ki: "Ya Muhammed (s.a.v) falan sana şöyle şöyle salat eyledi." Bunun üzerine Rab, bu adama her bir salatına karşılık on salat eder.
Ravi: Hz. Ammar (r.a.)
5. Ya Amca (Hz. Abbas r.a) muhakkak ki Allah (z.c.hz) Beni ins ve cinden korudu.
Ravi: Hz. Abbas (r.a.)
6. Ya Aişe (r.a) kavminin küfürden kurtulmaları yeni olmasaydı, Kabeyi yıkardım ve halkın bir taraftan girip diğer taraftan çıkacağı şekilde ona iki kapı yapardım.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
7. Ya Aişe( r.a) Hayberde yediğim yemeğin elemini halen duyuyorum. Bu sıra, bu zehirden dolayı şah damarımın koptuğu sıradır.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
8. Ya Aişe (r.a) ne zaman kötü söylediğimi gördün. Muhakkak ki kıyamet gününde, Allah yanında menzile, itibari ile insanların en şerlisi, şerrinden korktukları için, insanların kendisini terk ettikleri kimsedir. (Kapıya gelen bir adam için "ne kötü adam" buyurduktan sonra içeri girince ona iyi muamele ettiğini gören Hz. Aişe'nin "Ya Resulallah, şimdi de böyle muamele ettin" demesi üzerine yukarıdaki hadis varid olmuştur.
Ravi: Hz. Âişe r.a
9. Ya (Aişe r.a) Allah refiktir (müsamaha edicidir) her işti rıfkı sever.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
10. Ya Aişe (r.a) kıyamet gününde insanların en şiddetli azab görecek olanı, Cenabı Hakkın yaradışını taklid edenlerdir. (Canlı resmi ve heykeli yapanlar)
Ravi: Hz. Âişe r.a
11. Ya Aişe (r.a) Allah (z.c.hz.) güzeldir, güzelliği sever. Bir adam ihvanına çıktığı zaman vakar ve behçet ile çıksın.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
12. Ya Aişe (r.a) Allah (z.chz) Beni Cennette Meryem binti İmran ve Asiye binti Muzahim ile tezvic buyurdu.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
adaÜ „
Sayfa: 500
1. Ya Aişe (r.a) ateşten, velev bir hurma parçası ile olsun, siperlen. Zira o tok kimseye yaradığı kadar aça da yarar.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
2. Ya Aişe (r.a) dinlerini tefrikaya verip, bölük olanlar, bunlar bu ümmetin bid'at ehlidir. Ehli heva ve ehli delalettir. Ya Aişe, muhakkak ki her günah sahibi için tevbe vardır. Ancak heva ve bid'at ashabı hariç. Ben onlardan beriyim, onlar da Benden beridir.
Ravi: Hz. Ömer (r.a.)
3. Ya Aişe (r.a) kul bir secde ederse, Allah (z.c.hz) o secde yerini yedi kat yere kadar tahir eder.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
4. Ya Aişe (r.a)bu iki elbiseyi yıka. Bilmez misin elbise tesbih eder ve kirlenince tesbihi kesilir.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
5. Ya Aişe (r.a) yazık yine yazık o kimseye ki, bu yüze bakmaktan mahrum oldu. Mü'min olsun, kafir olsun hiç kimse yoktur ki, Benim yüzüme bakmaktan memnun olacak olmasın.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
6. Ya Aişe (r.a) bilmez misin ki, Bizim cesedlerimiz ehli Cennet ruhları üzerinde biter ve o bedenlerden çıkan bir şeyi arz yutar.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
7. Ya Aişe (r.a) biliyor musun Allah (z.c.hz.) kendisi ile dua edildiği zaman kabul edeceği ismi Azamı Bana bildirdi. Dedi ki; "Onu bana da öğret" Buyurdu ki, o sana gerekmez ya Aişe (r.a)
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
8. Ya Aişe (r.a) Bana rıfk ile muamele yap, zira Allah bir ev halkına iyilik murat ettiğinde onlara rıfk kapısını gösterir.
Ravi: Hz. Ata İbni Yesar (r.a.)
9. Ya Aişe (r.a) kim sana sen istemeksizin bir hediye verirse onu kabul et. Zira o Allah'ın sana sunduğu bir rızıktır.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
10. Ya Aişe (r.a) sana Allah'ın takvası ve rıfk gerekir. Zira herhangi bir şeyde rıfk olursa onu ancak, ziynetlendirmiş olur. Bir şeyde de rıfk olmazsa onu çirkinleştirir.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
11. Ya Fatma (r.a) kalk kurbanının yanında hazır bulun. Zira damlayan ilk damla ile işlemiş olduğun her günah af olunur. Ve şöyle söyle "İnne salatî ve nüsukî ve mahyâye ve memâtî Lillahi Rabbil alemîn. Lâ şerikeleh ve bi zâlike ümirtü ve ene evvelül-müslimîn" (Benim namazım vesair ibadetim, dinim, hayatım ve ölümüm Rabbil Alemin olan Allah içindir. Onun şeriki yoktur. Ben bu tevhid ile emrolundum ben müslümanlardanım) Denildi ki; "Ya Resulallah, bu Sana ve ehli Beytine mi mahsustur?" Buyurdu ki, hayır bilakis bütün müslümanlara aittir.
Ravi: Hz. Umran İbni Hüseyin (r.a.)
Sayfa: 501
1. Ya Fatıma (r.a.) senin hoşuna gider mi? Halkın "Hz. Muhammed (s.a.v) in kızı Fatıma (r.a.)'ın elinde ateşten zincirler var" demesi?
Ravi: Hz. Sevban (r.a.)
2. Ya Fatıma (r.a.) Allah (z.c.hz.) senin gazabın için gazab eder, senin rızan için razı olur.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
3. Ya nahif, akrabanı yokla ki, ömrün uzun olur. Marufu yap ki, evinin hayrı çok olur. Her taş ve toprak yanında Allah'ı zikret ki, kıyamet günü Ben sana şahid olayım. (Her yer ve her adımda zikret)
Ravi: Hz. Nahif İbni Yezid (r.a.)
4. Ya Muaz (r.a) Vallahi Ben seni seviyorum. Sana tavsiye ediyorum Ya Muaz, her namazdan sonra şöyle söylemeyi sakın bırakma: "Allahümme e'innî alâ zikrike ve şükrike ve hüsnü ibâdetike." (Ve her abdestte mazmaza esnasında söylemek)
Ravi: Hz. Muaz ibni Cebel (r.a.)
5. Ya Muaz (r.a.) hiç şüphe yok ki mü'mini Kur'an, hevasının çoğundan men eder.
Ravi: Hz. Muaz (r.a.)
6. Ya Muaz (r.a.), Allah'ın senin elinde ehli şirkten bir adamı hidayete sevk etmesi, senin bir çok kızıl develere malik olmandan hayırlıdır.
Ravi: Hz. Muaz (r.a.)
7. Ya Muaz (r.a.) her gün ne kadar zikredersin? On bin kadar zikrediyor musun? Ben sana bir takım kelimeler göstereyim mi ki onlar sana hem kolay, hem de on bin ve on binden daha büyüktür. Bu: "Lâ ilâhe illallâhü adede kelimâtihi, Lâ ilâhe illallâhü adede halkıhi, Lâ ilâhe illallâhü zinete arşihi, Lâ ilâhe illallâhü melee semavâtihi, Lâ ilâhe illallâhü mislü zalike meahü, velhamdülillahi mislü zalike meahü, la yuhsîhi melekün velâ ğayruhu." Söylemendir ki, bunun ecrini ne melek, ne de başka bir mahluk sayamaz.
Ravi: Hz. Ebû Şibl (r.a.)
8. Ey tüccar cemaati, muhakkak ki tacirler kıyamet günü füccar olarak baas olunurlar. Allah'tan ittika eden, iyilikte bulunan ve sadık olan hariç.
Ravi: Hz. Bera (r.a.)
9. Ey kadınlar topluluğu, sadaka veriniz. Ziynetlerinizden de olsa. Zira siz kıyamette Cehennemliklerin ekseriyetini teşkil edeceksiniz.
Ravi: Hz. Zeyneb (r.anha)
10. Ey Ensar topluluğu (tüylerinizi) kırmızı veya sarıya boyayın, ehli kitaba muhalefet edin. Don ve izar giyinin ve ehli kitaba muhalefet edin. Sakalları uzatın ehli kitaba muhalefet edin.
Ravi: Hz. Ebû Ümâme (r.a.)
e¨ P Ë
Sayfa: 502
1. Ey tüccar cemaati, bu alış verişe manasız söz ve yemin karışır, muamelenize sadaka da girsin.
Ravi: Hz. Kays İbni Ebu Gazve (r.a.)
2. Ey delikanlılar topluluğu, sizden kim evlenmek elinden geliyorsa evlensin. Zira bu, gözü haramdan korur ve ırz için de en iyi muhafazadır. Kimin de gücü yetmezse oruç tutsun. Zira bu onun için enemedir.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
3. Ey mü'minlerin kadınları, tehlil, tesbih ve takdis'e devam edin. Gaflet etmeyin ki rahmeti unutursunuz. Parmaklarınızla sayın. Bunlar sorguya çekileceklerdir ve tesbihe şehadet edeceklerdir.
Ravi: Hz. Hani İbni Osman (r.a.)
4. Ey kara haberciler, ey kara haberciler, ey kara haberciler. Sizin üzerinize korktuğum şeylerin en korkuncu riya ve gizli şehvettir.
Ravi: Hz. Abdullah İbni Zeyd (r.a.)
5. Ya Vabisa, geldin Bana iyilik ve günahtan soruyorsun. Neyi yapmandan için rahat oluyorsa o iyidir. Ne ki nefsinde tereddüt ve ihtilaç uyandırıyor o günahtır; sana insanlar fetva verse de.
Ravi: Hz. Vabisa (r.a.)
6. Ya Vasiba (r.a.), kalbinden fetva al. İyilik, kalbin mutmain olduğu ve nefsin itminan bulduğu şeydir. Günah ise, nefsini tırmalayan ve kalbe tereddüd uyandıran şeydir. İnsanlar sana fetva verse de "o doğrudur" deseler de.
Ravi: Hz. Vabisa (r.a.)
7. Ey yahudi, insan hepsinden, her ikisinin menisinden yaratılır. Erkek menisi kalındır. Ondan kemik ve sinir yaratılır. Kadının mutfesi ince nutfedir. Ondan et ve kan yaratılır.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.a.)
8. Adam keşke doğduğu yerin dışında, garib olarak ölseydi. Zira bir adam garib ölürse, o öldüğü yerle memleketi arasındaki mesafe Cennette ölçülür. (Kendine ona göre yer verilir.)
Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
9. İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, adam malın kendisine nereden geldiğine, helaldan mı, haramdan mı geldiğine aldırmayacak.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
10. İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, ümmetim ihtilafı sırasında Benim sünnetime tutunan eliyle ateş tutan bir kimse gibi olacaktır.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
11. İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki, onların yüzleri insan yüzü, kalbleri şeytan kalbidir. Kan dökücülerdir. Çirkin hareketlerden kaçmazlar. Eğer sen onlara tabi olursan seni gözetirler. Eğer onlara güvenirsen sana ihanet ederler. Onların çocukları ahlaksız, gençleri arsız olur. Yaşlıları ise marufu emretmez, münkeri nehyetmez olur. Sünnet aralarında bid'at, bid'at ise aralarında sünnet gibidir. İdarecileri sapıktır. İşte bu zamanda Allah onlara şerlilerini musallat kılar. Hayırlıları dua eder, fakat duaları kabul olmaz.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
iá ‰
Sayfa: 503
1. İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki, yanında altın ve gümüşü olmayan rahat etmez.
Ravi: Hz. Mikdam (r.a.)
2. İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, mü'min o zaman müminlere dua edecek te Allah (z.c.hz.) şöyle buyuracak: "Kendi nefsine dua et sana icabet edeyim, umuma gelince Ben onlara gazablıyım."
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
3. Sizin üzerinize bir zaman gelir ki, boğulmaya maruz adam gibi dua etmeyen yakayı kurtaramaz.
Ravi: Hz. Huzeyfe (r.a.)
4. İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki, Camilerde halka halinde toplanırlar, gayeleri dünyevi olur. Allah'ın onlara ihtiyacı yoktur. Bunların arasına girmeyin.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
5. İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki o zamanki halkın efdali "hafifül haz" olanıdır. Denildi ki; "Ya Resulallah hafifül haz nedir?" Buyurdu ki, çoluk çocuğu az olanlardır.
Ravi: Hz. Huzeyfe (r.a.)
6. İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki, bir saat düşünürlerde kendilerine namaz kıldıracak imam bulamazlar.
Ravi: Hz. Selame binti Hür (r.a.)
7. İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki, o zaman da onlar riba yerler, yemeyene de tozu bulaşır.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
8. İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki, zenginler tenezzüh için, orta halliler ticaret için, onların kur'aları riya ve gösteriş için, fakirler ise dilenmek için hac ederler.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Ümmetim üzerine bir zaman gelir ki fukaha bir birini çekemez. Tekelerin birbirlerini kıskandığı gibi, birbirlerini kıskanırlar.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
10. Sizin üzerinize bir zaman gelir ki, adam acizlikle facirlik arasında muhayyer kalır. Kim bu zamana ulaşırsa aczi, fücura tercih etsin.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
11. İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki, adamın imanı soyulur da haberi olmaz. Halbuki o gömleğinin soyulduğu gibi soyulmuştur.
Ravi: Hz. Ebud Derda (r.a.)
12. İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki onda ulema, köpekler öldürülür gibi öldürülür. Keşke o zaman ulema birlik olsaydı.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
erin— @ Û
Sayfa: 504
1. İnsanlar üzerine bir zaman gelecek ki, şimdi sizin aranızda münafığın gizlendiği gibi, mü'min gizlenecek.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
2. İnsanlar üzerine bir zaman gelecek, adam bir kavmin içinde oturacak ta kendisini dile alacaklar korkusu ile kalkamayacak.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
3. İnsanlar üzerine bir zaman gelecek ki, onların hepsi Kur'an okur, ibadete çalışırlar ve ehli bid'atle de meşgul olurlar. Lakin bilmedikleri cihetten müşrik olurlar ve okumalarına ve ilimlerine bedel rızık alırlar ve dünyayı din karşılığında yerler. İşte bunlar, kör deccalin avanesi olacaklardır.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
4. İnsanlar üzerine bir zaman gelecek, şeytanlar onların evlatlarına ortak olacaklar. Denildi ki; "Bu da olacak mı ya Resulallah?" Buyurdu ki, evet. Dediler ki: "Bizim evlatlarımızı onların evladından nasıl ayırdedeceğiz?" Buyurdu ki: "Haya ve merhamet azlığından anlaşılacak.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. İnsanlar üzerine bir zaman gelecek, uleması da hukeması da fitne olacak. Mescitler ve kurra çoğalacak ama hiç alim bulunmayacak, tek tük ulema kalacak.
Ravi: Hz. Behz (r.a.)
6. İnsanlar üzerine bir zaman gelecek, günaha girmeksizin aralarında geçinmeye kuvvet bulunamayacak. Öyle ki, adam yalan söyleyecek ve yemin de edecek. Bu zaman gelince kaçın. Denildi ki: "Nereye kaçalım?" Buyurdu ki: "Allah'a, Kitabına ve Peygamberin sünnetine kaçın."
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
7. İnsanlar üzerine bir zaman gelecek, kaygıları kursakları, şerefleri malları, kıbleleri kadınları olacak. Dinleri de altın ve gümüşleri olacaktır. Bunlar halkın şerlileridir ve Allah yanında onların nasibi yoktur.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
8. Kıyamet günü, taleb-i ilmin mürekkebi ile şehidin kanı getirilir ve tartılır. Bu bunun üzerine öteki de ona üstün gelmez.
Ravi: Hz. Ukbe İbni Amr (r.a.)
9. Vali getirilir, sıratın üzerinde durdurulup öyle bir sallanır ki, onun her uzvu yerinden ayrılır. Eğer adil ise uzuvlar birleşir ve geçip kurtulur. Eğer zalim ise yetmiş yıl ateşe aşağı gider.
Ravi: Hz. Bişr İbni Asm (r.a.)
O– > İ
Sayfa: 505
1. Adalet sahibi kadı, kıyamet günü getirilir, şiddetli bir hesapla karşılaşır ve temenni eder ki: "Keşke iki kişi arasında bir hurma davası fasl etmeseydi."
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
2. Kıyamet günü bir adam mizana getirilir. Sonra doksan dokuz sicil defteri getirilir ki, onlardan her sicil göz alasıya günahla doludur. Mizanın bir gözüne bunlar konur, sonra onun için bunun gibi bir kağıt çıkarılır. Baş parmağı ile diğer parmağının yarısı üzerinde onu tutar. Onda "Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlühû" vardır. O diğer kefeye konulur da bu bütün hata ve günahlarını bastırır.
Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
3. Kıyamet günü ümmetimden bir adam divana getirilir ki, kendisi için Cenneti hak edecek sevabı bulunmaz. Allah (z.c.hz.) buyurur ki; "Onu Cennete sokun. Zira o efradı ailesine karşı merhametli idi."
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
4. Kıyamet gününde, Adem evladından bir takım kavimler getirilir ki, yanlarında dağlar gibi hasenat vardır. Bunlar Cenneti görecek gibi yaklaştığında: "Sizin orada nasibiniz yok" denilir. (İtikadları dürüst ve riayetleri halis olmadıkları için)
Ravi: Hz. Salim (r.a.)
5. Kötü ulema, kıyamet günü divana getirilirler ve Cehennem ateşine atılır ve onlardan biri Cehennemde merkebin değirmen taşı etrafında dönmesi gibi, bağırsakları ile döner. Kendisine denilir ki: "Eyvah sana, biz senin yüzünden hidayet bulduk. Nedir bu halin?" Der ki: "Ben, size men ettiğim şeyi kendim yapıyordum."
Ravi: Hz. Ebû Ümâme (r.a.)
6. Kıyamet gününde, nimetler, hasene ve seyyie ile getirilir. Allah Teala nimetlerden bir nimete şöyle buyurur: "Kulumun hasenatından hakkını al." O zaman adamda bir tek hasene kalmaz, o nimetle gider.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
7. Kıyamet günü Hacer-i Esved huzura getirilir, onun fasih bir dili olduğu halde ve o iman ile kendisini istilam edenlere şehadet eder.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
8. Adem oğlu kıyamet günü getirilir ve mizanın kefeleri önünde durdurulur. Ona bir melek tayin edilir. Eğer mizanı ağır gelirse melek mahlukatın duyacağı bir sesle şöyle nida eder: "Filan kimse bundan sonra ebedi olarak şekavete düşmeyecek bir saadetle said oldu." Eğer mizanı hafif gelirse, melek gene mahlukatın işiteceği bir sesle, şöyle nida eder: "Falan kimse bundan sonra said olmayacak bir şekavette şaki oldu"
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Ehli Cennet orada yerler içerler, fakat sümkürmek, abdeste gitmek, bevletmek olmaz. Onların yedikleri geğirti ve misk gibi bir ter şeklinde çıkar. Kendilerine tesbih ve hamd nefes gibi tabii bir şey olur.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
)
Sayfa: 506
1. Toprak insanın her şeyini yer . Yalnız kuyruk sokumundan hardal tanesi kadar bir yeri çürütmez. İşte ondan meydana gelirsiniz.
Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
2. Cemaate, onların Allah'ın kitabını en iyi okuyanı iman olur. Eğer kıraatte müsavi ise, onların sünneti en iyi bileni, sünnette müsavi ise onların hicrete önce gideni, hicrette de müsavi iseler, yaşça onların önde olanı imam olur. Misafir ev sahibine veya biri Sultana, izni olmadıkça imam olmasın ve misafir evin ihtiram mevkiine oturmasın.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
3. Ehli Cehenneme emir olunur. Saf olurlar. Onların içinden bir müslüman geçirilir. Birisi der: "Ya filan, bana şefaat etsene." O da: "Sen kimsin der. "Beni bilmiyor musun? Sen benden su istemiştin de ben sana su vermiştim." der. Bunun üzerine o adama şefaat eder. Bunun gibi birisi de: "Sen benden hediye istemiştin de bende vermiştim" der.
Ravi: Hz Enes (r.a.)
4. Cebrail (a.s.)'a emrolunur, her sabah nur deryasına iyice girer. Sonra çıkar ve iyi silkinir. Ondan yetmiş bin damla düşer ve Allah her damladan bir melek yaratır. Bunlar Beyti Mamuru ziyaret ederler, orada namaz kılarlar, sonra dilediği yere kadar giderler de tesbihlerine kıyamete kadar devam ederler.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Allah (z.c.hz.) şu topraktan ve şu haremden yetmiş bin kişi baas eder ki, onlar Cennete hesapsız girerler. Ve her biri de yetmiş bin kişiye şefaat eder. Onların yüzleri bedir gecesindeki ay gibidir. (Böylece dört milyar dokuz yüz milyon kişi Cennete hesapsız girecek.)
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.a.)
6. Alim ile abid baas olur. Abide: "Gir Cennete" denir. Alime de: "Burada dur da insanlara şefaat edersin; onların ahlakını güzel ettiğinden dolayı" denir.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
7. Cennette, Allah'ın kalmasını dilediği kadar yer boş kalır. Sonra Allah orası için ayrıca dilediğinden bir halk yaratır. (Cennet ehli yerlerine yerleştikten ve en ufağına gözünün gördüğü yer senin dendikten sonra.)
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
8. Ölüyü üç şey takib eder: Ehli iyali, malı ve ameli. İlk ikisi gelir döner, biri onunla kalır. Ehli ve malı döner, ameli kalır.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Deccala, İsfahan yahudilerinden yetmiş bin yahudi tabi olur. Hepsinin üzerlerinde taylasan vardır.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
Sayfa: 507
1. Zaman yakınlaşır ve ilim kalkar, hasislik ortaya bırakılır, fitneler zahir olur ve herc çoğalır. Denildi ki: "Herc nedir Ya Resulallah?" Buyurdu ki, katildir.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
2. Namazınızda şeytan sizinle oynar. Kim namaz kılar da tek mi çift mi kıldığını bilmezse iki secde ile secde yapsın. Zira bu ikisi namazın tamamlanmasıdır.
Ravi: Hz. Osman (r.a.)
3. Cehennem getirilir. Yetmiş bin yular ile yedilerek. Her bir yularda yetmiş bin melek onu çeker.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.a.)
4. Kıyamet gününde müslamanlardan bir cemaat dağlar gibi günahlarla gelir. Allah (z.c.hz.) onları affeder ve günahları yahudilere yüklenir.
Ravi: Hz. Ebû Mûsa (r.a.)
5. Bir cemaat gelir, sünneti öldürürler ve dine "telbis"i, halisliğini bozacak şeyleri sokarlar. Allah'ın, lanet edicilerin, meleklerin ve bütün halkın laneti onların üzerine olsun.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
6. İnsanlar, düşük çocuktan şeyhi faniye kadar, otuz üç yaşındaki oğullar olarak, Adem (a.s.) yaradılışında ve Yusuf (r.a.) güzelliğinde, Eyyüb (a.s.) ahlakında sürmeli ve süslü olarak haşrolur (Ve öyle Cennete girerler.)
Ravi: Hz. Mikdat İbni el Esved (r.a.)
7. Bu ilim, aşırı giden bid'atçların tahrifi, ihdas edicilerin isnadları ve cahillerin tevilleri ondan uzaklaştırıldığı halde, her doğruluktan sapandan korunur.
Ravi: Hz. İbrahim İbni Abdurrahman (r.a.)
8. Üç karyeyi (Allah (z.c.hz.) yeşil zebercete tebdil eder. Ve onları zifafa giren gelinler gibi tebaasına kavuşturur. Askalan, İskenderiye ve Kazvin.( Şehidler tebşir ediliyor)
Ravi: Hz. Ömer (r.a.)
9. Bir kavim, Cehennemden kokmuş olarak ve ateş kendilerini yakıp dağlamış olarak dışarı çıkar da Allah'ın Rahmeti ve şefaat edicilerin şefaati ile Cennete girerler ki, onlar orada "Cehennemlikler" diye isimlendirilir.
Ravi: Hz. Huzeyfe (r.a.)
10. Deccal çıkar ve beraberinde bir nehir ve bir de ateş hendeği bulunur. Kim onun nehrine girerse, günahı sabit olur, ecrini ise kaybeder. Kim ki ateş hendeğine girerse, ecri sabit olur, günahı ise sükut eder. Bundan sonra, işte o kıyamet saatidir.
Ravi: Hz. Huzeyfe (r.a.)
11. Şarkta başı tıraşlı bir cemaat çıkar. Onlar Kur'an'ı okurlar, hançerlerini geçmez. Onları öldürenlere ve onlar tarafından öldürülenlere ne mutlu.
Ravi: Hz. Ömer (r.a.)
12. Ahir zamanda cahil reisler topluluğu çıkar. İnsanları fitneye düşürürler, hem dalâlete düşerler, hem de dalâlete düşürürler.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
CHÏ w
Sayfa: 508
1. İçki müptelası adam kabrinden çıkar, iki gözü arasında şöyle yazılmış olur: "Allah'ın mağfiretinden mahrumdur." Riba yiyen de kabrinden iki gözü arasında: "Allah yanında hücceti yoktur" diye yazılı olarak kalkar. Muhtekir de kabrinden iki gözü arasında: "Ya kafir ateşten yerine hazırlan" diye yazılmış olarak kalkar.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
2. Deccal, Horasan denilen yerden çıkar, ona bir kavim tabi olur ki yüzleri meşin gibidir.
Ravi: Hz. Ebû Bekir (r.a.)
3. Şarkta başları tıraşlı bir kavim çıkar. Kur'an'ı dilleri ile okurlar lakin hançerelerini geçmez. Onlar dinden, okun yaydan çıktığı gibi çıkarlar.
Ravi: Hz. Sehl İbni Hüneyf (r.a.)
4. Horasandan siyah bayraklılar çıkar ve İlyaya (Kudüsü şerife) kadar önlerine bir şey tutunamaz.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Şark tarafından bir cemaat meydana gelir. Kur'an okurlar hançerelerinden aşağı geçmez. Onlardan bir taife inkıraz bulsa, diğer taife zuhur eder. Son partileri deccal ile beraber olurlar
Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
6. Şarktan bir cemaat çıkar, Mehdinin saltanatına yardım ederler.
Ravi: Hz. Abdullah İbni Amr (r.a.)
7. Ümmetimin sonunda Mehdi (a.s.) çıkar, Allah (z.c.hz.) ona rahmetini indirir. Arz ona nebatını çıkarır. Mal sahih olarak verilir ve müsavaat üzere taksim edilir. Davar çok olur. Cariyeler bile saygı görür. Yedi veya sekiz yıl yaşar. (Yedi veya sekiz rakamında ravi tereddüd etmiş.)
Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
8. Ümmetimin içinden Mehdi (a.s.) çıkar. Beş veya yedi veya dokuz (sene) kalır. (Ravi sayıda tereddüd etmiş) Sonra üzerlerine bol Rahmet gönderilir. Arz nebatatından bir şey saklamaz bitirir. Mal hakir olur. Bir adam ona gelir ve şöyle der: "Ya Mehdi bana ver, bana ver." Ona elbisesinin taşıyabileceği kadar verir.
Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
9. Bu ümmetten bir kavim çıkar ki, yanlarında sığır kuyrukları gibi kamçılar vardır. Sabah Allah'ın gadabında gider, akşam Allah'ın gadabında dönerler.
Ravi: Hz Ebu Ümame (r.a.)
10. Ehli Beytimden bir adam çıkar, ismi ismime, ahlakı ahlakıma mutabık olur. Dünyayı ahlak ve nesafetle doldurulur. Evvelce zulm ve cevr ile dolduğu gibi
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.a.)
11. Allah'ın eli müezzinin başı üstündedir, ezanını bitirinceye kadar, Sesinin uzadığı kadar da mağfiret olunur.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
12. Cennette hiç bir ev ve oda ehli kalmaz ki, bir adama şöyle demesinler: "Merhaba, merhaba, bize buyurun." İşte o adam sensin ya Ebu Bekir.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
Ó {
Sayfa: 509
1. Müslümanların fukarası, Cennete zenginlerinden beş yüz sene evvel girer. Hatta zenginlerden biri onlarla girmek ister de elinden tutulur, geri getirilir.
Ravi: Hz. Said İbni Amir (r.a.)
2. Bu kabilenin ehlinden, Cehenneme Allah'dan başkasının sayamayacağı kadar insan girer. Allah'a isyanları, Ona masiyete cüretleri ve taatına muhalefetleri sebebiyle. Bunlar Cehenneme girer de Bana şefaat etmem izni verilir. Ve Ben Allah'a ayakta iken onu sena ettiğim gibi secde ederek de sena ederim. O zaman denilir ki: "Kaldır başını, iste verilsin o, şefaat dile, şefaatin kabul olunsun."
Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
3. Ümmetimden yetmiş bin kişi Cennete hesapsız girer. Bunlar dağlanmazlar, muska yazmazlar ve şumlanmazlar, Rablerine tevekkül eden kimselerdir.
Ravi: Hz. Habbab ibni Eret (r.a.)
4. Maruf (hayır) yüz kişinin elinde dolaşır. Bunda en sonuncusunun da birincisi kadar nasibi olur.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
5. Salihler önden öne gider (ölür), Geriye arpanın, hurmanın hışırı gibi hışırı kalır. Allah (z.c.hz.) bunlara kıymet vermez
Ravi: Hz. Mirdas (r.a.)
6. Salihler birer birer ölürler. Geriye arpanın, hurmanın hışırı gibi olanlar kalır ki, Allah (z.c.hz.) bunlara kıymet vermez.
Ravi: Hz. Mirdas (r.a.)
7. Allah rahmet eyleye. Ümmetimden don giyen kadınlara, Allah rahmet eyleye, ümmetimden don giyen kadınlara. Allah ümmetimden don giyen kadınlara rahmet eylesin. Ey insanlar kendinize donlar edininiz. Bu setir hususunda en elverişlidir ve kadınlarınızı dışarı çıktıklarında bununla siyanet edin.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
8. Kıyamet gününde, Cehennemden bir boyun uzanır. Bu der ki: "Benim hakkım şu üç sınıftır; İnatçı, zalim Allah'a şirk koşanlar, haksız yere adam öldürenler."
Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
9. Allah (z.c.hz.) bu ilimle bir takım cemaati yükseltir ve onlara kılavuz ve rehber eder ve onlara hayırda uyulur. Onların asarı söylenir, ömürleri uzun olur, melaike dostluklarına heves eder ve kanatları ile onları siyanet ederler.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
10. Mü'min Cennette yetmiş iki zevce ile tezevvüc eder. Yetmişi Cennet, ikisi de dünya kadınlarındandır.
Ravi: Hz. İbni Ebu Beltea (r.a.)
.
Sayfa: 510
1. Ehli Cennetten bir adam, dört bin bakire, sekiz bin dul ve yüz huri ile tezevvüc eder. Bunlar her yedi günde bir toplanır ve mislini mahlukatın duymadığı korunmuş bir sesle şöyle derler: "Biz ebediyiz, fena bulmayız. Biz nimetlendirilmişleriz, zelil olmayız. Biz razı kimseleriz kızmayız. Biz ikamet ehliyiz, göç görmeyiz. Müjdeler olsun bizim efendimiz olana, bizim kendisinin olduğumuz kimseye."
Ravi: Hz. İbni Ebu Evfa (r.a.)
2. Müslümanlar onların silahlarının kılıflarını, yaylarını kalkanlarını, oklarını yedi sene yakacaklar. (Ye'cüc me'cüc kastediliyor.)
Ravi: Hz. Nervas (r.a.)
3. Allah (z.c.hz.) şu dört geceye hayır bezl eder. Kurban bayramı, Ramazan bayramı, Şabanın yarı gecesi ki onda eceller, rızıklar yazılır ve hacda yazılır. Bir de arefe gecesi, Ezana kadar.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
4. Bir gecede Allah Tealanın kitabı silinir de, müslümanların içinde silinmedik hiçbir ayet ve harf kalmadığı halde insanlar sabahlar.
Ravi: Hz. Ebû Huzeyfe (r.a.)
5. Siz ikiniz kolaylaştırın güçleştirmeyin. Müjdeleyin nefret ettirmeyin. Birbirinizle iyi geçinin ihtilafa düşmeyin. (Ebu Musa el Eş'ari ile raviye hitabetti.)
Ravi: Hz. Said İbni Ebu Burde (r.a.)
6. Kolaylık gösterin güçlük göstermeyin. Müjdeleyin ürkütmeyin. Öfkelendiğin zaman da sus.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
7. Kolaylaştırın zorlaştırmayın. Teskin edin nefret ettirmeyin.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
8. Ehli Cehenneme uyuzluk musallat kılınır. Kemikleri görününceye kadar kaşınırlar. Ve derler ki: "Bu bize ne sebeble musallat kılındı?" Denilir ki: "Ehli imana, ezanız sebebiyle"
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
9. Küçük büyüğe, bir ikiye, az çoğa, binitli yayaya, geçen oturana, ayakta olan oturana selam verir.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
Hüreyr
Sayfa: 511
1. Binitli yayaya, yaya oturana, az çoğa selam verir.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
2. Binitli yayaya selam verir. Yaya oturana selam verir, Daha az olan daha çok selam verir. Kim selama icabet ederse ona sahip olur. Kim de selama icabet etmezse bizden değildir.
Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Şibl (r.a.)
3. Şehid, kıyamet gününde ehli beytinden yetmiş kişiye şefaat eder.
Ravi: Hz. Ebud Derda (r.a.)
4. Hapşırma, üç defaya kadar teşmit edilir, "Yerhamükellah" denilir. (Şayet elhamdülillah derse) Eğer fazla hapşırırsa istersen teşmit et, istersen sus.
Ravi: Hz. Ubeyd İbni Rifaa (r.a.)
5. Sizden birinin her mafsalı başına her gün bir sadaka icab eder. Her namaz ona sadakadır. Oruç sadakadır, hac sadakadır, tesbih sadakadır, tekbir sadakadır, tahmid sadakadır. Sizden birinin "duha"nın iki rek'atını kılması bunların yerine kafi gelir.
Ravi: Hz. Ebû Zerr (r.a.)
6. Allah (z.c.hz.) şu üç kavme güler (razı olur): Namaz safına duran cemaate, arkadaşları ile beraber mukatele eden adama ve gecenin karanlığında (uykusundan kalkıp) kıyam eden adama.
Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
7. Bineğin önünde olan, binmiş halde iken, (hayvanın) yaptığı zararın üçte ikisini, terkisinde olan ise üçte birini tazmin eder.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
8. Abdest yedi şeyden iade olur. İdrar damlasından, akar kandan, ağız dolusu istifradan, ağız dolusu gidip gelen istifradan, yaslanarak uyumadan, namazda kahkaha ile gülmeden, (karından) çıkmış kandan.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
9. Adam kölesinin dilediği kadarını azad edebilir. İster üçte birini, ister dörtte birini, ister beşte birini. Onunla Allah arasında güçlük yoktur.
Ravi: Hz. Muhammed İbni Fudale (r.a.)
10. Dağ başında koyun güttüğü halde, namaz için ezan okuyup namaz kılan kimseden Allah (z.c.hz.) hoşlanır. Ve Allah Teala buyurur ki: "Şu kuluma bakın ezan okuyor, namaz kılıyor. Benden korkuyor. Kulumu affettim ve onu Cennete dahil ettim."
Ravi: Hz. Ukbe İbni Amir (r.a.)
11. Allah (z.c.hz.) kulunun "Rabbiğfirlî" demesinden hoşlanır ve şöyle buyurur: "Kulum Benden başka günahları affedici bir kimse olmadığını bildi."
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
Î
Sayfa: 512
1. Cehennemde günahkarlar imanlarının noksanı kadar, azab olunur.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
2. Mü'mine Cennette temas hususunda yüz adam kuvveti verilir.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
3. İnsanlar kıyamet gününde terlerler. Öyle ki yerde yetmiş arşın ter gider ve onları kulaklarına ulaşıncaya kadar gemler ve gömer.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
4. Şehide altı haslet verilir. Kanını ilk damlasında bütün günahı affolunur. Cennette yeri gösterilir. Huril 'îyn ile evlendirilir. Büyük korku ve kabir azabından emin kılınır. Kendisine iman hullesi giydirilir.
Ravi: Hz. Kays El Cüzami (r.a.)
5. Ehli nar Cehennemde büyür. Öyle ki, onlardan birini kulağının yumuşağı ile omuzu arası yedi yüz yıllık yol olur. Cildinin kalınlığı ise yetmiş arşındır. Azı dişi de Uhud gibidir.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
6. Erkek çocuktan iki, kız çocuktan bir koyun kesilir. (akika olarak) Bunu onun isminin üzerine kesiniz ve şöyle deyiniz: "Bismillahi Vallahu ekber, Allahümme leke ve ileyke hazihi akikatü fülan"
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
7. Sizden biri başının arkası üstüne uyuduğu zaman şeytan üç düğüm atar. Her düğümü yerine sağlamlaştırmak için de "uzun gece boyunca uyu diyerek" eliyle vurur. Eğer o kimse uyanır da Allah'ı zikrederse bir düğüm çözülür, abdest alırsa bir düğüm daha çözülür. Eğer namaz kılarsa bütün düğümleri çözülmüş olarak, o neşeli bir şekilde ve ferah bir gönülle sabahlar. Yoksa mahzun bir kalbe ve tembel olarak sabaha çıkar.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
8. Her Peygamber kendisinden öncekinin ömrünün yarısı kadar yaşar. Meryem oğlu İsa (a.s.) kavmi arasında kırk yıl durdu.
Ravi: Hz. Ameş (r.a.)
9. Dört şeyden gusül edilir: Cenabetten, Cuma guslü, ölü yıkamadan ve hacamattan sonra.
Ravi: Hz. Zübeyr (r.a.)
10. Müezzin sesinin ulaştığı her yaş ve kurunun onu işitip icabet ettiği yere kadar af olunur. Ona onunla beraber namaz kılanın sevabının misli de vardır.
Ravi: Hz. Berâ (r.a.)
11. Muhafaza meleklerinin duymadığı "Zikri hafi", duyduğu zikir üzerine yetmiş bu kadar kat üstündür.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
12. Sizin kalanlarınız, Ürdün nehri üzerinde Deccalla mukatele edeceksiniz. Siz nehrin şarkında, onlar ise garbında olduğu halde.
Ravi: Hz Nuheyk İbni Sarim (r.a.)
<´ ] ş
Sayfa: 513
1. Kur'an'a sahip olana, Cennete girdiğinde, "Oku ve yüksel" denir. O da yanındaki son Kur'an ayetini okuyuncaya kadar okur ve her ayetle bir derece yükselir.
Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
2. Ana babasına asi olana: "İstediğin ibadeti yap sana mağfiret etmem" denir ve sadık olana da: "Bildiğini yap seni mağfiret edeceğim" denir.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
3. Allah (z.c.hz.) ulemayı ve onunla da ilmi kabzeder. Ve bir takım gençler, merkebin merkebe sıçradığı gibi, birbirine sıçrar ve ihtiyarlar hakir görülür.
Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
4. İhramdaki bir kimse yılanı, akrebi, zararlı haşeratı, saldırgan köpeği, çaylağı, yırtıcı hayvanı öldürebilir. Kargaya atar fakat öldürmez.
Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
5. Hoş sözlük, oruç ve her sene hacca devam etmek, cihad derecesine yakın olur. Bunda başka da ona yaklaşan bir şey yoktur.
Ravi: Sahabeden biri (r.a.)
6. Bir kimsenin önünde, semerlerin arkasındaki ağaç parçası kadar sütre olmazsa, kadın, merkeb ve siyah köpek geçmesi namazını bozar. Denildi ki: "Siyah köpeğin durumu, kırmızıya göre neden böyle?" Buyurdu ki: "Siyah köpek şeytandır."
Ravi: Hz. Ebû Zerr (r.a.)
7. Namazı keser; köpek, merkeb, hayızlı kadın, yahudi, nasrani, mecusi ve hınzır. Yanlız sana bir taş atımı uzaksa o zaman hariç.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
8. Nâ hak yere öldürülen adam, kıyamette yol üzerinde oturtulur ve katili geçerken onu yakalar ve der ki: "Yarabbi bu adam benim oruç ve namazımı kesti." Sonra katil de, ona emir veren de azab olunur.
Ravi: Hz. Ebud Derda (r.a.)
9. Allah Teala şöyle buyurur: "Bir kimse azasını haramdan çekmezse, Benim onun yemesini içmesini terk etmesine ihtiyacım yok."
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)
10. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Eğer Rahmetimden hoşlanıyorsanız halkıma iyi muamele yapın."
Ravi: Hz. Ebû Bekir (r.a.)
11. Allah (z.c.hz.) şöyle buyurur: "Günah yapılıp da, onu affımın yanında büyük görene, gazablandığım gibi hiç kimseye gazablanmam. Eğer cezayı acele verici olsaydım veya acele etmek Benim şanımdan olsaydı, Rahmetimden ümit kesenlere cezayı acele verirdim. Eğer kullarıma merhamet etmeseydim bile, Benim huzurumda durmak kendilerini korkutanlara bundan dolayı Rahmet ederdim. Sevaplarını verirdim. Korktuklarından da emin ederdim."
Ravi: Hz. Münteci (r.a.)
¹ a ú
Sayfa: 514
1. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Kulum Benden isterse veririm. İstemezse gadab ederim."
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
2. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Kaderime inanan, yazıma razı olan, rızkıma kanaat eden, Benim için şehvetini terk eden genç, işte o Benim indimde meleklerimden bazısı gibidir
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
3. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Sabahleyin, akşamleyin, uyurken on defa: "Lâ havle velâ kuvvete illâ Billah" diyen ümmetine haber ver ki, uykuları sırasında dünya belaları, geceleyin şeytanın hileleri, sabahleyin gazabım onlardan kaldırılır."
Ravi: Hz. Ebû Bekir (r.a.)
4. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ey Adem oğlu Beni kendi kendine zikredersen Ben de seni kendi yanımda zikrederim. Sen Beni topluluk arasında zikredersen, Ben de seni topluluk arasında onlardan daha efdal ve ekrem olarak zikrederim. Eğer Bana bir karış yaklaşırsan Ben de sana bir arşın yaklaşırım. Eğer Bana bir arşın yaklaşırsan Ben sana bir kulaç yaklaşırım, eğer Bana yürüyerek gelirsen Ben sana koşarak gelirim."
Ravi: Hz. Mamer İbni Zaide (r.a.)
5. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ey Adem oğlu kızdığın zaman Beni zikret ki gazablandığım zaman seni affımla anayım da helak olunanlar arasında seni helak etmeyeyim."
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
6. Allah (z.c.hz) buyurur: "İhtiyarlık Benim nurumdan bir nurdur. Muhakkak ki, Ben nuruma narımla azab etmekten haya ederim. Öyleyse sen de Benden haya et."
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
7. Allah (z.c.hz.) buyuruyor: "Ey Adem oğlu, benim iznimle sen kendi nefsinin dilediğini isteyen kimsesin. Benim irademle nefsin için irade ettiğini irade ettiğim kimsesin. Sana olan nimetimin fazlı ile masiyet işlemeye kuvvet buldun. Benim ismetimle tevfikimle, yardımımla ve afiyetimle Benim farzlarımı eda etmiş oldun. Şu halde Ben senin ihsanına senden daha evlayım. Sen de günahına Benden daha layıksın. Hayır sana Benden izhar oldu. Benden sana ceza, cinayetine karşılık oldu. Sen nefsin için Benden neye razı oldunsa, Ben de sana onu layık gördüm.
Ravi: Hz. İbni Amir (r.a.)
8. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Hiç bir kul yoktur ki, onun razı olduğu veya olmadığı bir hüküm vereyim de onun için hayırlı olmasın."
Ravi: Hz. Suheyb (r.a.)
a d£ K À
Sayfa: 515
1. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Beni bir gün zikredeni veya bir makamda benden korkanı ateşten çıkarın."
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
2. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Benim yolumda mücahid olan kimse Benim uhdemdedir. Ruhunu Kabzedersem onu Cennete varis ederim. Memleketine döndürürsen sevab veya ganaimle döndürürüm." (Ganimette ecirsiz değil.)
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
3. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Muhakkak ki, Ben ehli arza azab etmeye kast ederim de, evlerine devam edenlere, Benim için birbirini sevenlere, seherlerde istiğfar edenlere baktığım zaman ondan sarfı nazar ederim."
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
4. Allah (z.c.hz.) kıyamet gününde kullarına hüküm vermek için kürsüsünün üzerinde ulemaya şöyle buyurur: "Ben ilmimi, hilmimi size ancak sizi affetmek için verdim. Sizden olana aldırmam."
Ravi: Hz. Salebe İbni Hakem (r.a.)
5. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Kullarıma dört hasletle in'amda bulundum; Zahireye güve musallat ettim, yoksa zenginler bunu altın gümüş saklar gibi saklarlardı. Cesede kokmayı musallat ettim, böyle olmazsa dost dostu ebediyyen gömmezdi. Mahsun olmaya teselliyi musallat kıldım, yoksa nesil kesilirdi. Ecele hükmettim, emeli uzattım, yoksa dünya harap olurdu. Maişet sahibi maişeti işine önem vermezdi."
Ravi: Hz. Bera (r.a.)
6. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Benim için böyle tevazu edeni ben de öyle yükseltirim."
Ravi: Hz. Ömer (r.a.)
7. Allah (z.c.hz.) buyurur: "İzzetim, Celalim, cömertliğim ve halkımın Bana ihtiyacı makamının izzinde yükseltmem hakkı için, Ben muhakkak ki islamda ihtiyarlayan erkek ve kadın kuluma azab etmekten haya ederim." Sonra Resûlallah ağladı. Denildi ki: "Ya Resûlallah seni ağlatan nedir?" Buyurdu ki: Allah'ın kendisinden haya ettiği halde, Allah'tan haya etmeyen kimseye ağlıyorum.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
8. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ey Adem oğlu, Cenneti Cehennem üzerine tercih edin. Ve amellerinizi iptal etmeyin. Yoksa ebedi olarak tepesi aşağı Cehenneme atılırsınız."
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
9. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ey Adem oğlu, ne ile insafa geleceksin? Ben sana nimetlerimle sevgimi izhar ediyorum. Sen ise isyanlarınla Beni gazablandırıyorsun. Benim hayrım sana iniyor, senin şerrin ise Bana yükseliyor. Bir kerim melek her gün ve her gece Bana senden çirkin bir amel getiriyor. Ey Adem oğlu, biri senin vasfını, senin olduğunu bildirmeyerek saysa ilk kızan sen olursun.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
¿ g ä
Sayfa: 516
1. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ben kendimi haya ediyor buluyorum, kulum Bana elini kaldırsın da Ben onu boş çevireyim." Melekler dediler ki: "Ya Rabbi o istiyor amma ehli değil" Allah buyurur ki: "Ben takva ve mağfiret ehliyim. Sizi şahid tutarım ki onu affettim."
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
2. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ben izzetim ve Celalim hakkı için zulmedenden er veya geç intikamımı alacağım. Ve mazlumu görüp de yardıma gücü yettiği halde yardım etmeyenden de intikamımı alacağım."
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
3. Allah (z.c.hz.) buyurur: "İzzetim hakkı için kulumun üzerinde iki korkuyu ve iki eminliği toplamam. Dünyada Benden emin olursa kıyamet günü onu korkuturum. Dünyada Benden korkarsa kıyamet günü onu emin kılarım."
Ravi: Hz. Hasan (r.a.)
4. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Bir kimsenin iki gözünü giderdiğimde o sabreder ve halis olursa onun için Cennetten başka bir sevab vermeye razı olmam."
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
5. Rab tebareke ve teala buyurur: "Kimi Kur'an ve Benim zikrim, Benden istemekten meşgul ederse, ona, isteyenlere verdiğimin en efdalini veririm." Allah'ın kelamının sair kelamlara fazileti, Allah'ın bütün mahlukatına üstünlüğü gibidir.
Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)
6. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Bir kimse mahlukatımdan zaif bir kimseye bir iyilikte bulunur da, onun da kendisini mükafatlandırmaya gücü yetmezse, ona karşılık kendisini mükafatlandıracak olan bizzat Ben olurum."
Ravi: Hz. Dinar (r.a.)
7. Allah Tebareke ve Teala kıyamet gününde şöyle buyurur: "Ey Adem kalk, ümmetinden binde dokuz yüz doksan dokuzunu Cehenneme, birini de Cennete ayır." O zaman ashab yere uzanarak ağlamaya başladı. Buyurdu ki: "Başlarınızı kaldırın. Nefsim yed-i kudretinde Olana yemin ederim ki, ümmetim, ümmetler içinde siyah öküzün cildindeki beyaz tüy gibidir."
Ravi: Hz. Bera (r.a.)
8. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Benden ötürü birbirine sevgi gösterenlere Benim muhabbetim haktır. Benden ötürü birbirlerini ziyaret edenlere Benim muhabbetim haktır. Benden ötürü birbirlerine bezledenlere Benim muhabbetim haktır. Benden ötürü birbirlerine olan nezirlerine sadakat gösterenlere muhabbetim haktır. Benden ötürü birbirlerine yardım edenlere muhabbetim haktır." Bir mü'min erkek veya mü'mine kadın yoktur ki, sulbünden buluğa ermemiş üç evladı Allah'a takdim etsin de, o çocuklara rahmetinin fazlı sebebiyle, kendilerini Cennete sokmasın, bu olmaz.
Ravi: Hz. Amr İbni Abase (r.a.)
 j á
Sayfa: 517
1. Rabbimiz şöyle buyurur: "Ey Adem oğlu, Benim ibadetim için kalbini fariğ eyle ki, kalbini zenginlikle, elini rızıkla doldurayım. Ey Adem oğlu, Benden uzaklaşırsan kalbini ihtiyaçla, elini de işle doldururum.
Ravi: Hz. Ma'kil İbni Yesar (r.a.)
2. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ben namazı, azametim için tevazu eden, halkıma kibir etmeyen, gününü zikir ile geçiren, günahına mu'sır olmayıp istiğfarla yatan, aç doyuran, garibi koruyan, küçüğe merhamet eden, büyüğe saygı gösteren kimseden kabul ederim. İşte o Benden isterse Ben ona veririm. Bana dua ederse kabul ederim. Bana tazarru ederse ona merhamet ederim. Benim nazarımda onun misali, Cennetlerde firdevs misalidir ki, meyvaları bozulmaz ve hali değişmez."
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
3. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Kulum üzerine Benimle meşgul olmak galib olursa, onun talebini ve lezzetini zikrimde kılarım. Böyle olduğunda o Bana, Ben ona aşık oluruz. Ve bu halde aradaki hicabı ref ederim ve bu hali ona galib kılarım. Halk sehiv ettiğinde o sehiv etmez. Bunların sözü Peygamberlerin sözüdür ve bunlar gerçek kahramanlardır. Ve ehli arza ukubet veya azab murad ettiğim zaman onları hatırlarım da onlar sebebiyle bu azabdan sarfı nazar ederim."
Ravi: Hz. Hasan (r.a.)
4. Allah (z.c.hz.) buyurur: "Kulumun defterine bakın. Kimi ki Cenneti Benden istemiş görürseniz onu kendisine veririm. Kim de Cehennemden Bana sığınmışsa onu ondan korurum.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
5. Her gün bela der ki: "Nereye gideyim?" Allah (z.c.hz.) buyurur: "Dost ve ehli taatıma git. Seninle iyilerini imtihan ederim, sabırlarını sınar, günahlarını siler ve derecelerini yükseltirim." Bolluk da her gün: " Nereye gideyim?" der. Allah (z.c.hz.) de şöyle buyurur: "Ehli masiyete git. Bununla tuğyanlarını murad ederim. Günahlarını katlarım. Seninle acele ederim, nimeti dünyada veririm ve onların gafletini artırırım.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
6. Hastanın inlemesi yazılır. Eğer sabırlı ise inlemesi sevab yazılır. Eğer inlemesi sabırızlıktan ise "helû'an" (sabırsız-tamahkar) olarak yazılır ve ecir yoktur ona.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
7. Ahir zamanda bir kavim olacak ki, güvercin kursağı gibi (tüylerini) siyaha boyayacaklar. İşte bu kimseler Cennet kokusu koklayamazlar.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
ünd© Q Ê
Sayfa: 518
1. Kahinlerin birinden bir adam gelecek de, Kur'an'ı Kerim'i bir okutma okutacak ki, ondan sonra onun kadar okutan olmayacak.
Ravi: Hz. Ebû Bürde (r.a.)
2. Ümmetimde iki adam olacak. Birisi "Vehb"dir ki, Allah ona bahşedecektir. Diğeri ise "ğaylan"dır. Onun bu ümmet üzerine olan fitnesi şeytanın fitnesinden eşed olacaktır.
Ravi: Hz. Ubâde İbni Samid (r.a.)
3. Deccalden evvel yetmiş küsur deccal olacaktır. (73-79kadar)
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
4. Benden sonra hulefa, hulefadan sonra umera, umeradan sonra melikler, meliklerden sonra Cebabire, Cebabireden sonra ise Ehli Beytimden bir kimse gelir de, O yeryüzünü adaletle doldurur. Ondan sonra da "Kahtani" gelir. Beni gönderen Zata kasem ederim ki, O, diğerlerinden aşağı değildir.
Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Kays (r.a.)
5. Ramazanda bir seda olur. (manası anlaşılır) Şevvalde de bir seda olur. (manası anlaşılmaz) Zülkade de kabileler birbiri ile çarpışır. Zilhilcce'de hacılar talana uğrar. Muharrem'de gökten şöyle nida olur: "Dikkat ediniz. Filan kimse Allah'ın halkının hayırlarındandır. Onu dinleyiniz ve ona uyunuz."
Ravi: Hz. Şehr İbni Havşeb (r.a.)
6. Ahir zamanda zalim umera, fasık vüzera, hain hakimler ve yalancı ulema gelir. Her kim onlara yetişirse sakın onların yardımcıları, vergi memuru, haznedarı ve onların emniyet memurları olmasın.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
7. Ahir zamanda bir kavim sultanın huzuruna varır. Sultanlar Allah'ın emriyle hareket etmezler, onlar da nehyetmezler. Allah'ın laneti işte bunların üzerine olsun.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.a.)
8. Medine'nin "Acve" hurmasından yedi gün, her gün yedi hurma yemek cüzzama fayda vardır.
Ravi: Hz. Âişe (r.anha)
9. Allah Teala hafaza melekleri olan kiramen katibine şöyle emreder: "Kuluma, ızdırab halinde bir şey yazmayın."
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
10. Mü'minler için (kıyamette) nurdan kürsüler kurulur. Bir bulut üzerlerine gölge yapar ve onlara mahşer günü, gündüzün bir saati gibi gelir.
Ravi: Hz. İbni Amr (r.a.)
11. Cuma günü on iki saattir. Ondan bir saat vardır ki, o saatte mü'min bir kul Allah Tealadan ne isterse Allah onu kendisine verir. Öyle ise bunu ikindinin son saatlerinde arayın.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
catio V õ
Insanlar sizinle Kuran'ın (ayetlerinin zahiri manalarinda mücmel olanlarda anlamında sizlerle mücadele ediyorlar. Siz onları hadislerle ilzam ediniz. Zira hadisleri bilenler, Allah'ın kitabını en iyi bilenlerdir.
Şehl et- Tüsteri de şöyle diyor
A- Zehiri amellerde ve batıni hallerde Rasûlullah'a(s.a.v.) uymak
B- Helal yemek
C- Bütün amellerdeki niyette ihlasli olmak
Sünneti alıp onunla amel etmek, bid.at için ictihad etmekten daha hayırlıdır.şifa i şerif
kadi
Kadı iyaz s.392.
Sonra bir şey hakkında çekiştinizmi, hemen onu allah c.c. ve Resulüne arzediniz.
Hayır allah c.c.iki eli de açıktır.yedi Cemali de açık yedi Celali de.haşa o behil değil cevadı mutlaktır, aciz değil kadiri mutlaktır.
Nasıl dilerse öyle infak eder, isterse verir, isterse vermez.isterse az verir isterse çok, isterse hisab ile verir, isterse hisabsız isterse sebeb ile verir isterse sebebsiz.
Hem ganiyyi kerim, hem kadiri mutlak hem faili muhtar, hem rezzakı alel ıtlaktır. Ne vermeye mecburdur ne vermemeğe, ne vermekle gınası tükenir, ne vermemekle buhlü lâzım gelir.
Ne kudretini tahdid edecek bir kudret vardır, ne de iradesini
Men edecek bir kanun.kudretleri takyid eden kayitler, iradeleri
Tazyik eyliyen kanunlar allah c.c.üzerinde değil ancak ve ancak mahlukat üzerinde hakimdir.onların hududundan çıkmıya yol bulamıyacak olanlar halık değil, mahluk olanlardır. Hak dini kuran dili.
Ey kafirler. Semavat ve arzın dışına çıkmazsınız. Dahilde ise her nereye kaçacak olursanız orada allah c.c.ilim ve kudretiyle hazır ve nazırdır. Inşaatü l icaz . Fi mezanni l icaz.
Zira, her bir fen kavaid i Külliye desatirinden ibarettir.
kavaid i külliye. Genel kaideler, herkesi ilgilendiren , herkesin uyacağı kaideler
desatir. Düsturlar, kaideler.
Mesnevi i Nuriye.
Düzeltme işaratü l icaz.çıkamazsınız.
Ebû hureyre r.a.dan rivayet edilen bir hadis i şerifte resulullah s.a.v.şöyle buyurmuştur. Ümmetim üzerine ancak, yakin
zaafiyeti ...görür gibi inanmanın güçsüzleşmesi...nden korkarım .
Seni allah c.c.tan alıkoyan şeyi sevmek dünyayı sevmektir.
Yakin.kesin biliş. Yakin içinde şek şüphe, kuşku ve zan olmayan kesin bilgidir. Yakin Şekk in zıttıdır.
Üç mertebesi vardır.ilmelyakin, aynelyakin, hakkalyakin.
Hadis i Şerif kaynak ruhu l furkan cilt.11.s.256.
Zikir ulan bütün makamların essıdır
Lailahillallah, ta hiç eda kımıldamaz
Zikrullah bütün makamların esasıdır
Lailahillallah illallah ta hiç dudak kımıldamaz.
Bir kimse din kardeşinin avret yerine kasten bakarsa Allah (c.c.) onun 40 gecelik namazı kabul etmez
Ölüm ilk önce yaratılandır hayattan önce
ölüm halk olunmuştur
Ya ne için yaratıldınız.ilim ve ibadet için dedi.
Hikmet.gizli sebep, gaye.
allah c.c.ın bütün isimleri ismi azamdır.
yalnız onu söyleyecek temiz dil, temiz gönül lazımdır.
Şükrün şartlarından biride,nimetleri, günah ve karşı gelme yolunda kullanmamaktır.
En gizli yollada günah işleyenler, bozuk cibiliyetsizleri sebebiyle zor uğraşarak yaptıkları günahların cezasını mutlaka göreceklerdir ki bu, hulfsüz bir va'id cayilmasi düşünülemeyen bir tetittir
Allah c.c. 'ın rızasını, kulların kızmasına tercih etmektir.
Karınca hacca gidiyorum demiş.varamasamda yolunda ölürüm demiş.
Bu da geçer ya hu.her şeyin hayırlısını istemek lazımdır.
Adalet için cehennemde lazımdır.
Yani.nasıl allah diyorsunuz ve nasıl allah c.c.ı mümkinata kıyas ediyorsunuz.allah c.c.ünvanını taşıyan zat,
mümkinata kıyas edilirmi?
Risale i nur külliyatı işaretü l icaz sy.574
Ubûdiyyet yolunda Allah-u Tealâ'dan başka bir varlığa bağlanmak,bir puta bağlanmaya yakın bir şeydir. Zira ehli tahkik , bu hali "Şirk-i hafî (gizli şirk )" olarak isimlendirmişlerdir. Ruhu-l Furkan
Bela gelmez kula kul azmayınca, kaza gelmez kula hak yazmayınca.
Altın kab içinde zehirin farkına varmak feraset gerektirir.
Allah vardı onunla birlikte hiç bir şey yoktu. Ruhu-l Furkan
Ebû Cafer Muhammed ibni Ali (r.a) "Husûmât ehli ile oturmayın, çünkü Allah (-u Tealâ) nın ayetleri hakkında (yanlış yorumlara) dalan onlardır. Buyurmuştur.
İlim kuyudur, müzakere onun kovasıdır.
Hak tokatının sesi olmaz
bir vurdu mu devası bulunmaz.
Hazreti Ali şöyle anlatmıştır: Ben Resulullah in halifesi olan Ebu Bekr'e dedim ki: "Bu makama nasıl ulaştın." Cevap verdi, "Beş şeyle ulaştım."
1. İnsanlari iki sinif gördüm, bazıları dünyayı, bazıları ahireti istiyorlardı, ben ise sadece Mavlâ'yı istedim.
2. İslamiyete girdiğim günden beri doya doya dünya tammı (yemeği) yemedim. Rabbime olan marifet aşkı beni doyurdu.
3. İslamiyete girdiğim günden beri kana kana su içmedim. Rabbime olan muhabbet aşkı beni kandırdı.
4. Ne zaman ki bana iki şey teklif edildi. Dünya ve ahiret işi. Derhal ahiret işine öne aldım.
5. Resulullah in yanından bir an bile ayrı kalmadım, daima onunla dostluk yaptım hatta mağaraya bile onunla girdim.
4311-Allah harama bakanada , baktıranada lanet etsin. Ramuz'ül Ehadis cilt 2 sayfa 1008
Hadis-i Kudsi:
Benim uğrumda Benim rızam için birbirlerini sevenleri, benimde sevmem vacib oldu.risale i kudsiyye c.2. S.89
Talid ,tahkikin (hakikatın) kapısıdır.
Riya, ihlâsın kapısıdır.
Taklid,tahkikin kapısıdır.
Neş'e-i uhra: ölüm ile ölümden sonra yeniden dirilme, ikinci diriliş
neş'e-i ulâ: ilk yaratılış; ruhun bedene girişi.
İlimsiz verim ve verimsiz terakki ve tekamül olmaz.
Ayine i derun .osmanlıya devlet adamı yetiştiren mektep ..enderun ı hümayun
Cenabı hak, beş hususu diğer beş hususun içinde gizlemiştir.
1.izzeti itaatte. Allah c.c.a itaat eden aziz olur.
2.zilleti masiyette. Allah c.c. a isyan eden zelil olur.
3.heybeti gece ibadetinde.
4.hikmeti açlıkta.
5.büyüklüğü istiğnada.
Münebbihatta süleyman ed darani der ki.dünya ve ahirette bütün hayırların başı allah c.c.tan korkmaktır.
Tevbe insanlara farzdır.lakin günahları terk etmek de vaciptir.
Onun için islam dini iki şeyden ibarettir demişler.
birisi.hubbün fi llah.sevdiğini allah c.c. için sever.
ikincisi.buğzun fi llah.buğz ettiğine allah c.c. için buğz eder.
hadislerle nasihatlar .mehmet zahid kotku.
Eefendimiz s.a.v. de.namaz nurdur. Buyurdu.bu nur eğer görünse idi, namaz kılmayan kalmazdı.fakat ahirette görülecek.
Kör görmezse güneşin kabahati ne.risale i kudsiyye tercemesi.
4474.kur an tilavetle, ilim de rivayetle tam okunmuş sayılmaz.asıl kur an hidayetle, ilim de anlayışla okunduğu zaman tam
okunmuş sayılır.ramuzül ehadis.
Hz. Ebubekir (radıyallahu anh)’dan hikmetli sözler
“Allah ile mahlukatından hiçbiri arasında bir nesep bağı yoktur. Allah’a yakınlık ancak O’na itaat ve emirlerine tabi olmakla mümkündür.”
“Allah, kulunun amelsiz sözünden razı olmaz.”
“Çok söz, kişiyi unutkan yapar.”
“Ne söylediğini, ne zaman söylediğini ve kime söylediğini iyi düşün!”
“Hakk’ı tanıyan ariflerin kölesi ol!”
“Sana yol göstermek isteyenden hâlini gizleme! Aksi takdirde kendini aldatırsın.”
“Kendini ıslah et ki, insanlar da sana karşı iyi davransınlar.”
“Dört kimse Allah’ın salih kullarındandır:
1. Tövbe eden kişiyi gördüğü zaman sevinen.
2. Günahkârların affı için Rabb’ine yalvaran.
3. Din kardeşine gıyabında dua eden.
4. Kendinden muhtaç kişiye yardım ve hizmette bulunan.”
“Benim nezdimde sizin en kuvvetliniz, hakkını alıncaya kadar zayıf olan kimsedir. En zayıfınız da ondan başkasının hakkı alınıncaya kadar güçlü kimsedir.”
“İman sadece camilerde, mal cimrilerde, silah korkaklarda, yetki zayıflarda olursa işler bozulur.”
“Akıllı kimse takva sahibi olan, akılsız da zalim olandır.”
“Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de vereceğini vaat ettiği mükâfatı azap ile birlikte zikretti ki, bu vesileyle kul ibadete rağbet etsin ve azaptan korksun.”
“Bir hayrı kaçırırsan onu yakalamaya çalış. Elde edince de onu geçmeye bak. Daha güzelini yapmaya gayret et.”
“İnsanlara iyilik etmek, kişiyi afetlerden ve belalardan muhafaza eder.”
“Şöhretten kaç ki, şeref seni takip etsin. Ölüme karşı hazırlıklı ol ki, sana hayat verilsin.”
“Hiçbir bela yoktur ki, ondan daha kötüsü olmasın.”
“Sabırda zarar; hüzün ve telaşta fayda yoktur.”
“Sabır imanın yarısı, yakin ise tamamıdır.”
“Allah’tan afiyet isteyiniz. Hiç kimseye yakinden (kati bir imandan) sonra afiyetten daha faziletli bir şey verilmemiştir.”
“Bana göre afiyette olup şükretmem, imtihan edilip sabretmemden daha makbuldür.”
“Dünya müminlerin pazarı, gece ile gündüz sermayeleri, güzel ameller ticaret malları, cennet kazançları, cehennem de zararlarıdır.”
“Hazret-i Peygamber’e salâvat getirmek günahları, suyun ateşi söndürmesinden daha çabuk yok eder. Ona (muhabbet ve ihlasla) selam göndermek pek çok köle azat etmekten daha faziletlidir. Rasulullah sallâllâhu aleyhi ve sellemi sevmek ise riyazet ve mücahededen, Allah yolunda kılıç sallamaktan daha üstündür.” (Bağdadî, Târihu Bağdâd, VII, 161)
“Allah dostları (mizaçlarına göre) üç sınıftırlar. Her üç sınıf üçer alametle bilinir:
Birinci sınıf (Hak dostları), havf (korku) hâlinde olanlardır. Bunlar:
1. Daima mütevazıdırlar.
2. Hayır, hasenatları ne kadar çok olsa da onu az görürler.
3. En küçük hatalarını bile büyük görürler. (Zira kime karşı günah işlediklerinin farkındadırlar.)
İkinci sınıf (Hak dostları), recâ (ümit) sahibi kimselerdir. Bunlar da:
1. Her hâl ve hareketlerinde insanlara fazilet ve güzellikler sergileyerek örnek olurlar.
2. Mallarını Hak yolunda sarf ederek insanların en cömertlerinden olurlar.
3. Allah’ın kullarına karşı daima hüsn-ü zan içindedirler.
Üçüncü sınıf (Hak dostları) ise aşk ve muhabbet vecdiyle Rabbi’ne ibadet edenler (arifler)dir. Bunlar da:
1. Sevdikleri şeyleri (Allah için) infak ederler.
2. Her hâl ve hareketlerinde Allah rızasını hedeflerler. Bu yüzden cahillerin kınamalarına aldırmaz, onların kaba davranışlarından rahatsız olmazlar.
3. Nefislerine ağır gelen şeyleri nefislerinin muhalefetine rağmen ifaya çalışırlar. Bütün hâl ve hareketlerinde Allah’ın emir ve nehiylerine itaat ederler.” (İbn-i Haceri’l-Askalânî, Münebbihât, s. 94-95)
Hz. Ömer (radıyallahu anh)’dan hikmetli sözler
“Günah işlemekten vazgeçmek, tövbe ile uğraşmaktan daha kolaydır.”
“En çok sevdiğim kimse, bana ayıp ve kusurlarımı haber verendir.” (Süyûtî, Târîhu’l-Hulefâ, s. 130)
“Çok konuşan çok yanılır. Çok yanılanın hayâ duygusu azalır. Hayâ duygusu azalanın, günah ve harama düşme endişesiyle şüphelilerden sakınma titizliği kaybolur. Şüphelilerden sakınma titizliği kaybolanın kalbi ölür.”
“Gaybı bilme iddiası gibi olmasaydı, beş kimsenin cennet ehli olduklarına şahitlik ederdim:
1-) Çok çocuk sahibi (olup şükür ve sabır hâlinde) olan fakir.
2-) Kocası kendisinden razı olan (saliha) kadın.
3-) Mehr-i müsemmasını (yani nikâh esnasında iki tarafın da rızasıyla tayin edilen mehrini) kocasına tasadduk eden kadın.
4-) Baba ve anası kendisinden razı olan kişi.
5-) Günahından (nefret ederek samimiyetle) tövbe eden kimse.”
“Bütün dostları gezdim, gördüm. Dili muhafaza etmekten daha iyi dost göremedim. Bütün elbiseleri gördüm. İffet ve sakınmaktan daha iyi elbise görmedim. Bütün malları gördüm; kanaatten daha iyi mal görmedim. Bütün iyilikleri gördüm; nasihatten daha iyisini görmedim. Bütün yemekleri görüp tattım; sabırdan lezzetlisini görmedim.”
“İnsanlarla güzel dostluk kurmak, aklın yarısıdır. Yerinde sual sormak, ilmin yarısı; iyi tedbir almak da yaşamanın yarısıdır.”
“Ahiret yanında dünya nedir ki! Ancak tavşanın bir defa sıçraması misali bir şeydir.” (İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, VIII, 152)
“Fazla lakırdıyı terk eden kimseye hikmet bahşedilir. Fazla (tecessüsle) bakmayı terk edenin kalbine tevazu bahşedilir. Fazla yemeyi terk edene ibadet lezzeti bahşedilir. Fazla gülmeyi terk edene heybet bahşedilir. Mizahı terk edene izzet bahşedilir. Dünya sevgisini terk edene, ahiret muhabbeti bahşedilir. Başkasının ayıbı ile meşgul olmayı terk edene, nefsinin ayıplarını ıslah etme hâli bahşedilir. (Müteal, yani idrak ötesi olan) Allah’ın keyfiyetinde araştırma ve tecessüsü terk edene, nifaktan kurtuluş bahşedilir.”
“On şey, on şeysiz düzelmez: Akıl, iffetsiz; fazilet, ilimsiz; kurtuluş, korkusuz; sultan, adaletsiz; asalet ve şeref, edepsiz; ferah, emniyetsiz; zenginlik, sehavetsiz; fakirlik, kanaatsiz; yücelik, tevazusuz; cihat, tevfiksiz iyileşip düzelmez.”
“Merhamet etmeyene merhamet olunmaz, kusurları bağışlamayan bağışlanmaz, affetmeyen kişi affolunmaz, günahlardan korunmaya çalışmayan kimse de korunup takvaya erdirilmez.” (Buhârî, el-Edebü’l-Müfred, s. 415, no: 371)
“Dua, sema ile arz arasında durur. Rasulullah’a salâvat getirilmedikçe, Allah’a yükselmez.” (Tirmizî, Vitr, 21)
“Bizim çarşımızda dini(-n ticaret kaidelerini) bilen kimseler satıcılık yapsın.” (Tirmizî, Vitr, 21/487)
“Yüze karşı övmek, boğazlamak gibidir.” (İbn-i Kuteybe, el-Mesâil, s. 145)
Hazret-i Ömer, valilerine şöyle yazmıştır:
“Benim katımda en mühim işiniz namazdır. Kim onu koruyup vakitlerine dikkat ederse dinini korumuş olur; kim de onu yerine getirmeyip yitirirse dinini de kısa zamanda yitirir.” (Muvatta’, Vukûtu’s-Salât, 6)
Kadı Şurayh, Hazret-i Ömer’e mektup yazarak nasıl hükmedeceğini sordu. Hazret-i Ömer -radıyallahu anh-cevaben şöyle yazdı:
“Allah’ın kitabında olanlarla hükmet. Eğer onda bulamazsan Allah Rasulü’nün sünnetiyle hükmet. Allah’ın kitabı ve Rasulü’nün sünnetinde de bulamazsan salihlerin verdiği hükümlerle hüküm ver. Salihlerin verdiği hükümler arasında da yoksa istersen devam et hükmünü ver, istersen geri dur. Geri durup hüküm vermemenin senin için daha hayırlı olduğu kanaatindeyim. Ve’s-selâm.” (Nesâî, Kudât, 11/3)
“Zenginlik de fakirlik de aynı şekilde birer binektir. Hangisine bineceğime aldırmıyorum.”
“En akıllı kimse, insanların hareketlerini en iyi takdir edendir.”
“Bir kimsenin sorduğu sorudan onun akıl seviyesini anlarım.”
“Bugünün işini yarına bırakma!”
“İş bir kere geri kalırsa artık hiçbir zaman ilerleyemez.”
“Şerri bilmeyen, onun tuzağına düşer.”
“Dünyaya az meylet ki hür yaşayasın. (Nefsin esaretine düşmeyesin.)”
“İnandığınız gibi yaşamıyorsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız.”
“İnsanları düzeltebilmeniz için önce kendinizi ıslah etmeniz gerekir.”
“İnsanların en cahili (ve ahmağı), kendi ahiretini başkasının dünyası için satandır.”
“Bir iyiliğin şerefi, geciktirilmeden hemen yapılmasındadır.”
“Kötü bir işin en gizli şahidi vicdanımızdır.” [Nitekim Efendimiz -aleyhissalatü vesselam-, iyiliğin ne olduğunu sormaya gelen birine “Kalbine danış! İyilik, kalbinin müsterih olduğu ve yapılmasını tasdik ettiği şeydir. Günah ise içini tırmalayan ve başkaları sana «Yap!» diye fetvalar verse bile, içinde şüphe ve tereddüt uyandıran şeydir.” buyurmuştur.(İbn-i Hanbel, IV, 227-228)]
“Sırrını gizleyen, kendine hâkim olur.”
“Şiddet göstermeksizin kuvvetli, zayıflık belirtmeksizin yumuşak ol!”
Ahmakla dostluktan çekin, zira iyilik edeyim derken çok defa kötülük eder.
İnsan için iş çoktur, fakat tutacağı işten ak yüzle çıkmayı düşünmelidir.
Bugünkü işini yarına bırakma!
Kötülüğü bilmeyen adam, onun tuzağına kolay düşer.
Kalbinizin sevmediği kimselerden sakınınız!
Bir insanın şöhretine ve görünüşüne aldanma, namaz ve niyazına bakma, aklına ve doğruluğuna bak!
Olmamış şeyleri soracağına, olmuşlardan ibret almaya çalış!
Amirin en kötüsü, halkı kötü yola sevk edendir.
Halka karşı insaflı davranan, işinde muvaffakiyete erişir.
Başkasında görüp hoşlanmadığın ayıbın kendinde olduğunu görmemekten büyük ayıp olamaz.
Kibir ve gururlulukla haddini aşanı, Cenab-ı Hak yerden yere çarpar.
Günahlarını azalt! Ölümün şiddeti sana kolay gelir.
Allah’ı anın, O’nu anmak şifadır.
Paylaş !
Hz. Osman (radıyallahu anh)’dan hikmetli sözler
“En akıllı insan; nefsini hesaba çeken, onu iyi idare eden, ölümden sonrası için amel işleyen ve kabir karanlığı için Allah’ın nurundan istifade edendir.”
“Kul, gözleri gördüğü hâlde Allah’ın kendisini âmâ olarak diriltmesinden korksun! Hikmetten anlayana manalı bir söz kâfidir. Manen sağır olanlar, zaten hakkı duyamazlar…”
“Beş şey muttakilerin (salihlerin) alametidir:
1. Dinî gayret içinde olanlarla beraber olmak.
2. Nefsini ıslah edip diline hâkim olmak.
3. (Allah sevgisini unutturan) dünyalıklardan nefsine hoş gelen bir şeye eriştiğinde onun zarar-ziyanını ayırt edebilmek, dinden kendisine az bir şey bile nasip olduğunda onu da ganimet bilmek.
4. Haram karışır endişesiyle midesini helalden (de olsa) doldurmamak (ve riyazat içinde yaşayabilmek).
5. Bütün insanların kurtulduğunu, yalnız kendisinin mahvolduğunu düşünmek.”
“Gerçek mümin altı çeşit korku içindedir:
1. İmanını kaybetme korkusu.
Zira ayet-i kerimelerde buyrulur:
“Rabbimiz! Bizleri hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme!..” (Âl-i İmran, 8)
“Ey iman edenler! Allah’tan, O’na yaraşır şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin.” (Âl-i İmran, 102)
2. Kıyamet günü kendisini rüsva edecek şeylerin melekler tarafından yazılması korkusu.
Zira ayet-i kerime’de buyrulur:
“İşte o gün (yer) Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberlerini anlatır.” (ez-Zilzal, 4-5)
3. Amelinin şeytan (aleyhi’l-la’ne) tarafından boşa çıkartılması korkusu.
Zira ayet-i kerimelerde buyrulur:
“(İblis) dedi ki: Rabbim! Beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım! Ancak onlardan ihlaslı kulların müstesna.” (el-Hicr, 39-40)
4. Ölüm meleği Azrail’e gaflet içindeyken ve ansızın yakalanma korkusu.
Ayet-i kerimede buyrulur:
“Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!” (el-Hicr, 99)
Hadis-i şerifte buyrulur:
“Kişi yaşadığı hâl üzere ölür ve öldüğü hâl üzere haşrolunur.” (Müslim, Cennet, 83; Münâvî, V, 663)
Nitekim Hazret-i Osman -radıyallahu anh- Kur’an ile yaşadı, Kur’an’ı infak etti ve Kur’an okurken şehit edilerek rahmet-i Rahman’a kavuştu.
5. Dünya ile mağrur olup ahiretten gafil kalma korkusu.
Ayet-i kerimede buyrulur:
“…Bu dünya hayatı, aldatma metaından başka bir şey değildir.” (Âl-i İmran, 185)
6. Çoluk-çocuğuyla fazlaca meşguliyete dalıp Allah Teâlâ’nın zikriyle yeterince meşgul olamama korkusu.”
Ayet-i kerimede buyrulur:
“Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükâfat Allah katındadır.” (el-Enfal, 28)
“Muhakkak ki dünya fâni, ahiret ise bakidir. Fâni olan sizi şımartıp azdırmasın, baki olandan alıkoymasın. Siz, bakiyi fâni olana tercih ediniz. Dünya sonludur, dönüş Allah’adır. Allah’tan korkunuz.” (İbn-i Ebi’d-Dünyâ, Mevsû‘a, I, 77)
“Ecel gelip çatmadan yapabileceğiniz iyiliği hemen yapınız.”
Fasık ve günahkar kimselerle arkadaş olmaktan kaçın, çünkü kötülük kötülüğe kavuşur.
Faziletlerin başı ilimdir.
Fazilet sahibinin kıymetini, ancak fazilet sahibi bilir.
Fazla yemek ve yemek üstüne yemekten kaçının. Zira fazla yiyen kimse fazla hasta olur.
Fırsat karınca yürüyüşü ile gelir, yıldırım hızı ile gider.
Fırsat yaz bulutu gibi gelip geçer, elinize geçtiğinde faydalanmasını bilin.
Fikir çatışmalarından hakikat çıkar.
Fikir sahibi her şeyden ibret alır.
*********************************
Garip, dostu olmayan kimsedir.
azap ve öfkeden kaçınınız. Çünkü onun başlangıcı delilik ve sonu ise pişmanlıktır.
Gece ile gündüz seni işlerler. Onları sen işle. Onlar her gün senden bir şey koparıyor, sen de onlardan bir şey koparmaya bak.
Geçimini mertçe kazanmaya çalış. Nefsini alçaklıktan koru ki, fakir olsan bile şerefli kalasın.
Gençlik günlerini düşünmek, hasrettir.
Gerçek bilgin, bildiklerinin bilmedikleri yanında daha az olduğunu anlayandır.
Gerçek dost, sıkıntı zamanında imdada yetişendir.
Gerçek dostlar çok vücutlu, tek kalpli varlıklardır.
Gerçek karşısında öfkelenmek ayıptır.
Gerçekle savaşan, elbette alt olur gider.
Gerçekleri söylemekten korkmayınız.
Gereksiz şeylerin peşinden koşan gerekli şeyleri kaçırır.
Gözleri kör olan birisine doğanın ne kadar güzel olduğunu anlatamazsınız.
Güleryüz göstermek, cömertlik yerine geçer.
Güleryüz, dostluk yaratır.
Günah işlememek, tövbe etmekten daha iyidir.
Günaha alt olarak üstünlük bulan, üstünlük elde etmemiştir, şerle üst olan alt olmuştur.
Günahın en kötüsü, hafife alınan günahtır.
Güzel bir siyaset, iktidarı sürekli kılar.
Güzel huy, bir ganimettir.
Güzel huy, bir ganimettir.
*********************************
Haddini bilen kimse, hakaret görmez.
Halka karşı daima içinizde sevgi ve nezaket besleyin. Onlara bir canavar gibi davranmayın ve onları azarlamayın.
Halkın güvenini kazanın ve onların iyiliğini istediğinize kendilerini inandırın.
Hakiki dost sıkıntılı zamanlarda, senin gurur ve izzet-i nefsini kırmadan, sana yardım edenlerdir.
Haksız kazanç ve ahlaksızlıklara düşmemeleri için memurlarınıza yeterince maaş ödeyiniz.
Haksızlık önünde eğilmeyiniz. Çünkü haksızlıkla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.
Haksızlıklara isyan etmeyenler, onlardan gelecek her musibete katlanmalıdır.
Halk için en büyük felaket, düşünce ve bilim adamlarının düşük ahlaklı kimseler oluşudur.
Halka hürmet edenler hürmete mazhar; halkı tahrik edenler hakarete layık olurlar. Halka saygınlık veren kişi, saygın tutulmuştur. Halkı küçümseyenlerse saygı görmemişlerdir.
Halkın önderi olmak isteyen biri önce kendisini ıslah etmeli, daha sonra başkalarını ıslah etmeye başlamalı ve söz ile diğerlerine edep öğretmeden önce güzel davranışı ile onlara edep öğretmelidir.
Hayat kötülüklerle insan arasında perdedir.
Hayatın karşına çıkardığı müşkül hadiselere sabır ve tahammül et. Onları hiç kimseden bilme ve hiç kimseye karşı kalbinde bir adavet besleme; hiç kimseye hiddet ve şiddet gösterme. Bu suretle hareket edersen en büyük müşkülleri bile yenersin ve sen de "insan-ı kamil" mertebesine erersin.
Hayrı yapan, hayırdan da hayırlıdır; şer isteyense şerden de kötüdür.
Her huyun en iyisini kendin için seç.
Her kim bana bir harf öğretse, ben ona kul köle olurum.
Her kişinin değeri, yaptığı güzel işiyle ölçülür.
Herhangi bir işte acele etme, hataya düşersin.
Herkes için tatlı ya da acı bir son vardır.
Herkesin değeri, onun himmeti kadardır.
Herşey akla muhtaçtır, akıl da eğitime.
Herşeye ibretle bakın ve gördüklerinizden ibret alın.
Herşeyin bir belası vardır ve iyiliğin belası da kötü arkadaştır.
Herşeyin en iyisi, en yeni olanıdır; ama dostların en iyisi, en eskileridir.
alka karşı daima içinizde sevgi ve nezaket besleyin. Onlara bir canavar gibi davranmayın ve onları azarlamayın.
Halkın güvenini kazanın ve onların iyiliğini istediğinize kendilerini inandırın.
Hakiki dost sıkıntılı zamanlarda, senin gurur ve izzet-i nefsini kırmadan, sana yardım edenlerdir.
Haksız kazanç ve ahlaksızlıklara düşmemeleri için memurlarınıza yeterince maaş ödeyiniz.
Haksızlık önünde eğilmeyiniz. Çünkü haksızlıkla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.
Haksızlıklara isyan etmeyenler, onlardan gelecek her musibete katlanmalıdır.
Halk için en büyük felaket, düşünce ve bilim adamlarının düşük ahlaklı kimseler oluşudur.
Halka hürmet edenler hürmete mazhar; halkı tahrik edenler hakarete layık olurlar. Halka saygınlık veren kişi, saygın tutulmuştur. Halkı küçümseyenlerse saygı görmemişlerdir.
Halkın önderi olmak isteyen biri önce kendisini ıslah etmeli, daha sonra başkalarını ıslah etmeye başlamalı ve söz ile diğerlerine edep öğretmeden önce güzel davranışı ile onlara edep öğretmelidir.
Hayat kötülüklerle insan arasında perdedir.
Hayatın karşına çıkardığı müşkül hadiselere sabır ve tahammül et. Onları hiç kimseden bilme ve hiç kimseye karşı kalbinde bir adavet besleme; hiç kimseye hiddet ve şiddet gösterme. Bu suretle hareket edersen en büyük müşkülleri bile yenersin ve sen de "insan-ı kamil" mertebesine erersin.
Hayrı yapan, hayırdan da hayırlıdır; şer isteyense şerden de kötüdür.
Her huyun en iyisini kendin için seç.
Her kim bana bir harf öğretse, ben ona kul köle olurum.
Her kişinin değeri, yaptığı güzel işiyle ölçülür.
Herhangi bir işte acele etme, hataya düşersin.
Herkes için tatlı ya da acı bir son vardır.
Herkesin değeri, onun himmeti kadardır.
Herşey akla muhtaçtır, akıl da eğitime.
Herşeye ibretle bakın ve gördüklerinizden ibret alın.
Herşeyin bir belası vardır ve iyiliğin belası da kötü arkadaştır.
Herşeyin en iyisi, en yeni olanıdır; ama dostların en iyisi, en eskileridir.
Herşeyin sonunu uzun uzun düşünen ve bir türlü karar veremeyenlerden,
şecaat ve cesaret namına hiçbir şey beklenemez.
Hırs seni kul etmesin, Allah seni hür yarattı.
Hırs ve tamah, yorgunluk ve meşakkatin anahtarıdır.
Hızlı yükselenlere imreniliyor. Oysa en hızlı yükselenler toz, duman, saman ve tüydür.
Hiçbir süs edep kadar güzel değildir.
Hiçbir zaman vaadinizden ve sözünüzden dönmeyiniz.
Hiç kimsenin hatasını yüzüne vurmayınız. O hatayı işleyene hatasını, başka birini misal göstererek anlatınız.
Hiçbir işte lüzumundan fazla aceleci olma. Dikkatli davranış sahibi olanlar, kendilerini bir çıkmaza girmekten muhafaza etmiş olurlar.
Hikmet sahibi kişilerin sözleri doğruysa ilaçtır, yanlışsa hastalıktır.
Hoş geçinmek aklın yarısıdır.
Huzur ve barışçıllığı arkadaş edinmişe yakınlaş, arkadaşlığından mutlu olmadığın kişiden uzak ol.
İbret alınacak şeyler ne çok, ibret alanlarsa ne az.
İhtiras; feyiz ve kemalin en büyük düşmanıdır.
İhtiraslı kimse bütün dünyaya sahip olsa da yine fakirdir.
İhtiyarlığın, ölüm habercindir.
İki şey vardır ki sonu bulunmaz; ilim, akıl.
İki şey vardır ki yitirmeden kadri bilinmez; gençlik ve afiyet.
İki yüzlü insanlardan uzaklaşınız. Zira iyi vaktinizde etrafınızda dönüp dolaşırlar. Kötü vaktinizde derhal sizden kaçarlar.
İki yüzlünün dilinde tat, kalbinde fesat gizlidir.
İktisatlı olmayla ihtiyaçların yarısı giderilebilir.
İlim bayrağımdır, nereye gitsem benimledir; kalbim ilim ile doludur, sanma ki boş bir sandıktır.
İlim bütün iyiliklerin anahtarıdır.
İlim hiçbir servet ile satın alınmaz. Onun içindir ki, bir cahil ne derecede zengin olursa olsun, en fakir bir alim ile mukayese olunmaz.
İlim maldan hayırlıdır: İlim seni korur, malı sen korursun. Mal vermekle azalır, ilim öğrenmekle artar. İlim hakimdir, mal ise mahkum. İlim sahibi cömert olur, mal sahibi cimri olur. İlim ruhun hakimidir, ilim sahibi cömert olur, mal sahibi cimri olur. İlim ruhun gıdasıdır, mal ise cesedin gıdasıdır. Mal uzun zaman sürecinde tükenir, ilim ise tükenmez ve eksilmez. İlim kalbi aydınlatır, mal ise kalbi katılaştırır. İlim peygamberlerin, mal ise eşkiyaların mirasıdır.
İlim meclisi cennet bahçesidir.
İlim tükenmez bir hazine, akıl eskimek bilmez bir elbisedir.
İlimden başka herşey azaldıkça değeri yükselir, ilim ise çoğaldıkça değeri yükselir.
İlmin bereketi güzel ameldir.
İlmin veraseti olmaz, ölülerinizin kemikleriyle övünemezsiniz.
İlmini saklayan cahil gibidir.
İnanan insanın yüzünde güleçlik vardır, kalbindeyse hüzün. Gönlü herşeyden geniştir, nefsi herşeyden alçak. Yücelikten nefret eder, şöhrete düşmandır, gamı gussası uzundur, düşünmesi derin, susması fazladır. Vakti yoktur, çok şükreder, çok sabreder, düşünceye dalmıştır. İhtiyacı olanları görünce, kendi ihtiyacını hatırlamaz bile. Huyu güzeldir, geçinmesi hoş ve yumuşak. Şeref bakımından serttir, huy bakımından alçak.
İnat kötülüklerin kaynağıdır.
İnatçılık insanın aklına zararlıdır.
İnatçılık savaş ve düşmanlığa yol açar.
İnatçılığın zararı herşeyden çoktur.
İnsaf ihtilafı giderir ve arkadaşlığa yol açar.
İnsanı vaktinden önce yıpratan bir şey varsa o da tembelliktir.
İnsan belayı dilden bulur.
İnsan cahil olduğu şeyin düşmanıdır.
İnsan dün bir tohumdu, yarın toprak olacak.
İnsanda dil olmazsa, insan söz söylemezse, surete bürünmüş bir varlıktan yahut başıboş bırakılmış otlayan bir hayvandan başka ne olabilir ki?
İnsandaki edep, onun altınından daha iyidir.
İnsanın en şiddetli düşmanı gazabıyla şehvetidir.
İnsanın değeri, önem verdiği şeye göredir.
İnsanın dilekleri kendisine yakındır. Her şeyden çok insana yakın olansa ölümdür.
İnsanın kendisine iyilik edeni övmesi, iyiliği arttırır.
İnsanın kişiliğini sözü teyid eder.
İnsanın kurtuluşu doğruluktadır.
İnsanın tevazu sahibi olması, kendisine ikram getirir.
İnsanlar yaşarken uyur, ölürken uyanırlar.
İnsanlara faydası olmayanı ölüler arasında say, git.
İnsanları alçaltan ve nihayet mahveden üç şeyden birincisi hasislik, ikincisi servet düşkünlüğü, üçüncüsü ise bencillik ve kibirdir.
İnsanların değerlerini ölçmek için değerli olmak gerek.
İnsanların en acizi insanlardan kardeş edinemeyenidir. Bundan daha acizi de kardeş edindikten sonra onu yitirendir.
İnsanların en alçağı haksız yere başkalarına hakaret edendir.
İnsanların en güçsüzü dost bulmada güçlük çekendir, ondan daha güçsüzü ise, dostlarını yitirip yapayalnız kalandır.
İnsanların en fazla bağışlaması gerekeni, ceza vermeye en fazla gücü yetenidir.
İnsanların güzel edebe, altın ve gümüşten daha çok ihtiyaçları vardır.
İnsanların kalbi vahşi ve başıboştur; kim onlarla ilgilenirse onlara doğru cezbolur.
İnsanların kıymeti, yaptıkları iyilikler ile ölçülür.
İnsanların solukları ecellerine doğru attıkları adımlardır.
İnsanlarla öyle geçinin ki öldünüz mü ağlasınlar size; sağ kaldınız mı sevgiyle çağırsınlar sizi.
İşlerin en zoru alışkanlığı terketmektir.
İyi niyetlilik gönle ferahlık, bedene esenliktir.
İyi ve kötü insana aynı değeri vermek doğru değildir, bu suretle birincisini iyilikten soğutur, ikincisini kötülük yolunda cesaretlendirirsin.
İyiliği emret ki, iyi ehlinden (iyilerden) olasın.
İyilik yapandan şüphelenmek, haksızlıkların en çirkini ve günahların en büyüğüdür.
İyilik ediniz, onun mukabilinde fenalık göreceğinizi katiyyen aklınıza getirmeyiniz.
İyilikle, hür adamı köle yaparsın.
Kadına aşırı düşkünlük ahmakların işidir.
Kalp kör olduktan sonra gözlerin görmesinde hiçbir fayda yoktur.
Kalpler, kaplara benzer. Hayırlı olan, hayırla dolu olanıdır.
Kardeşi için kuyu kazan, o kuyuya akibet kendisi düşer.
Kendi ayıbına bakan kimse ve onu ıslaha çalışan kişi, halkın ayıbına bakmaz.
Kendi çocuğunu edeplendirdiğin şeyle yetimi de edeplendir ve çocuğunun eğitimi için yararlandığın yerden yetim için de yararlan.
Kendi görüşüyle yetinen, canını tehlikeye atmıştır.
Kendi kadrini bilen helak olmaz.
Kendin için istediğini başkaları için de iste.
Kendine reva görmediği şeyi başkasına reva gören insan kamil olamaz.
Kendisine edep yüklenen kimsenin kötülükleri azalır.
Kendini cömertliğe alıştır ve her ahlakın en iyisini seç; çünkü iyilik alışkanlık haline gelir.
Kendini güçlükler karşısında sabretmeye alıştır, çünkü haksızlıklar karşısında sabretmek en iyi ahlaktır.
Kendini tanımayan kimse kurtuluş yolundan uzaklaşarak cehalet ve sapıklık yoluna giriverir.
Kendisini beğenen ve kendisinden razı olan bir kimsenin kusur ve zaaf noktaları aşikar olur.
Kendisini beğenen ve kendisinden razı olan kimse birçok üzüntü ve acı çeker.
Kendini bilmeyen başkasını nasıl bilir?
Kınama ve azarlamada aşırı gitmek inada neden olur.
Kıskanç insan hiçbir zaman rahat ve huzur yüzü görmez.
Kıskanç kimse daima hasta olur.
Kıskançlık hasta eder.
Kıskançlık hastalıkların en kötüsüdür.
Kıskançlık ateşin odunu yediği gibi iyilikleri yer.
Kıskançlık insanın dünyasını karartır.
Kıskançlık insanın kalbi ve sinirleri üzerinde kötü etkiler bırakır ve insanı hasta eder.
Kıskançlık ruhun hapsidir.
Kıskançlık vücudu kemirir.
Kim bir işte halka öncü olursa, başkasını terbiyeye kalkmadan kendisini terbiye etmeli. Bu terbiye de diliyle öğüt vermeden önce, huyuyla öğüt vermek suretiyle olmalı. Nefsine muallim olup kendini terbiye eden kişi, insanlara muallimlik edip onları terbiye edenden daha fazla ululanmaya değer.
Kim halkın ayıplarını görür, onları kınar, fakat kendisi de o işleri yaparsa, ahmağın ta kendisidir.
Kimin söylediğine değil, ne söylediğine bak.
Kişi bilmediğinin düşmanıdır.
Kişi dili altında saklıdır. Konuşturunuz, kıymetinden neler kaybettiğini anlarsınız.
Kişinin karşılaşacağı bütün sorunların kolay olması beklenemez, bazılarının kolay olmasının yanında bazıları zor olacaktır.
Kişinin yapısını oluşturan öz iyi değilse, o kişinin ağzından iyi sözler çıkmaz.
Kitaplar, bilgi sahiplerinin bahçeleridir.
Konuşun da tanışın, çünkü insan dilinin altında gizlidir.
Kötü alışkanlıkları terketmek, en büyük ibadetlerdendir.
Kötü evlat, insanın en büyük musibetlerindendir.
Kötü evlat, ailenin şerefini yıkar ve geçmişine leke sürer.
Kötü evlat anne ve babanın şerafetini yok eder ve geriye kalanları rezil eder.
Kötü huylarını terk et. Halkın hürmetlerine mazhar olursun.
Kötü insanlarla oturup kalkmak, iyi insanlar hakkında su-i zan doğurur.
Kötü zanlı olup, dostlarını elinden çıkarma.
Kötülükten çekinmek, iyi bir iş yapmaktan yeğdir.
Kutsal görevinizin yoksul, sakat ve yetimlere bakmak olduğunu hiç aklınızdan çıkarmayın. Memurlarınız onları incitmesin, onlara kötü davranmasın. Onlara yardım edin, koruyun ve yardıma ihtiyaç duydukları her zaman huzurunuza çıkmalarına engel olmayın.
Küçük bir insandan gelen büyük bir fikri küçümseme.
Küçüklükte soru soran kimse, büyüdüğünde cevap veren biri olur.
Mal çokluğu kalpleri bozar, günahları doğurur.
Mal, isteklerin temelidir.
Mal-mülk toplayıp biriktirme, kime topladığın bilinmez.
Mal-mülk insanın gözünü doyurmaz, kalp zenginliğine çalış.
Malından vermeyeni zenginlerden sayma.
Marifetlerin en üstünü insanın kendisini tanımasıdır ve en büyük cahillik ise insanın kendini tanımamasıdır.
Mazideki esefli ve üzüntülü olaylarla kalbini doldurma, gelecekle uğraşmaya zaman bulamazsın.
Mazluma yardımcı ol, zalime düşman kesil.
Mazlumun öç alma günü zalimin zulmettiği günden daha korkunçtur.
Memurlarınızı seçerken zalim yöneticilere hizmet etmemiş ve devletin suçlarından ve zulümlerinden sorumlu olmamış bulunmalarına dikkat ediniz.
Memurlarınızın hareketlerini kontrol ediniz ve bunun için güvendiğiniz samimi kişileri kullanınız. Mektuplar ve müracaatlara bizzat kendiniz cevap veriniz.
Midenizi fazla hayvan mezarlığı yapmayınız.
Milletlerin ölçü ve terazisi adalettir.
Mutlu ile arkadaş olan mutlu olur.
Mükemmel insan eksiklerini ve kusurlarını bilendir. En kötüsü ise insanların doyumsuz isteklerin ve hırsın peşine düşmesidir.
*********************************
Namus, güzelliğin sadakasıdır.
Ne kadar tenha bir yerde olursa olsun bir fenalık yaparken, seni hiç kimsenin görmediğine hükmetme. Seni mutlaka bir gören vardır. O da Allah'tır.
Ne yüksek mevki ile sevin, ne de düşkün olduğuna üzül.
Nefsine hakim olman en üstün güç, kudrettir. Ona buyruk yürütmen en hayırlı emarettir.
Nerede bir bilgin görürsen, hemen buyruğunu kabul edip hizmetine gir.
Nice kan vardır ki, onu dil döker.
Nice zengin vardır ki, yoksuldan da yoksuldur; nice büyük kişi vardır ki, her aşağılık kişiden de aşağıdır, nice yoksul vardır ki, bütün zenginlerden daha zengindir.
*********************************
Oyun hayranı biri saadete eremez.
*********************************
Ölüm cebimizde bize hep eşlik etmektedir, neden cahillerde feryadla karşılanır, ölüm neden böyle şaşkınlık yaratır?
Öfke delilikten bir bölümdür. Çünkü sahibi nadim olur, nadim olmuyorsa deliliği adamakıllı pekişmiş demektir.
Öfke gücünü izleyecek olursan seni helak eder.
Öfke korkunç bir ateştir. Onu bastıran ateşi söndürür, yapamayan içinde yanıp gider.
Öfke kötü bir arkadaştır. Kusur ve çirkinlikleri açığa çıkarır, insanı kötülüğe yakınlaştırıp iyilikten uzaklaştırır.
Öfke ve kızgınlıktan koru kendini. Çünkü başlangıcı delilik, sonu pişmanlıktır.
Öfkeden kaçın, sakın öfke sana galip olup alışkanlık haline gelmesin.
Öl de alçalma, azı yeter bul da yüzsuyu dökme. Çalışıp da bir şey elde edemeyen oturunca hiçbir şey elde edemez.
Öldükten sonra yaşamak isterseniz kalıcı bir eser bırakınız.
Ölümü unutmak, kalbi paslandırır.
Ölümü unutmayan, güzel şeylere tutkun olur.
Ölümün belirtisi doğmaktır.
Önder önce kendini eğitmeli, sonra diğerlerini. Önce kendi edebiyle örnek olmalı, sonra öğüt ve nasihatla.
Övünmeye değer şeyler güçlü akıl, utanma, nefsinden sakınma ve eğitimdir.
Öyle bir devir ki hiçbir arkadaşın senden hoşnut değil ve öyle bir devir ki hiçbir dostun sana dürüst ve gerçek dost değil.
Öyle bir kimseyi dost tut ki, aranızda kardeşlik husule gelsin ve senin bulunmadığın yerlerde, seni müdafaa etmek için düşmanlarınla pençeleşsin.
Parçalayıcı ve yiyici yırtıcı hayvan, zalim ve zorba bir validen iyidir.
*********************************
Renkten renge giriş, inançtan inanca geçiş, ahmaklığın alametlerindendir.
Rezil kişilerin başa geçmesi, insanlara afettir.
*********************************
Sabır acılığının meyvesi zaferdir.
Sabır en güzel huy, ilim de en şerefli süs eşyasıdır.
Sabır iki türlüdür: istemediğin, hoşlanmadığın şeye sabretmek ve sevdiğin, istediğin şeye sabretmek.
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü Allah seni hür yaratmıştır.
Sakın aile ve akrabalarının bedbahtlardan olmasına sebep olan birisi olmayasın.
Sana cefa edeni utandırman için hoşça geçinmeye çalış.
Sana niçin yaptığını sorduklarında utanacağın ve yalanlamaya kalkacağın işleri yapmaktan çekin.
Sana karşı iyilik yapanlara ve teşekkür etmesini bilenlere iyilik et.
Sana öğüt veren, sana geniş kredi açmış tüccara benzer.
Sefih olanlar lisanla dostluk gösterirler. Fakat kalbleri fesatla doludur.
Seni yalnız iyi günlerinde arayan, düşkün günlerinde senden kaçacaktır.
Seni, sende bulunmayan özellikler ve değerler icat ederek koltuklayan, bir gün gelir yapmadığın suçları da üstüne yığarak seni çekiştirmeye, çeliştirmeye kalkar.
Senin hakkında iyi zanda bulunanın zannını gerçekleştir.
Seviyesiz insanların bana cahilce sözlerine karşılık vermekten tiksinti duyarım.
Sırlarını ona buna açıyorsan başına gelecek zilletlere razı ol.
Siyasetlerin (yönetimlerin) en zoru alışkanlıkları değiştirmektir.
Sizin en kötünüz insanları çekiştirerek dostlar arasında ayrılık düşüren ve temiz insanlara kusur bulan kimsedir.
Sizler mallarınızla halkı kuşatamazsınız (onların gönüllerini hoş edemezsiniz); öyleyse açık yüzlülük ve güzel davranışınızla onları kuşatınız.
Soruya verilen cevap çoğalınca doğru gizli kalır.
Soyluluk; babaların, anaların mensup oldukları soyla boyla değil, övülecek üstünlükle kazanılır.
Söylemediğin sözün hakimi, söylediğin sözün mahkumusun.
Söyleyene bakma, söylenene bak.
Söz ilaçtır; azı yaşatır, çoğu öldürür.
Söz, ok ve mızraktan daha tesirlidir.
Söz dilinin sustuğu ve amel dilinin söylediği nasihat hiçbir kulak tarafından kovulmaz ve onun faydası ile hiçbir fayda bir olmaz.
Söz sizin ağzınızda olduğu sürece, söz sizin esiriniz, söz ağzınızdan çıktıktan sonra siz sözünüzün esiri olursunuz.
Sözün gümüş olsa da, ey nefs sükut (suskunluk) altındır.
Sözün güzelliği, kısalığındadır.
Sözünde duramayacağın bir yerde söz verme ve kefaletine vefa edemeyeceğin yerde kefil olma.
Susmak ağırbaşlılığı artırır.
Susmak, sana ağırbaşlı bir elbise giydirir ve sonunda özür dileme zorundan korur.
Sükut yalan söylemekten ve başkalarını çekiştirmekten herhalde evladır.
*********************************
Şahsınıza fenalık eden bir düşmanı affediniz. Lakin vatanınıza ve milletinize fenalık eden bir kimseyi asla affetmeyiniz.
Şehvet bir kapıdan girer, akıl öbür kapıdan çıkar.
Şer'den çekinen kişi, hayır yapana benzer; suçtan sakınan kişi, iyilikte bulunana döner.
Şeref ve namus, en büyük hazinedir. Onlara malik olanlar, hayatlarını daima memnun ve mesut geçirirler.
Şeref ve soyluluk, yüksek özellik ve niteliklerden gelir, ataların çürümüş kemiklerinden değil.
Şerefine düşkün olan kötü cevap almaktan kendini sakınır. İnsanların davranışlarını düşünerek ve gözeterek onlarla uyum içinde yaşayan kendi kişiliğini de korur.
Şerefli ve önemli bir mevkiiniz olması için bilime sarılınız.
Şiddetli istek mutluluğun en büyük düşmanıdır.
Şükür nimetlerin süsüdür.
*********************************
Tamah mihneti davet eder.
Taraf tutmayın, bazı insanları kayırmayın. Bu tür davranışlar sizi zulme ve despotluğa çeker.
Tarımla uğraşanlar devletin servet kaynağıdır ve bir servet gibi korunmalıdır.
Tecrübe fayda ile beraber gelen ilimdir.
Terbiyesizlikle kendisini düşüreni, soydan gelme asalet yükseltemez.
T
*********************************
Uygunsuz yerlere giren, kendini töhmete kaptırır.
Utancın üstünü, insanın kendinden utanmasıdır.
*********************************
Üç şey hayatı tatsızlaştırır: kin, kıskançlık ve kötü huyluluk.
Üç şey insana hayatı zindan eder: Ağırlaşan aile yükü, borçların baskısı ve bir hastalığın sürüp gitmesi.
Üç şeyi kendinizde tutup saklayınız: cesaretiniz, bilginiz ve malınız. İnsanlar bu üç sahip olduğunuz şeye düşmandır ve o insanları ancak bu üç şeyi kaybetmeniz sevindirir.
Üstünlük taslamak ayıpların en kötüsüdür.
*********************************
Verilen söz zamanında yerine getirilmesi gereken bir borçtur.
*********************************
Ya siz bizi yok edersiniz ya da biz sizi yok ederiz. Ya da barışı daha uygun görürsünüz.
Yakınlarına yardımı bırakan, düşmanlarına yardım etmiş olur.
Yalan hıyanettir, doğruluk emanettir.
Yalan söylemenin sonu kınanmaktır.
Yalancılardan daima uzak bulununuz. Çünkü onlarla içli dışlı olur ve onlarla dolaşıp kalkarsanız, siz de yalancı olursunuz.
Yalancıların başlıca sıfatları şunlardır: Önce sana diller döker, birçok şeyler vaad eder, sonra senden vazgeçer, daha sonra da arkandan senin aleyhine birçok şey söyler.
Yalandan daha kötü bir kabahat yoktur.
Yalanlanacağından korktuğun bir şeyi anlatma.
Yanlışını gününde görüp nefsine sitem edersen yanlışın faydaya dönüşür. Dünde kalan yaşam geçmişle yok olur gider.
Yapman gereken hayırlı, yararlı işleri yarına bırakma. Bakarsın yarın olur da, sen olmazsın.
Yaptığın iyilikleri ve sana anlatılanları gizle.
Yaşamın tecrübeleri doğru karar verebilmeyi öğretti, öyle ki artık beni bitirmeye, yok etmeye gelen şeyleri ben bitirip yok ettim.
Yeni ilmi şeyleri öğrenmekle, kalbinizin yorgunluğunu ve rahatsızlığını giderin, çünkü kalpleriniz de vücudunuz gibi yorulur.
Yeni mal mülk edinmeden önce yığdıklarınızı kullanınız.
Yoksullar bazen çok müşkül durumlarda kalırlar. Söyledikleri sözler ne kadar doğru olursa olsun, onları dinleyenler sözlerine kulak asmazlar.
Yoksula yardımı dilenmeden yap. Sen onu el açmak zorunda bırakırsan, verdiğin sadaka ile, onun sadakadan daha değerli olan haysiyetini satmaktan kurtarırsın.
Yoksullarla otur, şükrünü artırırsın.
Yoksulluğunu gizle, yoksa itibarın sıfıra iner.
Yola düşmeden arkadaşı, eve girmeden de komşuyu sor.
Yüzünüze karşı yapılan şişirme övgüleri dinlemekten kendinizi koruyunuz. Çünkü onlar kalpleri kirletip ortalığa pis bir koku yayarlar.
Yumuşak ahlak soyluluk ve büyüklüktendir. Yumuşak huyluluğun bitmez tükenmez kaynağı ol. Kimseye asla eziyet etme, yaptığın şeyin sonuçlarını görür ve duyarsın.
Yumuşak konuş, sevilirsin.
Yüce kişinin aç kalınca, aşağılık kişinin karnı doyunca saldırısından korkun.
Y
*********************************
Zalime gelip çatan adalet günü, mazlumun uğradığı cevir ve cefa mihnetinden çetindir. Şiddet son dereceyi buldu mu ferahlık gelir çatar. Bela halkaları tam daraldı mı genişlik yüz gösterir.
Zaman bana karşı maske takındı, beni tanımazlıktan geldi, bilmedi ki ben güne saygılıyım ve talihsizliklerin en korkulusunu bile kolay şeymiş gibi karşılarım.
Zaman ibret aynasıdır.
Zaman kendine uymazsa, kendini zamana uyduranlar en akıllı kimselerdir.
Zaman uzasa, sonu gecikse bile sabreden mutlaka zafere ulaşır.
Zamanının bir kısmı maziye karıştı. Geride kalan günlerinin sayısı da belli değil, fırsat varken çalış.
Zamanın icaplarına uymayanlar, sürüden ayrılmış koyunlar gibi geri kalırlar.
Zayıfları ziyaret etmek alçak gönüllülüktendir.
Zenginlik gurbette bir vatan, fakirlik vatanda bir gurbet gibidir.
Talep ettiğin seyde Allah sana yardım etediği zaman mahluk için ona bir yol yoktur
Eger, O seni het bir gidiş yerinde irşad etmezse saparsın. Gök delil olsa bile.
miskin adem oğulları & ekinlere benzer gider
kimi biter kimi yiter & yere tohum saçmış gibi
bu dünyada bir nesneye & yanar içim göynür özüm
yiğit iken ölenlere & gök ekini biçmiş gibi
bir hastaya vardın ise & bir içim su verdin ise
yarın orda karşı gele & hak şarabın içmiş gibi
yunus emre bu dünyada & iki kişi kalır derler
meğer hızır, İlyas ola & abıhayat içmiş gibi
Bu beyzavi gibi, bazılarının katında besmelenin ba..sında, istiane...yardım dileme olduğunda, ittifakla beraber, aynı zamanda bu mananın tarafını tercih etmek ihtiyar olunmuştur.berika cilt.1. S.29.
369.bir müslüman diğer müslümana silahı ile işaret ederse, her ikiside cehennem çukurunun kenarındadırlar.onu öldürdüğü taktirde...maktul de öldürmeğe teşebbüs ettiğinden...ikisi birden cehennem çukuruna yuvarlanırlar.ramuz ül ehadis cilt.1.sy.101.
3823.ümmetimin şu iki sınıfı dürüst olursa hepsi dürüst olur.emirler, fakihler...alimler...ramuz ül ehadis.cilt.2.sy.901.
Agah olunuz ki insana dünyada yakin ve afiyetten daha hayırlı bir şey verilmemiştir.öyle ise allah c.c.tan o ikisini isteyin.ramuzel ehadis cilt 1.sy169.p.2.
Yakin.şüphesiz sağlam ve kat i olarak bilmek.
Vesait i muhabere ve müdavele ile, ehl i dünya, bir meclisin ehli hükmündedir.bediüzzaman said nursi.
Ölen bir afganlı veya arap ise bu meşru, ama bir ingiliz veya yahudi olursa bu asla kabul edilemez gibi bir tablonun
mevcudiyetiyle küreselleşme ancak totaliter bir anlamda olabilir..köprü ...2002...kış.s.55..
Zira zulüm, bir şeyi mahallinin gayrine koymaktır.bunun en büyüğü ise , yaratılanı yaratıcı yerine koyup, rablik
ve ilahlıkta mahluku halık a şerik kılmaktır.ruhu l furkan cilt.10.s.228.
Kuran ı kerim de zalimleri tehdit eder mahiyette varid olan ayet i kerime lerin ekserisinden kafirler kastedimektedir.
nitekim.resulüm...sakın, allah ı zalimlerin yaptıklarından gafil zannetme.ibrahim suresi 42.den.
İnsan vucudunda yaklaşık 1 trilyon nöron vardır., bu sayı samanyolu ndaki yıldızların sayısından fazladır.100 fikir.
Allah c.c.demek ar olmaz,
Mümin kalbi dar olmaz,
Seversen allah c.c.ı sev
Allah c.c.gibi yar olmaz.tenbihat mahmud ustaosmanoğlu ...k.s...
Allah c.c.işlediğinden sorumlu tutulmaz,onlar ise sorumlu tutulurlar.enbiya suresi ayet .23.
Dehr..zaman..i gördüm ki.değişerek deveran ediyor,
Hiçbir hüzün keder,hiç bir sevinç devam etmiyor,
Krallar,o zamanlar boyunca saraylar yaptılar,
Şimdi ne krallar ne de saraylar kaldı...berika...
Nefsim bana zarar veren şeye davet edicidir.
O,benim hastalık ve ağrılarımı artırır.
Düşmanım kaburgalarımın arasında olunca,
Düşmanımdan nasıl hile edip kurtulacağım?.berika.
Peygamberimiz s.a.v.ümetimin uleması..alimleri..beni israil in
Peygamberleri gibidir.ve o nun s.a.v.için şefaat ı uzma,makam ı
Mahmud,liva i makud,havz,kevser gibi vesileler vardır..berika..
Adem ve ondan sonrakiler o nun s.a.v.livasının yani sancağının altındadırlar.
Kim bir birimiz koltuğuna yaslanmis bir halde beni yalanlayacaktir. Benim hadisim kendisine ulaşınca :
"Bunu Allah'ın Rasulu dememistir. Birak bunu da bana Kur'andan delil getir" diyecektir
Bugüne kavuşacağınızı unuttuğunuz gibi, Biz de sizi unuttuk.Berika cilt.1.sy.154.
Alim kimseden iki rekat namaz, alim olmayan kimseden yetmiş rekattan efdaldir. Hadisi...
Bir rivayette ise Allah c.c.ı bilen bir alimden sadır olan bir rekat namaz, Allah c.c.ı bilmeyen bir kimseden sadr
olan bin rekattan daha hayırlıdır.denilmektedir.Berika.cilt .1. Sy.157.
Bazı ulema demişlerdir ki.her bir ayet için, altmış bin mana vardır.Berika.cilt. 1. Sy.161.
Beyzavi, Allahu tealanın.Pürüzsüz Arapça bir Kuran...indirdik...32...ayet i kerimesini, hiç bir yönden ihtilaf yoktur
şeklinde yorumlanmıştır.32.zümer süresi ayet.28.Berika .cilt 1. Sy.160.
Hazret-i Ebû Bekir’den Hikmetli Sözler
“Allâh ile mahlûkâtından hiçbiri arasında bir neseb bağı yoktur. Allâh’a yakınlık, ancak O’na itaat ve emirlerine tâbî olmakla mümkündür.”
“Allah, kulunun amelsiz sözünden râzı olmaz.”
“Çok söz, kişiyi unutkan yapar.”
“NE SÖYLEDİĞİNİ, NE ZAMAN SÖYLEDİĞİNİ VE KİME SÖYLEDİĞİNİ İYİ DÜŞÜN!”
“Hakk’ı tanıyan âriflerin kölesi ol!”
“Sana yol göstermek isteyenden hâlini gizleme! Aksi takdirde kendini aldatırsın.”
“Kendini ıslah et ki insanlar da sana karşı iyi davransınlar.”
“Dört kimse Allâh’ın sâlih kullarındandır:
1. Tevbe eden kişiyi gördüğü zaman sevinen.
2. Günahkârların affı için Rabbine yalvaran.
3. Din kardeşine gıyâbında duâ eden.
4. Kendinden muhtaç kişiye yardım ve hizmette bulunan.”
“Benim nezdimde sizin en kuvvetliniz, hakkını alıncaya kadar, zayıf olan kimsedir. En zayıfınız da ondan başkasının hakkı alınıncaya kadar, güçlü kimsedir.”
“Îman sadece câmilerde, mal cimrilerde, silah korkaklarda, yetki zayıflarda olursa işler bozulur.”
“Akıllı kimse takvâ sahibi olan, akılsız da zâlim olandır.”
“Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de vereceğini va’dettiği mükâfâtı azap ile birlikte zikretti ki bu vesîleyle kul ibâdete rağbet etsin ve azaptan korksun.”
“Bir hayrı kaçırırsan onu yakalamaya çalış, elde edince de onu geçmeye bak, daha güzelini yapmaya gayret et!”
“İnsanlara iyilik etmek, kişiyi âfetlerden ve belâlardan muhafaza eder.”
“Şöhretten kaç ki şeref seni takip etsin. Ölüme karşı hazırlıklı ol ki sana hayat verilsin.”
“Hiçbir belâ yoktur ki ondan daha kötüsü olmasın.”
“Sabırda zarar, hüzün ve telaşta fayda yoktur.”
“Sabır îmânın yarısı, yakîn ise tamamıdır.”
“Allah’tan âfiyet isteyiniz. Hiç kimseye yakînden (kat’î bir îmandan) sonra âfiyetten daha fazîletli bir şey verilmemiştir.”
“Bana göre âfiyette olup şükretmem, imtihan edilip sabretmemden daha makbûldür.”
“Dünya mü’minlerin pazarı; gece ile gündüz sermâyeleri; güzel ameller ticaret malları; cennet kazançları; cehennem de zararlarıdır.”
“Hazret-i Peygamber’e salevât getirmek günahları, suyun ateşi söndürmesinden daha çabuk yok eder. Ona (muhabbet ve ihlâsla) selâm göndermek pek çok köle âzâd etmekten daha fazîletlidir. Rasûlullah
-sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i sevmek ise riyâzet ve mücâhededen, Allah yolunda kılıç sallamaktan daha üstündür.” (Bağdadî, Târihu Bağdâd, VII, 161)
“Allah dostları (mizaçlarına göre) üç sınıftırlar. Her üç sınıf, üçer alâmetle bilinir:
“Allah dostları (mizaçlarına göre) üç sınıftırlar. Her üç sınıf, üçer alâmetle bilinir:
Birinci sınıf (Hak dostları), havf (korku) hâlinde olanlardır. Bunlar;
1. Dâimâ mütevâzıdırlar.
2. Hayır-hasenâtları ne kadar çok olsa da onu az görürler.
3. En küçük hatâlarını bile büyük görürler. (Zîrâ kime karşı günah işlediklerinin farkındadırlar.)
İkinci sınıf (Hak dostları), recâ (ümit) sahibi kimselerdir. Bunlar da;
1. Her hâl ve hareketlerinde insanlara fazîlet ve güzellikler sergileyerek örnek olurlar.
2. Mallarını Hak yolunda sarf ederek insanların en cömertlerinden olurlar.
3. Allâh’ın kullarına karşı dâimâ hüsn-i zan içindedirler.
Üçüncü sınıf (Hak dostları) ise, aşk ve muhabbet vecdiyle Rabbine ibâdet eden (ârifler)dir. Bunlar da;
1. Sevdikleri şeyleri (Allâh için) infak ederler.
2. Her hâl ve hareketlerinde Allah rızâsını hedeflerler, bu yüzden câhillerin kınamalarına aldırmaz, onların kaba davranışlarından rahatsız olmazlar.
3. Nefislerine ağır gelen şeyleri nefislerinin muhâlefetine rağmen îfâya çalışırlar; bütün hâl ve hareketlerinde Allâh’ın emir ve nehiylerine itaat ederler.” (İbn-i Haceri’l-Askalânî, Münebbihât, s. 94-95)
İşte Hazret-i Ebû Bekir, bu üç sınıf Hak dostlarının bütün hâl ve sıfatlarını kendisinde cem etmiş mübârek bir İslâm şahsiyetiydi. Rabbimiz, O’nun bu hikmetli öğütlerinden lâyıkıyla istifâde etmeyi ve güzel hâllerinden feyz almayı cümlemize nasîb eylesin. Bizleri, onun dostluk halkasına dâhil olanlardan kılsın! Zîrâ dostluğun kaynağına Allah ve Rasûlü’nde erişen Hulefâ-i Râşidîn, Ashâb-ı Kirâm, Hak dostları ve onlara güzelce tâbî olanlar, Rabbimizin lutfuyla ebedî saâdet kervanının bahtiyar yolcularıdır.
Sözlerimize, Ebû Bekir -radıyallâhu anh-’ın şu samîmî niyazlarına gönülden âmin diyerek son verelim:
“Allâh’ım! Ömrümün en hayırlı devresi sonu, amellerimin en hayırlı kısmı neticeleri, günlerimin en hayırlısı da Sana kavuştuğum gün olsun.” (Süyûtî, Târîhu’l-Hulefâ, s. 103)
“Allâh’ım! Bana hayırdan lutfettiğin en son şey, rızâ-yı şerîfin ve Naîm Cennetleri’ndeki yüksek dereceler olsun!” (Süyûtî, Târîhu’l-Hulefâ, s. 103)
Hazret-i Ömer’den Hikmetli Sözler
“Günah işlemekten vazgeçmek, tevbe ile uğraşmaktan daha kolaydır.”
“En çok sevdiğim kimse, bana ayıp ve kusurlarımı haber verendir.” (Süyûtî, Târîhu’l-Hulefâ, s. 130)
“Çok konuşan, çok yanılır. Çok yanılanın, hayâ duygusu azalır. Hayâ duygusu azalanın, günah ve harama düşme endişesiyle şüphelilerden sakınma titizliği kaybolur. Şüphelilerden sakınma titizliği kaybolanın, kalbi ölür.”
“Gaybı bilme iddiâsı gibi olmasaydı, beş kimsenin cennet ehli olduklarına şâhitlik ederdim:
1) Çok çocuk sahibi (olup şükür ve sabır hâlinde) olan fakir.
2) Kocası kendisinden râzı olan (sâliha) kadın.
3) Mehr-i müsemmâsını (yâni nikâh esnâsında iki tarafın da rızâsıyla tâyin edilen mehrini) kocasına tasadduk eden kadın.
4) Baba ve anası kendisinden râzı olan kişi.
5) Günahından (nefret ederek samîmiyetle) tevbe eden kimse…”
“Bütün dostları gezdim, gördüm; dili muhafaza etmekten daha iyi dost göremedim. Bütün elbiseleri gördüm; iffet ve sakınmaktan daha iyi elbise görmedim. Bütün malları gördüm; kanaatten daha iyi mal görmedim. Bütün iyilikleri gördüm; nasihatten daha iyisini görmedim. Bütün yemekleri görüp tattım; sabırdan lezzetlisini görmedim.”
“İnsanlarla güzel dostluk kurmak, aklın yarısıdır. Yerinde sual sormak, ilmin yarısı; iyi tedbir almak da yaşamanın yarısıdır.”
“Âhiret yanında dünya nedir ki! Ancak tavşanın bir defa sıçraması misâli bir şeydir.” (İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, VIII, 152)
“Fazla lâkırdıyı terk eden kimseye hikmet bahşedilir. Fazla (tecessüsle) bakmayı terk edenin kalbine tevâzû bahşedilir. Fazla yemeyi terk edene ibâdet lezzeti bahşedilir. Fazla gülmeyi terk edene heybet bahşedilir. Mizahı terk edene izzet bahşedilir. Dünya sevgisini terk edene, âhiret muhabbeti bahşedilir. Başkasının ayıbı ile meşgul olmayı terk edene, nefsinin ayıplarını ıslah etme hâli bahşedilir. (Müteâl, yâni idrak ötesi olan) Allâh’ın keyfiyetinde araştırma ve tecessüsü terk edene, nifaktan kurtuluş bahşedilir.”
On şey, on şeysiz düzelmez: Akıl, iffetsiz; fazîlet, ilimsiz; kurtuluş, korkusuz; sultan, adâletsiz; asâlet ve şeref, edepsiz; ferah, emniyetsiz; zenginlik, sehâvetsiz; fakirlik, kanaatsiz; yücelik, tevâzûsuz; cihâd, tevfiksiz iyileşip düzelmez.”
“Merhamet etmeyene merhamet olunmaz, kusurları bağışlamayan bağışlanmaz, affetmeyen kişi affolunmaz, günahlardan korunmaya çalışmayan kimse de korunup takvâya erdirilmez.” (Buhârî, el-Edebü’l-Müfred, s. 415, no: 371)
“Duâ, semâ ile arz arasında durur. Rasûlullâh’a salevât getirilmedikçe, Allâh’a yükselmez.” (Tirmizî, Vitr, 21)
“Bizim çarşımızda dîni(n ticâret kâidelerini) bilen kimseler satıcılık yapsın.” (Tirmizî, Vitr, 21/487)
“Yüze karşı övmek, boğazlamak gibidir.” (İbn-i Kuteybe, el-Mesâil, s. 145)
Hazret-i Ömer, vâlilerine şöyle yazmıştır:
“Benim katımda en mühim işiniz namazdır. Kim onu koruyup vakitlerine dikkat ederse, dînini korumuş olur; kim de onu yerine getirmeyip yitirirse, dînini de kısa zamanda yitirir.” (Muvatta’, Vukûtu’s-Salât, 6)
Kadı Şurayh, Hazret-i Ömer’e mektup yazarak nasıl hükmedeceğini sordu. Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-cevâben şöyle yazdı:
“Allâh’ın kitabında olanlarla hükmet. Eğer onda bulamazsan Allah Rasûlü’nün sünnetiyle hükmet. Allâh’ın kitabı ve Rasûlü’nün sünnetinde de bulamazsan sâlihlerin verdiği hükümlerle hüküm ver. Sâlihlerin verdiği hükümler arasında da yoksa istersen devam et hükmünü ver, istersen geri dur. Geri durup hüküm vermemenin senin için daha hayırlı olduğu kanaatindeyim. Ve’s-selâm.” (Nesâî, Kudât, 11/3)
Zenginlik de fakirlik de aynı şekilde birer binektir. Hangisine bineceğime aldırmıyorum.”
“En akıllı kimse, insanların hareketlerini en iyi takdîr edendir.”
“Bir kimsenin sorduğu sorudan onun akıl seviyesini anlarım.”
“Bugünün işini yarına bırakma!”
“İş bir kere geri kalırsa artık hiçbir zaman ilerleyemez.”
“Şerri bilmeyen, onun tuzağına düşer.”
“Dünyaya az meylet ki hür yaşayasın. (Nefsin esâretine düşmeyesin.)”
“İnandığınız gibi yaşamıyorsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız.”
“İnsanları düzeltebilmeniz için önce kendinizi ıslah etmeniz gerekir.”
“İnsanların en câhili (ve ahmağı), kendi âhiretini başkasının dünyası için satandır.”
“Bir iyiliğin şerefi, geciktirilmeden hemen yapılmasındadır.”
“Kötü bir işin en gizli şâhidi vicdânımızdır.” [Nitekim Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-, iyiliğin ne olduğunu sormaya gelen birine; “Kalbine danış! İyilik, kalbinin müsterih olduğu ve yapılmasını tasdik ettiği şeydir. Günah ise içini tırmalayan ve başkaları sana «Yap!» diye fetvâlar verse bile, içinde şüphe ve tereddüt uyandıran şeydir.” buyurmuştur. (İbn-i Hanbel, IV, 227-228)]
“Sırrını gizleyen, kendine hâkim olur.”
“Şiddet göstermeksizin kuvvetli, zayıflık belirtmeksizin yumuşak ol.”
İşte böyle yüce bir kalbî kıvâma ve takvâ hayâtına sâhip olan Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- dâimâ:
“Ey Allâh’ım! Beni ansızın yakalamandan, gaflet içerisinde bırakmandan ve gâfillerden kılmandan Sana sığınıyorum.” diye duâ ederdi.6 Akşamları da, elindeki kamçısıyla ayaklarına vurur ve; “Bugün ne yaptın ey Ömer?” diye kendisini hesâba çekerdi.7 Bu nefs muhâsebesini her akşam kendine vird edinmişti.
Şüphesiz ki bütün bu hassâsiyetler, ondan bize yâdigâr kalan en güzel irşad numûneleridir. Bizler de o mübârek sahâbînin bu güzel hâllerini ve hatıralarını gönlümüze nakşetmeli ve sık sık; “Bugün Allâh için ne yaptım?” diyerek kendimizi vicdan muhâsebesine çekmeliyiz. Maddî ve mânevî vazîfelerimizde gaflet, ihmâl, atâlet ve tembellik göstermekten titizlikle sakınmalıyız. Rabbimizin huzûrunda hesaba çekilmeden evvel kendimizle hesaplaşmalıyız.
Rabbimiz âhiretteki hesâbımızı kolay getirsin. Îman ve güzel ahlâk iklîminde amel-i sâlihlerle dolu bir dünya hayatı yaşayıp ebedî hayâtın saâdetiyle gönüllerimizi mes’ûd eylesin. Hazret-i Ömer
-radıyallâhu anh-’ın “Fâruk” sıfatından gönüllerimize bir nasip ihsân eylesin!
Âmîn!
Hazret-i Osman’dan Hikmetli Sözler:
“En akıllı insan; nefsini hesaba çeken, onu iyi idâre eden, ölümden sonrası için amel işleyen ve kabir karanlığı için Allâh’ın nûrundan istifâde edendir.”
“Kul, gözleri gördüğü hâlde Allâh’ın kendisini âmâ olarak diriltmesinden korksun! Hikmetten anlayana mânâlı bir söz kâfîdir. Mânen sağır olanlar, zaten hakkı duyamazlar…”
“Beş şey müttakîlerin (sâlihlerin) alâmetidir:
1. Dînî gayret içinde olanlarla beraber olmak.
2. Nefsini ıslâh edip diline hâkim olmak.
3. (Allah sevgisini unutturan) dünyalıklardan nefsine hoş gelen bir şeye eriştiğinde onun zarar-ziyanını ayırd edebilmek, dinden kendisine az bir şey bile nasip olduğunda onu da ganîmet bilmek.
4. Haram karışır endişesiyle midesini helâlden (de olsa) doldurmamak (ve riyâzat içinde yaşayabilmek).
5. Bütün insanların kurtulduğunu, yalnız kendisinin mahvolduğunu düşünmek.”
“Gerçek mü’min altı çeşit korku içindedir:
1. Îmânını kaybetme korkusu.
Zîrâ âyet-i kerîmelerde buyrulur:
“Rabbimiz! Bizleri hidâyete erdirdikten sonra kalblerimizi eğriltme!..” (Âl-i İmrân, 8)
“Ey îmân edenler! Allah’tan, O’na yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin.” (Âl-i İmrân, 102)
2. Kıyâmet günü kendisini rüsvâ edecek şeylerin melekler tarafından yazılması korkusu.
Zîrâ âyet-i kerîmede buyrulur:
“İşte o gün (yer) Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberlerini anlatır.” (ez-Zilzâl, 4-5)
3. Amelinin şeytan (aleyhi’l-lâ’ne) tarafından boşa çıkartılması korkusu.
Zîrâ âyet-i kerîmelerde buyrulur:
“(İblis) dedi ki: Rabbim! Beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım! Ancak onlardan ihlâslı kulların müstesnâ.” (el-Hicr, 39-40)
Ölüm meleği Azrâil’e gaflet içindeyken ve ansızın yakalanma korkusu.
Âyet-i kerîmede buyrulur:
“Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibâdet et!” (el-Hicr, 99)
Hadîs-i şerîfte buyrulur:
“Kişi yaşadığı hâl üzere ölür ve öldüğü hâl üzere haşrolunur.” (Müslim, Cennet, 83; Münâvî, V, 663)
Nitekim Hazret-i Osman -radıyallâhu anh- Kur’ân ile yaşadı, Kur’ân’ı infâk etti ve Kur’ân okurken şehîd edilerek rahmet-i Rahmân’a kavuştu.
5. Dünya ile mağrur olup, âhiretten gâfil kalma korkusu.
Âyet-i kerîmede buyrulur:
“…Bu dünya hayatı, aldatma metâından başka bir şey değildir.” (Âl-i İmrân, 185)
6. Çoluk-çocuğuyla fazlaca meşgûliyete dalıp Allâh Teâlâ’nın zikriyle yeterince meşgul olamama korkusu.”
Âyet-i kerîmede buyrulur:
“Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükâfat Allah katındadır.” (el-Enfâl, 28)
“Muhakkak ki dünya fânî, âhiret ise bâkîdir. Fânî olan sizi şımartıp azdırmasın, bâkî olandan alıkoymasın. Siz, bâkîyi fânî olana tercih ediniz. Dünya sonludur, dönüş Allâh’adır. Allah’tan korkunuz.” (İbn-i Ebi’d-Dünyâ, Mevsû‘a, I, 77)
“Ecel gelip çatmadan yapabileceğiniz iyiliği hemen yapınız.”
Cenâb-ı Hak bu hikmet dolu nasîhatlerin muktezâsıyla amel edebilmeyi ve o güzîde sahâbînin şefaatine erebilmeyi nasîb eylesin. Onun sevgisini gönüllerimize nakşederek âhirette dostluk ve komşuluğuna mazhar eylesin.
Âmîn!..
Hazret-i Ali’den Hikmetli Sözler
• “Düşündürücü ve hikmetli sözlerle ruhlarınızı dinlendirin. Zîrâ bedenlerin yorulduğu ve zayıfladığı gibi ruhlar da yorulur.”
• “Huşûsuz kılınan namazda, dilin âfetlerinden ve boş şeylerden sakınmaksızın tutulan oruçta, Kur’ân’ı tefekkürsüz okumakta, kalbe nakşolmayan ilimde, infâk edilmeyen malda, zor günlerde gösterilmeyen kardeşlikte, şükredilmeyen nîmette, gönülden edilmeyen ihlâssız duâda hayır yoktur.”
• “İnsanlar bilmedikleri şeyin düşmanıdır.”
• “Cennet cömertlerin, cehennem câhillerin yeridir.”
• “Âlimlere; «Niçin öğretmediniz?» sorusu sorulmadan câhillere; «Niçin öğrenmediniz?» sorusu sorulmayacaktır.”
• “Cenneti arzulayan, hayırlara koşar. Ateşten korkan, şehvetlerden sakınır. Öleceğine inananın, nefsânî ve şehvânî lezzetleri yıkılır. Dünyayı bilene, musîbetler zâhir olur.”
• “Namus, güzelliğin sadakasıdır.”
• “Dinde edep ve mürüvvet, akl-ı selîmin meyvesidir.”
• “Aklı tam olanın, sözü az olur.”
• “Sözlerinin amellerinden sayıldığını bilen kimse, az konuşur ve ancak kendisini ilgilendiren şeyleri söyler.”
• “Soruluncaya kadar susmak, susturuluncaya kadar söylemekten hayırlıdır.”
• “Alçakça söylenen söze karşılık vereyim deme, çünkü o sözün sahibinde onun gibi daha nice düşük sözler vardır. Cevabına yine onlarla cevap verir.”
• “Câhil ile sakın latîfe etme. Dili zehirli olduğundan gönlünü yaralar.”
• “İnsanlara anlayacakları şekilde konuşunuz.”
• “Eğrinin gölgesi de eğri olur.”
• “Allâh’ın kullarına karşı hüsn-i zan sâhibi ol. Böyle olursan birçok yorgunluktan kurtulursun.”
• “Yanında Allâh’ın, Rasûlullâh’ın ve evliyânın sünneti olmayan kimsenin elinde hiçbir şey yok demektir. Allâh’ın sünneti, sırrı gizlemek; Rasûl’ün sünneti, insanlar arasında güzel ahlâk ile idâre yolunu bulmak; evliyânın sünneti de, insanlardan gelen eziyetlere katlanmaktır.”
Bir adamla dost olmak istersen (önce) onunla muayyen bir mesâfede kal; bu durumda iken sana normal davranırsa dostluğunu sürdür, yoksa vazgeç.”
• “Kalbi düşmanlıklarla meşgul olan kişi, faydalı işler yapamaz. Çünkü kalb, iki zıt meşgûliyeti bir arada bulunduracak kadar geniş değildir.”
• “Mü’minin tebessümü yüzünde, hüznü ise kalbindedir.”
• “Nîmetin tamamına erişmek, İslâm üzere ölmektir.”
• “Övünmek Âdemoğlunun neyine ki?! Evveli nutfe, sonu ise cîfedir! Kendi rızkını dahî yaratamadığı gibi, kendini helâkten de kurtaramaz.”
• “Hayat iki günden ibarettir. Bir gün lehine (yâni sana tebessüm hâlinde), bir gün de aleyhine (yâni hüzün içinde)dir. Gün lehine olduğunda şımarma, aleyhine olduğunda da daralıp feryâd ü figân etme!”
• “Bugün amel işleme günüdür, hesap yoktur. Yarın ise hesap vardır, amel işleme imkânı yoktur.”
• “Nefesler, ecele doğru atılan adımlardır.”
• “Dört şey devam ettiği müddetçe din ve dünya, huzur ve selâmetle ayakta duracaktır:
1. Zenginler, kendilerine verilen mal ile cimrilik etmedikçe. 2. Âlimler, öğrendikleri ve bildikleri şeyle amel ettikçe. 3. Câhiller, bilmedikleri şeyle kibirlenmedikçe. 4. Fakirler de âhiretlerini dünyalarına satmadıkları müddetçe.”
• “Zenginlerin, Allah katındaki mükâfâtı taleb ederek tevâzu göstermeleri ne güzeldir. Bundan daha güzeli ise, fakirlerin Allâh’a tevekkül ederek zenginlere karşı müstağnî davranmalarıdır.”
• “Mahrûmiyet, minnet altında kalmaktan daha hayırlıdır.”
• “İffet, fakirliğin; şükür de zenginliğin süsüdür.”
• “Cimrilik bütün kötü ahlâkı kendinde toplar.” (Bu hakîkatin mefhûm-ı muhâlifince; merhamet de cömertliği, cömertlik tevâzûyu, tevâzû da hizmeti beraberinde getirir.)
• “Yoksul düştüğün zaman sadaka vererek Allâh ile ticâret yap. Eline nîmet geçtiği zaman çok şükret! Sakın az şükürle Allâh’ın nîmetlerini elinden kaçırma!”
• “Dünyanın; nîmetlerinden İslâm nîmeti sana kâfîdir. Meşgûliyetlerinden, tâat meşgûliyeti sana kâfîdir. İbretlerinden, ölüm ibreti sana kâfîdir.”
• “İlim, en hayırlı mirastır. Edep, en hayırlı sanattır. Takvâ, en hayırlı azıktır. İbâdet, en hayırlı sermayedir. Sâlih amel, en hayırlı rehberdir. Güzel ahlâk, en hayırlı yakın dosttur. Hilim, en hayırlı yardımcıdır. Kanaat, en hayırlı zenginliktir. Ölümü tefekkür, en hayırlı uslandırıcıdır.”
• “Amel-i sâlih gibi ticâret, sevap gibi kazanç, Allâh’ın tevfîki gibi fayda, tevâzû gibi asâlet, ilim gibi şeref, şüphelilerden uzak durmak gibi verâ, güzel ahlâk gibi Allâh’a yakınlık, farzları edâ gibi ibâdet, tedbir gibi akıl, birlik ve beraberlik gibi insanı kendini beğenmekten uzak tutan başka bir haslet yoktur.”
• “Amellerin en güç olanı dört haslettir:
1. Öfkeli anda affetmek. 2. Muhtaçken de cömert davranmak. 3. Kapalı ve tenha yerlerde nefsin şerrinden korunmak. 4. Korktuğu veya bir menfaat umduğu kimseye karşı da doğru söylemek.”
• “Küçük musîbetleri büyük göreni, Allah büyük musîbetlere mübtelâ kılar.”
• “Mal, nefsânî arzuların hammaddesidir. (Nefsânî ve dünyevî) arzular, sıkıntıların anahtarıdır. Hased de boş yorgunluğun bineğidir.”
Dünyevî) arzu ve ümitler, basîretli kimseleri dahî âmâ eder.”
• “Kişinin kıymeti, istek ve arzularının kıymeti kadardır.”
• “Kim nefsin bitmek bilmeyen istek ve arzularının zebûnu olursa, amelleri de kötü olur.”
• “Nasîb, kendisine gelmeyene de gider.”
• “Canlarınız için cennetten başka bir karşılık ve değer yoktur. Öyleyse canlarınızı ancak cennet karşılığında satın!”
• “Allah dostları o kişilerdir ki, insanlar dünyanın zâhirî görünüşüne baktıkları zaman onlar, dünyanın içyüzünü görürler.”
• “Bir kul, Allâh’ın katındakine kendi elindekinden daha fazla güvenmezse îmânı kâmil olmaz!”
Rabbimiz, bu hikmetli sözleri lâyıkıyla idrâk edip muktezâsıyla amel edebilmeyi nasîb eylesin. Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-’ın en yakın dostları olan dört büyük halîfenin muhabbetini gönüllerimizden eksik eylemesin. Âhirette bizleri onlarla birlikte haşr u cem eylesin! Hiç şüphesiz ki o mübârek sahâbîler ile âhiretteki berâberlik, daha bu dünyâda başlar. Onlarla bugün dost olabilirsek ve bu dostluğun hukûkuna riâyet edebilirsek -inşâallah- yarın kıyâmette onların yakınlığına mazhar oluruz. Rabbimiz Hulefâ-i Râşidîn’in güzel ahlâkı ile ahlâklanmayı cümlemize nasîb eylesin. Şefaatlerine nâil buyursun! Âmîn!
Düşündürücü ve hikmetli sözlerle ruhlarınızı dinlendirin! Zira bedenlerin yorulduğu ve zayıfladığı gibi ruhlar da yorulur.”
• “Huşusuz kılınan namazda, dilin afetlerinden ve boş şeylerden sakınmaksızın tutulan oruçta, Kur’an’ı tefekkürsüz okumakta, kalbe nakşolmayan ilimde, infak edilmeyen malda, zor günlerde gösterilmeyen kardeşlikte, şükredilmeyen nimette, gönülden edilmeyen ihlassız duada hayır yoktur.”
• “İnsanlar bilmedikleri şeyin düşmanıdır.”
• “Cennet cömertlerin, cehennem cahillerin yeridir.”
• “Âlimlere: “Niçin öğretmediniz?” sorusu sorulmadan, cahillere: ‘’Niçin öğrenmediniz?’’ sorusu sorulmayacaktır.”
• “Cenneti arzulayan, hayırlara koşar. Ateşten korkan, şehvetlerden sakınır. Öleceğine inananın, nefsanî ve şehvanî lezzetleri yıkılır. Dünyayı bilene, musibetler zahir olur.”
Namus, güzelliğin sadakasıdır.”
• “Dinde edep ve mürüvvet, akl-ı selimin meyvesidir.”
• “Aklı tam olanın, sözü az olur.”
• “Sözlerinin amellerinden sayıldığını bilen kimse, az konuşur ve ancak kendisini ilgilendiren şeyleri söyler.”
• “Soruluncaya kadar susmak, susturuluncaya kadar söylemekten hayırlıdır.”
• “Alçakça söylenen söze karşılık vereyim deme, çünkü o sözün sahibinde onun gibi daha nice düşük sözler vardır. Cevabına yine onlarla cevap verir.”
• “Cahil ile sakın latife etme. Dili zehirli olduğundan gönlünü yaralar.”
• “İnsanlara anlayacakları şekilde konuşunuz.”
• “Eğrinin gölgesi de eğri olur.”
• “Allah’ın kullarına karşı hüsnü zan sahibi ol! Böyle olursan birçok yorgunluktan kurtulursun.”
• “Yanında Allah’ın, Resûlullah’ın ve evliyanın sünneti olmayan kimsenin elinde hiçbir şey yok demektir. Allah’ın sünneti sırrı gizlemek; Resûlullah’ın sünneti insanlar arasında güzel ahlak ile idare yolunu bulmak; evliyanın sünneti de insanlardan gelen eziyetlere katlanmaktır.”
“Bir adamla dost olmak istersen (önce) onunla muayyen bir mesafede kal. Bu durumda iken sana normal davranırsa dostluğunu sürdür yoksa vazgeç.”
• “Kalbi düşmanlıklarla meşgul olan kişi, faydalı işler yapamaz. Çünkü kalp, iki zıt meşguliyeti bir arada bulunduracak kadar geniş değildir.”
• “Müminin tebessümü yüzünde, hüznü ise kalbindedir.”
• “Nimetin tamamına erişmek, İslâm üzere ölmektir.”
• “Övünmek Ademoğlunun neyine ki?! Evveli nutfe, sonu ise cifedir. Kendi rızkını dahi yaratamadığı gibi, kendini helakten de kurtaramaz.”
• “Hayat iki günden ibarettir. Bir gün lehine (yani sana tebessüm hâlinde), bir gün de aleyhine (yani hüzün içinde)dir. Gün lehine olduğunda şımarma, aleyhine olduğunda da daralıp feryad-ü figan etme!”
• “Bugün amel işleme günüdür, hesap yoktur. Yarın ise hesap vardır, amel işleme imkânı yoktur.”
• “Nefesler, ecele doğru atılan adımlardır.”
• “Zenginlerin, Allah katındaki mükâfatı talep ederek tevazu göstermeleri ne güzeldir. Bundan daha güzeli ise fakirlerin Allah’a tevekkül ederek zenginlere karşı müstağni davranmalarıdır.”
• “Mahrumiyet, minnet altında kalmaktan daha hayırlıdır.”
• “İffet, fakirliğin; şükür de zenginliğin süsüdür.”
• “Cimrilik bütün kötü ahlakı kendinde toplar.”
(Bu hakikatin mefhum-u muhalifince; merhamet de cömertliği, cömertlik tevazuyu, tevazu da hizmeti beraberinde getirir.)
Yoksul düştüğün zaman sadaka vererek Allah ile ticaret yap! Eline nimet geçtiği zaman çok şükret! Sakın az şükürle Allah’ın nimetlerini elinden kaçırma!”
• “Dünyanın nimetlerinden İslam nimeti sana kâfidir. Meşguliyetlerinden, taat meşguliyeti sana kâfidir. İbretlerinden, ölüm ibreti sana kâfidir.”
• “İlim, en hayırlı mirastır. Edep, en hayırlı sanattır. Takva, en hayırlı azıktır. İbadet, en hayırlı sermayedir. Salih amel, en hayırlı rehberdir. Güzel ahlak, en hayırlı yakın dosttur. Hilim, en hayırlı yardımcıdır. Kanaat, en hayırlı zenginliktir. Ölümü tefekkür, en hayırlı uslandırıcıdır.”
• “Amel-i salih gibi ticaret, sevap gibi kazanç, Allah’ın tevfiki gibi fayda, tevazu gibi asalet, ilim gibi şeref, şüphelilerden uzak durmak gibi vera, güzel ahlak gibi Allah’a yakınlık, farzları eda gibi ibadet, tedbir gibi akıl, birlik ve beraberlik gibi insanı kendini beğenmekten uzak tutan başka bir haslet yoktur.”
• “Amellerin en güç olanı dört haslettir:
1. Öfkeli anda affetmek.
2. Muhtaçken de cömert davranmak.
3. Kapalı ve tenha yerlerde nefsin şerrinden korunmak.
4. Korktuğu veya bir menfaat umduğu kimseye karşı da doğru söylemek.
• “Küçük musibetleri büyük göreni, Allah büyük musibetlere müptela kılar.”
• “Mal, nefsanî arzuların hammaddesidir. (Nefsanî ve dünyevî) arzular, sıkıntıların anahtarıdır. Haset de boş yorgunluğun bineğidir.”
• “(Dünyevî) arzu ve ümitler, basiretli kimseleri dahi âmâ eder.”
• “Kişinin kıymeti, istek ve arzularının kıymeti kadardır.”
• “Kim nefsin bitmek bilmeyen istek ve arzularının zebunu olursa, amelleri de kötü olur.”
• “Nasip, kendisine gelmeyene de gider.”
• “Canlarınız için cennetten başka bir karşılık ve değer yoktur. Öyleyse canlarınızı ancak cennet karşılığında satın!”
• “Allah dostları o kişilerdir ki, insanlar dünyanın zahirî görünüşüne baktıkları zaman, onlar dünyanın içyüzünü görürler.”
• “Bir kul, Allah’ın katındakine kendi elindekinden daha fazla güvenmezse imanı kâmil olmaz.”
Allahu teala isa a.s. a şöyle vahyetti.Ben şüphesiz ki, bir kulun kalbine bakıp onda dünya ve ahiret sevgisini
bulmadığım zaman onu benim sevgim ile doldururum.Berika.
Yahya b. Muaz dedi ki.Sevgiden bir hardal ağırlığı, bana yetmiş sene sevgisiz ibadetten daha sevimlidir, Berika.
Vahidi'den şöyle nakl olundu: Her bir kimse ki, Allahu Teala'nın emrettiği şeylerin hepsini, içinde bir şüphe girmeyecek şekilde tasdik etti, doğruladı ve nebileri de doğruladı (tastikte bulundu), o kimse sıddikdir.
Zamana,zemine,insandan insana göre değişiktir.Her zaman ve her yerde aynı usule başvurulamayacağı
gibi,her insana da aynı terbiye usulü uygulanamaz.miftah ül kulüb kalplerin anahtarı sy.7.
Fıkıh lehine ve aleyhine olan bilgileri bilmek demektir.katre
İstişare ehliyle yapılmalıdır.ehliyle yapılmadığı zaman istenilen sonuç elde edilemez.
İlim,amel,ihlas,sünnet.bir kişi önce ilim sahibi olmalı,ilmi uygulamalı,samimi olmalı ve sünnete
uygun olmalıdır.esad coşan.
Birinci nükte: Mûsâ (a.s.) hastalandı ve karnının ağrısı iyice şiddetlendi de hâlini, Cenâb-ı Allah´a arzetti. Allah da ona, sahradaki bir otu gösterdi. O da, ondan yedi de, Allah´ın izniyle şifa buldu. Sonra, bir başka zaman bu hastalık ona tekrar musallat oldu. Bunun üzerine, aynı otu yedi. Fakat hastalığı arttı. Hastalığı, artınca şöyle dedi: "Ya Rabbî, ilk önce bu otu yedim ve ondan faydalandım. İkinci defa onu yediğimde ise, hastalığım arttı." Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk şöyle buyurdu: "Çünkü sen, birincide seni ota sevkeden Ben idim, böylece onda şifa meydana geldi. İkincisinde ise, sen kendin ota gittin de, bunu müteakip hastalığın arttı. Bilmiyor musun ki, bütün dünya öldürücü zehir, onun panzehiri de benim ismimdir."
İkinci nükte: Rabiatü´l-Adeviyye, bütün geceyi teheccüd ve namaz ile geçirdi. Tan yeri ağarınca, uyudu. Derken, evine hırsız girdi. Elbiselerini aldıktan sonra, kapıya doğru yöneldi. Fakat kapıyı bulamadı. Bunun üzerine elbiseleri bıraktı, kapıyı da buldu. Bu işi üç defa tekrarladı. Bunun üzerine, evin köşe-bucağından, "Kumaşı bırak ve çık. Şayet seven uyuduysa. onun Sultanı uyanıktır" diye nida edildi.
Üçüncü nükte: Ariflerden birisi koyun otlatıyordu. Sürüsünün içinde, koyunlara zarar vermeyen kurtlar da bulunuyordu. Derken kendisine birisi uğrayarak, ona şöyle seslendi: "Ne zaman koyunlarla kurtlar anlaşma yaptılar?" Çoban şöyle dedi: ´Bunları otlatan, Allah´la sulh yaptığından beri!".
Dördüncü nükte: "Bismillah" sözünün manası, "Allah´ın adıyla başlıyorurrTdur. Kolaylık meydana gelsin diye, voaşlıyorum) kelimesi düşürülmüştür. Bu nedenle, "Bismillah" dediğinde, sanki sen demiş olursun. Bundan maksat, işe başlamadan önce, işinin kolaylığa, hafifliğe ve müsamahaya dayanmakta olduğuna kulun dikkatini çekmektir. Böylece, sanki Cenâb-ı Hakk, senin için zikrettiği kelimenin daha başında, onu, seni affedeceğine, sana lütufta bulunacağına delil kılmıştır
Beşinci nükte: Anlatıldığına göre Firavun, Tanrılık iddiasında bulunmazdan önce, bir saray yaptırttı. Ve, sarayın dış kapısına da, besmelenin yazılmasını emretti. Ulûhıyyet iddiasına kalkışıp da, Hz. Mûsâ peygamber olarak ona gelip, O´nu hak dine davet edince, onda doğruya ulaşma istidadı görmedi. Bunun üzerine Hz. tylûsâ şöyle dedi: "Ya Rabbî, onu ne kadar dine davet ettimse de, onda her hangi bir hayır görmedim." Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk şöyle buyurdu: "Ey Mûsâ, belki de sen, onun küfrüne bakarak, onu helak etmemi istiyorsun. Halbuki Ben, onun sarayının dış kapısının üzerine yazmış olduğu besmeleye bakıyorum." Buradaki incelik şudur: Kâfir de olsa, kim bu kelimeyi dış kapısının üzerine yazarsa, helak olmaktan emin olur. Kim bu kelimeyi, ömrünün başından nihayetine kadar, kalbine yazarsa, onun durumu nasıl olur, var sen düşün!
Birinci nükte: Mûsâ (a.s.) hastalandı ve karnının ağrısı iyice şiddetlendi de hâlini, Cenâb-ı Allah´a arzetti. Allah da ona, sahradaki bir otu gösterdi. O da, ondan yedi de, Allah´ın izniyle şifa buldu. Sonra, bir başka zaman bu hastalık ona tekrar musallat oldu. Bunun üzerine, aynı otu yedi. Fakat hastalığı arttı. Hastalığı, artınca şöyle dedi: "Ya Rabbî, ilk önce bu otu yedim ve ondan faydalandım. İkinci defa onu yediğimde ise, hastalığım arttı." Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk şöyle buyurdu: "Çünkü sen, birincide seni ota sevkeden Ben idim, böylece onda şifa meydana geldi. İkincisinde ise, sen kendin ota gittin de, bunu müteakip hastalığın arttı. Bilmiyor musun ki, bütün dünya öldürücü zehir, onun panzehiri de benim ismimdir."
İkinci nükte: Rabiatü´l-Adeviyye, bütün geceyi teheccüd ve namaz ile geçirdi. Tan yeri ağarınca, uyudu. Derken, evine hırsız girdi. Elbiselerini aldıktan sonra, kapıya doğru yöneldi. Fakat kapıyı bulamadı. Bunun üzerine elbiseleri bıraktı, kapıyı da buldu. Bu işi üç defa tekrarladı. Bunun üzerine, evin köşe-bucağından, "Kumaşı bırak ve çık. Şayet seven uyuduysa. onun Sultanı uyanıktır" diye nida edildi.
Üçüncü nükte: Ariflerden birisi koyun otlatıyordu. Sürüsünün içinde, koyunlara zarar vermeyen kurtlar da bulunuyordu. Derken kendisine birisi uğrayarak, ona şöyle seslendi: "Ne zaman koyunlarla kurtlar anlaşma yaptılar?" Çoban şöyle dedi: ´Bunları otlatan, Allah´la sulh yaptığından beri!".
Dördüncü nükte: "Bismillah" sözünün manası, "Allah´ın adıyla başlıyorurrTdur. Kolaylık meydana gelsin diye, voaşlıyorum) kelimesi düşürülmüştür. Bu nedenle, "Bismillah" dediğinde, sanki sen demiş olursun. Bundan maksat, işe başlamadan önce, işinin kolaylığa, hafifliğe ve müsamahaya dayanmakta olduğuna kulun dikkatini çekmektir. Böylece, sanki Cenâb-ı Hakk, senin için zikrettiği kelimenin daha başında, onu, seni affedeceğine, sana lütufta bulunacağına delil kılmıştır
Beşinci nükte: Anlatıldığına göre Firavun, Tanrılık iddiasında bulunmazdan önce, bir saray yaptırttı. Ve, sarayın dış kapısına da, besmelenin yazılmasını emretti. Ulûhıyyet iddiasına kalkışıp da, Hz. Mûsâ peygamber olarak ona gelip, O´nu hak dine davet edince, onda doğruya ulaşma istidadı görmedi. Bunun üzerine Hz. tylûsâ şöyle dedi: "Ya Rabbî, onu ne kadar dine davet ettimse de, onda her hangi bir hayır görmedim." Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk şöyle buyurdu: "Ey Mûsâ, belki de sen, onun küfrüne bakarak, onu helak etmemi istiyorsun. Halbuki Ben, onun sarayının dış kapısının üzerine yazmış olduğu besmeleye bakıyorum." Buradaki incelik şudur: Kâfir de olsa, kim bu kelimeyi dış kapısının üzerine yazarsa, helak olmaktan emin olur. Kim bu kelimeyi, ömrünün başından nihayetine kadar, kalbine yazarsa, onun durumu nasıl olur, var sen düşün!
Altıncı nükte: Cenâb-ı Hakk kendisini Rahman ve Rahîm diye adlandırdı. O halde, nasıl merhamet etmesin? Anlatıldığına göre, bir dilenci zengin bir kimsenin kapısında durarak, bir şeyler istemişti. Bunun üzerine kendisine çok cüz´î bir şey verildi. İkinci gün, elinde bir baltayla geldi ve kapıyı kırmaya başladı. Ona, "Ne yapıyorsun?" denilince, şöyle cevap verdi: "Ya kapı, bahşedilene uygun veyahut da yapılan bağışın kapıya uygun olması gerekir." Ey Rabbımiz! Merhamet denizleri, senin rahmetine nisbetle, zerrenin senin Arşına olan nisbetinden daha küçüktür. Kitabının başında rahmetinin sıfatını, kullarına bildirdin. Binâenaleyh, bizi rahmetinden ve lütfundan mahrum bırakma.
Yedinci nükte: Allah lâfzı, hükümranlığa, kudrete ve yüceliğe işarettir. Cenâb-ı Hakk, Allah lâfzının peşinden lâfızlarını zikretmiştir ki, bu da O´nun rahmetinin, kahrından daha çok ve daha mükemmel olduğuna işarettir.
Sekizinci nükte: Çoğu kez, hükümdarın kölelerinin, at, katır ve eşek gibi hayvanları satın aldıklarında, hükümdarın düşmanlarının bu matlarda gözü olmasın diye, hükümdarın damgasını bunun üzerine vurdukları görülür Tıpkı bunun gibi, tan diye bir düşmanın vardır. Öyle ise bir işe başladığında, düşmanın onda gözü olmasın diye. "Bismiİlahirrahmanirrahîm" diyerek, ona damgamı vur.
Dokuzuncu nükte: Nefsini, Allah´ın zikrine arkadaş kıl ki, her iki dünyada O´n-dan uzak olmayasın. Hz. Peygamber (s.a.s.)´den, şu rivayet edilmiştir. O, Hz. Ebû Bekr´e yüzüğünü vermiş ve ona şöyle demişti: "Bu yüzüğe, "Lâ ilahe illallah" yazd/r." Bunun üzerıne.Hz. Ebû Bekr yüzüğü, nakışçıya vererek ona, "Lâ ilahe illallah Muhammedun Resulullah" yaz dedi. Nakkaş, yüzüğe bu cümleyi yazdı.
Daha sonra Hz. Ebû Bekr yüzüğü Hz. Peygamber (s.a.s.)´e getirdi de, Hz. Peygamber yüzükte, "Lâ ilahe illallah Muhammedun Resululiah Ebû Bekr es-Sıddîku" diye yazıldığını gördü. Bunun üzerine, "Ya Ebâ Bekr, bu ilâveler ne?" dedi. Ebû Bekr de, cevaben, "Ya Resûlellah, senin ismini, Allah´ın isminden ayrı düşürmeye gönlüm razı olmadı. "Ebû Bekr es-Siddîku" (Ebû Bekr de siddîk, yani çok sâdıktır.) cümlesine gelince, bunu ben söylemedim, dedi ve utandı. Bunun üzerine Cebrail çıkagelerek şöyle dedi: Yâ Resûlellah "Ebû Bekr es-Sıddîku" cümlesini ben yazdım. Çünkü Ebû Bekr, senin isminin Allah´ın isminden ayrı olmasına razı olmadı. Allah da, onun isminin senin isminden ayrılmasına razı o/madi." Buradaki incelik şudur: Hz. Ebû Bekr (r.a,), Hz. Muhammed´in isminin Allah´ın isminden ayrılmasına razı olmadığı için bu ikrama nail olmuştur. Kişi, Allah´ı yâdetmeyi hiç terketmediği zamansa durum nasıl olur? Var sen düşün.
Onuncu nükte: Hz. Nûh (a.s.) gemiye bindiği zaman "Geminin akıp gitmesi ve demir alması Allah´ın ismiyledir." (Hûd. 4i) deyince, Besmelenin yarısıyla umulan kurtuluşu elde etmiştir. Ömrü boyu bu kelimeye devam eden kimse, kurtuluştan nasıl mahrum kalır? Bunun gibi, Hz. Süleyman (a.s.) "Bu mektup Süleyman´dan gelmektedir. O, "Bismillahirrahmanirrahîm" diye başlamaktadır." (Nemi. 30) sözüyle dünya ve ahi-ret mülkünü elde etti. Kulun, bu kelimeyi söylediğinde, dünya ve ahiret mülküne ulaşacağı umulur
Onblrlnci nükte: Birisi, Hz. Süleyman´ın, diyerek, kendi ismini, Allah´ın ismine niye takdim etmiştir? diyebilir. Buna birçok bakımdan cevap verilebilir.
Birincisi: Belkıs, odasına hiç kimsenin girmesi mümkün olmadığı halde, mektubu yastığının üzerine konulmuş olarak buldu. Duvarın üzerinde, Hüdhüd´ü gördü. Onu görünce, bu mektubun Hz. Süleyman´dan olduğunu anladı. Mektubu eline aldı ve "Mektub, Süleyman´dandır" dedi. Mektubu açınca, "Bismillahirrahmanirrahîm" ifadesini gördü ve dedi. Buna göre, anlaşılıyor ki, ifadesi, Süleyman (a.s.)´ın sözü olmayıp, Bel-kıs´ın sözüdür.
İkincisi: Belki de Hz. Süleyman (a.s.) mektubun zarfına diye; mektuba da, bütün mektublarda olduğu gibi, diye başlamıştır. Beikıs mektubu alınca, zarfın üstünü okudu da, " "Bu, Süleymandan" dedi. Zarfı açınca da, " cümlesini okudu da bunun üzerine, "Bu mektub, " " ile başlıyor" dedi.
Üçüncüsü: Belkıs, kâfir idi. Süleyman (a.s.), Belkıs mektuba baktığı zaman, Allah´a dil uzatmasından korktuğu için, bu dil uzatma kendisine olsun, Allah´a olmasın diye, kendi ismini Allah´ın isminden önce zikretti.
Onikinci nükte: kelimesindeki "bâ" harfi, kelimesinden müştaktır.
"Berr" kelimesi de, dünya ve ahiretteki çok çeşitli ikramları ile, müminlere iyilik yapan manasınadır. Cenâb-ı Allah´ın iyilik ve ikramının en yücesi, kıyamet günü müminlere kendi Cemâlini göstermesidir.
Birisinin, Yahudî olan komşusu hastalandı. Bu zat şöyle anlatıyor: Ziyaret için, hastanın yanına girdim ve ona. Müslüman olsana, dedim. O da bana, niçin Müslüman olayım, dedi. Cehennem korkusundan emin olman için, dedim. O da, cehenneme aldırış etmiyorum, dedi. Ben de, öyleyse cennete kavuşman için, Müslüman ol. dedim. O, cenneti istemiyorum, dedi. Ben de. öyleyse ne istiyorsun, dedim. Yahudî, Cenâb-ı Allah´ın, kerim yüzünü bana göstermesini istiyorum, dedi. Ben de, bu arzuna nail olmak için Müslüman ol, dedim. O, bunu yazı ile yaz, dedi. Ben de. bunu onun için yazdım. Bunun üzerine o. Müslüman oldu ve hemen öldü. Cenazesini kıldık ve defnettik. Onu rüyamda, sanki gururlanır bir durumda gördüm ve ona: "Şemon! Rabbin sana nasıl muamele etti9" diye sordum. O da cevaben: "Allah beni bağışladı ve bana, Bana olan şevkinden dolayı Müslüman oldun, dedi." kelimesindeki "sîn" harfi, Cenâb-ı Allah´ın "Semî" (hakkıyla duyan, işiten) isminden gelmektedir. AHahu Teâlâ, Arş´tan toprağın altına kadar, bütün mahlûkatın duasını duyar.
Rivayet edildiğine göre, Zeyd b. Harise (r.a.), bir münafık ile beraber Mekke1 den Taife doğru yola çıktı. Bir harabeye vardıkları zaman, münafık şuraya girip istirahat edelim, dedi. Girdiler ve Zeyd {r.a.) uyudu. Münafık, Zeyd´in elini ayağını iyice bağlayarak, onu Öldürmek istedi. Bunun üzerine (uyanan Zeyd), beni niçin öldürmek istiyorsun? dedi, Münafık, çünkü Muhammed seni seviyor. Ben ise, O´na buğz ediyorum, dedi. Zeyd (ra.),"Ya Rahman! Bana yardım et!" diye yakardı. Münafık, "Yazıklar olsun sana, onu öldürme!" diyen bir ses duydu. Dışarı çıktı, sağa sola bakınca hiç kimseyi göremedi. Tekrar geri dönüp, Zeyd´ı öldürmek istedi. Bu sefer, "Onu öldürme!" diyen ve öncekinden daha yakından seslenen birisini işitti. Tekrar dışarıya bakınca, kimseyi göremedi. Üçüncü defa dönüp, Zeyd (r.a.)´ı öldürmek istedi. Onu öldürme! diyen ve çok yakından gelen bir ses işitti. Bunun üzerine dışarı çıkınca, mızraklı bir süvari gördü. Süvari mızrağı ile, bir vuruşta, münafığı öldürdü. Ve, harabeye girerek, Zeyd´in iplerini çözdü. Ona, "beni tanıyor musun, ben Cebrailim, sen Allaha dua ettiğinde, ben yedincı semada bulunuyordum.AllahTeala kuluma yetiş dedi. İkinci defa öldürmek istediğinde en yakın semadaydım. Üçüncüsünde münafığa yetiştim." dedi.
deki "mim" harii de, Arş´dan toprağın aHına kadar olan her şevtn, Allah´ın milki ve mülkü olduğunu ifade eder.
Süddî, şöyle demiştir: Süleyman (as.) zamanında insanlar, kıtlık belâsına uğradılar. Süleyman (a.s.)´a gelip. "Ey Allah´ın peygamberi, insanlarla yağmur duasına çıksana!" dediler. Bunun üzerine, hep beraber yağmur duasına çıktılar. Birden, ayakları üzerine kalkmış ve ellerini açmış bir karıncanın, "Ya Rabbî, ben senin yaratıklanndanım. Senin lütfundan müstağni olamam" diye dua ettiğini gördüler. Bunun üzerine, Cenâb-ı Allah onlara bol yağmur indirdi. Bu durumu görünce Hz. Süleyman, insanlara: "Haydi, geri dönün! Başkasının yakarmasıyla, sizin talebinize karşılık verildi." dedi.
"Allah" lâfzına gelince: Ey insanlar, biliniz ki, ben bütün hayatım boyunca, "Allah" dedim. Öldüğüm zaman, Allah diyeceğim. Kabirde sual sorulduğunda, Allah diyeceğim. Kıyamet gününe vardığım zaman, Allah diyeceğim. Amel defterimi aldığımda, Allah diyeceğim. Amellerim tartıldığında, Allah diyeceğim. Sıratı geçerken, Allah diyeceğim. Cennete girerken, Allah diyeceğim Ve Cenâb-ı Allah´ı gördüğümde, yine Allah diyeceğim.
Onüçüncü nükte: "Besmelede" bu üç ismin zikredilmesinin hikmeti, Kur´ân-ı Kerim´de, muhatap alınanların üç kısım olmasındandır.
Cenâb-ı Hakk şöyle buyurmaktadır: "Onlardan, nefsine zulmeden vardır. Onlardan orta yolu tutan vardır. Ve onlardan, hayırlarda, en önde olan vardır" (Fatır, 32) Bu ayette Cenâb-i Hakk, sanki şöyle: buyurmaktadır: "Ben, hayırlarda en önde olanların Allah´ıyım. Orta yolu tutanların Rahmânı´yını. Zulmedenlerin de Rahîm´iyim."
Aynı şekilde "Allah" lütuflarda bulunan; Rahman, seçkin kullarının (evliya) zel-lelerini (küçük hatalarını) bağışlayan; Rahîm de, kabalığı (cefa) bağışlayandır. Rahmetinin kemâlinden dolayı, Cenâb-ı Allah âdeta şöyle diyor: "Ey kulum! Ben senin öyle durumlarına muttaliyım ki, eğer anne ve baban onları bilmiş olsaydı, seni terkederlerdi. Eğer hanımın onları bilseydi, sana cefa ederdi. İnsanlar bilseydi, hemen senden kaçarlardı. Komşun bilseydi, evini yerle bir etmeye çalışırdı. Ben bütün bunları biliyorum ve fakat, benim Kerîm bir Rabb olduğumu bilesin diye, lütfumla onları örtüyorum."
Ondördüncü nükte: "Allah" ismi, Allah´ın dostluğunu gerektirir.
"Allah, iman edenlerin dostu (yardımcısı)dur."(Bakara, 257). "Rahman" ismi, Allah1 m muhabbetini gerektirir "Hakikaten, iman edip de, salih ameller işleyenler yok mu? Rahman, onların gönüllerinde (kendi) sevgisini yaratacaktır." (Meryem, 96) "Rahîm" ismi ise, Allah´ın rahmetini iktiza aHar Allah, müminlere merhametlidir." (Ahzab,43)
Onbeşinci nükte: Hz. Peygamber (ş.a.s.) şöyle buyurmuştur
"Kim, üzerinde besmele yazılı bir kâğıdı Allah´a saygısından dolayı yerden kaldı-nrsa, Allah katında sıddîklerden yazılır, ana babasının, müşrik de olsalar azabla-n hafifletilir." Bu konuda Bişru´l-Hâfi´nin hikayesi meşhurdur. Ebu Hureyre (ra)´den, Peygamberimiz (s.a.s.)´in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Ya Ebâ Hureyre, abdest aldığında "Bismillah" de. Zira, abdestini tamamlayıncaya kadar senin Halaza Meleklerin sana sevab yazmayı bırakmazlar. Hanımınla münasebette bulunduğunda "Bismillah" de. Zira, sen gusledinceye kadar, Hafaza Meleklerin sana sevab yazarlar. Eğer bu münasebetten bir çocuk olur ve o çocuğun da nesli devam ederse, hiç bir istisna olmaksızın, soyundan gelenlerin nefesleri sayısınca sana sevap yazılır. Ey Ebû Hureyre, bir hayvana bindiğinde, "Bismillah, elhamdülillah" de. O zaman, hayvanın adımları sayısınca sevap yazılır. Bir gemiye bindiğinde de "Bismillah, elhamdülillah" de. O zaman, ondan ininceye kadar sana sevab yazılır. Enes b. Mâlik (r.a.)´dan rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (as.) şöyle buyurmuştur:
"İnsanların elbiselerini çıkardıkları zaman "Besmele" çekmeleri, insanların mahrem yerleri İle cinlerin gözleri arasında perde olur."[366] Bu hadiste şuna işaret edilmiştir: Besmele, bu dünyada senin ile cinlerden olan düşmanların a-rasında perde olursa, ahırette de senin ile zebaniler arasında perde olmaz mı?
Onaltıncı nükte: Bizans İmparatoru, Hz. Ömer (r.a.)´a, devamlı bir baş ağrısı olduğunu, bunun için kendisine bir ilaç göndermesini yazmıştı. Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.) bir fes gönderdi. İmparator bu fesi başına koyduğunda, başağrı-sı duruyor, çıkarınca başı yeniden ağrımaya başlıyordu. Bunun üzerine İmparator hayret ederek, fesi kontrol etmeye başladı. Fesin içinde "Besmele"nin yazılı olduğu bir kâğıt buldu.
Onyedinci nükte: Hz. Peygamber (s.a,s.) şöyle buyurmuştur:
"Kim abdest alır da besmele çekmezse, sadece yıkadığı azaları temizlenmiş olur. Kim de abdest alır ve besmele çekerse bütün vücûdunu temizlemiş olur."
Abdestte besmele çekmek, bütün bedeni temizlediğine göre, o besmeleyi samimî kalb ile çekmenin, kalbi küfür ve bidatlardan temizlemesi evlâ olur.
Onsekizinci nükte: Birisi. Halid b. Velîd.(r.a.)´dan bir delil istemiş ve "Sen müs-lüman olduğunu iddia ediyorsun. O halde m üslü m an olmamız için bizfe bir delil göster" demiştir. Bunun üzerine Hâlid b. Velid {r.a.): "Bana öldürücü bir zehir getirin" dedi. Ona bir tas zehir getirildi. Tası eline aldı ve "Bismillahirrahmânirrahîm" diyerek hepsini içti. Allah´ın izni ile sapasağlam kalktı. Bunun üzerine Mecusîler: "İşte bu gerçek dindir´ dediler.
Ondokuzuncu nükte: Hz İsâ (a.s.), bir kabrin yanından geçerken azap meleklerinin bir ölüye azab ettiklerini gördü. İşini görüp tekrar döndüğünde, aynı kabre uğradı. Bu sefer de, yanlarında nurdan tabaklar bulunan rahmet meleklerini gördü ve bu hale taaccüb etti. Bunun üzerine Hz. İsâ (a.s.) namaz kılıp Allah´a dua etti de, Cenâb-ı Allah ona şunu vahiy ile bildirdi: Ey İsâ, o, âsî ve günahkâr bir kul idi. Öldüğünden beri azabımda idi. Geride hanımını hâmile olarak bırakmıştı. Hanımı bir çocuk doğurdu ve büyüyünceye kadar onu terbiye etti. Daha sonra onu mektebe verdi. Hocası ona besmeleyi öğretti. İşte bu nedenle, oğlu yer yüzünde Benim adımı söylerken. Ben, yerin altında kuluma ateşimle azab etmekten haya duydum."
Yirminci nükte: Kadın sûfîlerın büyüklerinden olan ´Umretü´l-Ferğâniyye´den, "cünüp ve hayızlı kimsenin besmeleden değil de, Kur´an okumaktan menedil-mesindeki hikmet nedir?" diye soruldu da, O şu cevabı verdi: "Besmele çekmek, dostun ismini anmaktır Dost ise, dostunu anmaktan menedilmez."
Yirmlblrincl nükte: "Rahîm" ismi hakkında şöyle denmiştir: Allah Teâlâ, insanlara altı yerde rahmet eder: Kabir ve kabirden çıkıp toplanmada, kıyamet ve kıyametin karanlıklarında, mîzan (terazi) ve derecelerinde, amel defterlerinin okunması esnasında ve onun korkusunda, sırat ve korkusunda, cehennem ve tabakaları hususunda.
Yirmilkinci nükte: Ariflerden birisi besmeleyi yazdı ve bunun kefenine konulmasını vasiyet etti. Bunun üzerine ona, "Bundan ne umuyorsun?" denildi. O da: "Kıyamette şöyle derim: Allahım! Sen bir kitab gönderdin ve başına besmeleyi koydun. O halde bana. kitabının bu başlığına göre muamele et."
Yirmi üç üncü nükte: Besmelenin harflerinin ondokuz tane olduğu söylendi. Bunda iki fayda vardır.
Birincisi: Zebanîler de ondokuz tanedir. Böylece Cenâb-ı Allah, bu ondokuz harfe karşılık, zebanilerin azabını savuşturur.
İkincisi: Cenâb-ı Hakk, gece ve gündüzü yirmidört saat olarak yarattı. Sonra beş ayrı saatte beş vakit namazı farz kıldı. Binâenaleyh besmelenin bu ondokuz harfi, yirmi dört saatten geriye kalan ondokuz saatte meydana gelen günahlar için kefaret olmuş olur.
Yirmidördüncü nükte: Tevbe Sûresi, savaş emrini ihtiva ettiği için, başına besmele yazılmadı. Yine bir hayvanı keserken uyulması gereken sünnet de böyledir, denilirde, denilmez. Zira savaş ve öldürme zamanında, Rahman ve Rahîm kelimelerini söylemek uygun olmaz. Her gün besmeleyi, farz namazlarda onyedi defâ söylemeye muvaffak kıldığına göre, bu, Allah´ın seni, öldürmen ve azab etmen için değil, merhamet, iyilik ve lütufta bulunman için yaratmış olduğunu gösterir. Allah Teâlâ doğru olana götürendir. [367] Başa Dön
44840.Anlamadan ibadet yapan bir abid,gece ev yapıp da gündüzün yıkan kişi gibidir.Ramuzül ehadis.
4845.insanları idare etmek bir nevi sadakadır.
4846.Devamlı içki içen puta tapan gibidir.c.2.s.125.
İstiare i bedia.daha önce eşine,benzerine rastlanmamış şekilde bir kelime veya cümleyi asıl manası
dışında başka bir manada kullanma sanatı.
İhlasla ibadet,ancak iyi niyetle olur,
içi boş kabuktan ne fayda beklenir ki.
Susuz zahidlerden yaşlık olgunluk bekleme.
Zira zayıf sel suyu deryaya ulaşamaz.Ruhu l furkan c.11.s.529.
O nu anlamanın bir sınırı var...Allah c.c....çünkü Ziya Paşa'nın mısraları ile 'İdrak-i meali bu küçük akla gelmez. Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez' demiştir.
Çünkü namaz müslümanın zırhıdır.Altınoluk
İmam şafii hz. buyurur.Dünya sevgisi ile Allah c.c. sevgisini bir arada toplarım diyen,
ancak gafletini ifade eder.
Ahmed bin Hanbel hz.buyurur.insana az bir mal yeter.Çok mal ise kafi gelmez.
Mevlana Hazretleri buyurur:
"Ey ekmek uğruna iman cevherini zaafa uğratan, ey bir arpaya bir hazineyi satan zavallı! Nemrut, gönlünü İbrahim'e ram etmedi ama, canını bir sivrisineğe teslim etti."
Şunu iyi bil ki açlık,ilaçların şahıdır.
Secde,şükür, tevbe, istiğfar, infak..
Hayatın kulluk şuuruyla yaşanması çabasıdır. Secde, adam olma yani Adem olma davasıdır.
Secde etmemek adamlıktan çıkmak iblisleşmektir. Hakkı görmezden gelmektir. Bunun adı ise inkardır.
Öyle kuddus,tahir,öyle yüce,kahir Allahü c.c.ki o nu mekanlardan hiç bir mekan ihata
edemez.O mekandan münezzehtir.
O Allah c.c.ı zamanlardan hiç bir zaman O nu ihata edemez.Allah c.c.zamandan da
münezzehtir.kara davud delail i hayrat şerhi.
Kılavuzu karga olanın başı dertten,burnu ... kurtulmaz.
Bazen bir iş peyda olup kaide ve usuldan vazgeçmeyi icab edebilir.berika c.1.s.497.
Ortadokslar ve katolikler birleşti.
Sünni ve şia ne zaman birleşecek?
Berika c.1.s.197.
Çünkü ,peygamber s.a.v.şeriatın başlangıcı ve ahkamın menşei olduğu için,olabilir yani ana gibi başlangıç olduğu için,o na ümmi denilmektedir.
Ölüm zamanında melekler ayette vasıfları belirtilen müminlere,zikredilen müjdeleri
vereceklerdir.Dosdoğru yolda yürümek,iman ve onda sebattır.Bunu Hz.Ebu Bekir söz ve
davranışla istikamette olmak,Hz.Ömer mümafıklık etmemek,Hz.Osman amelde ihlas,Hz.Ali
farzları eda şeklinde yorumlamışlardır.kuran ı kerim açıklamalı meali.
Halkın bozulması devlet adamlarının yüzündendir.Devlet adamlarının bozulması da
bilginlerin yüzündendir.imam ı Gazali.
İlim ağaç yerindedir,ibadette onun meyvesidir.
Cehalet ve gaflet her fenalığın anasıdır.
Abdestli olarak ölen,ölüm acısı çekmez.çünkü abdest imanlı olmanın alametidir.
Hadis i şerif.
En kıymetliniz.Allahü tealadan en çok korkanınızdır.Hucurat suresi .13.
Bütün işlerin neticesinin sıhhatli ve faydalı olabilmesi,iki şart vardır.sabır ve ihlas.
Abdullah Mürteiş Rahmetullahi aleyh.
Şüphesiz Allah c.c.hak ve hukuka riyaet edenleri sever...kimide severse onu muvaffak eder.tevbe suresi 4.ayet
Biz,kitap tan ve tabiattan bir ayet ve yaratığı gidersek veya unuttursak veya geciktirsek ,ondan daha yararlısını veya aynısını getiririz.sen Allah c.c.ın her şeye gücü yettiğini bilmedin mi ?.Bakara suresi 106.
Yorum Gönder